Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı

917-) Bize Alî ibnu'l-Mubârek, Yahya ibn Ebî Kesîr'den; o da Abdullah ibnu Ebû Katâde'den tahdîs etti. Ebû Abdillah Buhârî şöyle dedi: Ben Abdullah'ın bu hadîsi ancak Bâbası Ebû Katâde Haris ibn Rib'î el-Ensârî'den; onun da Peygamber'den rivayet ettiğini biliyorum. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): ikaame edildiği vakit beni(hücremden çıkmış) görmedikçe ayağa kalkmayınız ve sekînet üzere olunuz" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Namazına Yürümek;
918-) Selmân el-Fârisî(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: günü gusül edip de gücünün yettiği derecede mükemmelen temizlendikten, yahut yağlandıktan, yahut herhangi güzel kokudan süründükten sonra (câmi'e) giden, cemâatten iki kişinin arasına girmeyen, sonra kendisine takdir edilen namazı kılan, sonra imâm minbere çıktığı zaman susan hiçbir kimse müstesna olmamak üzere, onun o günle gelecek diğer Cuma arasındaki günâhları muhakkak ki mağfiret olunmuştur".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü Mescide Girmiş Olan İki Kişinin Arası Açılmaz
919-) Bize İbnu Cureyc haber verip şöyle dedi: Ben Nâfi'den işittim, şöyle diyordu: Ben İbnu Omer(radıyallahü anh) 'den işittim; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) insanın kendi (dîn) kardeşini oturduğu yerinden kaldırıp oraya oturmasını nehyetti, diyordu. (İbnu Cureyc şöyle dedi:) Ben Nâfi'e: Bu nehiy Cumada mı? diye sordun. Nâfi': Cumada da başka namazlarda da, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: İnsan Cuma Günü Din Kardeşini Kaldırıp Da Onun Yerine Oturmaz
920-) Bize İbn Ebî Zi'b, Zuhrî'den; o da es-Sâib ibn Yezîd'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Cuma günü ezanın ilki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekr ve Omer (radıyallahü anh) zamanlarında imâm minbere oturduğu vakit başlardı. Osmân halîfe olduğu ve insanlar (Medine'de) çoğaldığı zaman Zevrâ üzerinde okunan üçüncü nidayı ilâve etti. (Ebû Abdillah Buhârî: Zevrâ Medine çarşısında bir yerdir, dedi ).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günündeki Ezan Bâbı
921-) Sâib ibnu Yezîd(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Cuma günü üçüncü ezan okumayı ziyâde eden Usmân ibn Affân (radıyallahü anh)'dır ki, Medîne ahâlîsi çoğaldığı zaman idi. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in ise bir müezzininden başka yoktu ve Cuma ezan okunması da imâm minber üzerine oturduğu vakitte olurdu

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü Tek Müezzin Bâbı
923-) Sâib ibn Yezîd(radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Cuma günü ikinci ezan okunmasını, mescid ahâlîsi çoğaldığı zaman Usmân(radıyallahü anh) emretti ve Cuma günü ezan okunması, imâm minbere oturduğu sıra idi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Ezan Okunması Esnasında Minber Üzerinde Oturmak Bâbı
924-) Zuhrî şöyle demiştir: Ben Sâib ibn Yezîd'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekr ve Omer zamanlarında Cuma günü ezan, birincisi imâm Cuma günü minber üzerine oturduğu sırada idi. Sonra Usmân (radıyallahü anh)'ın halifeliği zamanında insanlar çoğaldığında Usmân Cuma günü üçüncü ezanı emretti de, bu ezan Zevrâ üzerinde okundu. Binâenaleyh iş bu minval üzere (yani iki ezan, bir ikaamet üzerine) sabit oldu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Önünde Ezan Okunması Bâbı
925-)  Bize Ebû Hazım ibnu Dînâr (140) şöyle tahdîs etti: Minberin hangi ağaçtan yapıldığında münâkaşa eden bir takım kimseler, Sehl ibn Sa'd es-Sâidî'ye geldiler de, ona bu mes'eleyi sordular. Bunun üzerine Sehl şöyle dedi: Vallahi ben onun neden yapıldığını bilmekteyim. Ve yine yemîn olsun ki, ben onu ilk kurulduğu günü de, Rasûlüllah'ın ilk defa üzerine oturduğu günü de görmüşümdür. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensâr kadınlarından fulân kadına -Sehl, bu kadının ismini söylemiştir:- kölene emret de, benim için insanlara hitâb ettiğim zaman üzerine oturabileceğim, tahtalardan birşey yapsın" buyurdu. O kadın da o kölesine emretti. O da Gâbe'nin ılgın ağaçlarından onu yaptı. Sonra onu getirdi. Kadın Rasûlüllah'a haber yolladı. O da emretti, işte şuraya konuldu. Sonra Rasûlüllah'ın bunun üzerinde şöyle namaz kıldığını gördüm: Rasûlüllah minber üzerinde tekbîr aldı, sonra yine minber üzerinde iken rukû'a vardı. Sonra geri geri aşağıya indi de minberin dibinde secde etti. Sonra yine minber üzerine dönüp tekrar etti. Böylece iki rek'at namazı bitirince, Rasûlüllah insanlara döndü de:"Ey insanlar! Bu gördüğünüz şeyleri ancak bana uyasınız ve benim namazımı öğrenesiniz diye yaptım" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbenin Minber Üzerinde Yapılması Bâbı
926-)  Bana Yahya ibnu Saîd haber verip şöyle dedi: Bana Enes'in oğlunun oğlu haber verdi ki, o Câbir ibn Abdillah'tan işitmiştir. Câbir(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir hurma kütüğü vardı. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) -hutbe yaparken- onun üzerinde dururdu. Kendisi için minber konulduğu zaman biz bu kütükten, gebeliği on aylık develerin iniltisine benzer sesler işittik. Tâ ki Peygamber (minberden) inip de elini onun üzerine koyunca (sustu). ibn Bilâl, Yahya ibn Saîd'den söyledi (o, şöyle demiştir): Bana Enes ibn Mâlik'in oğlu olan Ubeydullah'ın oğlu Hafs haber verdi ki, kendisi Câbir ibn Abdillah'tan işitmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbenin Minber Üzerinde Yapılması Bâbı
927-) Bize Âdem ibn Ebî Iyâs tahdîs edip şöyle dedi: Bize İbnu Ebî Zi'b, Zuhrî'den; o da Sâlim'den; o da Bâbası Abdullah ibn Omer'den tahdîs etti. Abdullah ibn Omer şöyle demiştir: Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den minber üzerinde hutbe yaparken işittim (hutbesinde): kim Cumaya gelecekse yıkansın" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbenin Minber Üzerinde Yapılması Bâbı
928-) İbnu Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) sizin şimdi yapmakta olduğunuz gibi, ilk hutbeyi ayakta yapar, sonra oturur, sonra(tekrar ikinci hutbe için) ayağa kalkardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe, Hatib Ayakta Dikilerek Olur Bâbı
929-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Günün birinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) minber üzerine oturdu, bizler de çepçevre O'nun etrafında oturduk.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Yaparken İmam Yüzünü Cemaate Yöneltir; Ve İnsanların Da Yüzlerini İmama Yöneltmeleri Bâbı
931-) Bize Ebû Âsım, Cerîr ibn Hâzım'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben el-Hasen el-Basrî'den işittim, şöyle diyordu: Bize Amr ibnu Tağlib(radıyallahü anh) şöyle tahdîs etti:(Bir defa) Rasûlüllah'a -Bahreyn'den-birçok mal yahut bir çok esîr getirilmişti. Onu taksîm etti de bâzı kimselere atıyye verdi, bâzı kimselere atıyye vermedi. Sonra atiyye vermediği kimselerin gücenip şikâyet ettikleri haberi kendisine ulaştı. Bunun üzerine (hitâb etmek için) Allah'a hamd, sonra sena etti, ondan sonra da ba'du" diyerek şöyle buyurdu: "Vallahi ben atıyye vermediğim kimseyi, atıyye verdiğim kimseden ziyâde sevip dururken, yine birine atıyye verir (sevdiğime) atıyye vermediğim olur. Lâkin şu kadar var ki, ben bir takım kimselere, kalblerinde sabırsızlık ve hırs gördüğüm için mal veririm Bâzı kimseleri de Allah Taâlâ'nın, kalblerinde yarattığı zenginlik ve hayra havale ederim (mal vermem). Amr ibn Tağlib de bu sonuncular arasındadır". Amr ibn Tağlib: Vallahi Rasûlüllah'ın bu kelâmına bedel kırmızı develere mâlik olmayı gönlüm istemez, demiştir. Bu hadîsi rivayet etmekte, Yûnus ibn Ubeydillah ibn Dînâr el-Abdî, ona mutâbaat etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Mukaddimesinde Allahı Sena Ettikten Sonra Amma Badu Diyen Kimse Bâbı
932-) Bize Leys, Ukayl'den; o da İbn Şihâb'dan tahdîs etti. Şihâb şöyle demiştir: Bana Urve haber verdi; ona da Âişe (r.anha) şöyle haber vermiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece hücreden dışarıya çıktı, mescidde namaz kıldı. Bir takım insanlar da onun namazına uyup namâz kıldılar. Sabaha girince insanlar bunu kendi aralarında konuştular. Bundan dolayı müteâkıb gece daha çok insan toplandı ve yine Peygamber ile birlikte gece namazı kıldılar. Sabah olunca insanlar yine konuştular. Üçüncü gece mescid ahâlîsi haylî çok oldu. Rasûlüllah yine çıktı, insanlar da O'nun namazına uyarak namaz kıldılar. Dördüncü gece olduğu zaman mescid, ahâlîyi almaktan âciz oldu (Peygamber onların yanlarına gitmedi). Nihayet sabah namazını kıldırmak için çıktı. Sabah namazını kıldırınca, insanlara yönelip şehâdet kelimelerini söyledi. Sonra“ammâ ba'du"dedi ve: "Şu muhakkak ki dün geceki durumunuz bana gizli olmadı. Lâkin ben, gece namazı üzerinize farz olunur da sonra ondan âciz olursunuz diye endîşe ettim" buyurdu. Yûnus ibn Yezîd el-Eylî, bu hadîsi rivayet etmekte Ukayl'e mutabaat etmiştir

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Mukaddimesinde Allahı Sena Ettikten Sonra Amma Badu Diyen Kimse Bâbı
933-) Bize Ebu'l-Yemân tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şuayb, Zuhrî'den haber verdi; o şöyle demiştir: Bana Urve, Ebû Humeyd es-Sâidî'den haber verdi: Ebû Humeyd, ona şöyle haber vermiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün öğle ile akşam arasında bir namaz ardından hutbeye kalkıp teşehhüd etti, Allah Taâlâ'ya hamd ve sena eyledi. Ondan sonra da "Amma ba'du" dedi. hadîsi Hişâm'dan; o da Bâbasından; o da Ebû Humeyd'den; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "Amma ba'du" dedi, diye rivayet etmekte Ebû Muâviye ile Ebû Usâme, Zuhrî'ye mutâbaat etmişlerdir. Muhammed ibn el-Adenî ise Zuhrî'ye, Sufyân ibn Uyeyne'den sâdece "Amma ba'du"lâfzında mutâbaat etmiştir, hadîsin tamâmında değil”

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Mukaddimesinde Allahı Sena Ettikten Sonra Amma Badu Diyen Kimse Bâbı
934-) Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibn Hüseyin(94) haber verdi. Mısver ibn Mahrame(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalktı, ben ondan işittim ki, şehâdet kelimelerini söylediği zaman "Amma ba'du" diyordu. Zuhrî'den rivayet etmekte ona mutâbaat etti

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Mukaddimesinde Allahı Sena Ettikten Sonra Amma Badu Diyen Kimse Bâbı
935-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün omuzu üzerindeki büyük bir ridâya sarınıp bürünmüş olarak ve başını da boz bir sarık ile bağlamış olduğu hâlde minbere çıktı. Bu (hitâb etmek için minbere) son oturması oldu. Allah'a hamd ve sena etti. Sonra:"Ey insanlar! Yakınıma gelin" buyurdu. Sahâbîler O'na doğru toplandılar. Ondan sonra Rasûlüllah "Amma ba'du" diyerek şöyle buyurdu:"İyi biliniz ki, bu Ensâr cemâati (günden güne) azalacaklar, başka kimseler ise çoğalacaklardır. Binâenaleyh Muhammed Ümmeti 'nden her kim herhangi bir şey üzerine vilâyet sahibi olup da bir kimseye zarar vermeye veya menfâat eriştirmeye muktedir olacak olursa, Ensâr'dan iyilik edenlerin iyiliğini kabul, kötülük edenlerin seyyiesinden vazgeçip affetsin"

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Mukaddimesinde Allahı Sena Ettikten Sonra Amma Badu Diyen Kimse Bâbı
936-) İbnu Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki hutbe yapar, aralarında oturur idi

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü İki Hutbe Arasında Oturmak Bâbı
937-) Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: günü olduğu zaman mescidin kapısı yanında melekler durur, gelenleri öncelik sırasıyle yazarlar. Erken gelenin meseli bir deve kurbân eden kimse gibidir. Ondan sonraki bir sığır kurbân eden gibi; ondan sonra bir koç kurbân eden gibi; ondan sonraki bir tavuk sadaka eden; sonra bir yumurta sadaka eden gibidir. İmâm hutbeye çıkınca melekler sahîfelerini dürüp zikri dinlerler".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü Hutbeye Kulak Tutup İşitmek Bâbı
938-) Câbir ibn Abdillah(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Cuma günü insanlara hutbe yaparken bir kimse geldi. Hemen Peygamber: fulân, sen namaz kıldın mı?" diye sordu. O zât: Hayır, dedi. Peygamber:" (Öyleyse) kalk da iki rek'at namaz kıl" buyurdu

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: İmam, Hutbe Yaparken İçeriye Gelen Bir Kimse Gördüğünde Ona İki Rekat Namaz Kılmasını Emreder
939-) Câbir(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Cuma günü hutbe yaparken bir kimse girdi.Peygamber ona: "Namaz kıldın mı?" diye sordu. O, hayır, dedi. Peygamber: " (Öyleyse) iki rek'at namaz kıl" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: İmam Hutbe Yaparken Gelen Kimse İki Hafif Rekat Namaz Kılar Bâbı
940-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Cuma günü hutbe yapmakta iken bir zât ayağa kalktı da: Yâ Rasûlallah! At sürüleri helak oldu, davar sürüleri helak oldu. Allah'a, bize yağmur vermesini duâ ediver! dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah iki elini uzattı ve duâ etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Hutbe Esnasında Elleri Kaldırmak Bâbı
941-) Enes ibn Mâlik(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında insanlara bir kıtlık isabet etti. Bir Cuma günü Peygamber hutbe yaparken bir bedevi Arab ayağa kalktı da: Yâ Rasûlallah, mallar helak oldu, çoluk çocuk da aç kaldı; bizim için Allah'a duâ ediver, dedi. Rasûlüllah iki elini kaldırdı ki, biz o sırada gökyüzünde hiçbir bulut parçası görmüyorduk. Nefsim elinde olan Allah'a yemîn olsun, bulutlar dağlar misâli gökyüzünü kaplamadıkça Rasûlüllah ellerini indirmedi ve minberinden de inmedi. Nihayet yağmur tanelerinin O'nun sakalı üzerinde yuvarlandığını gördüm. O günümüz, ertesi günü, daha ertesi günü ve ondan sonra gelen gün; tâ öteki Cumaya kadar hep üzerimize yağmur yağıp durdu. Ertesi Cuma yine o bedevî(Enes'in dediğine göre) yahut bir başkası ayağa kalktı da: Yâ Rasûlallah, binalar yıkıldı, mallar boğuldu. Bizim için Allah'a duâ et, dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah yine iki elini kaldırdı da: "Allâhumme havâleynâ velâ aleynâ = Yâ Allah, etrafımıza(yağdır), üzerimize değil" diye dua etti. Bunu söylerken de eliyle hangi cihetteki buluta işaret ediyor idiyse, orası açıldı ve Medîne(üstü açık) bir alan gibi oldu. Kanat Vâdîsi bir ay mütemadiyen aktı ve herhangi cihetten kim geldi ise bol bol yağmur yağdığını söyledi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü Hutbe Esnasında Yağmur Duası Bâbı
942-) Bana Saîdibnu'l-Müseyyeb haber verdi ki, onada Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir:Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Cumagünü imâm hutbe yaparken sen (yanındaki) arkadaşına 'Sus (dinle) desen, yine lâğv etmiş olursun" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü İmam Hutbe Yaparken Susmak Ve O Sırada Yanındaki Arkadaşına Sus Diyen Kimse De Lağv Yapmıştır Bâbı
943-) Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Cuma gününü zikretti de: bir saat vardır ki, müslümân olan hiç bir kul kalkıp namaz kılarken o saate rastlayıp da Yüce Allah'tan bir şey istemeyedursun, ille O, bunu kendisine verir” buyurdu ve o saatin kısa olduğunu anlatmak için eli ile işaret etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Günü Kendisinde Duanın Kabul Edileceği Saat Bâbı
944-) Bize Câbir ibn Abdillah(radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte (Cuma) namazı kılacağımız sırada (Şâm tarafından) yiyecek yüklü bir kervan geliverdi. İnsanlar o kaafileye doğru yönelip gittiler. Nihayet Peygamber'in beraberinde on iki kişiden başka kalmadı. Onun üzerine işte şu âyet nazil oldu: bir ticâret yahut bir oyun, bir eğlence gördükleri zaman ona yönelip dağıldılar da, seni ayakta bıraktılar. De ki: Allah'ın yanındaki, eğlenceden de, ticâretten de hayırlıdır ve Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır"(el-Cumua: 11).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cuma Namazında Bazı İnsanlar İmamın Meclisinden Çıkıp Gittikleri Zaman, İmamın Ve Kalıp Cemaatte Hazır Bulunanların Namazı Caizdir
945-) Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh)'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazından evvel iki ve ondan sonra yine iki, akşam namazından sonra da kendi evinde iki rek'at namaz kılardı. Yatsı namazından sonra (yine evinde) iki rek'at kılardı. Cuma namazından sonra ise (mescidden kendi evine) dönmedikçe namaz kılmazdı. Lâkin evine dönünce iki rek'at kılardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Cumadan Sonra Ve Önce Kılınan Namaz Bâbı
946-) Sehl ibnu Sa'd(radıyallahü anh) şöyle demiştir: İçimizde bir kadın vardı. Su arkları kenarındaki tarlasında pazı bitkisi yetiştirirdi. Her Cuma günü olunca pazıların köklerini söker, bir tencereye kor, sonra öğüttüğü bir avuç arpayı içine atardı ki, o kökler etli kemik manzarasını alırdı. Bizler Cuma namazından çıkınca o kadına uğrar, selâm verirdik. O da bu yemeği bizlere yaklaştırır, biz de onu kaşıklardık. Ve biz, kadının o yemeği için Cumanın çabuk gelmesini temenni eder dururduk.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Yüce Allahın Şu Kavli Bâbı:
947-) Bize İbnu Ebî Hazım, Bâbasından; o da Sem’den (yukarıda geçen) bu hadîsi tahdîs etti. Ebû Hâzım'ın oğlu Abdulazîz burada şunu ziyâde etmiştir: Biz(Peygamber zamanında) Cumayı kılmadan ne gündüz uykusuna yatar ve ne de kuşluk yemeği yerdik, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Yüce Allahın Şu Kavli Bâbı:
948-) Bize Ebû İshâk el-Fezârî, Humeyd'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Enes(radıyallahü anh)'ten işittim: Bizler Cumaya erken davranır, namazdan sonra da gündüz istirâhati yapardık, diyordu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Gündüz İstirahatı Cuma Namazından Sonradır Bâbı
949-) Sehl(radıyallahü anh): Bizler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Cuma namazını kılardık; kaylûle yani gündüz istirâhati ondan sonra olurdu, dedi. Bu Cuma Kitabı 79 hadîs ihtiva etti. Bunlardan 64 tanesi mevsûldür. Muallak ve mutâbaalar ise 15 tanedir. Bunlardan Cuma'da ve daha önce de mükerrer olanları 36'dır. Hâlis olanı yâni tekrarsız olanı 43 hadîstir; bunların hepsi de mevsûldür. (İbn Hacer).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-cumua
Konu: Gündüz İstirahatı Cuma Namazından Sonradır Bâbı
950-) Bize Ebu'l-Yemân tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şuayb, Zuhrî'den haber verdi. Şuayb dedi ki: Ben Zuhrî'ye:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) korku namazı kıldı mı? diye sordum. Zuhrî şöyle dedi: Bana Salim haber verdi ki, Abdullah ibn Omer şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Necd tarafına gazveye gitmiştim. Düşmanın hizasına geldik, onlara karşı safflarımızı düzdük.(Namaz vakti gelince) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize kıldırmak üzere namaza durdu. Bir kısım sahâbîler de O'nunla beraber namaza durdular. Diğer bir kısım ise yönünü düşmana çevirdi. Rasûlüllah kendisiyle birlikte olanlarla beraber rukû'a vardı ve iki defa secde etti. Sonra beraber namaz kılanlar henüz namaz kılmamış olan taifenin yerlerine gittiler. Ötekiler de gelip Rasûlüllah'ın arkasında namaza durdular. Rasûlüllah onlarla beraber rukû'a varıp iki secde etti. Sonra selâm verdi.(Ondan sonra) o iki taifenin her biri nevbetleşe namaza durup, kendi hesaplarına birer kerre rukû'a varıp ikişer secde ettiler.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Ve Yüce Allahın Şu Kavli Bâbı:
951-) Bize İbnu Cureyc, Mûsâ ibnu Ukbe'den; oda Nâfi'den; O da İbn Omer'den tahdîs etti. İbn Omer(radıyallahü anh), Mucâhid'in: "Müslümanlar ile düşmanlar birbirine karıştıklarında namazı ayakta kılarlar" sözünde benzer bir söz söylemiştir. İbnu Omer burada Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den nakil olmak üzere şunu ziyâde etmiştir: "Düşmanlar daha çok(olup da korku daha ziyâde) olursa yayalar ve binekliler olarak (yâni ayakta ve hayvan üstünde olarak) namaz kılsınlar".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Korku Namazının Yayalar Ve Süvariler Olarak Kılınması Bâbı
952-) Abdullah İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalktı, insanlar da O'nunla beraber namaza kalktılar. Peygamber tekbîr aldı, insanlar da O'nunla birlikte tekbîr aldılar. Peygamber rukû'a vardı, insanlardan bir kısmı da rukû'a vardılar. Sonra Peygamber secde etti, rükû' edenler de O'nunla beraber secde ettiler. Sonra Peygamber ikinci rek'at için kalktı, secde etmiş olanlar da kalktılar ve(geriye çekilip) öteki kardeşlerine bekçilik etmeye koyuldular. Bu sırada (Peygamber'le birinci rek'atta rükû' ve'secde etmemiş olan) diğer taife geldi. Onlar daPeygamber'le beraber rukû'a varıp secde ettiler. Bu esnada cemâatin hepsi namaz içindedir, lâkin bir kısımları diğerlerine bekçilik ediyorlardır.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Korku Namazında Musallilerin Bir Kısmı Diğer Kısmını Bekleyip Korur
953-) Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Hendek günü (güneş battıktan sonra) Omer gelip, Kureyş kâfirlerine sövmeye başladı. Ve: Yâ Rasûlallah, ikindiyi az daha güneş batmadan kılamayacaktım, diyordu. Peygamber: "Vallahi onu henüz ben de kılamadım" dedi. Bunun üzerine Peygamber Buthân vadisine indi ve orada abdest aldı. Güneş batmış iken ikindiyi kıldırdı, sonra onun ardından da akşamı kıldırdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Kalaların Mukaavemeti Esnasında Ve Düşmanla Karşılaşma Sırasında Namaz Bâbı
954-) İbn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ahzâb'dan dönünce Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bizlere: "Hiçbir kimse ikindiyi Benû Kurayza yurduna ulaşmadıkça kılmasın" buyurdu. Oraya gidenlerin bâzıları yolda iken ikindi vakti girdi. Bâzıları: Oraya varmadıkça namazı kılmayız, dediler. Diğer bâzıları da: Hayır, biz kılarız. O emirle bizden istenen bu (dediğiniz) değildir, dediler. Sonra bu işi Peygamber'e arz ettiler. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) onlardan hiçbir kimseye darılmadı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Bâb
955-) Bize Hammâd, Abdulazîz ibn Suheyb'den ve Sabit el-Bunânî'den; o ikisi de Enes ibn Mâlik'ten tahdîs etti(Enes şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), sabah namazını Hayber yakınında alaca karanlıkta kıldırdı, sonra hayvanına bindi de: "Allâhu Ekber. Harıbet Hayberu. înnâ izâ nezelnâ bi-sâhati kavmin fesâe sahâbu'l-munzerîn”. (Allâhu ekber. Hayber harâb oldu gitti -yahut harâb olsun- Biz bir kavmin yurdunu (basıp, içine) girdik mi, inzâr edilmiş olanların sabahı yaman olur) buyurdu. Hayber ahâlîsi dışarı çıktılar, sokaklarda koşarak: İşte Muhammed ve ordu, diyorlardı. Râvî: "Hamîs" ordu demektir, dedi. Nihayet Rasûlüllah onlara gâlib geldi, muhariplerini öldürdü, zürriyetlerini esîr aldı. Safiyye bintu Huyey evvelâ Dıhye el-Kelbî'nin milki oldu, sonra da Rasûlüllah'ın milki oldu. Sonra Safiyye'ye hürriyet verip onunla evlendi. Safiyye'nin hürriyete kavuşturulmasını da kendisine mehr yaptı. Râvî Abdulazîz ibn Suheyb, ; Sabit el-Bunâni’ye: Yâ Ebâ Muhammed! Enes'e, ona neyi mehr yaptı diye sen sordun mu? dedi. Sabit de: Peygamber, Safiyye'ye hürriyetini mehr yaptı, dedi de gülümsedi. Bu "Korku Namazı Bâbları" merfû ve mevsûl altı hadîs ihtiva etti. Bunlardan ikisi daha önceki bahislerde tekerrür etti. Dördü, bu bahse hâlistir...(İbn Hacer).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Düşmana Baskın Esnasında Ve Harbde Allahu Ekber Demek, Sabah Namazını Karanlıkta Kılmak; Baskın Ve Harb Önünde Namaz Kılıp Tekbir Getirmek Bâbı
956-) Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Omer ibn Hattâb çarşıda satılmakta olan kalın ipekten bir kaftan aldı. Müteakiben o kaftanı alıp Rasûlüllah'a getirdi ve: Yâ Rasûlallah, bu kaftanı satın al da bayramda ve elçiler geldiği vakitler giyinip onunla süslen, dedi. Rasûlüllah da ona: "Bu ancak (âhiretten) nasibi olmayan kimsenin giyeceği libâstır" buyurdu. Bundan sonra Omer Allah'ın dilediği kadar ikaamet etti. Sonra Rasûlüllah ona dîbâcdan dokunmuş bir kaftan yolladı. Omer bu kaftanla geldi ve onu Rasûlüllah'a getirdi de: Yâ Rasûlallah! Sen, bu ipekli cübbe âhirette nasibi olmayan kimsenin giyeceğidir, buyurmuştun; böyle iken şimdi bana bu ipekli cübbeyi gönderdin! dedi. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) da ona cevaben: "Onu satarsın ve bedeliyle bir hacetini görürsün" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: İki Bayram Ve Bayramda Süslenmek Hakkında Bâb
957-) Âişe(r.anha) şöyle demiştir:(Bayram günlerinin birinde) Rasûlüllah yanıma girdi. O esnada benim yanımda Buâs harblerine âid ezgileri (def çalarak) okuyan iki kız vardı. Yatağına uzanıp yüzünü çevirdi. Derken Ebû Bekr de girdi ve Peygamber'in yanında şeytân mızmârı mı? diyerek beni azarladı. Rasûlüllah hemen ona döndü ve: "Onları bırak" buyurdu" Babamın zihni başka şey ile meşgul olunca ben kızlara işaret ettim, onlar da dışarı çıktılar. bir bayram günü siyahîler kalkanlar ve mızraklarla oynuyorlardı. Ve ben Peygamber'den (bakmağa izin) istedim yahut kendiliğinden: "Bakmak arzu ediyor musun?" dedi. Ben: Evet (istiyorum), dedim. Hemen beni arkasında yanağım yanağı üzerine gelecek şekilde ayak üstü dikeltti ve: "Haydin Erfide oğulları!" dedi. Nihayet bakmaktan usandığımda: "Artık yeter mi?" diye sordu. Ben: Evet, dedim. "Öyleyse git" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Bayram Günü Mızraklar Ve Kalkanlar La Oynanması Bâbı
959-) el-Berâ(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den hutbe söylerken işittim; şöyle buyurdu: "Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmamızdır. Ondan sonra (evlerimize)dönmemiz ve kurbân kesmemizdir. Her kim böyle yaparsa muhakkak bizim sünnetimize uygun iş yapmış olur".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: İslâm Ahalisi İçin Bayramların Sünneti Yani Bayramlarda Yapılacak İşler Bâbı
960-) Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Benim yanıma Ebû Bekr girdi. O sırada benim yanımda Ensâr kızlarından iki kız vardı ki, bunlar Buâs Harbinde Ensâr'ın birbirleri hakkında söyledikleri şiirleri tegannî ediyorlardı. Âişe dedi ki: Bu iki kız tegannîyi san'at ve âdet edinmiş kızlar da değil idiler. Ebû Bekr: Rasûlüllah'ın evinde şeytân mızmârları mı? dedi. Bu da bir bayram gününde olmuştu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: "Yâ Ebâ Bekr, her kavmin bayramı vardır; bu da bizim bayramımızdır" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: İslâm Ahalisi İçin Bayramların Sünneti Yani Bayramlarda Yapılacak İşler Bâbı
961-) Bize Huşeym tahdîs edip şöyle dedi: Bize Enes'in oğlu Ebû Bekr'in oğlu Ubeydullah, dedesi Enes'ten haber verdi. Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ramazân bayramı günü birkaç tane hurma yemeden, bayram namazına çıkmazdı, demiştir. Murecce' ibnu Recâ da şöyle dedi: Bana Ubeydullah tahdîs edip şöyle dedi: Bana Enes: Peygamber'in bu hurmaları tek adetli olarak yer idiğini tahdîs etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Ramazan Bayramı Günü Bayram Namazına Çıkıştan Önce Bir Şey Yenilmesi Bâbı
962-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: "Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "Her kim bayram namazından evvel kurbânını kesmiş ise tekrar etsin" buyurdu. Bunun üzerine bir kimse ayağa kalktı da: Bu, et yemek arzu olunan bir gündür, dedi ve komşularının fakirlik ve ihtiyâçlarını zikretti. Peygamber (komşularının fakirliği hakkındaki sözlerinde) o zâtı tasdîk etti gibi oldu. O zât: Benim yanımda, et için kesilecek iki davardan bana daha sevgili olan yaşına girmemiş bir çepiş var, dedi. Peygamber o zâta bu çepişi kurbân etmesine izin verdi. Artık ben, bu ruhsat ondan başkalarına da sirayet etti mî, yahut etmedi mi; bilmiyorum.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Kurban Bayramı Günü Yemeğinin Bayram Namazından Sonra Yenilmesi Bâbı
963-) el-Berâ ibnu Âzib(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Kurbân bayramı günü bayram namazından sonra bize hutbe yaptı da: "Her kim bizim bu namazımızıkılar, (ondan sonra) keseceğimiz kurbânı keserse, kurbân (sünnetin)e uygun iş yapmış olur. Her kim de kurbânını namazdan evvel keserse, kurbanlık namazdan evvel kesilmiş olur ve onun için kurbân (sevabı) yoktur" buyurdu. Bunun üzerine Berâ ibnu Âzib'in dayısı Ebû Burde ibnu Niyâr: Yâ Rasûlallah! Ben davarımı namazdan evvel kurbân etmiş bulundum. Bu günün yeme içme günü olduğunu bildim de, davarımın evimde boğazlanan ilk davar olmasını arzu ettim. Bu sebeble davarımı kestim de namaza gelmeden evvel sabah yemeğini yedim, dedi. Rasûlüllah: "Senin bu davarın (kurbân davarı değil), yalnız yenecek et davarıdır" buyurdu. Ebû Burde: Yâ Rasûlallah, bizim henüz yaşına basmamış dişi bir çepişimiz vardır ki, o bana iki davardan daha sevgilidir. (Onu kessem) benim için kurbân olarak yeter mi? dedi. Rasûlüllah: "Evet, lâkin senden sonra hiçbir kimse için yetmiyecektir" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Kurban Bayramı Günü Yemeğinin Bayram Namazından Sonra Yenilmesi Bâbı
964-)  Ebû Saîd Hudrî(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazân bayramı günü ile Kurbân bayramı gününde namazgâha çıkardı. İlk başladığı şey namaz olurdu. Sonra namazdan çıkar, cemâat (oldukları hey'ette) safflarında otururlarken ayağa kalkar, onlara yönelerek kendilerine va'z eder, tavsiyelerde bulunur ve emirler verirdi. Hattâ o esnada bir askerî birlik göndermek isterse gönderir yahut başka bir şeyin yapılmasını emredecek olursa emreder ve ondan sonra namazgahtan Medine'ye dönerdi. Ebû Saîd şöyle dedi: İnsanlar(sünnete uygun olarak) hep böyle yapıp dururlarken, nihayet bir Kurbân bayramında veya bir Ramazân bayramı gününde Mervân ibn Hakem ile birlikte namazgâha çıktım. O zaman Mervân, Medîne Emîri idi. Namazgâha geldiğimizde bir de baktım ki, orada Kesîr ibnu's-Salt'ın binâ ettiği bir minber var. Bir de gördüm ki, Mervân namazı kıldırmadan evvel o minberin üzerine yükselmeğe davranıyor! Ben hemen(mâni' olmak için) elbisesinden yakalayıp çektim. O da beni çekti. Nihayet o (benden kurtulup) minbere çıktı ve namazdan evvel hutbe îrâd etti. Ben ona: Vallahi siz(Rasûl'ün sünnetini) değiştirmiş oldunuz, dedim. O: Yâ Ebâ Saîd, senin o bildiğin şey gitmiştir (yani onun hükmü kalmamıştır), dedi. de: Benim bildiğim şey, (dediğine göre) bilmediğim şeyden vallahi daha hayırlıdır, dedim. üzerine Mervân: Namazdan sonra insanlar (bizi dinlemek üzere) karşımızda oturmayacakları için, ben hutbeyi namazdan evvele aldım, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Bayram Namazı İçin Minbersiz Olarak Sahra Namazgâhına Çıkış Bâbı
965-) Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kurbân bayramında ve ramazân bayramında(evvelâ) bayram namazını kıldırır, sonra namazın ardından da hutbe yapardı .

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Bayram Namazına Yayan Ve Binekli Gitmek, Namazı Hutbeden Evvel, Ezansız Ve İkaametsiz Kılmak Bâbı
966-)  Bize Hişâm (ibn Yûsuf) haber verdi. Onlara da İbnu Cureyc haber verip şöyle demiştir: Bana Atâ, Câbir ibn Abdillah'tan haber verdi. Atâ şöyle dedi: Ben Câbir ibn Abdillah'tan işittim, şöyle diyordu: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ramazân bayramı günü namaz yerine çıktı da hutbeden evvel namaza başladı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Bayram Namazına Yayan Ve Binekli Gitmek, Namazı Hutbeden Evvel, Ezansız Ve İkaametsiz Kılmak Bâbı
967-) İbn Cureyc şöyle dedi: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh haber verdi ki İbn Abbâs Abdullah ibn Zubeyr'e bey'at olunduğu ilk zamanlarda ona: Ramazân bayramı günü bayram namazı için ezan okunmazdı; hutbe de muhakkak namazdan sonradır, diye haber göndermiştir. ibn Cureyc, aynı senedle şöyle dedi:) Bana Atâ ibn Ebî Rebâh, İbn Abbâs ile Câbir ibn Abdillah'tan şöyle haber verdi: Onlar: Peygamber zamanında ne ramazân bayramı gününde, ne de kurbân bayramı gününde (bayram namazı için) ezan okunmazdı, demişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Bayram Namazına Yayan Ve Binekli Gitmek, Namazı Hutbeden Evvel, Ezansız Ve İkaametsiz Kılmak Bâbı
969-) Yine aynı isnâdla Câbir ibn Abdillah'tan: Atâ şöyle demiştir: Ben Câbir'den işittim; o şöyle diyordu: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalktı ve namaza başladı. Sonra namazın ardından insanlara hutbe yaptı. Allah'ın Peygamber'i hutbeyi bitirince, bulunduğu yüksekçe yerden indi ve kadınların yanına geldi. Bilâl'ın eline dayanarak kadınlara va'z etti. Bilâl ihramını açmıştı. Kadınlar o elbisenin içine sadaka atıp duruyorlardı. râvî İbn Cureyc şöyle dedi: Ben Atâ ibn Ebî Rebâh'a: Bu günde imâmın hutbeyi bitirince kadınlar tarafına gidip, onlara va'z ve nasîhatte bulunmasını, üzerine vâcib görüyor musun? diye sordum. Atâ: Bu onlar üzerinde elbette bir hakktır. Bunu yapmamakla bilmem ki ellerine ne geçer? cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Bayram Namazına Yayan Ve Binekli Gitmek, Namazı Hutbeden Evvel, Ezansız Ve İkaametsiz Kılmak Bâbı
970-)  İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekr, Omer ve Usmân (Allah onlardan râzî olsun) ile birlikte bayram namazında hâzır bulundum. Bunların hepsi de namazı hutbeden evvel kılarlardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ıydeyn
Konu: Hutbe Bayram Namazından Sonradır Bâbı