Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
288-)
(İbn Omer şöyle demiştir:) Omer ibn Hattâb, Rasûlüllah'a: Birimiz cünüb iken uykuya varabilir mi? diye sordu. Rasûlul-lah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Evet, herhangi biriniz abdest aldıktan sonra (isterse) cünüb iken de yatsın" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünübün Uykusu Bâbı
289-)
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisi cünüb olduğu hâlde uyumak istediği zaman, avret mahallini yıkar ve namaz için alır gibi abdest alırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Abdest Alır, Sonra Uyur Bâbı
290-)
İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Omer, Peygamber'den: Birimiz cünüb iken uykuya varır mı? diye fetva istedi. Peygamber: "Abdest aldığı zaman evet" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Abdest Alır, Sonra Uyur Bâbı
291-)
Bize Mâlik, Abdullah ibn Dinar'dan; o da Abdullah ibn Omer'den tahdîs etti ki, o şöyle demiştir: Omer ibn Hattâb (radıyallahü anh) Rasülullah'a, geceleyin kendisine cünüblük isabet eder olduğunu zikretti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: "Zekerini yıka, abdest al, sonra uyu" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Abdest Alır, Sonra Uyur Bâbı
292-)
Bize Muâz ibn Fudâle tahdîs edip şöyle dedi: Bize Hişâm (ed-Destevâî) tahdîs etti. H ve keza bize Ebû Nuaym, Hişâm ed-Destevâî'den; o da Katâde'den; o da Hasen (Basrî)'den; o da Ebû Râfi'den; o da Ebû Hureyre'den; o da Peygamber'den tahdîs etti. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): kadının dört şu'besi arasına oturup da sonra kadına meşakkat ulaştırdığı zaman(her ikisine) yıkanmak vâcib olmuştur" buyurdu. hadîsin benzerini Şu'be'den rivayet etmekte Amr ibn Merzûk, Hişâm'a mutâbaat etmiştir. Ve(Buhârî'nin şeyhi olan) Mûsâ ibn İsmâîl şöyle dedi: Bize Ebân ibn Yezîd tahdîs edip şöyle dedi: Bize Katâde tahdîs edip şöyle dedi: Bize Hasen Basrî bu hadîsin benzerini haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Erkeğin Sünnet Yeri, Kadının Sünnet Yeriyle Buluştuğu Zaman?
293-)
Yahya(ibn Ebî Kesîr) şöyle dedi: Bana Ebû Seleme haber verdi, ona da Atâ ibn Yesâr haber verdi. Ona da Zeyd ibn Hâlid el-Cuhenî haber verdi ki, kendisi Usmân ibn Affân (radıyallahü anh)'a sorup: Erkek, karısı ile cinsî münâsebet yapıp da menî getirmediği zaman (ne yapmalıdır?) bana haber ver, demiş. Osmân: Namaz için abdest aldığı gibi abdest alır ve bacakları arasını yıkar, diye cevâb vermiş de: Ben bunu Rasûlüllah'tan işittim, demiştir. Zeyd ibn Hâlid der ki: Ben bu mes'eleyi Alî ibn Ebî Tâlib'e, Zubeyr ibn Avvâm'a, Talha ibn Ubeydillah'a, Ubeyy ibn Ka'b'a da sordum. Bunların hepsi, ben Zeyd'e böyle emrettiler. (ibn Ebî Kesîr) şöyle dedi: Ve yine bana Ebû Seleme haber verdi. Ona da Urvetu'bnu'z-Zubeyr haber vermiştir. Ona da Ebû Eyyûb, kendisinin bunu Rasûlüllah'tan işittiğini haber vermiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Kadın Fercinin Islaklığından İsabet Eden Şeyleri Yıkamak Bâbı
294-)
Hişâm şöyle demiştir: Bana babam Urve haber verip şöyle dedi: Bana Ebû Eyyûb haber verip şöyle dedi: Bana Ubeyy ibn Ka'b haber verdi ki, kendisi: Yâ Rasûlallah, erkek kadın ile cinsî münâsebet yapıp da menî indirmediği zaman (nasıl hareket etmelidir?) dedi. Rasûlüllah: kadına dokunan şeyi (yânı zekerini) yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar" buyurdu. Ebû Abdillah Buhâri şöyle dedi:(Menî indirmeden de) yıkanmak(dinde) daha ihtiyatlı olandır. Bâbdaki bu hadîs ise (Şâri'den rivayet edilen iki emrin) sonuncusudur. Biz bunu ancak sahâbîlerin (yıkanmanın vâcib olup olmaması hususundaki) ihtilâflarından dolayı beyân ettik..
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Kadın Fercinin Islaklığından İsabet Eden Şeyleri Yıkamak Bâbı
295-)
el-Kaasım şöyle diyor: Ben Âişe'den işittim, şöyle diyordu: Biz ancak hacc etmeği düşünerek yola çıktık. Serif mevkiine geldiğimiz zaman ben hayz oldum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi; ben ise ağlıyordum. "Neyin var (hayız mı oldun?)" diye sordu. Evet dedim."Bu, Allah'ın Âdem kızları üzerine yazdığı bir iştir. Binâenaleyh sen, hacıların eââ ettiği mensekleri eda et, şu kadar ki, Beyt'i tavaf etme" buyurdu. Âişe dedi ki: Ve Rasûlüllah, kendi kadınları adına sığır kurbân etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayz Oldukları Zaman Kadınlara Emr Bâbı
296-)
Âişe(r. anha): Ben hayızlı olduğum hâlde Rasûlüllah'ın başını tarar idim, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının, Kocasının Başını Yıkaması Ve Taraması Bâbı
297-)
Bana Hişâm, Urve'den haber verdi ki, Urvetu'bnu'z Zubeyr'e: Hayızlı kadının bana hizmet etmesi yahut kadının cünüb iken yanıma gelmesi caiz midir? diye sorulmuş. Urve de: Bana göre bunun hepsi caiz, öyle olan da, böyle olan da bana hizmet eder. Bundan dolayı hiçbir taraf için beis yoktur. Bana Âişe haber verdi ki, kendisi hayızlı ve hücresinde ikaamet ederken, Rasûlüllah da mescidde i'tikâf ettiği zaman, Rasûlüllah başını ona doğru uzatır, o da Rasûlüllah'ın başını tarardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının, Kocasının Başını Yıkaması Ve Taraması Bâbı
298-)
Âişe(r. anha): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ben hayızlı iken başını kucağıma yaslar, sonra Kur'ân okurdu, diye tahdîs etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Erkeğin, Kadın Hayızlı İken Karısının Kucağında Kurân Okuması Bâbı
299-)
Ümmü Seleme(radıyallahü anha) tahdîs edip şöyle demiştir: Ben Peygamber ile beraber bir aba içinde yatmış hâlde idim. Derken hayz oldum. Yavaşça sıyrıldım. Ve hayız elbisemi alıp giydim. Peygamber: "Nifâslandın mı (yani âdetin mi geldi)?" diye sordu. Ben: Evet, dedim. Bunun üzerine Peygamber beni çağırdı, ben de saçaklı kadîfenin altında onunla beraber yattım.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Nifâsa Hayz İsmini Veren Kimse Bâbı
300-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Ben, Peygamber ile birlikte her ikimizde cünüb iken bir kabdan yıkanırdık. (Hayız olduğumda)
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının Cildine Dokunmak Bâbı
301-)
O bana emrederdi, ben de futamı (peştamal) bağlardım. Ben hayızlı ikenPeygamber tenini tenime dokundururdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının Cildine Dokunmak Bâbı
302-)
Keza O(mescidde) i'tikâfta iken, ben de hayızlı olduğum hâlde başını (i'tikâf yerinden dışarıya) çıkarırdı da, ben onu yıkar idim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının Cildine Dokunmak Bâbı
303-)
Bize Ebû İshâk -ki o Şeybânî'dir- Abdurrahmân ibn Esved (99)'den; o da babası Esved ibn Yezîd'den; o da Âişe'den haber verdi. O şöyle demiştir: Biz mü'minlerin annelerinden biri hayız olduğu ve Rasûlüllah da cildini onun cildine dokundurmak istediği zaman o kadına hayzının hemen başlangıcında iken fûta (peştamal) bağlamasını emreder ve ondan sonra tenini o kadının tenine dokundururdu. Âişe dedi ki: Sizin hanginiz nefsine, Peygamber'in nefsine mâlik olduğu kadar mâlik olabilir? hadîsi Şeybânî'den rivayet etmesinde ayrı ayrı Hâlid ibn Abdillah ile Cerîr ibn Abdilhamîd, Alî ibn Mushir'e mutâbaat etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının Cildine Dokunmak Bâbı
304-)
Bize Şeybânî tahdîs edip şöyle dedi: Bize Abdullah ibnu Şeddâd tahdîs edip şöyle dedi: Ben Meymûne'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) kadınlarından bir kadınla deri deriye sürüşmek istediği zaman, kadın hayızlı olduğu hâlde kadına emreder, kadın da futasını bağlar idi. hadîsi Sufyân es-Sevrî de Şeybânî'den rivayet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının Cildine Dokunmak Bâbı
305-)
Bize Muhammed ibn Ca'fer haber verip şöyle dedi: Bana Zeyd -ki o, Eslem'in oğludur- İyâd ibn Abdillah'tan; o da Ebû Saîd Hudrî'den haber verdi. O şöyle demiştir: Bir kurban yahut Ramazan bayramında Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza, namaz kılınacak musallaya çıktı. Kadınların yanına uğradı da: Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz. Çünkü sizler bana cehennem ahâlîsinin çoğu olarak gösterildiniz, buyurdu. Yâ Rasûlallah, neden? Diye sordular. Rasûlüllah: Çünkü siz çokça lânet eder ve kocalarınıza karşı nimete nankörlük yaparsınız.(Ne acîbdir ki kendini zabt eden) tam akıllı ve ihtiyatlı kimsenin aklını, sizin kadar eksik akıllı, eksik dinli hiçbir kimsenin çelebileceğini görmedim, buyurdu. Dînimizin ve aklımızın eksikliği nedir? Yâ Rasûlallah? Dediler. Kadının şahadeti, erkeğin şahadetinin yarısı değil midir? Evet, dediler. İşte bu aklının eksikliğindendir. Hayız olduğu zaman da namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi? buyurdu. Evet, dediler. İşte bu da dîninin eksikliğindendir, cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadının Oruç Tutmayı Terk Etmesi Bâbı
306-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Bizler Peygamber'in maiyyetinde, haccdan başka bir şeyi düşünmeyerek yola çıktık. Serîf mevkîine geldiğimiz zaman ben hayız oldum. Ben ağlar hâldeyken Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi ve:"Seni ağlatan nedir?" dedi. Ben: Vallâhî çok arzu etmiştim; Allah'a yemîn ediyorum ki, ben bu yıl hacc etmedim, dedim. Peygamber: "Muhtemel ki sen hayz oldun" dedi. Evet, dedim. "Şübhe yok, sendeki bu hâl, Allah 'in Âdem kızları üzerine yazdığı bir şeydir. Binâenaleyh hacıların yapacakları fiilleri sen de yap, şu kadar ki, temizleninceye kadar Beyt'i tavaf etme" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadın Beyti Tavaf Etmek Müstesna, Bütün Hacc Fiillerini Yerine Getirir
308-)
Bize Mâlik, Hişâm'dan; o da Fâtıma bintu'lMunzir'den; o da Esma bintu Ebî Bekr'den haber verdi. O şöyle demiştir: Bir kadın, Rasûlüllah'tan sorup: Yâ Rasûlallah, birimiz, elbisesine hayzından kan isabet ederse nasıl yapsın buyurursun? dedi. Rasûlüllah: "Birinizin elbisesine hayzından kan bulaşırsa, onu parmaklarıyla yahut tırnağıyla kazısın, sonra azar azar üzerine su döküp yıkasın, ondan sonra o elbise içinde namaz, kılsın" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayz Kanını Yıkamak Bâbı
309-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Birimiz hayız olurdu da, sonra temiz olduğu zaman elbisesinden kanı parmaklarıyla kazır ve onu yıkar, müteakiben elbisesinin diğer kısımları üzerine azar azar su döker, ondan sonra da bu elbisenin içinde namaz kılardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayz Kanını Yıkamak Bâbı
310-)
Bize Hâlid ibnu Abdillah, Hâlid ibn Mihrân'dan; oda İkrime'den; o da Âişe'den tahdîs etti(o şöyle demiştir): -Bir kere Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte kadınlarından biri istihâzalı hâlinde ve kanı görüp dururken i'tikâf etti. Bazen kanının akmasından dolayı altına bir leğen koyduğu da olurdu. İkrime dedi ki: Âişe usfur bitkisinin suyunu gördü de: Bu öyle bir şeydir ki, fulanca kadın istihâza zamanında onu bulundurur idi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İstihâzalı Kadının İtikâf Etmesi Bâbı
311-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Kadınlarından biri Rasûlüllah ile birlikte i'tikâf etti. Bu kadın leğen altında iken (kırmızı) kanı ve sarılığı görüyor idi ve bu hâlde o, namaz kılardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İstihâzalı Kadının İtikâf Etmesi Bâbı
312-)
Bize Mu'temir, Hâlid'den; o da İkrime'den; o da Âişe'den tahdîs etti ki, mü'minlerin annelerinden biri istihâzalı iken i'tikâf etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İstihâzalı Kadının İtikâf Etmesi Bâbı
313-)
Âişe(r. anha): Bizim her birimiz için, içinde hayız olduğu bir tek elbiseden başkası yoktu. Eğer o elbiseye kandan bir şey bulaşırsa, tükürüğü ile onu ıslatır, sonra onu tırnağı ile ovalar(yıkar)dı, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Kadın, Hayız Olduğu Elbise İçinde Namaz Kılar Mı?
314-)
Bize Abdullah ibnu Abdilvahhâb tahdîs edip şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb(es-Sahtıyânı)'dan; o da Hafsa(bintu Sîrîn)'dan tahdîs etti. Ebû Abdillah dedi ki: Yâhud Hişâm ibn Hassan, Hafsa'dan; o da Ümmü Atiyye'den; o da Peygamber'den. Atıyye(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz bir ölü üzerine üç günden ziyâde süslenmeyi terk etmekten (yani yas tutmaktan) nehy olunurduk. Ancak zevç üzerine dört ay on gün yas tutardık. Bu müddet içinde gözlerimize sürme çekmez, güzel koku sürünmez ve(süs için) boyanmış kumaş giyinmezdik, ancak asb(denilen Yemen kumaşı) müstesna. Hayzın dinmesi zamanında birimiz hayızdan yıkanmak istediğinde azıcık Azfâr kustu(tırnak buhuru) kullanması bize müsâade edilmişti. Bizler cenazenin ardından gitmekten de nehy olunurduk. Abdillah dedi ki: Bu hadîsi Hişâm ibn Hassan, Hafsa'dan; o da Ümmü Atıyye'den; o da Peygamber'den rivayet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızdan Yıkanması Sırasında Kadının Güzel Koku Sürünmesi Bâbı
315-)
Bize İbnu Uyeyne, Mansûr ibn Safiyye'den; o da annesinden; o da Âişe'den tahdîs etti ki(o şöyle demiştir): Bir kadın Peygamber'e hayızdan sonra yıkanmasının mâhiyetinden sordu. Peygamber de ona nasıl yıkanacağını şöylece emretti: "Miske bulanmış bir yün veya pamuk parçası al da onunla temizlen " buyurdu. Kadın: Nasıl temizleneyim? dedi. Peygamber: "Onunla temizlen" buyurdu. Kadın tekrar: Nasıl? diye sorunca: "Subhânallah! Temizlen işte!" buyurdu. Bunun üzerine ben kadını kendime çektim de: Onunla kan değen yeri (yani ferci) sürtele, dedim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Kadının, Hayızdan Temizleneceği Zaman Kendisini Ovalaması, Nasıl Yıkanacağı Ve Nasıl Misklenmiş Bir Parça Alıp Onunla Kan Değen Yeri Sürteceği Bâbı
316-)
Bize Mansûr, annesi Safiyye bintu Şeybe'den; o da Âişe'den tahdîs etti (şöyle demiştir): Ensâr'dan bir kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Hayızdan nasıl yıkanayım? diye sordu. Peygamber: "Miske bulanmış bir yün veya pamuk parçası al da uzuvlarını üçer defa yıkayarak temizlen " buyurdu. Ondan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) utandı da yüzünü çevirdi. -Yâhud da Peygamber "Bu parça ile temizlen" buyurdu.- Bunun üzerine ben o kadını tutup, kendime doğru çektim de, Peygamber'in anlatmak istediği şeyi ona haber verdim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Kadının Hayızdan Yıkanması Bâbı
317-)
Bize İbnu Şihâb, Urve'den tahdîs etti ki, Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben Veda Haccı'nda Râsûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte ihrama girip, yüksek sesle telbiye ettim. Ben temettü' haccına niyet edip kurbân sevk etmeyen kimselerden biri idim.(Râvî der ki:) Âişe hayız olduğunu ve Arafe gecesi girinceye kadar temiz olmadığını söyledi. O gece: Yâ Rasûlallah, işte bu gece Arafe gecesidir. Ben ise ancak umre niyeti ile ihrama girmiştim, demiştir.Rasûlüllah da ona: "Yıkanmak üzere saçlarını çöz, taran ve umre niyetinden vaz geç" buyurmuş.(Âişe dedi ki:) Ben de öyle yaptım. Haccı yerine getirdikten sonra, Muhassab'da bulunduğumuz gece Rasûlüllah (erkek kardeşim) Abdurrahmân'a emretti. O da bana, evvelce başlamış olduğum umre'nin yerine Ten'îm'den yeni bir umre yaptırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Kadının Hayızdan Yıkanması Sırasında Taranması Bâbı
318-)
Bize Ebû Usâme, Hişâm ibn Urve'den; o da babasından; o da Âişe'den tahdîs etti. Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Bizler zu'l-hicce ayının hilâline doğru (Medine'den yola ) çıktık. Rasûlüllah: "Her kim umre ile ihrama girmek isterse öyle ihram etsin. Bana gelince, eğer ben kurbanlık sevk etmemiş bulunaydım, ben de muhakkak umre ile ihram ederdim" buyurdu. Bunun üzerine kimi umre ile, kimi de hacc niyeti ile ihrama girdiler. Ben hayızlı iken Arafe günü bana erişti. Ben Peygamber'e hâlimi söyledim. "Umreni bırak, saçlarını çöz, taran ve hacc niyetiyle ihrâm et" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Nihayet Muhassab'da kaldığımız gece olunca, erkek kardeşim Abdurrahmân ibn Ebî Bekr'i benimle beraber gönderdi. Ben Ten'îm'e kadar çıktım da (ilk başlayıp terk ettiğim) umremin yerine bir umre ile ihram ettim. Hişâm ibn Urve şöyle dedi: Bundan dolayı (keffâret olarak) ne kurbân lâzım geldi, ne oruç, ne de sadaka.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Kadının, Hayız Yıkanması Sırasında Saçlarını Çözmesi Bâbı
319-)
Bize Hammâd(ibn Zeyd), Ubeydullah ibni Ebî Bekr'den; o da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Azîz ve Celîl olan Allah, rahime bir melek tevkil etti. O melek: Ey Rabb'im! Bir nutfedir. Ey Rabb'im! Bir kan pıhtısıdır. Ey Rabb'im! Bir çiğnem ettir, der. Allah onu yaratmayı hükmetmek istediği zaman melek: Erkek midir, yoksa dişi midir? Bedbaht mıdır, yoksa mes'ûd mudur? Rızık nedir, ecel nedir? sorularını sorar. Bunlar anasının karnında iken yazılır".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Biz Sizleri... Hilkati Belirsiz Bir Çiğnem Etten, Yarattık... Bâbı
320-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Biz Veda Haccı'nda Peygamber'le birlikte(Medine'den yola) çıktık. Bizden kimi umre niyetiyle, ihrama girmiş, kimi de hacc niyetiyle ihrama girmişti. Nihayet Mekke'ye geldik. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem): "Umre niyyetiyle ihrama girip de kurbân göndermeyen, ihramdan çıksın. Umre niyetiyle ihrama girip de kurbân gönderen, tâ kurbânını kesmek suretiyle ihramdan çıkıncaya kadar, ihramdan çıkmasın. Hacc niyetiyle ihrama girmiş olan ise, haccını tamamlasın" buyurdu. Âişe dedi ki: Ben hayız oldum ve tâ Arafat günü oluncaya kadar hayızlı olmakta devam ettim. Ben ise başka değil, sırf umre niyetiyle ihrama girmiştim. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bana saçımı çözmemi, taranmamı, hacc niyetiyle ihram etmemi ve umreyi terk eylememi emretti. Ben de bunları yaptım. Nihayet haccımı yerine getirince Ebû Bekr'in oğlu Abdurrahmân'ı benim maiyyetimde gönderdi ve bana eski umrenin yerine Ten'îm'den bir umre yapmaklığımı emreyledi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadın Hacca Ve Umreye Nasıl İhram Eder Bâbı
321-)
Bize Sufyân, Hişâm'dan; o da babasından; o da Âişe'den tahdîs etti ki (o şöyle demiştir): Fâtıma bintu Ebî Hubeyş istihâzaya tutulur durur idi. Bunu Peygamber'e sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu bir damardır, hayız değildir. Hayızın müddeti geldiği zaman namazı bırak, hayzın müddeti geçtiği zaman yıkan ve namaz kıl" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayzın Gelmesi Ve Gitmesi Bâbı
322-)
Bize Katâde tahdîs edip şöyle dedi: Bana Muâze şöyle tahdîs etti: Bir kadın Âişe'ye: Biz kadınlardan biri temiz olduktan sonra (hayz zamanındaki) namazını kaza etmeli mi? diye sordu. Âişe: Sen Harûriyye misin? Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte iken hayız olurduk da bize bunu emretmezdi; yahut da biz bunu yapmazdık, diye cevâb verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Olan Kadın Namazı Kaza Etmez
323-)
Ümmü Seleme(radıyallahü anha) tahdîs edip şöyle demiştir: Ben, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberinde bir kadîfe içinde bulunurken hayız oldum. Yavaşça sıyrıldım da o örtüden dışarıya çıktım, hayza mahsûs elbisemi aldım, giydim. Rasûlüllah bana: "Hayız mı oldun?" diye sordu. Ben: Evet, dedim. Bunun üzerine beni çağırdı ve beni kendisi ile beraber o saçaklı kadife örtünün içine soktu. Zeyneb şöyle dedi: Ve Ümmü Seleme bana tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçlu olduğu hâlde, Ümmü Seleme'yi öper idi ve (Ümmü Seleme dedi ki): Ben, Peygamber ile beraber bir tek kaptan cünüblükten dolayı yıkanır idim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayz Elbisesi İçinde İken Hayızlı Kadınla Beraber Uyumak Bâbı
324-)
Ümmü Seleme(radıyallahü anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile saçaklı bir örtü içinde yatıyordum. Hayız oldum. Sıyrılıp hayza mahsûs elbisemi aldım. "Hayız mı oldun?" diye sordu. Evet, dedim. Bunun üzerine beni çağırdı, saçaklı kadifenin altında onunla beraber yattım.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Temizlik Hâli Elbisesinden Başka Hayız Elbisesi Edinen Kimse Bâbı
325-)
Hafsa bintu Sîrîn şöyle demiştir: Biz tazelerimizi bayramlarda (namazgaha) çıkmaktan men ederdik. (Basra'ya) bir kadın gelip Halef oğulları kasrına indi. O kadın kız kardeşinin -ki kocasıPeygamber ile birlikte on iki gazada bulunmuş, kendisi de bizzat altısına iştirak etmiş idi- Biz yaralılara ilâç yapar, hastalara bakardık, dediğini rivayet ettikten sonra, şöyle dedi: Kız kardeşim Peygamber'e: Birimizin örtünecek çarşafı olmazsa, namaz yerine çıkmamasında beis var mı? diye sormuş.Peygamber: "Arkadaşı kendi cilbâblarından birini ona giydirsin de hayr (meclisin)’e ve müslümânların duasında hâzır bulunsun" buyurmuştur. bintu Sîrîn der ki:) Ümmü Atıyye buraya geldiği zaman: Bunu sen Peygamber'den işittin mi? diye sordum. Ümmü Atıyye: O'na babam feda olsun, evet işittim, dedi. -Hafsa bintu Sîrîn: Ümmü Atıyye ne zaman Peygamber'i anarsa "bi-ebî” بِأَبِي = O'na babam feda olsun" der idi, dedi.- Ümmü Atıyye şöyle devam etti: Babam O'na feda olsun, ben Peygamber'den işittim, O şöyle buyuruyordu: "Tazelerle perde sahibi kadınlar -yahut: Perde sahibi tazeler ile- hayızlı kadınlar çıkıp hayır (meclisin)de ve müzminlerin duasında hâzır bulunsunlar. Yalnız hayızlı kadınlar namaz yerinden uzakça dursunlar". Hafsa dedi ki: Ben Ümmü Atıyye'ye karşı: Hayızlılar da mı? diye sordum. Ümmü Atıyye cevaben: Hayızlılar Arafat'ta, fulân fulân yerlerde hâzır bulunmuyorlar mı? dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayızlı Kadınların Namaz Yerinden Ayrı Durarak Bayram Namazlarının Kılındığı Sahada Ve Müslümanların Dualarında Hazır Bulunmaları Bâbı
326-)
Ben Hişâm ibn Urve'den işittim, şöyle dedi: Bana babam, Âişe'den haber verdi ki(o, şöyle demiştir): Fâtıma bintu Ebî Hubeyş, Peygamber'e sorup: Ben istihâzaya ma'rûz kılınıyorum, temiz olamıyorum. Binâenaleyh ben namazı terk edeyim mi? dedi. Peygamber: "Hayır, çünkü bu bir damardır. Lâkin sen namazı, içinde hayızlı bulunduğun günler kadar terk et, sonra yıkan ve namaz kıl" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Kadın Bir Ayda Üç Hayız Olduğu Zaman Hüküm Nedir?
327-)
Bize İsmâîl(ibn Uleyye), Eyyûb'dan; o da Muhammed.(ibn Sîrîn)'den; o da Ümmü Atıyye'den tahdîs etti. O: Biz sarılığı ve bozluğu hiçbir şey (yani namaza mâni') addetmezdik, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Hayız Günleri Hâricinde Kadının Göreceği Sarı Ve Boz Renkli Islaklıklar Bâbı
328-)
Bana İbnu Ebî Zi'b, İbn Şihâb'dan; o da Urve'den ve Amre (98)'den; onlar da Peygamber'in zevcesi Âişe'den tahdîs etti (o, şöyle demiştir): Cahş kızı Ümmü Habîbe yedi yıl istihâzaya mübtelâ kılındı. Rasûlüllah'a bunu sordu. Rasûlüllah ona yıkanmasını emretti de "Bu bir damardır" buyurdu. Artık Ümmü Habîbe her namaz için yıkanır oldu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İstihâza Damarı Bâbı
329-)
Abdurrahmân kızı Amre'den; o da Peygamber'in zevcesi Âişe'den haber verdi. O, Rasûlüllah'a: Yâ Rasûlallah, Safiyye bintu Huyey hayız oldu diye haber vermiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ''İhtimâl ki o bizi yolumuzdan alıkoyacak! O sizinle beraber ifâda tavafını yapmış değil mi idi?" dedi. Evet, dediler. "Öyle ise çık" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İfâda Tavafından Sonra Hayız Olan Kadın Bâbı?
330-)
Bize Vuheyb, Abdullah ibn Tâvûs (132)'tan; o da babası Tûvûs ibn Keysân'dan; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti. İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Hayızlı kadına, ifâda tavafını yaptığı zaman(veda tavafını yapmaksızın) vatanına dönmek ruhsatı verildi, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İfâda Tavafından Sonra Hayız Olan Kadın Bâbı?
331-)
(Tâvûs der ki:) İbn Omer ilk emrinde hayızlı kadın veda tavafını yapmadıkça memleketine dönmez, der idi. Sonra kendisinden işittim: Hayızlı kadın memleketine döner, çünkü Rasûlüllah onlara ruhsat verdi, diyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İfâda Tavafından Sonra Hayız Olan Kadın Bâbı?
332-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Hayz geldiği zaman namazı terk et. Hayız müddetinin sonu gittiği zaman ise, kendinden kanı yıka ve namaz kıl" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: İstihâzalı Kadın Arada Kanı Dinmekle Temizliği Görünce Yıkanıp Namaz Kılar
333-)
Bize Şu'be Hüseyin el-Muallim, İbnu Bureyde'den; o da Semure ibn Cundub (59)'dan haber verdi ki (o,şöyle demiştir): Bir kadın lohûsalığında vefat etti. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ona cenaze namazı kıldı. (Kılarken de bedeninin) ortasına doğru dikeldi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Lohûsa İken Ölen Kadın Üzerine Cenaze Namazı Ve Bu Namazın Sünneti Bâbı
334-)
Bize Ebû Avâne -ki onun ismi el-Veddâh'tır- kendi kitabından haber verip şöyle dedi: Bize Süleyman eş-Şeybânî, Abdullah ibn Şeddâd'dan haber verdi. Abdullah şöyle dedi: Ben Peygamber'in zevcesi teyzem Meymûne'den işittim: Bazen öyle olurdu ki, Meymûne hayızlı bulunur, namaz kılmaz, Rasûlüllah seccadesi üzerinde namaz kılarken, secde yerinin hizasında uzanmış bulunurdu. Rasûlüllah secde ettiği vakit elbisesinin bâzı yerleri Meymûne'ye dokunurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-hayz
Konu: Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
335-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah'ın seferlerinin birinde onunla beraber yola çıktık. Tâ Beydâ'ya yahut Zâtu'l-Ceyş'e vardığımızda bir gerdanlığım koptu. Onun aranması için Rasûlüllah(orada) bekledi, insanlar da onunla beraber beklediler. Halbuki bir su başında değillerdi. İnsanlar Ebû Bekr es-Siddîk'a geldiler ve: Sen Âişe'nin yaptığını görüyor musun? Rasûlüllah'ı da, insanları da bir su başında değiller ve yanlarında da su yok iken yollarından alıkoydu, dediler. Bunun akabinde Ebû Bekr (yanıma) geldi. Rasûlüllah da başını dizimin üzerine koymuş hâlde uyumuştu. Ebû Bekr: Sen Rasûlüllah'ı ve insanları yollarından alıkoydun. Onlar bir su başında değiller ve yanlarında da su yoktur, dedi. dedi ki: Ebû Bekr beni kötüleyip azarladı. Allah'ın söylemesini istediği şeyleri söyledi, eli ile de boş böğrümü dürtmeğe başladı. Beni kıpırdamaktan, Rasûlüllah'ın dizim üzerinde bulunmasından başka hiçbir şey men' etmiyordu. Sabah olunca Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) kalktı, hiç su yoktu. Allah "Teyemmüm Âyeti"ni indirdi. Herkes teyemmüm etti. Useyd ibn Hudeyr. Ey Ebâ Bekr hanedanı, bu sizin ilk bereketiniz değildir, dedi. Âişe dedi ki: (Sonra gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık ve gerdanlığı onun altında bulduk. Câbir ibn Abdillah haber verdi ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur. evvel hiçkimseye verilmedik beş şey bana verilmiştir: Bir aylık yola kadar korku (salmak) ile nusret olundum. Yeryüzü bana namazgâh ve temizlik sebebi kılındı. Onun için ümmetimden her kime namaz vakti erişirse, hemen namazını kılıversin. Ganimetler bana halâl edildi. Halbuki benden evvel kimseye halâl edilmemiştir. Bana şefaat verildi. Bir de benden evvel her peygamber, hassaten kendi kavmine gönderilirken, ben umûm insanlığa gönderildim".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu't-teyemmüm
Konu: Bâb
338-)
el-A'rac şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'ın himayesinde olan Umeyr'den işittim, şöyle dedi: Ben Peygamber'in zevcesi Meymûne'nin azatlısı olan Abdullah ibn Yesâr ile birlikte geldim de, nihayet Ebû Cuheym ibnu'l-Hâris ibni's-Sımmet el-Ensârî'nin yanına girdik. Ebu'l-Cuheym şöyle dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Bi'ru Cemel tarafından geliyordu. Kendisini bir kimse karşılayıp selâm verdi. Peygamber, oradaki bir duvara yönelip (duvara el dokundurarak) yüzünü ve ellerini mesh etmedikçe, o kimsenin selâmını karşılamadı.(Ancak teyemmüm ettikten) sonra o kimsenin selâmına karşılık verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu't-teyemmüm
Konu: Su Bulamadığı Ve Namaz Vaktinin Geçmesinden Korktuğu Zaman Hazarda Teyemmüm Etmek Bâbı
339-)
Abdurrahmân ibn Ebzâ şöyle demiştir: Omer ibnu'l Hattâb'a bir kimse geldi de: Ben cünüb oldum, su da bulamadım (ne yapayım?) dedi. Bunun üzerine Ammâr ibn Yâsir, Omer ibnu'l-Hattâb'a şöyle dedi: Hatırlamaz mısın? Ben ve sen ikimiz bir seferde idik. Sen namaz kılmadın. Ben ise (toprak üstünde) yuvarlandıktan) sonra namazı kıldıydım. Müteakiben bu yaptığım işi Peygamber'e arz ettim de,Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): bu kadarı yeter" buyurdu. İki elini yere vurdu, ellerine üfürdü, sonra iki avucu ile yüzüne ve iki eline mesh etti idi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu't-teyemmüm
Konu: Teyemmüm Eden Kimse Ellerine Üfürür Mü?
340-)
Bize Şu'be haber verdi. Bana Hakem, Zerr'den; o da Saîd ibn Abdirrahmân ibn Ebzâ'dan; o da Bâbası Abdurrahmân ibn Ebzâ'dan haber verdi. Ammâr, bundan önce geçen Âdem'in Şu'be'den olan rivâyetindeki metni söyledi. Haccâc dedi ki: Şu'be iki elini yere vurdu, sonra ellerini ağzına yaklaştırdı. Sonra yüzünü ve iki elini meshetti. Ve en-Nadr şöyle dedi: Bize Şu'be Hakem'den haber verdi. Hakem şöyle dedi: Ben Zerr'den işittim. O, Abdurrahmân ibn Ebzâ'nın oğlundan söylüyordu. Hakem şöyle dedi: Ben bunu Abdurrahmân'ın oğlundan işitmişimdir, o da Bâbasından. Bâbası Abdurrahmân ibn Ebzâ şöyle demiştir: Ammâr: Temiz toprak müslümânın temizlik sebebidir, su yokluğunda temiz toprak ona kifayet eder, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu't-teyemmüm
Konu: Teyemmüm Yüz Ve İki El İçindir.