Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
2008-)
İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ramazândan başka asla bir ayı kamilen oruç tutmadı. (Diğer aylarda) oruç tutardı; bir hâlde ki, O'nu gören: Hayır, vallahi Peygamber(bu ay) iftar etmiyor, der idi. Yine Peygamber bir ay içinde oruçsuz olurdu, ki O'nu gören: Hayır, vallâhî Peygamber(bu ay hiç) oruç tutmuyor, der idi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Nafile Orucu Tutması Ve Tutmaması Nevinden Zikrolunan Şeyler Bâbı
2009-)
Humeyd et-Tavîl, Enes ibn Mâlik'ten şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ay içinden (o kadar günlerde) oruç tutmaz idi ki, biz O'nu artık o ayın hiçbir gününde oruç tutmayacak sanırdık.(Halbuki sonra O geri kalan günlerde tamamen veya kısmen oruç tutardı.) Ve yine Rasulullah aydan (o kadar günlerde) oruç tutar idi ki, biz O'nu artık orucu bırakmayacak sanırdık. (Halbuki sonra O geri kalan günlerde orucu bırakırdı.) Ve yine sen Rasûlüllah'ı geceden bir kısmında namaz kılar görmek istemezsin ki, muhakkak O'nu o sırada namaz kılar görürsün. O'nu uyur görmek istemezsin meğer O'nu uyur görürsün. râvî Süleyman ibn Hayyân, Humeyd'den söyledi ki, Humeyd, Enes'ten Rasûlüllah'ın orucu hakkında suâl sormuştur. et-Tavîl dedi ki: Ben Enes'e Peygamber'in orucunun keyfiyyetinden sordum. Enes (radıyallahü anh) şöyle dedi: Ben Peygamber'i her aydan herhangi bir günde oruçlu görmek arzu edince, muhakkak O'nu oruçlu görürdüm. Onu oruçsuz görmek arzu edince de muhakkak O'nu oruçsuz görürdüm. Geceden herhangi bir kısmında namaz kılar görmek isteyince, muhakkak O'nu namaz kılar görürdüm. Uyur görmek isteyince de muhakkak uyur görürdüm. Ve ben Rasûlüllah'ın elinden daha yumuşak ne bir yüne, ne de bir ipeğe dokundum. Ve yine ben Rasûlüllah'ın güzel kokusundan daha güzel kokan ne bir misk, ne de bir anber kokladım.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Nafile Orucu Tutması Ve Tutmaması Nevinden Zikrolunan Şeyler Bâbı
2011-)
Abdullah ibnu Amr ibni’l-Âs (radıyallahü anh) tahdîs edip, Rasûlüllah yanıma girdi, dedikten sonra, bundan sonraki bâbda gelecek olan, yani içinde Rasûlüllah'ın: li-zevrike aleyke hakkan ve inne li-zevcike aleyke hakkan (= Muhakkak senin üzerinde konukların için bir hakk vardır ve yine muhakkak senin üzerinde eşin için bir hakk vardır) sözleri bulunan hadîsini zikretti. dedi ki: Rasûlüllah en nihayet bana Dâvûd orucu tutmayı tavsiye edince, ben: Dâvûd Peygamber'in orucu ne kadardır? diye sordum. Rasûlüllah: "Senenin yarısıdır" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Konuğun Kendisini Konuklayıp Ağırlayan Kimsenin Tutmakta Olduğu Nafile Orucundaki Hakkı Bâbı
2012-)
Abdullah ibnu Amr ibni’l-As (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle demiştir: aleyhi ve sellem) bana; "Yâ Abdellah! Senin gündüzleyin oruç tutar ve geceleyin de namaz kılar olduğun bana haber verilmedi mi?" buyurdu. de: Evet, yâ Rasûlallah, öyledir, dedim. Rasûlüllah: "Öyle yapma! Bâzı günler oruç tut, bâzı günler oruç tutma. Gecenin bir kısmında namaz kıl, bir kısmında yat uyu. inne li-cesedike aleyke hakkan inne li-aynike aleyke hakkan inne li-zevcike aleyke hakkan inne li-zevrike aleyke hakkan Çünkü muhakkak senin üzerinde şubedenin için bir hakk vardır, Ve muhakkak senin üzerinde gözlerin için bir hakk vardır, Ve muhakkak senin üzerinde eşin için bir hakk vardır, Ve muhakkak senin üzerinde ziyaretçilerin için de bir hakk vardır.) Ve muhakkak (bütün bu hakları edâ etmekle beraber) her ay üç gün oruç tutman sana kâfidir. Çünkü sana her bir haseneye mukaabil on misli sevâb muhakkak olduğuna göre, her ayın üç gün orucu, bütün sene orucu demektir" buyurdu. nefsim üzerinde ibâdette şiddet yaptıkça bana şiddetlendirildi. Ben: Yâ Rasûlallah! Ben bundan ziyâde ibâdet yapmak için kendimde kuvvet buluyorum! Dedim. "Öyleyse Allah'ın Peygamberi Dâvûd aleyhi's-selâmın orucu gibi oruç tut, ondan fazla tutma!" buyurdu. Allah'ın Peygamberi Dâvûd aleyhi's-selâmın orucu ne kadardır? Dedim. "Senenin yarısıdır" buyurdu. yaşlanıp da nefsinde eskisi gibi ibâdete kuvvet kalmayınca "Ah, keski ben Peygamber'in bahşettiği ruhsat ve kolaylığı kabul etmiş olaydım" der dururdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Nafile Oruç Tutmakta Bedenin Sağlığının Gözetilmesi, Merhamet Ve Şefkat Edilmesi Hakkı Bâbı
2013-)
Abdullah ibn Amr(radıyallahü anh) şöyle demiştir: ben yaşadığım müddetçe muhakkak gündüzleyin oruç tutacağım, geceleyin de muhakkak ibâdetle kaaim olacağım demekte olduğum haberi Rasûlüllah'a ulaştırılmış. Rasûlüllah bana bunu söyleyip söylemediğimi sordu. Ben de kendisine: Bâbam, anam sana feda olsun, ben bu sözleri söylemiş, böyle adamışımdır, dedim. üzerine Rasûlüllah: "Ama sen bu ağır ibâdeti yerine getirmeye muktedir olamazsın. Onun için sen bazen oruç tut, bazen tutma; bazen ibâdete kalk, bazen uyu. Sen (her) aydan üç gün oruç tut. Çünkü her hasene on misli ile mükâfatlanır. Bu da (fazilet ve ecir kazanma bakımından) bütün sene orucu gibidir" buyurdu. Ben bundan daha fazlasına kuvvet yetiririm, dedim. Rasûlüllah: "Öyleyse bir gün oruç tut, iki gün oruç tutma" buyurdu. Ben bundan daha fazlasına kuvvet yetiririm, dedim. bir gün oruç tut, bir gün tutma. İşte bu, Dâvûd Peygamber'in orucudur. Bu, orucun en fazîletlisidir" buyurdu. Ben bundan daha fazlasına kuvvet yetiririm, dedim. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bundan daha fazîletli oruç yoktur" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Dehr Yânı Bütün Sene Orucu Bâbı
2014-)
İbn Cureyc şöyle demiştir: Ben Atâ'dan işittim; ona da Mekkeli meşhur şâir Ebu'l-Abbâs es-Sâib haber vermiştir ki, kendisi Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'dan işitmiştir. Abdullah şöyle diyordu: Peygamber'e benim arka arkaya oruç tutar ve geceleyin namaz kılar olduğum haberi ulaşmış. Bundan ötürü ya bana haberci yolladı, yahut da ben kendisine kavuşunca bana: "Senin ara vermeden oruç tutar olduğun ve uyumayarak namaz kılar olduğun bana haber verilmedi mi? Oruç tut, iftar et, namaz kıl ve uyu! Çünkü senin üzerinde iki gözün için bir pay vardır. Ve çünkü senin üzerinde nefsin ve ehlin için de birer pay vardır" buyurdu. Ben bu ibâdet için elbette kuvvetliyimdir, dedi. "Öyleyse sen Dâvûd aleyhi's-selâm orucu tut" buyurdu. Dâvûd Peygamber'in orucu nasıldır? dedi. "Dâvûd bir gün oruç tutar, bir gün tutmaz idi. Ve o düşmanla karşılaştığı zaman kaçmazdı" buyurdu. Ey Allah'ın Peygamberi! Bu düşmandan kaçmamak hasletini bana kim te'mîn eder? dedi. bir ilâhî ihsandır" buyurdu.) Râvî Atâ ibn Ebî Rebâh şöyle dedi: Ben bu kıssada ebed orucunu nasıl zikrettiğini bilmiyorum, ancak ben râvînin şöyle dediğini ezberimde tutuyorum: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kerre: "Dâima oruç tutan kimse, oruç tutmamıştır" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Nafile Oruç Hususunda Ehlin Yani Çocukların, Eşin Ve Diğer Yakınların Hakkı Bâbı
2015-)
Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'dan: Peygamber (s.a.v): "Aydan üç gün oruç tut!" buyurdu. Abdullah: Ben bundan çoğuna takat getiririm, dedi ve devamla daha çoğuna takat getireceğini söyledi. Peygamber: "Bir gün oruç tut, bir gün oruçsuz ol" dedi ve "Kur'ân'ı da her bir ay içinde okuyup hatm eyle!" buyurdu. Ben daha çoğuna da takat getiririm, dedi ve böyle demekten ayrılmadı. Peygamber: "Kur'ân'ı üç gece içinde oku!" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Bir Gün Oruç Tutmak Ve Bir Gün İftar Etmek Bâbı
2016-)
Bize Habîb ibnu Ebî Sabit tahdîs edip şöyle dedi: Ben Ebu'l-Abbâs el-Mekkî'den işittim; o bir şâir idi ve hadîsi hususunda ittihâm edilmezdi. Dedi ki: Ben Abdullah ibn Amr ibni'l-Âs (radıyallahü anh)'tan işittim: Dedi Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bana hitaben: "Muhakkak ki sen her gün oruç tutuyor ve bütün gece ibâdetle kaaim oluyorsun" buyurdu. Evet öyle yapıyorum, dedim. "Sen böyle yaptığın zaman muhakkak bundan dolayı göz zayıflayıp göz çukuru içine çökecek, nefis de çok yorulacaktır. Her gün oruç tutan, oruç tutmamıştır. Her aydan "üç gün oruç tutmak, senenin tamâmını oruç tutmaktır" buyurdu. Ben bundan daha çoğuna takat getiririm, dedim. "Öyle ise Dâvûd aleyhi's-selâmın orucu gibi oruç tut. O bir gün oruç tutar, bir gün oruç tutmaz idi ve düşmanla kavuştuğu zaman da kaçmaz idi" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Davud Alehis-selamın Orucu Bâbı
2017-)
Ebû Kılâbe şöyle dedi: Bana Ebu'l-Melîh haber verip şöyle dedi: Ben Bâbam ile beraber Abdullah ibn Amr'ın yanına girdim. Abdullah bize şöyle tahdîs etti: Benim oruç tutuşum Rasûlüllah'a zikrolunmuş. Rasûlüllah bunu duyunca benim yanıma girdi. Ben hemen kendisi için lîf dolu deriden bir yastık koydum.Rasûlüllah yer üzerine oturdu. O yastık benimle O'nun arasında kaldı. Akabinde bana: "Sana her aydan üç gün oruç tutmak yetmiyor mu?"'buyurdu. Ben: yâ Rasûlallah! dedim. Rasûlüllah: " (Her aydan) beş gün tut" buyurdu.Ben: aydan beş gün de yetmez) yâ Rasûlallah! dedim. " (Her aydan)yedi gün tut!" buyurdu. Ben: aydan yedi gün oruç bana yetmez) yâ Rasûlallah! dedim. " (Her aydan) dokuz gün tut" buyurdu. Ben: Yâ Rasûlallah(bu da yetmez)! dedim. " (Her aydan)on bir gün oruç tut" buyurdu. Sonra Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "Dâvûd Peygamber'in orucunun üstünde oruç yoktur. O, senenin yarısını oruç tutmaktır. Bir gün oruç tut, bir gün iftar et" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Davud Alehis-selamın Orucu Bâbı
2019-)
Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten(şöyle demiştir): aleyhi ve sellem) -annem- Ümmü Süleym'in yanına girdi. Annem de O'na hurma ve yağ getirip ikram etti. Peygamber: "Yağınızı tulumuna, hurmanızı da kendi kabı içine geri koyunuz. Çünkü ben oruçluyum" buyurdu. evin kenarlarından bir tarafına doğru kalktı, durup farz olmayarak(iki rek'at nafile) namaz kıldı.(Peygamber ile biz de kıldık.) Peygamber Ümmü Süleym'e ve evinin halkına dua etti. Ümmü Süleym: Yâ Rasûlallah! Benim bir hâssacığım var (ona da duâ ediver), dedi. "Hâssacık nedir?" diye sordu. Süleym: Hizmetçin Enes'tir, dedi. dedi ki: Bunun üzerine Rasûlüllah âhiretin ve dünyânın hiçbir hayrını bırakmayarak bana duâ etti: mâlen ve veleden ve bârik lehu (=Ey Allahım! Enes'i çok mal ve çok evlâd ile rızıklandır ve kendisi için bu rızkı bereketli kıl)" dedi. İşte bu duâ bereketliyle ben malca Ensâr'ın en zenginlerindenim. yine Enes şöyle dedi: Kızım Umeyye bana söyledi ki Haccâc'ın Basra'ya geldiği(hicri 75 târihine) kadar sulbî evlâdımdan yüz yirmi bu kadar kişi gömülmüştür.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Bir Topluluğu Ziyaret Edip De Onların Yanında İftar Etmeyen Kimse Bâbı
2020-)
Bize İbnu Ebî Meryem tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yahya(ibn Eyyûb el-Gâfıkî el-Mısrî) haber verip şöyle dedi: Bana Humeyd et-Tavî tahdîs etti ki, kendisi Enes'ten; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işitmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Bir Topluluğu Ziyaret Edip De Onların Yanında İftar Etmeyen Kimse Bâbı
2021-)
İmrân ibnu Husayn (radıyallahü anh)'dan: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) İmrân'a sordu, yahut da başka bir kimseye sordu da İmrân işitiyordu. Peygamber: "Yâ Ebâ Fulânın! Bu ayın son günlerinde oruç tuttun mu?" diye sordu. râvîlerinden Ebu'n-Nu'mân: Ramazânı kastediyor dediğini sanıyorum demiştir. O adam: Hayır, yâ Rasûlallah! diye cevâb verdi. Rasûlüllah: (Ramazândan çıkıp) iftar ettiğinde iki gün oruç tut” buyurdu. Hadîsin sonuncu râvîsi olan es-Salt ibn Muhammed: "O ramazânı kasdediyor zannediyorum" fıkrasını söylemedi. Abdillah el-Buhârî dedi ki: Sabit, Mutarrıf tan; o da İmrân ibn Husayn'dan; o da Peygamber'den olan rivayetinde "Min sereri şa'bâne = Şa'bânın sonundan" (bedel) dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Ayın Sonunda Oruç Tutmak Bâbı
2022-)
Muhammed ibn Abbâd şöyle demiştir: Ben Câbir'e: aleyhi ve sellem) cuma günü orucundan nehyetti mi? diye sordum. Câbir: Evet nehyetti, dedi. Ebû Âsım'dan başka râvîler "Yalnız cumua günü oruç tutmaktan" fıkrasını ziyâde ettiler.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Cuma Günü Orucu Bâbı
2023-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim: "Sizden herhangi biriniz cum’adan bir gün evvel yahut bir gün sonra da oruç tutmadıkça sakın yalnız cum’a günü oruç tutmasın!" buyuruyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Cuma Günü Orucu Bâbı
2024-)
Ebü Eyyûb el-Ensârî'den; o da Peygamber'in zevcesi Cuveyriye bintu'l-Hâris el-Musta'lıkıyye (radıyallahü anh)'den: cuma günü Cuveyriye orüçlu.iken Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanına girdi de: "Dünkü gün oruç tuttun mu?" diye sordu. Cuveyriye: Hayır tutmadım, dedi. Rasûlüllah: "Yarın oruç tutmak istiyor musun?" dedi. Cuveyriye: Hayır, tutmayacağım, deyince Rasûlüllah: "Öyleyse orucunu boz" buyurmuştur. Hammâd ibnu’l-Ca'd, Katâde'den işittiğini söyledi. Katâde şöyle demiştir: Bana Ebû Eyyûb tahdîs etti ki, kendisine de Cuveyriye; Peygamber ona emretmiş, o da orucunu bozmuş olduğunu tahdîs etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Cuma Günü Orucu Bâbı
2026-)
Alkame şöyle demiştir: Ben Âişe (r.anha)'ye: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) günlerden bâzılarını herhangi bir şeye tahsis eder miydi? Diye sordum. Hayır, tahsis etmezdi. Onun ameli ve ibâdeti (bahar yağmuru gibi) aralıksız ve devamlı idi. Rasûlallah'ın edasına takat getirdiği hayır ve ibâdete hanginiz takat yetiştirir ki? Diye cevâb verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Bâb: İnsan Herhangi Bir İbâdeti Günlerden Birine Ayırıp Tahsis Eder Mi?
2027-)
Ümmü’l-Fadl bintu'l-Hâris (radıyallahü anh)'ten(şöyle demiştir): Bir takım insanlar Arafat'ta arefe günü Ümmü'l-Fadl’in yanında Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in oruçlu olup olmadığı hususunda şübhe ve ihtilâf ettiler. Bâzısı Peygamber oruçludur dedi, bâzısı da oruçlu değildir dediler. Bunun üzerine Ümmü'l-Fadl, Peygamber'e bir kadeh süt yolladı. Peygamber de devesi üzerinde vakfe yapmakta iken o sütü içti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Arefe Günü Orucu Bâbı
2028-)
Mü'minlerin annesi Meymûne bintu'l-Hâris el-Hilâliyye (radıyallahü anh)'den: günü Arafat'ta insanlar Peygamber'in orucu hususunda şüpheye düştüler. Peygamber vakfe yerinde vakfe yaparken Meymûne O'na bir kap süt yolladı da insanlar bakıp dururlarken Peygamber o sütü içti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Arefe Günü Orucu Bâbı
2029-)
İbnu Ezher oğlunun himayesinde bulunan Ebû Ubeyd şöyle dedi; Ben Omer ibnu'l-Hattâb'ın beraberinde bayram (namâzın)da hâzır bulundum. Omer hutbede: İşte bu iki bayram günleri; Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bu bayram günlerinde oruç tutmaktan nehyetti: Biri oruçtan çıktığınız ramazân bayramınızın günü oruç tutmanızdan nehyetti, diğer gün ise; onda kurbânlarınızdan yersiniz
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Ramazân Bayramı Gününde Oruç Tutmanın Hükmü Bâbı
2030-)
Ebû Saîd(radıyallahü anh) şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iftar bayramı günü ile kurbân bayramı günü oruç tutmaktan; elleri, ayakları sımsıkı bağlayacak ve hareketten alıkoyacak biçimde elbiseye bürünmekten; insanın bir tek bez içinde ilyeleri üzerine oturup bacaklarını dikip hey'et üzere sarınmaktan,
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Ramazân Bayramı Gününde Oruç Tutmanın Hükmü Bâbı
2031-)
ve bir de sabah ve ikindi namazlarından sonra namaz kılmaktan nehyetti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Ramazân Bayramı Gününde Oruç Tutmanın Hükmü Bâbı
2032-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh): İki oruçtan ve iki alış-verişten nehyolundu: Oruçtan çıkma ve kurbân kesme günleri orucundan, mulâbese ve munâbeze (el değdirme ve birbiri üzerine atma) suretiyle pazarlık ve alış-verişten, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Kurban Bayramının Birinci Gününde Oruç Tutmanın Hükmü Bâbı
2033-)
Ziyâd ibn Cubeyr şöyle dedi: Bir adam İbn Omer'e geldi de bir zâtın bir gün oruç tutmayı adadığını söyledi ve zannediyorum ki o pazartesi gününü söyledi. Ve bu adanan pazartesi günü de bir bayram gününe tesadüf etti, dedi. Bunun üzerine İbn Omer (radıyallahü anh): Allah adağın yerine getirilmesini emretti; Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) de bu bayram gününde oruç tutmaktan nehyetti, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Kurban Bayramının Birinci Gününde Oruç Tutmanın Hükmü Bâbı
2034-)
Bize Haccâc ibnu Minhâl tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şu'be tahdîs edip şöyle dedi: Bize Abdulmelik ibn Umeyr tahdîs edip şöyle dedi: Ben Kazaa ibn Yahya'dan işittim. Bu Kazaa şöyle dedi: Ben Ebû Saîd el-Hudrî'den işittim. O, Peygamber'in beraberinde on iki gazveye iştirak etmiş idi. Ebû Saîd: Ben Peygamber'den dört şey işittim, dedi ki, bu dört şey beni hayrete düşürüp sevindirmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: eşi veya mahrem sahibi bulunmadıkça bir kadın iki günlük mesafeye yolculuk etmez. bayramının ilk günü ile kurbân bayramının dört gününden ibaret olan ramazân ve kurbân bayramı günlerinde oruç tutulmaz. namazından sonra güneş doğup yükselinceye kadar ve ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılınmaz. kılmak için şu üç mescidden başka hiçbir mescide semerler bağlanmaz, yânı sefer edilmez: Mescidu'l-Harâm, Mescidu'l-Aksâ ve benim şu mescidim".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Kurban Bayramının Birinci Gününde Oruç Tutmanın Hükmü Bâbı
2035-)
Ebû Âbdillah el-Buhârî şöyle dedi: Ve bana Muhammed ibnu'l-Müsennâ şöyle dedi: Bize Yahya(ibn Saîd el-Kattân), Hişâm'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bana Bâbam Urvetu'bnu'z- Zubeyr haber verip şöyle dedi: Âişe(r. anha), Minâ günlerinde oruç tutar idi. Bâbası Ebû Bekr de bu Minâ günleri oruç tutardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Teşrîk Günlerinde Oruç Tutma Nın Hükmü Bâbı
2036-)
Muhammed ibn Müslim ibn Şihâb ez-Zuhrî, Urve ibnu'z-Zubeyr'den; o da Âişe'den; ve yine ez-Zuhrî, Sâlim'den; o da Bâbası Ibnu Omer'den rivayet etti ki, Âişe ve İbnu Omer(radıyallahü anh) her ikisi de: Ka'be'ye hediye edecek kurbân bulamayan hacılardan başkaları için teşrik günlerinde oruç tutmağa ruhsat verilmedi, demişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Teşrîk Günlerinde Oruç Tutma Nın Hükmü Bâbı
2037-)
Bize Abdullah ibn Yûsuf tahdîs edip şöyle dedi: Bize İmâm Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Abdullah ibn Omer'in oğlu Sâlim'den; o da Bâbası İbn Omer'den haber verdi. İbn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Üç gündeki oruç, hacca kadar umre ile temettü' edip de arefe gününe ulaşan kimseler içindir. Eğer böylesi bir kurbân bulamaz ve arefe günü girinceye kadar oruç tutmamış ise, Minâ günlerinde oruç tutar.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Teşrîk Günlerinde Oruç Tutma Nın Hükmü Bâbı
2038-)
İmâm Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Urve'den; o da Âişe'den bu İbn Omer hadîsi gibi rivayet etti. İbrâhîm ibn Sa'd, bu hadîsi İbn Şihâb'dan rivayet etmekte İmâm Mâlik'e mutâbaat etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Teşrîk Günlerinde Oruç Tutma Nın Hükmü Bâbı
2039-)
Bize EbûÂsim,Omer ibnu Muhammed'den; o da Sâlim'-den; o da Bâbası İbn Omer'den tahdîs etti. İbn Omer(radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Âşûrâ günü, insan isterse oruç tutar" buyurdu demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2040-)
ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Urve ibnu'z-Zubeyr haber verdi ki, Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) âşûrâ günü orucunun tutulmasını emretmiş idi. Ramazân orucu farz kılınınca isteyen âşûrâ orucunu tuttu, isteyen tutmadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2041-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Câhiliyet devrinde Kureyş âşûrâ günü oruç tutar idi. (Hicretten evvel)Rasûlüllah da âşûrâ orucu tutardı. Medine'ye geldiği zaman da (mu'tâdı üzere) bu orucu tuttu ve sahâbîlerine de bu orucu tutmalarını emretti.(İkinci sene) ramazân orucu farz kılınınca âşûrâ günü orucunu terk etti. Artık isteyen bu orucu tuttu, dileyen de onu terk etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2042-)
Humeyd ibnu Abdirrahmân, Ebû Sufyân'ın oğlu Muâviye'den işitti ki, Muâviye (radıyallahü anh) hacc ettiği (44. hicret) yılında âşûrâ günü Peygamberin minberi üzerinde yaptığı hutbede şöyle diyordu: Ey Medine ahâlîsi! Âlimleriniz nerede?(Biliniz ki) ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan şöyle buyururken işittim: "Bu gün âşûrâ günüdür., Âşûrâ günü oruç tutmak sizlere farz kılınmamıştır. Halbuki ben oruçluyum. Dileyen oruç tutsun; dileyen de iftar etsin".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2043-)
İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)şöyle demiştir:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye geldiğinde Yahûdîler'in âşûrâ günü oruç tuttuklarını gördü de: "Bu ne orucudur? diye sordu. Yahudiler: Bu gün iyi bir gündür. Bu gün Allah'ın İsrâîl oğulları'nı düşmanlarından kurtardığı bir gündür. Mûsâ Peygamber(bu ilâhî lûtfa şükr olarak) bu gün oruç tutmuştur, dediler. "Biz Musa'ya sizden daha ziyâde haklıyızdır" buyurdu da (Mekke'deki gibi) o günü oruç tuttu ve sahâbîlerine bu orucu tutmalarını emreyledi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2044-)
Ebû Mûsâ (el-Eş'ârî-radıyallahü anh) şöyle demiştir: Yahudiler bu aşure gününü bir bayram saymakta idiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sahâbîlerine: "Bu gün sizler de oruç tutunuz!" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2045-)
İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'i başkası üzerine üstün tuttuğu bir günde oruç tutmaya samîmi kasd ve azmeder görmedim; ancak şu aşure günü ve bir de şu ramazân ayı müstesna.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2046-)
Selemetu'bnu’l-Ekva' (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Eslem kabilesinden (Hind ibnu Esma isminde) bir adama, insanlar içinde şunu i'lân et diye emretti: "Her kim yemek yediyse günün geri kalanında yemekten kendini tutsun! Yememiş olan kimse ise oruç tutsun. Çünkü bu gün âşûrâ günüdür".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-savm
Konu: Âşûrâ Günü Orucu Nun Hükmü Bâbı
2047-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim, ramazân için şöyle buyuruyordu: " (Hakk olduğuna kalbden) İnanarak ve (ahiret sevâbını) umarak ramazân ibadetini yerine getiren kimsenin geçmiş günâhları mağfiret olunur". Bize Abdullah ibnu Yûsuf tahdîs edip şöyle dedi: Bize Mâlik, ibn Şihâb'dan; o da Humeyd ibnu Abdirrahman'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den haber verdi ki, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem):“ İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak ramazanda ibadetle kaim olan kimsenin geçmiş günahları mağfiret olunur” buyurmuştur. Şihâb şöyle dedi: Ramazân gecelerindeki namaz işi bu hâl üzere iken (yani kılan yalnız başına kılarken) Rasûlüllah vefat etti. Sonra bu iş, Ebû Bekr'in halifeliği zamanında ve Omer'in halifeliğinin başında da Peygamber devrinde olduğu gibi isteyenin cemâatsız olarak yalnız başına kılması suretiyle kılınır oldu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Salâti't-terâvih
Konu: Ramazân Gecelerinde İbâdetle Kaaim Olan Kimselerin Fazileti Bâbı
2049-)
Ve yine Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Urve ibnu'z-Zubeyr'den; O da Abdurrahmân ibn Abdin el-Kaarî(80)'den rivayet etti. Bu Abdurrahman şöyle demiştir: Bir ramazân gecesi Omer ibnu'l-Hattâb (radıyallahü anh)'ın beraberinde mescide çıktım. Bir de baktık ki, insanlar yalnız ve dağınık topluluklar hâlinde terâvîh namazı kılmaktalar. Kimisi kendi başına yalnızca namaz kılıyor, kimisi de namaz kılıyor ve bunun namazına bir kısım insanlar uyup namaz kılıyordu. Ben zannediyorum ki, bu dağınık olarak namaz kılan insanları bir tek okuyucu imâmın arkasında toplarsam daha faziletli olacak, dedi. Sonra buna kat'î olarak karar verdi. Ve akabinde(ertesi günü, hicretin14. senesi içinde) o insanları Ubeyy ibn Ka'b'ın (terâvîh imamlığı) arkasında topladı (Böylece terâvîh namazı cemâatle kılınmağa başlandı). Sonra diğer bir gece yine Omer'in beraberinde mescide çıktım. İnsanlar okuyucu imamlarının namazına uyup namaz kılıyorlardı. Omer bu manzarayı görünce: "Ni'me'l-bid'atu hâzihi(Şu terâvâhin böyle cemâatle kılınması ne güzel âdet oldu)" diye sevincini belirtti ve: "Fakat bu namazlarını gecenin sonuna bırakıp da bu namazdan sonra uyuyanlar, şimdi namaz kılanlardan daha faziletlidirler" sözünü de ilâve etti. Omer, terâvîhi gecenin sonunda kılmayı kasdediyor. İnsanlar ise terâvîhi gecenin evvelinde kılmakta idiler. zevcesi Âişe(r. anha): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin mesciddeki hücresinde iki yahut üç gün namaz kıldı; insanlar da O'nun namazına uyup cemâatle namaz kıldılar... İşte Rasûlüllah'ın bu şekilde cemâatle namaz kıldırması hâdisesi, ramazân içinde vâki' oldu, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Salâti't-terâvih
Konu: Ramazân Gecelerinde İbâdetle Kaaim Olan Kimselerin Fazileti Bâbı
2051-)
Âişe(r.anha) yeğeni Urve'ye şöyle haber vermiştir:Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece, gecenin ortasında çıktı da mescidde namaz kıldı. Bir takım insanlar da O'nun namazına uyup beraberinde namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar geceleyin Peygamber'in mescidde namaz kıldırdığını konuştular. Bu haber yayılınca ertesi gece, birinci gecekilerden daha çok insan toplandı ve Peygamber'in beraberinde namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar bunu yine aralarında konuşup yaydılar. Üçüncü gecede mescid halkı iyice çok oldu. Rasûlüllah yine çıkıp namaz kıldı; insanlar da O'nun namazına uyup namaz kıldılar. Dördüncü gece olunca mescid, toplanan insanları almaktan âciz oldu. o gece namaza çıkmadı.) Nihayet sabah namazım kıldırmak için çıktı. Sabah namazını kıldırınca yüzünü cemâate karşı yöneltti ve hutbe başlangıcı olarak şehâdet kelimelerini söyledi, sonra "Amma ba'du" hitâb faslı ile başladığı hutbesinde bu gece namazına çıkmamasının gerekçesini şöyle açıkladı: "Şu muhakkak ki, sizin mescidde toplanmanız bana gizli olmamıştır. Şu kadar ki gece namazı üzerinize farz kılınır da sonra onun edasından âciz kalırsınız diye korktum" buyurdu. Nihayet Rasûlüllah vefat etti. Ramazân namazı işi, evlerde kılınmak üzere devam edip durdu, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Salâti't-terâvih
Konu: Ramazân Gecelerinde İbâdetle Kaaim Olan Kimselerin Fazileti Bâbı
2052-)
Bize İsmâîl ibn Ebî Uveys tahdîs edip şöyle dedi: Bana İmâm Mâlik, Saîd el-Makbûrî'den; o da Ebû Seleme ibn Abdirrahmân'dan tahdîs etti ki, bu Ebû Seleme, Âişe (r.anha)'ye: Rasûlüllah'ın ramazândaki gece namazı(kemmiyet ve keyfiyetçe) nasıl idi? diye sordu. de şöyle dedi: Rasûlüllah ne ramazânda, ne de ramazânın gayrı gecelerde on bir rek'at üzerine ziyâde eder değildi. Rasûlüllah evvelâ dört rek'at kılardı. Artık o rek'atların güzelliğinden ve uzunluğundan sorma! Sonra dört rek'at daha kılardı. Bunların da güzelliğinden ve uzunluğundan sorma! Sonra üç rek'at kılardı. Ben: Yâ Rasûlallah! Vitr namazını kılmadan önce uyur musun? Diye sordum. Rasûlüllah: "Yâ Âişe! Benim iki gözüm uyur, fakat kalbim uyumaz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Salâti't-terâvih
Konu: Ramazân Gecelerinde İbâdetle Kaaim Olan Kimselerin Fazileti Bâbı
2053-)
Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs edip şöyle dedi: Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip: Bu hadîsi biz ezberledik, dedi. Alî ibnu Abdillah: Sufyân bu hadîsi ancak Zuhrî'den ezberlemiştir, dedi. O da Ebû Seleme'den; O da Ebû Hureyre(radıyallahü anh)'den; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim ramazân orucunu îmânı sebebiyle ve ecrini yalnız Allah'tan umarak tutarsa geçmiş günâhları mağfiret olunur. Ve yine her kim îmânından dolayı ve ecrini yalnız Allah'tan umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirirse geçmiş günâhları mağfiret edilir". hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Süleyman ibnu Kesîr el-Abdî, Sufyân ibnu Uyeyne'ye mutâbaat etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Fazileti Ve Yüce Allahın Şu Kavlinin Beyânı Bâbı
2054-)
İbn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamberin sahâbîlerinden bâzı kimselere Kadir gecesi ru'yâda ramazânın son yedi gecesi içinde gösterildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da sahâbîlerine: "Ben sizin ru'yâlarınızın ramazânın son yedi gecesi içinde birbirine uygun düşmüş olduğunu görüyorum. Artık kim Kadir gecesini aramaya çalışacaksa, onu ramazânın son yedi gecesi içinde arasın" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son Yedisi İçinde Aranması Bâbı
2055-)
Ebû Seleme şöyle dedi: Ben Ebû Saîd'e sordum. O benim çok sâdık bir dostum idi. Ebû Saîd şöyle dedi: Biz Peygamber'in beraberinde ramazânın ortasındaki on gün içinde i'tikâfa girmiştik. Rasûlüllah yirminci günün sabahı (i'tikâf yerinden) çıktı da bize bir hutbe yaptı ve bunda şöyle buyurdu: Kadir gecesi (ne âid alâmetler) gösterildi. Sonra o bana unutturuldu -yahut: Ben onû unuttum.- Sizler Kadir gecesini ramazânın son on günündeki tek sayılı gecelerde arayınız. Çünkü ben(ru'yâmda) kendimi su ve balçık çamuru içinde secde ediyor gördüm. Her kim Allah Elçisi'nin beraberinde i'tikâf ediyorsa, şimdi i'tikâf yerine dönsün!" hutbe üzerine biz i'tikâf yerimize döndük. Ve bizler gökte bir bulut parçası görmüyorduk. Derken bir bulut geldi ve (yirmi birinci gece şiddetli bir) yağmur yağdı. Hattâ mescidin tavanı (Peygamber'in secde yerine) aktı. Mescidin tavanı hurma çubuklarından idi. Sabah namazı kılındı. Ben Rasûlüllah'ı su ve çamur içinde secde ediyor gördüm. Hattâ namazdan çıktığında Rasûlüllah'ın alnında çamur izini gördüm.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son Yedisi İçinde Aranması Bâbı
2056-)
Âişe (r.anha)'den(şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizler Kadir gecesini ramazânın son on günündeki tek gecelerde arayınız!” buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı
2057-)
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) ramazânda, ayın ortasındaki on günde i'tikâf eder idi. Geçen yirminci gecenin akşamı olup da yirmi birinci günü karşılayacağı zaman evine dönerdi. Beraberinde i'tikâf etmiş olanlar da evlerine dönerlerdi. Rasûlüllah i'tikâf ettiği bir ramazân ayında, kendisinde evine dönmek âdetinde olduğu gece i'tikâf yerinde ikaamet etti ve insanlara bir hutbe yaptı da, bu hutbede, insanlara Allah'ın dilediği şeyleri emretti. Sonra şöyle buyurdu: şu ayın ortasındaki on günde i'tikâf ederdim. Sonra bana şu gelecek son on gün içinde i'tikâf etmekliğim fikri zahir oldu. Şimdi kim benim beraberimde i'tikâf ediyorsa i'tikâf ettiği yerde sabit olsun. Bu Kadir gecesi bana gösterilmişken sonra o bana unutturulmuştur. Artık siz onu son on içinde arayınız. Ve yine siz onu bu on içindeki her tek gecede arayınız. Ben (ru'yâda) kendimi bir su ve bir çamur içinde secde eder gördüm". bu gece içinde gök boşandı, şiddetli yağmur yağdı. Mescidde Peygamber'in secde yerine su aktı. İşte bu yirmi birinci gecede gözüm gördü. Ben Peygamber sabah namazından döndüğünde kendisine baktım. Peygamber'in yüzü çamur ve su ile dolmuş hâldeydi
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı
2058-)
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) ramazânın son on günleri içinde i'tikâf eder ve "Kadir gecesini ramazânın son on gecesi içinde arayınız" buyururdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı
2059-)
İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Siz Kadir gecesini ramazânın son onu içinde arayınız. Kadir gecesi ya ramazândan kalan dokuzuncu gecede, yahut kalan yedinci gecede, yahut kalan beşinci gecededir".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı
2060-)
Ebû Mıclez ve İkrime'den gelen rivayette İbn Abbâs(radıyallahü anhüma)şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "O Kadir gecesi ya ramazânın son on günü içinde geçecek dokuzdadır yahut kalan yedi içindedir" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı
2061-)
… Bu hadîsi Eyûb es-Sahtıyânî'den ve Hâlid el-Hazzâ'dan; onlar İkrime'den; O da İbn Abbâs'tan "Kadir gecesini ramazânın yirmi dördüncü gecesinde arayınız"lâfzıyle rivayet etmesinde Abdulvahhâb da Vuheyb'e mutâbaat etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı
2062-)
Bize Muhammed ibnu'l-Musennâ tahdîs edip şöyle dedi. Bize Hâlid ibnu’l-Hâris tahdîs edip şöyle dedi: Bize Humeyd (et-Tavîl) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) tahdîs etti ki, Ubâde ibnu's-Sâmit(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesini bizlere haber vermek üzere(hücresinden) çıktı. Derken müslümânlardan iki kişi kavga ettiler. Bunun akabinde Peygamber: "Ben sizlere Kadir gecesini haber vermek üzere çıkmıştım. Fulan ile fulan kimseler birbirleriyle kavga ettiler de (Kadir gecesinin tayinine âid olan bilgi kalbimden)kaldırıldı. Belki de sizler için bu daha hayırlıdır. Artık sizler Kadir gecesini (yirmiden sonraki) dokuzuncu veya yedinci veya beşinci gecelerde arayınız" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kadir Gecesinin Fazileti…
Konu: İnsanların Kavga Etmeleri Sebebiyle Kadir Gecesinin Tayîni Bilgisinin Kaldırılması Babı