Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı

3966-) Bize bu hadîsi İbn Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan bu isnâdla rivâyette bulundu; ve: «Göz karariyle alınmasına» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3967-) Bize Ebû'r-Rabî' ile Ebû Kâmil rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd rivâyet etti. H. bu hadisi Alîyyübnü Hucr da rivâyet etti. ki): Bize İsmail rivâyet etti. Her iki râvi Eyyûb'dan, o da Nâfi'den bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) göz kararı ile ariyyelerin satılması hakkında ruhsat vermiştir. hadîsi Buhârî «Büyü'» bahsinin bir iki yerinde, Tirmizî «Buyû'»da; Nesâî «Büyü'» ve «Şurût» bahislerinde; İbn Mâce «Ticâret»de muhtelif râvilerden tahrîe etmişlerdir. ilk rivâyetinde müzâbene ve muhakale nâmı verilen satışların memnu' olduğu bildirilmekte ve bunların ta'rîfi yapılmaktadır. Bu husustaki tafsilât Bâbımızın İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsinde görülecektir. Biz burada «Ariyye»den bahsedeceğiz; zira Hazret-i Zeyd rivâyetlerinin sıklet merkezi odur. Yemişi başkasına bağışlanmış hurma ağacı demektir. Kelimenin aslı «Arâ-ya'rû) dur; yani nâkıs-ı vâvîdir. Bu takdirde ariyye: faîle vezninde olup mef'ul mânâsında kullanılmıştır; maksûd hurma demek olur. Mamafih nâkıs-ı yâî yani (Ariye-ya'râ) aslından gelmiş olması da muhtemeldir. Ve bu sefer fail mânâsında kullanılmış olur. (Ariye) elbisesini çıkardı demektir. Ariyye hurması haram kılınan satışlardan hâriç kaldığı için ona bu isim verilmiştir. Bazıları bu kelimenin yemişi bağışlanan hurma ağacına verlen bir ism-i hâs olduğunu söylemişlerdir. Şu halde ariyye satış değil, bağıştır. (Ariyye) nin şer'an tefsirinde de ihtilâf etmişlerdir. İmâm Mâlik, Evzâî, İmâm Ahmed ve İshâk'a göre bu hadîste zikri geçen ariyyeden murâd: Bir kimsenin bahçesinden bir veya iki hurma ağacını bir seneliğine başkasına vermesidir. Bir takım ulemâ: Bir kimsenin iki-üç hurma ağacını başkalarına vermesi, onların da bu hurmaların yemişini göz karariyle kuru hurma karşılığında satmalarıdır.» demişlerdir. Yahya b. Saîd el-Ensârî ile Muhammed b. İshâk’ın mezhepleri budur. Mezkûr kavil Hazret-i Zeyd b. Sabit'ten rivâyet olunmuştur. Süfyân b. Hüseyn ile Süfyân b. Uyeyne'nin kavilleri de bu ise de onlara göre bu bağış yalnız fakirlere yapılır. Bu hurmaların yemişini satmak ihtiyaçlarından dolayı onlara mubah kılınmıştır. Şafiî ile Ebû Sevr ariyyeyi şöyle ta'rîf etmişlerdir: «Taze hurma zamanı gelince bazı fakirler para bulup onu alamazlar. Bu gibilerin ellerinde senelik yiyeceklerinden artma kuru hurma bulunur, işte ariyye, beş vesktan az olmak şartiyle bunların göz karariyîe kuru hurma vererek tazesini satın almalarıdır.» Onlara göre hurma ile üzümden başka meyvelerde ariyye yoktur. göz kararından maksad: Taze hurma kuruduğu zaman ne kadar kalacağını tahmin etmektir. Yani taze hurma kuruduğu zaman ne kadar kalacaksa alıcı o kadar kuru hurma verecek, bu suretle verdiği aldığına denk olacaktır. beyanına göre İmâm A'zam ariyyeyi şöyle ta'rîf edermiş: «Bizce bunun mânâsı: Bir kimsenin hurma ağaçlarından birini başkasına tahsis etmesi, fakat teslîm edemeyeceğini aklı keserek va'dinde durmuş olmak için onun yerine göz karariyle kuru hurma vermesidir.» göre ariyye: Hurmadan verilen atiyye ve teberru'dur. Araplar kıtlık senelerinde hurması olmayanlara bir miktar hurma verir ve bununla iftihar ederlerdi. diyor ki: «Ariyye, bir tahmincinin birkaç hurma ağacı üzerinde tahminde bulunarak: Bu ağaçlardaki hurma kuruduğu vakit meselâ; üç yük kalır, demesi; hurma sahibinin de ağaçlardaki taze hurmayı birine üç yük kuru hurma mukabilinde vermesi ve o mecliste hesaplaşarak alıcının kuru hurmayı, satıcının da tahliye suretiyle taze hurmayı teslim ve tesellüm etmeleridir. Beş veskten azda bu caiz; fazlasında caiz değildir. Tam beş veskte caiz olup olmadığı hususunda İmâm Şafiî'den iki kavl rivâyet olunur ki, bunların esah olanına göre caiz değildir. Zira esas itibariyle kuru hurma mukabilinde taze hurma satmak haramdır. Ariyyelere ruhsat verilmiştir. Bu ruhsatın beş veskta mı yoksa daha azda mı olduğunda râvi şekk etmiştir. Binâenaleyh yakînen malûm olanla amel icâb eder ki, o da beş veskten az olmasıdır. Beş vesk ise haram olarak kalır. kavle göre ariyye zengin fakir herkese caizdir. Meyvelerde burma ile üzümden başkasında ariyye caiz değildir. Zaif bir kavle göre ariyye fakirlere mahsustur ve yalnız hurma ile üzüme münhasır değildir. İşte ariyye hakkında şafiî mezhebinin tafsilâtı budur. İmâm Ahmed'le diğer bazı ulemânın mezhepleri de budur. İmâm Mâlik ile Ebû Hanîfe ariyyeyi başka şekilde te'vîl etmişlerdir. Ama hadîslerin zahirleri onların te'villerini reddetmektedir.» Ömer İbn Abdilberr (368-463): İmâm Mâlik'in mezhebini şöyle hülâsa etmiştir: «Ariyye: Bir kimsenin beş vesklik veya daha az olan bahçesini başkasına hibe etmesi, sonra meyve kemâle gelince hibe ettiği şahıstan onu satın almak istemesidir. Bedelini göz kararı ile kuru hurmadan vermek şartiyle meyve toplanırken bu satış mubah kılınmıştır. Peşinen caiz olmadığı gibi, hibe edilen şahıstan başkasına da caiz değildir. Çünkü ruhsat yalnız ona verilmiştir. Ama hurmayı başkasına para ile satabilir...» Zeyd hadîsinin ilk rivâyetindeki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan sonra ariyyenin taze veya kuru hurma mukabilinde satılmasına ruhsat vermiş; bundan başkasına ruhsat vermemiş.» ifadesiyle istidlal eden bazı ulemâ Hanefîler'in ariyyeyi satış değil bağış saymalarına şöyle mukabele etmiştir: «Bu hadîs Hanefîler'den. kuru hurma karşılığında taze hurma satmanın yasak edilmesini umum mânâsına hamledip ariyye satışının bu umumdan müstesna olduğunu kabule yanaşmayanlara red cevâbı hususunda vârid olan en açık delillerdendir. Onlar hurma mukabilinde hurma satışı ile ariyyeyi bir siyakta vârid olmuş iki hüküm saymışlardır. İbn Münzir'in hikâye ettiği vecihle bâzı Hanefîler'in ariyye meselesinin kuru hurma mukabilinde taze hurmayı satmayı yasak eden hadîsle neshedildiğini iddia etmeleri de böyledir. Çünkü nâsih olmadan mensûh bulunmaz.» söze Hanefîler'den Aynî cevap vermiştir. Hülâsası şudur: Nehyi umumu üzere bırakmak, onun bir kısmını iptal etmekten evlâdır. Kuru hurma karşılığında taze hurma satmaktan nehî ile ariyye-leri satmanın bir -siyakta vârid iki hüküm olmalarına hiç bir mâni' yoktur. Bunların bir arada zikredilmesi hükümlerinin de bir olmasını, birinin sonra hükümden çıkarılmasını istilzam etmez. Zîra her iki cümle müstakildir. Usûl-i fıkıh ulemâsının muhakkıklarına göre nazımda kıran hükümde de kıranı îcâb etmez. (Yani iki meselenin bir delilde yan yana zikredilmesi onların aynı hükümde olmalarını îcâb etmez; meğer ki ikinci cümle nakıs ola. O zaman ikisi de aynı hükümde olur. Meselâ: «Ahmed geldi, Mehmed de» ifadesinde «Mehmed de» cümlesi nakıs olduğu için hüküm itibariyle evvelki cümleye bağlıdır; ve Mehmed de geldi, demektir.) Zeyd'in ariyye hakkındaki sözü tam bir cümle olup mânâ hususunda evvelki cümleye muhtâc değildir. ariyyeye (satış) denilmesi hakikaten satış hükmünde olduğu için değil, satış şeklinde tasavvur edildiğin dendir. Ariyye yemisin hibe edilmesidir. Satış olsaydı bir müddete kadar kuru hurma karşılığında yaş hurmayı satmak mânâsına gelirdi ki, bunun caiz olmadığında hilaf yoktur, Münzir'in bâzı Hanefîler'den naklettiği söz doğru değildir. Kaldı ki, bir râvinin hem hurmaya mukabil hurma satmanın yasak edildiğini hem de ariyyeye ruhsat verildiğini rivâyet etmesi nesha mâni1 değildir. ile Taberânî'nin rivâyet ettikleri İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsi ve emsali hadîsler Hanefîler'in kavlini te'yîd etmektedirler. İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsinde: b. Sabit dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir-iki ağaç hurmanın ariyyesine ruhsat verdi. Bunlar bir kimseye hibe edilir; o da onları göz kararı ile kuru hurma karşılığında satar.» denilmektedir. Tahâvî: «İşte Zeyd b. Sabit!.. Kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ariyye hakkında ruhsat verdiğini rivâyet edenlerden biridir ki, onun hibe olduğunu söylemiştir.» diyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3968-) Bize Abdullah b. Meslemete'l-Ka'nebî rivâyet etti. ki): Bize Süleyman yani İbn Bilâl, Yahya'dan —ki İbn Saîd'dir—, o da Büşeyr b. Yesâr'dan, o da biri Sa'd b. Ebî Hasıne olmak üzere hemşehrileri bâzı ashâb-ı Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmaktan nehyetmiş ve: «Bu ribâdir; bu müzâbenedir.» buyurmuş. Yalnız ariyyenin, bir-iki ağaç hurmanın yemişini satmağa ruhsat vermiş. Onu bir hâne halkı kuru hurma ile takdir ederek alır; taze taze yerlermiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3969-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. İbn Rumh dahi rivâyet etti. ki): Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Büşeyr b. Yesâr'dan, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bâzı ashâbından naklen haber verdi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kuru hurma ile takdir etmek suretiyle ariyyeyi satmağa ruhsat verdi.» demişler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3970-) Bize Mulhammed b. Müsennâ ile İshâk b. İbrahim ve İbn Ebî Ömer hep birden Sekafî'den rivâyet ettiler. ki: Ben Yahya b. Saîd'i şöyle derken işittim: Bana Büşeyr b. Yesâr hemşehrileri bâzı ashâb-ı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nehîy buyurmuş... Sekafî, Süleyman b. Bilâl'in Yahya'dan rivâyet ettiği hadîs gibi rivâyette bulunmuş; yalnız İshâk ile İbn Müsennâ (ribâ) yerine (zebn) kelimesini koymuşlar; İbn Ebî Ömer ise (ribâ) demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3971-) Bize bu hadîsi Amru'n-Nâkıd ile İbn Nümeyr de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Yahya b. Saîd'den, o da Büşeyr b. Yesar'dan, o da Sehl b. Ebî Hasıne'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen yukarıkilerin hadîsleri gibi rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3972-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Hasen-i Hulvâni rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Üsâme, Velîd b. Kesîr'den rivâyet etti. ki): Bana Benî Hârise'nin âzâdlısı Büşeyr b. Yesâr rivâyet etti. Ona da Eâfi' b. Hadîc ile Sehl b. EH Hasıne rivâyet etmişler ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbene (yani) taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmaktan nehî buyurmuş; yalnız ariyye sahipleri müstesna! Çünkü onlara izin vermiş. hadîsi Buhârî «Büyü'», «Müsâkaat» ve «Şirb» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Tirmizî «Buyû'»da; Nesâî de Büyü'» ve «Şurût» bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. râvilerin hep Medineli olması «Sahîh-i Müslim»de nadiren tesadüf edilen ahvalden olduğu gibi, Medîneli üç Ensarînin yani Yahya b. Saîd, Büşeyr b. Yesâr ve Sehl b. Ebî Hasıne hazerâtının birbirlerinden rivâyetleri de pek nâdir rastlanan letâiftendir. Büşeyr b. Yesâr el-Ensârî Benî Harise kabîlesindendir. Hemşehrileri ashâb-ı kirâmdan murâd: Benî Harise'nin yaşadığı mahallede oturanlardır. İshâk ile İbn Müsennâ'nın (ribâ) yerine (zebn) kelimesini koymalarından murâd: Hadîsi: şeklinde rivâyet etmeleridir. Defetmek demektir. Kuru hurma mukabilinde taze hurma satışına bu kelimeden alarak (büzâbene) denilmesi çok dâvaya ve itişip kaışmaya sebep olduğu içindir. şerîf hüküm itibariyle yukanki rivâyetler gibidir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3973-) Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivâyet etti. ki): Bize Mâlik rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Mâlik'e: Sana Dâvûd b. Husayn, İbn Ebi Ahmed'in azâdlısı Ebû Süfyân’dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beş veskten daha az yahut beş vesklik (beş mi yoksa beşten az mı dediğinde râvi Dâvûd sekketmiştir) ariyyelerin göz kararı ile satışına ruhsat vermiş (değil mi?) dedim. Mâlik: Evet; cevâbını verdi. hadîsi Buhârî ile Nesâî «Büyü'» ve «Şurût» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Tirmizî «Buyû'»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. şerîf râvi tarafından üstadına okunmak suretiyle rivâyet olunmuştur. Buna ilm-i hadîs ıstılahında «arz-ı semâ'» denir. İmâm Mâlik bu şekil rivâyeti başkalarına tercih edermiş. Yalnız hadîsin okunması bittikten sonra üstâd «evet» demez susarsa, bunun ikrar sayılıp sayılmayacağında ihtilâf olunmuştur. Sahîh olan kavle göre üstâd hadîsi bilir; ve susması bir mâni sebebiyle olmazsa ikrar mesabesindedir. Mamafih nizaa mahal bırakmamak için «evet» demesi evlâdır. hadîs buraya kadar geçen mutlak rivâyetleri takyîd etmekte ve ariyye muamelesinin beş vesk (yük) de yahut daha azda caiz olacağını göstermektedir. Binâenaleyh mutlak rivâyetlerde de bu kayd mu'teberdir. Ariyyeye kail olanların bu husustaki kavillerini Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh) rivâyetinin şerhinde gördük. Şunu da ilâve edelim ki, Iyâz ariyyenin yalnız hurma ile üzüme mahsus olmayıp bütün meyvelerde yapılabileceğini söylemiş; İmâm Mâlik ile Evzâî'nin mezhepleri de bu olduğunu bildirmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3974-) Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivâyet etti. ki): Mâlik'e: Nâfi’den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbeneyi yasak ettiler. Mü-zâbene taze hurmayı kuru hurma mukabilinde Ölçekle satmak ve taze üzümü kuru üzüm mukabilinde ölçekle satmaktır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3975-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Bişr rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den rivâyet etti. Ona da Abdullah haber vermiş ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbene-den (yani) hurmanın yemişini kuru hurma mukabilinde ölçekle satmaktan; taze üzümü Ölçekle kuru üzüm mukabilinde satmaktan ve ekini buğday mukabilinde ölçekle satmaktan nehî buyurmuş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3976-) Bize bu hadîsi yine Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Zaide, Ubeydullah'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet eyledi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3977-) Bana Yahya b. Maîn ile Harun b. Abdillâh ve Hüseyn b. Îsâ rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbeneden nehî buyurdu. Müzâbene: Hurmanın yemişini kuru hurma mukabilinde ölçekle satmak ve kuru üzümü taze üzüm mukabilinde ölçekle satmaktır. Göz karariyle her meyveyi satmaktan da nehî buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3978-) Bana Alî b. Hucr es-Sa'dî ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmail yani İbn İbrahim, Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbeneden nehî buyurmuş. Müzâbene: Hurmaların üzerindeki yemişi belli Ölçekle satarak; artarsa benim, yetmezse ben tamamlayacağım demekmiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3979-) Bize bu hadisi Ebû'r-Rabî' ile Ebû Kâmil de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3980-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Muhammed b. Rumh da rivâyet etti. ki): Bize Leys, Nâfi'den, o da Abdullah'dan naklen haber verdi. Abdullah Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbeneyi (yani) bahçesinin yemişini hurma ise hurma mukabilinde ölçekle; bağ ise üzümünü kuru Üzüm mukabilinde ölçekle; ekin ise kile ile zahire mukabilinde satmayı yasak etti. Bunların hepsinden nehî buyurdu. Kuteybe'nin rivâyetinde: «veya ekin ise» denilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3981-) Bana bu hadîsi Ebû't-Tâhir de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus rivâyet etti. H. bu hadîsi İbn Kafi1 dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Füdeyk rivâyet etti. ki): Bana Dahhâk haber verdi. H. bu hadîsi Süveyd b. Saîd de rivâyet etti. ki): Bize Hafs b. Meysera rivâyet etti. ki): Bana Mûsâ b. Ukbe rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den bu isnâdla yukarıkilerin hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. hadîsi Buhârî ile Nesâî «Büyü'» bahsinde tahrîc etmişlerdir. lügat mânâsı itişip kakışmaktır. Burada tahmin suretiyle kuru yemiş karşılığında taze yemiş satın almaya müzâbene denilmesi bu alış verişte kavga gürültü fazla olduğu ve alanla satandan her biri hakkını müdafaa ettiği içindir. Kazzâz’ın «El-Câmi'» adlı eserinde müzâbene şöyle ta'rîf edilmiştir: «Müzâbene: Aldatmayı tezammun eden her alış veriştir. Göz karariyle satılıp kilesi, ölçüsü ve sayısı bilinmeyen şeylerin satışı bu kabildendir.» İmâm Şâfiî'ye göre müzâbene: Meçhulü meçhulle yahut meçhulü nakdi ribâ cinsinden olan malûmla satmaktır. İmâm Mâlik'in kavli de bu ise de onun tarifinde ribâ kaydı mu'teber değildir. Ömer İbn Abdiiberr: «Bu hadiste müzâbenenin tefsiri ya İbn Ömer yahut Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından yapıldığında ulemâ arasında hilaf yoktur. En azından İbn Ömer tarafından yapılmıştır ki, hadîsi rivâyet eden de odur; binâenaleyh makbuldür. Kaldı ki, bu hususta muhalefet eden de yoktur.» diyor. buğdayı peşin buğdayla satmaya münâkale derler. Bazıları münâkaleyi: «Yerden çıkan mahsulün üçte biri yahut dörtte biri gibi muayyen bir miktarını vermek suretiyle yapılan müzâreadır.» diye ta'rif etmişlerdir. Bu takdirde muhâkale muhabere mânâsında kullanılmış olur. Muhâkaleyi: «Ekini kemâle gelmeden satmaktır.» diye ta'rif edenler olduğu gibi: «Yeri buğday karşılığında kiralamaktır.» diyenler de vardır. Ömer İbn Abdilberr'in beyânına göre ulemâ kuru üzüm karşılığında taze üzüm safî buğday mukabilinde başakta buğday satmanın haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Cumhûra göre taze üzümle taze hurmanın devşirilmiş veya ağaç üzerinde olması hüküm itibariyle hep birdir. Yalnız İmâm A'zam devşirilmiş üzüm, buğday ve hurmanın kendi misli kuru üzüm, buğday ve kuru hurma karşılığında satılabileceğini söylemiştir. Fazlalıkla satmaya cevaz vermemiştir. İbn Münzir: «Zannederim Ebû Sevr de İmâm A'zam'a muvafakat etmiştir.» diyor. Battal; «Ulemâ hurma ağacının üzerindeki hurmayı kuru hurma karşılığında satmanın caiz olamayacağına ittifak etmişlerdir; zira bu satış müzâbenedir; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu yasak etmiştir. Devşirilmiş taze hurmayı o miktar kuru hurma ile satmaya gelince: Cumhûra göre hurmayı cinsi cinsine satmak ne misli misline, ne de fazlalıkla caiz değildir. Hanefîler'den İmâm Ebû Yûsuf ile İmâm Muhammed'in mezhepleri de budur...» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Arıyyeler Müstesna Olmak Üzere Kuru Hurma Mukabilinde Yaş Hurma Satmanın Haram Kılınması Bâbı
3982-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim aşılanmış bir hurmalık satarsa onun meyvesi satana aiddir; meğer ki, müşteri (meyveyi) şart koşmuş ola!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3983-) Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. H. İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. Her iki râvi de Ubeydullah'dan rivâyet etmişlerdir. H. Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. Lâfız onundur. ki) ; Bize Muhammed b. Bişr rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bir hurmalığın ağaçları aşılanmış olarak satın alınırsa o hurmalığın meyvesi aşılayana aiddir; meğer ki, safın alan kimse (meyveyi) şart koşmuş ola!» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3984-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. İbn Rumh dahi rivâyet etti. ki): Bize Leys, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi ki. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): bir kimse bir hurmalığı aşılar da sonra ağaçlarını satarsa, hurmalığın meyvesi aşılayana aittir; meğer ki müşteri şart koşmuş ola!» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3985-) Bize bu hadîsi Ebû'r-Rabî' ile Ebû Kâmü de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd rivâyet etti. H. hadîsi bana Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. ki): Bize îsmâîl rivâyet etti. Her iki râvi Eyyûb'dan, o da Nâfi'den bu isnâdla bu hadisin benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3986-) Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Kumlı rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Leys haber verdi. H. Kuteybe b. Saîd de rivâyet etti. ki): Bize Leys, İbn Şi-bâb'dan, o da Salim b. Abdillâh b. Ömer'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivâyet etti. ki): Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: kim bir hurmalığı aşılandıktan sonra satın alırsa, o hurmalığın meyvesi satana aid olur; meğer ki, müşteri şart koşmuş ola! Ve her kim bir köle satın alırsa, o kölenin malı satana aiddir; meğer ki, müşteri şart koşmuş ola!»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3987-) Bize bu hadîsi Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Züheyr b. Harb da rivâyet ettiler. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etti, dediler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3988-) Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. ki): Bana Salim b. Abdillâh b. Ömer rivâyet etti ki, babası: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bu hadîsin mislini îrâd buyururken işittim.» demiş. hadîsi Buhârî «Kitâbü’l-Buyû'» ile «Şurût» bahsinde; Müslim, Ebû Dâvûd ve Nesâî «Şurût» da; İbn Mace «Ticâret»de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Buhârî'nin bir rivâyetinde hadîs muhavere yani müzâkere kabilinden zikredilmiş ve Hazret-i İbn Ömer'in âzâdlısı Nâfi'e mevkuf bırakılmıştır. Mezkûr rivâyette: «Herhangi bir hurmalık aşılanmış olduğu halde meyvesinden bahsedilmeksizin satılırsa meyvesi aşılayana aittir. Köle ile ekin de böyledir.» denilmektedir. Abdilberr'in beyânına göre Bâbımız hadîsinin râvile-rinden Nâfi' ile Salim hurma meselesini ittifakla merfû' olarak rivâyet etmişlerse de köle meselesinde ihtilâf etmişlerdir. Salim onu da merfû' olarak rivâyet etmiş; Nâfi' ise İbn Ömer (radıyallahü anh)’a mevkuf bırakmıştır. Ekin meselesinin merfu' rivâyeti olmadığı söylenir. Hattâ Bazıları İbn Ömer hadîsinde mevsûî olarak yalnız hurma meselesini rivâyet etmişlerdir. Mâlik, Leys, Eyyûb, Ubeydullah b. Ömer ve diğer bir takım hadîs ulemâsı hurma meselesini İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan; köle meselesini de İbn Ömer va-sıtasiyle Hazret-i Ömer'den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Ebû Dâvûd da İmâm Mâlik'den hadîsi bu iki isnâdla tahrîc etmiştir. aşılanması: Dişi hurmanın çiçeğini yararak içine erkek hurma çiçeğinden bir miktar koymakla olur. Buna Arapçada (te'bir) yahut (ebr) denir. Her meyvenin aşısı nev'ine ve âdete göre yapılır. Bâzan ağacın çiçeğini atıp meyve göstermesine ve ağacı budayıp ıslâh etmeye de (te'bir) denir. Ağacın kendiliğinden aşılanması satış hususunda insan tarafından aşılanmış hükmündedir. hassaten hurmanın zikredilmesi ihtirâzî bir kayid değil, ya bahis mevzuu hurma olduğu yahut Arabistan'da meyve bahçelerini ekseriyetle hurmalıklar teşkil ettiği içindir. Yoksa üzüm, elma ve armut gibi meyve ağaçları da bu hükümde dahildir. Yani bu gibi meyve ağaçları satıldığı zaman da şart yoksa yemişi satana aittir. maksad: Akdi yaparken müşterinin: «Meyve benim olacak!» demesi; satıcının da kabul etmesidir. Bu takdirde satılan ağacın o seneki meyvesi de müşterinin olur. Şart satıcı tarafından da olabilir; ve bittabi muktezasınca hareket edilir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Üzerinde Meyvesi Olan Hurmayı Satan Bâbı
3989-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Abdil-Jâh b. Ntimeyr ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Hep birden dediler ki: Bize Süfyân b. Uyeyne, İbn Cüreyc'den, o da Atâ'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) muhâkale, müzâbene ve muhabereden, olgunlaşincaya kadar meyveyi satmaktan nehî buyurdu. Ariy-yeler müstesna, altınla gümüşten başka bir şeyle satış yapılmaz.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3990-) Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Ebû Âsim haber verdi, ki): Bize İbn Cüreyc, Ata ile Ebû'z-Zübeyr'den naklen haber verdi. Onlar da Câbir b. Abdillâh'ı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nehî buyurdu... derken îşitmiştir. Râvi yukarıki hadîs gibi rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3991-) Bize İshâk b. İbrâhîm el-Hanzalî rivâyet etti. ki): Bize Mabled b. Yezîd el-Cezerî haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. ki): Bana Atâ, Câbir b. Abdillâh'dan naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), muhabere, muhâkale ve müzâbeneden, bir de olgunlaşıncaya kadar meyveyi satmaktan nehî buyurmuşlar. Ariyyeler müstesna gümüşle altından başka bir şeyle satış yapılmazmış. ki: Câbir bize tefsirde tulunarak şunları söyledi: Muhabere, boş tarlayı sahibinin birine vermesi, alanın da ona sarfiyatta bulunması, sonra sahibinin meyveden (bir miktar) almasıdır. müzâbenenin, hurmalıktaki taze hurmayı kuru hurma mukabilinde ölçekle satmak olduğunu söyledi. Ekinde yapılan bunun gibi bir şeydir; sahibi başağındaki ekini Ölçekle sat.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3992-) Bize İshâk b. İbrâbîm ile Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef ikisi birden Zekeriyya'dan rivâyet ettiler. İbn Ebî Halef dedi ki: Bize Zekeriyya b. Adiy rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Zeyd b. Ebî Uneyse'den naklen naber verdi. ki): Bize Ebû’l-Velîd-i Mekkî, kendisi Atâ' b. Ebî Rabâh'in yanında otururken Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müzâbene ile muharebeden ve işkâah hâline gelinceye kadar hurma satın almaktan nehî buyurmuş. İşkâah: Hurmanın kızarması veya sararması yahut bazı tanelerinin yenilmeye başlanmasıdır. Münâkale, ekinliğin mâ-Jûm bir zahire mukabilinde ölçekle satılmasıdır. Müzâbene, hurmalığın (meyvesi) birkaç yük kuru hurma karşılığında satılmasıdır. Muhabere ise: Üçte bir, dörtte bir ve buna benzer şeylerdir. Zeyd ki: Atâ' b. Ebî Rabâh'a: Sen Câbir b. Abdillah'ı bu hadîsi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklederken işittin mi? diye sordum. Ata': Evet; cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3993-) Bize Abdullah b. Hâşim rivâyet etti. ki): Bize Behz rivâyet etti. ki): Bize Selîm b. Hayyân rivâyet etti. ki): Bize Saîd b. Mînâ', Câbir b. Abdillâh'dan rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) müzabene, muhâkale ve muhabereden, bir de işkâh haline gelinceye kadar meyveyi satmaktan nehî buyurdular. ki: Saîd'e işkâh haline gelir ne demek? diye sordum. Kızarır, sararır ve yenmeye başlar (demektir) cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3994-) Bize Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî ile Muhammed b. Ubeyd el-Guberî rivâyet ettiler. Lâfız Ubeydullah'ındir. (Dediler ki): Bize Hammâd b. Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb, Ebû'z-Zübeyr ile Saîd b. Mînâ'dan, onlar da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) muhâkale, müzâbene, muâveme ve muhabereden nehî buyurdu. (Ebû'z-Zübeyr ile Saîd'den biri: Birkaç yıllığına satış yapmak... işte muâvene budur, demiş.) istisnâlı satışı da yasak etti. Yalnız ariyyelere ruhsat verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3995-) Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Alî b. Hucr dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmâîl yani İbn Uleyye, Eyyûb'dan, o da Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti. Yalnız o «Birkaç yıllığına satış yapmak... işte muâveme budur.» cümlesini zikretmedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3996-) Bana İshâk b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Abdilmecîd rivâyet etti. ki): Bize Rabâh b. Ebî Ma'rûf rivâyet etti, ki): Atâ'yı Câbîr b. Abdillâh'dan rivâyet ederken dinledim. Câbir Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) yeri kiralamaktan, onu birkaç yıllığına satmaktan ve olgunlaşıncaya kadar meyveyi satmaktan nehî buyurdu. hadîsi Buhârî «Büyü'» ve «Musâkaat» bahislerinde tahrîc etmiştir. Ancak «Buyû'»daki rivâyetinde muhabere, muhâkale ve müzâ-bene zikredilmemiştir. Aynı rivâyeti Ebû Dâvûd «Buyû'»da; İbn Mâce «Ticâret»de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. müzâbene ve meyvenin olgunlaşmadan satılması meselelerini bundan önceki bâblarda görmüştük. gelince: Hanefîler muhabere ile müzâreanın aynı manâya geldiğini söylemişlerdir. Gerçi mânâ itibariyle birbirlerine pek yakın ve ikisi de toprağı, çıkan mahsulün üçte biri, dörtte biri gibi mâlüm bir cüz'ü karşılığında kiraya vermekten ibaret ise de bazıları mü-zâreada ekilecek tohumun toprak sahibine, muhaberede ise kiracıya âit olduğunu söyleyerek aralarında fark görmüşlerdir. ulemâsının cumhûruna göre muhabere: Çiftçi mânâsına gelen «habîr»den alınmıştır. Bazıları yumuşak yer mânâsına gelen «habâr»dan; bir takımları da «Hubra»dan alındığını söylemişlerdir. Hubra: Nasîb demektir. İbn'l-A'râbî muhaberenin «Hayber»den alındığını ileri sürmüştür. Çünkü bu muamele ilk defa Hayber'de yapılmıştı. ve müzareanm caiz olup olmadığı ulemâ arasında ihtilaflıdır. Bu husus müteâkıb bâbda görülecektir. yani bir meyve ağacının iki, üç veya daha fazla yıllığına satmak bilittifak bâtıldır. İbn Münzir ile diğer bâzı ulemâ bu hususta icmâ' nakletmişlerdir. İcmâm delili bu rivâyetlerdir. Bir de bu muamele elde olmayan meçhul ve teslim imkânı bulunmayan bir malı satmaktır ki, caiz, değildir. şerifte altınla gümüşün zikredilmesi ihtirazı bir kayıt değil, o zaman muamele ekseriyetle onlar üzerinden yapıldığı içindir. Alış veriş başka şeylerle de yapılabilir. satıştan murâd: Akid esnasında satılık malın meçhul bir miktarmı pazarlıktan hâriç bırakıp satmamaktır ki: «Sana şu yığını sattım ama bir kısmı müstesna.» «Şu ağaçlan sattım; bâzısı müstesna.» gibi sözlerle olur. İstisna edilen miktar belli olmadığı için bu satış sahih değildir. Fakat satıcı istisna ettiği miktarı tâyin ederek: «Sana bu ağaçları sattım; yalnız şu ağaç müstesna» yahut «bu sürüyü sattım; yalnız şu koyun müstesna» derse satış bilittifak sahîh olur. diyor ki: kimse bir yığın zahireyi satar da bir ölçeğini istisna ederse bu satış İmâm Şafiî ile Ebû Hanıfe'ye göre bâtıldır, İmâm Mâlik üçte birinden fazla olmamak şartiyle bu istisnayı sahîh kabul etmiştir. hadîsi; ağaçtaki meyvenin olgunlaşmadan satılamayacağına kail olan İmanı Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel ile diğer bâzı ulemânın delillerindendir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Muhakale, Müzabene Ve Muhabereden, Meyveyi Olgunlaşmadan Satmaktan Ve Birkaç Yıllığına Satış Demek Olen Muavemeden Nehi Bâbı
3997-) Bana Ebû Kâmil Cahderî rivâyet etti. ki): Bize Hamroâd yani İbn Zeyd, Matar-i Verrâk'dan, o da Atâ'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yeri kiraya vermekten nehî buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
3998-) Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Fadl rivâyet etti. (Lâkabı Ârim'dir. Ebû'n-Nu'mân es-Sedûsî bu zâttır.) ki): Bize Mehdi b. Meymûn rivâyet etti. ki): Bize Matar El-Verrâk, Atâ'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kimin yeri varsa onu eksin; kendisi ekmezse onu dîn kardeşine ektirsin!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
3999-) Bize Hakem b. Mûsâ rivâyet etti. ki): Bize Hikl yani İbn Ziyâd, Evzâî'den, o da Atâ'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bazı kimselerin fazla yerleri vardı da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kimin fazla yeri varsa onu ya eksin yahud dîn kardeşine bahşetsin. Bunu yapmazsa yerine sâhib olsun!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4000-) Bana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize Muallâ b. Mansûr er-Râzî rivâyet etti. ki): Bize Hâlid rivâyet etti. ki): Bize Şeybânî, Bükeyr b. Ahnes'den, o da Atâ'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen haber verdi. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) yer için ücret veya pay alınmasını yasak etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4001-) Bize İbn Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Abdülmelik, Atâ'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kimin yeri varsa onu eksin; ekmeye gücü yetmeyip bundan âciz kalıyorsa müslüman kardeşine bahşetsin; ama yeri ona îcâHa vermesin!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4002-) Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Hemmâm rivâyet etti. ki): Süleyman b. Mûsâ Atâ'ya sordu: Sana Câbir b. Abdillâh Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: kimin yeri varsa onu ya eksin yahud dîn kardeşine ektirsin; ama kiraya vermesin!» buyurduğunu rivâyet etti mi? dedi. Atâ': — Evet, cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4003-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Amr'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) muhabereden nehî buyurmuş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4004-) Bana Haccâc b. Şâir rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Abdilmecîd rivâyet etti. ki): Bize Selim b. Hayyân rivâyet etti. ki): Bize Saîd b. Mînâ' rivâyet etti. ki): Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken işittim: Gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ı: kimin fazla yeri varsa onu eksin yahud dîn kardeşine ektirsin. Bu yerleri satmayın!» buyurdular. Selim Dedi ki): Bunun üzerine Saîd'e: «Bu yerleri satmayın! sözü ne demektir; kirayı mi kasdediyor?» dedim. — Evet, cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4005-) Bize Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû'z-Zübeyr, Câbir'den rivâyet etti. Şöyle dedi: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında muhabere yapar da kesmifcten ve şundan bundan alırdık. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kimin yeri varsa onu ya eksin yahud dîn kardeşine ektirsin; aksi takdirde o yeri (hâline) bıraksın!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4006-) Bana Ebû't-Tâhir ile Ahmed b. Îsâ hep birden İbn Vehb’den rivâyet ettiler. İbn Îsâ dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti. ki): Bana Hişâm b. Sa'd rivâyet etti. Ona da Ebû'z-Zübeyr Mekkî rivâyet etmiş. ki): Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken işittim: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında su kenarlarını sahibine vermek şartiyle arazîyi üçte birine yahut dörtte birine alırdık. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu mesele için ayağa kalkarak: yeri varsa onu eksin; ekmezse dîn kardeşine bahsetsin. Dîn kardeşine bahşetmezse ona sahib olsun!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4007-) Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Hammâd rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Süleyman'dan rivâyet etti. ki): Ebû Süfyân, Câbir'den rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: yeri varsa onu ya hibe etsin; yahud emaneten versin!» buyururken işittim.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4008-) Bana bu hadîsi Haccâc b. Şâir de rivâyet etti. ki): Bize Ebû'l-Cevvâb rivâyet etti. ki): Bize Ammâr b. Ruzeyk, A'meş’den bu isnâdla rivâyette bulundu. Yalnız o: «Onu eksin yahut bir kimseye ektirsin.» şeklinde söyledi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4009-) Bana Hârûn b. Saîd el-Eylî rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bana Amr yani İbn Haris haber verdi. Ona da Bükeyr, ona da Abdullah b. Ebî Seleme Nu'man b. Ebî Ay-yâş'dan, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen rivâyet etmiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yeri kiraya vermekten nehî buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4010-) Bükeyr ki: Bana Nâfi’ de rivâyet etti ki, İbn Ömer'i şunu söylerken işitmiş: «Biz vaktiyle arazîmizi kiraya verirdik; sonra Râfi' b. Hadîc hadîsini duyunca bundan vaz geçtik.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4011-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) boş arazîyi iki veya üç seneliğine salmaktan nehî buyurdu.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4012-) Bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Süfyân b. Uyeyne, Humeyd-i A'rac'dan, o da Süleyman b. Atîk'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) birkaç yıllığına (yapılan) satışı yasak etti.» Ebî Şeybe'nin rivâyetinde: «Meyveyi birkaç yıllığına satmayı...» denilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4013-) Bize Hasan b. Alî El-Hulvânî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Tevbe rivâyet etti. ki): Bize Muâviye, Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da Ebû Seleme b. Abdirrahmân'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yeri varsa onu eksin yahud dîn kardeşine bahşetsin; bunu yapmazsa yerine sahib olsun!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4014-) Bize Hasan-ı Hulvânî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Tevbe rivâyet etti. ki): Bize Muâviye, Yahya b. Ebî Kesîr'den rivâyet etti. Ona da Yezîd b. Nuaym, ona da Câbir b. Abdillâh haber vermiş ki, Câbir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i müzâbene ile hukulden nehî buyururken işitmiş. Câbir b. Abdillâh ki: «Müzâbene, hurmanın taze yemişini kuru hurma karşılığında satmak; hukul ise yeri kiraya vermektir.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı
4015-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Yâkub yani İbn Abdirrahmân El-Kaari, Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti: (sallallahü aleyhi ve sellem) muhâkale ile müzâbeneden nebi buyurdular.» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Alış Verişler
Konu: Yeri Kiraya Verme Bâbı