Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı

1-) Hanefîler'e göre hayvan nereye dönerse namazı o tarafa doğru kılmak mendûbdur. Hayvanın döndüğü tarafı bırakıp da başka tarafa dönmek caiz değildir. Çünkü bunun için bir zaruret yokdur. üzerinde namaz kılmak için sefer dahi şart değildir. Mukîm olan bir kimse hiç bir özüm olmadığı hâlde yolcunun namazını kasr etmeye başladığı yere (şehir dışına) çıktığı vakit nafile namazı hayvanın üzerinde kılabilir. namaz îmâ ile kılınır. Namaza niyetlenirken kıbleye karşı dönmek şart değildir. Çünkü namazın kendisi kıbleye dönmeden caiz olunca, kıbleye dönmeden niyet de caizdir. Yalnız kıbleye karşı dönmek imkânı varsa, ona karşı niyetlenmek müstehabdır. Namaza yerde niyetlenen bir kimse, onu hayvan üzerinde tamamlayamaz. Fakat şehir dışında hayvan üzerinde başladığı namazını, şehir içine girdiği vakit de hayvan üzerinde tamamlayabilir. ve vacip namazlar ile sabah namazının sünnet'ini hayvan üzerinde kılmak caiz değildir. Meğer ki kendinin veya hayvanının hırsız yahut yırtıcı hayvan tehlikesine ma'rûz kalması gibi bir zaruret buluna! üzerinde namazın sahih olması için hayvanın temiz olması şart değildir. Hayvanın vücûdunda hattâ semeri ile özengisinde necaset bulunması namaza mâni değildir. Yaya giden bir kimsenin yürürken nafile kılması caiz değildir. Namaz kılacağı vakit durması ve namazını; dururken kılması icâb eder.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Seferde Hayvan Üzerinde, Hayvanın Döndüğü Tarafa Doğru Nafile Namazı Kılmanın Cevazı Bâbı
1-) İbn Ömer hadîsini Tahavî ile İbn Mâce tahric etmişlerdir. Bu hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): oruç tutmak tâattan mâdut değildir.» buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Masiyet Sebebiyle Olmamak Üzere Ramazanda Yolculuk Eden Kimsenin Gideceği Yer İki Konak Veya Daha Fazla İse Oruç Tutup Tutmamanın Cevazı, Oruçtan Bir Zarar Gelmeden Tutmağa İktidarı Olan Kimsenin Oruç Tutmasının...
1-) Maktul ölmeden: «Hakkım filândadır. Beni o öldürdü» yahut «Beni o vurdu» gibi bir sözle işin içinde kasıd olduğunu anlatırsa İmâm Mâlik'le Leys'e göre kasâme vâcib olur. Mâlik'in: «Eski yeni bütün İmâmlar ittifak etmişlerdir.» dediği suret budur. Fakat Kâdî Iyâz: «Şehirler fukahâsından buna Mâlik'le Leys'den başka kail olan yoktur.» diyor...

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kasâme, Muhakibler, Kısas...
Konu: Kasame Bâbı
1-) Allahü teâlâ’nın Hazret-i Mûsa'ya bu tokadı vurması için izin vermiş olması ve bunun melek için bir imtihan sayılması imkânsız değildir. Allah dilediğini yapar ve dilediği şekilde imtihan eder.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Faziletler
Konu: Mûsa Sallallahü Aleyhi Ve Sellemnın Faziletlerine Ait Bir Bab
1-) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nehyi, sebebi olmayan nafilelere âiddir. Kendisinin kıldığı nafile ise öğle'nin kazaya kalmış sünnetinden dolayıdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin İkindiden Sonra Kılmakda Olduğu İki Rekat Namazı Tanıma Bâbı
1-) Ulemâdan bir tâife'ye göre hiç bir suretle münferiden (Ramazan) denilemez. Mutlaka (Ramazan) ay'ı demek îcâb eder, Mâlîkiyye ulemâsının kavilleri budur. Onlar Ramazan'in Esmâullah'dan olduğunu binâenaleyh Allah'dan başkasına ancak bir kayıtla ıtlak edileceğini söylerler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Ramazan Ayının Fazileti Bâbı
1-) - Sidre-i Münteha arşın sağından yedinci semâda bir hadiste de altıncı semâda bir nebk ağacıdır ki; müttekilere mev'ûd olan cennetteki nehirler (Sure-i Muhammed) onun altından kaynar. Hazret-i Peygamber'den bunun vasfında meyveleri Kılâl-i Hecer ve yaprakları âzan-i fiyele gibi: «bir şecere ki rakip gölgesinde yetmiş sene gitse kat edemez. Bir yaprağı ümmetin hepsini örter», «bir şecereki Râkib gölgesinde yüz sene gider katedemez ve bir yaprağı bir ümmet bü-rür» gibi haberler nakledilmiştir. Bunda bütün âlern-i halkın ecrâm ve eb'âdı ile Müntehâyı teşekkülâtı, âlem-i Emir hududuna çükilmiş bir ağaç, bir şecere-i kevn olarak gösterilmiş görünür İbn Mes'ud'den de Münteha cennetin uçlorındandır. Üzerinde Sündüs ve Isteb-rak'in etekleri vardır.» diye rivâyet edilmiş olmakla Keşşefta: bu ağaç cennetin ucunda ve sonunda olacaktır denilmiştir.» Abbâs ve Kâ'b'dan nakledildiğine göre; Sidre-i Münteha arşın altında bir sidredir ki; gerek melek ve gerek Nebiy ve gerek sair mahlûkattan her âlimin ilmi nihayet ona müntehi olur. Ondan ötesi gaybdır. Allah'tan başkası bilmez. Yahut Dahhak'tan rivâyet olduğu üzere emri ilâhiden her şey ona müntehi olur. Ondan ileri geçemez. Hep bu kaviller Münteha denilmesinin vechini beyan gibidir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Sidretül-münteha Hakkında Bir Bab
1-) Esah olan mezhebe göre şeriat gelmezden Önce bir şeyin helâl, haram veya mubah olduğuna hüküm verilemez; zira ehl-i hakk ındinde teklif ancak şerîatle sabit olur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Müsâkaat
Konu: Helal İle Amel Ve Şüpheli Şeyleri Terk Bâbı
1-) Temizlenmek, abdest almak, cünüplükten, hayız ve nifastan temizlenmek gibi bedene aid temizliklerle elbise ve yer temizliği bunca dahildir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İman Şubelerinin Sayısını, Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı
1-) - Nikahlanmak suretiyle iffet ve namusu korumak.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İman Şubelerinin Sayısını, Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı
1-) Âdili Adaletle hükmeden, mânâsına gelen ism-i fail bir kelimedir. Ebû Ömer İbn Abdilberr'in beyânına göre «El - Muvatta'» râvîlerinin ekserisi bu kelimeyi «Âdil» şeklinde ism-i fail olarak rivâyet etmişlerdir. şeklinde rivâyet edenler de vardır. ulemâsı bu şekli ihtiyar etmişlerdir. «Adi» kelimesi mastardır. Onunla erkek, kadın, müfred ve cemi' sıfatlanabilir. Esîr bu bâbda şunlan söylemiştir: «Adi» aslında mastardır. Sonradan (Adil) mânâsına kullanılmıştır ve âdilden daha beliğdir. Çünkü âdil bir kimseye (adi) demek o kimseyi adaletin kendisi yapmaktır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zekât
Konu: Sadakayı Gizli Vermenin Fazileti Bâbı
1-) Künyesi ile meşhur olan bir kimsenin kendisini bildirmek için, künyesini söylemesinde bir beis yokdur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1-) Cemâatin namaza niyetlenmesi mutlaka İmâmın niyetinden sonra olmalıdır. Önce yahut iftitâh tekbîrinin velev bir harfinde İmâmla beraber olursa namazı sahîh olmaz.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Sücud Ve Emsali Fiilleri İmâmdan Önce Yapmanın Haram Kılınması Bâbı
1-) İstekliler, ürkekler,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
1-) - Beş vakit namaz, ramazan orucu, hacc, Ömre, abdest, arife güni veya âşura orucu ile sahih hadislerin beyan ettiği sair hayırlı amelleriî keffaret olabileceği günalhar;

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Büyük Günahları Ve Onların En Büyüğünü Beyan Bâbı
1-) Çok defa yerinden kalkan kimse ondan utanır da içinden razı olmadığı halde kalkarak yerini ona verir. İbn Ömer (radıyallahü anh) bu kapıyı kapayarak böyleleri kurtarmıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Selâm
Konu: Bir İnsanı Önceden Oturduğu Mubah Yerinden Kaldırmanın Haram Kılınması Bâbı
1-) İclâl ve ta'zim mahabbeti. Evladın babayı sevmesi gibi

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemi Refikadan Çocukdan, Babadan Ve Bütün İnsanlardan Daha Çok Sevmenin Vucübu Ve Onu Bu Derece Muhabbetle Sevmeyene İmansız Denileceği Bâbı
1-) - İhtiyarlamadan önce gençliğini,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Fitneler Zuhur Etmezden Önce Amellere Şitab Etmeye Teşvik Bâbı
1-) Cehennem azabından,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Mescidler Ve Namaz Kılınan...
Konu: Namazda İken Kendisinden Allaha Sığınılacak Şeyler Bâbı
1-) İslâmın ilk zamanlarında rukye yapmak yasak edilmişti. Sonra o hüküm neshedilerek yapılmasına izin verildi. Onu bizzat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yaptı ve şeriat böylece karar kıldı.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Selâm
Konu: Tıb Hastalık Ve Hasta Okuma Bâbı
1-) Mu'temed râvilerden bazısının mevsûl, bazısının mürsel olarak rivâyet ettikleri hadîs, sahih kavle göre mevsûl hükmündedir. Mevsûl rivâyetin râvi sayısının mürsel rivâyetteki râvilere müsavi veya daha az olmasının da bir ehemmiyeti yoktur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Tevhid Üzere Ölen Kimsenin Kati Olarak Cennete Gireceğine Delil Bâbı
1-) - Konuştuğu zaman yalan söyler.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Münafık Hasletlerini Beyan Bâbı
1-) Allah'a iman, zatına, sıfatlarına ve birliğine inanmak bunda dahildir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İman Şubelerinin Sayısını, Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı
1-) - İbn Battal'a göre buradaki küfürden murâd; müslüman-larin haklarına kargı küfrânda bulunmaktır. Çünkü, Allah müslümanları kardeş yapmış; dargınlarının aralarım bulmayı emretti; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dahi mü'minlerin birbirleriyle kavga edip-küsüşmelerini yasak etmiş; bunu yapanların din kardeşinin hakkına küfran ettiğini haber vermiştir. bir ni'meti örtmek, gizlemek ve inkâr etmektir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: «müslümana Sövmek Fısktır; Onunla Çarpışmak İse Küfürdür» Hadisini Beyan Bâbı
1-) Hâllerinden galip oldukları mânâsı anlaşılmasın yani Mekke'yi aldılar sanılmasın;

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cihâd Ve Siyer
Konu: Hudeybiyedeki Hudeybiye Sulhu Bâbı
1-) Bu hükmü henüz duymamıştır. O ana kadar kendisi zinadan doğan bir ;ocuğun nesebinin sabit olduğunu zannetmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Faziletler
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’e Tazim Gerektiği; Zaruret Olmayan Yahut Kendisine Teklif Tealluk Etmeyen, Vuku Bulmayan Ve Buna Benzer Şeyleri Çok Sormayı Terk Etme Bâbı
1-) Hazret-i Âişe hadîsi,bir çok tarîklerle rivâyet olunmuştur. Tahavî bunlardan yirmi tanesini tahric etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Oruçlu Îken Öpmenin, Şehvetini Harekete Getirmeyen Kimselere Haram Olmadığını Beyan Bâbı:
1-) İsmi zahir, muzmerin bedelidir. Yani ihmerrâ fiilinin faili, sonundaki (tâ) dır. (Aynâhu) kelimesi ise (tâ) zamirinin bedelidir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İman Şubelerinin Sayısını, Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı
1-) - Cümledeki, nefî çdâtı (lâ) zâid yani fazladır. Binaenaleyh yokmuş gibi ma'na verilir ve: «Size haber vermek istiyorum» denilir. Arapçada bu (lâ) nın hazfedildiği çoktur. Meselâ: «Yemin ederim» secde etmekten menettiği» gibi ayetlerdeki (lâ) lar hep bu kabildendir

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: «allahdan Başka İlah Yoktur» Dedikten Sonda Kafiri Öldürmenin Haram Kılınması Bâbı
1-) Bir kimse nikâhı kendisine haram olan akrabasından bir kadını terkisine alabilir. Onunla bir yerde yalnız kalması da caizdir. Bu cihet ulemâ arasında ittifâkîdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: İhram Vecihlerini Beyan, Yalnız Hacc Yapmakla Temettü Ve Kıranın Ve Haccı Ömre İle Birlikde Yapmanın Cevazı, Kıran Haccı Yapanın Ne Zaman İhramdan Çıkacağı Bâbı
1-) İbn Sayyâd henüz bulûğa ermemiş bir çocuktu. Mükellef olmadığı için öldürülmemiştir. Kâdî Iyâz bu cevâbı beğenmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: İbn Sayyad Kısassı Bâbı
1-) - Mahşer yerinde,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Cennette Makamı En Aşağı Olanların Beyanı Bâbı
1-) Cemâatin fiili İmâmın fiiliyle beraber olur. İmâmla beraber niyetlenmek, beraber rükûa gitmek ve beraber selâm vermek gibi İmâmdan önce rükûa giden ve rükûda İmâmı bekleyen kimsenin hükmü de budur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Rükü Sücud Ve Emsali Fiilleri İmâmdan Önce Yapmanın Haram Kılınması Bâbı
1-) Atıyye hadîsini İbn Abdilberr rivâyet etmiştir. Mezkûr hadîste Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sen! muhtaç etmedikçe âlemden bir şey isteme! Zîrâ yüksek el veren, alçak el da atan eldir.» buyurmuşlardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zekât
Konu: İnsanlar İçin Dilenmenin Çirkinliği Bâbı
1-) Koyun sahibi kendisine izin ve emniyet verilmeyen (pasaportsuz) bir gayri müslimdir. Şu halde onun malı izinsiz alınabilir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Süt İçmenin Cevazı Bâbı
1-) Cumhûr-u ulemâya göre namazdan çıkarken sağa ve sola selâm vermek meşrudur. Allâme Aynî, Buhârî şerhinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den iki selâmı rivâyet eden sahabenin yirmi kişi olduğunu söylemiş ve isimlerini birer birer saymıştır. Yalaız bu meşruiyetin sıfatı ihtilaflıdır. Hanefîler'e göre sağa ve sola selâm vermek farz değil vâcipdir. Bu husûsda mücerred selâm Lâfzı ile iktifa etmek de caizdir. göre «Es-Selânmu aleyküm ve Rahmetullâh» lâfızları ile sağa sola iki selâm vermek farzdır. Şafiîler'e göre iki selâm vermek sünnetdir. Bunlann birincisi farz, ikincisi sünnetdir. Bu kavil İmâm Ahmed b. Hanbel'den de rivâyet olunur. göre bir defa selâm vermek farzdır. Onlarca bu mes'ele-nin tafsilâtı vardır. Bir selâm yalnız kılanla İmâma farzdır, ikinci selâm İmâm ile yalnız kılan hakkında sünnet, üç selâm vermek ise müstehâbdır. Bunlardan biri sağ tarafa, diğeri sol tarafa, üçüncüsü de İmâmın selâmına cevap olmak üzere kıble tarafına doğru verilir. Mâlikîler'in istidlal ettikleri hadîsleri zayıf bulmaktadır. İçlerinde sahih olanlar bulunsa bile bir selâmın caiz olduğunu beyâna hamlolunur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Mescidler Ve Namaz Kılınan...
Konu: Namazdan Çıkmak İçin Namazın Sonunda Selam Verme Ve Bunun Keyfiyeti Bâbı
1-) Gerek Cahiliyyet, gerekse İslâmiyet devirlerinde ensârm şâiriydi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Sahabe'nin Faziletleri
Konu: Hassan B. Sait Radıyallahü Anh’ın Faziletleri Bâbı
1-) Nesh için hadîslerin tarihleri bilinmek ve nasihin mensuhdan sonra gelmesi şarttır. Burada böyle birşey bilinememektedir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Selâm
Konu: Hastalık Bulaşması, Teşe’üm, Hame, Safer, Yıldız Batması Ve Gul Olmadığı Hasta Develerin Sahibi Sağlam Develerin Sahibi Üzerine Deve Getirmeyeceği Bâbı
1-) - Kibirden rmirad: imandan tekebbür etmek yânî iman etmemektir. Bu hâlde ölen bir kimse asla cennete giremez,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kibrin Tahrimi Ve Beyanı Bâbı
1-) Ribe'n-nesîe: Ziyadesi bir müddetten ibaret olan ribâdır. Kışın bir ölçek buğday vererek yaza onun karşılığında bir buçuk ölçek buğday almak gibi. Buradaki yarım ölçeğin karşılığında bir mal yoktur; bu yalnız beklediği müddetin karşılığıdır. Onun içindir ki bu ribâya te'hîr mânâsına «Ribe'n-nesîe» denilmiştir. Bİlittifak haramdır ve büyük günahlardandır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Müsâkaat
Konu: Riba Bâbı
1-) Namazın kendilerine farz kılındığını ikrar etmeleri;

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İki Kelime-i Şehadete Ve İslamın Şeriatlarına Davet Bâbı
1-) Zararcılığı bilinmeyen bir hayvan gündüzleyin bir zarar yapar da yanında kimse bulunmazsa ödemek lâzım gelmez; bu hususta bütün ulemâ müttefiktir. Fakat hayvanın sahibi veya güdücüsü yanında ise cumhûra göre zararı ödemek îcâb eder. Zahirîler'e göre yanında kimse bulunsun bulunmasın zararı mutlak surette ödemek gerekmez. Meğer ki sahibi veya bakıcısı hayvanı kasden zarara sevketmış olsun! Bu taktirde hayvan âlet gibi olur ve zararı ödemek lâzım gelir. göre eğer hayvanın yanında sahibi, binicisi veya güdücüsü bulunur da hayvan ağzı ile yahut ön veya arka ayakları ile bir zarar yaparsa, yanında bulunan kim olursa olsun o zararı öder. Şayet insan öldürürse diyetini hayvanın başındaki şahsın âkılesi öder; ayrıca o şahsın kendi malından keffâret vermesi îcâb eder. Mâlik, Leys ve Evzâî, hayvanın ön veya arka ayağı ile yaptığı zararın ödenmiyeceğine kail olmuşlardır. A'zam'a göre hayvanın arka ayağı ile yaptığı zarar ödenmez; fakat ön ayağı ile yaptığı ödenir; çünkü ön ayağını kontrol ve muhafaza mümkündür. Zararcılığı bilinen bir hayvan gündüzün bir zarar yapar da yanında kimse bulunmazsa sahibinin ödemesi icabeder. Zîra bu halde o hayvanı bağlaması ve başı boş salmaması gerekirdi. geceleyin yaptığı zarara gelince: İmâm Mâlik'e göre sahibi öder. Şâfiîler: «Sahibi hayvanım muhafaza hususunda kusur ederse öder; kusur etmemişse Ödemez.» demişlerdir. cumhûruna, göre hayvanın gündüzün otlayarak yaptığı zarar Ödenmez.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hudûd
Konu: Hayvanın, Maden Ve Kuyunun Yaralamasının Heder Olması Bâbı
1-) Buhârî'nin rivâyetinde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sabah namazının sünnetinden sonra, Müslimin bir rivâyetinde ise, gece namazından sonra uzandığı bildiriliyor. Bu gösteriyor ki, Resûl-ü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bazen sabah namazının sünnetinden evvel; bazen de sonra uzamyormuş. Hattâ hadîsin bir rivâyetinde Hazret-i Âişe'nin: «Eğer ben uyanıksam benimle konuşur; uyanık değilsem uzanır yatardı.» demesine bakılırsa hiç uzanmadığı zamanlar da olurmuş. rivâyetlerin arası şöyle bulunur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazını kıldıkdan sonra sağ tarafına yaslanması, sabah namazının sünnetinden sonra yatmamasını istilzam etmediği gibi sabah namazının sünnetinden sonra yatması dahi daha önce yatmamış olmasını gerektirmez. Bazen gece namazından sonra, bazen de sabah namazının sünnetinden sonra uzanarak, bunların ikisinin de caiz olduğunu göstermek istemesi de muhtemeldir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Gece Namazı Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Kıldığı Namazların Rekat Sayısı, Vitir Namazının Bir Rekat Olduğu, Bir Rekat Namazın Sahih Oluşu Bâbı
1-) Hazret-i Dihye bu cariyeyi kendi rizasiyle iade etmiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de başkasını almak için ona izin vermiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Bir Kimsenin Cariyesini Âzad Ederek Sonra Onunla Evlenmesinin Fazileti Bâbı
1-) İmâm Mâlik ile Şâfiîler'e göre bundan maksat: Hak sahibinin haberi yokken onun hakkına şâhid olan bir kimsenin gelerek: «Ben senin hakkına şahidim» demesidîr. Bunu yapmasa lâzımdır; çünkü şehâdet onun elinde hak sahibine aid bir emânettir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Da'vâlar
Konu: Şahidlerin En Hayırlısını Beyan Bâbı
1-) Ülü’l-Emîr'den murâd: Halîfe değil, onun tâyin ettiği vâlî, kaymakam gibi me'mûrlardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Bayram Günü Cemre-i Akabede Hayvan Üzerinde Taş Atmanın Müstehab Olduğunu Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in «hacc İbadetlerini Almalısınız.» Hadisini Beyan Bâbı
1-) Bu hadîs mükâtebenin caiz olduğuna delildir. Bir kimse köle veya cariyesine: «Bana şu kadar para getirirsen âzâd ol!» der; o da bunu kabul ederse artık mükâteb olur. Borcunu tamamen ödediği zaman hürriyetine kavuşur. Mükâtebenin bir delili de: kölelerde bir hayır olduğunu biliyorsanız onları mükâteb yapın!" Nûr sûresi, âyet: 33. âyet-i kerîmesidir. Bu âyetin kitabet akdinin meşru' olduğuna delâleti aşikârdır. Yalnız buradaki emrin vücub ifâde edip etmediğinde ihtilâf vardır. Dâvûd-u Zahirî ile ona tâbi' olanlardan maada bütün fukahâ, âyetteki emrin vücûb ifâde etmediğine kaildirler. Zâhirîler'e göre âyetteki emir vücûb içindir. Bu kavil Amr b. Dînâr ile Atâ'dan ve bir rivâyette İmâm Ahmed'den de rivâyet olunmuştur. Hattâ «Et-Takrîb» sahibi İmâm Şafiî'den 4ahî buna benzer bir kavil nakleder. Gerçi burada: «Zahire bakılırsa emir vücûb ifade eder.» şeklinde bir i'tirâz hatıragelebilirse de doğru değildir., Çünkü vücûba hamledilen emir, karinelerden mücerred olan mutlak emirdir. Buradaki emir mutlak değil, «Eğer onlarda hayır olduğunu bilirseniz» kaydı île mukayyeddir. Binâenaleyh mezkûr emir, nedib mânâsına hamledilmiştir. Hanefîler'den Bazıları bu emri ibâha mânâsına almışlardır. Ancak Aynî haklı olarak bunun doğru olmadığını söylemiştir. Zîra ibâha mânâsına alınırsa âyetteki şartın hükümsüz kalması iktizâ eder; çünkü mükâtebe akdi şartsız dahi bilittifâk caizdir. Kelâmullah hükümsüz kalmaktan münezzehtir. hayırdan murâd: Kölenin âzâd edildikten sonra müslüman-lara zarar getirmeme sidir. Zarar verecekse efdal olan onu mükâteb yapmamaktır. Abbâs ile İbn Ömer (radıyallahü anh) ve Atâ'ya göre hayırdan murâd: Hassaten kazançtır. Sevrî ile Hasan-ı Basrî'den hayrın hassaten emânet ve dîn mânâsına geldiği rivâyet olunmuştur. Vefa, emânet ve salâh mânâsına geldiğini söyleyenler de vardır. Kölede doğruluk, salâh ve kazanç hâssaları yoksa Hanefîler'e göre onu mükâteb yapmamak mekruh değildir. İmâm Mâlik ile Şafiî'nin kavilleri de budur. Ahmed'le İshâk ve Şâfiîler'den Ebû'l-Hüseyn b. Kattan mekruh olacağına kaildirler. Cumhûru fu-kahâya göre mükâteb ancak bütün borcunu Ödedikten sonra âzâd olur. Çünkü Ebû Dâvûd ve başkalarının rivâyet ettikleri Amr b. Şuayb hadîsinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: üzerinde kitabet bedelinden bir dirhem borç kaldığı müddetçe köledir.» buyurmuştur. Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh) îm da aynı şeyi söylediğini İmâm Şafiî «Müsned»inde rivâyet etmiş-; kendisi de buna kail olmuştur. Hanefîler'in mezhebi de budur. kirâm bu hususta ihtilâf etmişlerdir. İbn Abbâs (radıyallahü anh)'a göre köle veya câriye, vesikayı sahibinden aldığı an yani nefs-i akidle âzâd olur; kitabet bedeli için ona borçlu kalır. İbn Mes'ud (radıyallahü anh) kölenin kendi kıymetini ödemesiyle âzâd olacağını söylemiştir. Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh)'ın mezhebi de az evvel görülmüştü.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Âzâd
Konu: Velanın Yalnız Âzad Edene Mahsus Olması Bâbı
1-) Acaba Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne şekilde traş olmuştur? bâbda Müslim'in Hazret-i Enes'den rivâyet ettiği bir hadisde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mina'ya geldi, müteakiben cemreye giderek orada taş attı. Sonra Mina'daki menziline döndü ve kurban kesti de berbere: Şuradan al! diye evvelâ sağ tarafına, sonra sol tarafına işaret buyurdu. Sonra kesilen saçları halka vermeye başladı.» denilmiş; Tirmizî'nin yine Hazret-i Enes'den rivâyet ettiği bir hadîsde: (sallallahü aleyhi ve sellem) cemre'de taşları atınca kurbanını kesti, sonra berbere başının sağ tarafını gösterdi, berber orasını traş etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu saçları Ebû Tâlha'ya verdi, sonra başının sol tarafını berbere uzattı, o da traş etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bu saçları halk arasında taksim et! buyurdular.» denilmiştir, Tirmizî rivâyetinin zahirine bakılırsa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Ebû Tâlha'ya taksim etmek üzere verdiği saçları başının sol tarafından alınanlarıdır. bir rivâyette sağ tarafının saçları dağıtıldığı bildirilmiştir. bu şekilde muhtelif olunca hadîs ulemâsı dahi aralarını bulma hususunda ihtilâfa düşmüş, Bazıları tercihe giderek sağ tarafının saçları taksim edildiğini söylemiş; bir takımları bunun aksini iddia etmiş, bir takımları da rivâyetlerin aralarını bulmağa çalışmıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Traş Olmayı, Saç Kısaltmaya Tercih, Saç Kısaltmanın Da Caiz Olduğunu Beyan Bâbı
1-) - Büyük günah işleyen fâsik olur ve ebediyyen cehennemde kalır, diyen mu'tezüe ile.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendini Öldürenin Tekfir Edilmediğinin Delili Bâbı
1-) Resûlillah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in oturup kalkmak, yiyip içmek gibi tabiî fiilleri ümmetinin fiilleriyle müsavidir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Cünüb Olduğu Halde Üzerine Fecir Doğan Kimsenin Orucunun Sahih Olması Bâbı