Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı

2899-) Bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Kâmil hep birden Ebû Avane'den rivâyet ettiler. Saîd ki): Bize Ebû Avane, İbrahim b. Muhammed b. Münteşir'den, o da babasından naklen rivâyet etti. Babası Şöyle dedi: b. Ömer (radıyallahü anhüma)'ya koku sürünmek, sonra ihrâmlı olarak sabahlayan bir kimsenin hükmünü sordum. Abdullah şu cevabı verdi: ihrâmlı olarak sabahlayıp, da koku saçmamı sevmem. Katrana bulanmam, benim için bunu yapmamdan daha makbuldür.» üzerine Âişe (radıyallahü anha)'nin yanına girerek İbn Ömer'in: «Ben ihrâmlı olarak sabahlayıp da koku saçmamı sevmem. Katrana bulanmam, benim için bunu yapmamdan daha makbuldür.» dediğini kendisine haber verdim. Âişe: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ihrama gererken ben koku lam isimdir. Sonra kadınları arasında dolaştı, sonra ihrâmlı olarak sabahladı, cevâbını verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Muhrimin İhrama Girerken Koku Sürünmesi Bâbı
2900-) Bize Yahya b. Habîb El-Hârisi rivâyet etti. ki): Bize Hâlid yani İbn'l-Hâris rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, İbrahim b. Muhammed b. Münteşir'den rivâyet etti. ki): Babamı, Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet ederken dinledim. Âişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kokulardım. Sonra kadınlarını dolaşır, sonra ihrâmlı olarak sabahlar, üzerinden güzel koku yayılırdı, demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Muhrimin İhrama Girerken Koku Sürünmesi Bâbı
2901-) Bize Ebû Küreyb rivâyet etti. ki): Bize Veki’, Mis'ar ile Süfyân'dan, onlar da İbrahim b. Muhammed b. Münteşirden, o da babasından naklen rivâyet etti. Babası Şöyle dedi: İbn Ömer (radıyallahü anhüma)'yi: bulanmış olarak sabahlamam, benim için ihrâmlı sabahlayıp da koku saçmamdan daha makbuldür, derken işittim. Bunun üzerine Âişe (radıyallahü anha)’nın yanına girerek İbn Ömer'in söylediklerini ona haber verdim. Âişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i kokuladım da kadınlarını dolaştı, sonra ihrâmlı olarak sabahladı.» dedi. hadîsi Buhârî «Kitâbü'l-Gusül»ün bir-iki yerinde, Nesai «Kitâbu't-Tahara»da tahric etmişlerdir. Bazıları: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınlarım dolaşması cima'dan kinayedir.» demişlerdir. Nitekim karine de bunu göstermektedir. Çünkü bu babda rivâyet edilen Hazret-i Enes hadîsinde: (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün kadınlarını gecenin veya gündüzün bir saatinde dolaşırdı.» denilmiştir. gi'li bâzı rivâyetlerde noktalı bâzılarında noktasız ha ile zaptedilmiştir. Bulaştırmak ve sürmek mânâsına gelir. Noktasız rivâyet dahi mânâ itibariyle buna yakındır. Zira «saçılmak» demektir. Kelime nasıl okunursa okunsun murad: Kokunun yayılmasıdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Muhrimin İhrama Girerken Koku Sürünmesi Bâbı
2902-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Malik'e, İbn Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ubeydullah b. Abdillah'dan, onun da İbn Abbâs'dan, onun da Sa'b b. Cessâme te’l-Leysi'den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: Sad, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Ebva'da yahut Veddan'da bulunduğu sırada bir yaban eşeği hediye etmiş de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu geri çevirmiş: (radıyallahü anh) Dedi ki; «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzümden gücendiğimi anlayınca: «Biz, bunu sana iade etmezdik. Şu kadar var ki ihramlıyız, buyurdular.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2903-) Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh ve Kuteybe hep birden Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. H. Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer haber verdi. H. Hasen-i Hülvâni dahi rivâyet etti. ki): Bize Yâkub rivâyet etti. ki): Bize babam, Sâlih'den naklen rivâyet eyledi. Bu râvilerin hepsi Zührî'den bu isnadla Malik'in dediği gibi: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir yaban eşeği hediye ettim.» şeklinde rivâyet etmişlerdir. ile Salih'in hadislerinde: «Ona da Sa'b b. Cessâme haber vermiş.» ibaresi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2904-) Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Amru'n-Nâkıd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den bu isnadla rivâyet etti ve: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yaban eşeği etinden hediye verdim.» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2905-) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Habib b. Ebî Sâbit'den, o da Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahu anhüma) dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: Sa'b b. Cessame, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ihrâmlı iken bir yaban eşeği hediye etti de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu geri çevirdi ve: ihramlı olmasaydık bunu senden kabul ederdik.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2906-) Bize, bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Mu'temir b. Süleyman haber verdi. ki): Ben, Mansûr'u Hakem'den naklen rivâyet ederken dinledim. H. Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem'den rivâyet etti. H. Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. râvilerin hepsi Habîb'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet etmişlerdir. Hakem'den rivâyetinde: «Sa'b b. Cessame, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir yaban eşeği bacağı hediye etti.» Hakem'den rivâyetinde: «Ucundan kan damlayan bir yaban eşeği budu.», Habib'den rivâyetinde: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir yaban eşeğinin yansı hediye edildi de onu geri çevirdi.» denilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2907-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, timi Cüreyc'den rivâyet etti. ki): Bana Hasen b. Müslim, Tâvus'dan, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber verdi. İbn Abbâs şöyle dedi: Zeydü'tmü Erkam geldi de Abdullah b. Abbâs ona hatırlatmak isteyerek: bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihrâmlı iken kendisine bir av eti hediye edildiğini nasıl haber vermiştin?» dedi. Zeyd: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e av etinden bir uzuv hediye edildi de onu geri çevirdi ve: Biz, bunu yemeyiz. Çünkü ihramlıyız. Buyurdular.» dedi. hadîsi Buhârî «Kitâbu Cezâi's-Sayt» ile «Hibe» bahsinde, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Kitâbü’l-Hacoda muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. ile Veddân: Mekke ile Medine arasında iki yerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in annesinin Ebvâ'da vefat ettiği rivâyet olunmuştur. Râvi, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in o gün Ebva'da mı yoksa Veddan’da mı olduğunu kestirememiştir. Bazıları Veddan'da, bazıları da Ebvâ'da bulunduğunu seksiz olarak rivâyet etmişlerdir. «Zahire bakılırsa buradaki şekk, İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dandır.» diyor. ile Veddan arasında 8 mil mesafe olduğu söylenir. Sa'b b. Cessâme, Veddanlıdır. Getirdiği hediye hususundaki rivâyetler —kitabımızdakilerden de anlaşılacağı vecihle — muhteliftir. bâzılarında hediyenin bir yaban eşeği, bâzılarında yaban eşeği eti, bir rivâyette ucundan kan damlayan yaban eşeği budu, başka bir rivâyette yaban eşeğinin yarısı, bir rivâyette av etinden bir uzuv, olduğu bildirilmektedir. dolayıdır ki, ulemâ hayvanın diri olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. diyor ki: «İbn Abbâs'dan gelen bütün rivâyetler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hazret-i Sa'b'a iade ettiği hediyede onun diri olmayan bir av eti olduğunda müttefiktir. Bu da ih-râmlıya av eti yemeyi kerih görenlere delildir...» Battal, Sa'b hadîsinin muhtelif rivâyetlerine bakarak hâdisenin bir olmayıp, muhtelif zamanlarda cereyan etmiş ayrı ayrı vak'alar olduğunu söylemiştir. Ona göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir defa bütün bir yaban eşeği, başka bir defa yaban eşeğinin budu, bir defa da bacağı hediye edilmiştir. Çünkü böyle bir hâdiseyi râvilerin unutması mümkün değildir. Buhârî'nin bu mes'ele için bâb tahsis etmesinden hayvanın diri olduğu anlaşıldığını, başka rivâyetlerin ise Ölü olduğuna delâlet ettiğini söyledikten sonra «Bu rivâyetlerin arasını bulmanın çaresi şudur: Hazret-i Sa'b yaban eşeğini ölü olarak getirmiş ye Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına koymuştur. Sonra hayvandan bir parça keserek ona hediye etmiştir. Bu suretle her iki rivâyet de doğru olmuş olur. Yahut mecazen hayvanın bir uzvuna, bütününün ismi verilmiştir. Şöyle de diyebiliriz: Hazret-i Sa'b hayvanı diri olarak getirmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kabul etmeyince onu keserek bir uzvunu hediye etmiştir.» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2908-) Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Salih b. Keysan'dan rivâyet etti. H. İbn Ebi Ömer de rivâyet etti. Bu lâfız onundur. ki): Bize Süfyan rivâyet etti. ki): Bize Salih b. Keysân rivâyet etti. ki): Ben, Ebû Katade'nin azatlısı Ebû Muhammed'i şöyle derken işittim: Ben, Ebû Katade'yi şunu söylerken dinledim: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yola çıktık. Kaaha denilen yere vardığımızda kimimiz ihrâmlı kimimiz ihrâmsız idik. Bir ara baktım ki arkadaşlarım bir şey görmeye çalışıyorlar, ben de baktım. Bir de ne göreyim, bir yaban eşeği... Derhal atımı eğerliyerek mızrağımı aldım. Sonra hayvana bindim. Kırbacım düştü de ihrâmlı bulunan arkadaşlarıma: Şu kırbacı bana verin. Dedim. Onlar: Vallahi bu hususta sana hiç bir yardım yapamayız, dediler. Bunun üzerine hayvandan inerek kırbacı aldım. Sonra tekrar bindim ve yaban eşeği bir tepenin arkasındayken ardından yetişerek onu mızrağımla yaraladım ve öldürdüm. Müteakiben onu arkadaşlarıma getirdim. Arkadaşlarımdan Bazıları: Onu yeyin! Bazıları da: Yemeyin, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Önümüzde bulunuyordu. Hemen atımı sürerek ona yetiştim: O heâldır, yeyin buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2909-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Ben, Ma-lik'e okudum. H. Kuteybe, Malik'den, kendisine Ebû'n-Nadır'dan, ona da Ebû Katade'nin azatlısı Nâfi'den, ona da Ebû Katade (radıyallahü anh)’dan naklen okunan şu hadîsi rivâyet etti: Ebû Katâde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulunuyormuş. Mekke yolunun bir kısmını aldıkları vakit ihrâmlı arkadaşları geri kalmışlar. Kendisi ihrâmlı değilmiş. Derken bir yaban eşeği görerek hemen atının üzerine doğrulmuş, arkadaşlarından kırbacını vermelerini istemiş, onlar bundan imtina etmişler, mızrağını istemiş, onu da vermemişler de kendisi almış. Sonra yaban eşeğinin üzerine hücum ederek onu öldürmüş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından Bazıları bu hayvandan yemiş, bazıları inekten çekinmişler. Az sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ye tişerek bu mes'eleyi sormuşlar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Bu ancak, Allah'ın size it'arr ettiği bir rızıktır. buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2910-) Bize Kutaybe, Mâlik'den, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Ata’ b. Yesâr'dan, o da Ebû Katâde (radıyallahü anh)’dan naklen yaban eşeği hakkında Ebû'n-Kadır hadîsi gibi rivâyette bulundu. Yalnız Zeyd b. Eşlem hadîsinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; Onun etinden yanınızda bir şey var mı? diye sordu ifadesi de vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2911-) Bize Salih b. Mismar Es-Sulemî rivâyet etti. ki): Bice Muâz b. Hişam rivâyet etti. ki): Bana babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivâyet etti. ki): Bana Abdullah b. Ebi Katâde rivâyel etti. ki): Babam Hudeybiye senesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) İle birlikte yola çıktı. Arkadaşlarından kimisi ihrama girmiş, kimisi girmemişler, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Gayka'da düşman bulunduğunu söylemişler, o da oraya gitmiş. Ebû Katâde demiş; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı ile beraber bulunduğum bir sırada ashab birbirlerine gülerken bir de baktım bir yaban eşeğinin karşısındayım. Hemen üzerine hücum ettim ve hayvanı vurarak çökerttim. Derken arkadaşlardan yardım istedim. Onlar bana yardım etmekten çekindiler. Müteakiben onun etinden yedik. Ve düşmanın önümüzü keseceğinden korktuk. Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i aramaya gittim. Kimi atımı şahlandırıyor, kimi de yavaş gidiyordum. Az sonra gece yarısı Benî Gıfâr'dan bir adama rastladım da: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e nerede tesadüf ettin? diye sordum. O zât; Ben, onu Ta'hiıı'de bıraktım. Niyeti Sukya'da mola vermektir.» dedi. Kendisine yetiştim ve; «Ya Resûlallah! Ashabın sana selâm ediyor ve Allah'ın rahmetini diliyorlar. Sen yokken düşman tarafından yatlarının kesilmesinden korktular. (Lütfen) onları bekle.» dedim. O da bekledi. Sonra; «Ya Resûlallah! Ben bir av vurdum, ondan artan bir parça yanımdadır.» dedim. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (yanındaki) cemaata İhrâmlı oldukları halde: buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2912-) Bana, Ebû Kâmil-i Cahderî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Osman b. Abdillah b. Mevhem'den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da babası (Ebû Katâde) (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hacc niyetiyle yola çıktı. Onunla beraber biz de çıktık. Derken içlerinde Ebû Katâde dahi bulunan bâzı ashabını ayırarak: «Bana kavuşuncaya kadar deniz sahilini takip edin.» buyurdu. Ayrılanlar deniz sahilini tuttular, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ayrılınca hepsi ihrama girdiler. Yalnız Ebû Katâde girmedi. Yolda giderlerken ansızın birtakım yaban eşekleri gördüler. Ebû Katâde hemen üzerlerine hücum ederek onlardan bir dişi eşeği vurdu. Arkadaşları hayvanlarından inerek onun etinden yediler. Sonra: « (Eyvah)» ihrâmlı İken et yedik» dediler. Eşek etinin kalan kısmını yanlarına aldılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelince: «Ya Resûlüllah! Bizler ihrama girmişdik. Ebû Katâde ihrâmlan-mamıştı. Derken birtakım yaban eşekleri gördük. Ebû Katâde derhal bunlara hücum ederek içlerinden dişi bir yaban eşeğini vurdu. Biz de hay-vanlarımızdan inerek onun etinden yedik. Sonra da: (Eyvah) ihrâmlı olduğumuz halde av eti yiyiyoruz, dedik. Etinin kalan kısmını da getirdik, dediler. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sizden hiç biriniz Ebû Katâde'ya emretti, tâhut bir şeyle işarette bulundu mu ? diye sordu. Ashâb: «Hayır!» dediler. «Öyle ise kalan etini yeyin.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2913-) Bize, bu hadîsi Muhammed b. El-MUsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. H. Kâsım b. Zekeriyyâ dahi rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Şeyban'dan rivâyet etti. Her iki râvi Osman b. Abdillah b. Mevheb'den bu Isnadla rivâyette bulunmuşlardır. rivâyetinde: «Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hiç biriniz ona, bu hayvanlara hücumda bulunmasını emir etti, yahut hayvanlara işaret eyledi mi? diye sordu. rivâyetinde ise: «İşaret ettiniz mi? yahut yardımda bulundunuz veya avladınız mı? dedi.» ifâdeleri vardır. «Yardım ettiniz mi? dedi, yoksa: avladınız mı? buyurdu bilemiyorum.» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2914-) Bize Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimi rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Hassan haber Verdi. ki): Bize Muâviye yani İbn Sellâm rivâyet etti. ki): Bana Yahya haber verdi. ki): Bana Abdullah b. Ebî Katâde haber verdi. Ona da babası (Ebû Katâde) (radıyallahü anh) haber vermiş ki, kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Hudeybiye gazasına iştirak etmiş. Ebû Katâde şöyle dedi: Müteakiben benden gayrı arkadaşlar ömreye niyet ettiler. Ben, bir yaban eşeği avlayarak ihrâmlı oldukları halde arkadaşlarıma yedirdim. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek, yanımızda bu hayvanın etinden artan bir parça bulunduğunu haber verdim. Bunun üzerine: «Siz onu yiyin' buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2915-) Bize Ahmed b. Abdete'd-Dabbî rivâyet etti. ki): Bize Fudayl b. Süleyman En-Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hâzini, Abdullah b. Ebi Katâde'den, o da babası (Ebû Katâde) (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi ki, Ebû Katâde ve arkadaşları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıkmışlar. Arkadaşları ihramlı, Ebû Katâde ihrâmsız imiş... hadîsi böylece rivâyet etmiştir. hadîste: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ondan yanınızda bir şey var mı? diye sordu. Ashâb Bacağı yanımızdadır, dediler. Bunun üzerine (sallallahü aleyhi ve sellem) onu alarak yedi.» ifâdesi de vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2916-) Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû'l-Ahvâs rivâyet etti. H. Kuteybe ile İshâk dahi Cerîr'den rivâyet ettiler. Ebû'l-Ahvâs ile Cerîr'in ikisi de Abdülazîz b. Rufey'den, o da Abdullah b. Ebi Kata de'den naklen rivâyet etmişlerdir. Abdullah: Katâde ihrâmlı bir cemaatın içinde bulunuyordu. Kendisi ihramlı değildi...» diyerek hadîsi rivâyet etmiştir. Bu hadîsde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona sizden hiç bir insan işaret etti yahut Ebû Katâde'ye bir emir verdi mi? diye sordu. Ashâb: Hayır, ya Resûlallah! dediler. öyle ise yeyın. buyurdu. » ifâdesi de vardır. hadîsi bütün Kütüb-i Sitte sahipleri «Hacc» bahsinde tahric ettikleri gibi Buhârî «Megâzi», «Cihad», «Zebâyıh», «Hibe» ve «Et'ime» bahislerinde muhtelif râvilerden rivâyette bulunmuştur. onu beş tarîkden rivâyet etmektedir. muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor ki vak'a Hudeybiye musâlahasının yapıldığı yıl geçmiştir. Sukya'ya 1 mil mesafede bulunan bir vadidir- Medîne'den üç konak uzaktadır. Iyâz bu kelimeyi bâzılarının İmâm Buhârî’den «Faha» şeklinde rivâyet ettiklerini, fakat bunun bir vehim olduğunu söylemiş: «Doğrusu Kaaha'dır» demiştir. İshâk «El-Meğazi» nâm eserinde bu yerin «Face» olduğunu söylemişse de, İbn Hişâm bunu reddetmiştir. dahi «Kaaha» yerine «Sıfah» diye rivâyet ettiği, fakat bunun bir tashifden ibaret olduğu söylenmiştir. Mekke ile Medine arasında büyük bir köydür. Mekke ile Medîne arasında Benî Gıfâr kabilesine ait bir yerdir. îyâz: «Bunun Benî Sa’lebe'ye âit bir kuyu olduğunu söyleyenler vardır.» demiştir. Sukya'ya üç mil mesafede bulunan bir kuyudur. diyor ki: «Hadîs ulemâsının Ebû Katâde'ye şaştıklarını ve: Nasıl olur da Ebû Katâde mikaatı ihrâmsız olarak geçebilir? dediklerini, buna bir türlü mânâ veremediklerini işitirdim. Nihayet bu mes'eleyi İyâz b. Abdillah'in- Ebû Said-Î Hudrî'den rivâyet ettiği hadîsde izah edilmiş şekilde gördüm.» Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh) hadîsini Tahavî rivâyet etmiştir. Lâfız şudur: (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensar'dan Ebû Katâde'yi sadaka me'muru olarak gönderdi. Kendisi de ashabı ile birlikte ihrama girerek yola çıktılar. Usfan'a inince bir yaban eşeği gördüler. Bu arada Ebû Katâde ihrâmsız olarak geldi. Ashab hayvana dikkatle bakmamış olmak için başlarını eydiler. Ebû Katâde bakmarak hayvanı gördü. Hemen atına binerek mızrağı aldı ama mızrak elinden düştü. Ashaba: Şunu bana verin, dediyse de onlar: Biz bu hususta sana hiç bir yardım yapamayız, cevabını verdiler. Derken Ebû Katâde hayvana hücum ederek vurdu. Ashab ondan et kızartmaya başladılar. Sonra: (Biz ne yapıyoruz?) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızdadır, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabının önünde gidiyordu. Hemen kendisine yetişip sordular. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bunda bir beis görmediler. hadîsi Bezzâi dahi tahrîc etmiştir. Hazret-i Ebû Katâde'nin hacca gitmek istemediği yahut ihrama girmemesinin mikaatlar tayin edilmezden önce olduğu ihtimâli üzerinde durmaktadır. beyanına göre Medîneliler Hazret-i Ebû Katâde'yi bazı Arap kabilelerinin Medine'ye hücum etmek niyetinde olduklarını bildirmek için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e göndermişlerdi. Tîn'e göre ihtimâl Hazret-i Ebû Katâde Mekke'ye girmeyi niyet etmemiş ancak ordusu çok görünsün diye askerine katılmıştır. Abdilberr: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Ebû Katâde'yi düşmanı terassud etmek için sahil yolundan gönderdiği söylenir. Bundan dolayı ashabının yanına geldiği vakit ihrâmlı değildi.» diyor. bu sözlerin içersinde en güzel cevap Hazret-i Ebû Saîd-i Hudrî hadîsi olduğunu kaydetmektedir. rivâyetlerde: «Birtakımları bana gülmeğe başladılar.» denilmiştir. Bu takdirde Ashâb-ı Kiram'in Hazret-i Ebû Katâde'ye güldükleri anlaşılırsa da Kâdî Iyâz bu sözün bir hatâ ve tas-hifden ibaret olduğunu söylemiştir. bu rivâyeti kabul etmiş, fakat Ashab’ın Hazret-i Ebû Katâde'ye değil üzerlerine av çıkıp da ona bir şey yapmak ellerinden gelmediğine güldüklerini söylemiştir. hadîste Ashâb-ı Kiram'in gülmelerinin bir işaret veya delâlet olmadığını iktizâ eden cümle vardır. O da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: ona işaret eden bulundu mu ? suâline ashabın: Hayır, diye -cevap vermeleridir.» bir rivâyetinde: «Ashâb Hem hayvanın etinden yediler» hem de pişman oldular.» denilmiştir. Kiram'in düşman yolumuzu keser diye korkmaları, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den ayrılacakları içindir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ordusunun önünde gidiyordu. Şerifi bizzat Ebû Katâde (radıyallahü anh) rivâyet ettiği halde rivâyetlerin birinde «Ebû Katâde de içlerinde olduğu halde» demesi, tecrid kabilindendir. Sözün muktezası «Ben de içlerinde olduğum halde» demek idi. Bu sözü İbn Ebî Katâde'nin zannetmek hatâdır. Çünkü hadîsin mürsel olmasını icab eder. Ebû Katâde ihrâmlı değildi» sözü dahi tecriddir. Bundan murad: «Yalnız ben ihrâmlı değildim.» demektir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabına: «Onu yeyin.» buyurması, icab değil, ibaha ifâde eder. Zira bir menfaat icab eden emirleri baha, aleyhde olan emirler vücub ifâde ederler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2917-) Bana Zübeyir b. Harb rivâyet etti. (Dçdi ki): Bize Yahya b. Said, İbn Cüreyc'den rivâyet etti. ki): Bana Muhammed b. Münkedir, Muâz b. Abdirrahman b. Osman Et-Teymî'den, o da babasından naklen haber verdi. Babası Şöyle dedi: İhrâmlı olarak Talha-tü'bnü Ubeydillah'ın yanında bulunuyorduk. Kendisine bir, kuş hediye ettiler. Talha uyuyordu. Bâzımız bundan yedik, bâzımız yemekten çekindik. Talha uyanınca yiyenlerin hareketini doğru buldu ve: onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yedik.» dedi. Şerif hüküm îtibariyla yukarki rivâyetler gibidir.. Bu hususta Zübeyr, Talhatü'bnü Abdillah, Câbir ve Âişe (radıyallahü anha) hazeratından. da hadîsler rivâyet olunmuştur. Nitekim kendileri de ihrâmlının kendisi avlamamak veya onun için avlanmış olmamak şartıyla av eti yemesine ruhsat verirlermiş. Tahavî, ihrâmlının av eti yiyemiyeceğine kaail olanların istidlal ettikleri birtakım hadîsler rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlıya Avcılığın Haram Kılınması Bâbı
2918-) Bize Hârûn b. Saîd el-Eylî ile Ahmed b. İsa rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi ki): Bana Mahra-matü'bnü Btikeyr, babasından naklen haber verdi. ki): Ben Ubeydullah b. Miksem'i şöyle derken işittim: Ben Kâsım b. Muhammed'i şunu söylerken işittim. Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe'den dinledim. Şöyle diyordu: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: şey vardır ki, bunların her biri fâsiktir. Mîkaat dışında da Haremde de Öldürülürler: Çaylak karga, fare ve kuduz köpek» buyururken işittim. ki: «Ben Kâsım'e: Yâ yılana ne buyurursun? diye sordum. Hakaaretinden dolayı öldürülür.» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2919-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Gunder, Şu'be'den rivâyet etti. H. İbn’l-Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Katâde'yi, Said b. el-Müseyyeb'den, o da Âişe (radıyallahü anha) dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet ederken dinledim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): olan beş şey vardır ki, bunlar mîkaat dışında da Haremde de öldürülürler: Yılan, alaca karga, fare, kuduz köpek ve çaylak» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2920-) Bize Ebû'r-Rabî'ez-Zehrânî rivâyet etti. ki): Bize Hammâd yani İbn Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet eyledi. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): olan beş şey vardır ki, bunlar Haremde öldürülürler, akreb, fare, çaylacık, karga ve kuduz köpek» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2921-) Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Hişâm bu isnadla rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2922-) Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîri rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Zürey' rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): olan beş şey vardır ki, bunlar Haremde öldürülürler: fare, akreb, karga, çaylacık ve kuduz köpek.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2923-) Bize bu hadisi Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer, Zührî'den bu isnâdla haber verdi. Âişe (radıyallahü anha) ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) fâsik olan beş şeyin hem mî-kaat dışında, hem Haremde Öldürülmesini emir buyurdu.» demiş. Bundan sonra râvî, Yezîd b. Zürey' hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2924-) Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den, o da Âişe (radıyallahü anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): nevî' hayvan vardır ki, bunların hepsi fâsiktir: Haremde öldürülebilirler: Karga, çaylak, kuduz köpek, akreb ve fare.» buyurdular. hadîsi Buhârî ile Nesâî dahi «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Bu babda Ebû Davûd, Tirmizî ve İbn Mace Hazret-i Ebû Saîd-i Hudrî'den, İmâm Ahmed b. Hanbel, İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan, Buhârî ile Müslim, Hazret-i İbn Ömer'den hadîsler rivâyet etmişlerdir, Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) rivâyetleri az sonra kitabımızda görüleceklerdir. Lügatte çıkmak mânâsına gelir. Bâzı kimselere fâsik denilmesi Allah'a itaattan çıktıkları içindir. mubah kılman hayvanlara neden fâsik denildiği ulemâ arasında ihtilaflıdır. Hanefîler'le İmâm Mâlik'e göre mezkûr hayvanlar eziyyet verdikleri için onlara fâsik denilmiştir. Zarar veren her mahlûk öldürülür. İmâm Şâfiî'ye göre bu hayvanlara fâsik denilmesi, etleri yenilmediği ve başka hayvanların hükmünden çıkarak öldürülmeleri helâl kılındığı içindir; bu gibi hayvanları ihrâmlı bir kimse dahi öldürebilir; onlardan dolayı fidye lâzım gelmez. mezkûr hayvanların eziyyet ve zararlarını şöyle teşbît etmişlerdir: Karga ev hayvanlarının sırtlarını gagalar; gözlerini çıkarır; insanların yiyeceklerini kapar. Çaylak et ve piliçleri götürür. Akreb zehirli bir hayvandır; insanları sokar. Fare yiyeceklere musallat olur; elbise ve sâireyi kemirir; hattâ mumun fitilini alarak evleri yakabilir. Nitekim İbn Mâce'nin tahrîc ettiği Ebû Saîd-i Hudri (radıyallahü anh) hadîsinde: «Hazret-i Ebû Saîd'e Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in fareye niçin fâsik dediği soruldu da şu cevâbı verdi: Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir akşam fare şamatasına uyandı. (Bir de baktı ki) tam fare fitili almış; evi yakacakmiş, denilmektedir. köpek de insanları ısırır. Kuduzdan muradın ne olduğu biraz aşağıda görülecektir. Şerîf muhtelif lâfızlarla rivâyet olunmuştur. Bâzı rivâyetlerde: hayvanları öldürmekde günah yoktur» buyurulmuş; bir rivâyette: «İhramlı öldürebilir» başka bir rivâyette: «öldürmelerine izin verdi» denilmiştir. «Öldürmelerini emir buyurdu» rivâyeti de vardır. rivâyetlerin hepsi zikri geçen beş nevi' hayvanın Harem-i Şe-rîfde hacılar tarafından öldürülebileceğini göstermektedir. Hacıların öldürmesi caiz olunsa, hacı olmayanlara bu işin cevazı evleviyette kalır. Mamafih bu husûsda nefs-i hadîsde sarahat da vardır. murâd: Mekke-i Mükerreme -nin haremidir. Bazıları bu kelimeyi «hurum» şeklinde tesbît etmişlerdir. Haramın cem'i olup haram kılman yerler mânâsına gelir. hadîs hakkında daha fazla tafsilat, diğer rivâyetleri görüldükten sonra verilecektir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2925-) Bana Züheyr b. Harb ile İbn Ebî Ömer hep birden, İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Züheyr ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babası (İbn Ömer) (radıyallahü anh)'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. (nevi) hayvan vardır ki onları Harem'de ve ihramda iken Öldürene günah yoktur: (Bunlar) fare, akreb, karga, çaylak ve kuduz köpektir.» buyurmuşlar. Ebî Ömer kendi rivâyetinde: «Hurumda ve ihramda» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2926-) Bana Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. ki): Bana Salim b. Abdillâh haber verdi, ki Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhüma) Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Hafsa dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): nevi' hayvan vardır ki, onların hepsi fasildir. Bunları öldürene günah yoktur: Akrep, karga, çaylak, fare ve kuduz köpek!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2927-) Bize Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Zeyd b. Cübeyr rivâyet eyledi ki, bir adam İbn Ömer'e: ihrâmlı ne gibi hayvanları öldürebilir? diye sormuş, İbn Ömer: Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'in zevcelerinden birinin haber verdiğine göre kendisi: fare, akreb, çaylak, kuduz köpek ve karganın öldürülmesini emir buyurmuş; yahud bunları öldürmek ona emrölunmuş» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2928-) Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Zeyd b. Cübeyr'den rivâyet etti. ki): Bir adam İbn Ömer'e: İhrâmlı iken bir kimsenin ne gibi hayvanları Öldürebileceğini sordu, İbn Ömer: Bana Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınlarından birinin anlattığına göre kendisi: kuduz köpekle, fare, akreb, çaylacık, karga ve yılanın öldürülmesini emir buyururmuş.» dedi. Ömer: «Bunu namazda daht (emir buyururmuş)» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2929-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nevi' hayvan vardır ki, bunları öldürmekde İhrâmlıya günâh yoktur: Karga, çaylak, akreb, fare ve kuduz köpek.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2930-) Bize Hâtûn b. Abdillâh rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet eyledi. ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. ki: Nâfi'e: İbn Ömer'den, ihrâmlı bir kimseye ne gibi hayvanları öldürmeyi helâl gördüğünü işittin? diye sordum. Nâfi' bana şu cevâbı verdi: Abdullah ki): Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’iı Beş nevi' hayvan vardır ki, onları öldürene, öldürdüğünden dolayı bir günah yoktur. (Bunlar): Karga, çaylak, akreb, fare ve kuduz köpek (tir)» buyururken işittim.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2931-) Bize bu hadisi Kuteybe ile İbn Rumh dahi Leys b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. H. Şeybân b. Ferrûh da rivâyet etti. ki): Bize Cerîr yani İbn Hâzim rivâyet etti. Bunların ikisi de Nâfi'den rivâyet etmişler. H. Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize Aliy-yü'bnü Müshir rivâyet eyledi. H, İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. Bu râvîler toptan Ubeydullah'dan rivâyet etmişlerdir. H. Ebû Kâmil dahi rivâyet etti. ki): Bize Hammâd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb rivâyet etti. H. İbnü'l-Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Harun rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd haber verdi. râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Mâlik ile İbn Güreye'in hadîsleri gibi rivâyette bulunmuş; ve hiç birisi Nâfiden, o da İbn Ömer (radıyallahü anhüma) dan naklen onun: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Jden işittim.» dediğini söylememişlerdir. Yalnız İbn Cüreyc tek başına istisna teşkil etmiştir. Bu husûsda İbn İshâk dahi İbn Cüreyc'e tâbi' olmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2932-) Bana bu hadîsi Fadl b. Sehl dahi rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Hârûn rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. İshâk, Nâfi' ile Ubeydullan b. Abdillâh'dan, onlar da İbn Ömer (radıyallahü anhüma)'dan naklen haber verdi. İbn Ömer: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: nevi' hayvan vardır ki, onlardan Haremde öldürülenin katlinde günâh yoktur.» buyururken işittim, demiş; ve yukanki hadîsdekilerin mislini zikretmiştir..

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2933-) Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbn Hucr rivâyet ettiler. Yahya (Bize haber verdi), diğerleri (Bize rivâyet etti) tabirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize İsmail b. Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivâyet etti. O da Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhüma)'yi şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): nevi' hayvan vardır ki, bir kimse ihrâmlı olduğu halde bunları öldürürse kendisine onlardan dolayı hiç bir günah yoktur, (bu hayvanlar): akreb, fare, kuduz köpek, karga ve çaylacıktır.» buyurdular. Hadîsin lâfzı Yahya b. Yahya'ya âid'dir. bâzı rivâyetleri Hazret-i İbn Ömer (radıyallahü anh)'nın onu bizzat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işitmediği zannını veriyorsa da diğer rivâyetlerinde işittiği tasrîh olunmaktadır. Bu suretle İbn Ömer (radıyallahü anh) Hazretlerinin onu hem kız kardeşi Hafsa (radıyallahü anh)'dan, hem de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiği sübut. bulmuş oluyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlı İle İhramsızın Hillde Ve Haremde Öldürmesi Mendüb Olan Hayvanlar
2934-) Bana Ubeydullafa b. Ömer El-Kavârîrî rivâyet etti. ki): Bize Hammâd yani İbn Zeyd, Eyyûb'dan rivâyet etti. H. Ebû'r-Rabî' rivâyet etti. ki): Bize Hammâd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb rivâyet eti. ki): Mücâhid'i, Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra' (radıyallahü anh)'ûan naklen rivâyet ederken dinledim.' Kâ'b (radıyallahü anh) Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye zamanında yanıma geldi. Ben, çömleğimin altına ateş yakıyordum. —Kavârirî çömleğimin, Ebû'r-Rabî' ise bunumun altına; dediler.— Yüzümden bitler saçılıyordu. (Bunu görünce) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): »Başının böcekleri sana eziyet veriyor mu?» diye sordu. Ben: «Evet» cevâbını verdim. «öyle ise traş ol da üç gün oruç tut! Yahut altı fakir doyur veya bir kurban kes!» buyurdular. -Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunların hangisinden başladığını bilemiyorum.» demiş,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2935-) Bana Alîyyu'bnü Hucr Es-Sa'dî ile Züheyir b. Harb ve Yakûb b. İbrâhîm toptan İbn Uleyye'den, o da Eyyûb'dan bu isnâdda bu hadisin mislini rivâyet ettiler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2936-) Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Adiyy, İbn Avn'dan, o da Mücâhid'den, o da Abdurrahmân b. Ebi Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi. Kâ'b Şöyle dedi: Şu âyet (yani): kim hasta olur yahut basından elemi bulunursa ona oruçtan yahut sadakadan veya kurbandan bir fidye lâzım gelir." Sûre-i Bakara âyet 19 kavl-i kerimi benim hakkımda nâzil olmuştur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) felçtim, bana: «Yaklaş!» dedi. Ben de yaklaştım. (Tekrar): «Yaklaş!» buyurdu. Ben yine yaklaştım. Bunun üzerine (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: «Böceklerin sana eziyet veriyor mu?» buyurdular. Avn ki: «Zannederim Kâ'b: «Evet!» cevâbını vermiş. Kâh (radıyallahü anh): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana oruçtan yahut sadakadan yahut da kurbandan kolayına gelen bir fidye vermemi emir buyurdu; demiş.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2937-) Bize İbn NÜmeyir rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki):,Bize Şeyi rivâyet etti. ki): Mücâhidi şöyle derken işittim: Bana Abdurrahman b. Ebî Leylâ rivâyet etti. ki): Bana Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh) riyâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanında durmuş. Başından bitler saçılıyormuş. sona eziyet veriyor mu?» diye sormuş. (Kâ'b Dedi ki): «Ben: Evet; cevâbını verdim; Öyle ise başını traş et! buyurdular. Şu âyet (yani): (Sizden kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa ona oruçtan yahut sadakadan veya kurbandan, bir fidye lâzım gelir.) kavl-i kerîmi benim hakkımda nâzil oldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Üç gün oruç tut! yahut bir farak zahireyi altı fakire tasadduk eti Veya mümkün olan bir hayvanı kes! buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2938-) Bize Muhammed b. Ebî Ömer rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, İbni Ebî Necîh ile Eyyûb, Humeyd ve Abdülkerîm'den, onlar da Mücâhid'den, o da İbn Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh)’dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye girmezden önce Hudeybiye'de Kâ'b ihrama girmiş, çömleğin, altına ateş yakarken onun yanına uğramış. Kâ'b'ın yüzünden bitler sanılıyormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bu böceklerin sana eziyet veriyor mu? » diye sormuş. Kâ'b: «Evet!» cevâbını vermiş. «Öyle ise başını traş et de bir farak zahireyi altı fakir arasında taksim eti Yahut üç gün oruç tut veya bir hayvan kes!» buyurmuşlar. Farak üç sâ' alan bir ölçektir. Ebî Necîh; «Yahut bir koyun kes!» diye rivâyet etmişdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2939-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Hâlid b. Abdillâh, Hâli d'd en, o da Ebû Kılâbe'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh) dan naklen haber verdi ki, Hudeybiye zamanında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanına uğrayarak: böcekleri sana eziyet verdi mi?» diye sormuş. Kâb: «Evet!» cevâbını vermiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: «Başını traş et! Sonra kurban olarak bir koyun kes yahut üç gün oruç tut! Veya üç sâ' hurmayı altı fakire ifâm eyle!» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2940-) Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler, İbn'l-Müsennâ ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Abdurrahman b. Esbahânî'den, o da Abdullah b. Ma'kîl’den naklen rivâyet etti.» ki): Kâ'b (radıyallahü anh) mescîdde iken yanına oturdum da şu âyeti sordum: yahut sadakadan yahut kurbandan bir fidye lâzımdır." Ka’b (radıyallahü anh): «O, benim hakkımda nâzil olmuştur. Başımdan elemim vardı. Bu sebeple bitler yüzüme saçılarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürüldüm, de: Meşakkatin bu gördüğüm dereceyi bulacağını zannetmezdim. Bir koyun bulabilecek misin ? buyurdu. Ben: Hayır! cevâbını verdim. Bunun üzerine şu: . "Oruçtan, yahut sadakadan yahut kurbandan bir fidye lâzım gelir." Âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Üç gün oruç yahut her fakire yarım sâ' yiyecek vermek suretiyle altı fakir doyurmak hassaten benim hakkımda nâzil olmuştur. Ama o, sizin umumunuza şâmildir.» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2941-) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Nümeyir, Zekeriyyâ b. Ebî Zâide'den rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahman b. Esbahânî rivâyet etti. ki): Bana Abdullah b. Ma'kil rivâyet etti. ki): Bana Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh) rivâyet etti. Kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte ihrâmlı olarak yola çıkmış da başı ve sakalı bitlenmiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu haber alarak ona haber göndermiş.. Ve berberi çağırarak başını tıraş ettirmiş. Sonra ona: «Yanında kurban var mı?» diye sormuş. Kâ'b (radıyallahü anh): «Ona kudretim yoktur.» cevabını vermiş. (sallallahü aleyhi ve sellem) de üç gün oruç tutmasını yahut her iki fakire bir sâ' yiyecek vermek suretiyle altı fakir doyurmasını emir buyurmuş. Bunun üzerine Allah (azze ve celle) hassaten Kâ'b (radıyallahü anh) hakkında: kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa... ilâh...) âyet-i kerîmesini indirmiş. Sonra bu âyet bütün müslümanlara şâmil olmuş. hadîsi Buhârî «Hacc» bahsinin birkaç yerinde «Meğazi», «Tıb» ve «Tefsir» bahislerinde, Ebû Dâvûd «Haec» bahsinde, Tirmizî ile İbn Mâce «Hacc» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Şerîf muhtelif lâfızlarla rivâyet olunmuştur. Bunların birinde Hazret-i Kâ'b'in: «Başıma bitler arız oldu. Bu sırada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bulunuyordum. Hudeybiyye senesiydi. Gözlerimi kaybedeceğimden korktum.» dediği bildirilmektedir. rivâyetinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) parmağı ile başımı kaşıdı da ondan bitler saçıldı.» Mâce'nin rivâyetinde: bana eziyet verdiği vakit Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) başımı tras etmemi ve üç gün oruç tutmamı emir buyurdu» denilmiştir. Maamâfih bu muhtelif rivâyetler mânâ itibariyle birdir. diyor ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in başının böcekleri sana eziyet veriyor mu? diye sorması; hükmün illetini tehakkuk ettirmek içindir. Hazret-i Kâ'b çektiği meşakkati haber verince o da traş olmasını emir buyurmuştur.» Hâmme'nin cem'idir. Yılan gibi zehirli olan hayvan, demektir. Sinek ve böcek gibi şeylere de «hâmme» denilir. Burada ondan murâd: Bit'dir. makmt: Bit saran saçları gidermektir: Nitekim hadîsin bir rivâyetinde: tepeden tırnağa bit sarmıştı...» denilmiştir. saçları gidermek olduğu için traş tâbiri ustura, makas, ilâç vb. ile saçlan gidermeye şâmildir. ve burma: Çömlek, mânâsına gelirler. Bunlar esâs itibariyle Hicaz ve Yemen'de mâruf bir taştan yapılan çömleklerdir. Kurbanlık olmaya yarayan koyun demektir. Yerinde de görüldüğü vecihle Medînelilerce mâ'rûf bir nev'î Ölçüdür. Üç sâ' zahire alır. Bir sâ' dahi örfi dirhemle 3.333 kg. ağırlığındaki Ölçüdür.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu Ve Miktarını Beyan Bâbı
2942-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İs-bâk b. İbrahim rivâyet ettiler. İshale (bize haber verdi), ötekiler (Bize rivâyet etti) ta'bîrlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dau, o da Tâvûs ile Atâ'dan, onlar da İbn Abbâs (radıyallahü mlıüma)'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ihrâmlı iken kan aldırmışlardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Kan Aldırmanın İhramlıya Caiz Oluşu Bâbı
2943-) Bize Ebû Bekr b. Ebt Şeybe rivâyet etti; ki): Bize Muallâ b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Bilâl, Alkametü'bnü Ebî Alkame'den, o da Abdurrahmân-ı A'rec'den, o da İbn Buhayne'den naklen rivâyet eyledi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke yolunda ihrâmlı iken başının ortasından kan aldırmış. rivâyetleri Buhârî «Kitâbu cezâ-i's-Sayt» ile «Kitâbu't-Tıb» da; Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Kitâbü'l-Hacoda muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. bâbda Enes, Câbir ve İbn Ömer (radıyallahü anh) hazerâtından da hadîsler rivâyet edilmiştir. (radıyallahü anh) hadîsini Ebû Dâvûd; Câbir (radıyallahü anh) hadîsini Nesâî ile İbn Mâce; İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsini İbn Adiyy tahrîc etmişlerdir. hadîslerin hepsi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ihrâmlı iken kan aldırdığını bildirmektedirler. İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in oruçlu bulunduğu ve haccâmm ücretini verdiği kaydedilmiştir. İbn Buhayne rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Mekke yolunda kan aldırdığı bildirilmektedir. Buhârî'nin rivâyetinde vak'anın Lâhy-i Cemel denilen yerde geçtiği kaydedilmiştir. Bu yer Mekke ile Medine arasında olup, Medîne'ye daha yakındır. başka yerde geçtiğine dâir de rivâyetler vardır. buradaki rivâyetinde başının ortasından; «El-Muvatta »da ki rivâyetinde ise başının üzerinden kan aldırdığı ve bir rivâyette bunun uyuklamaya, baş ve diş ağrılarına şifâ olduğunu söylediği bildirilmektedir. bu hadîsin bir rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ihrâmlı iken Hayberli bir kadının zehirlediği koyun etinden yiyerek zehirlendiği bildirilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Kan Aldırmanın İhramlıya Caiz Oluşu Bâbı
2944-) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyir b. Harb hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Ebû Bekir ki): Bize Süfyan b. Uyeyne rivâyet etti. ki) ; Bize Eyyûb b. Mûsâ, Nübeyh b. Vehb'den rivâyet etti. ki): Ebân b. Osman ile birlikte yola çıktık. Melel denilen yere vardığımız vakit Ömer b. Ubeydillâh gözlerinden rahatsızlandı. Ravhâ'ya varınca rahatsızlığı şiddetlendi. Bunun üzerine Ebân b. Osman'a sormak için adam gönderdi. Ebân da ona gözlerine sabır çekmesi için haber gönderdi. Zîrâ Osman (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ihrâmlı iken gözleri ağıran bir kimsenin gözlerine sabır çektirdiğini rivâyet etti; dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının, Gözlerini Tedavi Ettirebilmesi Bâbı
2945-) Bize, bu hadisi İshak b. İbrâbim El-Haalalî de rivâyet etti. ki): Bize Abdü's-Samet b. Abdülvâris rivâyet etti. ki): Bana babam rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb b. Mûsâ rivâyet etti. ki): Bana Nübeyh b. Vehb rivâyet eyledi ki, Ömer b. Ubeydillâh b. Ma'mer göz ağrısına tutulmuş da gözlerine sürme çekmek istemiş, Ebân b. Osman, onu bundan nehiy ile sabır çekinmesini emretmiş. Ve Osman b. Affân'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yaptığım rivâyet etmiş. Medîne'ye 28 mil mesafede bulunan bir yerdir. Bazıları 22 mil mesafede olduğunu söylerler. Acı bir ilâçtır. diyor ki.' «Ulemâ gözleri ve sair âzâyı, sabır gibi koku sayılmayan bir ilâçla tedâvî etmenin câîz olduğunda müttefiktirler. Bundan dolayı fidye dahi lâzım gelmez. Fakat koku sürünmek îcâb ederse, sürünür ve fidye verir. Ulemâ ihrâmlı bir kimsenin kokusuz olmak şartıyla sürme çekinebileceğine dahi ittifak etmişlerdir. Bundan dolayı da fidye lâzım değildir. Ancak zîynet için sürme çekinmek İmâm Şafiî ile diğer bir takım ulemâya göre mekruhtur. Ulemâdan Bazıları bunun memnu olduğunu söylemişlerdir. Ahmed ile İshâk bunlar meyânındadır,. Mâlik'den iki mezhebe uyan iki kavil rivâyet olunmuştur. Fidye lâzım gelip gelmîyeceği. Mâlikîyye ulemâsı arasında ihtilaflıdır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlının, Gözlerini Tedavi Ettirebilmesi Bâbı
2946-) Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Amru'n-Nâkıd, Züheyr b. Harb ve Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Zeyd b. Eslem'den rivâyet etti. H. Kuteybetü'bnü Saîd dahi rivâyet etti. Bu hadis onun, Mâlik b. Enes'den, ona da Zeyd b. Eşlem tarafından okunmak suretiyle İbrahim b. Abdillâh b. Humeyn'den, ona da babasından, ona da Abdullah b. Abbâs ile Misver b. Mahrame'den naklen rivâyet olunan hadîsidir. b. Abbâs ile Misver, Ebvâ denilen yerde ihtilâf etmişler. Abdullah b. Abbâs: «İhrâmlı bir kimse başını yıkayabilir.» demiş. Misver: — «İhrâmlı başını yıkayamaz.» mukaabelesinde bulunmuş. Abdullah Dedi ki): «Bunun üzerine İbn Abbâs bu mes'eleyi sormak üzere beni Ebû Eyyûb El-Ensârî'ye gönderdi. Kendisini, kuyunun iki direği arasında yıkanırken buldum. Bir elbise ile örtünüyordu. Ona selâm verdim; «Sen kimsin?» dedi. Ben, Abdullah b. Huneyn'im! Beni, sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ihram halindeyken başını nasıl yıkadığını sormak için Abdullah b. Abbâs gönderdi; dedim Ebû Eyyûb (radıyallahü anh) elini elbisenin üzerine koyarak onu biraz indirdi. Hattâ başı göründü. Sonra kendisine su döken kimseye: Dök! dedi; o da başına su döktü. Sonra başını elleriyle ovarak, ellerini öne ve arkaya götürdü ve : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in işte böyle yaptığını gördüm, dedi.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlının Başı Île Bedenini Yıkamanının Cevazı Bâbı
2947-) Bize, bu hadîsi İshâk b. İbrahim ile Aliyyü'bnü Haşrem dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Isa b. Yûnus haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. ki): Bana Zeyd b. Eşlem bu isnâdla haber verdi. Ve şunu söyledi: Eyyûb ellerini bütün başı üzerinden geçirdi, başının her tarafını kapladı. Onları ileri ye geri çekti. Bunun üzerine Misver, İbn Abbâs'a: Ben (bundan sonra) seninle ebediyen münâkaşa etmem! dedi.» hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Mekke'ye yakın bir yerdir. bir rivâyetinde Abdullah b. Huneyn'in: «Ben, Abdullah b. Huneyn'inı. Beni Abdullah b. Abbâs gönderdi. Ve dedi ki: Ona kardeşin oğlu Abdullah b. Abbâs sana selâm ediyor! Ye şunu soruyor; diyeceksin emrini verdi.» şeklinde ifâdede bulunduğu kaydedilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Îhramlının Başı Île Bedenini Yıkamanının Cevazı Bâbı
2948-) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet eyledi. Bir adam devesinden düşerek boynu kırılmış ve Ölmüş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): su ve şidirle yıkayın da iki elbisesinin içine kefenleyin! Ama başını örtmeyin. Çünkü Allah, kıyâmet gününde onu telbiye hâlinde diriltecektir.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhramlı Bir Kimse Öldüğü Vakit Yapılacak Muamele Bâbı