Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
181-)
Usâme ibn Zeyd(radıyallahü anh)'den (o şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) Arafat'tan hareket ettiği zaman dağ arasındaki yola yöneldi ve hacetini yerine getirdi. Usâmetu'bnu Zeyd dedi ki: Müteakiben ben Rasûlüllah'ın üzerine su dökmeğe, o da abdest almağa başladı. Ben: Yâ Rasûlallah, namaz mı kılacaksın? dedim. "Namaz" kılınacak yer önünde(yâni ileride)buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kişinin Kendi Arkadaşına Yardım Ederek Abdest Aldırması Bâbı
182-)
Urve, Mugîretu'bnu Şu'be'den tahdîs ediyordu. Mugîre, bir seferde Rasûlüllah'ın maiyyetinde bulunmuş. Rasûlüllah bir hacetini yerine getirmek için gitmiş. Müteakiben abdest alırken suyunu Mugîre dökmeğe başlamış. İşte bu abdestte Peygamber, yüzünü ve ellerini yıkamış, başına ve mestleri üzerine mesh etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kişinin Kendi Arkadaşına Yardım Ederek Abdest Aldırması Bâbı
183-)
Abdullah İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle haber vermiştir: Kendisi bir gece Peygamber'in zevcesi Meymûne'nin yanında kalmıştır. Bu Meymûne, İbn Abbâs'ın teyzesidir. İbn Abbâs dedi ki: Ben yastığın enine yattım, Rasûlüllah ile ehli de yastığın uzunluğuna başlarını koyarak uzandılar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyudu. Nihayet gece yarıyı bulduğunda yahut biraz evvelce yahut biraz sonraca uyandı. Oturup eliyle yüzünden uykuyu silmeğe başladı. Ondan sonra Âl-i İmrân sûresinin son on âyetlerini okudu. Sonra kalkıp asılı duran küçük bir kırbaya uzandı. Ondan güzel bir abdest aldı. Sonra namaza durdu. İbn Abbâs dedi ki: Ben de kalktım ve O'nun yaptığı gibi yaptım. Sonra gittim ve yanı başına durdum. Sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımı tutup büktü. Sonra iki rek'at, yine iki rek'at, yine iki rek'at, yine iki rek'at, yine iki rek'at, yine iki rek'at kılıp, ondan sonra tek rek'at kıldı. Sonra müezzin gelinceye kadar yine yattı. Sonra kalktı ve hafîf iki rek'at daha kıldı. Sonra çıkıp sabah namazını kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Abdestsiz İken Kurân Okumak Ve Başka İşler Yapmak Bâbı
184-)
Esma(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Güneş tutulduğu zaman Peygamber'in zevcesi Âişe'ye geldim. Bir de baktım ki, insanlar hep dikilmiş namaz kılıyorlar. Baktım Âişe de kalkmış namaz kılmakta. İnsanlara ne oluyor? dedim. Âişe eliyle göğe doğru işaret edip Subhânallah dedi. Ben: Bu bir alâmet mi? diye sordum. Âişe başıyle evet diye işaret etti. Bunun üzerine ben de kalkıp namaza durdum. Nihayet (kıyamın uzunluğundan) üzerime baygınlık geldi. Başımın üstüne su dökmeğe başladım. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazdan ayrılınca Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Cennet ve cehenneme kadar (evvelce) görmemiş olduğum hiçbir şey kalmadı ki, bu makaamımda onu görmüş olmayayım. Ve yemîn olsun bana vahyolundu ki, sizler kabirlerde Deccâl imtihanına benzer yahut ona yakın bir imtihana çekileceksiniz -Râvî: Esmâ'nın bu, benzer yahut yakın tâ'bîrlerinden hangisini söylediğini bilemiyorum, dedi- Birinize gelinecek de: Bu adam(yani Muhammed) hakkındaki ilmin redir? Denilecek. Mü'min yahut yakîn sahibi olan kimse -Râvî: Esma, bu iki sözün hangisini söyledi bilmiyorum, dedi- 'O Allah'ın elçisi Muhammed'dir, bize beyyinelerle hidâyet getirdi. Biz de icabet ettik ve O'na uyduk' diyecektir. Bunun üzerine ona: Sen iyi hâlde yat uyu. Biz kat’i olarak bildik ki sen O'na iyice inanmışsın, denilecektir. Münafık yahut kalbinde şüphesi olan kimseye gelince -Râvî: Esma bunların hangisini söyledi bilmiyorum, dedi- o: Ben bilmiyorum. İnsanlardan işittim, bir şey söylüyorlardı, onu ben de söyledim, diyecektir".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Hafif Olanından Değil De Ağırlık Verici Bayılmadan Dolayı Abdest Almayı Vacib Gören Kimse Bâbı
185-)
Bize Mâlik, Amr ibn Yahya el-Mâzinî'den; o da Babasından şöyle haber verdi ki: Bir adam Abdullah ibn Zeyd'e -ki bu Amr ibn Yahya'nın dedesidir-: RasûIullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın nasıl abdest aldığını bana gösterebilir misin? diye sormuş. Abdullah ibn Zeyd de: Evet, demiş. Bunun üzerine su istemiştir. Râvî dedi ki: Ellerine su döktükten sonra iki kerre yıkadı. Sonra üç defa ağzını çalkalayıp, burnunu temizledi. Sonra yüzünü üç defa yıkadı. Sonra ellerini dirseklere kadar ikişer defa yıkadı. Sonra iki eliyle bütün başını meshedip her iki elini ileri geri götürdü. Ve başının ön tarafından başlayıp ellerini arkasına götürdü. Oradan da başladığı yere getirdi. Ondan sonra ayaklarını yıkadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Başın Hepsini Mesh Etme Bâbı
187-)
Bize Hakem(ibn Uteybe) tahdîs edip şöyle dedi: Ben Ebû Cuhayfe (74)'den işittim, şöyle diyordu: (sallallahü aleyhi ve sellem-bir seferde) Öğlenin sıcak zamanında yanımıza çıktı. Kendisine abdest alacak su getirildi, abdest aldı. İnsanlar abdest suyunun artanını alıp (teberrüken) vücûdlarına sürmeğe başladılar. Peygamber, önünde bir harbe olduğu hâlde öğleyi ve ikindiyi ikişer rek'at kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: İnsanlarca Kabda Kalan Abdest Suyu Fazlasının Kullanılması Bâbı
188-)
Ebû Mûsâ(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem-bir defa) içinde su bulunan bir kab istedi. Ellerini, yüzünü kabın içinde yıkadıktan sonra, içine su püskürdü. Sonra onlara: "Bu sudan içiniz ve yüzlerinize göğüslerinize dökünüz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: İnsanlarca Kabda Kalan Abdest Suyu Fazlasının Kullanılması Bâbı
189-)
İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Mahmûd ibnu'r-Rabî' haber verdi -ki o çocuk iken kendi kuyularından Rasülullah'ın onun yüzüne su püskürmüş olduğu kimsedir. Ve Urve(ibn Zubeyr), Mısver'den ve gayrisinden(yânı Mervân ibn Hakem'den) söyledi; Misver ve Mervân'dan her biri arkadaşının hadîsini tahdîs ediyordu- şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldığı zaman sahâbîler onun abdest suyu üzerinde döğüşmeye yaklaşıyorlardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: İnsanlarca Kabda Kalan Abdest Suyu Fazlasının Kullanılması Bâbı
190-)
Ca'd şöyle demiştir: Ben Sâib ibn Yezîd (91)'den işittim, şöyle diyordu: Teyzem beni Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına götürdü de: Yâ Rasûlallah! Benim kız kardeşimin bu oğlu ayağından rahatsızdır, dedi. Rasûlüllah başımı eliyle sıvazladı ve bana bereket duası etti. Sonra abdest aldı. Ben onun abdest suyundan içtim. Sonra sırtının arkasında dikeldim ve iki omuzu arasında gerdek çadırının büyük düğmeleri -yahut keklik yumurtası- gibi Peygamberlik mührünü gördüm.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
191-)
Bize Amr ibn Yahya, Babası Yahya ibn Umâre'den; o da Abdullah ibn Zeyd'den tahdîs etti. Abdullah ibn Zeyd kabdan eline su döküp ellerini yıkadı. Sonra bir avuç sudan ağzını yıkadı yahut çalkaladı ve burnuna su verdi. Böyle ağız ve burun yıkamayı üç defa yaptı. Akabinde üç defa yüzünü yıkadı. Ondan sonra dirseklere kadar ikişer defa ellerini yıkadı, başının önünü ve arkasını (bir defa) meshetti, topuklarına kadar ayaklarını yıkadı. Bundan sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın abdest alışı işte böyledir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bir Avuç Sudan Ağzını Çalkalayıp Burnuna Da Su Veren Kimse Bâbı
192-)
Bize Amr ibn Yahya, Babasından tahdîs etti. Babası şöyle demiştir: Ben Amr ibn Ebî Hasen'e şâhid oldum, o Abdullah ibn Zeyd'e Peygamber'in abdest alışını sordu. Bunun üzerine Abdullah ibn Zeyd bir kab su istedi ve onlar için abdest aldı. Şöyle ki: Kabı elinin üzerine meylettirip, ellerini üç defa yıkadı. Sonra elini kabın içine sokup (su alarak) üç avuç ile üç defa ağzını çalkaladı, burnuna su verip çıkardı. Sonra elini kabın içine sokup (su alarak) üç kerre yüzünü yıkadı. Sonra yine elini kabın içine sokup dirseklere kadar ikişer defa ellerini yıkadı. Sonra elini yine kabın içine sokup başını meshedip ellerini ileri geri götürdü. Sonra elini yine kabın içine sokup ayaklarını yıkadı. keza bize Mûsâ (ibn Ismâîl) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Vuheyb tahdîs etti... (isnadın bundan sonrası tamamen geçen isnâd gibidir. Bu hadîsin metninde başı mesh cümlesi şöyledir): Sonra başını bir kerre meshetti, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Başın Bir Kerre Meshedilmesi Bâbı
193-)
Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında(hicâb âyeti inmeden) erkeklerle kadınlar birlikte -bir kab içinden- abdest alırlardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kişinin Kendi Karısı İle Beraber Abdest Alması Ve Kadının Abdest Suyu Fazlası Bâbı
194-)
Muhammed ibnu'l-Munkedir şöyle demiştir: Ben Câbir’den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana hasta ziyaretine geldi.Ben ise kendimi bilmeyecek kadar hasta idim. Rasûlüllah abdest aldı ve abdest suyundan üzerime döktü. Ben kendime geldim ve: Yâ Rasûlallah! Mîrâsım kime kalacak? Benim mîrâsçılarım ancak Kelâle (yânı usûl ve furû'dan olmayan kimseler)dir, dedim. Bunun üzerine mîrâs payları âyeti nazil oldu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Peygamberin Kendi Abdest Suyundan, Bayılan Kimse Üzerine Dökmesi Bâbı
195-)
Bize Humeyd (143), Enes(radıyallahü anh)'ten tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bir defa namaz vakti geldi. Evi yakın olanlar kalkıp ailesinin yanına(abdest almağa) gittiler. Bir topluluk da kaldı.Rasûlüllah'a içinde su bulunan taştan yapılmış bir tekne getirildi. Tekne ise içinde avucunu açamayacak kadar küçük idi. Orada kalanların hepsi o tekneden abdest aldılar. (Râvî dedi ki:) Biz Enes'e: Siz kaç kişi idiniz? diye sorduk. Enes: Seksen ve daha ziyâde idik, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Teknede, Çanakta, Ağaçtan Ve Taştan Yapılmış Kaplar İçinde Yıkanmak Ve Abdest Almak Bâbı
196-)
Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)'dan(O şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) içinde su bulunan bir kab istedi. Ellerini, yüzünü kabın içinde yıkadıktan sonra içine su püskürdü.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Teknede, Çanakta, Ağaçtan Ve Taştan Yapılmış Kaplar İçinde Yıkanmak Ve Abdest Almak Bâbı
197-)
Abdullah ibn Zeyd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Biz onun için bakırdan bir tas içinde su çıkardık. Abdest aldı. Şöyle ki yüzünü üç defa, ellerini de ikişer defa yıkadı. Başını meshedip, başının önünü ve arkasını sıvazladı. Ayaklarını da yıkadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Teknede, Çanakta, Ağaçtan Ve Taştan Yapılmış Kaplar İçinde Yıkanmak Ve Abdest Almak Bâbı
198-)
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)-'in hastalığı- ağırlaştı da ağrısı şiddetlendiği zaman, benim evimde bakılmak hususunda zevcelerinden izin istedi. Onlar kendisine izin verdiler. Müteakiben Peygamber iki adam arasında, Abbâs ile başka bir zât arasında olduğu hâlde, ayakları yerde sürünerek çıktı. Âişe'den rivayet eden Abdullah şöyle dedi: Ben Âişe'nin sözünü Abdullah ibn Abbâs'a haber verdiğimde o: Diğer adam kimdir biliyor musun? dedi. Ben: Hayır(bilmiyorum), dedim. Abdullah; O Alî'dir, dedi. Âişe tahdîs eder idi ki, Peygamber O'nun evine girip de ağrısı şiddetlendikten sonra: "Üzerime bağları çözülmedik yedi kırba su dökün, belki hafiflerim de insanlara tavsiyede bulunabilirim" dedi. Bunun üzerine kendisi Peygamber'in zevcesi Hafsa'ya âid olan bir leğen içine oturtuldu. Sonra o kırbaların suyunu üzerine dökmeğe başladık. Nihayet O da: "Artık yaptınız!"diye işaret etmeğe başladı. Ondan sonra insanların yanına çıktı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Teknede, Çanakta, Ağaçtan Ve Taştan Yapılmış Kaplar İçinde Yıkanmak Ve Abdest Almak Bâbı
199-)
Bana Amr ibn Yahya, babası Yahya'dan tahdîs etti. Yahya şöyle demiştir: Amucam (Amr ibn Ebî Hasen) abdest almaktan çok sorar dururdu. O Abdullah ibn Zeyd'e: Sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i abdest alırken nasıl gördüğünü bana haber ver, dedi. Bunun üzerine Abdullah, bir tas su istedi. Su kabını elleri üzerine eğip ellerini üç defa yıkadı. Sonra elini tasın içine sokup bir avuç sudan ağzını çalkaladı ve burnundan su çıkardı. Bu ağız burun yıkamayı üç kerre yaptı. Sonra elini kaba sokup onunla su avuçladı da üç defa yüzünü yıkadı. Sonra dirseklere kadar ellerini ikişer defa yıkadı. Sonra eliyle su alıp başının önünü ve arkasını o su ile mesh etti. Ondan sonra ayaklarını yıkadı. Bunun ardından: Ben Peygamber'i gördüm, işte böyle abdest alıyordu, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kabdan Abdest Alma Bâbı
200-)
Bize Hammâd, Sâbit'ten; o da Enes'ten tahdîs etti ki(şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kab su istedi. Kendisine içinde biraz su bulunan ağzı geniş dibi dar bir kab getirildi. Parmaklarını içine koydu. Enes dedi ki: Artık ben onun parmakları arasından suyun kaynayışına bakmağa başladım. Enes dedi ki: O sudan abdest alanları yetmiş ile seksen arasında tahmîn ettim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kabdan Abdest Alma Bâbı
201-)
Bize Mıs'ar(155) tahdîs edip şöyle dedi: Bana İbnu Cubeyr tahdîs edip şöyle dedi: Ben Enes (radıyallahü anh)'ten işittim, şöyle diyordu: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bir sâ' ve nihayet beş müdd (mıkdârı su) ile vücûdunu yıkar yahut yıkanır, bir müdd ile de abdest alırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Müdd Mikdâri Su İle Abdest Almak Bâbı
202-)
Bize Esbağ ibnu'l-Ferec el-Mısrî (226), İbnu Vehb'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bana Amr(ibn Hâris-148) tahdîs edip şöyle dedi: Bana Ebu'n-Nadr (129), Ebû Seleme ibn Abdirrahmân'dan; o da Abdullah ibn Omer'den; o da Sa'd ibn Ebî Vakkaas'tan tahdîs etti ki, Sa'd Peygamber'in mestler üzerine meshettiğini söyledi. Abdullah ibn Ömer de bunu Babası Ömer'e sordu. Omer: Evet (Peygamber meshetti). Sa'd, Peygamber'den rivâyeten sana birşey söylediği zaman sen artık o mes'eleyi başkasına sorma, dedi. Mûsâ ibn Ukbe(141) şöyle dedi: Bana Ebu'n-Nadr haber verdi ki, ona da Ebû Seleme haber vermiştir. Ona da Sa'd tahdîs etmiştir.(Bir rivayette de) Omer, oğlu Abdullah'a yukarıda geçen sözü tarzında söylemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Mestler Üzerine Meshetmek Bâbı
203-)
Urvetu'bnu'l-Mugîre'den; o da Babası el-Mugîretu'bnu Şu'be'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem-bir seferde) hacetini def için dışarıya çıkmış, hacetinden döndüğü zaman Mugîre, içinde su bulunan bir kab ile ardından gitmiş, Rasûlüllah'a su dökmüş, Rasûlüllah da abdest alıp mestleri üzerine mesh etmiştir. Bize Şeybân, Yahya (ibn Ebî kesîr)’dan; o da Ebû Seleme’den; o da Ca’fer ibn Amr ibn Umeyye ed-Damrî (95)’den tahdis etti. Ca’fer de babası Amr ibn Umeyye(60), peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)’i mestler üzerine meshederken gördüğünü haber vermiştir. Bu hadîsi Yahya’dan rivâyet etmekte Şeybân’a Harb ibnu Şeddâd ile Ebân mutâbaat etmişlerdir. Bize el-Evzâî, Yahya (ibn Ebî Kesîr)’dan; o da Ebu Seleme’den; o da Ca’fer ibn Amr’dan; o da babası (Amr ibn Umeyye)ndan haber verdi. Amr ibn Umeyye: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gördüm, sarığı ve mestleri üzerine meshediyordu, demiştir. hadîsi Yahya ibn Ebî Kesîr’den; o da Ebû Seleme’den; o da Amr’dan rivayet etmekte Ma’mer ibn Râşid, el-Evzâî’ye mutâbaat etmiştir. Burada da Amr: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gördüm, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Mestler Üzerine Meshetmek Bâbı
206-)
Mugîre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben bir seferde Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in maiyyetinde idim. (Abdest alacağı sırada) mestlerini çıkarmak için davrandım. Peygamber bana: "Onları bırak, çünkü ben ayaklarımı abdestli oldukları hâlde mestler içine soktum" buyurdu ve(mestleri) üzerlerine meshetti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Temiz Olarak İki Ayağına Mest Giyme Bâbı
207-)
Bize Mâlik, Zeyd ibn Eslem'den; o da Atâ ibn Yesâr'dan; o da Abdullah ibn Abbâs'tan haber verdi (o şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) koyun küreği yedi, sonra abdest almadan namaz kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Koyun Eti Ve Sevîk Yemekten Dolayı Abdest Almayan Kimse Bâbı
208-)
İbn Şihâb şöyle demiştir. Bana Ca'fer ibn Amr ibn Umeyye haber verdi. Ona da Babası (Amr ibn Umeyye) haber vermiştir ki, o Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'ı pişmiş koyun küreğinden et kesip yerken görmüş. O sırada Rasûlüllah namaza çağırılmış. Bunun üzerine bıçağı bırakıp abdest almadan namaz kıldırmıştır.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Koyun Eti Ve Sevîk Yemekten Dolayı Abdest Almayan Kimse Bâbı
209-)
Suveyd ibn Nu'mân(radıyallahü anh) haber verdi ki, kendisi Hayber yılında Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber sefere çıkmıştır. Nihayet Sahbâ'ya -ki o Hayber'in aşağısındadır- vardıkları zaman Rasûlüllah ikindi namazını kıldırdı. Sonra azıkları istedi. Kavuddan başka bir şey getirmediler. Rasûlüllah onunla ilgili emrini verdi de kavud ıslatıldı. Müteakiben o kavuddan Rasûlüllah da, biz de yedik. Sonra akşam namazına kalktı, ağzını çalkaladı, biz de çalkaladık. Sonra abdest almadan namazı kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Sevîk Yemeği Yemekten Dolayı Abdest Almayıp Sırf Ağız Çalkalayan Kimse Bâbı
210-)
Bize İbnu Vehb haber verip şöyle dedi: Bana Amr, Bukeyr'den; o da Kurayb'den; o da(mü'minlerin annesi) Meymûne(radıyallahü anh)'den haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Meymûne'nin yanında bir kürek yedikten sonra abdest almadan namaz kılmıştır.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Sevîk Yemeği Yemekten Dolayı Abdest Almayıp Sırf Ağız Çalkalayan Kimse Bâbı
211-)
Bize Leys, Ukayrden; o da İbn Şihâb'dan; o da Ubeydullah ibn Abdillah ibn Utbe'den; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti. (O şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) süt içti de ağzını çalkaladı ve: "Bu, yağlıdır" buyurdu. Bu hadîsi ibn Şihâb'dan rivayet etmekte Yûnus ibn Yezîd ile Salih ibn Keysân ayrı ayrı Ukayl'e mutâbaat etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Süt İçmekten Dolayı Ağzı Çalkalar Mı? Bâbı
212-)
(Âişe-radıyallahü anha-şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: namaz kılarken uyukladığı zaman uykusu gidinceye kadar yatsın. Çünkü uyuklayarak namaz kılarsa bilemez de istiğfar edecek iken belki de o kendine söver."
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Uyumaktan Dolayı Abdest Almak İle Bir İki Uyuklamaktan Yahut Uyuklama Sebebiyle Başını Bir Defa Beri Öte Meyl Ettirmekten Dolayı Abdest Almayı Vâcib Görmeyen Kimse Bâbı
213-)
Bize Eyyûb, Ebû Kılâbe'den; o da Enes(radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Biriniz namazda uyuklarsa uyusun, tâ ki okuyacağı şeyi bilsin".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Uyumaktan Dolayı Abdest Almak İle Bir İki Uyuklamaktan Yahut Uyuklama Sebebiyle Başını Bir Defa Beri Öte Meyl Ettirmekten Dolayı Abdest Almayı Vâcib Görmeyen Kimse Bâbı
214-)
Bize Sufyân (es-Sevrî), Amr ibn Âmir'den tahdîs etti. O, ben Enes'ten işittim demiştir. H Buhârî dedi ki: Ve bize Müsedded tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yahya (ibn Saîd el-Kattân), Sufyân es-Sevrî'den tahdîs etti. Sufyân şöyle demiştir: Bana Amr ibnu Âmir, Enes'ten tahdîs etti. Enes şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) her namaz vaktinde abdest alır idi.(Râvî Amr ibn Amir dedi ki:) Ben Enes'e: Ya sizler nasıl yapar idiniz? dedim. Enes: Her birimize abdestini bozmadığı müddetçe (bir vakitten ziyâde namaz için) bir abdest kâfi gelirdi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Abdestli İken Abdest Almak Bâbı
215-)
Bana Suveyt ibnu'n-Nu'mân (radıyallahü anh) haber verip şöyle dedi: Hayber yılında Rasûlüllah'ın maiyyetinde sefere çıktık. Nihayet Sahbâ'ya vardığımız zaman Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bizlere ikindi namazını kıldırdı. Namazı kıldırınca yiyecekleri istedi. Kendisine sevîk(yani kavud) den başka birşey getirilmedi. Yedik, içtik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını çalkaladı. Sonra abdest almadan akşam namazını kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Abdestli İken Abdest Almak Bâbı
216-)
Bize Cerîr, Mansûr'dan; o da Mucâhid'den; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine yahut Mekke bağçelerinden bir bağçenin yanından geçti. Derken kabirlerinde azab olunan iki insanın sesini işitti. Peygamber: "Bunlar azab olunuyorlar, hem de azab olunmaları büyük bir şeyi için değildir" buyurduktan sonra, şöyle devam etti: "Evet, onların biri idrarından sakınmazdı, diğeri de koğuculuk ederdi". Ondan sonra yaprakları soyulmuş bir hurma dalı istedi. Dalı iki parça yaptı. Her birinin kabri üzerine bir parça koydu. Yâ Rasûlallah! Bunu niçin yaptın? denildi. "Bunlar kurumadıkları müddetçe -yahut: kuruyuncaya kadar- onlardan azab hafifletilir" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: İdrarından Sakınmamak Büyük Günahlardandır.
217-)
Bana Atâ ibn Ebî Meymûne, Enes ibn Mâlik'ten tahdîs etti. O şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) hacetini yerine getirmek için dışarıya çıktığı zaman ben kendisine su götürürdüm. O da bu su ile kendini yıkardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: İdrarı Yıkamak Hakkında Gelen Hadîs
218-)
Bize el-A'meş, Mucâhid'den; o da Tâvûs'tan; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti. O şöyle demiştir:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabrin yanına uğradı da: "Bunlar azab olunuyorlar. Azab olunmaları da büyük bir şey için değildir. Bunların biri idrardan sakınmaz idi. Diğeri ise lâf taşır, koğuculuk ederdi" buyurdu. Ondan sonra yaprakları soyulmuş yaş bir hurma dalı aldı da onu iki parça etti. Sonra her bir kabre bir parça dikti. Yâ Rasûllallah! Bunu niçin yaptın? diye sordular: "Bu çubuklar yaş kaldıkları müddetçe belki onlardan azapları hafifletilir" buyurdu. ibnu'l-Müsennâ şöyle dedi: Ve bize Vekî' tahdîs edip şöyle dedi: Bize A'meş tahdîs edip şöyle dedi: Ben Mucâhid'den bunun benzerini işittim, o idrarından sakınıyordu".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bâb Bu, Geçen Bâbdan Bir Fasıl Gibidir
219-)
Bize İshâk, Enes ibn Mâlik'ten haber verdi ki, o şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde bevletmekte olan bir bedevîyi gördü de: "Onu bırakın" buyurdu. Nihayet bevletmesinden ayrıldığı zaman bir mikdâr su istedi de o suyu idrarın üzerine döktü.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Peygamberin Ve İnsanların Bedeviyi Mesciddeki Bevletmesinden Ayrılıncaya Kadar Bırakmaları Bâbı.
220-)
Zuhrî şöyle demiştir: Bana Ubeydullah ibnu Abdillah ibn Utbe ibn Mes'ûd haber verdi ki, Ebû Hureyre şöyle demiştir: Bedevinin biri dikilip mescidin içinde bevletti. Oradaki insanlar bedevîye doğru bağırıştılar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara "Onu serbest bırakın... Sonra idrarının üzerine dolu bir kova yahut büyük bir kova su dökünüz. Çünkü sizler ancak kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, güçlük yapıcılar olarak gönderilmediniz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Mesciddeki İdrarın Üzerine Su Dökmek Bâbı
221-)
Bize Abdan tahdîs edip şöyle dedi: Bize Abdullah (ibn Mubârek) haber verip şöyle dedi: Bize Yahya ibn Saîd haber verip şöyle dedi: Ben Enes ibn Mâlik'ten işittim; o da Peygamber'den bu hadîsi rivayet etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Mesciddeki İdrarın Üzerine Su Dökmek Bâbı
222-)
Ben Enes ibn Mâlik'ten işittim, şöyle dedi: Bir bedevi geldi de mescidin bir tarafına bevletti. İnsanlar onu azarladılar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de azarlayanları nehyetti. Bedevi bevletmesini bitirince, Peygamber büyük -yahut dolu- bir kova su istedi de, bu su idrarın üzerine döküldü.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: İdrarın Üzerine Su Döker
223-)
Mü'minlerin annesi Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah'a küçük bir çocuk getirildi. Çocuk O'nun elbisesinin üzerine bevletti. Rasûlüllah hemen su istedi de onu idrarın üzerine döktü.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Çocukların İdrarı Nin Hükmü Bâbı
224-)
Bize Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Ubeydullah ibnu Abdillah ibn Utbe'den; o da Mıhsan kızı Ümmü Kays'tan haber verdi. O, henüz yemek yiyemiyen küçük bir oğlunu Rasûlüllah'a getirmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğu kucağına oturttu. Akabinde çocuk Peygamber'in elbisesi üzerine bevletti. Rasûlüllah su istedi. Suyu azar azar (idrarın üstüne) döktü de onu yıkamadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Çocukların İdrarı Nin Hükmü Bâbı
225-)
Huzeyfe (radıyallahü anh-36) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) -bir kerre Ensârdan- bir kavmin süprüntülüğüne vardı da ayakta dikilerek bevletti. Sonra su istedi. Ben de O'na bir mikdâr su götürdüm, kendisi onunla abdest aldı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Ayakta Ve Oturarak Bevletmenin Hükmü Bâbı
226-)
Huzeyfe (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben kendimi bildim ki, Peygamber ile beraberce yürüyorduk. Derken Peygamber bir kavmin bir duvar arkasındaki süprüntülüğüne geldi ve herhangi birimizin dikelmesi gibi dikilip bevletti. Ben de ondan uzaklaştım. Kendisi bana işaret etti. Ben de yanına vardım ve bevletmesini bitirinceye kadar topuğunun yanında -yani arkasında- dikeldim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Arkadaşının Yanında Bevletmek Ve Duvar İle Sütrelenmek Bâbı
227-)
Ebû Vâil şöyle demiştir: Ebû Mûsâ el-Eş'ârî idrar serpintileri dokunmasın diye pek ziyâde şiddet gösterir ve İsrail oğullarından birinin elbisesine idrar değerse onu mıkrâz ile kesdiğini söylerdi. Huzeyfe -bunu işitince-: Ah keşke Ebû Mûsâ böyle şiddetli davranmaktan ve böyle söylemekten kendini tutsaydı! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kavmin süprüntülüğüne geldi de ayakta dikelerek bevletti... demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Bir Kavmin Süprüntülüğü Yanında Bevletme Bâbı
228-)
Bana Fâtıma, Esmâ'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bir "kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi de: Birimiz elbise üzerinde hayız görürse nasıl yapsın buyurursun? diye sordu. Rasûlüllah: "Elbisesini eliyle ovalar, sonra su ile oğuşturup sıkar, sonra üzerine azar azar su döker, ondan sonra onunla namaz kılar" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kanı Yıkamak Bâbı
229-)
Bize Hişâm ibn Urve, Babasından; o da Âişe (r.anha)'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ebû Hubeyş kızı Fâtıma, Peygamber'in yanına geldi ve: Yâ Rasûlallah! Ben devamlı kanamaya ma'rûz kılınan bir kadınım, temiz olamıyorum. Namazı terk mi edeyim? diye sordu.Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem): "Hayır, bu hayız değildir; bir damar (dan gelen kan)dır. Senin asıl hayzın (başlama zamanı) geldiği vakit namazı bırak. Hayzın (kesilme zamanı) gelince kendinden kanı yıka (yani yıkan),sonra namaz kıl" buyurdu. dedi ki: Ve Babam (Urvetu'bnu'z-Zubeyr) şöyle dedi: “Ondan sonra yine o vakit gelinceye kadar her bir namaz için abdest al" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kanı Yıkamak Bâbı
230-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Ben, Peygamber'in elbisesinden cenabet izini yıkardım da O, elbisesinde yer yer su ıslakları olduğu hâlde namaza çıkardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Meniyi Yıkamak, El İle Sürtüp Ovalamak Ve Kadından İsabet Eden Şeyleri Yıkamak Bâbı
231-)
Bize Kuteybe tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yezîd (ibn Zuray) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Amr, Süleyman'dan tahdîs etti. Süleyman(ibn Yesâr): Ben Âişe'den işittim demiştir. H ve keza bize Müsedded tahdîs edip şöyle dedi: Bize Abdulvâhid tahdîs edip şöyle dedi: Bize Amr ibn Meymûn, Süleyman ibn Yesâr'dan tahdîs etti.O şöyle demiştir: Ben Âişe'ye elbiseye isabet eden meniden sordum. Âişe: Ben onu Rasûlüllah'ın elbisesinden yıkardım da, yıkama izi, yer yer ıslaklıklar elbisesinde göründüğü hâlde namaza çıkardı, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Meniyi Yıkamak, El İle Sürtüp Ovalamak Ve Kadından İsabet Eden Şeyleri Yıkamak Bâbı
232-)
Bize Amr ibnu Meymûn tahdîs edip şöyle dedi: Ben Süleyman ibn Yesâr'a cenâbetlik isabet eden elbise hakkında sordum. Dedi ki: Âişe (r. anha): Ben onu Rasûlüllah'ın elbisesinden yıkardım. Ondan sonra Rasûlüllah, o elbisede yıkama izi, suyun ıslaklık lekeleri olduğu hâlde namaza çıkardı, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Cenabeti Yahut Cenabetin Gayrisini Yıkayıp Da Yıkanan Şeyin İzi Gitmediği Zaman
233-)
Bize Amr ibnu Meymûn ibn Mihrân, Süleyman ibn Yesâr'dan; o da Âişe'den, Âişe'nin Peygamber'in elbisesinden meniyi yıkar olduğunu, yıkamadan sonra da o elbisede ıslaklık izini yahut birçok ıslaklık izlerini gördüğünü tahdîs etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Cenabeti Yahut Cenabetin Gayrisini Yıkayıp Da Yıkanan Şeyin İzi Gitmediği Zaman