Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı

606-)  İbnu Omer(radıyallahü anh) şöyle der idi: Müslümanlar Medine'ye geldikleri zaman bir araya toplanırlar da, namaz vaktini gözetlerlerdi. O ilk zamanda namaz için nida edilmezdi. Bir gün bu hususta konuştular. Bâzıları: Hrıstiyanlar’ın çanları gibi çan edinin, dediler. Diğer bâzıları da, çan olmasın da Yahûdîler'in nefiri gibi boru olsun, dediler. Omer: Namaza çağıracak bir adam niye göndermiyorsunuz? dedi. Rasûlüllah bunun üzerine: "Yâ Bilâl, kalk, namaz için nida et (yani ezan oku)" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezanın Başlaması Bâbı
607-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bilâl'e ezan lâfızlarını ikişer ikişer; ikaamet lâfızlarını da birer birer söylemesi emr olundu; yalnız "Kad kaameti's-salâtu" lâfzı müstesna(ki onu iki defa söylemekle emrolundu).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Lafızları İkişer İkişerdir
608-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: İnsanlar çoğaldığı zaman, namaz vaktini tanıyageldikleri bir şeyle alâmetlendirmeyi konuştular. Bir ateş tutuşturmayı yahut da bir çan çalmayı zikrettiler. Nihayet Bilâl'e ezan lâfızlarını ikişer ikişer, ikaamet lâfızlarını da birer birer söylemesi emrolundu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Lafızları İkişer İkişerdir
609-) Bize Hâlid, Ebû Kılâbe'den; o daEnes'ten olmak üzere tahdîs etti. Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bilâl'e ezan lâfızlarını çiftlemesi, ikaamet lâfızlarını tek tek söylemesi emrolundu. İsmail ibn Uleyye şöyle dedi: Ben bu Hâlid hadîsini, Eyyûb es-Sahtıyanı’ ye zikrettim de O: Bu ikaamet lâfzı,(yani ‘Kad kaameti’s-salatu sözü) müstesnadır, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kad Kaametis-salatu Kavli Müstesna Îkaamet Lafızları Tekrar Edilmez
610-)  (Ebû Hureyre -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: için nida edildiği zaman, şeytân, ezanı işitmemek için yüzgeri dönüp yellene yellene kaçar. Müezzin nidayı bitirince yine gelir. Nihayet namaz için ikaamet edilince yine yüzgeri edip kaçar. Müezzin ikaameti bitirince gelir , insan ile nefsi arasına sokulur, fulan şeyi hatırla, fulan şeyi hatırla diyerek (namazdan evvel insanın) hiç de aklında olmayan şeyleri hatırlatır durur. Tâ insan kaç rek'at kıldığını bilmez oluncaya kadar (kendisiyle uğraşır)".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Okumanın Fazileti Bâbı
611-) Bize Mâlik, Abdurrahmân ibn Abdillah ibn Abdirrahmân ibn Ebî Sa'sa'a el-Ensârî sonra el-Mâzinî'den; o da Bâbası Abdullah'tan haber verdi. Ona da Ebû Saîd el-Hudrî(radıyallahü anh) haber verip şöyle demiştir: ki, sen davarı ve kırları seviyorsun. Davarların başında yahut bâdiyende iken namaz için ezan okuyacak olduğun zaman tîz sesle nida et. Zîrâ müezzin, sesinin yetiştiği yere kadar insân, cinn, hattâ hiçbirşey yoktur ki, ezanı duymuş olsun da kıyâmet gününde müezzin lehine şahadette bulunmasın. Ebû Saîd (hadîsin sonunda): Ben bunu(yani müezzinin sesinin yetiştiği yere kadar insan... ifâdesini) Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Okumada Sesi Yükseltmek
612-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bizleri bir kavm üzerine gazaya götürdüğü vakitlerde sabah olmadıkça ve beklemedikçe bize hücum ettirmezdi. Bekler, ezan sesi işitirse onlara saldırmaktan vazgeçerdi. Ezan sesi işitmezse üzerlerine baskın yapardı. Enes dedi ki: Biz Hayber'e doğru yola çıktık; nihayet geceleyin onların yurduna ulaştık. Sabah olup da bir ezan işitmeyince, Rasûlüllah hayvanına bindi. Ben de Ebû Talha'nın hayvanının arka tarafına bindim. Benim ayağım muhakkak surette Peygamber'in ayağına dokunuyordu. Ora halkı sepetleri ve çapalarıyla bize doğru çıktılar. Peygamber'i gördükleri vakit: Muhammed; vallahi Muhammed ve hamîs yani ordu! dediler. Enes dedi ki: Rasûlüllah onları görünce: Ekber. Hayber harâb oldu. Biz bir kavmin yurduna indik mi, inzar edilmiş olanların hâli yaman olur” buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Okunması Sebebiyle Kan Akıtmaktan Alıkonacağı Bâbı
613-)  (Ebû Saîd -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):"Müezzinin nidasını işittiğiniz zaman siz de onun demekte olduğu sözler gibi söyleyiniz" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsan Müezzini İşittiği Zaman Ne Söyler Bâbı
614-) Bana İsâ ibn Talha tahdîs etti. O da Muâviye'den işitmiştir. Muâviye bir gün ezan okunurken müezzinin dediklerini "Eş-hedu enne Muhammeden rasûlu'llah" sözüne kadar aynen tekrar etmiştir. Hişâm, Yahya'dan; geçen hadîs tarzında tahdîs etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsan Müezzini İşittiği Zaman Ne Söyler Bâbı
616-) Yahya ibn Ebî Kesîr şöyle dedi: Kardeşlerimizin bâzısı bana tahdîs etti ki, Muâviye, müezzin "Hayye ale's-salât" dediği vakit "La havle ve lâ kuvvete illâ billahi" demiş. Ondan sonra da: İşte biz Peygamberimizin böyle söyler olduğunu işittik, diye ilâve etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsan Müezzini İşittiği Zaman Ne Söyler Bâbı
617-) Câbir(radıyallahü anh)'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim ezanı işittiği zaman: Allâhumme Rabbe hâzihi’d-da'vetit-tâmme ve's-salâtil kaaimeti, âti Muhammeden el-vesîlete ve’l-fadîlete ve'b 'ashu makaamen Mahmuden ellezî vaattehu (= Yâ Allah, ey bu tam da'vetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabb'ı, Muhammed'e vesileyi, fazileti ihsan et. Bir de kendisine va'd ettiğin Makaam-ı Mahmûd'u verip oraya ulaştır) derse, kıyâmet gününde benim şefaatim ona vâcib olur"

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Okunup Tamamlandığı Zamanki Dua Bâbı
618-) Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ezan okumakta ve birinci safta neler olduğunu bilseler de kur'a atmaktan başka çâre bulamasalar, muhakkak kur'a atarlardı. Yine insanlar her namazın ilk vaktinde olan fazileti bilir olsalardı, ona ulaşmak için muhakkak öne geçme yarışı yaparlardı. Yine insanlar yatsı ile sabah namâzlarındaki sevabı bilselerdi, muhakkak bu iki namazın cemâatine emekleye emekleye (yahut kıç üstünde sürüne sürüne) de olsa giderlerdi".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Okumak Hususunda Kur’a Atmak Bâbı
619-) Abdullah ibnu'l-Hâris şöyle demiştir: Abdullah ibn Abbas (radıyallahü anh) çamurlu bir (cuma) gününde bize hutbe îrâd edeceği sırada, müezzine, ezan okurken "Hayye ale's-salâti" sözüne ulaştığı zaman "es-Salâtü fi'r-rıhâl(= Namaz evlerde kılınacak)" diye nida etmesini emretti. Bu emirden dolayı insanların bâzısı bâzısına baktı. Bunun üzerine İbn Abbâs: Müezzine böyle nida ettirmeyi İbn Abbâs'tan çok daha hayırlı olan kimse(yani Peygamber) yapmıştır. Bu(yani cumua namazı) zarurî ve vâcib bir şeydir, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan Okuma Arasında Kelam Etmek Bâbı
620-)  (Abdullah ibn Omer -radıyallahü anh- şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)şöyle buyurdu: ezanını gece okuyor. Binâenaleyh sizler İbnu Ümmi Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyiniz içiniz". râvî: İbnu Ümmi Mektûm gözlen kör bir kimse idi. Kendisine sabah oluyor, sabah oluyor denilmedikçe ezan okumazdı, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kendisine Vaktin Girdiğini Haber Verecek Biri Bulunduğu Zaman Gözleri Kör Olan Kimsenin Ezan Okuması Nın Cevazı Bâbı
621-) Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bana Hafsa şöyle haber verdi: Müezzin sabahı gözetlemek için durup beklediği ve sabah belirdiği zaman Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) farz namaz ikaame olunmazdan evvel hafîf iki rek'at namaz kılardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan, Fecrin Tulûundan Sonradır Bâbı
622-) Mü'minlerin annesi Âişe(r. anha): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazının nidası yani ezanı ile ikaameti arasında iki hafîf rek'at namâz kılardı, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan, Fecrin Tulûundan Sonradır Bâbı
623-) Bize Mâlik, Abdullah ibn Dinar'dan; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den olmak üzere haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ezam geceleyin okuyor. Binâenaleyh sizler İbnu Ümmi Mektûm ezanokuyuncuya kadar yiyiniz, içiniz".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan, Fecrin Tulûundan Sonradır Bâbı
625-) Bize İshâk tahdîs edip şöyle dedi: Bize Ebû Usâme haber verdi. Ubeydullah: Bize tahdîs etti, dedi. el-Kaasım ibn Muhammed'den; o da Âişe'den ve Nâfi'den; o da İbn Omer'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki;... H

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Fecrden Evvelki Ezan Bâbı
626-) Ve yine bana Yûsuf ibn Îsâ el-Mervezî tahdîs edip şöyle dedi: Bize el-Fadl (ibn Mûsâ) tahdîs edip şöyle dedi: Bize İbnu Omer'in oğlu Ubeydullah, el-Kaasım ibn Muhammed'den; o da Âişe'den olmak üzere tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bilâl ezanı geceleyin okur. Binâenaleyh İbnu Ümmi Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyiniz ve içiniz" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Fecrden Evvelki Ezan Bâbı
627-) Bize Hâlid, el-Cuveyrî'den; o da İbn Bureyde'den; o da Abdullah ibn Mugaffel el-Müzenî(radıyallahü anh)'den olmak üzere tahdîs etti. Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç kerre: iki ezan (yani her ezan ile ikaamet) arasında, kılmak isteyen için bir namaz vardır" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan İle İkaamet Arasında Ne Kadar Fasıla Vardır?
628-) Enes İbn Mâlik(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Müezzin ezan okuduğu vakit, Peygamber, sahâbîlerinden bir takım insanlar acele ile direklere doğru durup namaz kılarlardı. Nihayet Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) çıktığı vakit onları öyle akşam namazının farzından evvel iki rek'at kılıyorlar hâlde bulurdu. Halbuki ezan ile ikaamet arasında (çok) bir şey yoktu. ibn Cebele ve Ebû Dâvûd da Şu'be'den gelen rivayette şöyle demiştir: Ezan ile ikaamet arasında ancak az bir müddet vardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezan İle İkaamet Arasında Ne Kadar Fasıla Vardır?
629-) Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), müezzin sabah namazının ilk ezanını okuduğunda, sabah namazından evvel fecr aydınlığı iyice belirdikten sonra kalkar, hafîf iki rek'at kılar, sonra sağ yanı üzerine uzanır, tâ müezzin namaza ikaamet (edeceğini haber vermek) için gelinceye kadar beklerdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezanı İşitmesinden Sonra Namaz İçin İkaameti Bekleyen Kimse Bâbı
630-) Abdullah ibn Mugaffel(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her iki ezan (yani ezan ile ikaamet) arasında bir namaz vardır. Her iki ezan arasında bir namaz vardır" buyurduktan sonra, üçüncüsünde: "İsteyen için" sözünü ilâve etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Her Ezan İle İkaamet Arasında Kılmak İsteyen İçin, Bir Namaz Vardır.
631-) Mâlik ibnu'l-Huveyris(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Kavmimden beş on kişilik bir toplulukla beraber Peygamber'in yanına geldim. Yanında yirmi gece kaldık. Peygamber rahîm ve rafîk tabîatlı idi. Ehil ve ıyâlimizi özlediğimizi görünce bize: "Dönünüz, onların yanlarında bulununuz. Onlara (dîni) öğretiniz. (Beni nasıl namaz kılar gördünüz ise öylece) namaz kılınız. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. En yaşlınız da size imâm olsun" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Seferde Bir Tek Müezzin Ezan Okusun Diyen Kimse Bâbı
632-) Ebû Zerr(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler Peygamber'in maiyyetinde bir yolculukta bulunuyorduk. Müezzin (öğle) ezanım okumak istedi. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ona: bekle!" buyurdu. Bir müddet sonra müezzin yine okumak istedi. Peygamber yine: "Serinliği bekle!"buyurdu. Sonra yine ezan okumak istedi. Peygamber de yine: "Gölge tepelerin yüksekliği mikdârına musâvî oluncaya kadar serinliği bekle" buyurdu, müteakiben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "Sıcağın şiddeti cehennemin kaynamasındandır" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Oldukları Zaman Yolcular İçin Dahi Ezan Ve İkaamet Olacağı, Arefe Ve Müzdelifede De Böyle Olacağı, Soğuk Yahud Yağmurlu Gün Ve Gecede Müezzinin Es-salatu Fir-rihal. Sözü Bâbı
633-) Mâlik ibnu'l-Huveyris(radıyallahü anh) şöyle demiştir: İki kimse sefere niyet ederek Peygamber'in yanına (vedâya) geldiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Buradan çıktığınızda (her namaz vakti geldikçe) ezan okuyunuz. Sonra ikaamet ediniz. Sonra en büyüğünüz imâm olsun" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Oldukları Zaman Yolcular İçin Dahi Ezan Ve İkaamet Olacağı, Arefe Ve Müzdelifede De Böyle Olacağı, Soğuk Yahud Yağmurlu Gün Ve Gecede Müezzinin Es-salatu Fir-rihal. Sözü Bâbı
634-) Bize Mâlik ibnu'l-Huveyris (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Bizler Peygamber'in yanına geldik. Biz, yaşça birbirine akran gençler idik. Peygamber'in yanında yirmi gün yirmi gece ikaamet ettik. Rasûlüllah çok merhametli ve çok rıfklı idi. Ehlimizi arzu ettiğimizi yahut ehlimize iştiyak hâsıl ettiğimizi anlayınca, geride kimleri bıraktığımızı bize sordu. Biz de kendisine haber verdik. Rasûlüllah: (ehillerinizin yanına) dönünüz. Onların aralarında ikaamet ediniz. Onlara öğretiniz, söyleyecek şeyleri söyleyip emrediniz" buyurdu. Bir de birçok şeyler buyurdu ki, şimdi onları hatırlıyorum yahut hatırlamıyorum (râvî şekk ediyor). Ve o arada: "Benim nasıl namaz kılar olduğumu gördünüzse, öylece namaz kılınız. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun. En yaşlınız da size imâm olsun" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Oldukları Zaman Yolcular İçin Dahi Ezan Ve İkaamet Olacağı, Arefe Ve Müzdelifede De Böyle Olacağı, Soğuk Yahud Yağmurlu Gün Ve Gecede Müezzinin Es-salatu Fir-rihal. Sözü Bâbı
635-) Bana Nâfi' tahdîs edip şöyle dedi: İbn Omer (radıyallahü anh), Dacnân'da iken soğuk bir gecede ezan okudu. Sonra "Sallû fîrihâlikum= Namazlarınızı olduğunuz yerlerinizde kılınız" dedi. Daha sonra bize şunu haber verdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) seferde iken soğuk yahut yağmurlu bir gecede müezzine ezan okumasını ve ardından da "Elâ sallû fî'r-rıhâl(yânı: Haberiniz olsun, namazlarınızı olduğunuz yerlerde kılınız)" diye nida etmesini emrederdi, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Oldukları Zaman Yolcular İçin Dahi Ezan Ve İkaamet Olacağı, Arefe Ve Müzdelifede De Böyle Olacağı, Soğuk Yahud Yağmurlu Gün Ve Gecede Müezzinin Es-salatu Fir-rihal. Sözü Bâbı
636-) Ebû Cuhayfe(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben el-Abtah'ta Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'ı gördüm. Bilâl yanına geldi de O'na namazı i'lâm etti. Sonra Bilâl bir harbe ile dışarı çıktı, nihayet onu Abtah'ta Rasûlüllah'ın önünde bir yere dikti ve namazı ikaame etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Oldukları Zaman Yolcular İçin Dahi Ezan Ve İkaamet Olacağı, Arefe Ve Müzdelifede De Böyle Olacağı, Soğuk Yahud Yağmurlu Gün Ve Gecede Müezzinin Es-salatu Fir-rihal. Sözü Bâbı
637-) Bize Sufyân, Avn ibn Ebî Cuhayfe'den; o da Bâbasından olmak üzere tahdîs etti. Ebû Cuhayfe, Bilâl'ı ezan okurken gördüğünü haber verip: Ben ezan okuduğu sırada Bilâl'in ağzını şu tarafta ve şu tarafta ta'kib etmeye başladım, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Müezzin Ezan Okurken Ağzını Sağa Sola Döndürür Mü ? Ve Yine Müezzin Ezan Esnasında Sağa Sola Döner Mi?
638-) Ebû Katâde şöyle demiştir: Biz Peygamber'le birlikte namaz kılmakta olduğumuz sırada, Peygamber birçok kimselerin koşuşma seslerini işitti. Namazı kıldırdıktan sonra: "Ne oluyorsunuz?" diye sordu. Namaza yetişmek için acele ettik, dediler.Peygamber:"Öyle acele acele koşuşmayınız. Namaza geldiğiniz zaman (vakar ve) sekinetten ayrılmayınız (ağır ağır yürüyünüz). Namazdan yetiştiğiniz kadarını(imâmla beraber) kılınız, kaçırdığınızı da (sonra yalnızca) tamamlayınız" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsanın Namaz Bizden Kaçtı’’ Sözü Bâbı
639-) Ve yine İbnu Ebîzi'b, ez-Zuhrî'den; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "İkaameti işittiğiniz zaman, sekînet ve vakaarla namaza doğru yürüyünüz; sür'at etmeyiniz. Namazın eriştiğiniz kadarını (imâmla beraber) kılınız; kaçırdığınız kısmını ise kendiniz tamamlayınız” buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsan Namaza Koşmaz. Fakat Sekinet İle Ve Vakaar İle Gelmelidir.
640-)  Bize Hişâm tahdîs edip şöyle dedi: Bana Yahya (ibn Ebî Kesîr), Ebû Katâde'nin oğlu Abdullah'tan yazdı. Bâbası Ebû Katâde şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ''Namaz ikaame edildiği vakit beni (odamdan çıkmış) görmedikçe ayağa kalkmayınız" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İkaamet Edilmesi Sırasında İmamı Gördüklerinde İnsanlar Ne Zaman Ayağa Kalkarlar?
641-) Bize Ebû Nuaym tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şeybân, Yah-yâ'dan; o da Ebû Katâde'nin oğlu Abdullah'tan tahdîs etti. Bâbası Ebû Katâde şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):"Namaz ikaame edildiği vakit, beni (odamdan çıkmış) görmedikçe ayağa kalkmayınız, sekînet üzere olunuz” buyurdu. Bu hadisi Yahya ibn Ebi Kesir’den rivayet etmekte Aliyyu’bnu’l-Mubarek, Şeyban’a mutabaat etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsan Namaza Doğru Acele Edici Olarak Koşmaz, Fakat Sekinet Ve Vakaarla Kalkmalıdır
642-)  (Ebû Hureyre -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), namaz ikaamet edilmiş ve saflar dümdüz doğrultulmuş olduğu hâlde ve hattâ namaz kıldıracağı yerde dikeldiği ve biz O'nun tekbîr almasını beklediğimiz zaman yerinden ayrıldı ve:"Yerinizde durun" deyip mescidden dışarı çıktı. Biz, bulunduğumuz vaziyet üzere bekledik. Nihayet yıkanmış ve başı su damlatır hâlde bizim yanımıza çıkıp geldi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İnsan Namaza İkaametten Sonra Bir Zaruretten Dolayı Mescidden Dışarıya Çıkar Mı?
643-) Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir defasında namaz ikaame edildi, insanlar saflarını düzelttiler. Rasûlüllah odasından çıktı; haddizatında cünüb olduğu hâlde öne de geçti. Sonra hatırlayarak:"Yerinizden ayrılmayınız" dedi de odasına döndü ve yıkandıktan sonra başı su damlatarak mescide çıktı ve saff hâlinde bekleyen insanlara (ikaameti tekrar ettirmeksizin) namaz kıldırdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Dönüp Gelinceye Kadar Yerinizde Durun Dediği Zaman, Cemaat Onu Beklerler
644-)  Bize Câbir ibn Abdillah(radıyallahü anh) şöyle haber verdi: Hendek harbi günü Peygamber'in yanına Omer ibnu'l-Hattâb geldi de: Yâ Râsulallah, az kalsın ikindi namazını güneş batmadan kılamayacaktım, dedi. Ve bu oruçlu orucunu bozduktan sonra idi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Vallahi o namazı ben de kılamadım" dedi. Müteakiben Peygamber, Buthân deresine indi. Ben de beraberinde idim. Abdest aldı. Sonra namaz kıldı. Yani güneş battıktan hayli zaman sonra O, ikindi namazını kıldı, sonra onun ardından da akşam namazını kıldı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kişinin Biz Namaz Kılmadık Sözü Bâbı
645-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir:(Bir defa yatsı) namazı ikaame edilmişken, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidin bir tarafında biri ile yavaş yavaş konuşuyordu. Cemâat uyuklayıncaya kadar (sözü uzattı ve) namaza durmadı'.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaz İçin İkaametten Sonra Kendisine Bir İhtiyaç Arız Olan İmam Bâbı
646-) Bize Humeyd tahdîs edip şöyle dedi: Ben, Sabit ibn Eşlem el-Bunânî'ye: İnsan, namaz(için) ikaame edildikten sonra konuşabilir mi? diye sordum. O bana Enes ibn Mâlik'ten şu hadîsi tahdîs etti. Enes şöyle demiştir: Bir kerre namaz (için) ikaame edildi. Derken Peygamber'in karşısına bir kimse çıktı ve namaz (için) ikaamet edildikten sonra kendisini namaza başlamaktan habsedip alıkoydu. şöyle dedi: Ve bana Nâfi', Abdullah ibn Omer'den tahdîs etti. O: Cemâat namazı yirmi yedi derece faziletli olur, demiştir

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaz İçin İkaamet Edildiği Zaman Kelam Edip Konuşmak Bâbı
647-) Ebû Hureyre'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: elinde olan Allah'a yemin olsun, içimden öyle geçti ki, birçok odun toplanmasını emredeyim. Odunlar yığılsın. Sonra namaz için ezan okunmasını emredeyim; okunsun. Sonra birine emredeyim de o insanlara imâm olsun. Sonra o cemâati bırakayım da namaza gelmeyen erkeklerin üzerine gidip evlerini üstlerine yakıvereyim. Ve yine nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, onların herhangisi (burada) semiz etli bir kemik parçası yahut iki tane güzel paça bulacağını bilir olsaydı, muhakkak yatsı namazına gelip hâzır bulunurdu".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Namazının Vacibliği Bâbı
648-) Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer'den olmak üzere haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Cemâatle kılınan namaz yalnızın kıldığı namazdan yirmi yedi derece faziletli olur" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Namazının Fazileti Bâbı
649-) Ebû Saîd(radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle buyururken işitmiştir: kılınan namaz, yalnızın kıldığı namazdan yirmi beş derece faziletli olur".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Namazının Fazileti Bâbı
650-) Ben Ebû Hureyre'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: cemâat içinde kıldığı namaz, evinde ve pazarda yalnızca kıldığı namazı üzerine yirmi beş misli katlanır. Bu katlamanın sebebi şudur; O abdeste niyet edip abdesti tam alır, sonra kendisine namazdan başka birşey çıkarmayarak mescide doğru yola çıkarsa, tâ mescide varıncaya kadar hiçbir adım atmaz ki, onun için adıma mukaabil bir derece yükseltilmesin ve yine adımından dolayı kendinden bir günâh indirilmesin. Namazı kıldığı zaman ise, namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe melekler ona şu salâtı okumaktan ayrılmazlar: Allahumme sallı aleyhi, Allahumme ırhamhu ( = Yâ Allah ona salât et, yâ Allah ona merhamet eyle). Her biriniz namaz kılmayı beklediği müddetçe bir (nevi') namaz içinde bulunmakta devam eder".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Cemaat Namazının Fazileti Bâbı
651-) Bize Şuayb, ez-Zuhrî'den haber verdi. O şöyle demiştir: Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb ile Abdurrahmân oğlu Ebû Seleme haber verdi. Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah'tan işittim, şöyle buyuruyordu "Cemâatle kılınan namaz, birinizin yalnız başına kıldığı namazdan yirmi beş cüz' (yânı derece) daha faziletli olur. Gece melekleri ile gündüz melekleri de sabah namazında bir araya gelirler". Sonra Ebû Hureyre (bunu takviye ve iştişhâc için): İsterseniz İnne Kur 'âne’l-fecri kâne meşhûden (= Şübhesiz fecr Kur'ân'ı şâhidlidir)" (el-İsrâ: 78) âyetini okuyunuz, der idi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Sabah Namazını Cemaat İçinde Kılmanın Fazileti Bâbı
653-)  Bize el-A'meş tahdîs edip şöyle dedi: Ben Salim (ibn Ebi'l-Ca'd)'den işittim, şöyle dedi: Ben Ümmü'd-Derdâ'dan işittim, şöyle diyordu: Ebu'd-Derdâ(radıyallahü anh) öfkeli olarak yanıma geldi. Seni öfkelendiren nedir? Dedim. Vallahi ben Muhammed ümmetinden, onların cemâatle namaz kılmaları müstesna, (kusursuz yaptıkları başka) bir şey tanıyamıyorum, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaz İçin İkaamet Edildiği Zaman Kelam Edip Konuşmak Bâbı
654-) Ebû Mûsâ(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:"Namazdan dolayı insanların en büyük ecre hakk kazananı (cemâat mescidine) derece derece uzaktan yürüyüp gelenlerdir. İmâm ile beraber kılayım diye namazı bekleyen kimse de, hemen kılıp sonra yatandandaha büyük ecre nail olur".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaz İçin İkaamet Edildiği Zaman Kelam Edip Konuşmak Bâbı
655-) Bize Kuteybe, Mâlik'ten; o da Ebû Bekr'in himayesinde olan Sumeyy'den; o da Ebû Salih es-Semmân'dan; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere tahdîs etti(O, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: bir kimse yolda yürürken, yolu üstünde bir diken dalı buldu. Onu yoldan dışarıya attı. Allah onun bu amelini kabul buyurdu ve onun günâhlarını mağfiret etti"

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Öğle Namazını İlk Vaktinde Kılmaya Davranmanın Fazileti Bâbı
656-) Sonra Rasûlüllah şöyle buyurdu: "Şehîdler beştir: Taundan ölen, karın (yani iç) hastalığından ölen, suda boğulan, yıkıntı altında kalıp ölen, bir de Allah yolunda şehîd olan{yani öldürülen)dır". Rasûlüllah şöyle buyurdu: ezan okumakta ve birinci saffta olan (hayır ve bereketleri) bilir olsalar da (onları elde etmek için) kur'a atmaktan başka çâre bulamasalardı, muhakkak kur'a atışırlardı. Onlar namazı ilk vaktinde kılmaktaki fazileti bilselerdi,(ona yetişmek için) muhakkak yarış ederlerdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Öğle Namazını İlk Vaktinde Kılmaya Davranmanın Fazileti Bâbı
657-) Yatsı ile sabah namazlarında olan sevabı bilselerdi, muhakkak bu iki namaza(onların cemâatine) emekleye emekleye de olsa gelirlerdi".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Öğle Namazını İlk Vaktinde Kılmaya Davranmanın Fazileti Bâbı
658-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ey Selime oğulları, mescid yolunda attığınız adımlarınızın ecrini hesaba katmaz mısınız?" buyurdu. Mucâhid: " Ve nektubu mâ kaddemû ve âsârahum(= Biz önden gönderdikleri şeyleri ve -bıraktıkları- eserleri yazıyoruz)"(Yâsîn: 12) âyetindeki "âsâr" lâfzını tefsir edip, "Hutâ = Adımlar" demektir, demiştir. İbnu Ebî Meryem şöyle dedi: Bize Yahya ibn Eyyûb haber verip şöyle dedi: Bana Humeyd tahdîs edip şöyle dedi: Bana Enes şöyle tahdîs etti: Ensâr'dan olan Selime oğulları,(mescide uzak düşen) menzillerinden göçüp Peygamber'e yakın bir yere konaklamak istediler. Rasûlüllah Medine'yi(koruyan menzillerini) ıssız bırakmalarını beğenmedi de onlara hitaben: (yânı attığınız adımların ecrini) hesaba katmaz mısınız?" buyurdu. Mucâhid: Onların eserleri adımlarıdır, yeryüzünde yürürken ayaklarının bıraktığı izlerdir, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Mescid Yolunda Atılan Adımlar Mukaabilinde Allahtan Ecir, Sevab Ve Rıza Niyaz Eylemek Bâbı