Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
553-)
Bize İsmâîl, Kays'tan; o da Cerîr'den olmak üzere tahdîs etti. Cerîr ibn Abdillah el-Becelî(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler Peygamber'in yanında bulunuyorduk. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece; yani ayın on dördü olan Bedr gecesi aya baktı da, şöyle buyurdu: şu ayı, görülmesinden hiçbiriniz mahrum olmaksızın (yahut birbirinize gösterebilmek için sıkışıp üstüste yığılmanıza hacet kalmaksızın) hepiniz zahmetsizce görüyor olduğunuz gibi, Rabb'inizi de muhakkak öylece göreceksiniz. Artık güneşin doğmasından ve batmasından evvelki namazların hiçbirinden alıkonmamanıza muktedir olursanız, onu yapınız". Sonra şu âyeti okudu:"...Rabb'ini, güneşin doğuşundan evvel ve batışından önce hamd ile tesbîh et. (Kaaf: 39). ibn Ebî Hâlid: Bu namazları yapın, sakın bu namazlar sizden kaçıp gitmesin, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindi Namazının Fazileti Bâbı
554-)
Bize Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rec'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den olmak üzere tahdîs etti. O, şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: takım melekler geceleyin, diğer takım melekler de gündüzün birbirlerini müteâkıb size gelirler. Bunlar sabah ile ikindi namazlarında birleşirler. Sonra içinizde kalmış olan melekler semâya yükselirler Rabb'ları namaz kılmış kullarının hâllerini en iyi bilir olduğu hâlde, yine o meleklere: Kullarımı ne hâlde bıraktınız? diye sorar. Onlar da: Biz onları namaz kılar hâlde bıraktık ve yanlarına da namaz kılarlarken varmıştık, derler".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindi Namazının Fazileti Bâbı
555-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ikindi namazından bir secdeyi gün batmadan evvel yetiştirdiği zaman, namazını tamamlasın. Sabah namazından da bir secdeyi gün doğmadan önce yetiştirdiği zaman, o da namazını tamamlasın".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Güneşin Batmasından Önce İkindi Namazından Bir Rekatı Yetiştiren Kimse Bâbı
556-)
Bana İbrahim, İbn Şihâb'dan; o da Salim ibn Abdillah'tan; o da Bâbasından olmak üzere tahdîs etti ki, Bâbası Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) ona, Rasûlüllah'tan şu temsili işittiğini haber vermiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyordu:"Sizden evvel gelen ümmetlere nisbetle sizin(dünyâdaki) bekaanız, (bütün güne nisbetle) ikindi namazından güneşin batmasına kadar olan müddet gibidir. Tevrat ehline Tevrat verildi. Onunla çalıştılar. Lâkin gün yarıyı bulunca çalışmaktan âciz kaldılar. Fakat kendilerine yine birer kîrât (olan gündelikleri) verildi. İncîl ehline de İncil verildi. Onlar da ikindi namazı vaktine kadar(onunla) çalıştıktan sonra, onlar da âciz oldular. Onlara da birer kîrât (olan gündelikleri) verildi. Sonra bize Kur'ân verildi. Güneşin batmasına kadar çalıştık ve bize ikişer kîrât olarak (gündelik) verildi. Bunun üzerine Tevrat ehli ile İncîl ehli: Ey Rabb'ımız, onlara ikişer kîrât, bize ise (yalnız) birer kîrât verdin; Halbuki biz daha çok çalıştık, derler. Aziz ve Celîl olan Allah da: (Bütün gün çalıştığınıza göre şart edilen) gündeliğinizden birşey kestim mi? diye sorar. Onlar: Hayır (kesmedin), derler. O da: İşte o benim fadlımdır ki, onu dilediğime veririm, buyurur."
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Güneşin Batmasından Önce İkindi Namazından Bir Rekatı Yetiştiren Kimse Bâbı
557-)
Bize Ebû Usâme, Bureyd'den; o da Ebû Burde'den; o da Ebû Musa'dan olmak üzere tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: karşı Yahudiler ve Hnstiyani ar'ın hâli şuna benzer ki, bir adam bir takım kimseleri (sabahtan) gecenin girmesine kadar çalışmak üzere ücretle tutmuş. Bu işçiler günün yarısına kadar çalıştıktan sonra: Senin (vereceğin) gündeliği istemeyiz, deyip savuşmuşlar(tam ücreti hakk etmemişler). O adam başkalarını ücretle tutup, kendilerine: Şu günü tamamlayın da şart ettiğim gündeliği size (eksiksiz) vereyim, demiş. Bu ikinci takım da çalışmağa koyulmuşlar. İkindi namazı vaktine gelince bunlar da (işten vazgeçip): Çalıştığımız senin olsun (gündelik istemeyiz), demişler. Bu sefer yine başkalarını ücretle tutmuş da, onlar günün kalan mikdârında, gün batıncaya kadar çalışmışlar ve (kendilerinden evvelki) her iki takımın gündeliklerini tastamam olarak hakk etmişler".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Güneşin Batmasından Önce İkindi Namazından Bir Rekatı Yetiştiren Kimse Bâbı
558-)
Bize el-Evzâî tahdîs edip şöyle dedi: Bize Râfi' ibn Hadîc'in himayesinde olan Ebu'n-Necâşî -ki o, Atâ ibnu Suheyb'dir- tahdîs edip şöyle dedi: Ben Râfi' ibn Hadîc(radıyallahü anh)'den işittim, şöyle diyordu: Biz akşam namazını Peygamber ile birlikte kılardık da, her birimiz namazdan çıktıktan sonra attığı okların düştüğü yerleri muhakkak görürdü.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Akşam Namazının Vakti Bâbı
559-)
Bize Şu'be, Sa'd'dan; o da Muhammed ibn Amr ibni'l-Hasen ibn Alî'den olmak üzere tahdîs etti. O şöyle demiştir: Medine'ye geldiğinde, biz Câbir ibn Abdillah'a (namaz vaktini) sorduk. Câbir de şöyle dedi : Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) öğleni(zevalden sonra) gündüzün sıcağında, ikindiyi henüz güneş beyaz ve tertemiz iken, akşamı güneş battığında, yatsıyı da bazen erken, bazen geç kıldırırdı. Cemâati toplanmış gördüğünde erkence kıldırır; gecikdiklerini gördüğünde namazı geri bırakırdı. Sabah namâzını ise onlar yahutPeygamber karanlıkta kılarlardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Akşam Namazının Vakti Bâbı
560-)
Seleme ibnu'l-Ekva'(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler Peygamber ile beraber akşam namazını güneş hicâbla gizlendiği zaman (yânı ufuk çizgisinin arkasına girip görünmez olduğu zaman) kılardık. Abbâsradıyallahü anhüma: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) birleştirilmiş olarak yedi rek'at ve yine birleştirilmiş olarak sekiz rek'at kıldırdı, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Akşam Namazının Vakti Bâbı
562-)
Bana Abdullah el-Muzenî(radıyallahü anh) şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: takımı sizin şu namazınızın, yani akşam namazınızın isminde size gâlib gelmesinler". Peygamber -yahut Abdullah ibn Mugaffal el-Muzenî- Bedeviler (akşam namazına) ışâ derler, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Akşam Namazına Işa Denilmesini Kerih Gören Kimse Bâbı
563-)
Salim şöyle demiştir: Bana Bâbam Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) haber verip şöyle dedi: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece bize ışâ namazını kıldırdı, ki o namaz insanların "ateme" diye isimlendire geldikleri namazdır. Sonra namazı bitirip bize karşı döndü de şöyle buyurdu: gecenizi gördünüz mü? İşte bu geceden itibaren yüz senenin başında (bu gün) yeryüzünde bulunanlardan hiçbir kimse kalmayacaktır
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Hadislerde Işa Ve Atemenin Zikredilmesi Ve Ateme İsmini Işa Manasına Kullanmayı Caiz Gören Kimse Bâbı
564-)
Muhammed ibn Amr şöyle demiştir: Biz Câbir ibnAbdillah'a Peygamber'in namazından sorduk. O da şöyle dedi: Peygamber, öğle namazını (zevalden sonra) gündüzün sıcağında; ikindiyi henüz güneş dipdiri iken; akşamı güneş battığında; yatsı namazını da insanlar toplanıp çoğaldıkları zaman erken vaktinde; insanlar az birikip toplanmayı geciktirdikleri zaman ise geç kıldırırdı. Sabah namazını ise karanlıkta kıldırırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İnsanlar Toplandıkları Yahud Toplanmakta Geciktikleri Zaman Yatsı Namazının Vakti Bâbı
565-)
Urve'ye de Âişe(r.anha) haber verip şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece yatsı namazını geç vakte kadar geri bıraktı. Bu, henüz İslâm yayılmadan evvel idi. Peygamber (o gece hücresinden) çıkmadı. Nihayet Omer: (Buradaki) kadınlar, çocuklar uyuyakaldılar, dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah dışarı çıktı ve mescid ahâlîsine hitaben: "Şimdi yeryüzünde bu namazı sizden başka kimse beklemiyor" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazının Fazileti Bâbı
566-)
Ebû Mûsâ(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben ve gemiden benimle gelmiş olan arkadaşlarım Bakîu Buthân'da konaklamıştık. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de Medine'de idi. Her gece yatsı namazı vaktinde Peygamber'in huzuruna bizimkilerden beş on kişilik bir cemâat nevbetle giderlerdi. Ben ve arkadaşlarım bir defasında Peygamber'i kendisine âid bir işle meşgul bulduk. Ondan dolayı namazı, gecenin yarısı oluncaya kadar geciktirdi. Sonra Peygamber çıktı ve cemâate namazı kıldırdı. Namazı bitirince, yanında hâzır olanlara: acele etmeyiniz. Sevininiz, insanlar içinde sizden başka bu saatte namaz kılan kimsenin bulunmaması -Allah'ın size hâss olan ni'metlerindendir -yahut da: Bu saatte sizden başka kimse namaz kılmadı-" buyurdu. Bu iki sözden hangisini buyurduğunu râvî Ebû Mûsâ bilmiyor. Yine Ebû Mûsâ: Bunun üzerine bizler yerimize döndük ve Rasûlüllah'tan bunu işitmiş olmamız sebebiyle sevinip ferahlandık, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazının Fazileti Bâbı
567-)
Bize Hâlid el-Hazzâ, Ebu'l-Minhâl'den; o da Ebû Berze (radıyallahü anh)'den olmak üzere tahdîs etti. O şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsı namazından önce uyumayı ve ondan sonra da oturup konuşmayı kerîh görürdü.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazından Önce Uyumanın Mekruh Görülmesi Bâbı
568-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsı namazını bir gece geç vakte kadar bıraktı. Nihayet Omer (Peygamber'in hücresine doğru) yüksek sesle: es-Salâte, (mescidde bulunan) kadınlar ve çocuklar uyudular, diye nida etti. Bunun üzerine Rasûlüllah çıktı da:"Bu namazı yer ahâlîsinden sizden başka hiç kimse beklemiyor" buyurdu. Râvî: (Yatsı namazı) o zamanlarda Medine'den başka yerde kılınmazdı, dedi. Râvî: 0 zamanlar müslümânlar yatsı namazını, kırmızılığın kaybolmasından gecenin ilk üçte birine kadar olan vakit içinde kılarlardı, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Uyku Basmasına Yenilen Kimsenin Yatsı Namazından Evvel Uyuması Bâbı
569-)
Bize Abdurrezzâk haber verip şöyle dedi: Bana İbn Cureyc haber verip şöyle dedi: Bana Nâfi' haber verip şöyle dedi: Bana Abdullah ibn Omer şöyle tahdîs etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece yatsı namazında meşgul kılındı da bu namazı o kadar te'hîr etti ki, bizler mescidde uyuduk, sonra uyandık, sonra yine uyuduk, sonra yine uyandık. Sonra Peygamber yanımıza çıktı, sonra: "Şimdi yer ahâlîsinden, sizden başka bu namazı bekleyen kimse yoktur"buyurdu. Omer, uyumakla namaz vaktini kaçırmaktan korkmadığı zaman yatsının takdimi ile te'hîri arasında fark gözetmezdi, hattâ yatsıyı kılmadan evvel yatar uyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Uyku Basmasına Yenilen Kimsenin Yatsı Namazından Evvel Uyuması Bâbı
570-)
İbn Cureyc şöyle dedi: Ben Atâ ibn Ebî Rebâh'a bunu söyledim de, o bana şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'tan işittim, o şöyle diyordu: Rasûlüllah ışâ namazını bir gece o kadar geç bıraktı ki (mesciddeki) insanlar uyudular, uyandılar, yine uyudular, yine uyandılar. Bunun üzerine Omer ibnu'l-Hattâb ayağa kalktı da (yüksek sesle): es-Salâte, dedi. şöyle dedi: İbn Abbâs şöyle dedi: Derken Allah'ın Peygamber'i(hücresinden) dışarı çıktı. Başı su damlatır hâlde ve elini başı üzerine koymuş vaziyette çıkışı hâlâ gözümün önündedir. Gelişini müteakıb: "Ümmetime meşakkat yükleyecek olmasaydım, muhakkak onlara bu namazı böyle kılmalarını emrederdim" buyurdu. Cureyc dedi ki: Ben Atâ'dan, Peygamber'in kendi elini başına koyması keyfiyyetini, İbn Abbâs'ın haber verdiği gibi iyice tesbit ve ta'rîf etmesini istedim. Atâ benim için parmakları arasını biraz ayırdıktan sonra parmak uçlarını tepesi üzerine koydu. Sonra bitiştirip o hey'ette başının üzerine yürüttü, gezdirdi. Nihayet başparmağı yüz cihetinden kulak yumuşağına değinceye kadar (yukarıdan aşağı) dulununa ve sakalının kenarına doğru indirdi. Bunu böylece (tekrar tekrar yaparken) ne eksiltiyor, ne de acele ediyordu. Müteakiben Peygamber: tarafımdan ümmetim üzerine meşakkat yüklemek olmasaydı, muhakkak onlara, bu namazı böyle kılmalarını emrederim" buyurdu .
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Uyku Basmasına Yenilen Kimsenin Yatsı Namazından Evvel Uyuması Bâbı
571-)
Bize Zaide, Humeyd, et-Tavîl'den; o da Enes'ten olmak üzere tahdîs etti. Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ışâ namazını gece yarısına kadar te'hîr etti, sonra namazı kıldırdı, sonra da: " (Bu saatte) insanlar namaz kılıp uyumuşlardır. Siz ise namaz kılmayı beklediğiniz müddetçe (bir nevi') namazda demeksiniz"'buyurdu. Ebî Meryem şunu ziyâde etti: Bize Yahya ibn Eyyûb haber verip şöyle dedi: Bana Humeyd tahdîs etti, O, Enes'ten işitmiştir. Enes: Peygamber'in o namazı geciktirdiği gecede, Peygamber'in yüzüğünün parıltısı hâlâ gözümün önündedir, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazının Vakti Gece Yarısına Kadardır Bâbı
572-)
Bize Kays tahdîs etti. Bana Cerîr ibnu Abdillah (radıyallahü anh) şöyle dedi: bir gece Peygamber'in yanında bulunuyorduk. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ayın on dördü olan Bedr gecesinde aya baktı da şöyle buyurdu: edin, sizler şu ayı birbirinize gösterebilmek için sıkışıp üstüste yığılmanıza hacet kalmaksızın hepiniz zahmetsizce görüyor olduğunuz gibi -yahut: Görülmesinde bir seçilememezliğe ve şübheye düşmeksizin görüyor olduğunuz gibi - Rabb’inizi de muhakkak göreceksiniz. Artık güneşin doğmasından ve batmasından evvelki namazların hiçbirinden alıkonmamanıza muktedir olursanız, onu yapınız"- Sonra şu âyeti söyledi: "Rabbini, güneşin doğuşundan evvel ve batışından önce hamd ile tesbîh et" (el-Kaaf: 39),
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Fazileti Bâbı
573-)
Bize Hemmâm tahdîs edip şöyle dedi: Bana Ebû Hamza, Ebû Musa'nın oğlu Bekr'den; o da Bâbasından olmak üzere tahdîs etti. O (yani Ebû Mûsâ -radıyallahü anh-) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem): "İki serinlik namazını (yani sabah ve ikindi namazlarını) her kim kılarsa cennete girdi" buyurdu. Ve İbnu Recâ şöyle dedi: Bize Hemmâm ibn Yahya, Ebû Ham-za'dan tahdîs etti ki, ona da bunu Abdullah ibn Kays'ın oğlu Ebû Bekr haber vermiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Fazileti Bâbı
574-)
Bize İshâk ibn Mansûr, Habbân'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bize Hemmâm tahdîs edip şöyle dedi: Bize Ebû Cemre, Abdullah ibn Kays'ın oğlu Ebû Bekr'den; o da Bâbasından; o da Peygambcr'den olmak üzere bu hadîsin benzerini tahdîs etti "
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Fazileti Bâbı
575-)
Bize Hemmâm Katâde'den; o da Enes (radıyallahü anh)'ten olmak üzere tahdîs etti. Ona da Zeyd ibn Sabit (radıyallahü anh), Peygamber ile beraber sahur yemeği yediklerini, sonra namaza durduklarını tahdîs etmiştir.(Enes dedi ki:) Ben, Sahur yemeği ile namaz arasında ne kadar zaman geçmişti? diye sordum. Zeyd: Elli yahut altmış (âyet okuyacak) kadar, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Vakti Bâbı
576-)
Ravh dedi ki: Bize Saîd(ibnu Arûbe), Katâde'den; o da Enes ibn Mâlik'ten olmak üzere tahdîs etti. Allah'ın Peygamberi (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Zeyd ibn Sabit (radıyallahü anh) beraber olarak sahur yemeği yemişler. Sahûr yemeğini bitirdikleri zaman Allah'ın Peygamberi namaza kalkınca hep beraber namazı kılmışlar. Ebû Katâde dedi ki: Ben Enes'e: Sahur yemeklerinden ayrılmaları ile sabah namazına girmeleri arasında ne kadar zaman olmuş? diye sordum. Kişinin elli âyet okuyacağı zaman kadar, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Vakti Bâbı
577-)
Ebû Hazım, Sehl ibn Sa'd(radıyallahü anh)'den işitmiştir. O şöyle diyordu: Ailem içinde sahur yemeğini yerdim de sonra sabah namazını Rasûlüllah ile beraber kılmayı yetiştirebilmem için bana sür'atli davranış olurdu (yani, evimden çıkmakta acele ederdim).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Vakti Bâbı
578-)
İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Zubeyr'in oğlu Urve haber verdi. Ona da Âişe haber verip şöyle demiştir: Mü'mine kadınlar Rasûlüllah ile beraber sabah namazında örtülerine örtünerek hâzır bulunurlar, sonra namazı yerine getirdikleri zaman evlerine dönerlerdi de daha henüz ortalık alaca karanlık olduğundan dolayı onları kimse tanımazdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazının Vakti Bâbı
579-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: kim güneş doğmadan evvel sabah namazından birrek'at yetiştirirse, o sabah namazını yetiştirmiş olur. Her kim de güneş batmadan önce ikindi namazından bir rek'at yetiştirirse, o ikindi namazını yetiştirmiş olur".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Güneş Doğmadan Evvel Sabah Namazından Bir Rekat Yetiştiren Kimse Bâbı
580-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Namazdan bir rek'at yetiştirebilen, o namazı yetiştirmiş olur" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Güneş Batmadan Evvel İkindi Namazından Bir Rekat Yetiştiren Kimse Bâbı
581-)
Bize Hişâm(ed-Destevâî), Katâde'den; o da Ebu'l-Âliye'den; o da İbn Abbâs'tan olmak üzere tahdîs etti. İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Kendilerinden râzî olunmuş birçok adamlar -ki bence onların en râzî olunanı Omer ibn Hattâb'dır- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, sabah namazından sonra güneş işrâk edinceye (yânı o vakte gelinceye) kadar, ikindi namazından sonra da gün batıncaya kadar namaz kılmaktan nehyetmiş olduğunu benim yanımda şahadet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazından Sonra Güneş Yükselinceye Kadar Namaz In Hükmü Nedir? Bâbı
582-)
Bize Müsedded tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yahya (el-Kattân), Şu'be'den; o da Katâde'den olmak üzere tahdîs etti. (Katâde dedi ki:) Ben Ebu'l-Âliye'den işittim; o da İbn Abbâs'tan; o: İnsanlar bu hadîsi bana tahdîs ettiler, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazından Sonra Güneş Yükselinceye Kadar Namaz In Hükmü Nedir? Bâbı
583-)
Bize Yahya ibn Saîd, Hişâm'dan tahdîs etti. Hişâm: Bana Bâbam haber verdi, dedi. Bâbası Urve: Bana İbn Omer haber verdi, dedi. İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem):"Kılacağınız namaz için güneşin doğma zamanını ve batma zamanını taharri (yani arayıp intihâb) etmeyiniz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazından Sonra Güneş Yükselinceye Kadar Namaz In Hükmü Nedir? Bâbı
584-)
Ve Urve ibnu'z'-Zubeyr şöyle dedi: Bana ibn Omer tahdîs edip şöyle dedi: Rasülullah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Güneşin hâcibi tulû edip göründüğü vakit tâ güneş yükselinceye kadar, güneşin hâcibi battığı vakitte tâ gâib oluncaya kadar namazı te'hîr ediniz" buyurdu. Abdetu'bnu Süleyman, bu hadîsi rivayet etmesinde Yahya ibn Saîd el-Kattân'a mutâbaat etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazından Sonra Güneş Yükselinceye Kadar Namaz In Hükmü Nedir? Bâbı
585-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki türlü alış verişten, iki türlü giyinişten, bir de şu iki namazdan n'ehiy buyurdu: Sabah namazından sonra gün doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da gün batıncaya kadar namaz kılmaktan nehiy buyurdu. Keza iştimali samma ile bürünmekten, bir de tek sevb içinde avret yerini göğe doğru açacak biçimde ihtıbâ etmekten nehiy buyurdu. Keza munâbeze suretiyle alış verişten ve bir de mulâbese suretiyle alışverişten nehiy buyurdu
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Sabah Namazından Sonra Güneş Yükselinceye Kadar Namaz In Hükmü Nedir? Bâbı
586-)
Bize Mâlik, Nâfi'den; o da İbn Omer'den olmak üzere tahdîs etti (O, şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem): biriniz kılacağı namazı için güneşin doğuşu ve batışı sıralarını seçip de tam o vakitlerde namaz kılmasın" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Musalli, Kılacağı Namaz İçin Güneşin Doğuşu Öncesi Vakti Seçmez.
587-)
İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Atâ ibnu Yezîd el-Cunde'î haber verdi. O Ebû Saîd el-Hudrî(radıyallahü anh)'den şöyle derken işitmistir: Ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim: namazından sonra güneş yükselinceye kadar hiçbir namaz olmaz; ikindi namazından sonra da güneş kayboluncaya kadar hiçbir namaz olmaz" buyuruyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Musalli, Kılacağı Namaz İçin Güneşin Doğuşu Öncesi Vakti Seçmez.
588-)
Bize Şu'be, Ebu't-Teyyâh'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Humrân ibn Ebân'dan işittim, o Muâviye'den tahdîs ediyordu. Muâviye ikindiden sonraki iki rek'atı kasd ederek şöyle demiştir: Sizler öyle bir namaz kılıyorsunuz ki, yemîn olsun biz Rasûlullan ile o kadar beraber bulunduk da, onun bu namazı kıldığını hiç görmedik. Ve yine yemîn olsun ki, bilâkis O bu namazı kılmaktan nehiy buyurmuştur. Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu iki namazdan nehiy buyurdu: Sabah namazından sonra gün doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da gün batıncaya kadar namaz kılmaktan nehiy buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Musalli, Kılacağı Namaz İçin Güneşin Doğuşu Öncesi Vakti Seçmez.
590-)
İbn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben arkadaşlarımı nasıl kılar gördüm ise, ben de öyle kılarım. Ne gece, ne de gündüz hiçbir kimseyi istediği gibi namaz kılmaktan nehy etmem. Yalnız güneşin doğuşu ile batışını taharri etmeyiniz.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindiden Sonra Ve Bir De Sabah Namazından Sonra Müstesna: Namaz Kılmayı Kerih Görmeyenler Bâbı
591-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah'ı vefat ettiren Allah'a yemîn olsun ki, Rasûlüllah o iki rek'atı Allah'a kavuşuncaya kadar terk etmedi. Namaz kılmağa kudreti kesilmedikçe de Yüce Allah'a kavuşmadı. Namazlarının birçoğunu oturarak kılardı. Âişe ikindiden sonraki iki rek'atı kasdederek, Peygamber bu iki rek'atı kılardı. Lâkin ümmete ağır gelir korkusuyla bunları mescidde kılmazdı. Ümmetten hafifletmeyi gerektirecek şeyleri (yapmayı pek) severdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindi Namazından Sonra Kılınagelen Faiteler Ve Benzeri Namazlar Cenaze Ve Ratibeler Gibi Bâbı
592-)
Bize Hişâm tahdîs edip şöyle dedi: Bana Bâbam haber verip şöyle dedi: Âişe: Ey kız kardeşimin oğlu, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ikindi namazından sonraki iki rek'atı benim hücremde hiç terketmedi, dedi
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindi Namazından Sonra Kılınagelen Faiteler Ve Benzeri Namazlar Cenaze Ve Ratibeler Gibi Bâbı
593-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: İki namaz vardır ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları sırren de, alenîyeten de(yânı evinde de, dışarıda da) terketmezdi. Onlar sabah namazından evvel iki, ikindi namazından sonra da iki rek'at idi".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindi Namazından Sonra Kılınagelen Faiteler Ve Benzeri Namazlar Cenaze Ve Ratibeler Gibi Bâbı
594-)
Âişe(r. anha): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hiçbir gün ikindi namazından sonra bana gelip de iki rek'at kılmadığı olmazdı, demiştir .
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: İkindi Namazından Sonra Kılınagelen Faiteler Ve Benzeri Namazlar Cenaze Ve Ratibeler Gibi Bâbı
595-)
Ebu'l-Melîh tahdîs edip şöyle demiştir: Biz, bulutlu bir günde Bureyde ile beraber bulunduk. O şöyle dedi: Namazı evvel vaktinde eda eyleyin. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her kim ikindi namazını (kasden) terkederse ameli bâtıl olur" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Bulutlu Günde Namazı Evvel Vaktinde Eda Eylemek Bâbı
596-)
Ebû Katâde(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir gece Peygamber ile birlikte yolculuk ediyorduk. Topluluktan biri: Yâ Rasûlallah, bizlere bir gece sonu konaklaması yaptırsan! dedi. "Uyuyakalıp namazı geçireceğinizden korkarım" buyurdu Bilâl: Ben sizleri uyandırırım, dedi. Bilâl de arkasını, bindiği devesine dayadı. Derken gözleri kapanıp, o da uyuyakaldı. Nihayet Peygamber uyandığı zaman güneşin kursu doğmuş hâldeydi. Peygamber: "Yâ Bilâl, dediğin nerede kaldı?" buyurdu. Bilâl: Bu güne gelinceye kadar bana bunun gibi ağır bir uyku atılmamıştır, dedi. "Şübhesiz Allah istediği zamanda ruhlarınızı kabz etti ve yine istediği zamanda onları size geri verdi. Yâ Bilâl, kalk da insanlara namazı ilân et (yani ezan oku)"buyurdu. Akabinde Rasûlüllah abdest aldı. Güneş yükselip bembeyaz olduğu vakitte de kalktı, namaz kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Namaz Vaktinin Çıkıp Gitmesinden Sonra Ezan Okumak Bâbı
597-)
Câbir ibn Abdillah(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Hendek harbi günü Omer ibnu'l-Hattâb, güneş battıktan sonra geldi de Kureyş kâfirlerine sövmeye başladı. Yâ Rasûlallah, ikindi namazını az daha güneş batmadan kılamayacaktım, dedi. Peygamber de: "Vallahi ben de kılamadım" buyurdu. Bunun üzerine kalktık, Buthân vadisine gittik. Orada Rasûlüllah namaz için abdest aldı, biz de namaz için abdest aldık. Müteakiben güneş batmış olduğu hâlde ikindiyi, sonra arkasından da akşamı kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Vakit Geçip Gittikten Sonra İnsanlara Cemaatla Namaz Kıldıran Kimse Bâbı
598-)
Bize Ebû Nuaym ile Mûsâ ibn İsmâîl tahdîs edip şöyle dediler: Bize Hemmâm (ibn Yahya), Katâde'den; oda Enes'ten; o da Peygamber'den olmak üzere tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir namazı unutursa, onu hatırladığında kılsın. O namazın bundan başka keffâreti yoktur”. “Ve beni hatırlamak için namaz kıl”(Tâhâ: 14). ibn İsmâîl dedi ki: Hemmâm şöyle dedi: Ben Katâde'den işittim; o hadîsi rivayet etmesi zamanından sonra "Ekimi's-salâte liz-zikrâ = Hatırlamak için namaz kıl’ diyordu. Habbân şöyle dedi: Bize Hemmâm tahdîs etti. Bize Katâde tahdîs etti. Bize Enes, Peygamber'den bunun benzerini tahdîs etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Kim Bir Namazı Unutursa Onu Hatırladığı Zaman Hemen Kılsın. O, Bu Namazdan Başkasını Kaza Etmez Bâbı
600-)
Câbir(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Omer ibnu'l-Hattâb Hendek harbi günü Kureyş'in kâfirlerine sövmeye başladı ve: Yâ Rasülallah, ikindi namazını az kalsın güneş batmadan kılamayacaktım, dedi. Câbir dedi ki: Bunun akabinde Buthân vâdîsine indik. Rasûlüllah güneş battıktan sonra ikindiyi kıldırdı, sonra da akşam namazını kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Geçmiş Namazların Sıra İle Kaza Edilmeleri Bâbı
601-)
Bize Ebu'l-Minhâl tahdîs edip şöyle dedi: Ben, Bâbam Selâme ile Ebû Berze el-Eslemî(radıyallahü anh)'nin yanına gittim. Bâbam ona:Rasûlüllah’ın farz yazılmış olan namazları nasıl kıldırır olduğunu bize tahdîs et, dedi. O da şöyle dedi: Rasûlüllah öğleyi -ki siz onu "ûlâ" ismiyle çağırmaktasınız- güneş semânın ortasından batıya doğru kaydığı zaman kildırırdı. İkindiyi kıldırırdı. Namazdan sonra birimiz mescidden Medine'nin en uzak yerine gider, ailesine dönerdi de güneş henüz dipdiri bulunurdu.(Râvî Ebû'l-Minhâl şöyle dedi:) Ben Ebû Berze'nin akşam namazı hakkında söylediğini unuttum. Ebû Berze dedi ki: Rasûlüllah yatsı namazını geceye bırakmayı müstehâb görürdü. Ve yine Ebû Berze: Rasûlüllah yatsı namazından evvel uyumayı ve yatsıdan sonra da oturup konuşmayı kerih görürdü , dedi. Sabah namazından da birimiz yanında oturanı tanıyacak kadar aydınlık olduğu zaman ayrılırdı. Bu namazda altmıştan yüz âyete kadar okurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazından Sonra Uyumayıp Lakırdı Etmenin Mekruh Görülmesi Bâbı
602-)
Bize Kurratu'bnu Hâlid tahdîs edip şöyle dedi: Bir gün Hasen' Basrî'yi ders verecek diye bekledik. Bize gelmesi gecikti. Nihayet (mescidden ve dersten) kalkıp gideceği vakit yaklaşınca geldi de: Şu komşularımız bizi çağırdılar, dedi. Sonra Enes'ten şunu rivayet etti: Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir gece Peygamber'i hemen hemen gece yarısı oluncaya kadar bekledik. Sonunda geldi ve bize namaz kıldırdı. Sonra bize hutbe îrâd edip şöyle buyurdu: edin, şimdi insanlar namaz kılmış ve sonra uyumuşlardır. Siz ise namaz kılmayı beklediğiniz sürece namaz içindesiniz". Basrî: Her kavm hayrı gözetleyip bekledikleri müddetçe hayır içindedirler, dedi. Kurre: Hasen'in bu son sözü, Enes'in Peygamber'den rivayet ettiği kelâm cümlesindendir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazından Sonra İlim Ve Diğer Hayırlı İşler Hususunda Uyanık Kalıp Sohbet Etmek Bâbı
603-)
ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Abdullah ibn Omer'in oğlu Salim ile Ebû Hasme'nin oğlu Ebû Bekr tahdîs ettiler ki, Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: sonunda bir gece Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsı namazını kıldırdı. Selâm verdikten sonra ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: “İşte bu gecenizi gördünüz mü? Bundan sonra geçecek yüz senenin başında, bu gün yeryüzünde olanlardan hiçbir kimse kalmayacaktır". İnsanlar Rasûlüllah'ın bu kelâmında(yani onu anlamakta) yanılıp korktular da yüz sene hakkındaki şu ma'lûm dedikodulara (yani yüz sene sonra kıyâmet kopacaktır zann ve korkularına) daldılar. Halbuki Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu gün yeryüzünde olanlardan hiçbir kimse kalmayaçaktır" buyurmakla bu müddetin bu asırda yaşayanları mahvedeceğini haber vermek istemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Yatsı Namazından Sonra İlim Ve Diğer Hayırlı İşler Hususunda Uyanık Kalıp Sohbet Etmek Bâbı
604-)
Bize Ebû Usmân, Ebû Bekr'in oğlu Abdurrahmân'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ashâbu's-Suffa bir takım fakır insanlardı. Bir defa Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem):"Evinde iki kişilik yiyeceği olan, onlardan bir üçüncüsünü, dört kişilik yiyeceği olan bir beşincisini yahut altıncısını alıp birlikte götürsün" buyurdu. Ebû Bekr bunlardan üçünü eve getirdi. Peygamber de on kişiyi evine götürdü. Bizim ev halkı ben, Bâbam, anam, bir de bizim ev ile Ebû Bekr'in evinde müşterek hizmet eden hizmetçiden ibaretti. (Râvî Ebû Usmân:) Abdurrahmân, bir de benim zevcem dedi mi, demedi mi bilemiyorum, dedi. Yine Abdurrahmân şöyle dedi: Ebû Bekr, Peygamber'in evinde akşam yemeğini yedi, sonra yatsı namazı kılınıncaya kadar orada kaldı. Sonra evine dönüp (müsâfirlerin ağırlanmasını ailesine emrederek) Peygamber akşam yemeğini yiyinceye kadar kaldı. Müteakiben geceden Allah'ın dilediği kadar geçtikten sonra evine geldi. Karısı ona: Seni konukların yanında bulunmaktan alıkoyan nedir? dedi. O da: Onlara hâlâ yemek vermedin mi? dedi. O da: Sen gelmedikçe yemek yemiyeceklerini söylediler, yemek çıkardık; kabul etmediler, dedi. Abdurrahmân dedi ki: Ben gidip saklandım. Ebû Bekr bana: Hey câhil! diye bağırdı. Akabinde oradakilere: Buyurun, yiyiniz, dedi ve: Vallahi ben bu yemekten ebediyyen yemiyeceğim, diye de ilâve etti. Abdurrahmân dedi ki: Allah'a yemîn olsun biz yerken hiçbir lokmaya el uzatmadık ki, altından yemek daha ziyâde çoğalmış olmasın. Nihayet doydular, yemek de yenmezden evvelki mikdârından daha çok olarak duruyordu. Ebû Bekr yemeğe baktı, bir de gördü ki, olduğu gibi duruyor, yahut da daha çoğalmış. Karısına hitaben: Ey Firâs oğulları'nın kız kardeşi! Bu nedir? dedi. O da: Gözümün nuruna yemîn ederim ki, yemek şimdi evvelkinden üç kat daha çoktur, dedi. Bunun üzerine Ebû Bekr o yemekten yedi de, etmiş olduğu yemînini kasdederek: O olan söz şeytandandır, dedi. Sonra o yemekten bir lokma yedi, sonra o yemeği Peygamber'e götürdü. Yemek onun yanında sabaha kadar durdu. Bizimle bir kavm arasında bir ahd vardı. Müddet son bulmuştu. (Bunun için Medine'ye gelmişlerdi). İçlerinden oniki kişi ayırdık. Her biri ile beraber kaç kişi olduğunu Allah bilir; işte onların hepsi o yemekten yediler. ( Râvî Ebû Usmân rivayetini bitirdikten sonra:) Yâhud bu lâfızlara benzer lâfızlarla söyledi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Mevâkîti’s-salât
Konu: Misafirler Ve Aile Ferdleriyle Beraber Gecenin Bir Kısmında Uyanık Kalıp Sohbet Etmek Bâbı
605-)
Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ateş yakmayı ve çan çalmayı zikr ettiler, Yahûdîler'i ve Hristiyanlar'ı da zikrettiler(yani bunların onlara âit olduğunu düşündüler de onlardan vazgeçildi). Müteakiben Bilâl'e ezan lâfızlarını ikişer ikişer, ikaamet lâfızlarını da birer birer söylemesi emrolundu
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ezanın Başlaması Bâbı