Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
2949-)
Bize Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî rivâyet eti. ki): Bize Hammâd, Amr b. Dinar ile Eyyûb'dan, onlar da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: adam Arafât'da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte vakfe yaparken ansızın hayvanından düştü. —Eyyûb: Hayvan onun boynunu kırdı. Yahut onu derhâl öldürdü; Amr ise: Hayvan onun boynunu kırdı; demiş.— Bu hâdise Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber verilince: su ve sidirle yıkayın da iki elbise içine kefenleyin! Kokulamayın; başını da örtmeyin!» buyurdular. «Çünkü Allah kıyâmet gününde onu telbiyecî olarak di-riltecektir.» «Çünkü Allah, onu kıyâmet gününde telbiye eder bir hâlde diriltecektir.» diyerek rivâyet etmişlerdir;
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2950-)
Bana» bu hadîsi Amrıfn-Nâkıd dahi rivâyet etti. ki): Bize İsmail b. İbrahim, Eyyûb'dan rivâyet etti. ki): «Ben, Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber aldım ki, bir adam ihram hâlinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte vakfe yapıyormuş...» Hammâd'in Eyyûb'dan rivâyet ettiği şekilde rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2951-)
Bize Alîyyu'bnü Haşrem rivâyet etti. ki): Bize Îsâ yani İbn Yûnus, İbn Cüreyc'den naklen haber verdi. ki): Bana Amr b. Dînâr, Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber verdi. İbn Abbâs şöyle dedi: Bir adam ihirâmlı olarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte geldi de devesinden düşerek tamamen boynu kırıldı ve hemen öldü. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): su ve sîdirle yıkayın da iki elbisesini giydirin, ama başını örtmeyin! Çünkü o, kıyâmet gününde teîbîye ederek gelecektir» buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2952-)
Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd dahi rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Bekir El-Bursânî haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Amr b. Dînâr haber verdi. Ona da Saîd b. Cübeyr, İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber vermiş, İbn Abbâs: «ihrâmlı bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte geldi.» diyerek yukarki hadîsin mislini rivâyet etmiş. (burada): kıyâmet gününde telbiyeci olarak dirilecektir; buyurdu.» demiş. «Saîd b. Cübeyr adamın düştüğü yeri söylemedi.» ibaresini ziyâde etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2953-)
Bize Ebû Küreyb rivâyet etti. ki): Bize Vekî', Süfyân'dan, o da Amr b. Dinar'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti ki, ihram hâlinde bulunan bir adamı, hayvanı düşürerek boynunu kırmış, adam derhâl ölmüş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): su ve sidirle yıkayın da iki elbisesinin içine kefenleyin! Ama basını ve yüzünü örtmeyin! Çünkü o, kıyâmet gününde telbiyeci olarak diriltilecektir.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2954-)
Bize' Muhammed b. Sabbâh rivâyet etti. ki): Bize Hüşeyim rivâyet etti. ki): Bize Ebû Bişr haber verdi. ki): Bize Saîd b. Cübeyr, İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2955-)
Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Bu lâfız onundur. ki): Bize Hüşeyim, Ebû Bişr'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber verdi ki, bir adam ihrâmlı olarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bulunuyormuş. Derken devesi kendisini düşürerek boynunu kırmış. Adam derhâl ölmüş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) su ve sidirle yıkayın da iki esvabının içine kefenleyin! Koku sürmeyin, yüzünü de örtmeyin!-Çünkü o, kıyâmet, gününde saçları keçelleşmiş olarak diriltilecektir.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2956-)
Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti ki, ihram hâlinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bulunan bir zâtı devesi düşürerek boynunu kırmış. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cenazesinin' su ve sidirle yıkanmasını, koku sürülmemesini, başının da örtütmemesini emir etmiş. o kıyâmet gününde saçları keçeleşmiş olarak diriltilecektir.» buyurmuş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2957-)
Bize Muhammed b. Beşşâr ile Ebû Bekir b. Nâfî' rivâyet ettiler. İbn Nâfi' ki): Bize Bunder haber verdi. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Ben, Ebû Bİşr'ı, Saîd b. Cübeyr'den rivâyet ederken dinledim. O da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'yi şunu rivâyet ederken dinlemiş: adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına ihramlı olarak geldi de, devesinden düştü. Hayvan, onu derhâl öldürdü. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu zâtın su ve sidirle yıkanmasını, iki elbise içine kefenlenmesini, koku sürülmemesini, başının, kefen dışında bırakılmasını emir buyurdu.» ki: «Bir müddet sonra Ebû Bişr bu hadîsi bana: — (Başı ve yüzü meydanda kalsın! Çünkü o kıyâmet gününde saçları keceleşmiş olarak diri İrilecektir.) şeklinde rivâyet etti.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2958-)
Bize Harım b. Abdillâh rivâyet etti. ki): Bize Esved b. Âmir, Züheyirden, o da Ebû'z-Zübeyir'den naklen rivâyet etti. ki: Ben Saîd b. Cübeyr'î şunu söylerken işittim: İbn Abbâs (radıyallahü anhüma) ki): adamı, hayvanı düşürerek boynunu kırdı. Bu zât, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) İle birlikte bulunuyordu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına onun cenazesini su ve sidirle yıkamalarını, yüzünü - zannederim başını da, dedi. - açmalarını emretti. Ve: Çünkü o, kıyâmet gününde ihlâl yaparak diri İtilecektir buyurdu.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2959-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Mûsâ haber verdi. ki): Bize İsrail, Mansûr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir adam vardı. Bu zâtı, devesi düşürerek boynunu kırdı ve hemen öldü. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu yıkayın! Ama kendisine koku yaklaştırmayın! Yüzünü de örtmeyin! Çünkü o, telbiye ederken diriltilecektir; buyurdular.» hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Cenaiz»in bir-iki yerinde ve «Hacc» bahsinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir. hâlinde vefat eden zâtın yalnız iki elbise ile kefenlenmesi, ona ikram İçindir. Nitekim şehitlere ikram olmak üzere üzerlerindeki elbiseden başka kefen meşru olmamıştır. bâzı rivâyetlerinde «Yüzünü de açık bırakın!» denilmişse de Beyhakî, bunun bâzı râvîlerden sâdır olma bir vehimden ibaret bulunduğunu, doğrusunun «Başını örtmeyin.» şeklinde rivâyet edildiğini söylemiştir. içinde vefat eden kimsenin kıyâmet gününde telbiye getirerek haşrolunması haccına alâmet olmak içindir. hadîs-i şerîf'de beyân olunduğuna göre şehid dahi kıyâmet gününde damarlarından kan fışkırarak haşredilecek. bâzılarında: kıyâmet gününde saçları keçeleşmiş olarak haşredi buyurulmuştur. murâd: ihrâmlının öldüğü hâl üzere diriltilmesidir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı
2960-)
Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ' El-Hemdânî rivâyet etti. (Dedi ta): Bize Ebû Üsâme, Hişamdan, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Zübeyr'in kızı Dubâa'nın yanına girerek ona: «Hacca gitmek mi istedin?» diye sordu. Dubâa: «Vallahi kendimi rahatsız buluyorum.» cevâbını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , ona: «Haccet ve şart koş! Yâ Rabbî! İhramdan çıkacağım yer, beni haccetmekten âciz kılacağın yer olsun, de!» buyurdular. Dubâa, Mikdât b. Esved'in zevcesiydi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Hastalık Gibi Bir Özürden Dolayı İhramdan Çıkmayı Şart Koşmasının Cevazı Bâbı
2961-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (radıyallahü anha)’dan naklen haber verdi. Âişe şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Dubâa binti Zübeyir b. Abdilmuttalib'in yanına girdi. Dubâa: «Yâ Resûlüllah! Ben haccetmek istiyorum, ama rahatsızım.» dedi. Peygamber «Haccet de: İhramdan çıkacağım yer, beni âciz kılacağın mehâl olsun; diye şart koş!» buyurdular..
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Hastalık Gibi Bir Özürden Dolayı İhramdan Çıkmayı Şart Koşmasının Cevazı Bâbı
2962-)
Bize yine Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Abdür-razzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen bu hadîsin mislini haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Hastalık Gibi Bir Özürden Dolayı İhramdan Çıkmayı Şart Koşmasının Cevazı Bâbı
2963-)
Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti. ki): Bize Abdülvahhâb b. Abdilmecîd ile Ebû Âsim ve Muhammed b. Bekr, İbn Cüreyc'den rivâyet ettiler. H. İshâk b. İbrahim de rivâyet etti. Bu lafız onundur. ki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Ebu'z-Zübeyir haber verdi, O da Tâvûs ile İbn Abbâs'ın azatlısı İkrime'yi, İbn Abbâs'dan naklen rivâyet ederlerken dinlemiş. Şöyle ki: Dubâa binti Zübeyir b. Abdilmuttalib (radıyallahü anh) , Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Ben, ağır bir kadınım. Hacca da gitmek istiyorum, bana ne buyurursun? demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Hacca niyet eti Ve; Beni, nerede âciz bırakırsan ihramdan çıkış yerim orası olsun; diye şart koş) buyurmuşlardır. «Müteakiben Dubâa hacca yetişti.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Hastalık Gibi Bir Özürden Dolayı İhramdan Çıkmayı Şart Koşmasının Cevazı Bâbı
2964-)
Bize Hârûn b. Abdillâh rivâyet etti. ki): Bize Ebû Dâvûd-u Tayâlisî rivâyet etti. ki): Bize Habîb b. Yezîd, Anuta. Herim'den o da Saîd b. Cübeyr ile İkrime'den, onlar da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti ki, Dubâa hacca gitmek istemiş de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şatt koşmasını emir buyurmuş. O da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in emrinden dolayı bunu yapmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Hastalık Gibi Bir Özürden Dolayı İhramdan Çıkmayı Şart Koşmasının Cevazı Bâbı
2965-)
Bize İshâk b. İbrahim ile Ebû Eyyûb El-Gaylânî ve Ahmed b. Hırâş rivâyet ettiler. İshâk (Bize haber verdi.); ötekiler: (Bize rivâyet etti.) tâbirini kullandılar. (Dediler ki): Bize Ebû Âmir yani Abdülmelik b. Amr rivâyet etti. ki): Bize Rabâh yani İbn Ebî Marûf, Atâ’ dan, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Dubâa (radıyallahü anha)'ya: «Haccet de: İhramdan çıkacağım yer, beni âciz kılacağın mahal olsun diye şart koş.» buyurmuşlar. rivâyetinde: «Dubâa'ya emir buyurdu.» ifâdesi vardır. hadîsin Hazret-i Âişe rivâyetini Buhârî «Kitâbu'n-Nikâh» da tahrîc etmiştir. Dubâa, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in amcası kızıdır. sebebiyle hacc fiillerini tamamlayamıyacağından korktuğu için hâlini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arzetmiş, o da ibâdetten âciz kaldığı yerde ihramdan çıkmayı şart koşmasını tavsiye buyurmuştur. böyle bir şartın caiz olup olmayacağında ihtilâf etmişlerdir. kirâm'dan Hazret-i Ömer, Osman, Alî, İbn Mes'üd, Ammâr ve İbn Abbâs (radıyallahü anhüm) hazerâtı ile Tabiîn'den Saîd b. El-Müseyyeb, Urve, Ata', Âlkame ve Şüreyh, şartı tecvîz etmişlerdir. Şafiî'nin meşhur kavli bu olduğu gibi İmâm Ahmed'le İshâk ve Ebû Sevr'in mezhepleri de budur. bir takımları şartın bâtıl olduğunu söylemişlerdir. Mezkûr kavil Sahâbe-i Kiram'dan İbn Ömer ile Âişe (radıyallahü anha)'dan rivâyet olunmuştur. Nehaî, Hakem, Tâvûs ve Saîd b. Cübeyr hazerâtının kavilleri bu olduğu gibi İmâm Mâlik, S'evri ve îma in A'zam’ın mezhebleri de budur. Onlara göre hacca niyet ederken şart koşmanın bir' faydası yoktur. Böyle bir kimse haccını tamamlayıncaya kadar ihramda kalır. Ömer (radıyallahü anh) şartı inkâr eder: «Size Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünneti yetmiyor mu? O, hiç bir zaman şart koşmamıştır. Eğer biriniz bir manîden dolayı haccedemezse, beyt-i şerife giderek onu tevâf etsin ve Safa ile Merve arasında sa'y ederek traş olsun yahut saçını kısaltsın! Bu suretle gelecek sene haccedinceye kadar kendisine her şey helâl olur. Hedy kurbanı göndersin yahut onu bulamıyana oruç tutsun! dermiş. hadîsini İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet eden Tâvûs ile Saîd b. Cübeyr dahi şartı kabul etmediler. bunlar şartı çürütmeye kâfî gelen sebeplerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Hastalık Gibi Bir Özürden Dolayı İhramdan Çıkmayı Şart Koşmasının Cevazı Bâbı
2966-)
Bize Hemmâd b. Seriyy ile Züheyir b. Harb ve Osman b. Ebî Şeyfae hep birden Abdeden rivâyet ettiler. Züheyir dedi ki: Bize Abdetü'bnü Süleyman, Ubeydullah b. Ömer'den, o da Abdurrahman b. Kâsım'den, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: binti Umeys ağacın altında Muhammed b. Ebî Bekir'i doğurdu da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yıkanarak telbiye getirmesini emretmesi için Ebû Bekir'e talimat verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Nifaslı Kadının Îhramı Nifaslı Ve Hayızlı Kadının Îhram Îçin Yıkanmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
2967-)
Bize Ebû Gassân Muhammed b. Amr rivâyet etti. ki): Bize Cerîr b. Abdilhamîd, Yahya b. Saîd'den, o da Ca'fer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Câbir b. Abdillâh (radıyallahü anhüma)'dan, Esma binti Umeys'in, Zü’l-Huleyfe'de doğurduğu zamanki hadisinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Ebû Bekir (radıyallahü anh)'a emir buyurduğunu, onun da yıkanıp telbiye getirmesi için Esmâ'-ya tembîhde bulunduğunu rivâyette bulunmuştur. Çocuk doğurmak ve doğurduktan sonra gelen kan mânâlarına gelir; hayz mânâsında dahi kullanılır. bir rivâyetinde Hazret-i -Esma'nın ağacın yanında, diğer rivâyetinde Zülhuleyfe'de, başka bir rivâyetinde Beydâ'da doğurduğu bildiriliyor. Bunlar birbirine yakın yerlerdir. Ağaç Zü’l Huleyfe'dedir. Beydâ', Zü'l Huleyfe'nin kenarındadır. İyâz: «İhtimâl Hazret-i Esma' göze görünmemek için Beydâ' kenarına inmiştir; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in konakladığı yer Zü'l Huleyfe'de idi; orada gecelemiş; orada ihrama girmişti...» diyor. Şerif, nifâslı ve hayızlı kadınların ihrama girebileceklerine delildir. Bunların ihram için yıkanmaları Hanefîlerle Şâfiîler'e ve cumhûru ulemâya göre müstehab, Zâhirîler'le Hasan-ı Basrî'ye göre vâcibtir. ve nifâslı kadınlar tavafla iki rekât tavaf namazından maada bütün hacc fiillerini yapabilirler. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): yaptığı her şeyi yap; yalnız tavaf etme!» buyurmuştur. hadîs iki rek'at tavaf namazının sünnet olduğuna delildir. Zîra Hazret-i Esma' bu namazı kılmamıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Nifaslı Kadının Îhramı Nifaslı Ve Hayızlı Kadının Îhram Îçin Yıkanmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
2968-)
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî rivâyet etti. ki): Mâlik'e İbn Şihâb'dan dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Âişe şöyle dedi: «Veda' haccı senesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde yola çıktık; ve ömreye niyet ettik. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; yanında hedy kurbanı varsa hacca ömre ile beraber niyet etsin; sonra ihramda devam ederek netîcede her ikisinin İhramından beraberce çıksın.» buyurdu. Mekke'ye hayızlı olarak vardım. Ne beyti tavaf ettim, ne de Safa ile Merve arasında Sai yaptım. Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e arzettim de: çöz, taran ve hacca niyet et! ömreyi bırak!» buyurdu. de öyle yaptım. Haccı eda ettiğimiz vakit Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekir ile Ten'îm'e gönderdi. Ve oradan Ömre yaptım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kazaya kalan ömrene bedel budur.» buyurdu. ömreye niyet edenler beyti tavaf, Safa ve Merve arasında sa'y yaptılar. Sonra ihramdan çıktılar. Nihayet Minâ'dan döndükten sonra hacdan için son bir tavaf daha yaptılar. umreyi beraber yapanlara gelince: Onlar yalnız bir tavaf yaptılar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2969-)
Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys rivâyet eti. ki): Bana, babam, dedemden rivâyet etti. ki): Bana Ukayl b. Hâlîd, İbn Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü'z-Zübeyir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: hacci senesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yola çıktık. Kimimiz ömreye kimimiz de hacca niyet ettik. Mekke'ye vardığımızda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kim ömreye niyet etti de hedy kurbanı getirmedıyse ihramdan çıksın! Kim ömreye niyet etti de hediye kurbanı getirmediyse kurbanını kesmedikçe ihramdan çıkamaz. Hacca niyet eden haccını tamamlasın! buyurdular.» (radıyallahü anha) (sözüne devamla) Şöyle dedi: hayızımı gördüm ve Arafe gününe kadar da hayızlı kaldım. Yalnız ömre için niyet edebildim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ise saçımı çözmemi, taranmamı ve hacca niyet ederek Örmeyi bırakmamı emir buyurdu. Ben, bunu yaptım. Haccımı edadan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , benimle (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekri gönderdi. Ve bana Ten'ım'den (yani) hacı olarak varıp da ihramdan çıkmadığım ömre yerimden ömre yapmamı emir buyurdu.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2970-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer Zührî'den, o da Urve’den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle dedi: haccı yılında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yola çıktık. Beri, omreye niyet ettim. Hedy kurbanı göndermemiştim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Kimîn yanında hedy kurbanı varsa hacda Ömreye beraber niyet etsin! Sonra taa her ikisinden beraberce, ihramdan çıkıncaya kadar ihramda kalsın! buyurdu. Ben, hayzımı gördüm. Arafe gecesi girince: Yâ Resûllallah) Ben, ömreye niyet etmiştim; haccımı ne yapacağım? dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Saçını söz, taran, ömreyi bırak ve hacca niyet et! . buyurdular. edâ ettiğim vakit Abdurrahmân b. Ebî Bekr'e emir buyurdu, o da beni terkisine alarak bana Ten'îm'den yani ömremi bıraktığım yerden Ömre yaptırdı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2971-)
Bize İbn Ebî Ömer rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (radıyallahü anhâ)'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile yola çıktık: kîm hacc ile ömreye niyet, etmek isterse bunu yapsın. Kim yalnız hacca niyet etmek İsterse etsin! Kîm de yalnız ömreye niyet etmek isterse, o da ömreye niyet etsin! buyurdu.» (radıyallahü anha) (sözüne devamla) Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacca niyet etti. Yanında bulunan bâzı kimseler de hacca niyet ettiler. Bazıları ömre ile hacca, bir takımları da yalnız ömreye niyet ettiler. Ben, ömreye niyet edenler arasındaydun.» hadîsi Buhârî «Hayz» ve «Hacc» bahislerinde; diğer Kütübi Sitte sahipleri «Hacc» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. . . haccı: Hicretin 10. yılında yapılmıştır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medine'ye hicretinden sonra yalnız bu haccı, ifâ etmiştir. Mekke'deyken yaptığı haccların sayısını ancak Allah bilir. hacca «Haccetü’l-Vedâ» denilmesinin sebebi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ashâb-ı Kiram'ına va'z-u nasîhatlar ederek kendileriyle vedâlaşmasıdır. da görüleceği vecîhle Hazret-i Âişe'den bu hususta rivâyet edilen hadîsler muhteliftir. Bunların bâzısında «Ömreye niyet ettik.» diğer bâzısında «Kimimiz ömreye kimimiz hacca' niyet ettik.»; bir rivâyette «Yalnız hacca niyet ederek yola çıktık.» denilmektedir. rivâyetlerin hepsi sahihtir. Ömer, Hani Abdilberr: «Bu bâbda Hazret-i Âişe'den rivâyet olunan hadîsler cidden muztaribdir.» demiş. İyâz dahi aynı şeyi söylemiştir. Abdilberr'in beyânına göre Evzâî , İmâm Şafiî, Ebû Sevr ve İbn Teyye, Urve'nin rivâyet ettiği bu hadîsi kabul etmemiş ve: «Bu yanlışdır. Hazret-i Âişe'den hadîs rivâyet edenlerden hiç biri bu hususta Ufve'ye tabî olmamıştır.» demişlerdir. b. İshâk; dahi: «Bu zevat yani Kâsım , Esved ve Amra, Ümmü'l-Mü'minîn Hazret-i Âişe'nin ömreye değil hacca niyetlendiğine ittifak etmişlerdir. anlıyoruz ki: Urve'nin rivâyeti yanlışdır. Çünkü Hammâd b. Selemenin Hişâm vasıtasıyla rivâyet ettiği hadîsde Urve: Bana, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den birçok zevat rivâyet etti ki, Âişe’ye (ömreni bırak!) buyurmuş; demişdir. Bu da gösterir ki, Urve bu hadîsi Hazret-i Âişe'den işitmemiştir.» diyoç. hususta Zâhirîl er’den İbn Hazm dahi şöyle demektedir: «Ebû'l-Esved'in, Türve tarikiyle Âişe'den rivâyet ettiği hadîsle Yahya b. Abdurrahmân b. Hâtıb'ın yine Âişe'den rivâyet ettiği hadîs ulemâya göre münker ve hatâdırlar. Mezkûr Ebû’l - Esved hadîsinin hatâ olduğunu bizden önce Ahmed b. Hanbel söylemiş, İmâm Mâlik ise: Bizim memlekette Teve'nin, Hazret-i Âişe'den rivâyet ettiği hadîsle ne eskiden amel olunmuştur ne de şimdi; demiştir.» Kurban edilmek üzere harem-i şerife gönderilen hayvandır. Kâide'yi tavaf ile saîden ibarettir. Buna küçük hacc da derler. Haccın bundari mâada temettü' ve kıran nâmıyla iki nev'i daha vardır. ıfatı: Evvelâ ömre yapmak, sonra ihramdan çıkarak tervıye gücüne kadar Mekke'de kalmak, terviye günü harem-i şerîfde tekrar ihrama girmektir. Bu, ikinci ihramda dahi münferid hac yapanlar gibi hareket olunursa da aralarında bâzi farklar vardır. için kurban dahi lâzımdır. Hacc ile ömreye beraberce niyet edilerek yapılan haccdır. da iki tavaf ve iki saî lâzım geldiği gibi kurban kesmek dahi îcâb eder. göre ifrat yani yalnız hacc, İmâm Mâlik’le İmâm Ahmed'e göre temettü'; Hanefîler'e göre ise kıran efdaldır. Şerif'de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Âişe'ye «Ömreyi bırak!» buyurması, onun kırana niyet ettiğine delildir. Harem-i şerifin Şam tarafına düşen kenarıdır. Bu yer «Mesâcid-i Âişe (radıyallahü anha) nâmıyla meşhurdur. şeklinde okumak da caizdir. Bu takdirde «Mekâne» kelimesi mahzûf bir âmilin zarfı olur. Bazıları. bu kıraati daha muvafık görmüş, kelimenin merfû okunmasını tecviz etmemişlerdir. Iyâz bilâkis merfû okunmasını tercih etmiştir. Çünkü «Mekân» kelimesiyle zarf değil ömrenin bedeli kastedilmiştir. Âişe, Zi’l-Hicce'nin üçünde Şerif denilen yerde hayız görmüş ve Kurban Bayramı günü temizlenmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2972-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Abdetü'bnü Süleyman, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Haccetü’l-Vedâ'-da Zi’l-Hicce hilâline yakın (bir günde) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıktık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sizden kim Ömreye niyet etmek isterse, etsin! Eğer hedy kurbanı gönder meşeydim ben de ömreye niyet ederdim.» buyurdu. Cemâatdan Bazıları ömreye Bazıları da hacca niyet etmişlerdi. Ben ömreye niyet edenler arasındaydım. Bu suretle yola çıkarak Mekke'ye vardık. Arafe günü bana hayızlı bulunduğum bir sırada geldi. Ama ömremden hille çıkmadım. Müteakiben bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sızlandım. O da: «umreni bırak, saçını çöz ve taran da hacca niyet et!» buyurdular. de öyle yaptım. Hasbe gecesi olunca —ki Allah haccımızı tamamlamayı nasîb etmişti— Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle beraber (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekri gönderdi. O beni terkisine alarak Ten'ime çıkardı. (Orada) ömreye niyet ettim. Böylece Allah hem haccımızı hem ömremizi bize nasîb etti. Dedi ki): Bu haccda hedy kurbanı, sadaka ve oruç yoktu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2973-)
Bize, Ebû Küreyb rivâyet etti. ki): Bize İbn Nümeyir rivâyet etti. ki): Bize Hişâm, babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) île Zi’l-Hicce hilâline yakın yola çıktık. Yalnız hacca niyat edeceğimizi zannediyorduk. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim ömreye niyet etmek isterse, ömreye niyet etsin...» buyurdular. hadîsi Abde hadîsi gibi rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2974-)
Bize yine Ebû Küreyb rivâyet etti. ki): Bize Vekî' rivâyet etti. ki): Bize Hişâm, babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Âişe şöyle dedi: «Zî’l-Hicce hilâline yakın (bir günde) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) île yola çıktık. Kimimiz ömreye, kimimiz hem hacca hem ömreye, bâzılarımız da yalnız hacca niyet etmiştik. Ben, ömreye niyet edenler arasındaydım...» hadîsi yukarki râvîlerin hadisleri gibi rivâyet etmiş; şunu da söylemiştir. «Bu bâbda Urve: Allah, Âişe'nin hacc ve ömre yapmasını takdir buyurmuş; demiş. Hîşâm ise: Bu haccda hedy kurbanı, oruç ve sadaka yoktu; ifâdesini kullanmıştır.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2975-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Ebû'l-Esved Muhammed b. Abdirrahmân b. Nevfel'den dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum. Âişe şöyle dedi: haccı senesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile yola çıktık. Kimimiz Ömreye, kimimiz hacc ile ömreye, bâzılarımız da yalnız hacca niyet etmiştik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yalnız hacca niyet etmişti. Ömreye niyet edenler (onu eda ettikten sonra) ihramdan çıktılar. Yalnız hacca yahut hacc ile ömreye niyet etmiş olanlar bayram gününe kadar ihramdan çıkmadüar.» İyâz diyor ki: «Bu hadîs Hazret-i Âişe'den sahih rivâyetle naklolunan sahabe fiillerine ve sahabenin muhtelif niyetlerle ihrâma girmelerine muarızdır. Çünkü Hazret-i Âişe'nin ömreye niyet ettiğini göstermektedir. kelâm şudur ki Âişe (radıyallahü anha) evvelâ hacca niyet etmiş, sonra cemaata niyetlerini bozmaları emir olunca o da niyetini bozarak ömreye niyet etmiştir. Hayızım görerek ömreyi tamamlams"c imkân bulamayınca Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona hacca niyet etmesini emir buyurmuştur. Bu suretle Âişe (radıyallahü anha), hacca niyet etmiş ve haccı ömrenin üzerine bina etmiş yani kıran yapmıştır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: (Dimareni bırak!) sözünün mânâsı: onu tamâmiyle boz, demek değildir. Çünkü gerek ömreden gerekse haccdan çıkmak ancak niyetle sahîh olur. Bu da onları tamamladıktan sonra ihramdan çıkmakla mümkündür. emrin mânâsı: (Ömre fiillerini tamamlama!) demektir. Tavaf, sa'y ve saç kesmek ile tamam olur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunları bırakarak hacca niyet etmesini ve bu suretle hacc-ı kıran yapmasın! yani tavaftan mâada bütün hacc fiillerini yaparak tavafı hayızından temizleninceye kadar te'hû etmesini emir buyurmuştur. Hazret-i Âişe de Öyle yapmıştır. Abd b. Humeyd rivâyetindeki (ömreni kes!) cümlesinin bu te'vîli te'yîd ettiğini söylemişlerdir.» Âişe yalnız ömre yapmak istemişti. Nitekim diğer ümme-hât-ı mü'minîn ile ashâb-ı kirâm hacclarını bozarak ömreye niyet etmişlerdi. Fakat onlar terviye gününden önce ömreyi tamamlayarak ihramdan çıkmışlar, sonra terviye günü Mekke'de tekrar hacca niyet etmişler; bu suretle ayrı ayrı birer ömre, birer de hacc ifâ etmişlerdi. Âişe'ye gelince: Onun ömresi hacc-ı kıranın zınnmda olmuştu. Onun için de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mina'dan döndükleri gün kendisine: tavafın hem haccına hem ömrene kâfidir.» buyurmuştu. (sallallahü aleyhi ve sellem), bu sözüyle Hazret-i Âişe'ye haccı ile ömresinin tamâm olduğunu, yaptığı bir tavafın hem hac hem ömre yerine geçeceğini anlatmak istemişti. Fakat Âişe (radıyallahü anha) bunu kabul etmiyerek, mutlaka ayrıca bir ömre yapmak istemişti. Bu ömreye niyet ettiği vakit Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: «Bu ömre ayrıca yapmak İstediğin ömrenir yerinedir.» buyurdular. gecesi hacıların Mina'dan Muhassab denilen yere indikleri geçedir. Muhassab: Mina yolu üzerinde Mekke'ye yakın bir yerdir. Şerif şu hükümleri ihtiva etmektedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2976-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nakıd ve Zü-hayr b. Harb hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Amr dedi ki: Bize Süfyân b. Uyeyne, Abdurrahmân b. Kâsım'den, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yola çıktık. Yalnız hacca niyet edeceğimizi sanıyorduk. Şerife yahud ona yakın bir yere vardığımız zaman hayzımı gördüm. Az sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Ben ağlıyordum. Hayzı kasdederek: «Nifâs mı gördün?» diye sordu. «Evet!» cevâbıpı verdim. «Şüphesiz ki bu, Allah'ın Âdem kızlarına takdir buyurduğu bir şeydir. Sen, hacıların yaptığını yap. Yalnız yıkanmadıkça beyti tavaf etme!» buyurdular. (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınları nâmına sığır kurban etti
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2977-)
Bana Süleyman b. Ubeydillâh Ebû Eyyûb El-Gaylânî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Âmir Abdülmelik b. Amr rivâyet etti. ki): Bize Abdülazîz b. Ebî Selemete'l-Mâcişûn, Abdurrahmân b. Kâsım'den, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile yola çıktık, aklımızda haccdan başka bir şey yoktu. Serîf denilen yere gelince ben hayızımı gördüm. Ass sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Ben, ağlıyordum. «Niye ağlıyorsun?» diye sordu. Ben: «Vallahi bu sene yola çıkmamış olmayı dilerdim.» dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sana ne oldu? Galiba hayzını gördün» dedi. Ben: «Evet!» cevâbını verdim. «Bu, Allah'ın Âdem kızlarına taktır buyurduğu bir şeydir. Sen, hacıların yaptığını yap Yalnız temizleninceye kadar beyti tavaf etme!» buyurdular, vardığımda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına: «Bu haccınızı ömre yapın!» buyurdu. üzerine cemâat ihramdan çıktılar. Yalnız beraberinde hedy kurbanı olanlar çıkmadılar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekir, Ömer ve zenginlerin yanında hedy kurbanı vardı. (İhramdan çıkanlar) sonra Mina'ya gittiklerinde hacca niyet ettiler. Bayram günü gelince ben temizlendim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emir buyurdu, ben de tavâf-ı ifA'zamı yaptım. Bize sığır eti getirdiler: Bu, nedir? diye sordum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kadınları nâmına sığır kurban etti; dediler. gecesi olunca: «Ya Resûlallah! Âlem hacc ve umreyle dönüyor; ben yalnız bir haccla dönüyorum.» dedim. Bunun üzerine (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekr'e emir buyurdu, o da beni devesinin terkisine aldı. iyi hatırlarım! Genç yaşta bir kadındım. Uyuklardım da yüzüm semerin ağacına çarpardı. Ten'ime vardığımızda orada âlemin yaptığı ömre ye mukaabil ben de ömreye niyetlendim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2978-)
Bana Ebû Eyyûb El-Gaylânî rivâyet etti. ki): Bize Behz rivâyet etti. ki): Bize Hammâd, Abdurrahmân'dan, o da babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: telbiye getirdik; Serîf'e vardığımız vakit ben, hayzımı gördüm. Az sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Ben ağlıyordum...» hadîsi Mâcişûn hadîsi gibi rivâyet etmiştir. Hammâd'ın hadîsinde: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekir, Ömer ve zenginlerin yanında hedy kurbanı vardı. Sonra (ömreden hılle çıkanlar) Minaya gittikleri vakit hacca niyet ettiler.» cümlesiyle; genç yaşta kadındım, uyuklardım da yüzüm semerin ağacına çarpardı.» ifâdesi yoktur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2979-)
Bize İsmâîl b. Ebî Üveys rivâyet etti. ki): Bana, dayım Mâlik b. Eres rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Mâlik'e Abdurrahmân b. Kâsım'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yalnız hacc-ı îfrâd yapmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2980-)
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyir rivâyet etti. ki): Bize İshâk b. Süleyman, Eflâh b. Humeyd'den, o da Kâsım’den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile hacc aylarında, hacc yerlerinde ve hacc gecelerinde hacca niyet ederek yola çıktık. Serîf denilen yere indiğimizde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabının yanına Çıkarak: Sizden hanginizin yanında hedy kurbanı yok da haccını ömre yapmak isterse yapsın! Beraberinde hedyi olanlar bunu yapmasın! buyurdu. üzerine beraberinde hedyi olmayanlardan Bazıları ömreye niyet etti, Bazıları da onu terk ettiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında hedyi vardı. Ashabından vakti hâli yerinde olan bâzı kimselerin de hedyleri vardı. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benim yanıma girdi. Ben ağlıyordum. Neye ağlıyorsun? diye sordu. Ben: Ashabına söylediklerini işittim, umreyi de duydum. (Hâlbuki ben, ömreden mahrumum) dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): var? diye sordu. Namaz kılamıyorum! dedim. O' sana zarar etmez. Sen, haccında dâim ol! Umulur ki Allah onu sana nasîb edecektir. Sen, benât-i Âdem'den birisin. Allah onlara neyi takdir buyurduysa, sana da onu takdir etmiştir; buyurdu. üzerine haccıma devamla yola çıktım. Mina'ya indiğimiz vakit temizlendim. Sonra beyti tavaf ettik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), El-Muhassab denilen yere indi. Ve Abdurrahman b. Ebî Bekr'i çağırarak: Kız kardeşini haremden çıkar da ömreye niyet etsin, sonra beyti tavaf eylesin! Ben, sizi burada bekleyeceğim; Dedi. de (Ten'îm'e) çıktık, (orada ömreye) niyetlendim. Sonra beyti ve Safa ile Merve'yi tavaf ettim. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldik gece yarısı, konakladığı yerde duruyordu. Bana: Bitirdin mi? diye sordu. Evet; cevâbını verdim. üzerine ashabına hareket emrini verdi. Yola çıktı, (Mekke'ye varınca) evvelâ beyt-i şerife uğrayarak sabah namazından önce onu tavaf etti. Bil'âhara Medine'ye (müteveccihen) yola çıktı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2981-)
Bana Yahya b. Eyyûb rivâyet etti. ki): Bize Abbâd b. Abbâd El-Mühellebî rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Kâsım b. Muhammed'den, o da Ümmü'l-Müminîn Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe (radıyallahü anha) ; yalnız hacca niyet ettik, bâzılarımız kıran, bâzılarımız da temettü' yaptı.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2982-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Ubeydullah b. Ömer, Kâsım b. Muhammed'den naklen haber verdi. Kâsım: hacca niyet etmiş olarak geldi.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2983-)
Bize Ubeydullah b. Meslete'bni Ka'neb rivâyet etti. ki): Bize Süleyman yani İbn Bilâl, Tahyâ yani İbn Saîd'den, o da Amra'dan naklen rivâyet eyledi. Amra şöyle dedi: Ben, Âişe'yi şunu söylerken işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Zî'l-Kaadenin yirmibeşinde yola çıktık Yalnız hacc yapılacak sanıyorduk. Mekke'ye yaklaştığımız vakit Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanlarında hedy olmayanlara beyti tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'yi îfâ ettikten sonra ihramdan çıkmalarını emir buyurdu.» (radıyallahü anha) (sözüne devamla) ki): «Bayram günü bize sığır eti getirdiler. Ben: Bu nedir? dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zevceleri nâmına kurban kesti; dediler.» Yahya ki: «Ben, bu hadîsi Kâsım b. Muhammed'e andım da: Vallahi Âişe, hadîsi sana olduğu gibi söylemiş; dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2984-)
Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Abdülvahhâb rivâyet etti. ki): Yahya b. Saîd'i şöyle derken işittim: Bana, Amra haber verdi, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan işitmiş. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2985-)
Bize, bu hadîsi İbn Ebi Ömer de rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Yahya'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet eyledi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2986-)
Bize Ebû Bekir b. Em Şeybe rivâyet etti. ki): Bize İbn Uleyye, İbn Avn'dau, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Ümmü’l-Mü'münîn'den naklen rivâyet etti. H. de Kâsım'den, o da Ümmü'l-Mifminîn'den naklen rivâyet etti ki, Ümmü'l-Mü'minîn (Âişe) şunları söylemiş ki: Ya Resûlallah! Âlem memleketlerine iki ibâdetle dönüyor, bense bir ibâdetle dönüyorum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bekle de temizlendiğin vakit Ten'îme çık, oradan ihrama gir! Sonra bizi filân yerde bul! —Râvî: Zannederim yârın; buyurmuş, dedi.— bu ömre, senin katlanacağın meşakkate göredir. —Yahut: Senin nafakana göredir.— buyurdu.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2987-)
Bize İbn'l-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Adiyy, İbn Avn'dan, o da Kâsım ile İbrahim'den naklen rivâyet etti ve: «Bunların hadîslerini birbirinden ayıramıyorum.» dedi. Ümmü'l-Mü'mînîn (Âişe) (radıyallahü anhâ): Resûlallah! Âlem iki ibâdetle memleketlerine dönüyor...» demiş. hadîsi bu şekilde rivâyet etmiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2988-)
Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrâhîm rivâyet ettiler. Züheyr (Bize rivâyet etti.), İshâk ise (Bize haber verdi) tâbirlerini kullandılar. İshâk dedi ki: Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle dedi; «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) He yola çıktık. Yalaız hacc yapılacak sanıyorduk. Mekke'ye vardığımızda beyti tavaf ettik. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; Hedy kurbanı getirmeyenlerin ihramdan çıkmasını emir buyurdu. Bunun üzerine hedy getirmeyenler ihramdan çıktılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevceleri de hedy getirmemişlerdi. Onlar da ihramdan çıktılar.» (radıyallahü anha) (sözüne devamla) ki: «Ben, hayız gördüm de beyti tavaf edemedim. Hasbe gecesi olunca: Ya Resûlallah! Âlem ömre ve hacc ile dönüyor; bense yalnız hacc ile dönüyorum; dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sen, Mekkee'ye geldiğimiz gecelerde tavaf etmedin miydi? diye sordu. Ben: Hayır! cevâbını verdim. Öyle ise kardeşinle Tenime git de örn reye niyetlen! Sonra buluşacağımız yer filân yerdir; buyurdular.» «Zannederim sizi ancak ben alıkoyacağım.» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «Allah hayırım versin! Sen bayram günü tavaf etmedin iniydi?» diye sordu. Safiyye (radıyallahü anh): «Hay hay ettimdi.» cevâbını verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Zararı yok, dön!» buyurdular. (radıyallahü anha) ki: «Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye girerken, ben de oradan çıkarken —yahut ben Mekke'ye girerken; o da oradan çıkarken— bana rastladı.» İshâk: ve şeklinde rivâyet etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2989-)
Bize bu hadîsi Süveyd b. Saîd dahi Aliyyü'bnü Mtishir’den, o da A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Âişe: getirerek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile yola çıktık: hacc ve ömre hatırımıza gelmiyordu...» demiş. bu hadîsi Mansûr hadîsi mânâsında rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2990-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr hep birden Gunder'den rivâyet ettiler. İbnil-Müsennâ ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Aliyyü'bnü Hüseyn'den, o da Âişe'nin âzâdlısı Zekvân'dan, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Âişe şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) Zülhicce'nin dördünde veya beşinde öfkeli bir halde gelerek yanıma girdi. Seni kim kızdırdı ya Resûlallah! Allah onu cehenneme atsın! dedim. Duymadın mı? Bu adamlara bir emir verdim; bir de baktım tereddüd ediyorlar!.. —burada Hakemi zannederim (galiba tereddüd ediyorlar) buyurmuş; Demiş Geride bıraktığım şu vak'a tekrar karşıma çıksa, yanımda hedy getirmez; onu satın alırdım. Sonra bunların çıktığı gibi ihramdan çıkardım.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2991-)
Bize bu hadisi Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem'den rivâyet etti. (O da) Aliyyü'bnü Hüseyre'i Zekv ândım, o da Âişe (radıyallahü anha) dan naklen rivâyet ederken dinlemiş. Âişe: (sallallahü aleyhi ve sellem) zilhiccenin dördünde veya beşinde geldi...» demiş. Râvi, Gunder hadîsi gibi rivâyette bulunmuş; yalnız Hakem'in «tereddüt ediyorlar» cümlesindeki şekkini anmamıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2992-)
Bana Muhammed b. Hâtim rivâyet etti. ki): Bize Behz rivâyet etti. ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Tâvûs, babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)’dan naklen rivâyet eyledi, ki Âişe ömreye niyet ederek (Mekke'ye) gelmiş; fakat henüz Beyti tavaf etmeden hayz görmüş; müteakiben hacca niyet ederek (tavaftan ma'adâ) bütün hacc fiillerini ifâ etmiş. Nefr günü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: tavafın hem haccına hem de ömrene kâfidir.» buyurmuş. Âişe bunu kabul etmemiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de kendisini Abdurrahmân ile Ten'îm'e göndermiş; ve —haccdan sonra— orada ömreye niyet etmiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2993-)
Bana Hasen b. Aliy el-Hulvânî rivâyet etti. ki): Bize Zeydü'bnü Hubâb rivâyet etti. ki): Bana İbrahim b. Nâfî' rivâyet etti. ki): Bana Abdullah b. Ebi Necîh, Mücâhid'den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe Şerif de hayz görmüş; ve Arafât'da temizlenmiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: île Merve arasında tevâf yapman, sana hem haccın hem ömren İçin kâfidir.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2994-)
Bize Yahya b. Habib El-Hârisi rivâyet etti. ki): Bize Hâlid b. Haris rivâyet etti. ki): Bize Kurre rîvâyet etti. ki): Bize Abdülhamîd b. Cübeyr b. Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Safiyye binti Şeybe rivâyet eyledi. ki: Âişe (radıyallahü anha) Yâ Resûlallah! Başkaları iki ecirle dönerken ben bir ecirle ini döneceğim? dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdurrahmân b. Ebi Bekr'e onu Ten'îm'e götürmesini emir buyurdu. (radıyallahü anha) bunu şöyle anlattı: «Kardeşim beni devesinin üzerinde terkisine aldı. Ben baş örtümü kaldırarak boynumu açmağa başladım. Abdurrahmân deveyi sürdüğü çubukla ayağıma vurdu. Ona: (Burada) bir kimse görüyor musun? dedim. Hâsılı ömreye niyetlendim. Sonra dönüp geldik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cl-Muhassab'da iken yanına vardık. ki, bütün bu rivâyetler aynı hâdiseye aiddir. Şimdi bunları birer birer gözden geçirerek bâzı cümlelerini izah edelim: Bekr b. Ebî Şeybe rivâyetinde Hazret-i Âişe: hacc edilecek sanıyorduk» demiştir. Bunun sebebi Ashâb-ı Kiram'in hacc aylarında Ömre yapılamaz zannetmeleridir, Yahut bu sözle ashabın ekseriyetle hacca niyet ettiklerini, bir ihtimâle göre de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hâlini anlatmak istemiştir. Âişe (radıyallahü anha) ömreye niyetlenmişti. Mekke'ye sekiz-on mil mesafede bulunan bir yerdir. Oraya vardıkları zaman Hazret-i Âişe hayz görmüş ve hacedan mahrum kalıyorum endişesîle ağlamıştır. Bu sırada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanına girmiş; niçin ağladığını anlayınca onu teselli için: Allah'ın Âdem kızlarına takdir ettiği bir şeydir» buyurmuştur. Yâ. ni: «Bu iş sâde senin başında değildir; o bütün benât-ı Âdem'in başına gelen bir hâldir; nitekim bevl ve kazurat gibi şeyler bütün insanlara âmm ve şâmildir.» bu hadîsle istidlal ederek hayzın bütün benât-ı Âdem'e şâmil olduğunu söylemiş; onu ilk defa Benî İsrail kadınlarının gördüğünü iddia edenlere red cevâbı vermiştir. Hakem'in sahih bir isnâdla Hazret-i İbn Abbâs’dan rivâyet ettiği bir hadîsde: Havva (Aleykisselâm) cennetten çıkarıldıktan sonra onunla başlamıştır.» denilmiştir. b. Ubeydillâh rivâyetindeki «Hasbe gecesinden murâd: hacıların Mina'dan dönüşde geceledikleri «el-Muhassab»dır. Bu yer Mekke ile Mina arasındadır. Teşrik günlerini müteâkıb orada bir gece kalmışlardı. b. Abdîllâh b. Nümeyr rivâyetindeki: «Ömre de duydum» cümlesi Kâdı İvaz'ın beyânına göre Müslîmin ekseri râvîleri tarafından ba şekilde tesbît edilmiştir. Mezkûr cümleyi ; «Halbuki ben ömreden mahrumum» diye rivâyet edenler de olmuştur ki, doğrusu da budur. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «Nen var?» suâline Hazret-i Âişe'nin: «Namaz kılamıyorum» diye cevab vermesi hayzm en güzel kinayelerinden biridir. Bekr b. Ebî Şeybe rivâyetindeki: «İki ibâdetden murâd: hacc ile ömre, «bir ibâdet» ise yalnız hacctır. Netekim müteâkıb rivâyette bu cihet tasrîh olunmuştur. senin nafakana göredir» cümlesindeki «yahut» kelimesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sözüdür; ve tenvî için kullanılmıştır; yahut râvînindir. Bu takdirde «meşakkate» mi, yoksa «nafakana göre» mi buyurduğunda râvi şekketmiş demektir. b. Harb rivâyetindeki «Safiyye: zannederim sizi ancak ben alıkoyacağım dedi.» cümlesiyle, ümmül-müminîn Hazret-i Safiyye (radıyallahü anh) nın veda tavafından evvel hayz gördüğüne işaret olunmuştur. Hazret-i Safiyye bu sözü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye dönmek istediği zaman söylemiş; ve hayzından temizlenerek veda' tavafını yapması için kafileyi bekleteceğinden dolayı Özür beyân etmiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: hayrını versin...» mukaabelesinde bulunmuştur. Fahri Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bu mânâda «akrâ» ve"«halkaa» kelimelerini kullanmıştır. Allah vücudunu yaralasın; «halkaa» traş etmek suretiyle elem versin, yahut boğazını acıtsın, mânâlarına gelir. Ebû Ubeyd: «Hadîs uleması bunu (akrâ, halkaa) diye rivâyet ederlerse de doğrusu (akran halkan) dır. Vukuunu dilemedikleri bir şeye duâ etmekde Arapların âdeti budur.» demiştir. Kendisine: Bu kelimenin «akrâ» şeklinde okunmasını niçin caiz görmüyorsun? denilince: Çünkü «fa'lâ» vezni sıfat olarak kullanılır: duada kullanılmaz» cevâbını vermiştir. sahibi «akraa»nın burada masdar olduğunu söylüyor. Bâzılarına göre bu cümleden murâd: «Safiyye uğursuzluğundan dolayı kavmini yaralar; onları traş eder» demek olduğunu söylemişlerdir. «Akrâ»nın hayız gören mânâsına geldiğini iddia edenler de vardır. (631-676) diyor ki: «Akra'nın: Allah onu kısır bıraksın! halkaanın ailesi için uğursuz yapsın! mânâlarına geldikleri de söylenir. Bu kavillerin her birine göre cümlenin asıl mânâsı, anlattığımız şekildedir. Sonraları Araplar mânâyı genişleterek onun hakikatini kas-d'etmez olmuşlardır. Netekim (elleri topraklansın!) ve (Allah belâsını versin, ne cesurmuş; ne de şâirmiş!) sözleri dahi bu kabildendir.» Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hazret-i Safiyye'ye: «Zarcın yok, dön!» buyurması: «Minâ’dan veda' tavafını yapmadan Medine'ye dön!» manasınadır. Bir yere giren, münhebit yahud mütehebbit: bir yerden çıkan demektir. Müennesleri: münhebita ve mühebbita gelir. Bekr b. Ebî Şeybe'nin ikinci rivâyetinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öfkeli bir hâlde gelerek yanıma girdi.» deniliyor. Buna sebeb, verdiği emre karşı ashabının tereddüd göstermeleridir. Zîrâ Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara traş olarak ihramdan çıkmalarını emir buyurmuş; onlar bu hususda mütereddid davranmışlardı. Bunun üzerine: bıraktığım şu vak'a tekrar karşıma çıksa yanımda hedy getirmez; onu satın alırdım; sonra bunların çıktığı gibi ihramdan çıkardım» buyurdular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bundan muradı: «Ashabınıdan müşahede ettiğim bu tereddüdü ihrama girmeden bilmiş olsaydım, ben de ömreye niyet eder; yanımda hedy getirmez, onu Mekke'ye vardığımda satın alır; ömreden sonra ihramdan çıkardım.» demektir. b. Hatim rivâyetindeki «rîcfr günü»nden murâd: Hacıların Mina'dan çekildikleri gündür. rivâyetteki: «Safa ile Merve arasında tavaf «Safa ile Merve arasında yapılan say»den ibarettir. b. Habîb rivâyetinde Hazret-i Âişe'nin başörtüsünü boynundan açtığı, kardeşi Abdurrahman'ında deveyi sürdüğü çubukla onun ayağına vurduğu bildiriliyor. Biradan anlaşılıyor ki Âişe (radıyallahü anha) oralarda kimse olmadığını görerek, sıcaktan biraz nefes almak için başörtüsünü aralamış, kardeşi ise tesettüre riâyet etmediği için ayağına vurmuştur. Hazret-i Âişe «Burada hiç bir kimse görüyor musun?» demekle kendilerinin insandan hâlî bir yerde bulunduklarına, karşılarında kendisinden kaçmak îcâb edecek ecnebi bir kimse bulunmadığına işaret etmiştir
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2995-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyir rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân, Amr'dan rivâyet etti. Ona da Amr b. Evs haber vermiş. ki): Bana Abdurrahman b. Ebî Bekr haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Âişe'yi terkisine alarak Ten'îm'den ömre yaptırmasını kendisine emir buyurmuş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2996-)
Bize Kuteyfaetu'bnü Saîd ile Muhammed b. Rumh hep birden Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. Kuteybe ki): Bize Leys, Ebû'z-Zübeyir'den, o da Câbir (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte biz haec-ı ifrâda; Âişe (radıyallahü anha) ise ömreye niyet ederek (Mekke'ye) geldik. Şerife vardığımızda Âişe hayzını gördü. Mekke'ye gelince biz, Kabe'yi ve Safa ile Merve arasını tavaf ettik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yanında Hedy bulunmayanlarımıza ihramdan çıkmamızı emir buyurdu. «Bize ne helâl olacak?» dedik; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ihrâmlıya haram olan her şey!» buyurdular. üzerine kadınlarla cima' ettik, güzel kokular süründük ve elbisemizi giydik. Arafe günüyle aramızda ancak dört gece vardı. Senra terviye günü tekrar hacca niyet ettik. Bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Âişe (radıyallahü anhâ)'nın yanına girdi. Âişe ağlıyordu. Ona: «Hâlin nedir?» diye sordu. Âişe: «Hâlim hayız görmüş olmamdır; başkaları ihramdan çıktı, ben çıkamadım; beyti de tavaf edemedim. Âlem şimdi hacca gidiyorlar.» dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) . Bu, Allah'ın, Âdem kızlarına tekdir buyurduğu bir şeydir. Yıkan sonra hacca niyet et!» buyurdular. de öyle yaptı. Ve bütün vakfe yerlerinde durdu. Temizlendiği vakit Kabe'yi ve Safa ile Merve'yi tavaf etti. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Haccınla ömrenin ikisinden beraberce hille çıktın.»buyurdu. Âişe: «Ya Resûlallah! Ben, içimden hacca gidip, beyti tavaf etmediğimi hissediyorum» dedi. Peygamber «Öyle İse yâ Abdirrahmân! Bunu götür de Ten'îmden ömre yaptır!» buyurdular. Bu vak'a Hasbe gecesi olmuştu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2997-)
Bana Muhammed b. Hatim ile Abd b. HumeyJ rivâyet ettiler. İbn Hatim (Haddesenâ), Abd (Ahberamâ) tâbirlerini kullandılar. Abd ki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi, o da Câbir b. Abdillâh (radıyallahü anhüma)'yi şunu söylerken işitmiş: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) , Âişe (radıyallahü anha)’nın yanına girdi, Âişe ağlıyordu...» hadîsi sonuna kadar Leys hadisi gibi rivâyet etmiş, fakat bundan önce Leys hadîsinden bir şey söylememiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
2998-)
Bana Ebû Gassân El-Mismaî rivâyet etti. ki): Bize Muâz yani İlmi Hişâm rivâyet etti. ki): Bana babam, Matar'dan, o da Ebû'z-Zübeyir'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet eyledi ki «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in haccında Âişe (radıyallahü anha) ömreye niyet etmiş...» bu hadîsi Leys hadîsi mânâsında rivâyet etmiş. Şunu da ziyâde eylemiştir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüksek ahlâklı bir zât idi. Âişe bir şey arzu etti mi onun arzusunu yerine getirirdi. Bu sebeple onu Abdurrahman b. Ebî Bekir'le gönderdi de Ten'îm'den ömre yaptı.» ki: «Ebû'z-Zübeyir: Âişe haccettiği vakit Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’le beraber bulunduğu haccda nasıl yaptıysa öyle yapardı; dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı