Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı

7074-) Bize İbrâhîm ibn Sa'd, ez-Zuhrî'den; o da Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem):"Mü'minin ru'yâsı, nübüvvetin kırkaltı cüz'ünden bir cüz'dür" buyurmuştur. Bu hadîsi Sabit el-Bunânî, Humeyd et-Tavîl, îshâk ibnu Abdillah ve Şuayb dörtlüsü Enes'ten; o da Peygamber'den olmak üzere rivayet etmişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Bâb: Doğru Ve Güzel Ruyâ, Nübüvvetin Kırkaltı Cüzünden Bir Cüzüdür
7075-) Bana İbnu Ebî Hazım ile ed-Derâverdî, Yezîd ibnu Abdillah ibn Habbâb'dan; o da Ebû Saîd ed-Hudrî (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Ebû Saîd, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'tan şöyle buyururken işitmiştir: "Sâliha ru'yâ, nübüvvetin kırkaltı cüz'ünden bir cüz'dür".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Bâb: Doğru Ve Güzel Ruyâ, Nübüvvetin Kırkaltı Cüzünden Bir Cüzüdür
7076-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim. "Mübeşşirâttan başka nübüvvetten(ilham alacak) birşey kalmadı" buyuruyordu. Mübeşşirât nedir? diye sordular.Rasûlüllah: "Sâliha ru'yâdır" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Mübeşşirât Yani Sevinç Ve Ferah Veren Güzel Ruyâlar Bâbı
7077-) Bize el-Leys, Ukayl’den; o da İbn Şihâb'dan; o da Sâlim ibnu Abdillah'tan; o da babası Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den şöyle tahdîs etti: Birtakım insanlara, kadir gecesi ru'yâlarında ramazânın son yedi günü içinde gösterildi; diğer birtakımlarına da o, ramazânın son on günü içinde gösterildi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizler kadir gecesini ramazânın son yedi gecesi içinde araştırınız” buyurdu..

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Bir Topluluğun İbareleri Farklı Olsa Da Bir Tek Ruyâ Üzerinde Uyuşmaları Bâbı
7078-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh):Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem):"Eğer ben zindanda Yûsuf'un kaldığı kadar kalsaydım da sonra bana melik tarafından da'vetçi gelseydi, ben hemen ona icabet ederdim" buyurdu, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Zindan Ehlinin, Fesâd Ve Şirk Ehlinin Ruyâları Bâbı
7083-)  Bize el-Leys tahdîs etti. Bana İbnu’l-Hâd, Abdullah ibn Habbâb'dan tahdîs etti ki, Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den:"Her kim ru'yâsında beni görürse, muhakkak o, hakkı görmüştür. Çünkü şeytân benim şekil ve hilkatime giremez" buyururken işitmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemi Gören Kimse Bâbı
7087-) Bize Mâlik, İshâk ibn Abdillah ibn Ebî Talha'dan haber verdi ki, o da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mılhân kızı Ümmü Harâm'ın ziyaretine gidip yanına girerdi. Ümmü Haram, Ubâde ibnu's-Sâmit'in nikâhı altında idi. Bir gün Rasûlüllah yine ziyaretine geldi. O da Rasûlüllah'a yemek yedirdi ve başını taradı. Sonra Rasûlüllah bir müddet uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Gündüzleyin Görülen Ruyâ Bâbı
7088-) Ümmü Haram dedi ki: Ben: Yâ Rasûlallah! Seni ne güldürüyor? diye sordum. Rasûlüllah: “Ru 'yâmda bana ümmetimden bir kısım mücâhidlerin şu deniz ortasında, tahtlar üzerindeki hükümdarlar hâlinde -yahut: Tahtlar üzerine kurulmuş hükümdarlar misâli- gemilere binerek Allah yolunda deniz harbine gittikleri gösterildi de ona gülüyorum!" buyurdu. Şekk ile söyleyen, râvî İshâk'tır. Haram dedi ki: Ben: Yâ Rasûlallah! Beni de o deniz gazilerinden kılması için Allah'a duâ ediver! diye rica ettim. da ona duâ buyurdu. Sonra Rasûlüllah başını yastığa koydu. (Bir müddet daha uyudu.) Sonra yine gülümseyerek uyandı. Bunun üzerine yine ben: Yâ Rasûlallah, Seni ne güldürüyor? diye sordum. Rasûlüllah bu defada da önce dediği gibi: "Bana yine ümmetimden bir kısım mücâhidlerin hükümdarların tahtlarına kuruldukları gibi (kara nakliyeleri üzerinde debdebeli büyük bir kuvvetle) Allah uğrunda gazaya gittikleri gösterildi" buyurdu. Haram dedi ki: Ben: Yâ Rasûlallah! Beni de onlardan kılması için Allah'a duâ ediver! dedim. " (Hayır!) Sen önceki (deniz) gâzîlerindensin!" buyurdu. (Enes ibn Mâlik dedi ki:) Ümmü Haram, Muâviye ibn Ebî Sufyân (ın Şam Valiliği) zamanında, deniz gazasında gemiye binmişti, fakat denizden karaya çıktıkları zaman Ümmü Haram, bindirildiği katırdan düştü de Allah yolunda şehîd oldu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Gündüzleyin Görülen Ruyâ Bâbı
7089-) Bana Hârice ibn Zeyd ibn Sabit şöyle haber verdi: Ensâr'dan bir kadın olan Ümmü’l-Alâ (radıyallahü anh),Rasûlüllah ile bey'at etmiştir. Ümmü’l-Alâ, râvîsi Hârice'ye, kendilerinin Muhâcirler'i aralarında kur'a ile taksim ettiklerini haber verip şöyle demiştir: Bizim ailemizin payına Usmân ibn Maz'ûn düşmüştü. Biz Usmân'ı evlerimizde konukladık. Fakat Usmân (bir müddet sonra) ölüm sebebi olan bir hastalıkla hastalandı. Vefat edince gasledildi ve kendi elbisesi içinde kefenlendi. Sonra Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) cenazenin yanına geldi. Ümmü’l-Alâ dedi ki: Ben (cenazeyi tezkiye ederek): Ey Ebâ's-Sâib! Allah'ın rahmeti senin üzerine olsun! Benim (senin hakkında bildiğim ve cemâate bildirmek istediğim) şehâdetim şudur ki: Allahü Taâlâ muhakkak sana ikram etmiştir! dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah: "Allahü Taâlâ'nın bu ölüye ikram ve inayet buyurduğunu sana ne bildiriyor?" buyurdu. de O'na: Yâ Rasûlallah! Babam Sana feda olsun! Allah (bu îmânlı kuluna ikram etmez de) kime ikram eder? dedim. defa da Rasûlüllah: "Usmân ibn Maz'ûn'a gelince; yemîn ederim ki, ona yakın gelmiştir (yani o ölmüş bulunuyor). Ve yine Allah'a yemîn ederim ki, ben de bu ölü için hayır ve saadet umarım. Yine Allah'a yemîn ederim ki, ben Allah'ın Rasûlü iken bana (ve size yarın) Allah tarafından ne muamele edileceğini bilemem!" buyurdu. üzerine Ümmü’l-Alâ dedi ki: Vallahi bundan sonra ben kimseyi tezkiye etmeye cesaret edemiyorum! demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Kadınların Ruyâsı Bâbı
7090-) Bize Şuayb, ez-Zuhrî'den bu hadîsi haber verdi: aleyhi ve sellem): "Ben Usmân ibn Maz'ûn'a da ne yapılacağını bilmem" buyurdu. Rasûlüllah'ın bu sözü beni kederlendirdi de akabinde uyudum. Ru'yâmda Usmân'a âid akmakta olan bir pınar gördüm. Uyanınca bu ru'yâyı Rasûlüllah'a haber verdim. Rasûlüllah: "Bu senin Usmân için gördüğün akan pınar, onun (sevâb getiren) amelidir" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Kadınların Ruyâsı Bâbı
7092-)  İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim: "Uykuda iken bana bir kadeh süt getirildi. Ondan o kadar içtim ki, kanıklık eserlerinin tâ tırnaklarımdan sızdığını hâlâ duyuyorum. İçtikten sonra artığımı (Omer ibnu'l-Hattâb'a) verdim" buyuruyordu. Yâ Rasûlallah! Bunu ne ile te'vîl ettin? diye sordular. "İlim ile" cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Süt Ruyâda Görüldüğü Zaman Ne İle Tabir Edilir? Bâbı
7095-)  Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim: "Ben uyuduğum sırada insanlar bana arz olunuyorlardı. Üstlerinde gömlekler vardı. Bu gömleklerin kimi memelere varıyor, kimi bundan daha kısa idi. Omer ibnu'l-Hattâb da bana arzolundu. Onun üstünde (eteklerini yerde) sürüdüğü bir gömlek vardı" buyuruyordu. Yâ Rasûlallah, bunu ne ile te'vîl ettin? diye sordular. Rasûlüllah: "Dîn ile (te'vîl ettim)" diye cevâb verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Gömleği Yerde Sürükleme Bâbı
7097-) Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Yâ Âişe!) Sen iki kerre ru'yâmda bana gösterildin. Bir adam ipekten bir parça üzerinde senin suretini taşıyordu. O adam: Bu (suretin sahibi) senin müstakbel zevcendir, diyordu. Şimdi ben o sureti açıyorum ki (yani yüzünden anlıyorum ki), o suret, sen idin. Cibril'in o sözü üzerine ben: Eğer şu ru'yâm Allah tarafından gösterilmiş ise, Allah bunu infaz edip gerçekleştirir, dedim".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Erkeğin Ruyâda Bir Kadını Açması Bâbı
7098-) Bize Hişâm, babası Urve'den haber verdi ki, Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben seninle evlenmeden önce sen bana ru'yâda iki kerre gösterildin: Ben meleği, ipekten bir kumaş parçası üzerinde senin suretini taşıyor gördüm. Ben ona: Bu kumaş parçasını aç! dedim. onu açtı, bir de baktım ki, o sen idin. Ben: Eğer bu ru’yâ Allah tarafından ise Allah bunu infaz eder! dedim. melek, seni bir ipek parçası üzerinde taşırken, ikinci defa bana gösterildin. Ben ona: Bu parçayı aç! dedim. da açtı; bir de baktım ki, o suret sen idin. Bunun üzerine ben: Eğer bu ru'yâ Allah tarafından gösterilmiş ise, Allah bunu infaz eder, dedim".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda İpek Elbise Görmek Bâbı
7099-)  İbn Şihâb'dan (o, şöyle demiştir): Bana Saîd ibnu'l- Müseyyeb haber verdi ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim, şöyle buyuruyordu: "Ben cevâmi'u'l-kelim ile gönderildim. Ben (bir aylık mesafedeki düşman gönüllerine) korku salmak suretiyle yardım olundum. Bir de ben uyuduğum sırada, bana yer'in hazînelerinin anahtarları getirildi de benim elime konuldu". (ibnu'z-Zuhrî) şöyle demiştir: Ve bize şöyle baliğ oldu ki, "Cevâmi'u'l-kelim" şudur: Allah Taâlâ, Peygamber'den önceki kitâblarda bir iş hakkında, iki iş hakkında veya bunun benzeri hakkında yazılmakta olan birçok şeyleri onun içine toplar birleştirir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Elde Anahtarlar Görülmesi Bâbı
7102-) Hafsa da bunu Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'e arzetti. Bunun üzerine Peygamber: "Şübhesiz senin bu kardeşin ne iyi bir adamdır -yahut: Şübhesiz Abdullah ne iyi bir adamdır-!" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Kalın İpek Kumaş Görmek Ve Yine Ruyâda Cennete Girmeyi Görmek Bâbı
7104-) Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Zeyd ibn Sâbit'in oğlu Hârice'den; o da Ensâr kadınlarından biri olup Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) ile bey'at eden Ümmü’l-Alâ'dan tahdîs etti. Ümmü’l-Alâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Muhâcirler'in (Mekke'den Medîne'ye geldiklerinde) ikaamet edecekleri yerleri tesbît etmek üzere Ensâr, kendi aralarında kur'a çektikleri zaman Usmân ibn Maz'ûn'un ikaameti bizim aileye düşmüştü. Usmân bizim evimizde bir müddet ikaametten sonra hastalandı. Bizler onun hastalığında işlerini görüp hastabakıcılığını yaptık, nihayet vefat etti. Sonra onu kendi elbisesi içinde kefenledik. Akabinde Rasûlüllah bizim yanımıza (cenazeye) geldi. Ben: Yâ Ebâ's-Sâib! Allah'ın rahmeti senin üzerine olsun! Benim senin hakkındaki şehâdetim şudur: Muhakkak Allah sana ikram etmiştir! dedim. üzerine Rasûlüllah bana: " (Allah'ın bu ölüye ikram ettiğini) sana bildiren nedir?" diye sordu. de: Vallahi bilmem! dedim. Rasûlüllah: "Amma Usmân 'a gelince; muhakkak ki ona yakın gelmiştir (yani o ölmüştür). Ben de onun için Allah'tan hayır ve saadet umarım. Vallahi yine ben, Allah'ın Rasûlü iken,-bana ve size (Allah tarafından) ne muamele edileceğini bilemem" buyurdu. Vallahi ben bundan sonra kimseyi tezkiye etmeye cesaret edemedim, dedi. Ümmü’l-Alâ dedi ki: Ben ru'yâmda Usmân ibn Maz'ûn'un akan bir pınarı olduğunu gördüm. Akabinde Rasûlüllah'a gelip bu ru'yâmı kendisine zikrettim. Rasûlüllah: "Bu senin gördüğün pınar, kendisinden sonra onun için akmaya devam eden amelidir" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Akan Pınar Görülmesi Bâbı
7105-) Bize Nâfi' tahdîs etti ki, ona da İbn Omer (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben bir kuyu üzerinde bulunup ondan (kova ile) su çıkarmakta olduğum sırada birden yanıma Ebû Bekr ile Omer geldi. Akabinde Ebû Bekr kovayı aldı da bir yahut iki dolu kova su çekti. Fakat onun su çekişinde bir za'f ve güçlük vardı. Allah Ebû Bekr'i mağfiret etsin. Sonra kovayı Ebû Bekr'in elinden Omer ibnu'l-Hattâb aldı. Ve o alınca bu kova Omer'in elinde büyük bir kovaya dönüştü. Ben, insanlar içinde Omer'in gördüğü işi işleyebilecek kuvvette kuvvetli ve kâmil bir kişi göremedim. En sonu insanlar o meydanı develerin sulak ve eylek yeri edindiler".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda İnsanlar Suya Kanıncaya Kadar Kuyudan Su Çekip Çıkarma Bâbı
7107-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben uyuduğum esnada kendimi duvarı örülmemiş bir kuyu başında gördüm. Kuyunun üzerinde bir kova bulunuyordu. Ben hemen o kuyudan Allah'ın dilediği kadar su çıkardım. Sonra kovayı Ebû Kuhâfe'nin oğlu aldı, o da dolu olarak bir yahut iki kova su çekti. Onun çekişinde bir zayıflık vardı. Allah onu mağfiret eylesin! Sonra o kova, olduğundan daha büyük bir kova hâline dönüştü. Bu sefer onu Hattâb oğlu Omer aldı. Artık ben insanlardan Omer ibnu'l-Hattâb'ın çekişi gibi kusursuz su çeken hiçbir abkâri (ulu ve kâmil kişi) görmedim. Nihayet insanlar kendileri ve hayvanları gereği gibi suya kandıktan sonra, su yöresinde olan otlaklarına istirahata çekildiler".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Kuyudan Zaîflıkla Beraber Bir Yâhud İki Dolu Kova Su Çekmek Bâbı
7108-) Bize Abdurrazzâk, Ma'mer'den tahdîs etti ki, "Hemmâm da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben uyurken kendimi bir havuz başında, insanları sular hâlde gördüm. Derken benim yanıma Ebû Bekr geldi ve beni rahatlandırmak için elimden kovayı alıp iki kova su çekti. Onun çekişinde bir nevi' za'f vardı. Allah onu mağfiret eylesin! Müteakiben Hattâb oğlu geldi ve ondan kovayı aldı. Artık o, kuyudan su çıkarmağa devam etti. Nihayet insanlar (suya kanıp) arkalarına döndüler, havuz ise hâlâ su kaynayıp akar hâlde idi".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda İstirahat Etmek Bâbı
7109-) İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb; biz resûlullahın huzurunda bulunduğumuz sırada, O bize şöyle buyurdu: "Ben bir kerre uyurken kendimi cennette gördüm. O sırada bir kadın gördüm ki, o bir köşkün yanında abdest almakta idi. (Yanımdaki meleklere); Bu köşk kimindir? diye sordum. Onlar: Bu Omer ibnu'l-Hattâb içindir, dediler. girmek istedim, fakat) Omer'in kıskançlığını hatırladım da hemen yüzümü arkama çevirdim". Hureyre: Omer ibnu'l-Hattâb (sevincinden) ağladı da, sonra: Babam anam Sana feda olsun yâ Rasûlallah; ben Sana karşı mı kıskançlık edeceğim! Dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Köşk Görmek Bâbı
7110-) Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben ru'yâmda cennete girdim ve orada altından yapılmış bir köşk ile karşılaştım. Ben (yanımda bulunanlara): Bu kime âiddir? diye sordum. Onlar: Kureyş'ten bir adamındır, dediler. Hattâb oğlu! Bana oraya girmekten mâni' olan, ancak bilmekte olduğum kıskançlığındır!" Omer: Yâ Rasûlallah! Sana karşı da mı kıskanacağım? dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Köşk Görmek Bâbı
7112-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben uyuduğum sırada kendimi ru'yâmda Ka'be'yi tavaf ediyor buldum. O sırada esmer, salıverilmiş düz saçlı bir kişi gördüm. İki kişi arasında idi, başı su döküyordu. Ben (orada bulunanlara): Bu kimdir? diye sordum. Onlar: Meryem oğlu'dur, dediler. yönelmek üzere ilerlediğim sırada bir de kırmızı yüzlü, uzun boylu, başı kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat, börtlek; sanki salkımındaki benzerlerinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi! Ben (oradakilere): Bu kimdir? diye sordum. Onlar: Bu, Deccâl'dir, dediler. benzemek bakımından insanların en yakın olanı ibnu Katan'dır." Katan, Huzâa kabilesinin bir kolu olan Mustalık oğulları boyundan bir adamdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Kabeyi Tavaf Etmek Bâbı
7113-)  Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim, O şöyle buyuruyordu: "Ben uyuduğum sırada bana süt dolu bir kadeh verildi. Ben ondan o kadar içtim ki, kanıklık eserlerinin cereyan etmekte olduğunu hâlâ duyuyorum. Sonra artanını Omer'e verdim". Yâ Rasûlallah, bunu ne ile te'vîl ettin? diye sordular. O da: "İlim ile" cevâbım verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Bâb: Bir Şahıs Ruyâda Sütten Artanını Başkasına Verdiğini Gördüğü Zaman?
7115-) Ben (uyandıktan sonra) bu ru'yâmı kızkardeşim Hafsa'ya anlattım. Hafsa da bunu Rasûlüllah'a arzetti. Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şubhesiz Abdullah iyi bir adamdır.(Keski gece namazı kılmayı âdet edinse!)" buyurmuştur. Nâfi': İbn Omer bundan sonra gece namazını çok yapmaktan vazgeçmedi, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Emînlik Olması Ve Korkunun Gitmesini Görmek Bâbı
7117-) Sabaha ulaşınca ben bu ru'yâmı Hafsa'ya anlattım. Hafsa da bunu Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'e arzettiğinde, Peygamber: "Şubhesiz Abdullah ne iyi bir adamdır, fakat gecenin bir kısmında nafile namaz kılmayı çoğaltsa!" buyurmuştur. Ve Abdullah ibn Omer bundan sonra geceden bir kısmında nafile namaz kılmayı çoğaltır oldu, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâsında Sağ Taraf Üzerine Alınıp Yürütülen Kimse Bâbı
7118-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim; O: "Ben uyuduğum sırada bana süt dolu bir kadeh getirildi de, ben ondan içtim. Sonra artanımı Omer ibnu'l-Hat-tâb'a verdim” buyuruyordu. Rasûlallah! Bunu ne ile te'vîl (yani ta'Bir) ettin? diye sordular. "ilim ile" diye cevâb verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Kendisine Kadeh Verilmesi Bâbı
7120-) İbn Abbâs şöyle dedi: Bana Rasûlüllah'ın şöyle buyurduğu zikrolundu: "Ben uyurken ru'yâmda ellerime altından iki bilezik konulduğunu gördüm. (Bunlar kadın zîneti olduğu için) bunlardan korktum ve bunları çirkin gördüm. Bunun üzerine bana izin verildi de ben bunları üfledim. Bunların ikisi de uçtu. Ben bu iki bileziği benden sonra çıkacak olan iki yalancı (peygamber) ile te'vîl ettim". ibn Abdillah: Onlardan biri Feyrûz ed-Deylemî'nin Yemen'de öldürdüğü el-Esved el-Ansî’dir, diğeri de Museylime'dir, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Bâb: Ruyâda Uçucu Olmayan Birşey Uçtuğu Zaman?
7123-) Ve yine Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: "Bir kerre uyurken ru'yâmda bana Yer'in hazîneleri getirildi ve avucumun içine iki altın bilezik konuldu. Bu bilezik ru'yası bana ağır geldi ve beni kederlendirdi. Allah tarafından bana: O iki bileziğe üfür! diye vahy verildi. Ben de onlara üfledim, hemen ikisi de uçup gitti. Ben bu iki bileziği, iki yalancı (peygamber) ile te'vîl ettim ki, ikisi arasında bulunduğum San'â'nın sahibi el-Esved el-Ansî ile Yemâme'nin sahibi (Museylime)dir".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâda Üfürme Görülmesi Bâbı
7128-) Bize Sufyân ibn Uyeyne, Eyyûb'dan; o da İkrime'den; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan tahdîs etti ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim görmediği bir ru 'yayı gördüm diye iddia ve ısrar ederse (kıyâmet gününde) ona iki şair (=arpa) danesinin birbirine düğümlenmesi teklif ve hiçbir zaman yapamayacağı bu işle azâb olunur.Her kim de bir cemiyetin duyulmasını istemedikleri yahut bundan kaçındıkları bir haberini işitmeye çalışırsa, onun iki kulağına kıyâmet gününde kurşun dökülür. Her kim de (hayât sahibi) bir suret resmederse, ona da: Haydi buna rûh üfle (can ver) diye teklif olunarak azâb olunur. o, hayât vermek kudretini hâiz değildir". Eyyûb bize bu hadîsi vasletti(yani senediyle rivayet etti), demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâsı Hakkında Yalan Söyleyen Kimse Bâbı
7129-) Kuteybe de şöyle dedi: Bize Ebû Avâne, Katâde'den; o da İkrime'den; o da Ebû Hureyre'den "Ru'yâsı hakkında yalan söyleyen kimse" kavlini tahdîs etti. de Ebû Hâşim er-Rummânî'den söyledi. O: Ben İkrime'den işittim, Ebû Hureyre (radıyallahü anh):"Bir suret yapan, rüyasında yalandan birşey gördüğünü iddia eden ve istenilmeyen bir sözü işitmeye çalışan kimse..." sözünü söyledi. Bize Hâlid ibn Abdillah et-Tahhân, Hâlid el-Hazzâ'dan; o da İkrime'den tahdîs etti ki, İbn Abbâs radıyallahü anhüma:"işitmeye çatışan, yalandan ru'yâ gördüğünü iddia eden ve suret yapan" diyerek, yukarıda geçen hadîs tarzında rivayet etmiştir. ibn Hassan el-Kardûsî, İkrime'den; o da İbn Abbâs'tan, onun kavli olmak üzere, Hâlid el-Hazzâ'ya mutâbaat etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâsı Hakkında Yalan Söyleyen Kimse Bâbı
7130-) Bize İbn Omer'in kölesi olan Abdurrahmân ibnu Abdillah ibn Dînâr babası Abdullah ibn Dînâr el-Adevî'den; o da İbnu Omer(radıyallahü anh) 'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):"Yalanlardan en büyük yalan, ru'yasında görmediği şeyi iki gözüne göstermek iddiasıdır" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Ruyâsı Hakkında Yalan Söyleyen Kimse Bâbı
7132-) Bana İbnu Ebî Hazım ile ed-Derâverdî, Yezîd ibn Abdillah'tan; o da Abdullah ibnu Habbâb'dan; o da Ebû Saîd el-Hudrî-(radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, o da Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan şöyle buyururken işitmiştir: "Sizden biriniz sevdiği bir ru'yâyı görürse, bilsin ki, o Allah tarafından(bir telkin)dir. Ru'yâ sahibi bu ru'yâsı üzerine Allah'a hamdetsin ve onu başkasına da söylesin. Buna aykırı, hoşlanmadığı bir ru'yâ gördüğünde de muhakkak ki, bu ru'yâ da şeytândandır. Bu hâlde ru'yâ sahibi, ru'yânın şerrinden Allah'a sığınsın ve ru'yasını kimseye söylemesin. Çünkü bu suretle o ru'yâ, sahibine zarar vermez".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Bâb: İnsan Uykusunda Hoşlanmayacağı Birşey Gördüğünde O Ruyâyı Kimseye Haber Vermesin Ve Onu Zikretmesin
7133-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle tahdîs ediyordu: Bir kişi Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldi de şöyle dedi: Ya Rasûlallah! Ben bu gece ru'yâmda yerle gök arasında bir bulut gördüm, ondan yere yağ ve bal yağıyordu. İnsanların da bu yağdan ve baldan avuç avuç almakta olduklarını görüyordum. Kimi çok, kimi az topluyordu. Bu sırada yerden göğe bir ip uzandığını gördüm. Onun ardısıra Seni görüyordum ki Yâ Rasûlallah, Sen o ipe tutunup yukarıya (göğe doğru) yükseldin. Sonra o ipi başka bir kimse tuttu, o da yükseldi. Sonra başka bir kimse daha tutup bu (üçüncü kimse) de yükseldi. Sonra (dördüncü) biri tuttu. Fakat bu defa ip koptu. Sonra ip bağlanıp bitiştirildi. Bunun üzerine Ebû Bekr: Yâ Rasûlallah, babam anam Sana feda olsun! Vallahi beni bırakıp herhalde müsâade ediniz de, bu ru'yâyı ben ta'Bir edeyim! dedi. da: "Haydi ta'Bir et!" diye izin verince, Ebû Bekr şöyle yordu: Bu zâtın gördüğü bulut, İslâm'dır. Ondan yağan yağ, bal Kur'ândır. Onun tatlılığından çok veya az (kaabiliyet derecelerine göre, müslümânlar) faydalanacaklardır. Gökten yere erişen ip de, üzerinde bulunduğun hakk ve adalet ipidir. Sen onu tutuyorsun. Allah da Sen'i yükseltiyor. Sen'den sonra o hakk ve adalet ipini başka birisi tutacak ve o iple yükselecek. Sonra başka birisi daha tutacak, o da yükselecek. Sonra bir kimse daha tutacak, fakat ip kopacak. Sonra onun için bağlanıp, o da yükselecek. ta'bîrin sonunda Ebû Bekr: Yâ Rasûlallah, babam anam Sana kurban olsun! Bana haber versen, bu ta'bîrimde isabet mi ettim, yoksa hatâ mı ettim? diye sordu. "Bâzısında isabet, bâzısında hatâ ettin" buyurdu. Bekr: Yâ Rasûlallah, hatâ ettiğim ciheti Allah rızâsı için bana haber versen! dedi. "Allah adına and vererek ısrar etme!" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabut-ta'bır
Konu: Tabir Edici, Tabirde Îsabet Etmediği Zaman Ruyâ Tefsirinin İlk Tabir Ediciye Âid Olacağı Görüşüne İtikaad Etmeyen Kimse Bâbı
7136-) Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle dedi: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben sizin havuz başına ilk varan öncünüzüm. Yemîn olsun orada sizden bir takım adamlar bana kaldırılıp gösterilecek, hattâ ben onlara vermek üzere elimi uzatırım ki, bu sırada onlar çekilip benden uzaklaştırılırlar. Ben: Ey Rabb'im! Onlar benim sahâbîlerimdirler! derim. Yüce Allah: Sen onların senden sonra dînde neler îcâd ettiklerini bilmezsin! buyurur".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Yüce Allahın Ve Öyle Bir Fitneden Sakının Ki, Hiç De İçinizden Yalnız Zulmedenlere Dokunmakla Kalmaz Ve Bilin Ki Allahın Azâbı Şiddetlidir El-enfâl: Kavlinin Beyânı İle Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Fitnelerden Sakındırmasının Beyânı Hakkında Gelen Hadîsler Bâbı
7137-) Ebû Hazım şöyle demiştir: Ben Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh)'dan işittim, o şöyle diyordu: Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, o şöyle buyuruyordu: "Ben sizin havuz başında öncünüzüm. Ona gelen içer, ondan içen ebediyyen bir daha susamaz. Ve muhakkak benim yanıma birtakım kavimler gelecekler ki, ben onları tanırım, onlar da beni tanırlar. Sonra benimle onlar arasına bir perde konulur".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Yüce Allahın Ve Öyle Bir Fitneden Sakının Ki, Hiç De İçinizden Yalnız Zulmedenlere Dokunmakla Kalmaz Ve Bilin Ki Allahın Azâbı Şiddetlidir El-enfâl: Kavlinin Beyânı İle Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Fitnelerden Sakındırmasının Beyânı Hakkında Gelen Hadîsler Bâbı
7138-) Ebû Hazım dedi ki: Ben bu hadîsi kendilerine tahdîs ederken Nu'mân ibn Ebî Ayyaş da işitti ve: Sen bu hadîsi Sehl'den bu şekilde söylerken işittin mi? diye sordu. de: Evet, dedim. Hazım şöyle dedi: Ve ben Ebû Saîd el-Hudrî üzerine şehâdet ediyorum ki, muhakkak surette ben ondan işittim, o şu sözleri ziyâde ederek Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylüyordu: "Onlar muhakkak bendendirler, derim. Bana: Sen onların senin ardından ne tebdiller yaptıklarını bilmezsin, denilir. de: Benden sonra (dinde) değiştirme yapanlar uzak olsunlar, uzak olsunlar! derim".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Yüce Allahın Ve Öyle Bir Fitneden Sakının Ki, Hiç De İçinizden Yalnız Zulmedenlere Dokunmakla Kalmaz Ve Bilin Ki Allahın Azâbı Şiddetlidir El-enfâl: Kavlinin Beyânı İle Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Fitnelerden Sakındırmasının Beyânı Hakkında Gelen Hadîsler Bâbı
7143-) Ubâde dedi ki: Peygamber'e, Ensâr üzerine bir borç olarak bizden aldığı ahid ve mîsâkta şöyle söyleyip bey'at ettik: "Allah ve Rasûlü'nün emirlerini dinleyip onlara hem neş'eli, hem kederli zamanımızda; hem zor, hem kolay hâlimizde itaat etmek ve âmirlerimiz kendi arzularını nefislerimiz üzerine tercîh etseler dahî onlara itaat etmek ve niza (ve kıtal) etmemek üzere bey'at ettik, ancak emîrin açık bir küfrünü görseniz, onun küfrü hakkında yanınızda Allah'ın Kitâbı'ndan kuvvetli bir deliliniz olması hâli müstesnadır". Şu'be, Katâde'den; o da Enes ibn MâIik (radıyallahü anh)'ten; o da Useyd ibn Hudayr (radıyallahü anh)'dan şöyle tahdîs etti: Ensâr'dan bir kimse Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi de: Yâ Rasûlallah! Beni zekât âmili veya bir yere vâlî ta'yîn buyurmaz mısınız? Nitekim(Muhacirler'den) fulânı ta'yîn ettiniz! diye ta'rîz eyledi. "(Ey Ensâr cemâati!) Şübhesiz sizler benden sonra yakında (böyle dünyâ işlerinde) başkalarının size tercîh edildiği zamana kavuşacaksınız. Bununla beraber yine de siz sabrediniz! Nihayet(kıyâmet günü) bana kavuşacaksınız" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: Sizler Benden Sonra Hoşlanmayacağınız Birtakım Çirkin İşler Göreceksiniz Kavli Bâbı
7149-) Şuayb, Yûnus, el-Leys, ez-Zuhrî'nin kardeşinin oğlu; bu üçü de ez-Zuhrî'den; o da Humeyd'den; o da Ebû Hureyre'den; o da Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den olmak üzere söylediler.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Fitnelerin Meydana Gelmeleri Bâbı
7150-) Şakîk şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Mes'ûd'un ve Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin beraberinde idim, bu ikisi: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)"Kıyâmetin kopmasının önünde öyle bir takım günler vardır ki, onlarda yeryüzüne cahillik inip yayılır, ilim kaldırılır ve öldürmekten ibaret olan hercümerc çoğalır" buyurdu, dediler.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Fitnelerin Meydana Gelmeleri Bâbı
7151-) Bize Şakîk tahdîs edip şöyle dedi: Abdullah ibn Mes'ûd ile Ebû Mûsâ oturdular da birbirlerine hadîs söylediler. Ebû Mûsâ: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem):"Kıyâmetin önünde öyle günler vardır ki, onlarda ilim kaldırılır, cahillik inip yayılır, katiden ibaret olan hercümerc çoğalır" buyurdu, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Fitnelerin Meydana Gelmeleri Bâbı
7152-) Ebû Vâil şöyle demiştir: Ben Abdullah ibn Mes'ûd ile Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin beraberinde oturmakta idim. Ebû Mûsâ(radıyallahü anh): Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den bundan önceki hadîsin benzerini işittim. "Herc" Habeş dilinde "Öldürmek"tir, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Fitnelerin Meydana Gelmeleri Bâbı
7153-) BizeŞu'be, Vâsıl ibn Hayyân'dan; odaEbû Vâil'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan tahdîs etti. Zannediyorum ki, Abdullah bu hadîsi Peygamber'e yükselterek şöyle buyurdu, dedi: "Kıyâmetin kopmasından önce here günleri vardır ki, onlarda ilim zail olur ve cehalet meydana çıkar". Mûsâ: "Herc", Habeş dilinde "ÖIdürmek"tir, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Fitnelerin Meydana Gelmeleri Bâbı
7154-) Ebû Avâne, Âsım'dan; o daEbû Vâil'den söyledi ki, Ebû Mûsâ el-Eş'arî, Abdullah ibn Mes'ûd'a: Sen Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in zikretmiş olduğu kıyâmetten önceki o herc günlerini biliyorsun, deyip bundan önceki hadîs tarzında söylemiştir. Mes'ûd: Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den:"Kendileri hayâtta bulunup da kıyâmetin koptuğu zamana erişen kimseler, insanların şerrlilerindendir" buyururken işittim, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Fitnelerin Meydana Gelmeleri Bâbı
7161-) Bize Hammâd ibn Zeyd, Amr ibn Dînâr'dan; o da Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan şöyle tahdîs etti: Bir adam mescidden geçti, yanında demirlerim meydana çıkarmış olduğu birçok okları vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından, okların herhangibir müslümâna dokunup yaralamaması için, demirli taraflarından tutması emrolundu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: Kim Bize Silâh Çekerse, O Bizden Değildir Kavli Bâbı
7162-)  Bize Ebû Usâme, Bureyd'den; o da Ebû Burde'den; o da Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Herhangibiriniz mescidimizin yahut çarşımızın birinden yanında demirli oklar varken geçecek olursa, okların demirlen üzerinden tutsun -yahut: Onlardan birini müslümânlardan bir kimseye isabet ettirmemek için demirlerini avucunun içiyle alıp tutsun-!" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: Kim Bize Silâh Çekerse, O Bizden Değildir Kavli Bâbı
7166-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma:Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem):"Benden sonra (gerisin geri giderek) dîninizden dönüp de birbirlerinizin boyunlarını vuracak kâfirler olmayınız" buyurdu, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: Benden Sonra Birbirinizin Boyunlarını Vuracak Kâfirlere Dönmeyiniz Kavli Bâbı
7167-) Cerîr ibn Abdillah el-Becelî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccı'nda bana: "İnsanları sustur da dinlesinler!" diye emretti. İnsanlar sükût ettikten sonra: "Benden sonra birbirinin boyunlarını vuran kâfirlere dönmeyiniz!" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: Benden Sonra Birbirinizin Boyunlarını Vuracak Kâfirlere Dönmeyiniz Kavli Bâbı
7169-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İleride birtakım fitneler olacaktır. Fitne zamanlarında oturan kimse, ayakta durandan hayırlıdır. Ayakta duran da yürüyenden hayırlıdır. Yürüyen de koşandan hayırlıdır. Fitneyi görmeğe çalışan onun şerrini görür. Her kim fitne zamanı iltica edecek veya sığınacak bir yer bulursa, hemen ona sığınsın!”.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Bâb: “fitne Zamanında Oturanın Fitnesi, Ayakta Durandan Hayırlı Olur.
7171-) Hammâd ibn Zeyd şöyle dedi: Ben bu hadîsi Eyyûb es-Sahtıyânî ile Yûnus ibn Ubeyd'e zikrettim de, bunu onların da bana tahdîs etmelerini istiyordum. Onların ikisi de: Bu hadîsi Hasen Basrî ancak el-Ahnef ibn Kays'tan; o da Ebû Bekre'den olmak üzere rivayet etmiştir, dediler. Süleyman tahdîs etti. Bize Hammâd bu hadîsi tahdîs etti. Ve Muemmel de şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Zeyd tahdîs etti. Bize Eyyûb, Yûnus, Hişâm ibn Hasan ve Muallâ ibnu Ziyâd, Hasen Basrî'den; o da el-Ahnef ten; o da Ebû Bekre'den; o daPeygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den olmak üzere tahdîs ettiler. bunu Ma'mer, Eyyûb'dan rivayet etti. Bunu Bekkâr ibnu Abdilazîz, babasından; o da Ebû Bekre'den rivayet etti. de şöyle dedi: Bize Şu'be, Mansûr'dan; o da Rıb'î ibn Hırâş'tan; o da Ebû Bekre'den; o da Peygamber'den tahdîs etti. Sufyân es-Sevrî bunu Mansûr'dan diye yükseltmedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kıtabu'l-fıten
Konu: Bâb: İki Müslümân Kılıçları İle Karşılaştıkları Zaman...