Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı

1736-) Bize, Ebû Bekir b. Ebi Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize Mu âz b. Muâz, Humeyd'den, o da Abdullah b. Şakîk-i Ukaylî'den naklen rivâyet etti. ki: Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazını sordum: Âişe: geceler ayakta, bâzı gecele,- de oturarak uzun uzun namaz kı-lard». Ayakta kılarken oku (makdan fârig ol) dumu ayakta rükû' eder; Oturarak okursa, oturduğu yerden rükû' ederdi.» cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1737-) Bize, Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Muâviye, Hişâm b. Hassân'dan, o da Muhammed b. Sîrîn'den, o da Abdullah b. Şakîk-i Ukaylî'den naklen haber verdi. ki: Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, namazını sorduk da şunu söyledi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ayakta ve oturarak çok namaz kılardı. Namaza, ayakta başlarsa, ayakta rükû' eder; oturarak başlarsa, oturarak rükû' ederdi.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1738-) Bana, Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî dahi rivâyet etti. ki): Bize, Hammâd' (yani İbn Zeyd) haber verdi. H. Hasanü'bnü'r-Rabî' de rivâyet etti. ki): Bize, Mehdî b. Meymûn rivâyec etti. H. Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize, Vekî' rivâyet etti. H. Ebû Küreyb de' rivâyet etti. ki): Bize, İbn Nümeyr rivâyet etti. Bunların hepsi Hişâm b. Urve'den rivâyet etmişlerdir. H. Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. Lâfız onundur. ki: Bize, Yahya b. Saîd, Hişâm b. Urve'den naklen rivâyet etti. ki: Bana, babam, Âişe'den naklen haber verdi. Âişep Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, gece namazlarının hiç birinde oturarak okuduğunu görmedim. Nihayet ihtiyarladığı zaman, oturarak okumağa başladı. Hattâ okuduğu sûreden otuz yahut kırk âyef kalınca, ayağa kalkarak, onları ayakta okur; sonra rükû ederdi.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1739-) Bize, Yahya b. Yahya da rivâyet etti dedi ki: Mâlik'e, Abdullah b. Yezîd ile Ebû'n-Nadr'dan dinlediğim, onların da Ebû Seleme-te'bnü Abdirrahmân'dan, onun da Âişeden naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. (Âişe, Dedi ki): (sallallahü aleyhi ve sellem) (bazen) oturarak namaz kılardı. Namazda Kur'ân'ı, oturduğu yerden okur; otuz veya kırk âyet mikdârı kıraati kalınca ayağa kalkar, onları ayakta iken okur; sonra rükû'a gider; sonra secdeye varırdı. İkinci rek'âtda dahi böyle yapardı.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1740-) Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize, İsmail b. Uleyye, Velîd b. Ebî Hişâm'dan, o da Ebû Bekir b. Muhammed'den, o da Amra'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) (bazan namazda) oturduğu yerden okur; rükû' etmek istedimi kalkarak bir insanın kırk âyet okuyabileceği kadar ayakta dururdu.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1741-) Bize, İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize, Muhammed b. Bişr rivâyet etti. ki): Bize, Muhammed b. Amr rivâyet etti. ki): Bana, Muhammed b. İbrahim, Alkametü'bnü Vakkâs'dan naklen rivâyet etti, Alkame, Şöyle dedi: «Âişe'ye: (sallallahü aleyhi ve sellem) oturarak kıldığı iki rek'âtda nasıl yapardı?» diye sordum; Âişe: ikisinde de okurdu. Rükû'a gitmek isteyince ayağa kalkar da Öyle rükû ederdi.» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1742-) Bize, Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize, Yezîd b. Zürey', Saîd-i Cüreyrî'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen haber verdi. Abdullah, Şöyle dedi: Âişe'ye: (sallallahü aleyhi ve sellem), hiç oturduğu yerden namaz kılarmıydı?» dedim; Âişe: İnsanlar onu ihtiyarlattıkdan sonra (kıldı)» cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1743-) Bize, Ubeydullah b. Muâz dahi rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize Kehmes, Abdullah b. Şakîk'den rivâyet etti: «Âişe'ye, dedim ki...» diyerek Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen yukarki hadîsin mislini rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1744-) Bana, Muhammed b. Hâtim ile Harun b. Âbdillâh rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Haccâc b. Muhammed rivâyet etti. ki: İbn Cüreyc şunu söyledi: Bana Osman b. Ebî Süleyman haber verdi; Ona da Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân haber vermiş; Ona da, Âişe haber vermiş ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) birçok namazlarını oturarak kılmadan vefat etmemiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1745-) Bana, Muhammed b. Hatim ile Hasenü'l-Hulvânî, ikisi birden Zeyd'den rivâyet ettiler. Hasen, dedi ki: Bize, Zeydü'bnü'l-Hubâb rivâyet etti. ki): Bana, Dahhâk b. Osman rivâyet etti. ki): Bana, Abdullah b. Urve, babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, yaşı ilerleyip (vücûdu) ağırlaşınca ekseriyetle namazını oturarak kılardı.» ki, Bâbımızın buraya kadar olan hadîsleri hep Hazret-i Âişe (radıyallahü anha)'dan rivâyet olunmuşdur. Bunların bâzılarını Buhârî «Kitâbü't-Teheccüd» de, bâzılarını da «Kitâbü Taksîri's-Salât» da; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî dahi «Kitâbü's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. birinci hadîsinde Âişe (radıyallahü anha)'ya, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ne kadar nafile namaz kıldığı sorulmakda; o dâ öğleden evvel dört, Öğleden sonra iki, akşam namazından sonra iki; yatsı namazından sonra dahi iki rek'ât olmak üzere on rek'ât sünnet namaz kıldığını ve ayrıca geceleyin dokuz rek'ât namaz daha kıldığını, vitrin de bunlarda dâhil olduğunu bildirmektedir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, gece namazı hakkında muhtelif rivâyetler vardır. bir rivâyetinde geceleyin onbir rek'ât namaz kılardığı; Âişe'den, Ebû Dâvûd'un tahrîc ettiği bir rivâyette onüç rek'ât; yine Âişe (radıyallahü anha)'dan, bir rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in son zamanlarında vitr'i, dokuz rek'ât kıldığı anlaşılmaktadır. Âişe'nin muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vaktiyle gece namazını onüç rek'ât kılarmış; sonra yaşlanarak biraz da et tuttuktan sonra dokuz kılmağa başlamış. Yalanız Hazret-i Âişe, bu namazların hepsine birden vitir demişdir. Hâlbuki vitir namazı, onların yalnız üç rek'âtidır. hadîslerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yaşlandığını ifâde için «Kebire, hatame, beddene» gibi kelimeler kullanılmişdır. itibarı ile Kebire: Yaşlandı; hatame: kırdı; beddene: Semizledi, etlendi; mânâlarına gelirlerse de, burada hepsi yaşının ilerlemesi, vücûdunun ağırlaşması mânâsında kullanılmışlardır. Abdullah b. Şakîk'in bahsettiği Fâris'den murâd: Acemistan'dır. Bazıları Hazret-i Âişe'nin, Acemistan'a gitmediğinden bahsederek, bu kelimenin yalnışlıkla hadîse geçtiğini, doğrusunun Fâris değil; Nekaaris olduğunu iddia etmişlerdir. Nekaaris, ayak mafsallarına arız olan bir nev'î hastalıkdır. Fakat Kâdi İyâz, bu kelime hakkında; Yanlışlık iddia edenlerin yanıldıklarını söylemiş ve: «Hazret-i Abdullah'in, bu suâli Âişe (radıyallahü anha)'ya Acemistan'da sormuş olması lâzım gelmez. O, suâlini Acemistan'dan döndükten sonra Medine'de sormuşdur. Hadîsin zahiri, bunu göstermektedir.» demişdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, nafile namazını oturarak kıldığını Tabiîn'den bir cemâat da Âişe (radıyallahü anha)'dan rivâyet etmişlerdir. Bunlardan Esved b. Yezîd rivâyetini Nesâî, Alkametü'bnü Vakkâs rivâyetini Bâbımızda Müslim, Amra rivâyetini Müslim, Nesâî ve İbn Mâce ,tahrîc etmişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1746-) Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Ib-ni Şihâb'dan duyduğum, onun da Sâib b. Yezîd'den, onun da Mattalib) Ebî Vedâate's-Sehmî'den, onun da Hafsa'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum!: Hafsa, Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından bir yıl öncesine kadar nafile namazında oturduğunu görmedim. Ondan sonra artık nâfie namazını oturarak kılmağa başladı. Sûreyi tertîl ederek okur; bu suretle o sûre ondan daha uzun sûrelerden uzun olurdu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1747-) Bana, Ebû't-Tâhir ile Harmele de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, İbn Vehb haber verdi. ki): Bana, Yûnus haber verdi. H, Ishâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd dahi rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Abdürrezâk, haber verdi. ki) Bize, Ma'mer haber verdi. Bunlar, hep birden Zührî'den, bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet et-mislerdir. Yalnız onlar: «Bir yahut iki yıl (öncesine kadar.) » demişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1748-) Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize, Ubeydullah b. Mûsâ, Hasan b. Sâlih'den, o da Simâk'den, naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Bana, Câbir b. Semura haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) oturarak namaz kılmadan vefat etmemiş. hadîsler dahi nafile namazını oturarak kılmanın caiz olduğunu göstermektedirler. hadîsini Tirmizî dahi rivâyet etmiş ve: «Bu hadîs hasen sahîhdir.» demişdir. Zahire bakılırsa Hazret-i Âişe hadîsi ile Hafsa (radıyallahü anh) hadîsi arasında münâfât var gibi görünürse de hakîkat-ta aralarında hiç bir münâfât ve muâraza yokdur. Çünkü Âişe (radıyallahü anha)'nm: (sallallahü aleyhi ve sellem) namazını oturarak kılıyordu.» «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefatından bir seneden fazla zaman önce namazını oturarak kılıyordu.» mânâsı çıkmaz. Zâten bir yardımcı fiil olan «Kâne» devam değil, Usûl-ü fıkıh ulemâsının bir kavline göre tekrar bile iktiza etmez. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından bir seneden fazla önceleri nafile namazını oturarak kıldığı kabul edilse bile iki hadîs arasında yine münâfât yokdur. Zîra Hafsa (radıyallahü anh) ancak görmediğini bildirmişdir. O, görmeden Resûl-ü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz oturarak kılmış olabilir. bâbda Ümmü Seleme (radıyallahü anha)'dan da rivâyet vardır. Nesâî ile İbn Mâce'nin tahrîc ettikleri bu rivâyette Ümmü Seleme (radıyallahü anha): Kabza-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) -farz namazlar müstesna- geri kalan namazların ekserisini oturarak kılmadan dünyâdan gitmedi.» demektedir. bu bâbda Enes b. Mâlik ile Abdullah b. Şihhîr (radıyallahü anhûma)'dan da rivâyetler vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1749-) Bana, Züheyr b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize, Cerir, Mansûr'dan, o da Hilâl b. Yesâf dan, o da Ebû Yahya'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Bana rivâyet olundu ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): oturarak kıldığı namaz, namazın yarısıdır...» buyurmuşlar. Bunun üzerine ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve kendisini oturarak namaz kılarken buldum da elimi, onun başının üzerine koydum. (Bana): var. Yâ Abdullah b. Amr?» diye sordu. Ben: Ya Resûlallah! Senin (Kişinin oturarak kıldığı namaz, namazın yarısıdır.) buyurduğun, bana rivâyet olundu. Hâlbuki sen oturarak namaz kılıyorsun!» dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ama ben, sizden herhangi biriniz gibi değilim.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1750-) Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammedü'bnü'l -Müsennâ ve İbn Beşşâr da toptan Muhammed b. Ca'fer'den, o da şu'be’den naklen rivâyet ettiler. H. İbn'l - Müsennâ dahi rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize, Süfyân rivâyet etti. Bunların ikisi birden Mansûr'dan bu isnâdla rivâyet etmişlerdir. Şu'be'nin rivâyetinde: «Ebû Yahye'l-A'racdan...» kaydı da vardır. hadîsin mânâsı: Oturarak kılınan namazın sevabı, ayakta kılman namaz sevabının yarısı kadardır; demekdir. Binâenaleyh oturarak kılman namazın sahîh olduğunu tazammun eder. Yalnız sevabı noksandır. Fakat ayakta durmakdan âciz olduğu için, oturarak kılan kimsenin sevabı azalmaz, onun sevabı ayakta kılanın sevabı gibidir. namazlara gelince, ayakta durmağa kudreti olan bir kimsenin farz namazı oturarak kılması caiz değildir. diyor ki: «Ayakta durmağa kudreti olan bir kimse, oturarak kılmayı helal i'tikad etse kâfir olur; kendisine mürtedler hükmü verilir... Fakat ayakta durmakdan âciz olduğu için farzı oturarak kılarsa onun sevabı, ulemâmızın ittifakı ile ayakta kılan gibi verilir; azaltılmaz. Binâenaleyh sevabın yarılanması hususundaki hadîsi, ayakta durmağa kudreti varken, oturarak kılman nafile namaza hamletmek gerekir. Bizim mezhebimizin tafsilâtı budur. Bu hadîsin tefsiri hususunda cumhûr da buna kaail olmuşlardır. Mâlikîler'den rivâyet olunduğuna göre bu hadîsi, bir özürden den dolayı farz yahut Özürlü veya özürsüz nafileye hamletmişlerdir. takımları da ayakta kılmakda meşakkat çektiği için, kendisine farzda olsun, nafilede olsun, oturarak kılmaya ruhsat verilenlere hamletmişlerdir.» (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: sizden hergangİ biriniz gibi değilim...» sözünü Şâfiîler, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hasâisinden saymışlardır. Onun, ayakta durmağa kudreti varken oturarak nafile kılması, ayakta kıldığı nafile gibidir. Bu, onun şerefini arttırmak içindir. İyâz'a göre, bu cümleden murâd şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihtiyarladığı için ayakta durmak, kendisine meşakkat vermeye başlamış; bundan dolayı oturarak kıldığı namazının ecri tam verilmişdir. Özrü olmayan şâir kimselerin hükmü, böyle değildir. Ancak Nevevî (631-676), Kâdı merhumun bu sözü için: «Zayıf yahut bâtıldır. Çünkü eğer başkaları mâzûr olurlarsa, onların sevabı da tamdır. Ayağa kalkmaya kaadir olurlarsa, mazurlar gibi değildirler. Binâenaleyh tahsise mahal kalmaz. Ve bu sefer: sîzden herhangi biriniz gibi değilim.» demek doğru olmaz. Doğrusu ulemâmızın dediği gibi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in nafilesi ayakta durmağa kudreti olanın namazı gibidir.» demişdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1751-) Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, İbn Şihâb'dan duyduğum, onun da Urve'den, onun da Âişe'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: (sallallahü aleyhi ve sellem), geceleyin onbir rek'ât namaz kılar, bunlardan bir rek'ât ile vitir yapardı, onu bitirdikden sonra sağ tarafına yaslanır, tâ müezzin gelinceye kadar yatardı. (Müezzinin gelişini müteakip) hafif iki rek'ât namaz kılardı.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1752-) Bana, Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bana, Amru'bnü’l-Hâris, İbn Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü'z - Zübeyr'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe'den naklen haber verdi. Âişe söyle demiş: (sallallahü aleyhi ve sellem), yatsı namazından -ki halk buna ateme derler- fariğ oldukdan, sabah namazına kadar onbir rek'ât namaz kılardı. Her iki rek'ât arasında selâm verir; bir rek'âtla da vitr yapardı. Sabah namazında müzzin (Ezanı okuyup) sustuğu, sabahın olduğunu iyice anladığı ve kendisine (haber vermek için) müezzin geldiği vakit kalkar; hafif iki rek'ât namaz kılardı. Sonra ikaamet için müzzin gelinceye kadar sağ tarafına yaslanırdı.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1753-) Bana, Bu hadîsi Harmele de rivâyet etti. ki): Bize, İbn Vehb haber verdi. ki): Bana, Yûnus, İbn Şihâb'dan bu isnâdla haber verdi. bu hadîsi yukarki gibi rivâyet etti. Yalnız: «Sabahın olduğunu iyice anladığı ve kendisine müezin geldiği vakit...» cümlelerini söy-lemed. İkaameti de anmadı. Hadîsin, geri kalan kısmı tamâmı ile Amr hadîsi gibidir. hadîsi Buhârî «Sabah namazının sünnetinden sonra sağ tarafa yaslanma» Bâbında tahrîc etmişdir. Onun rivâyetinde, gece namazına ve keza vitr'e dâir söz yokdur. Müslim'in buradaki rivâyetinde, Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in geceleri onbir rek'ât namaz kıldığı, bunların bir tanesi ile vitr yaptığı, ondan sonra sabah namazı için müezzin gelinceye kadar sağ tarafına yaslandığı bildirilmektedir. diyor ki: «Hazret-i Âişe'nin (Bu namazların bir rek'âtı ile vitr yapardı.) sözü, vitr namazının en az bir rek'ât kılınacağına ve keza bir rek'ât namaz kılmanın caiz olduğuna delildir. Bizim mezhebimizle cumhûr-u ulemânın mezhebi de budur. Ebû Hanîfe: Bir rek'âtla vitr yapmak sahîh değildir. Bir rek'ât namaz asla namaz değildir; demişse de sahîh hadîsler, onun bu kavlini reddetmektedir.» Ebû Hanîfe'nin delilleri tedkîk edilirse görülür ki, Hazret-i İmâm vitir namazı bir selâmla üç rek'ât olarak kılınır; demekde haklıdır. Hâkim'in, Buhârî ile Müslim'in şartlarına' uygun olarak rivâyet ettiği bir hadîsde, Hazret-i Âişe (radıyallahü anha): (sallallahü aleyhi ve sellem) , üç rek'ât ile vitr yapar, bunların yalnız sonunda sefam verirdi.» demişdir. Nesâî'nin yine Âişe (radıyallahü anha)'dan rivâyet ettiği bir hadîsde, Hazret-i Âişe: (sallallahü aleyhi ve sellem) Vitr'in iki rek'âtında selâm vermezdi.» demektedir. İbn Abbâs (radıyallahü anhûma)'dan tahrîc ettiği bir hadîsde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç rek'âtla vitr yapar; birincide (Sebbih) sûresini okurdu ilâh...» den ilmi şdir. Bu hadîs «Sünen-i Erbea» ile İbn Hibbân'in -Sahîh»inde ve Hâkim'-in «MÜstedrek» inde rivâyet olunan Hazret-i Âişe hadîsine uymaktadır. Âişe (radıyallahü anha) hadisinde: (sallallahü aleyhi ve sellem) Vitr'in ilk rek'âtında (Fâtiha) ile (A'lâ) sûresini, ikincide (Kâfirûn) ve üçüncüde (İhlâs) ile (Muazzizeteyn) i; okurdu.» buyurulmuşdur. Bu hadîsin zahiri üç rek'âti birden kıldığını gösterir. Çünkü Âişe (radıyallahü anha) mezkûr namazın ilk rek'âtım vitir'den saymışdır. Eğer vitir namazı, bir selâmla, üç rek'ât birden kılınmasaydı, Hazret-i Âişe, ona vitr demez; ayrıca bir rek'ât da vitir namazı kıldı; derdi. Gerçi rivâyetlerin birinde Âişe (radıyallahü anha): (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazı on rek'ât idi; bir rek'âria da vitr yavardı.» demiş. Burada dahi gece namazını onbir rek'ât kılardığını, bunların bir tanesi ile vitr yapardığını; söylemiş hattâ ikinci rivâyetde her iki rek'âtda bir selâm verirdiğini; bir rek'âtla da vitr yapardığını tasrîh etmiş ise de, bunların hiç birinde mezkûr bir rek'âtın ayrı niyetle ayrıca kılınan bir namaz olduğuna delâlet yokdur. Binâenaleyh vitr'in ayrıca bir rek'ât olarak kılınmış olması, mücerred bir ihtimâlden öteye geçemez. Hâl böyle olunca da Hanefîlerin istidlal ettikleri sarih hadîsler muârazadan salim kalırlar. Ashâb-ı kirâm'ın ekserisi vitr'in bir selâmla üç rek'ât olarak kılındığım bildirmişlerdir, Tahâvî (238 .-321) nin rivâyet ettiği bir hadîsde râvîlerden Ebû Hâlid: «Ebû'l-Aliyeye vitr'i sordum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı, vitr'in akşam namazı gibi olduğunu öğrettiler. Bu gecenin vitr'i; o da gündüzün vitr'idir; cevâbını verdi.» demişdir. A’zam'ın «Müsned»inde rivâyet ettiği Âişe (radıyallahü anha) hadîsinde (Muavvizeteyn) kaydı yokdur. Hadîsin lâfzı şöyledir: (sallallahü aleyhi ve sellem), üç rek'ât ile vitr yapar; ilk rek'âtda (A'lâ) sûresini, ikincide (Kâfirûn)'u, üçüncüde de (İhlâs) sûresini okurdu.» bir selâmla üç rek'ât kılındığı fukahâ-i seb'a denilen yedi fakîh'den yani Saîdü'bnü'l - Müseyyeb, Urvetü'bnü'z Zübeyr, Kâsım b. Muhammed, Ebû Bekir b. Abdirrahmân, Hâricetü'bnü Zeyd, Ubeydullah b. Abdillâh ve Süleyman b. Yesâr hazerâtından da rivâyet edilmişdir. namazından sonra sağ tarafa uzanma mes'elesine gelince: Buhârî şârihi Aynî, bu bâbda birkaç nev'î söz olduğunu bildiriyor. Şöyle ki:

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1754-) Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Abdullah b. Nümeyr rivâyet etti, H. İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Hişâm, babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) , geceleyin onüç relc'ât namaz kılar; bunların beşi İle vitir yapar; sonlarından başka hiç bir yerde oturmazdı.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1755-) Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize, Abde-tü'bnü Süleyman rivâyet etti. H. bu hadîsi Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize Vekî' ile Ebû Üsâme rivâyet ettiler. Bu râvîlerin hepsi Hişâm'dan bu îsnâdla rivâyetde bulunmuşlardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1756-) Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize, Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Irak b. Mâlik'den, o da Urve'den naklen rivâyet etti. Urveye de Âişe haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazının iki rek'ât sünneti ile birlikde (geceleyin) onüç rek'ât namaz kılarmış. hadîsi Buhârî «Gece namazının keyfiyyeti.» Bâbında; Ebû Dâvûd ile Nesâî de «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. buradaki rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitr namazını bir selâmla beş rek'ât olarak kıldığı, diğer rivâyetinde gece namazının her iki rek'âtında selâm verdiği, başka bir rivâyetinde gece namazını dörder dörder kıldığı, sonunda bunlara üç rek'ât daha ilâve ettiği; bir başka rivâyetde sekiz rek'ât kılarak bir rek'âtla vitr yaptığı, bir rivâyetde de on rek'ât kılarak bir rek'âtla vitir yaptığı bildirilmektedir. diyor ki: «Bütün bunlar vitir namazının bir rek'âta da, onüç rek'âta da münhasır olmadığına delildirler. Mezkûr iki aded ile onların arasında zikredilen sayıların hepsine göre ve keza bütün rek'âtları bir selâmla gece namazı kılmak caizdir. Bunlar cevazı beyân için vârid olmuşlardır. Yoksa efdal olan her iki rek'âtda bir selâm vermekdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in meşhur olan fiil ve emri, gece namazını ikişer rek'ât kılmakdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1757-) Bize, Yahya t. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Saîd b. Ebî Saîd-i Makburî'den dinlediğim, onun da Ebû Selemete'bnü Abdir-rahmân'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Ebû Seleme, Âişe'ye: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ramazandaki namazı nasıldı? diye sormuş: Âişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne ramazanda, ne de ramazandan başka gecelerde onbir rek'âtdan fazla namaz kılmış değildir. Dört rek'ât namaz kılardı. Artık onların güzelliğini ve uzunluğunu sorma! Sonra dört rek'ât (daha) kılardı; onların da güzelliğini ve uzunluğunı« sorma! Sonra üç rek'ât namaz kılardı. Ben: Yâ Resûlallah! Vitr'i kılmadan mı uyuyorsun; dedim, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Âİşe! Gerçekten benim gözlerim uyur fakat kalbını uyumaz; buyurdu.» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1758-) Bize, Muhammedu'bnü’l-Müsennâ rivâyet etti, ki): Bize, İbn Ebî Adiyy rivâyet etti. ki): Bize, Hişâm, Yahya'dan, o da Ebû Seleme'den naklen rivâyet etti. Ebû Seleme, Şöyle dedi: Ben, Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazını sordum, Âişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (geceleyin) onüç rek'ât namaz kılardı, (evvelâ) sekiz rek'ât olarak kılar; sonra vitir yapar; sonra oturduğu yerden iki rek'ât daha kılardı. Rükû'a varmak istedim! ayağa kalkar da, Öyle rükû' ederdi. Sonra sabah namazında ezanla ikaamet arasında iki rek'ât namaz kılardı... cevâbını verdi,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1759-) Bana, Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize, Hüseyin b. Muhammed rivâyet etti. ki): Bize, Şeybân, Yahya'dan rivâyet etti. Yahya: Ben, Ebû Seleme'den dinledim; demiş. H. Bana, Yahya b. Bişr El-Harîrî de rivâyet etti. ki): Bize, Muâviye yani İbn Sellâm, Yahya b. Ebi Kesîr'den rivâyet etti. ki: Bana, Ebû Seleme haber verdi ki, Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazını sormuş ve hadîsi yukarki gibi rivâyet etmiş. Ancak her iki râvînin hadîsinde de; dokuz rek'ât kılar; vitr'i de bunlardan yapardı.» ibaresi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1760-) Bize, Amru'n-Nâkıd rivâyet etti. ki): Bize, Süfyân b. Uyeyne, Abdullah b. Ebî Lebîd'den rivâyet etti. O da Ebû Seleme'den. dinlemiş. Ebû Seleme şöyle dedi: «Ben, Âişe'ye gelerek: «Ey anne! Bana, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in. namazını haber ver!» dedim. Âişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazı ramazanda olsun, başka zamanlarda olsun gebede onüç rek'ât idi. Sabah namazının iki rek'ât sünneti de bunlardandı... cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1761-) Bize, İbnİ Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Hanzale, Kâsım b. Muhammed'den rivâyet etti. ki: Ben, Âişe'yi: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazı on rek’ât idi. Bir secde ile de vitr yapar ve sabahın iki rek'ât sünnetini kılardı. Bu sûretle (kıldığı namazlar) onüç rek'ât olurdu.» derken işittim. hadîsi Buhârî «Kitâbü't - Teheccüd» ile «Kitâbii's-Savm» da; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî «Kitâbu's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Bu bâbda Hazret-i Âişe'den mâada Enes, Câbir b. Abdillâh, Haccâc b. Amr, Huzeyfe, Zeyd b. Hâlid, Safvân b. Muattal, Abdullah b. Abbâs, Abdullah b. Ömer, Alîyyü'bnü Ebî Tâlib, Fadl b. Abbâs, Muâviyetü'bnü Hakem, Ebû Eyyûb, Habbâb ve Ümmü Seleme (radıyallahü anhûm) hazerâtı ile ismi söylenmeyen bir sahabeden hadîsler rivâyet olunmuşdur. Bunları Buhârî şârihi Aynî şöyle siralamışdır: hadîsini Taberânî «El-Evsat» nâm eserinde, Haris b. Nu'mân'dan rivâyet etmişdir. Nu'mân: «Ben, Enes b. Mâlik'i şöyle derken işittim demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , geceyi rükû' ve sücûdları ki metleri kadar uzun olan sekiz rek'ât namaz ile ihya ederdi. Her iki rek'âfın arasında selâm verirdi.» Yalnız hadîsin râvîlerinden Cünâde'yi, Ebû Hatim itham etmişdir. hadîsini İmâm Ahmed, Bezzâr ve Ebû Ya'-lâ, Şurahbîl b. Sa'd'dan rivâyet etmişlerdir. Şurahbîl, Hazret-i Câbir'den dinlemiş Câbir (radıyallahü anh) Hudeybiye seferine âid olan hadîsinde: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsıyı müteakip onüç rek'ât namaz kıldı, demiş. Râvî, Şurahbîl'i İbn Hibbân mevsuk kabul etmişse de birçokları onun zayıf olduğunu söylemişlerdir. b. Amr hadîsini Taberânî «El-Kebîr» ve «El-Evsat» nâm eserlerinde Kesir b. Abbâs'dan rivâyet etmişdir. Mezkûr hadîsde Hazret-i Haccâc: «Sizden biriniz geceleyin kalkarak sabaha kadar namaz kılmakla teheccûd yaptım mı sanıyor? Teheccüd ancak biraz uyudukdan sonra namaz kılmak, sonra yine bir az uyuduk sonra,namaz kılmak, sonra yine biraz uyuduktan sonra namaz kılmakla olur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazı bu idi.» demişdir hadîsini Muhammed b. Nasr «Kiyâmü'l-Leyl» adlı eserinde Hazret-i Huzeyfe'nin amcası oğlundan rivâyet etmişdir. Bu hadîsde Huzeyfe (radıyallahü anh): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanıbaşına durdum. Yedi rek'ât namazda yedi tane uzun sûre okudu ilâh...» demişdir. b. Hâlid hadîsini Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî ve İbn Mâce, Abdullah b. Kays b. Mahrame'den rivâyet etmişlerdir. Mezkûr hadîsde Hazret-i Zeyd vb. Hâlid: «Ben elbette Resûlülah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in nasıl namaz kıldığını göstereceğim.» diyerek hafif iki rek'ât namaz kılmış; sonra uzun amma çok uzun iki rek'ât namaz kılmış; sonra iki rek'ât daha kılmış. Bunlar, önceki iki rek'âtdan daha kısa imişler. Sonra iki rek'ât daha kılmış. Bunlar da kendilerinden Öncekilerden daha kısa imişler. Sonra iki rek'ât kılmış; bunlar da kendilerinden öncekilerden daha kısa imişler. Sonra iki rek'ât daha kılmış; bunlar da kendilerinden öncekilerden daha kısa imişler. Sonra vitr'i yapmış. Böylelikle kıldığı namazlar onüç rek'ât olmuşlar. b. Muattal hadîsini İmâm Ahmed b. Hanbel «Ziyâdât» ında, Taberânî «El-Kebîr» inde Ebû Bekr b. Abdirrahmân tarîki ile Hazret-i Safvân'dan rivâyet etmişlerdir. Bu hadîsin sonunda Hazret-i Safvân: (sallallahü aleyhi ve sellem) onbir rek'âî namaz kıldı.» demişdir. b. Abbâs hadîsini eimme-i sitte yani Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî ve İbn Mâce rivâyet etmişlerdir. b. Ömer hadîsini Nesâî ile İbn Mâce, Âmir-i Şa'bî'den rivâyet etmişlerdir. Bu hadîsde Hazret-i Amir: «İbn Abbâs ile Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhûm)'e, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazını sordum, onüç rek'ât olduğunu; sekizini gece kılardığını, üç rek'âtda vitir yapar-dığını, iki rek'ât da fecr doğdukdan sonra kılardığını söylediler.» demektedir. Ebî Tâlib hadîsini İmâm Ahmed «Ziyâdât» ında rivâyet etmişdir. Bu hadîsde Hazret-i Alî (radıyallahü anh): (sallallahü aleyhi ve sellem), geceleyin farz namazdan mânda ona İti rek'ât namaz kılardı.» demişdir. Hadîsin isnadı güzeldir. b. Abbâs hadîsini Ebû Dâvûd rivâyet etmişdir. Mezkûr hadîsde Hazret-i Fadl: gece ben. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nasıl namaz kıldığını görmek için, onun yanında kaldım. Derken kalkarak abdest aldı ve iki rek'ât namaz kıldı, (Namazda) kıyamı, rükû'u gibi, rükû'u da sücûdu gibi idi. Sonra uyudu...» diyerek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazını anlatmış ve hadîsin sonunda: minval üzere devam ede ede nihayet on rek'ât namaz kıldı. Sonra kalkarak bir rekât daha kıldı, onunla da vitir yaptı.» demişdir. Hakem hadîsini Taberânî «El-Kebîr» inde rivâyet etmişdir. Bu hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in geceleyin onbir rek'ât namaz kıldığı ve sağ tarafına uzandığı bildirilmişdir. Eyyûb hadîsini İmâm Ahmed ile Taberânî rivâyet etmişlerdir. Bu hadîsde, Hazret-i Ebû Eyyüb şöyle demektedir: ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin namaz kılmağa kalktığı vakit dört rek'ât kılar müteaâkiben konuşmaz ve hiç bir şey emretmezdi. Her iki rek'âtda selâm verirdi.» b. Erat hadîsini Nesâî, Habbâb'ın oğlu Abdullah'dan rivâyet etmişdir. Hazret-i Habbâb, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde Bedir gazasına iştirak eden gazilerdendir. Kendisi bir gece sabaha kadar Resûl-ü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) gözetlemiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) fecr doğarken namazdan selâm verince Habbâb (radıyallahü anh) ; yanına sokularak: Resûlallah! Annem babam sana feda olsun! Vallahi bu gece Öyle namaz kıldın ki, seni böyle namaz kılarken görmüş değilim.» demiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: Çünkü bu namaz rağbet ve korku namazıdır.» buyurmuşlar. Seleme hadîsini Ebû Dâvûd ile Tirmizî ve Nesâî, Ya'lâ b. Mâlik'den rivâyet etmişlerdir. Bu hadîsde Ya’lâ'nın, Ümmü Seleme (radıyallahü anha) ya Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazda neler okuduğunu sorduğu, Hazret-i Ümmü Seleme'nin: Onun namazından size ne? Kalkar namaz kılar, namazı kadar da uyur; sonra yine uyuduğu kadar namaz kılar; sonra namazı kadar uyur; sabaha kadar bu minval üzere devam ederdi.» cevâbını verdiği bildirilmektedir. bildirilmiyen sahabenin hadîsini Nesâî rivâyet etmişdir. Seleme, Hazret-i Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ramazandaki namazını sormakla, ramazan gecelerinde kıldığı namazını kasdetmişdir. Hazret-i Âişe'nin, ona cevaben: «Artık onların uzunluğunu ve güzelliğini sorma!..» demesi, o rek'âtların son derece güzel ve uzun olup târifden müstağni bulunduklarını anlatmak içindir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1762-) Bize, Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize, 2ü-heyr rivâyet etti. ki): Bize, Ebû İshâk rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hayseme, Ebû İshâk'dan naklen haber verdi. ki: Esved b. Yezîd'e, Âişe'-nin, kendisine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namazlarına âid neler söylediğini sordum, Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), gecenin evvelinde uyur; sonunu ihya ederdi. Sonra ehline bir ihtiyâcı olursa, ihtiyâcını görür bilâhara uyurdu. Birinci nida vakti oldumu (döşeğinden) sıçrardı. (Râvî: Hayır, vallahi Âİşe, kalktı demedi; demişdir.) Müteakiben üzerine su dökünür (Râvî, buraçfa: Vallahi Âişe yıkandı, demedi ama ben, onun ne demek istediğini biliyorum; demiştir.) Şayet cünup değilse bir insanın namaz için aldığı ab-dest gibi abdest alır; sonra iki rek'ât namaz kılardı.» Âişe'nin: (sallallahü aleyhi ve sellem) gecenin evvelinde uyur, sonunu ihya ederdi.» sözü ibâdette en son dereceye değil orta dereceye varmağa çalışmanın lüzumuna delildir. Çünkü her amelin hayırlısı ortası olduğu hadîs-i şerifle sâbitdir. Netekim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde: ki, nefsinin senin üzerinde hakkı vardır. Gözünün de senin üzerinde hakkı vardır...» buyurmuşlardır. Bir de amel az olursa devam eder; bu suretle zamanla o az amel çok olur. Az amel nefse hafif gelir. Çok amel ise bâzen yapılamayıp; terkedilir. Hâl böyle olunca geceleyin yapılacak ibâdetin sona bırakılması efdal görülmüşdür. Zîra gecenin sonu hakkında vârid olan deliller, onun icabet zamanı olduğunu isbât etmişlerdir. namazından sonra uyumayı ulemâ iyi görürler. Çünkü uyku yorgunluğu giderir; sabah namazı için insana neşât verir. Hazret-i Âişe'nin: «Bîrinci nida vakti oldumu döşeğinden sıçrardı.» sözü ibâdet için dâima neşâtlı bulunmanın lüzumuna delildir. Bu husûsda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: mü'min, Allah ındinde zayıf mü'minden daha hayırlı ve daha makbuldür.» buyurmuşdur. Buradaki birinci nidadan maksad uykudan uyandırmak için okunan ezandır. sonunda bahsedilen iki rek'âtdan murâd, sabah namazının sünnetidir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1763-) Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Yahya b. Âdem rivâyet etti. ki): Bize Ammâr b. Ruzeyk, Ebû İshâk'dan, o da Esved'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin son namazı vitir oluncaya kadar namaz kılardı.» hadîs vitir namazını, gece namazlarının sonuna bırakmanın sünnet olduğuna delildir. Nevev'î (631-676) bütün ulemânın buna kaail olduklarını söylemişdir. Bâbımız hadîslerinden birinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitir namazından sonra oturarak iki rek'ât nafile kıldığı da rivâyet olunmuşsa da bunun: devam üzere değil, caiz olduğunu bildirmek için ancak bir iki defa yapmışdır; şeklinde tevîl edildiğini az yukarda gördük.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1764-) Bana, Hennâd b. Seriy rivâyet etti. ki): Bize, Ebû'l-Ahvas, Eş'as'dan, o da babasından, o da Mesrûk'dan naklen rivâyet etti. Mesrûk Şöyle dedi: Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in amelini sordum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devamlı olan ameli severdi, cevâbını verdi. Ne zaman nama? kılardı? dedim. Horozun sesini işittiği zaman kalkar, namaz kılardı; dedi. hadîsi Buhar: «Kitâbu't-Teheccüd» ve «Kitâbü'r-Rikaak» da; Ebû Dâvûd ile. Nesâî «Kitâbu's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. amel'den murâd, örf-ü âdete göre, devamlı sayılandır. Yoksa bütün zamanlan ibâdetle doldurmak değildir. Çünkü kul için bunun imkânı yokdur. Na'racı ve yaygaracı mânâsına gelirse de, burada ondan murâd horozdur. Horoz, ekseriyetle gece yarısı ve sabaha karşı öter. oluyor ki, Resûl-ü Zîşân (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin her gece âdeti, horoz öttükden sonra kalkıp namaz kılmakmiş. Bazıları horoz ötümü zamanının, devam bildirmediğini ileri sürerek, bunun Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in devamına zıd düştüğünü iddia etmişlerse de kendilerine buradaki devamdan maksad bütün vakitleri ibâdetle doldurmak değil, her gece horoz Öttükçe kalkarak ibâdete devam etmesidir; şeklinde cevâp verilmişdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1765-) Bize, Ebû Küreyb rivâyet etti. ki): Bize, İbn Bişr, Mis'ar'dan, o da Sa'd'dan, o da Ebû Seleme'den, ö da Âişede'den naklen haber verdi, Şöyle dedi: vaktinin sonu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i benim evimde yahut yanımda ancak uykuda bulurdu.» hadîsi Buhârî «Kitâbu't-Teheccûd» de; Ebû Dâvûd ile İbn Mâce «Kitâbü's Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Âişe, bu sözleri Ebû Seleme'nin suâline cevap olarak soylemişdir. Hazret-i Ebû Seleme, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sabah namazının sünnetinden sonra seher vaktinde uyuyup uyumadığını sormuşdu. vakti, lügat ulemâsına göre, tanyeri ağırmazdan önceki zamandır. Sehûr da, bundan alınmadır. Buna bakarak Bazıları: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in uyuması, horoz öttükden sonra başlamışdır.» demişlerse de Aynî'ye göre bu uykudan murâd, sabah namazının iki rek'ât sünnetinden sonra sağ tarafına uzanmasıdır. Ebî Dâvûd» şerhinde Hazret-i Âişe'nin: «Son seher vakti Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benim evimde ancak uyurken bulmuşdur.» sözü «Seher vakti geldikde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak uykuda bulunurdu.» şeklinde tefsir edilmişdir. Şu hâlde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in uykusu geceleyin olduğu gibi, ibâdeti de sehere kadar devam etmiş demekdif- hadîsde mevzû-i bahis olan uykunun Dâvûd (aleyhisselâm)’ın uykusu olduğu söylenir. Dâvûd (aleyhisselâm) gecenin evvelinde uyur, sonra Allahü teâlâ hazretlerinin: «Benden bir dileği olan var mı?» diye nida buyurduğu vakitte kalkar, ibâdet eder, sonra tekrar yatarak gece nâmazının yorgunluğunu giderirmiş. îşte seher vaktindeki uykudan murâd budur. Battal (-444) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seher vaktinde uyumasının ramazandan gayrı uzun gecelere mahsûs olduğunu söyler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1766-) Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Nasr b. Aliy ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize, Süfyân b. Uyeyne, Ebû'n -Nadr'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), sabah'ın iki rek'âî sünnetini kıldığı vakit, şayet ben uyanık bulunursam benimle konuşurdu; aksi takdîrde (istirahat için sağ tarafına) uzanır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1767-) Bize, İbn Ebî Ömer rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Ziyâd b. Sa'd'dan, o da İbn Ebî Attâb'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen yukanki hadisin mislini rivâyet etti. hadîs, sabah namazının sünnetinden sonra bir parça uzanıp yatmanın sünnet olmadığına delâlet etmektedir. Çünkü uzanmak sünnet olsa Hazret-i Âişe uyanıkken dahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu terk etmezdi. şerif, sabah namazının sünnetinden sonra konuşmanın mubah olduğuna da delildir. «Bizim mezhebimiz ve keza İmâm Mâlik ile cumhûr-u ulemânın mezhepleri de budur. Kâdi Iyâz, Küfe ulemâsının İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) ile diğer bâzı selefden naklen bu vaktin istiğfar zamanı olduğunu bildirerek konuşmayı kerih gördüklerini söyler. Fakat doğrusu konuşmanın mubah olmasıdır. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) konuşmuşdur. Vaktin istiğfar için müstehab olması, konuşmaya mâni değildir.» diyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1768-) Bize, Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Cerîr, A'meş'den, o da Temîm b. Seleme'den, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), geceleyin namaz kılardı. Vilr'i kıldımt bana: Kalk vîfr'i kıl Yâ Âise! derdi.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1769-) Bana, Hârûn b. Saîd El-Eylî rivâyet etti. ki): Bize, İbnİ Vehb rivâyet etti. ki): Bana Süleyman b. Bilâl, Rabîatü'bnü Ebî Abdirrahmân'dan, o da Kâsım b. Muhammed'den, o da Âişe'den naklen haber verdi ki; (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin namazını Âişe önünde aykırı yatarken kılar, yalnız vitir namazı kaldığı vakit onu uyandırır; o da vitr'ini kılarmış. hadîsi Bühâri «Kitâbu's-Salât» ve «Ebvâlü’l-vitr» de; Nesâî «Kitâbu's-Salât» da tahrîc etmişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1770-) Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebû Ya'fûr'dan naklen haber verdi. (Bu zâtın ismi Vâkid, lâkabı da Vakdân'dır.) H. Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Ebû Küreyb dahi rivâyet ettiler, dediler ki: Bize, Ebû Muâviye, A'meş'den rivâyet etti. Bunların ikisi de Müslim'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etmişlerdir. Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) , gecenin her cüz'ünde vitir namazı kıfmışdır. Neticede vitr'i seherde nihayet bulmuşdur.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1771-) Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Vekî', Süfyân'dan, o da Ebû Hasîn'den, o da Yahya b. Vessâb dan, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) gecenin her cüz'ünde (yani) evvelinde, ortasında ve sonunda vitir kılmışdır. Neticede vitr'i seherde nihayet bulmuşdur.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1772-) Bana, Alîyü'bnü Hucr rivâyet etti. ki): Bize Kirman kadısı Hassan, Saîd b. Mesrûk dan, o da Ebû'd-Duhâ'-an, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), gecenin her cüz'ünde vitr kılmışdır. Neticede vitr'i gecenin sonunda nihayet bulmuşdur.» hadîsi Buhârî «Kitâbü'l - Vitr» de; Ebû Dâvûd «Kitâbu's-Salât» da tahrîc etmişlerdir. vitr'i seherde nihayet bulmuşdur.» cümlesinden murâd; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in son zamanlarında vitr'i seher vaktinde yani gecenin sonunda kıldığını anlatmakdir. Netekim Ebû Dâvûd'un rivâyetinde: vefatı zamanında vitr'i seherde nihayet bulmuşdur.» denilmişdir. Âişe'nin de beyân ettiği vecîhle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir namazını gecenin her cüz'ünde yani kimi evvelinde kimi evvelinde kimi ortasında kimi de sonunda kılmışdir. Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz, bununla vitir namazının gecenin her cüz'ünde kılınabileceğini anlatmak istemişdir. Vitr'i gecenin sonuna te'-hîr etmesi, uyanacağından emin bulunan kimsenin vitr'i gecenin sonunda kılmasının efdal olduğuna tenbîh içindir. Bazıları vitr'i gecenin evvelinde kilarlarmış. Ebû Bekr, Osman, Ebû Hüreyre ve Râfi' b. Hadîc (radıyallahü anhûm) bunlar meyânındadır. Ömeru'bnü’l-Ha'ttâb, Alî -yü'bnü Ebî Tâlib, İbn Mes'ûd, İbn Abbâs, İbn Ömer ve Ebû'd-Derdâ, hazerâtı ile Tabiînden birçokları da vitri gecenin sonunda kılarlarmış. Gerçi bir hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ebû Hüreyre'ye vitr namazını uyumadan kılmasını emir buyurmuşdur. Fakat bu efdalı beyân değil, onun uyuyup kalacağından endîşe ettiği içindir. Huzeyme'nin Hazret-i Ebû Katâde'den rivâyet ettiği bir hadîsde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Ebû Bekr'e: ne zaman kılarsın?» diye sorduğu, onun da: «Uyumadan kılarım.» cevâbını verdiği; ayni suâli Ömer'e sorduğu, onun: «Evvelâ uyurum, sonra kalkar vitr'i kılarım.» cevâbını verdiği görülmektedir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , Hazret-i Ebû Bekr'e: «Sen akıllı davrandın. Yahut sağlama İş yaptın!»; Hazret-i Ömer'e de: «Sen kuvvetli olan tarafı tutun!» demişdir. namazı hakkındaki muhtelif rivâyetlerin araları nasıl bulunduğunu görmüşdük. Bu husûsda Kâdi İyâz da şunları söylemektedir: «Ulemâ derler ki: Bu hadîslerde İbn Abbâs, Zeyd ve Âişe'den her biri gördüklerini haber vermişlerdir. Hazret-i Âişe hadî-sindeki ihtilâflar, bâzılarına göre râvîlerden, bâzılarına göre de Âişe (radıyallahü anha)'nin kendisindendir. Caiz ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazını onbir rek'ât kıldığı rivâyeti diğerlerinden fazla ola. Hazret-i Âişe'nin sair rivâyetleri bâzı zamanlarda vâkî olan nâdırâtdandır. Bunların en çoğu gece namazının, sabahın sünneti ile birlik-de onbeş, en azı da yedi rek'ât olduğunu gösterir ki, bu da vaktin genişliğine veya darlığına göre kıraati uzatarak kılındığındandır. Netekim Huzeyfe ve İbn Mes'ûd hadîslerinde böyle olduğu bildirilmişdir. Yahut uyku veya hastalık gibi bir özürden dolayı veya yaşı ilerlediği vakit bâzı vakitlerde gece namazını böyle muhtelif kılmışdır. Netekim Hazret-i Âişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaşlandığı vakit gece namazını yedi rek'ât kılmağa başladı; demişdir. Hazret-i Âişe'nin bazen gece namazının evvelinde kıldığı hafif iki rek'âtla sabah namazının sünnetini saymış olması; bazen de saymaması, yahut bir rivâyette bunlardan yalnız birini söylemiş olması da mümkündür... Eu bâbda ötesine geçile-miyen ve noksanı caiz olmayan bir had bulunmadığında hilaf yokdur. Gece namazı ne kadar ziyâde yapılırsa, ecri de o nisbette artan ibâdetlerdendir. Hilaf yalnız Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in fi'li ve kendisi için seçtiği mikdâr husûsundadır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1773-) Bize, Muhammedü’bnü'l-Müsennâ El-Anezî rivâyet etti. ki): Bize, Muhammedü'bnü Ebi Adîyy, Saîd'den; o da Katâde'den, o da Zürâra'dan naklen rivâyet etti ki, Sa'dü'bnü Hişâm b. Âmir, Allah yolunda gazaya niyet ederek Medine'ye gelmiş ve Medine'de kendine âid bulunan bir akâr'ı satarak, bedeli ile silâh ve at satın almak, böylece ölünceye kadar Bizanslılara karşı cihâdda bulunmak istemiş. Medine'ye gelince, Medîne'lîlerden bâzı kimselere tesadüf etmiş. Onlar kendisini bu işden nehy etmişler ve ona Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hayâtında altı kişilik bir cemâatin bunu yapmak istediğini fakat Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, onları bundan nehyettiğini ve kendilerine: şahsımda sizin için güzel bir örnek yokmudur?» buyurduğunu haber vermişler. Onlar, bunu söyleyince Sa'd evvelce boşadiğı karısına ric'at etmiş ve ric'at ettiğine şâhid de getirmiş. Müteakiben İbn Abbâs'a gelerek, ona Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitir namazını sormuş. İbn'Abbâs: Ben, sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vitr'ini yeryüzünde yaşıyanların en iyi bilenini göstereyim mi? demiş; Sa'd: Kimdir o? diye sormuş. İbn Abbâs: Âişe'dir. Hemen ona git de sor. Sonra gel de sana verdiği cevâbı bana haber ver!, demiş. (Sâd diyor ki): Bunun üzerine ben, Âişe'ye gitmek üzere yola çıktım ve Hakîm b. Eflâh'a vararak Âişe'ye beraber gitmek üzere, onu yanıma almak istedim. Hakîm: Ben, ona yaklaşmam. Çünkü ben, onu şu iki fırka hakkında bir şey soylemekden nehyettim de o, buna razı olmayarak bildiğini işledi... dedi. Ben, Hakime yeminle ısrar ettim. Bunun üzerine (Benimle) geldi. Beraberce Âişe'ye gittik. Ve yanına girmek için izin istedik. Âişe, bize izin verdi; Yanına girdik. Hakîm'i (görünce onu) tanıyarak: Sen, Hokîm misin? dedi. Hakîm: Evet. cevâbını verdi. Âişe: Yanındaki kimdir? dedi; Hakîm: Sa'dü'bnü Hişâm'dır cevâbını verdi. Âişe: Hangi Hişâm? dedi. Hakîm ; Âmir'in oğlu!, dedi. Bunun üzerine Âişe, ona rahmet okudu ve: Hayırdır inşallah!, dedi. (Râvî Katâde: Hişâm, Uhud harbinde vu-rulmuşdu; demişdir.) (Sa'd diyor ki: Bunun arpacığından ben: Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ahlâkını anlat!, dedim. Âişe: Sen, Kur'ân okuyorsun değil mi? dedi. Evet okuyorum!, dedim. İşte Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ahlâkı Kur'ân idi. dedi. Bunun üzerine ben kalkmaya davrandım. Ve (bundan sonra) ölünceye kadar kimseye bir şey sormamaya niyet ettim. Sonra aklıma geldi de; Bana, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazını anlat! dedim; Âişe: Sen Müzemmil sûresini okuyorsun değilmi? dedi. Evet okurum! cevâbını verdim; Âişe: İşte Allah azze ve celle bu sûrenin başında gece namazını farz kıldı. Bunun üzerine Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı bir sene gece namazına kalktılar. Allah, bu sûrenin sonunu oniki ay semâda tuttu. Nihayet bu sûrenin sonunda tahfifi indirdi de artık gece namazı farzâan sonra kılınan bir nafile oldu... dedi. Ben: Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vit'rinden haber ver; dedim; Âişe: Biz, onu misvâkini ve abdest suyunu hazırlardık. Allah da, onu geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse, uyandırırdı. Bunu müteâkib misvak tutunur; abdest alır ve dokuz rek'ât namaz kılardı. Bu rekâtların yalnız sekizincisinde oturur da, Allah'ı zikreder; ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rek'âtı da kıladı. Sonra oturarak Allah'ı zikreder, ona hamdeyler ve duada bulunurdu Sonra bize işittirecek derecede selâm verirdi. Selâm verdikten sonra oturduğu yerden iki rek'ât namaz kılardı. İşte yavrum bu namaz onbir rek'âtdır. Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaşlanıp et tutunca vitri yedi rek'ât kılmaya başladı. Bu İki rek'âtı yine eskiden kıldığı gibi kıldı. Böylece bu da dokuz rek'ât oldu yavrucuğum! Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir namazı kıldımı, artık ona devam etmeyi severdi. Şayet kendisine uyku veya bir sızı galebe çalar da, gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüzün oniki rek'ât namaz kılardı Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bütün Kur'ânı bir gecede okuduğunu, bütün bir gece sabaha kadar namaz kıldığım ve Ramazandan başka tam bir ay oruç tuttuğunu bilmiyorum... dedi. Bunun üzerine Ben, İbn Abbâs'a giderek Âişe'nin söylediklerini ona anlattım. İbn Abbâs: Âişe doğru söylemiş! Ona yaklaşır olsam yahut yanına girip çıkar olsam mutlaka onun yanına gider, bunları onun ağzından dinlerdim, dedi. Ben: Senin, onun yanına girmezdiğini bilseydim, onun hadîsini sana söylemezdim., dedim.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1774-) Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize, Muâzü'bnü Hişâm rivâyet etti. ki): Bana, babam, Katâde'den o da Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'dü'bnü Hişâm'dan naklen rivâyet etti ki, Sa'd karısını boşamış sonra akâr'ını satmak için Medine'ye gitmiş... ve ravi hadisi yukardaki gibi rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1775-) Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize, Muhammedü'bnü Bişr rivâyet etti. ki): Bize Saîdü'bnü Ebî Arûbe rivâyet etti. ki): Bize Katâde, Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hjşâm'dan naklen rivâyet etti. Sa'd: «Ben, Abdullah b. Abbâs'a giderek, ona vitri sordum.» diyerek hadîsi kıssası ile rivâyet etmişdir. Yalnız bu hadîsde Sa'd: «Âişe, Hişâm kimdi? dedi; Ben: Âmir'in oğludur; dedim, Âişe: Âmir ne iyi adamdı. Uhut gününde vuruldu; dedi.» ibaresini söyle-mişdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1776-) Bize, İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. Râfi', ikisi birden Ab-dürrazâk'dan rivâyet ettiler. ki): Bize, Ma'mer, Katâde'den, o da, Zürâratü'bnü Evfâ'dan naklen haber verdi ki, Sa'dü'bnü Hişâm'in bir komşusu varmış, Zürâraya o haber vermiş ki, Sad karısını boşamış. Râvî hadisi Sa'd'in hadîsi ma'nasında rivâyet etmiş. Bu rivâyetde: «Âişe: Hangi Hişâm? dedi; Hakîm: Âmir'in oğlu; cevâbını verdi. Âişe: O, ne iyi adamdı, Uhud harbinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde vu-rulmuşdu; dedi.» ibaresi ile: «Hakîmu'bnü Eflâh: Beri bak! Ben, senin Âişe'nin yanına girmezdiğini bilseydim, onun hadîsini sana söylemezdim; dedi.» ifâdesi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1777-) Bize, Saîdü'bnü Mansûr ile Kuteybetü'bnü Saîd, hep birden Ebû Avâne'den rivâyet ettiler. Saîd, dedi ki: Bize, Ebû Avâne, Katâde'den, o da Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'dü'bnü Hişâm'dan, o da Âişe’den naklen rivâyet etti ki; (sallallahü aleyhi ve sellem) ağrı veya başka sebepte geceleyin gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüz oniki rek'ât namaz kılarmış.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1778-) Bize, Aliyyü'bnü Haşrem rivâyet etti. ki): Bize, İsâ —ki İbn Yûnus'dur— Şu'be'den, o da Katâde'den, o da Zürâra'dan, o da Sa'dü'bnü Hişâm-i Ensârî'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. Âişe, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir İş yaparsa, onu devam ettirirdi. Geceleyin uyur yahut hasta olursa (kılamadığı gece namazının yerine) gündüzleyîn oniki rek'ât namaz kîlardi.» şunu (da) söylemiş: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sabaha kadar namaz kıldığını görmedim. Ramazandan gayrı peşi peşine bir ay oruç da tutmuş değildir.» hadîsin siyakından anlaşılıyor ki, Sa'dü'bnü Hişâm Allah rızâ ısiçin ölünceye kadar gazada bulunmaya niyet etmiş. Bu maksad-la karısını da boşamış ve Medîne'de bulunan bir arsasını satarak, bedeli ile fîsebîlillâh çalışanlara tasadduk etmek istemiş. Bu maksadla Medine'ye gelince Medîne Zi'lerden bâzı kimseler, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde altı kişilik bir cemâatin ayni şey'i yapmak istediklerini, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in buna râzi olmıyarak kendilerini nehyettiğini söylemişler. O da niyetinden vazgeçerek boşadığı karısına dönmüş. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kadınlarını boşayarak, kendilerini hak yolunda mücâhedeye vakfeden altı zâtı nehy buyurması, dünyâda zühd-ü takvâ'nın, kadın boşamakla tehakkuk edemiyeceğine delildir. bu mes'eleden sonra Hazret-i İbn Abbâs'a müracaat ederek, ona Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitir namazını sormuş; o da bu işi yeryüzünde en iyi bilen Hazret-i Âişe'dir; diyerek kendisini Âişe (radıyallahü anha)'ya gondermişdir. Sa'd, ona Hakîm b. Eflâh ile birlikde gitmeyi daha muvafık bularak Hakîm'e müracaat etmiş ise de Hakim: «Âişe, Hazret-i Ali ve Cemel ashabı hakkında bir şey söylememesi hususunda benim, kendisine yaptığım ten-bihi kabul etmedi. Neticede iş harbe müncerr oldu.» diyerek, bu teklifi kabul etmek istememiş; fakat Sa'd yemin ederek ağır basınca daya-namıyarak teklifi kabul etmiş ve beraberce gitmişler. şerîfde zikri geçen iki şîa'dan murâd Hazret-iAlî tarafdarları ile Cemel ashabıdır. Âişe, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ahlâkının Kur'ân olduğunu söylemişdir. Bu sözden murâd: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Kur'ânla amel ettiğim, onun âdabına temâmiyle uyduğunu anlatmakdır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazı hakkındaki suâle Âişe (radıyallahü anha) bu namazın evvelâ farz kılındığını; bir sene sonra tahfif edilerek nafile hükmünde bırakıldığını bildirmekle cevap vermişdir. İyâz diyor ki: «Gece namazının hükmü hususunda ihtilâf edilmişdir. Gece namazı ekseri ulemâya göre herkes hakkında farzdı. Ebherî, farz değil, mendûb olduğunu söylemişdir. Bazıları: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkında farz; ümmeti hakkında nafile idi; derler. Farz'dır diyenler, ihtilâf etmişlerdir. Ekserisine göre sonradan farziyeti nesh edilmişdir. Hazret-i Âişe'nin delili de budur... Ulemâdan bir taife farzıyetin bakî olduğuna kaaildirler. Onlara göre, bu hüküm nesh edilmemişdir. Kıyam ismi verilebilecek en az bir mikdâr hattâ bir koyun sağacak kadar müddetde gece namazı kılmakla farz ödenmiş olur.» Nevevî, Kâdî'nin son sözünü yani bir koyun sağacak kadar müddetde gece namazı kılmakla farzın ödenmesi dâvasının hatâ ve merdût olduğunu söylemişdir. Çünkü beş vakit namazdan başka farz namaz olmadığına keza ümmet hakkında gece namazının nafile olduğuna icmâ-ı ümmet vardır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dokuz rek'ât kıldığı gece namazından murâd ne olduğu yukarıda îzâh edilmişdi. Hazret-i İbn Abbâs'a: «Eğer senin Âişe'nin yanına girmediğini bilseydim, onun hadîsini sana söylemezdim.» demesi, Kâdi İyâz'in beyânına göre dargınlığından dolayı onu muâhaze içindir. Âişe (radıyallahü anha) mü'minlerin annesi olduğu hâlde İbn Abbâs Hazretlerinin, onun yanına girmekden çekinmesi evlâdın, anneden kaçması, ona bakmaması mânâsına geleceğinden, onu Hazret-i Âişe'nin yanına girmeye mecbur etmek için kendisini onun hadîsinden mahrum etmek istemişdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1779-) Bize, Hârûn b. Ma'rûf rivâyet etti. ki): Bize, Abdullah b. Vehb rivâyet etti. H. Ebû't-Tâhir ile Harmele dahi rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize İbn Vehb, Yûnus b. Yezîd'den, o da İbn Şihâb'dan, o da Sâib b. Yezîd ile Ubeydullah b. Abdillâh'dan naklen haber verdi. Onlar da Abdurrahmân b. Abdilkaarî'den naklen haber vermişler. Abdurrahmân Şöyle dedi: Ben, Ömeru'bnu'l-Hattâb'i şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kimse hizbini yahut onun bir cüz'ünü okumadan uyur da, onu sabah namazı ile öğle namazı arasında okursa, kendisine onu gece okumuş gibi (sevap) yazılır.» buyurdular. hadîs hakkında Dârekutnî istidrâkde bulunmuş ve onu İbn Mübarek ile başkalarının Hazret-i Ömer'e mevkuf olarak rivâyet ettiklerini binâenaleyh hadîsin muallel olduğunu iddia etmişse de, bu iddia doğru değildir. Hadîs hem metnen hem de seneden şahindir. Gerçi Hazret-i Ömer'e mevkuf olarak rivâyet edildiği doğrudur. Fakat ulemâdan bir cemâat, onu merfû olarak da rivâyet etmişlerdir. Kitabımızın başından buraya kadar müteaddid yerlerde gördük ki böyle hem mevkuf hem, merfû olarak rivâyet edilen hadîsler, merfû hükmündedirler. Çünkü mevsuk bir râvînin ziyâdesi makbuldür. Bu husûsda merfû olarak rivâyet edenlerle, mevkuf olarak rivâyet edenlerin sayı itibârı ile biribirinden az veya çok olmalarının da bir te'sîri yokdur. hizbini okuyamıyanların, onu gündüz okudukları takdirde gece okumuş gibi sevap yazılacağı hususunda Kâdi İyâz şunları söy-lamışdır: «Bu, Allah (azze ve celle) tarafından ihsan buyurulan bir fazilettir. Ve gece nafilesinin efdal olduğuna delâlet. eder. Çünkü bu fazilet yalnız uykunun galebe çalmasına karşı ihsan buyurulmuşdur.» «El -Muvattâ.» da şöyle bir hadîs vardır: bir kimse yokdur ki, geceleyin uykusu galebe çalarak terkettiği bir gece namazı bulunsun da, o kimseye o namazın ecri yazılmasın. O kimse için uykusu bir sadakadır» Bu hadîs tafdîl hususunda daha sarîhdir. Çünkü kulun hem namazdan hapsedildiğine hem de kendisine sevap yazıldığına delâlet etmektedir. Zîra ecrinden bir şey noksan edilecek olsa, uykusu sadaka değil, bilakis mâni' sayılırdı.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazını Ve Onu Kılmadan Uyuyan Yahut Hasta Olan Kimsenin Hükmünü Cami Olan Bab
1780-) Bize, Züheyr b. Harfa ile İbn Nümeyr rivâyet ettiler. Dediler ki: Biate, İsmâîl —ki İbn Uleyye'dir.— Eyyûb'dan, o da Kâsım-i Şeybânî 'den naklen rivâyet etti ki, Zeydü'bnü Er kam kuşluk zamanı namaz kılan birtakım insanlar görmüş de: adamlar pek âlâ bilirler ki, bu saatden başka zamanda namaz kılmak daha faziletlidir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazı, sıcakdan deve yavrularının ayaklan yandığı zaman kılınır.» buyurmuşdur.» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Evvabin Namazının, Sıcakdan Deve Yavrularının Ayakları Yandığı Zaman Kılınması Bâbı
1781-) Bize, Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize, Yahya b. Saîd, Hişâm b. Ebî Abdillâh'dan rivâyet etti. ki: Bize, Kâsım-i Şeybânî, Zeydü'bnü Erkam'dan naklen rivâyet etti. Zeyd Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kübalıların yanına gitti, (Yardığında) onlar namaz kılıyorlardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (onlara): namazı, sıcakdan deve yavrularının ayakları yandığı zamandır.» buyurdular. İtaat eden mânâsına mubâleğa sıygasıdır. Salâtü'l-Evvâbîn: Allah'a çok itaat edenlerin namazı demek olur. evvâb'ın, râci' yânî dönen mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Fakat birinci mânâ hadîse daha muvâfıkdır. Fi'li ramda' masdarindan alınmişdır ki, kum'un güneşden pek ziyâde ısınması mânâsına gelir. Fasü'in cem'i olup, deve yavruları demekdir. Hadîsin mânâsı: Evvâbîn namazı, güneşin sıcağından, deve yavrularının ayakları kumda yandığı zaman kılınır; demekdir. Bu hadîs kuşluk namazının efdal olan vaktini bildirmektedir. diyor ki: «Ulemâmız, bu vaktin kuşluk namazı için en elverişli ve faziletli olduğunu söylemişlerdir. Velev ki kuşluk namazı, güneşin doğmasından zeval vaktine kadar caiz olsun.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Evvabin Namazının, Sıcakdan Deve Yavrularının Ayakları Yandığı Zaman Kılınması Bâbı
1782-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Nâfi' ile Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onların da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettikleri şu hadîsi okudum: Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, gece namazım sormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazı ikişer ikişerdir. Biriniz sabah olacağından korkarca, bir rek'ât kılsın! Bu onun kılmış olduğu namazı vitir yapar.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Nafilesinin İkişer İkişer, Vitrin İse Gecenin Sonunda Bir Rekat Olarak Kılınması Bâbı
1783-) Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize, Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salim'den, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyururken işitmiş olmak üzere rivâyet etti. H.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Nafilesinin İkişer İkişer, Vitrin İse Gecenin Sonunda Bir Rekat Olarak Kılınması Bâbı
1784-) Bize Muhammed b. Abbâd da rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize, Süfyân rivâyet etti. ki): Bize Amr, Tâvûs'dan, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. H. Zührî de Sâlim'den, o da babasından naklen rivâyet etti ki, bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gece namazını sormuş; da: ikişer ikişer kılınır. Sabah olacağından korkarsan bir rek'âfla vitr yapıver!» buyurmuş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Nafilesinin İkişer İkişer, Vitrin İse Gecenin Sonunda Bir Rekat Olarak Kılınması Bâbı
1785-) Bana, Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti. ki): Bana Amr haber verdi, ona da İbn Şihâb söylemiş, ona da Salim b. Abdillâh b. Ömer île Humeyd b. Abdirrahmân b. Avf, Abdullah b. Ömer b. Hattâb'dan naklen rivâyet etmişler. Abdullah Şöyle dedi: Bir adam ayağa kalkarak: Ya Resûlallah! Gece namazı nasıl kılınır? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazı ikişer İkişerdir. Şâyef sabah olacağından korkarsan bir rek'âtla vitr, yapıver!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Nafilesinin İkişer İkişer, Vitrin İse Gecenin Sonunda Bir Rekat Olarak Kılınması Bâbı