Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
234-)
Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb'dan: o da Ebû Kılâbe'den; o da Enes (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ukl veya Ureyne kabîlelerinden bir takım insanlar (Medine'ye) geldiler. Mîde hastalığından dolayı Medine'de ikaamet etmek istemediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara sütlü develerin bulunduğu yere gitmelerini, develerin sidiklerinden ve sütlerinden içmelerini emretti. Onlar gittiler. Sağlamlaştıkları zaman Peygamber'in çobanını öldürdüler ve develeri sürüp götürdüler. Bu haber gündüzün evvelinde geldi. Peygamber arkalarından bir müfreze gönderdi. Gündüz yükselince adamlar getirildiler. Rasûlüllah(kısas olarak) ellerinin, ayaklarının kesilmesini emretti. Bu canilerin gözleri de oyulup Harre'ye atıldılar. Onlar su istiyorlardı, (ölünceye kadar) kendilerine su verilmedi. Kılâbe: İşte bunlar hırsızlık yapmışlar, insan öldürmüşler, imana girmelerinin ardından kâfir olmuşlar, bu cürümleri işlemekle beraber Allah'a ve Rasûlü'ne de muhârib olmuşlardır, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Develerin, Diğer Dört Ayaklı Hayvanların, Koyunların Sidikleri Ve Koyun Ağılları Bâbı
235-)
Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem), mescidin bina olunmasından evvel koyun ağıllarında namaz kıldırır idi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Develerin, Diğer Dört Ayaklı Hayvanların, Koyunların Sidikleri Ve Koyun Ağılları Bâbı
236-)
Bana Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Ubeydullah ibn Abdillah'tan; o da İbn Abbâs'tan; o da Meymûne'den tahdîs etti (O şöyle demiştir): Rasûlüllah'a (donmuş) yağın içine düşmüş fareden soruldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Fareyi ve etrafındaki yağları atınız; işte bunların topunu atınız da yağınızı yiyiniz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Yağ Ve Su İçine Murdar Şeylerin Düşmesi Nin Hükmü Bâbı
237-)
Bize Ma'n(ibn İsâ-198) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Ubeydullah ibn Abdillah ibn Utbe ibn Mes'ûd'dan; o da İbn Abbâs'tan; o da Meymûne'den tahdîs etti (O şöyle demiştir): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'e, bir yağ içine düşmüş olan fareden soruldu. "O fareyi ve farenin etrafındaki yağları alınız da, bu alınanların hepsini atınız" buyurdu. (Aliyyu'bnu'l-Medînî yukarıki isnâdla dedi ki:) Ma'n şöyle dedi: İmâm Mâlik bize... İbn Abbâs'tan, o da Meymûne'den... diyerek sayamayacağım kadar hadîs söyledi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Yağ Ve Su İçine Murdar Şeylerin Düşmesi Nin Hükmü Bâbı
238-)
Bize Ma'mer(ibn Râşid), Hemmâm ibn Münebbih'ten; o da Ebû Hureyre'den haber verdi ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:"Müslümânın Allah yolunda alacağı her yara, kıyâmet gününde yeni açıldığı andaki hey'eti üzere kan fışkırıyor gibi olur: Rengi kan rengidir, fakat kokusu misk kokusudur".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Yağ Ve Su İçine Murdar Şeylerin Düşmesi Nin Hükmü Bâbı
239-)
Bize Ebu'z-Zinâd haber verdi ki, ona da Abdurrahmân ibn Hurmuz el-A'rac tahdîs etmiştir. O da Ebû Hureyre'den işitmiştir. O da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' tan şöyle buyururken işitmiştir: sonra gelenleriz. (Kıyâmet gününde) öne geçecek olanlarız".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Akmayan Durgun Su Bâbı
240-)
Bu, geçen hadîsin isnadıyla: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: biriniz, akmayan durgun suya bevletmesin. Sonra ondan (su alıp) yıkanır".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Akmayan Durgun Su Bâbı
241-)
Bize Abdan tahdîs edip şöyle dedi: Bana Babam (Usmân ibn Cebele), Şu'be'den; o da Ebû İshâk'tan; o da Amr ibn Meymûne (75)'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan haber verdi. O şöyle demiştir; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) secde ettiği sırada... H Buhârî dedi ki: Ve keza bana Ahmed ibn Usmân (260) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şurayh ibn Mesleme (222) tahdîs edip şöyle dedi: Bize İbrâhîm ibn Yûsuf (198), babasından; o da Ebû İshâk'tan tahdîs etti. O şöyle dedi: Bana Amr ibn Meymûn tahdîs etti. Ona da Abdullah ibn Mes'ûd şöyle tahdîs etmiştir: aleyhi ve sellem), Beyt'in yanında namaz kılıyordu. Ebû Cehl ile bâzı arkadaşları da oturuyorlardı. Derken onların biri diğerine: Fulan oğullarının (yeni kesilen) devesinin döl eşini hanginiz getirir de, secdeye vardığında onu Muhammed'in sırtına koyar? dedi. O topluluğun en şakî olanı seğirtip onu getirdi. Bekledi,Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) secdeye varınca sırtının üzerine iki omuzu arasına koydu. Ben ise hiçbir işe yaramayarak bakıyordum. Keşki benim için men edici kuvvetler olaydı! İbn Mes'ûd dedi ki: Onlar gülmeğe ve birbirine isnâd etmeğe başladılar. Rasûlüllah ise secdeden başını kaldırmıyordu. Nihayet Fâtıma yanına geldi ve onu sırtından attı. Rasûlüllah başını kaldırdı.(Namazı bitirdikten) sonra üç defa: "Yâ Allah! Kureyş'i sana havale ederim" dedi. Rasûlüllah onlara beddua edince, bu onlara ağır geldi. İbn Mes'ûd der ki: Çünkü onlar bu şehirde duanın kabul edilecek olduğuna kaail idiler. Ondan sonra Rasûlüllah isim sayarak: "Yâ Allah Ebû Cehl'i sana havale ederim; Utbe ibn Rabîa'yı, Şeybe ibn Rabîa'yı, Velîd ibn Utbe'yi, Umeyye ibn Halef'i, Ükbe ibn Ebî Muayt'ı sana havale ederim" dedi. Yedinciyi de saydı, fakat biz onu zabt edemedik. İbn Mes'ûd der ki: Nefsim elinde bulunan Allah'a yemîn ederim ki, Rasûlüllah'ın saydığı isimlerin sahihlerini Kalîb'de, yânı Bedir çukurunda yere serilmiş gördüm.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Namaz Kılanın Sırtına Pislik Yahut Cife Atıldığı Zaman O Kimsenin Namazı Bozulmaz
242-)
Bize Sufyân (es-Sevrî), Humeyd'den; o da Enes'ten tahdîs etti. Enes (radıyallahü anh): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) elbisesinin içine tükürdü... demiştir. (Buhârî dedi ki:) Bu hadîsi İbnu Ebî Meryem (224), uzun uzadıya zikredip şöyle dedi: Bize Yahya ibn Eyyûb (168) haber verip şöyle dedi: Bana Humeyd tahdîs edip: Ben (bu hadîsin benzerini) Peygamberden olmak üzere Enes'ten işittim, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Elbisede Tükürük, Sümük Ve Benzeri Bir Şey Bulunmasının Hükmü Bâbı
243-)
Bize Zuhrî, Ebû Seleme'den; o da Âişe'den tahdîs etti ki,Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): veren her içki haramdır"buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Şıra İle Ve Sarhoş Edici İçki İle Abdest Almak Caiz Olmaz.
244-)
Bize Sufyân ibn Uyeyne, Ebû Hâzım(135)'dan haber verdi. O da Sehl ibn Sa'd es-Sâidî (91)'den işitmiştir(şöyle ki): Benimle Sehl'in arasında hiçbir kimse yok iken (yani birbirimize o kadar yakın bulunurken) insanlar Sehl'e: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in yarası ne ile tedâvî edildi? diye sordu. Buna cevaben Sehl şöyle dedi: Bunu benden ziyâde bilen kalmadı. Alî, kalkanı ile su getiriyor, Fâtıma da Peygamber'in yüzündeki kanı yıkıyordu. Ve(sonra) bir hasır parçası alınıp yakıldı ve yarası onunla dolduruldu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Kadının Kendi Babasını; Yani Babasının Yüzünden Kanı Yıkaması Bâbı
245-)
Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vardım, O'nun, elindeki misvakla dişlerini sürtüp temizlediğini ve ağzında misvak olduğu hâlde öğürür gibi ‘u u' dediğini gördüm.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Dişleri Misvak Sürtüp Ovalamakla Temizlemek Bâbı
246-)
Bize Cerîr (ibn Abdilhamîd), Mansûr'dan; o da Ebû Vâil'den; o da Huzeyfe'den tahdîs etti. O: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin kalkınca misvak ile ağzını sürtüp ovalardı, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Dişleri Misvak Sürtüp Ovalamakla Temizlemek Bâbı
247-)
Ve bize Affân(ibn Müslim-220) şöyle dedi: Bize Sahr ibn Cuveyriye, Nâfi'den; o da İbn Omer'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Ru'yâda kendimi bir misvak ile dişlerimi ovalıyorum gördüm. Yanıma, birisi diğerinden daha yaşlı olan iki kimse geldi. Ben misvakı onların küçük olanına uzattım. Bana: Büyüğüne ver, denildi. Ben de misvakı büyüğüne verdim". Abdillah el-Buhârî der ki: Bu metni, Nuaym ibn Hammâd, Abdullah ibn Mübârek'ten; o da Usâme ibn Zeyd el-Leysî'den; o da Nâfi'den; o da ibn Omer'den olmak üzere kısa olarak rivayet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Misvakı Daha Büyük Olana Vermek Bâbı
248-)
Berâ ibn Âzib(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şöyle buyurdu: yere vardığın zaman namaz için abdest alışın gibi abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat. Sonra: eslemtu vechî ileyke ve fevvadtu emri ileyke. Ve el-ce'tu zahrî ileyke rağbeten ve rahbeten ileyke. La melcee velâ mencâ minke illâ ileyke. âmentu bi-kitâbike'llezî enzelte ve nebiyyike’llezî erselte. Yâ Allah, kendimi sana teslim ettim. İşimi Sana bıraktım. Arkamı Sana dayadım. Çünkü ümîdim de ancak Sen'dendir. Sen’den sığınacak yer yine Sen’sin, Sen'den kurtulacak yer de yine Sen'sin. Allah, indirdiğin Kitabına ve gönderdiğin Peygamberine îmân ettim! De. Şayet o gece ölecek olursan fıtrat (yani İslâm Dîni) üzere ölürsün. Sen bu sözleri, söyleyeceğin sözlerin sonuncusu yap". der ki: Ben bu sözleri Peygamber'in huzurunda tekrar ettim. "Allâhumme âmentu bi-kitâbikellezî enzelte"ye varınca "Ve Rasûlike'llezî erselte" dedim. Rasûlüllah:"Hayır (Ve Rasûlike... deme, fakat) 'Ve nebiyyike'llezî erselte'" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-vudû'
Konu: Geceyi Abdestli Olarak Geçiren Kimsenin Fazileti Bâbı
249-)
Bize Mâlik, Hişâm'dan; o da babası Urve'den; o da Peygamber'in zevcesi Âişe'den haber verdi ( şöyle demiştir):Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblükten yıkandığı zaman ellerini yıkamaktan başlardı. Sonra namâz için abdest alır gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya daldırır ve onlarla saçlarının diplerini hilâllardı(yâni aralıklarına su geçirirdi). Sonra iki eliyle başı üzerine üç avuç su dökerdi. Ondan sonra suyu bütün bedeni üzerinden akıtırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Yıkanma Öncesi Abdest Alma Bâbı
250-)
İbn Abbâs'tan; o da Peygamber'in zevcesi Meymûne'den tahdîs etti. Meymûne (radıyallahü anh) şöyle demiştir:Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yalnız ayaklarını yıkamayarak namaz için abdest alışı gibi abdest aldı. Bacak aralarını ve oralarına isabet eden yıkanacak şeyleri de yıkadı. Sonra kendi üzerine su döktü. Sonra ayaklarını yerinden ayırıp yıkadı. Onun cünüblükten dolayı yıkanması işte budur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Yıkanma Öncesi Abdest Alma Bâbı
251-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ben, bir kaptan yıkanırdık. O kap, "farak" denilen bir kadeh idi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Erkeğin, Kendi Karısı İle Beraber Yıkanması Bâbı
252-)
Bana Şu'be tahdîs edip şöyle dedi: Bana Ebû Bekr ibnu Hafs tahdîs edip şöyle dedi: Ben Ebû Seleme'den şöyle derken işittim: Ben ve Âişe'nin erkek kardeşi beraberce Âişe'nin yanına girdik. Âişe'nin erkek kardeşi Âişe'ye Peygamber'in yıkanmasından sordu. Âişe bir sâ' mikdârı su alır bir kap istedi. Onunla yıkandı ve başının üzerine su akıttı. Şu hâlde ki, bizimle kendisi arasında(bedeninin aşağısını perdeleyen) bir perde vardı. Abdillah Buhârî der ki: Yezîd ibn Hârûn, Behz ibn Esved ve el-Cüddî (205) de bu hadîsi Şu'betu'bnu Haccâc'dan rivayet ettiler. Bu hadîste("nahvin min sâ'ın = bir sâ' mikdârı su alır" yerine), "Kadri sâ'ın= Bir sâ' mikdârı" lâfzı vardır.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Bir Sâ Ölçeği Ve Benzeri Miktar Su İle Yıkanmak Bâbı
253-)
Bize Ebû Ca'fer(Muhammed ibn Alî) tahdîs etti ki, kendisi ve babası Alî ibn Hüseyin, Câbir ibn Abdillah'ın yanında bulunuyordu. Câbir(radıyallahü anh)'in yanında da bir topluluk vardı. O cemâat Câbir'e gusülden sordular. Câbir bir sâ'(mikdârı su) yeter, dedi. Bir diğer kimse: Bana bu kadarı yetmez, dedi. Bunun üzerine Câbir; saçı senden daha gür, kendisi de senden daha hayırlı olan bir zâta (bu kadar su) yetiyordu, dedi. Sonra üstünde bir parça elbise olduğu hâlde bizlere imâm oldu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Bir Sâ Ölçeği Ve Benzeri Miktar Su İle Yıkanmak Bâbı
254-)
Bize Ebû Nuaym tahdîs edip şöyle dedi: Bize Sufyân ibn Uyeyne, Amr (ibn Dînâr'dan; o da Câbir ibn Yezîd (103)'den; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile zevcesi Meymûne, bir kaptan beraberce yıkanırlardı. Abdillah Buhârî der ki: Sufyân ibn Uyeyne ömrünün sonunda: İbn Abbâs'tan; o da Meymûne'den diye söylerdi.(Bu iki rivayetten) sahîh olan ise, Ebû Nuaym'ın rivayet ettiğidir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Bir Sâ Ölçeği Ve Benzeri Miktar Su İle Yıkanmak Bâbı
255-)
Bana Cubeyr ibn Mut'ım(65) tahdîs edip şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): gelince, ben başımın üzerinden üç kere suyu akıtırım" buyurdu ve her iki eliyle de (akıtma şeklini) işaret etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Gusülde Başı Üzerine Üç Defa Su Akıtan Kimse Bâbı
256-)
Bize Şu'be, Mihvel ibn Râşid'den; o da Muhammed ibn Alî (Ebû Ca'fer Bâkir)'dan; o da Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan tahdîs etti.O: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem), başı üzerinden üç defa su boşaltırdı, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Gusülde Başı Üzerine Üç Defa Su Akıtan Kimse Bâbı
257-)
Bana Ebû Ca'fer Muhammed Bakır tahdîs edip şöyle dedi: Câbir bana şunları söyledi: Amucamın oğlu bana geldi - Câbir, "amucamn oğlu" sözüyle Hasen ibn Muhammed ibni'l-Hanefiyye'yi ta'rîz ediyordu- de: Cünüblükten yıkanmak nasıldır? diye sordu. (Câbir der ki:) Ben de: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç avuç su alır ve bunları başının üzerinden akıtır, sonra da bedeninin kalan kısmı üzerinden akıtır idi, diye cevâb verdim. Hasen bana hitaben: Ben saçı çok bir erkeğim, dedi. Ben de: Peygamber senden daha çok saçlı idi, dedim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Gusülde Başı Üzerine Üç Defa Su Akıtan Kimse Bâbı
258-)
İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle demiştir: Meymûne şöyle söyledi: Ben Peygamber'e yıkanmak için su koydum. Kendisi iki yahut üç kerre ellerini yıkadı. Ondan sonra sol eli üzerine su boşaltıp hayalarını yıkadı. Sonra elini yere sürdü. Sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Yüzünü ve ellerini yıkadı. Sonra bedeni üzerine su akıttı. Sonra yerinden ayrılıp ayaklarını yıkadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Bir Defa Yıkanmak Bâbı
259-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüplükten dolayı yıkandığı zaman külek gibi bir şey isterdi. Müteakiben avucu ile su alır, başının sağ tarafından(yıkanmağa) başlar, sonra yine su alır, sol tarafını da yıkardı. Sonra iki avucu ile başının ortasına su dökerdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Yıkanma Sırasında Hılâb Yahut Güzel Koku İle Başlayan Kimse Bâbı
260-)
Bana Salim, Kurayb'den; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan tahdîs etti. O da bize Meymûne tahdîs etti demiştir. Meymûne (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber'e yıkanmak için su döktüm. O sağ eliyle sol eli üzerine su boşalttı da ellerini yıkadı. Sonra avret mahallini yıkadı. Sonra eliyle yere vurdu da elini toprağa sürdü. Sonra elini yıkadı. Sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Sonra yüzünü yıkadı ve başı üzerine su akıttı. Sonra yerinden uzaklaşıp ayaklarını yıkadı. Sonra kendisine bir havlu getirildi, fakat o bununla silinmedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüplük Yıkanmasında Ağzı Çalkalama Ve Buruna Su Çekme Bâbı
261-)
Bize A'meş, Salim ibn Ebi'l-Ca'd'den; o da Kurayb'den; o da İbn Abbâs'tan; o da Meymûne'den tahdîs etti ki (o şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblükten dolayı yıkandı. Şöyle ki: Eliyle avret mahallini yıkadı. Sonra elini duvara sürttü. Sonra elini yıkadı. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Nihayet yıkanmasını bitirince ayaklarını da yıkadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Daha Temiz Olması İçin Eli Toprakla Sürtmek Bâbı
262-)
Bana Eflâh, el-Kaasım'dan; o da Âişe'den, haber verdi. Âişe (r. anha): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ile ben bir kaptan yıkanırdık, ellerimiz, o kabın içinde gidip gelirdi, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Elinde Cünüblükten Başka Bir Pislik Olmadığı Zaman, Elini Yıkamadan Önce Yıkanacağı Su Kabı İçine Sokar Mı?
263-)
Bize Şu'be, Hammâd'dan; o da Hişâm'dan; o da babası Urve ibn Zubeyr'den; o da Âişe'den tahdîs etti. Âişe(r. anha): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblükten dolayı yıkandığı zaman, elini yıkar idi, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Elinde Cünüblükten Başka Bir Pislik Olmadığı Zaman, Elini Yıkamadan Önce Yıkanacağı Su Kabı İçine Sokar Mı?
264-)
Bize Şu'be, Ebû Bekr ibn Hafs'tan; o da Urve'den; o da Âişe'den tahdîs etti. Âişe(r. anha): Ben ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblükten dolayı bir kaptan yıkanırdık, demiştir. der ki:) Ve keza Abdurrahmân ibn Kaasım'dan; o da babası Muhammed ibn Ebî Bekr'den; o da Âişe'den olmak üzere Şu'be'nin Ebû Bekr ibn Hafs'tan rivayet ettiği hadîs gibi rivayet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Elinde Cünüblükten Başka Bir Pislik Olmadığı Zaman, Elini Yıkamadan Önce Yıkanacağı Su Kabı İçine Sokar Mı?
265-)
Bize Ebu'l-Velîd tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şu'be, Abdullah ibn Abdillah ibn Cebr'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Enes ibn Mâlik'ten işittim, o şöyle diyordu: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ile kadınlarından birisi beraberce bir kaptan yıkanırlardı. ibn İbrâhîm ile Vehb ibn Cerîr, bu hadîsi, Ebû'l-Velîd'in rivayet etmiş olduğu bu isnâdla, Şu'be'den rivayetlerinde, sonunda "cünüblükten"sözünü ziyâde etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Olan Kimse Elinde Cünüblükten Başka Bir Pislik Olmadığı Zaman, Elini Yıkamadan Önce Yıkanacağı Su Kabı İçine Sokar Mı?
266-)
….. İbn Abbâs şöyle demiştir: Meymûne (radıyallahü anh) şöyle dedi: Ben Rasûlüllah için yıkanacağı suyu koydum. Kendisi elleri üzerine su boşalttı ve onları ikişer defa veya üçer defa yıkadı. Sonra sağ eliyle sol eli içine su boşalttı da bu su ile hayalarını yıkadı. Sonra elini toprakla sürttü. Sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı, başını da üç defa yıkadı. Sonra bedeni üzerine su döktü. Sonra durduğu yerden ayrıldı da ayaklarını yıkadı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Yıkanma Ve Abdest Alma Fiilleri Arasını Birbirinden Ayırmak Bâbı
268-)
Bize İbnu Ebî Adiyy(194) ile Yahya ibn Saîd, Şu'be'den; o da İbrâhîm ibn Muhammed ibni'l- Münteşir'den; o da babası Muhammed'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: İbn Omer'in ("Ben ihramlı olup da koku neşretmemi sevmem") sözünü Âişe'ye zikrettim. Bunun üzerine Âişe: Allah Ebû Abdirrahmân'a (yani ibn Omer'e) rahmet etsin. Ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'a koku sürerdim, o da gece kadınlarını dolaştıktan sonra sabahleyin koku neşrederek(yani koku izleri üzerinde iken) ihrama girerdi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cinsî Münâsebet Yaptıktan Sonra Tekrarlayan Ve Bir Tek Yıkanma İle Kadınlarını Dolaşan Kimse Nin Hükmü Nedir?
269-)
Bize Muâz ibn Hişâm tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Hişâm, Katâde'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bize Enes ibn Mâlik tahdîs edip şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gece yahut gündüzün bir saatinde kadınlarını devrederdi; kadınlar da on bir tane idiler, dedi. Katâde dedi ki: Ben Enes'e: Rasûlüllah buna takat getirir miydi? diye sordum. Enes: Biz aramızda O'na otuz erkek kuvveti verilmiştir, diye söyleşirdik, dedi. Saîd ibn Ebî Arûbe de Katâde'den, Enes'in onlara dokuz kadın diye tahdîs ettiğini söylemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cinsî Münâsebet Yaptıktan Sonra Tekrarlayan Ve Bir Tek Yıkanma İle Kadınlarını Dolaşan Kimse Nin Hükmü Nedir?
270-)
Alî(ibn Ebî Tâlib-radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben mezîsi çok olan bir erkek idim. Kızı Fâtıma'nın benim nikâhımda bulunmasından dolayı, ben bir kimseye Peygamber'e sormasını emrettim. O da sordu. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ona: yıka da abdest al" buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Mezîyi Yıkamak Ve Mezîden Dolayı Abdest Almak Bâbı
271-)
Bize Ebû Avâne, İbrâhîm ibn Muhammed ibni'l Münteşir'den; o da babası Muhammed'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Âişe'ye sordum da ona: İbn Omer'in: "Koku neşrederek ihrâmlı olmamı sevmiyorum" sözünü zikrettim. Bunun üzerine Âişe: Ben Rasûlüllah'a güzel koku sürdüm, sonra O kadınlarını dolaştı, sonra da (üzerinde koku izi varken) ihrâmlı oldu, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Koku Sürünen, Sonra Da Yıkanan Ve Kokunun İzi Bedeninde Bakî Kalan Kimse Bâbı
272-)
Âişe(r.anha) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramda iken, başının saç ayırımında kokunun parıldamasi sanki hâlâ gözümün önündedir, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Koku Sürünen, Sonra Da Yıkanan Ve Kokunun İzi Bedeninde Bakî Kalan Kimse Bâbı
273-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblükten dolayı yıkandığı zaman ellerini yıkar ve namaz için abdest alır gibi abdest alır; ondan sonra yıkanırdı. Şöyle ki, sonra eliyle saçlarını hilâllardı. Nihayet derisini iyice suya kandırdığını zannettiği zaman üzerine üç defa su akıtırdı. Sonra bedeninin kalan kısmını yıkardı. dedi ki: Ben Rasûlüllah ile beraber bir kaptan yıkanırdım da o kaptan beraberce su avuçlardık.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Derisini İyice Suya Kandırdığını Zannedip Üzerine Su Akıttığı Zamana Kadar Saçları Hilâllamak Bâbı
275-)
Bize el-A'meş, Sâlim'den; o da İbn Abbâs'ın himayesinde bulunan Kurayb'den; o da İbn Abbâs'tan; o da Meymûne'den haber verdi. Meymûne (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblük yıkanması için su koydu. Müteakiben sağ eliyle sol eli içine iki yahut üç defa kabı eğerek su döktükten sonra avret mahallini yıkadı. Sonra elini yere yahut duvara iki yahut üç defa vurdu. Sonra ağzım çalkaladı, burnuna su çekti, yüzünü ve iki kollarını yıkadı. Sonra başı üzerine suyu akıttı. Sonra bedenini yıkadı. Sonra kenara çekildi de ayaklarını yıkadı. Meymûne der ki: Ben (silinmesi için) kendisine bir bez getirdim de, O bunu istemedi ve eliyle silkmeğe başladı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüblük Yıkanmasında Abdest Aldıktan Sonra Bedeninin Kalan Kısmını Yıkayıp Da Abdest Uzuvlarını Yıkamayı Diğer Bir Kerre Daha Tekrar Etmeyen Kimse Bâbı
276-)
Bize Usmân ibn Omer tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yûnus, Zuhrî'den; o da Ebû Seleme'den; oda da Ebû Hureyre'den haber verdi. O şöyle demiştir: Namaz ikaamet edildi. İnsanlar ayakta olduğu hâlde saflar düzeltildi. Bunu ta'kîben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkıp yanımıza geldi. Nihayet namaz kıldıracağı yerde dikilince kendisinin cünüb olduğunu hatırladı. Bunun üzerine bizlere: ayrılmayınız" dedi. geri dönüp yıkandı. Sonra başı damlaya damlaya yanımıza çıktı, tekbîr aldı; biz de O'nunla birlikte namaz kıldık. bu hadîsi Ma'mer(ibn Râşid)'den; o da Zuhrî'den rivayet etmekte Usmân ibn Omer'e mutâbaat etmiştir. Bu hadîsi Abdurrahmân el-Evzâî de Zuhrî'den rivayet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: İnsan Mescidde İken, Cünüb Olduğunu Hatırladığı Zaman Teyemmüm Etmeyerek Olduğu Gibi Dışarıya Çıkar Bâbı
278-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Biz kadınlardan birimize cünüblük isabet ettiği zaman, iki eliyle üç defa su alıp onu başı üzerine dökerdi. Sonra eliyle su alır, sağ tarafı üzerine ve diğer eliyle su alır, sol tarafı üzerine (döküp yıkanırdı).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Gusülde Başının Sağ Yanını Yıkamakla Başlayan Kimse Bâbı
279-)
Bize Abdurrazzâk, Ma'mer'den; o da Hemmâm ibn Münebbih'ten; o da Ebû Hureyre'den tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: oğulları çıplak olarak, birbirlerine baka baka yıkanırlardı. Mûsâ ise yalnızca yıkanırdı. İsrail oğulları: Allah'a yemin olsun, Musa'yı bizimle birlikte yıkanmaktan men eden, ancak O'nun kasığının çıkık olmasıdır, derlerdi. Mûsâ bir defa yıkanmağa gitti, elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Akabinde taş elbisesini alıp kaçtı. Mûsâ: Ey taş elbisemi, ey taş elbisemi! Diyerek taşın arkasından koştu. Nihayet İsrâîl oğulları onu (çırılçıplak) gördüler de: Vallahi Musa'da hiçbir kusur yokmuş, dediler. Ve Mûsâ elbisesini aldı da taşı dövmeğe başladı." Hureyre: Vallâhî o taşta muhakkak altı yahut yedi dövme izi kalmıştır, dedi. Ebû Hureyre'den; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den, (O) şöyle buyurmuştur: çıplak yıkandığı sırada üzerine altundan çekirgeler düştü. Eyyûb hemen elbisesinin içine avuçlamaya başladı. Rabb'i ona: Yâ Eyyüb, şu görmekte olduğun şeyden ben seni zengin kılmamış mı idim? diye nida etti. Eyyûb: Sen'in izzetine yemin ederim ki evet zengin kıldın, lâkin Sen'in bereketinden benim için müstağni olmak yoktur, dedi." hadîsi İbrâhîm, Mûsâ ibn Ukbe'den; o da Safvân'dan; o da Atâ ibn Yesâr'dan; o da Ebû Hureyre'den rivayet etti. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "Eyyûb, çıplak olarak yıkandığı sırada... " buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Halvette Tek Başına İken Çıplak Olarak Yıkanan Ve Örtünmek Daha Faziletli Olduğu İçin Örtünen Kimse Bâbı
281-)
Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'nin himayesinde bulunan Ebû Murre haber vermiştir. O da Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'den işitmiştir ki, o şöyle diyordu: Ben fetih yılı Rasûlüllah'ın yanına gittim ve O'nu yıkanır hâlde buldum. Fâtıma da O'nu perdeliyordu. "Bu kadın kimdir?" diye sordu. Ben Ümmü Hâni'im dedim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Yıkanma Sırasında Bir Şey İçinde Veya Arkasında İnsanlardan Perdelenmek Bâbı
282-)
Bize Sufyân (es-Sevrî), A'meş'ten; o da Salim ibn Ebi'l Ca'd'dan; o da Kurayb'den; o da İbn Abbâs'tan; o da Meymûne'den haber verdi. Meymûne şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cünüblük-ten dolayı yıkanırken ben kendisini perdeledim. O ellerini yıkadı, sonra sağ eliyle sol eli içine su döküp avret mahallini ve oraya değen şeyleri yıkadı. Sonra eliyle duvar üzerine yahut toprağa mesnetti. Sonra ayaklarım yıkamayarak namaz için abdest alışı gibi abdest aldı. Sonra kendi bedeni üzerine su akıttı. Sonra kenara çekilip ayaklarını yıkadı. hadîsi A'meş'ten rivayet etmekte Sufyân'a, Ebû Avâne ile İbn Fudayl ayrı ayrı mutâbaat etmişlerdir. Her ikisinin de mutâbaatı perdelemededir (yani "Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i perdeledim" lâfzındadır).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Yıkanma Sırasında Bir Şey İçinde Veya Arkasında İnsanlardan Perdelenmek Bâbı
283-)
Bize Mâlik, Hişâm ibn Urve'den; o da babası Urve'den; o da Zeyneb bintu Ebî Seleme'den; o da mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'den haber verdi. O şöyle demiştir: Ebû Talha'nın karısı olan Ümmü Süleym, Rasûlüllah'ın yanına geldi de: Yâ Rasûlallah! Şübhesiz Allah haktan haya etmez. Bir kadın ihtilâm olduğu zaman gusl etmesi îcâb eder mi? diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Suyu gördüğünde evet" cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Kadın İhtilâm Olduğu Zaman
284-)
Bize Bekr(ibn Abdillah), Ebû Nâfi'den; o da Ebû Hureyre'den tahdîs etti ki, Ebû Hureyre cünüb iken Medîne sokağının birinde kendisini Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) karşılamış. -Ebû Hureyre- Yanından savuşup gittim (deyip kendisini tekrar tecrîd ederek şöyle devam etti:); Ebû Hureyre gitti ve yıkandı, sonra geldi. Peygamber: nerede idin yâ Ebâ Hureyre?" diye sordu. Ebû Hureyre de: Cünüb idim. Tahâretsiz olarak seninle birlikte oturmak istemedim, diye cevâb verdi. Bunun üzerine: Mü'm"in murdar olmaz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Kimsenin Teri Ve Müslüman Murdar Olmaz Bâbı
285-)
Katâde ve arkadaşlarına da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle tahdîs etmiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) bir tek gece içinde kadınları üzerine dolaşır idi. O vakit Peygamber'in dokuz kadını vardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Kimse Dışarıya Çıkar, Çarşıda Ve Diğer Yerlerde Yürür.
286-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben cünüb ikenRasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle karşılaştı ve benim elimi tuttu. Böylece kendisiyle birlikte yürüdüm. Nihayet oturdu. Ben hemen savuştum da barındığım yere geldim, yıkandım. Sonra geldim. O hâlâ oturuyordu. "Sen nerede idin yâ Ebâ Hırr?" dedi. Ben de kendisine(yaptığım işleri) söyledim. Bunun üzerine: "Subhânallah! Yâ Ebâ Hırre, mü'mîn murdar olmaz" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünüb Kimse Dışarıya Çıkar, Çarşıda Ve Diğer Yerlerde Yürür.
287-)
Ebû Seleme şöyle demiştir: Ben, Âişe'ye, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) cünüb iken uyur muydu? diye sordum. Âişe (r. anha): Evet, abdest alır, uyurdu, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-gusl
Konu: Cünübün, Abdest Aldığı Zaman Yıkanmadan Evde Durmasının Cevazı Bâbı