Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı

2224-) İmâm Mâlik, Nâfî'den; o da Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) 'den, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'ın muzâbene satışından nehy buyurduğunu ve (İbn Omer'in:) Muzâbene, yaş hurmayı ölçekle (tahmîn ederek) kuru hurma ile satın almak, yaş üzümü de kuru üzümle (yine böyle tahminî) ölçekle satmaktır, dediğini haber vermiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Hurmayı Yaş Hurma İle; Kuru Üzümü Yaş Üzümle Satmaktan İbaret Olan Muzâbene Satışı Ve Arıyyeler Satışı Bâbı
2225-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den (şöyle demiştir):Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) muzâbene’den de, mühâkale’den de nehyetti. Muzâbene, ağaçların başlarındaki yaş meyveyi (tahmîn ederek) kuru hurma ile satın almaktır.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Hurmayı Yaş Hurma İle; Kuru Üzümü Yaş Üzümle Satmaktan İbaret Olan Muzâbene Satışı Ve Arıyyeler Satışı Bâbı
2226-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) muhâkale’den ve muzâbene’den nehyetti, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Hurmayı Yaş Hurma İle; Kuru Üzümü Yaş Üzümle Satmaktan İbaret Olan Muzâbene Satışı Ve Arıyyeler Satışı Bâbı
2227-) Bize İmâm Mâlik, Nâfi'den; o da İbn Omer'den; o da Zeyd ibn Sâbit (radıyallahü anh)'den, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'ın, ariyye sahibine ariyyesini(yani ayırdığı ağaçlar üzerindeki yaş hurmayı) ne kadar kuru hurma getireceğini tahmîn ve takdir etmek suretiyle satmasına ruhsat verdiğini, tahdîs etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Hurmayı Yaş Hurma İle; Kuru Üzümü Yaş Üzümle Satmaktan İbaret Olan Muzâbene Satışı Ve Arıyyeler Satışı Bâbı
2228-) Câbir (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), tadı hoş ve güzel oluncaya kadar (ağaç üstündeki) yaş meyveyi satmayı nehyetti ve: "Olgun yaş meyve ancak dînar ile, dirhem ile (yânı altın ve gümüş para ile) satılır. Yalnız ariyyeler müstesnadır (onlar yaş veya kuru hurma ile satılabilir)" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hurma Ağaçlarının Başları Üzerindeki Yaş Hurmaların Altın Ve Gümüş İle Satılması Bâbı
2229-) Bize Abdullah ibnu Abdilvahhâb tahdîs edip şöyle dedi: Ben İmâm Mâlik'ten işittim. Ubeydullah ibnu'r-Rabî', İmâm Mâlik'e sorup: Dâvûd ibnu Husayn, Ebû Sufyân (Kuzmân)'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den;Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Ariyyeler satışında beş vesk yahut beş vesk'ten az mikdâra ruhsat verdi" hadîsini sana tahdîs etti mi? dedi. Mâlik de: Evet, diye cevâb verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hurma Ağaçlarının Başları Üzerindeki Yaş Hurmaların Altın Ve Gümüş İle Satılması Bâbı
2230-) Bize Alî ibnu Abdillah tahdîs edip şöyle dedi: Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Yahya ibnu Saîd şöyle dedi: Ben Buşeyr'den işittim; şöyle dedi: Ben Sehl ibn Ebî Hasmete'den işittim: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) yaş meyveyi kuru hurma ile satmayı nehyetmiş ve ariyyede (yânı satılmak üzere ayrılan ağaçlarda) satın alanların onu yaş meyve olarak yemeleri için ne kadar kuru hurma tutacağını tahmîn etmek suretiyle, o kadar hurmaya satılmasına müsâade eylemiştir. Sufyân ibn Uyeyne diğer bir defasında: Ancak Peygamber ariyyede, sâhiblerinin onun getireceği kuru hurma mikdârmı tahmîn etmek suretiyle, alıcıların onu yaş hurma olarak yemeleri için o kadar kuru hurmaya satmalarına ruhsat verdi, demiştir. Buhârî: Sufyân'ın bu iki sözü lâfzan biraz farklı iseler de, ma'nâca bir ve müsavidirler, dedi. dedi ki: Ben gencecik bir oğlan çocuğu iken Yahya ibn Saîd el-Ensârî'ye: Mekke ahâlîsi, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'in kendileri için ariyyelerin(yani meyveleri yaş olarak satılmak üzere ayrılmış olan ağaçların) satışına (kayıdsız olarak) ruhsat verdi diyorlar, dedim. Bunu Mekke ehline bildiren nedir? Dedi. Çünkü onlar bu hadîsi Câbir'den rivayet ediyorlar, dedim. Bunun üzerine Yahya sükût etti. bu isnadla Sufyân: Ben Yahya'ya söylediğim bu sözümle ancak Câbir'in Medîneli olduğunu (ve Mekkeliler'in bu hadîsi Câbir'den rivayet etmekte olduklarını) ifâde etmek istedim, dedi. dedi ki: Sufyân'a: Bu hadîste salâhı meydana çıkıncaya kadar yaş meyveyi satmaktan nehy yoktur, denildi. Hayır, yoktur, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hurma Ağaçlarının Başları Üzerindeki Yaş Hurmaların Altın Ve Gümüş İle Satılması Bâbı
2231-) Bize Mûsâ ibnu Ukbe, Nâfi'den; o da İbnu Omer'den; o da Zeyd ibn Sâbit(radıyallahü anh)'ten haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ariyyeler hususunda onların kaç ölçek kuru hurma tutacağını tahmin ve takdir etmekle satılmalarına ruhsat vermiştir. Musa ibnu Ukbe: Ariyyeler bir takım hurma ağaçlarıdır ki, sen onların yanına gelirsin de, onların üstündeki yaş hurmaları kuru hurma karşılığında satarsın, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Ariyyelerin Tefsiri Bâbı
2232-) Ve îmâm Leys ibn Sa'd, Ebu'z-Zinâd Zekvân'dan söyledi ki, Urve ibnu'z-Zubeyr, Harise oğulları'ndan olan Sehl ibnu Ebî Haşmete el-Ensârî'den tahdîs eder idi. O da Zeyd ibn Sâbit'ten tahdîs etmiştir. Zeyd ibn Sabit (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) zamanında bâzı insanlar henüz olgunlaşmamış yaş hurmaları (ağaç üstünde tahmin ederek) alırlar, satarlardı. Bu insanlar mahsûlü kesip de hakları ödeşmeleri zamânı gelince, müşteri: Mahsûle duman dokundu;. Her hangi bir hastalık isabet etti; korukları bozup dökülmelerine sebeb olan bir hastalık geldi; meyvelere bir takım âfât ve ayıplar arız oldu diyerek, bu hastalıklar sebebiyle da'vâya ve husûmete girişirlerdi. Rasûlüllah'ın huzurunda bu konudaki da'vâ ve husûmetler çoğalınca, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Mademki siz erişilmemiş mahsûlün alışverişini bırakmayarak davâlaşmaya düşüyorsunuz. Bir daha hurma meyvesini ağaç üstünde salâhı meydana çıkıncaya kadar alıp satmayınız" buyurdu. ibn Sabit devamla: Rasûlüllah'ın bu nehyi, meşveret mâhiyetinde idi. Bununla halk arasında bu nevi' alın satım yüzünden meydana gelen husûmetin çokluğuna işaret ediyordu, demiştir. râvîlerinden Ebu'z-Zinâd: Zeyd ibn Sâbit'in oğlu Hârice (ki Yedi Fakîh'ten biridir), bana: Bâbam Zeyd ibn Sabit, Süreyya yıldızı doğuncaya ve böylece mahsûlün sarısı kırmızısından seçilinceye kadar kendi arazîsinin meyvelerini satmazdı, diye haber verdi, demiştir. Abdillah el-Buhârî dedi ki: Bu hadîsi Alî ibnu Bahr (234) rivayet edip, sened şöyle dedi: Bize Hakkâm tahdîs edip şöyle dedi: Bize Anbese, Zekeriyyâ'dan; o da Ebu'z-Zinâd'dan; o da Urve'den; o da Sehî ibn Ebî Haşmete el-Ensârî'den; o da Zeyd ibn Sâbit'ten.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Yaş Meyvelerin, Salâhları Meydana Çıkmadan Önce Satılmalarının Hükmü Bâbı
2234-)  Bize İmâm Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) ’den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) yaş meyveleri salâhları meydana çıkıncaya kadar satmaktan nehyetmiş, bundan satıcıyı da, satın alıcıyı da nehyeylemiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Yaş Meyvelerin, Salâhları Meydana Çıkmadan Önce Satılmalarının Hükmü Bâbı
2235-) Enes (radıyallahü anh)'ten(şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), meyvesi alacalanıncaya(kızarıncaya) kadar hurma ağacının meyvelerinin satılmasını nehyetti. Abdillah el-Buhârî: Hadîsteki "Hattâ tezhuve" lâfzıyle "Alacalanıncaya (kızarıncaya) kadar" demek istiyor, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Yaş Meyvelerin, Salâhları Meydana Çıkmadan Önce Satılmalarının Hükmü Bâbı
2236-) Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) meyve(koruğu) renklenmeye başlamadıkça satılmasını nehyetti, demiştir. Hadîsin râvîlerinden biri tarafından: Meyve nasıl "Tuşakkıhu" eder? Diye soruldu. Râvî Saîd ibn Minâ yahut Câbir: Meyve, nev'ine göre kızarmağa yahut sararmağa başlar da böylece ondan yenilmek devri girer, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Yaş Meyvelerin, Salâhları Meydana Çıkmadan Önce Satılmalarının Hükmü Bâbı
2237-) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh), Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'in, salâhı meydana çıkıncaya kadar meyve satışından; ve yine alacalanıncaya kadar meyveli hurma ağacını satmaktan nehyettiğini tahdîs etmiştir. "Yezhu" lâfzının ma'nâsi nedir? Denildi. Kızarması yahut sararmasıdır, dedi

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hurma Ağacının Yahut Meyveli Ağacın Meyvelerinin Salâhı Meydana Çıkmadan Önce Satılmasının Hükmü Bâbı
2238-) Enesibn Mâlik (radıyallahü anh): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) hurma koruğu alacalanıncaya kadar meyvelerin satışından nehyetti, demiştir.Kendisine: Izhâ devrine girmesi(yani alacalanması) nasıldır? Denildi. Enes yahut. Rasûlüllah:. Kızarınca, diye cevâb verdi. devamla: “Re’y edip düşündün mü? Allah (gelişmeden satılan) bu meyveyi(bir âfetle)men' ettiği zaman, sizin biriniz bu kardeşinin malını ne hakla alacaktır?" buyurmuştur. ibn Sa'd şöyle dedi: Bana Yûnus ibn Yezîd tahdîs etti ki, ibn Şihâb ez-Zuhrî: Eğer bir kimse salâhı belirmeden önce hurma koruğunu satın alsa, sonra o koruk hurmaya bir âfet isabet etse, meydana gelen zarar, onu satan kimse üzerine olur, demiştir. ez-Zuhrî dedi ki: Bana Salim ibnu Abdillah, Bâbası İbnu Omer'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Yaş meyveyi salâhı belirinceye kadar alıp satmayınız. Yaş hurmayı da kuru hurma ile satmayınız" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Şahıs, Salâhı Meydana Çıkmadan Önce Meyveleri Sattığında, Sonradan O Meyvelere Bir Âfet İsabet Ederse, Zarar Satıcıya Âiddir
2240-)  el-A'meş tahdîs edip şöyle dedi: Biz İbrâhîm en Nahaî'nin yanında selefteki (yânı mal peşin, parası veresiye olan alışverişteki) rehni zikrettik. İbrâhîm: Selef (yani mal peşin, parası veresiye olan alışveriş) hususundaki rehinde be's yoktur, dedi. Sonra İbrâhîm bize, el-Esved ibn Yezîd'den; o da Âişe (r.anha)'den; Peygambber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)’in bir Yahûdî'den bir müddete kadar veresiye yiyecek maddesi (hububat) satın alıp, buna karşılık Yahûdî'ye kendi zırhını rehin bıraktığım tahdîs etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bedeli Bir Müddet Sonra Ödenmek Üzere Yiyecek Maddesi Satın Almak Bâbı
2241-) Ebû Saîd Hudrî ve Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) bir kimseyi Hayber üzerine vergi âmiri ta'yîn etti. Sonra bu zât Hayber'den Cenîb(denilen en iyi) nevi' hurma ile geldi. Rasûlüllah: "Hayber'in bütün hurmaları böyle midir?" diye sordu. zât: Vallahi hepsi böyle değildir yâ Rasûlallah! Biz bu iyi hurmadan bir sâ'ı (âdî hurmanın) iki sâ'ı ile yine iki sâ' iyi hurmayı üç sâ' âdî hurma ile alıp değiştiririz, dedi. üzerine Rasûlüllah: ' 'Böyle yapma! Cem' denilen âdî hurmayı para ile sat, sonra bu paralarla Cenîb nev'i hurma satın al" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Bir Kimse Kendi Hurmasını Ondan Daha İyi Bir Hurma Nevi İle Değiştirmek İsterse Ribâdan Selâmete Çıkmak İçin Ne Yapacaktır?
2243-)  Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den (şöyle demiştir):Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Kim çiçeğine erkek hurma asılmış hurma ağacı satarsa, ağaç üstündeki meyve satana âiddir. Ancak satın alan müşteri, mahsûlün satışa dâhil olduğunu şart kılması hâli müstesnadır" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Erkek Hurma Telkihi Yapılmış Hurma Ağacı Satan Yahut Ekilmiş Bir Tarla Satan Yahud İcâre İle Alan Kimse Bâbı
2244-)  İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) muzâbene satışından nehyetti: Eğer bahçesi hurmalık ise, bahçesinin yaş hurma mahsûlünü kuru hurma ile ölçekleyerek satmaktan nehyetti. Eğer bahçe üzümlük ise, oranın yaş üzümünü ölçekle takdir edip, o kadar kuru üzüm mukaabilinde satmaktan nehyetti. Yâhud ekilmiş tarla olursa, onun biçilmemiş ekinini de belli bir ölçek mikdârına mukaabil satmaktan nehyetti. İşte Rasûlüllah bu satışların hepsinden nehyetti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Tarladaki Biçilmemiş Ekinin Safî Hububatla Ölçekli Surette Satılması Nın Hükmü Bâbı
2245-) Bize Leys ibn Sa'd, Nâfi'den; o da İbn Omer(radıyallahü anh) 'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Herhangi bir kimse bir hurma ağacını erkek hurma çiçeği ile telkih eder, sonra da bu ağacın kökünü satarsa, o ağacın mahsûlü telkihi yapan kimseye âiddir. Ancak satın alan kimse mahsûlün satışa dâhil olmasını şart etmesi hâli müstesnadır" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hurma Ağacının Mahsulünü, Ağacın Kökü İle Satma Nın Hükmü Bâbı
2246-) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) muhâkale, muhâdara, mülâbese, munâbeze ve muzâbene satışlarından nehy buyurdu, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Muhâdara Satışı Yâni Meyve Ve Tahılları Henüz Yeşil İken Ve Salâhları Belirmeden Önce Satma Bâbı
2247-) Humeyd et-Tavîl'den; o da Enes(radıyallahü anh)'ten (şöyle demiştir): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), hurmanın taze meyvesini alaca oluncaya kadar satmaktan nehyetti. Humeyd: Bizler, Enes'e: Meyvenin alacalanması nedir? Diye sorduk. Enes: Meyve (cinsine göre) kızarır, sararır. Ne düşünürsün, bana haber ver! Allah o koruk meyveyi men' ederse, sen kardeşin mesabesinde olan müşterinin malını(yânı parasını) neye mukaabil halâl sayacaksın? Dedi .

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Muhâdara Satışı Yâni Meyve Ve Tahılları Henüz Yeşil İken Ve Salâhları Belirmeden Önce Satma Bâbı
2248-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber'in yanında bulunuyordum, kendisi hurma ağacı göbeği yemekte idi. "Ağaç cinsinden bir ağaç nev'i vardır ki, o mü'min kimse gibidir?" buyurdu. Ben, o hurma ağacıdır diye söylemek istedim. Bir de baktım ki, ben oradaki insanların en genciyim. (Büyüklere saygı olarak sükût edip söylemedim.) Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "O, hurma ağacıdır" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hurma Ağacı Göbeğinin Satılması Ve Yenilmesi Bâbı
2249-) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ebû Taybete, Rasûlüllah'ı kan alma tedavisi yaptı da, Rasûlüllah, Ebû Taybete'ye bir sâ' (1040 dirhem) hurma verilmesini emretti. Bundan başka Ebû Taybete'nin efendisi(Hârise oğulları)ne de Ebû Taybete'nin(ödemeye mükellef olduğu) vergisinden hafifletmelerini emir buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Şehirler Halkının Buyu, İcâre, Ölçü, Tartı Gibi Hususlardaki Hukukî İşlerini Öteden Beri Tanıyageldikleri Ve Aralarında Kendi Niyetlerine Göre Meşhur Olan Örfleri, Âdetleri Ve Gidişleri Üzere İcra Eden Kimse Bâbı
2250-) Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Muâviye'nin anası Hind, Rasûlüllah'a: Kocam Ebû Sufyân cimri, hırslı bir adamdır. Onun malından gizlice almamda bana bir günâh var mıdır? Diye sordu. aleyhi ve sellem.a.v.): "Örfe göre sen kendine ve oğullarına yetecek mikdâr al!" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Şehirler Halkının Buyu, İcâre, Ölçü, Tartı Gibi Hususlardaki Hukukî İşlerini Öteden Beri Tanıyageldikleri Ve Aralarında Kendi Niyetlerine Göre Meşhur Olan Örfleri, Âdetleri Ve Gidişleri Üzere İcra Eden Kimse Bâbı
2251-) Urvetu'bnu'z-Zubeyr, Âişe (r.anha) şöyle derken işitmiştir: "(Velîlerden) kim zengin ise (yetimin malından) kaçınsın. Kim de fakır ise, o hâlde örfe göre yesin... "(en-Nisâ: 5) âyeti, yetimin işlerini yapan ve malını ıslâh eden yetîm velîsi hakkında indirildi. Yetîm velîsi fakir olursa yetîm malından ma'rûf ölçüde yer (faydalanır).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Şehirler Halkının Buyu, İcâre, Ölçü, Tartı Gibi Hususlardaki Hukukî İşlerini Öteden Beri Tanıyageldikleri Ve Aralarında Kendi Niyetlerine Göre Meşhur Olan Örfleri, Âdetleri Ve Gidişleri Üzere İcra Eden Kimse Bâbı
2252-) Câbir (radıyallahü anh): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şuf'ayı taksîm olunmamış her malda kıldı. Sınırlar konulduğu ve yollar ta'yîn edilip geçirildiği zaman şuf'a yoktur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Ortağın Kendi Ortağından Satım Alım Yapması Bâbı
2253-) Câbir (radıyallahü anh), Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) taksîm edilmemiş her malda şuf'a ile hükmetti. Sınırlar konulduğu ve yollar ta'yîn edildiği zaman şuf'a yoktur, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Arâzî, Evler Ve Metâların Taksim Edilmemiş Şufalı Mallar Olarak Satışı Bâbı
2254-) Bize Müsedded tahdîs edip şöyle dedi: Bize Abdulvâhid bu geçen hadîsi tahdîs etti. Müsedded bu rivayetinde ''Taksîm olunmayan her şeyde" diye söyledi. Hişâm ibn Yûsuf, bu hadîsi Ma'mer ibn Râşid'den rivayet etmekte Abdulvâhid'e mutâbaat eyledi. ibn Hemmâm kendi rivayetinde "Taksîm olunmayan her malda" diye söyledi. Ve keza bu hadîsi Abdurrahmân ibnu İshâk da ez-Zuhrî'den olmak üzere rivayet etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Arâzî, Evler Ve Metâların Taksim Edilmemiş Şufalı Mallar Olarak Satışı Bâbı
2255-) Bize İbnu Cureyc haber verip şöyle dedi: Bana Mûsâ ibnu Ukbe, Nâfi'den; o da İbnOmer (radıyallahü anh) 'den haber verdi ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurmuştur: kişi sefere çıktılar. Yürürlerken yağmura tutuldular ve dağda bir mağaraya girdiler. Bunlar orada iken bir taş düşüp mağaranın kapısını üzerlerine kapadı. Bunlar birbirlerine: Hayâtınızda işlediğiniz en hayırlı işi söyleyerek Allah'a dua ediniz (belki Allah kapıyı açar), dediler. birisi: Yâ Allah! Bilirsin ki, benim yaşlı ihtiyar annemle bâbam vardı. Ben her gün koyunlarımla mer'aya çıkar, onları otlatır, sonra gelip sağardım. Sütü evvelâ ana bâbama getirirdim de onlar içerlerdi. Sonra sırasıyle çocuklara, akrabalara ve kadınıma içirirdim. Yalnız gecelerden bir gece bir mânia sebebiyle geç kalmıştım. Geldiğimde ana Bâbamı uyumuşlar buldum. Onları uyandırmak istemedim. Ayakucumda da çocuklar mütemadiyen ağlıyorlardı (Fakat ben onlardan evvel çocuklara içirmeyi doğru bulmuyordum). İşte o gece onlar uyuyarak, ben başlarında bekleyerek sabahladık. Yâ Allah, sen pekiyi bilirsin ki ben ana Bâbam üzerinde yalnız senin rızânı kazanmak için bu işi yaptım. Bunun için şu kapıyı bize bir parça aralar da oradan gökyüzünü görelim! Diye duâ etti. üzerine taş onlardan birazcık açıldı. Bunlardan bir diğeri şöyle dedi: Yâ Allah! Sen yakînen bilirsin ki, ben amucamın kızlarından birini, bir erkeğin kadınları sevmesinin en hararetlisiyle severdim. Ben ona sevgi açıkladıkça, o bana: Sen bu kıza yüz dînâr vermedikçe bu kızdan birşeye nail olamazsın, derdi. Ben bu parayı kazanmak için çalıştım, nihayet parayı biriktirip amucam kızına getirdim. Emele nail olmak için hiçbir mâni' kalmayıp, onun iki ayağı arasına oturduğumda kız bana: Allah'tan kork! Yaratıcı kudretin koyduğu mührü bozma; o bekâret mührü yalnız hakk yoluyla nikâhla açılır, dedi. Ben bu söz akabinde kalktım ve kızı bıraktım. Ey Rabb'im, sen pekiyi bilirsin ki, ben kızdan bu çekilmemi senin rızânı kazanmak için yaptım. Binâenaleyh bizden bu kayayı aç! Dedi. onlardan üçte iki mikdârında açıldı. kişi de şöyle dedi: Yâ Allah! Muhakkak sen bilmektesin ki, ben bir ölçek darı ile bir işçi tutmuştum. Ben ona iş sonunda ücretini verdim, fakat o bu ücretini almaktan çekindi (bırakıp gitti).Ben mevsiminde bu darıyı ektim. Nihayet mahsûlü ile bir sığır, bir de çoban satın aldım. Bir müddet sonra bu işçi geldi ve bana: Ey Allah'ın kulu, haydi benim hakkımı bana ver, dedi. Ben de ona: Şu sığırlara ve çobanına git; çünkü onların hepsi senindir (onları al), dedim. O zât: Benimle alay mı ediyorsun! Dedi. Ben: Hayır, seninle alay etmiyorum. Bunlar hakîkaten senindir, dedim. (Gitti, bunları alıp götürdü.) Yâ Allah! Sen şübhesiz biliyorsun ki, ben bu malı o işçiye senin rızânı kazanmak için verdim. Bizden bu kayayı aç! Diye duâ etti. mağaranın kapısı onlara açıldı (Bu üç kişi de mağaradan çıktılar)."

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Bir Kimse Başka Biri İçin, Onun İzni Olmaksızın Birşey Satın Aldığında, O Şahıs Buna Rızâ Gösterir, Kabul Ederse Bu Fuzûlî Alış Caiz Olur Mu?
2256-) Ebû Bekr'in oğlu Abdurrahmân(radıyallahü anh) şöyle demiştir: bir seferde Peygamberin maiyyetinde idik... Sonra başının saçları çok uzamış, uzun boylu bir müşrik kişi, bir koyun sürüsü ile onları severek geldi. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) o müşrike: "Koyunları satıyor musun? Yoksa atıyye yahut hediye olarak mı getirdin?" diye sordu. çoban: Hayır, atıyye yahut hediye değildir; fakat satılıktır, diye ceverdi. Peygamber o müşrikten bir koyun satın aldı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müşriklerle Ve Harb Ehli Olanlarla Alışveriş Etmek Bâbı
2257-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: Peygamber, Sâre ile sefere gitti de, onunla bir şehre girdi. Orada meliklerden bir melik yahut cebbarlardan bir cebbar hükümdar vardı. Bu zalim hükümdara: İbrâhîm kadınların en güzelinden olan bir kadınla bu şehre girdi, denildi. Yâ îbrâhîm, beraberindeki kadın kimdir? Diye haber gönderdi. (Dînde)kardeşimdir, diye cevâb verdi. Sonra İbrâhîm dönüp, Sâre'nin yanına geldi ve: Sakın benim sözümü yalan çıkarma. Ben onlara, senin benim kızkardeşim olduğunu haber verdim. Allah'a yemîn ederim ki, yeryüzünde (bizim inandığımız esâslara) benden ve senden başka îmân eden hiçbir kişi yoktur, dedi. akabinde İbrahim, Sâre'yi hükümdara gönderdi. Sâre varınca, melik Sâre'ye doğru kalktı. Sâre de hemen abdest aldı ve namaza durdu. (Namazı müteâkib:) Allahım, ben Sana ve Senin Rasûlü'ne îmân ettimse ve ben fercîmi zevcimden başkasına karşı ebedî muhafaza eyledimse, şu kâfiri benim üzerime musallat etme! Diye duâ etti. nefesi derhal boğuldu; horlamağa, hattâ ayağı ile yere vurup deprenmeğe başladı." râvîsi el-A'rac şöyle dedi: Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân, Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini söyledi: Allahım, eğer bu herîf ölürse, bunu bu kadın öldürdü denilir, dedi. üzerine o zâlim, sarasından salıverildi. Sonra hükümdar, Sâre'ye (ikinci defa taarruza) kalkıştı. O da derhâl kalkıp abdest alarak namaza durdu. Ve: Allahım, ben Sana ve Senin Rasûlü'ne îmân ettimse ve nâmûsumu zevcim müstesna olmak üzere herkese karşı iyice korudumsa, şu kâfiri benim üzerime musallat etme! Diye duâ ediyordu. Adamın derhâl nefesi tıkandı, horlamaya, hattâ ayağı ile yere vurup deprenmeye başladı." şöyle dedi: Ebû Seleme şöyle dedi: Ebû Hureyre şöyle dedi: Allahım, eğer bu adam Ölürse, bunu bu kadın öldürdü denilir, dedi. üzerine adam sarasından ikinci defa, yahut üçüncü defada da salıverildi. Bunun üzerine o melik kendi adamlarına: Vallahi siz bana (insan değil), muhakkak bir şeytân göndermişsiniz. Siz bu kadını İbrâhîm 'e geri gönderiniz. Hâcer'i de Sâre'ye hediye veriniz! Dedi. Müteakiben Sâre, îbrâhîm Peygamberi dönüp geldi. Ve ona (vak'ayı anlatıp): Anladın mı, Allah kâfiri zelîl etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi, dedi".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müslimin Harbî Olan Kimseden Köle Satın Alması, Harbînin Hibesi Ve Âzâd Etmesi Bâbı
2258-) Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Sa'd ibnu Ebî Vakkas ile Abd ibnu Zem'a bir oğlan çocuğu hakkında da'vâlaştılar. Sa'd: Yâ Rasûlallah! Bu çocuk erkek kardeşim Utbe'nin oğludur. O, bu çocuğun kendi oğlu olduğunu bana ahid verdi. Çocuğun Utbe'ye benzeyişine bak, dedi. ibnu Zem'a da: Yâ Rasûlallah, bu çocuk benim kardeşimdir. Bâbamın döşeği üzerinde, Bâbamın cariyesinden doğmuştur, dedi. aleyhi ve sellem.a.v.) çocuğun sîmâsındaki benzeyişe baktı ve çocuğun Utbe'ye açık bir surette benzeyişini gördü. Akabinde: Abd, bu çocuk senin(kardeşin)dir. Çocuk döşeğindir; zina ediciye de mahrumiyet vardır. Yâ Sevde binte Zem 'a, sen de (nedb ve ihtiyat olarak) bundan sonra bu çocuktan (yânı Abdurrahmân'dan) perdelen" buyurdu. Şevde, bu Abdurrahmân'a hiç bakmadı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müslimin Harbî Olan Kimseden Köle Satın Alması, Harbînin Hibesi Ve Âzâd Etmesi Bâbı
2259-) Abdurrahmân ibn Avf (radıyallahü anh) Suheyb er-Rûmî'ye hitaben: Allah'tan kork, kendi Bâbandan başkasına neseb iddia etme! Dedi. de ona: Benim şöyle şöyle şeylerim olması ve benim Bâbamdan başkasına neseb iddia etmekliğim beni sevindirmez. Lâkin ben(Bâbamı ve soyumu bilen) küçük bir çocuk iken(Romalılar tarafından) çalındım, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müslimin Harbî Olan Kimseden Köle Satın Alması, Harbînin Hibesi Ve Âzâd Etmesi Bâbı
2260-)  Hakîm ibn Hızâm (radıyallahü anh) haber verip şöyle demiştir: Yâ Rasûlallah! Bir takım işlere ne dersin? Ben Câhiliyet devrinde sadaka, köleyi hürriyete kavuşturmak, hısımlarla ilgilenmek nev'inden bir takım işlerle ibâdet etmeğe çalışırdım. O işlerde benim lehime bir ücret ve sevâb var mıdır? Diye sordum. aleyhi ve sellem.a.v.): "Sen mazide kazanmış olduğun hayırlarınla -yahut: Hayırların üzerine yükselerek- müslümân oldun!" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müslimin Harbî Olan Kimseden Köle Satın Alması, Harbînin Hibesi Ve Âzâd Etmesi Bâbı
2261-) Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle haber vermiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) ölmüş bir koyunun yanından geçti de: "Bunun derisiyle faydalansaydınız ya!" buyurdu. Sahâbîler: Bu koyun kendiliğinden ölmüştür, dediler. Rasûlüllah: "Ölü hayvanın ancak etini yemek haram oldu" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Tabaklanma Debbağlanmalarından Önce Meyte Derilerini Satmak Sahih Olur Mu Olmaz Mı? Bâbı
2262-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, muhakkak Meryem'in oğlu Îsâ'nın sizin içinize âdil bir hakem olarak inmesi, Hrıstiyanlar'in o haçını kırması, domuzu öldürmesi, cizye vergisini indirmesi, malın hiçbir kişinin kabul etmiyeceği kadar çoğalıp taşması vâki' olacaktır"

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Domuzu Öldürmek Meşru Mudur? Bâbı
2263-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle diyordu: Omer ibn Hattâb'a fulan kimsenin şarâb sattığı haberi ulaştı. Bunun üzerine Omer (radıyallahü anh): Allah o fulan kimseyi öldürsün! O, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'ın "Allah Yahûdîler'in canlarını alsın; onlara iç yağları haram kılındı da onlar bu yağları erittiler ve sattılar" buyurduğunu bilmedi mi? dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Murdar Ölmüş Hayvanın İç Yağı Eritilmez; Ondan Çıkarılan Yağ Satılmaz. Bu Hadîsi Câbir Radıyallahü Anh, Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem.a.v.den Rivayet Etmiştir.
2264-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den (şöyle demiştir):Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah Yahûdîler'e la'net etsin. Onlara iç yağlar haram kılındı da onlar bu yağları sattılar ve bedellerini yediler". Abdillah el-Buhârî dedi ki: "Kaatelehumullâhu", "Allah onlara la'net etsin" demektir. Çünkü "Katıle'l-harrâsûn", "Kahrolsun o koyu yalancılar"(ez-zâriyât: ıo) ma'nâsınadır.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Murdar Ölmüş Hayvanın İç Yağı Eritilmez; Ondan Çıkarılan Yağ Satılmaz. Bu Hadîsi Câbir Radıyallahü Anh, Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem.a.v.den Rivayet Etmiştir.
2265-) Saîd ibnu Ebi'l-Hasen şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'ın yanında idim. Ona bir kimse geldi ve: Yâ İbni Abbâs! Ben öyle bir insanım ki, benim, maişetim ancak elimin san'atından ibarettir. Ben şu resimleri yaparım(bunların gelirleriyle geçinirim), dedi. İbn Abbâs: Ben sana başka değil, yalnız Rasûlüllah'tan işittiğim bir hadîsi söyleyeceğim: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyuruyordu: "Her kim bir suret yaparsa, şübhesiz Allah o kimseyi yaptığı surete can üfleyinceye kadar azâb edecektir. Halbuki sureti resmeden o kişi, yaptığı sûrete ebediyyen rûh üfleyip veremiyecektir". Abbâs'ın bu cevâbı üzerine o ressam kişi şiddetli bir hışıltı ile har har soludu, benzi sarardı. İbn Abbâs(ona acıyarak): Vayh sana yazıklar oldu. San'atını muhakkak işlemek zaruretinde isen sana şu ağaç ve kendisinde rûh olmayan her şeyi tasvir etmeni tavsiye ederim, dedi . Abdillah el-Buhârî dedi ki: Saîd ibnu Ebî Arûbe, bu tek hadîsi en-Nadr ibnu Enes'ten işitmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kendisinde Rûh Bulunmayan Cansız Varlıkların Resimlerinin Satılması Ve Resim Edinmek, Yapmak, Satmaktan Mekruh Sayılan Şeyler Bâbı
2266-) Âişe (r. anha): el-Bakara Sûresi'nin son âyetleri -ki ribâ âyetlerinden sûrenin sonuna kadar devam eden 275-286. âyetler- indiği zaman, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) mescide çıktı da: "Şarâb hususunda ticâret yapmak haram kılındı" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Şarâbda Ticâret Yapmanın Haram Kılınması Bâbı
2267-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den (şöyle demiştir):Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle dedi: şöyle buyurdu; Üç sınıf insan vardır ki, kıyâmet gününde ben onların hasmıyımdır: Biri şu kimse ki, benim adıma yemin edip (ahd eder de)sonra ahdini bozar. İkincisi hürr bir insanı köle diye satar da onun parasını yer. Üçüncüsü şu kimse ki, bir işçiyi ücretle tutar, onu çalıştırıp işi tam yaptırır da, onun ücretini vermez".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Hürr Bir İnsanı Bilerek Köle Diye Satan Kimsenin Günâhı Bâbı
2268-) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'Şöyle demiştir:Hayber esirleri içinde Safiyye bintu Huyey ibn Ahtab vardı. Dıhye el-Kelbî'nin mülkiyetine geçti. Sonra Peygamber'e geçti, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Köleyi Köle İle, Hayvanı Hayvan İle Veresiye Olarak Satma Nın Hükmü Bâbı
2269-)  ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Muhayrîz haber verdi. Ona da Ebû Saîd el-Hudrî haber vermiştir: Ebû Saîd, Peygamber'in yanında otururken: Yâ Rasûlallah! Biz bir takım kadın esirlere nail oluyoruz(ve onlara cinsî yaklaşma yapıyoruz). Fakat biz bu esîr kadınları satıp paralara sâhib olmayı istiyoruz. Bunun için azletmek hususunda nasıl düşünüyorsun? Dedi. aleyhi ve sellem.a.v.): ''Sizler hakîkaten bunu yapıyor musunuz? Azli yapmamanız üzerinize vâcib değildir. Çünkü şu muhakkak ki, Allah'ın dünyâya çıkmasını yazmış olduğu herbir hayât sahibi insan, mutlak meydana çıkacaktır" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Köle Satışı Bâbı
2270-) Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh), Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) hürriyete kavuşturulması efendisinin ölümüne bağlanmış olan müdebber köleyi sattı, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müdebber Yânı Hürriyete Kavuşması Efendisinin Ölümüne Bağlanmış Olan Kölenin Satılması Bâbı
2271-) Amr ibnu Dînâr, Câbir ibn Abdillah'tan; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) hürriyeti efendisinin ölümüne bağlanmış olan müdebber köleyi sattı, derken işitmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müdebber Yânı Hürriyete Kavuşması Efendisinin Ölümüne Bağlanmış Olan Kölenin Satılması Bâbı
2272-) Zeyd ibn Hâlid ve Ebû Hureyre(radıyallahü anh) ikisi haber verdiler ki, kendileri Rasûlüllah'tan işitmişlerdir: Rasûlüllah'a, muhsan kılınmış hâldeyken zina yapmayı âdet eden bir cariyenin hükmünden sorulmuştu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "O cariyeye deynek cezası uygulayın. Sonra yine zina ederse yine deynekleme cezası uygulayın. Sonra üçüncü yahut dördüncü keresinde onu satınız" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müdebber Yânı Hürriyete Kavuşması Efendisinin Ölümüne Bağlanmış Olan Kölenin Satılması Bâbı
2273-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle dedi: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Sizden biriniz dişi kölesi zina ettiği, akabinde de zinası (beyyine, gebelik veya ikrar ile) meydana çıktığında, efendisi onu (hürrenin cezasının yarısı olan) hadd cezası olmak üzere, deynekle kamçılasın. Ve onu deyneklemeden sonra zinayı başına kakmasın. Sonra üçüncü defa zina eder ve zinası delille meydana çıkarsa, artık efendisi onu kıldan bir ip karşılığında bile olsa satsın".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müdebber Yânı Hürriyete Kavuşması Efendisinin Ölümüne Bağlanmış Olan Kölenin Satılması Bâbı
2274-) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) Hayber'e geldi. Nihayet Allah O'na (Kamus denilen) kal'ayi açtığı zaman kendisine Huyey ibn Ahtâb'ın kızı Safiyye'nin güzelliği zikr olundu. Safiyye yeni evlenmiş bir gelin iken, Safiyye'nin kocası öldürülmüş idi. Rasûlüllah ganimetten payı olarak Safiyye'yi kendisi için seçip aldı ve Safiyye ile yola çıktı. Nihayet bizler Medine yakınında Seddu'r-Ravhâ denilen yere ulaştık. Safiyye işte orada hayzından temizlenip halâl oldu ve Peygamber, Safiyye ile evlendi. Sonra Peygamber tabaklanmış ve yere yayılan küçük bir deri üzerinde hurma, yağ ve keş karışığı"hays",denilen bir yemek yapıp hazırlattı. Sonra Rasülullah(nikâhı şöhretlendirmek için) ben Enes'e: "Etrafındaki insanlara bildirip i'lân et" buyurdu. İşte bu hurma, yağ ve yoğurt kurusu karışığı, Rasûlüllah'ın Safiyye üzerine yaptığı düğün aşı oldu. Sonra Medine'ye doğru yola çıktık. dedi ki: Ben Rasûlüllah'ı gördüm ki, bir abayı binek devesinin hörgücü üzerine, kendi arka tarafına Safiyye için doluyor, sonra devesinin yanına oturuyor, akabinde dizini koyuyor, bu sırada Safiyye de kendi ayağını Peygamber'in dizi üzerine koyarak deveye biniyordu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Şahıs, Satın Aldığı Câriye Rahimini Temizlemeden Önce Câriye İle Yolculuk Eder Mi?
2275-) Bize Leys ibn Sa'd, Yezîd ibn Ebî Habîb'den; o da Atâ ibn Ebî Rebâh'tan; o da Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan tahdîs etti. Câbir, Rasülullah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), Mekke’nin Fethi senesinde Mekke'de iken, şöyle buyururken işitmiştir: "Şübhesiz Allah ve Rasûlü şarâbın, meytenin, domuzun, sanemlerin satışım haram kıldı" buyurdu.Rasûlüllah'a: Yâ Rasûlallah! Murdar ölen hayvanın iç yağları hakkında ne dersiniz? Murdar ölen hayvanların iç yağları ile gemiler cilalanır, deriler yağlanır, onunla insanlar (mum yapıp) ışıklanır? Diye soruldu. "Hayır, murdar yağı satmayınız. Bu satış haramdır"buyurdu. Bundan sonra Rasülullah "Bu satış haramdır" sözünü söylediği zaman: "Allah Yahudiler'e la'net etsin! Allah murdar ölen hayvanın iç yağlarını haram kıldığı zaman onlar bu yağı eritip güzelleştirdiler, sonra onu sattılar da parasını yediler" buyurdu Âsim şöyle dedi: Bize Abdulhamîd tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yezîd ibn Ebî Habîb tahdîs edip şöyle dedi: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh, Câbir'in bu hadîsini yazıp Mekke'den gönderdiği mektubunda: Ben Câbir'den işittim; o da Peygamber'den, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Meytenin Ve Putların Satılması Nın Harâmlığını Beyân Bâbı
2277-) Ebû Mes'ûd, Ukbe ibnu Amr(radıyallahü anh)'den (şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) köpek bedelinden, zina kazancından, kâhinlik ücretinden nehyetti .

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Köpek Bedeli Nin Hükmü Bâbı