Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
7387-)
Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ El-Anezî de rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ebi Adiy Saîd'den, o da Katade'den naklen bu isnadla rivâyet etti. Ama o hadîsinde: «Bir kula verdiğim her mal helâldir...» cümlesini anmamıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyada Cennetliklerle Cehennemliklerin Bilinecekleri Sıfatlar Bâbı
7388-)
Bana Abdurrahman b. Bişr El-Abdî rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, Destevâî sahibi Hişam'dan rivâyet etti. ki): Bize Katâde, Mutarrifden, o da Iyâz b. Hımar'dan naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün hutbe okumuş... râvî hadîsi nakletmiş; sonunda şöyle deditir: «Yahya dedi ki: Şu'be, Katade'den naklen söyledi. Katâde: Ben bu hadîs hakkında Mutarrifi dinledim, demiş.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyada Cennetliklerle Cehennemliklerin Bilinecekleri Sıfatlar Bâbı
7389-)
Bana Ebû Ammar Hüseyin b. Hureys de rivâyet etti. ki): Bize Fadl b. Mûsa, Hüseyin'den, o da Matar'dan naklen rivâyet etti. ki): Bana Katâde, Mutarrif b. Abdillah b. Şihhîr'den, o da Benî Muşâcı'ın kardeşi Iyaz b. Himar'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün hutbe okumak üzere aramızda ayağa kalktı da: ki, Allah bana emir buyurdu...» dedi. hadîsi Hişam'ın Katâde'den rivâyet ettiği hadîs gibi nakletmiş. Şunu da ziyâde eylemiştir: ki, Allah bana sîzin tevazu göstermenizi bildirdi. Tâ ki, kimse kimseye karşı böbürlenmesin, kimse kimseye tecavüzde bulunmasın!» hadîsinde şun da söylemiştir: sizîn aranızda tabiîlerdir. Ne aile ararlar, ne de mal.» diyor ki: Ben (Mutarrife): Bu olur mu ya Ebâ Abdillah? dedim. Evet! Vallahi ben onlara cahiliyyet devrinde eriştim. Bir adam mahallenin koyunlarını güdüyor, kendisine ancak onların cariyesi veriliyor, ona yakınlık ediyordu, dedi. kula verdiğim her mal helâldir...» cümlesinden murad: Arabla-nn kendilerine haram kıldıkları sâibe, bahire gibi şeyleri inkârdır. Bunlar onların haram itikad etmesiyle haram olmazlar, demektir. Hanifin cem'idir. Hanîf müslüman demektir. Bazıları bu kelimenin günahlardan temiz mânâsına geldiğini, bir takımları da doğru ve hidâyeti kabule müheyya demek olduğunu söylemişlerdir, teâlâ’nın yeryüzü halkına bakarak Arabına, Acemine şiddetle buğz etmesi Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in gönderilmesinden önce olmuştur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i imtihan buyurması risâleti tebliğ, cihâd ve hak yolunda sabır gibi şeyler hususunda, ümmetini imtihan ise, iman edip etmeyecekleri, taatta bulunup bulunmıyacakları hususundadır. Bu imtihan her şeyden meydana çıkarak kullar tarafından bilinsin diyedir. Yoksa Teâlâ Hazretleri hâşa imtihana muhtaç değildir. O her şeyi vukuundan Önce bilir. Akıl demektir. Bazıları bu kelimenin mal mânâsına geldiğini, bir takımları da itîmad edilecek şey demek olduğunu söylemişlerdir. Abdillah, Hazret-i Mutarrif'in künyesidir. Mutarrif (radıyallahü anh) cahiliyyet devrine yetişmemişse de «yetiştim» sözüyle her halde devrin sonlarına ve eserlerine yetiştiğini kasdetmiş olacaktır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyada Cennetliklerle Cehennemliklerin Bilinecekleri Sıfatlar Bâbı
7390-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): şüphe yok ki, sizden biriniz öldüğü vakit kendisine sabah akşam varacağı yer gösterilecektir. Cennetliklerdense cennetlik olacak, cehennem-liklerdense cehennemlik olacaktır. Kendisine işte senin yerin budur, tâ Allah seni kıyâmet gününde oraya gönderinceye kadar! denilecektir.» buyurmuşlar,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7391-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Abdûrrezzak haber verdi. ki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): öldüğü vakit varacağı yeri kendisine sabah, akşam gösterilir. Cennetliklerdense cennet, cehennemliklerdense cehennem (gösterilir).» buyurdu. Kendisine: İşte senin kıyâmet gününde gönderileceğin yerin budur, denilir.» buyurdular. hadîsi Buhârî ile Nesâî «Kitübu'l-Ccn5iz»'de tahric etmişlerdir. hadîs kabir azabını isbat etmektedir. Ehl-i Sünnetin mezhebine göre kabir azabı haktır. Bu hususta Kitab ve Sünnetten birçok deliller vardır. Allahü teâla’nın cesedin bir kısmına bir nevî hayat iade ederek ona azab vermesi aklen imkânsız değildir. Şeriat da bunu haber verdiğine göre kabul ve itikadı vâcibdir. Hâricilerle Mu'tezüe'nin büyük bir kısmı ve Mûrcie taifesinden bazıları kabir azabını inkâr etmişlerdir. Ehl-i Sünnete göre azabı ölen kimsenin ya bütün cesedi yahut cesedinin bir kısmı görecektir. Allah her şeye kaâdirdir. Ölen kimseye yerinin gösterilmesi mü'min için in'am ve ikram, kâfir için azabdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7392-)
Bize Yahya b. Eyyûb ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe hep birden İbn Uleyye'den rivâyet ettiler. İbn Eyyûb dedi ki: Bize İbn Uleyye rivâyet etti. ki): Bize de Saîd El-Cûreyrî, Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den, o da Zeyd b. Sâbit'ten naklen haber verdi. Ebû Saîd ki: Ben bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işitmedim. Lâkin onu bana Zeyd b. Sabit rivâyet etti, ki): Bir defa Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) biz de beraberinde olduğumuz halde bir katırının üzerinde Benî Neccâr’ın bir bahçesinde iken anîden hayvan onu yoldan saptırdı, az daha düşüyordu. Bir de ne görelim, altı veya beş yahut dört kabir! (Râvî, Cüreyrî böyle diyordu, demiş.) Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): kabirlerin sahiplerini kim biliyor?» diye sordu. Bir adam: Ben (biliyorum), dedi. bunlar ne zaman öldüler?» dedi. Adam: — Onlar şirk içerisinde öldüler, cevabını verdi. Müteakiben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): bu ümmet kabirlerinde imtihan olunuyor. Eğer defnetmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından benim işitmekte olduğumu, size de işittirmesi İçin Allah'a dua ederdim.»dedi. Sonra yüzünü bize dönerek: «Cehennem azabından Allah'a sığının!» buyurdu. Ashab: Biz cehennem azabından Allah'a sığınırız, dediler. (Bu sefer): azabından Allah'a sığının!» buyurdu, Ashab: Biz kabir azabından Allah'a sığınırız, dediler. açığından, kapalısından Allah'a sığının!» buyurdu. Ashab: Biz fitnelerden, onların açığından, kapalısından Allah'a sığınırız, dediler. fitnesinden Allah'a sığının!» buyurdu. Ashab: Biz Deccal'nı fitnesinden Allah'a sığınırız! dediler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7393-)
Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): defnetmemeniz endişesi olmasaydı, size kabir azabından bir şeyler işittirmesini Allah'a dua ederdim.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7394-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Veki’ rivâyet etti. H. Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. H. Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet etliler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. râvilerin hepsi Şu'be'den, o da Avnî. Ebî Cuhayfe'den naklen rivâyet etmişlerdir. H. Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr dahi hep birden Yahya El-Kattan'dan rivâyet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Bana Avn b. Ebî Cuhayfe, babasından, o da Bera'dan, o da Ebû Eyyûb'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) güneş battıktan sonra (dışarı) çıktı da bir ses işitti ve: kabirlerinde azab olunuyorlar.» buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7395-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti. ki): Bize Şeyban b. Abdirrahman, Katâde'den rivâyet etti. ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti. ki): Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: kabrine konduğu ve yakınları dönüp gittiği vakit, onların ayak seslerini pekâlâ işitir.» Buyurdular ki: iki melek gelerek kendisini oturturlar ve ona: Bu zât hakkında ne derdin? diye sorarlar. Mü'min: Şehadet ederim ki, o Allah'ın kulu ve Resûlüdür, der. Bunun üzerine kendisine: Cehennemdeki yerine bak! Allah onun yerine sana cennetten bir yer verdi, denilir.» Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem): bunların ikisini birden görür.» buyurdular ki: Bi.. anlatıldığına göre mü'mine kabrinde yetmiş arşın geniş yer verilir Ve üzerine diriltilecekleri güne kadar taze nimet doldurulurmuş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7396-)
Bize Muhammed b. Minhâl Ed-Darir de rivâyet etti. ki): Bize Yezid b. Zürey' rivâyet etti. ki) ; Bize Saîd b. Ebî Arû!;e, Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): meyyit kabrine konulduğu vakit, kendisini getirenlerin oradan ayrılırken ayakkabı seslerini pek âlâ işitir.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7397-)
Bana Amr b. Zûrâra rivâyet etti. ki): Bize Abdü’l-Vehhab (yani; İbn Atâ') Saîd'den, o da Katâde'den, o da Enes b. Mâlik’den naklen haber verdi ki, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem): kul kabrine konup, dostları yanından döndükleri vakit...» buyurmuşlar, Seyhan'ın Katâde'den rivâyet ettiği hadîs gibi nakletmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7398-)
Bize Muhammed b. Beşşâr b. Osman El-Abdî rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şube, Alkame b. Mersed'den, o da Sa'd b. Ubeyde'den, o da Berâ' b. Âzîb’den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, şöyle buyurmuşlar: iman edenleri sabit kaville yerlerinde tular." Sûre-i İbrahim, âyet: 27 (âyet-i kerîmesi) kabir azabı hakkında inmiştir. Ölen kula, Rabbin kim? diye sorulacak. O da: Rabbim Allah! Peygamberim de Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), cevabını verecektir. İşte Allah (azze ve celle)'nin: iman edenleri hem dünya hayatında, hem de âhiretle sabit kaville yerlerinde tutacaktır âyet-i kerîmesi budur.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7399-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Müsennâ ve Ebû Bekr b. Nâfi' rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdurrahman (yani; İbn Mehdî) Süfyan'dan, o da babasından, o da Hayseme'den, o da Bera' b. Âzib'den naklen rivâyet etti. iman edenleri hem dünya hayatında, hem de âhirette sabit kaville yerlerinde tutar... âyet-i kerîmesi kabîr azabı hakkında indi.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7400-)
Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî rivâyet etti. ki): Bize Hammad b. Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Budeyl, Abdullah b. Şakık’dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): ruhu çıktığı vakit, onu iki melek karşılar yukarıya çıkarırlar.» ki: Râvî onun kokusunun güzelliğini ve miski anlattı. Hüreyre şöyle dedi: «Sema ehli: Güzel bir ruh yer tarafından geldi, Allah sana ve kendisini yaşattığın cesede salat eylesin, derler. Müteakiben onu Rabbi (azze ve celle)'ye götürürler. Sonra: Bunu hududun sonuna kadar götürün, buyurur. Kâfirin de ruhu çıktığı vakit, —Hammad onun pis kokusunu ve bir lanet de zikretti demiş— sema ehli pis bir ruh yer tarafından geldi, derler. Ve: Bunu hududun sonuna kadar götürün denilir.» Hüreyre ki: Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerinde bulunan ince bir örtüyü şöyle burnuna çevirdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7401-)
Bana İshak b. Ömer b. Selit El-Hâzelî rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Muğîra, Sabit'ten, rivâyet etti. ki): Evet, Enes: Ben Ömer'le beraberdim, dedi. H,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7402-)
Bize Şeybân b. Ferrûh da rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Süleyman b. Muğıra, Sâbit'ten, o da Enes b. Mâlik'den, naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi: Mekke ile Medine arasında Ömer'le beraber idik. bakıştık. Ben keskin gözlü bir adamdım ve onu gördüm. Benden başka onu gördüğünü söyleyen kimse olmadı. Ömer'e, onu göremiyor musun? demeye başladım. Ömer onu bir türlü göremiyordu. Onu döşeğim üzerine yatarak göreceğim, dedi. Sonra bize Bedir muhariplerinden bahsetmeye başladı ve şöyle dedi: Hakikaten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dün bize Bedir muhariblerinin düşecekleri yerleri gösteriyor: yarın inşallah filânın düşeceği yerdir.» buyuruyordu. Müteakiben Ömer şöyle dedi: Onu hakla gösteren Allah'a yemin ederim ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in çizdiği hududu şaşmıyorum. Bedir'-de öldürülenler birbirleri üzerine bir kuyuya atıldılar. Resûlüllah. (sallallahü aleyhi ve sellem) de giderek yanlarına vardı ve: filân onlu filân! Ey fitân oğlu filân! Allah'ın ve Resûlünün sîze va'd ettiklerini hak buldunuz mu? Ben Allah'ın bana va'dettiğini hak buldum.» buyurdular. Ömer: Ya Resûlallah! Ruhları olmayan cesetlerle nasıl konuşuyorsun? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): söylediklerimi siz onlardan daha İyi işitir değilsiniz. Şu kadar var ki, bana bir cevab vermeye kadir değillerdir.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7403-)
Bize Heddab b. Hâlid rivâyet etti. ki): Bize Hanı-mad b. Seleme, Sâbît El-Bûnânî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir'de öldürülenleri üç gün bırakmış, sonra yanlarına gelerek taşlarında durmuş, kendilerine seslenerek: Ebâ Cehil b. Hişam! Yâ Umeyye b. Halef! Yâ Utbe b. Rabia! Yâ Şeybe b. Rabia! Rabbinizin size vazettiğini hak buldunuz değil mi? Ben Rabbınıin bana vadeîtiğîni hak buldum.» demiş. Ömer, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sözünü işitmiş de: Ya Resûlallah! Nasıl İşitsinler, nasıl cevâb versinler ki? Hepsi leş olmuşlar, demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki: Benim söylediklerimi siz onlardan daha iyi işitir değilsiniz. Lâkın onlar cevap vermeye kadir olamazlar.» buyurmuşlar. Sonra onlar hakkında emir vermiş ve sürüklenerek Bedir kuyusuna atılmışlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7404-)
Bana Yûsuf b. Hammad El-Ma'nî rivâyet etti. ki): Bize Abdû’l-A'lâ, Said'den, o da Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den, o da Ebû Talha'dan naklen rivâyet etti. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7405-)
Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. ki): Bize Ravh b. Ubâde rivâyet etti. ki) ; Bize Saîd b. Ebî Arûbe, Katâde'den rivâyet etti, ki): Bize Enes b. Mâlik, Ebû Talha'dan naklen anlattı. (Dedİ ki): Bedir harbi olduğu gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küfıâra gâlib gelince Kureyş'in ulularından yirmi küsur adam hakkında (Ravh’ın hadîsinde yirmidört adam hakkında denilmiştir) emir verdi. Bunlar Bedr'in kuyularından bir kuyuya atıldılar... râvî hadîsi Sâbit'in, Enes'den rivâyet ettiği hadîs mânâsında nak letmiştir. hadîsleri Buhârî «Cenaze» bahsinde tahric etmiştir. meleklerinin ibâresindeki zattan murad; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir. Bu ibarede onu ta'zime delâlet eden söz bulunmaması ölüyü imtihan içindir. Tâ ki soranın sözünden ta'zim hissesi kapıp da orada ta'zime kalkışmasın. Meleklerin suallerine mü'minler cevab verecektir. Çünkü Allah iman edenleri sözlerinde sabit küacakdır. Bundan sonra mü'min kıyâmete kadar in'am ve ihsan görecek, kabri alabildiğine genişletilecektir. Kâdî Iyâz: «Bu genişletmenin zahiren anlaşıldığı gibi olması muhtemeldir. Ruhu iade edildiği vakit gözünün önünden etrafındaki kesif perdeler kaldırılır. Kabrin karanlığım ve darlığını hissetmez. Fakat bunun rahmet ve nimet için bir darb-ı mesel ve istiare olması ihtimali de vardır. Nitekim Allah onun kabrini sulasın, denilir. Birinci ihtimal daha sahihtir.» diyor. Yine Kâdı'nin beyanına göre mü'minin ruhu hakkında: «Bunu hududun, sonuna kadar götürün...» sözünden murad; Sİdretü'l-müntehâ'dır. Kâfirin son hududu ise siccindir. (sallallahü aleyhi ve sellem):in çarşafı burnuna götürmesi anlattığı pis kokudan, dolayıdır. Bedir muharibleri hakkında küffârın birer birer isimlerini sayarak tepelenecekleri yeri göstermesi onun mucizelerindendir. Ölülerin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sözünü işitmelerine gelince Ma'ziri bazı ulemanın bu hadisin zahiriyle amel ederek: «Ölü işitir,..» dediklerini söylemiş. Sonra bunu kabul etmeyerek işitmenin Bedir'de öldürülenlere hâs olduğunu iddia etmişse de Kâdî Iyâz bu sözü reddetmiş, hadislerde beyan edilen işitmenin umûmî olduğunu söylemiştir. «Kabirlere selâm vermeyi bildiren hadîsler bunu iktizâ etmektedir. Zahir ve muhtar olan kavil de budur.» diyor. ve Taviy kelimeleri taşla örülmüş kuyu mânâsına gelirler. Ulemâ cesetlerin kuyuya atılmasını defn ve hürmet saymamış, bunun pis kokularından kurtulmak için yapıldığını söylemişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: defnetmemeniz endişesi olmasaydı...» sözünden murad: Eğer kâfiri tahkir için yahut hayret ve dehşete düşerek takatsiz kaldığınız için defnetmeden bırakmanız endişesi olmasaydı ilah... demektir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölen Kimseye Cennet Veya Cehennemde Oturacağı Yerin Gösterilmesi, Kabir Azabının İsbatı Ve Ondan Allaha Sığınılması Bâbı
7406-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe İle Alî b. Hucur hep birden İsmail'den rivâyet ettiler. Ebû Bekr dedi ki: Bize İlmû Uleyye, Eyyûb’dan , o da Abdullah b. Ebî Mûleyke'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): gününde her kim hesaba çekilirse azab olunacaktır.» buyurdular. Ben: Allah (azze ve celle): kolaycacık hesaba çekilecek." Sûre-i İnşikak, âyet: 8 buyurmamış mıdır? dedim. Bunun üzerine: hesab değildir. O ancak arzdır. Kıyâmet gününde hesabda münakaşa edilen azab görecektir.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Hesabın İsbatı Bâbı
7407-)
Bana Ebû'r-Rabi' El-Atekî ile Ebû Kâmil rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bîze Hammad b. Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Hesabın İsbatı Bâbı
7408-)
Bana Abdurrahman b. Bişr b. Hakem El-Addî de rivâyet etti. ki): Bize Yahya (yani; İbn Said El-Kattân) rivâyet etti. ki) ; Bize Ebû Yûnus El-Kuşeyrî rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Müleyke, Kaâsım'dan, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Şöyle buyrudular: çekilen hiç bir kimse yoktur kir helâk olmasın.» Ben: — Ya Resûlallah! Allah, kolaycacık hesaba çekilecek buyurmuyor mu? dedim. arzdır. Lâkin hesabta münakaşa edilen helâk olmuştur.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Hesabın İsbatı Bâbı
7409-)
Bana yine Abdurrahman b. Bişr rivâyet etti. ki): Bize Yahya (bu zat Kattan'dır), Osman b. Esved'den, o da İbn Ebî Müleyke’den, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar): kim hesabta münakaşa edilirse helâk olmuştur.» râvi, Ebû Yûnus'un hadîsi gibi anlatmıştır. hadîsi Buhârî «Kitâbu-ilim», «Kitâbu't-Tefsir» ve «Kitabu’r-Rikâk»'da; Nesâî «Kitâbu't-Tefsir»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. münakaşasından murad; kulun bütün amellerini sayıp dökmektir. Kâdî Iyâz'ın beyânına göre «azab olunur» cümlesinin iki mânâsı vardır. Biri hesabın münakaşası, günahları arzederek onlardan dolayı kulu tevkif etmektir. Kul için bu da bir azab sayılır. Zîra bunda tevbih ve azar vardır. Diğeri cehennem azabına müncer olmasıdır. ikinci rivâyetinde «azab olunur» yerine «helâk olmuştur» bu-yurulması bu mânâyı te'yid eder. Nevevî bu ikinci mânâyı sahih bulmuş ve şunları söylemiştir: «Hadîsin mânâsı şudur: Kulların hâli ekseriyetle kusur etmektir. Bir kimsenin bütün amelleri hesab edilir de affa uğramazsa helâk olur ve cehenneme girer. Lâkin Allahü teâlâ şirkten maada günahları dilediği kullarına affeder.» hadîs hususunda Darekutnî, Buhârî ile Müslim'e itiraz etmiş ve: «Ulemâ bu hadîsin İbn Ebî Müleyke'den rivâyeti hulusunda ihtilâf etmiş. Hadîs kimi İbnü Ebî Müleyke'den, o da Âişe'den naklen, kimi de İbn Ebî Müleyke'den, o da Kaâsim'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet olunmuştur.» demişse de bu itiraz zayıftır. Çünkü bu onun bir defa Kaâsım vasıtasiyle Âişe'den bir defada vasıtasız olarak doğrudan doğruya Hazret-i Âişe'den işittiğine hamlolunmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Hesabın İsbatı Bâbı
7410-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Zekeriyya, A'meş'den, o da Ebû Süfyan'dan, o da Câbir'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vefatından üç gece önce: biriniz sakın Allah'a hüsnü zan etmediği halde Ölmesin.» buyururken işittim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölürken Allahü Teâlâya Hüsnü Zanda Bulunmayı Emir Bâbı
7411-)
Bize Osman b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Cerir rivâyet etti. H. Ebû Küreyb de rivâyet etti, ki): Bize Ebû Muâviye rivâyet etti. H. İshak b. İbrahim dahi rivâyet etti. ki): Bize İsa b. Yûnus ile Ebû Muâviye haber verdiler. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölürken Allahü Teâlâya Hüsnü Zanda Bulunmayı Emir Bâbı
7412-)
Bana Ebû Dâvud Süleyman b. Ma'bed de rivâyet etti. ki): Bize Ebû'n-Nu'man Ârim rivâyet etti. ki): Bize Mehdî b. Meymun rivâyet etti. ki): Bize Vâsıl, Ebû'z-Zûheyr'den, o da Câbir b. Abdillah El-Ensârî'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i vefatından üç gün önce: sizden biriniz Allah (azze ve celle)'ye hüsnü zanda bulunmadığı halde ölmesin.» buyururken işittim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölürken Allahü Teâlâya Hüsnü Zanda Bulunmayı Emir Bâbı
7413-)
Bize Kuteybe b. Saîd ile Osman b. Ebî Şeybe rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Süfyan'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı: kul Öldüğü hal üzere diriltilecektir.» buyururken işittim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölürken Allahü Teâlâya Hüsnü Zanda Bulunmayı Emir Bâbı
7414-)
Bize Ebû Bekr b. Nâfi’ rivâyet etti, ki): Bize Abdurrahman b. Mehdî, Süfyan'dan, o da A'meş'den naklen bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti. Ve: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den» dedi, «işittim» demedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölürken Allahü Teâlâya Hüsnü Zanda Bulunmayı Emir Bâbı
7415-)
Bana Harmele b. Yahya Et-Tücîbî de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb ha'cer verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan naklen haber verdi. ki): Bana Hamza b. Abdillah b. Ömer haber verdi ki: Abdullah b. Ömer Şöyle dedi: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bir kavmi azab etmeyi dilerse, azab o kavmin içindekilere isâbet eder. Sonra amelleri üzerine diriltilirler.» buyururken işittim. b. Ömer rivâyetini Buhârî «Kitâbu'l-Fiten» de tahric etmiştir. teâlâ'ya hüsn-ü zanda bulunmanın mânâsı; Ölürken onun rahmet ve affını ummaktır. Ulemâ kulun hâli hayatında korku ile ümit arasında bulunması gerektiğini söylemişlerdir. Bazıları Allah korkusunun rahmet ümidinden daha fazla olması lâzım geldiğini söylemişlerdir. Ölüm emareleri belirince artık ümid tarafı galebe çalmalı yahut kulun hâli sırf ümidden ibaret olmalıdır. Çünkü Allah korkusundan maksat günahlardan kaçmnınk, amel ve taatları cok yapmaya gavret göstermektir. Ölüm halinde ise bunlar imkânsızdır. Binâenaleyh Allah'a hüsn-ü zanda bulunmak, onun affı merhametine sığınmak müstehab görünmüştür. Zîra bunda kulun Allah'a muhtaçlığı mânâsı vardır. Nitekim Bâbımızın non hadîsi de bunu te'yid eder. Bu hadîs kul ne halde öldüyse, o halde dirileceğine delâlet etmektedir. hadîsdeki «men» kelimesi umum bildiren sigalardandır. Şu halde Allah'ın azabı dünyada iyilere de isabet edecek demektir. Lâkin kıyâmet gününde herkes ameline göre diriltileceğinden iyiler dünyada gördükleri o azabın karşılığında mükâfata nail olacaklardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Ölürken Allahü Teâlâya Hüsnü Zanda Bulunmayı Emir Bâbı
7416-)
Bize Amru'n-Nâkıd rivâyet etti. ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Zeyneb binti Ümmü Seleme’den, o da Ümmü Habibe'den, o da Zeyneb binti Cahş'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) uykusundan: başka ilâh yoktur! Yaklaşan serden vay Arabın haline! Bu gün Ye'cüc Me'cücün şeddinden şu kadarı açıldı.» diyerek uyandı. Süfyan eliyle on doğumu yapmıştır. Ben: Ya Resûlallah! Aramızda suleha varken biz helâk mı olacağız? dedim. Fısku fücur çoğaldığı vakit!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yaklaşması Ve Yecüc, Mecüc Seddinin Açılması Bâbı
7417-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Saîd b. Amr El-Eş'asî, Züheyr b. Harb ve İbnû Ebî Ömer rivâyet ettiler. (Dediler ki) ; Bize Süfyan, Zührî'den bu isnadla rivâyet etti. râviler Süfyan'dan gelen isnadda ziyâde yaparak şöyle dediler: Zeyneb biniti Ümmü Seleme'den, o da Habibe'den, o da Ümmü Habibe’den, o da Zeyneb binti Cahş'dan.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yaklaşması Ve Yecüc, Mecüc Seddinin Açılması Bâbı
7418-)
Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan naklen haber verdi. ki): Bana Urve b. Zübeyr haber verdi. Ona da Zeyneb binti Ebî Seleme haber vermiş. Ona da Ümmü Habibe binti Ebî Süfyan haber vermiş ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Zeyneb binti Cahş Şöyle dedi: Bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) korkarak yüzü kızarmış olduğu halde dışarı çıktı: başka İlâh yoktur! Yaklaşan serden vay Arabın haline! Bugün Ye'cüc Me'cüc şeddinden şunun kadarı açıldı.» diyordu. baş parmağı ile ondan sonra gelen parmağı halka yapmıştır. Zeyneb ki: Ben: Ya Resûlallah! Aramızda suleha varken biz helâk mı olacağız? dedim. Fısku fücur çoğaldığı vaki?!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yaklaşması Ve Yecüc, Mecüc Seddinin Açılması Bâbı
7419-)
Bana Abdul-Melik b. Şuayb b. Leys de rivâyet etti. ki): Bana ba1 am dedemden rivâyet etti. ki): Bana UkayI b. Hâlid rivâyet etti. H. Amru'n-Nâkıd dahi rivâyet etti. ki): Bize Ya'kub b. İbrahim b. Sa'd rivâyet etti. ki): Bize babam Sâlih'den rivâyet etti. Her iki râvî İbn Şihab'dan, Yûnus'un, Zührî'den onun isnadıyle rivâyet ettiği hadîs gibi rivâyette bulunmuşlardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yaklaşması Ve Yecüc, Mecüc Seddinin Açılması Bâbı
7420-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Ahmed b. İshak rivâyet etti. ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Tavus, babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Ye'cüc Me'cüc şeddinden şu kadar bir yer açıldı.» buyurmuşlar. Vüheyb eliyle doksan düğümü yapmış. hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Enbiya»'da ve «Kitâbu'l-Fiten» ile «Kitabu-Alâmetü'n-Nûbûvve»'de tahric etmiştir. hadîsde ikisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi, ikisi de üvey kızı olmak üzere dört sahâbiye birbirlerinden rivâyette bulunmuşlardır ki: Böyle dört sahâbiyyenin içtima ettiği başka bir hadîs yoktur. Erkeklerden dört sahabenin birbirinden rivâyet ettikleri hadîsler vardır. Habibe, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üvey kızıdır. Ümmü'l-Mü'minîn, Ümmü Habibe (radıyallahü anh) bu kızı ilk kocası Abdullah b. Cahş'dan doğurmuştur. Zeyneb binti Ümmü Seleme dahi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üvey kızıdır. Hazret-i Ümmü Seleme bu kızı ilk kocası Ebû Seleme'den dünyaya getirmiştir. Me'cüc müfsit bir kavm olup, kıyâmete yakın zuhur edecekler yeryüzünde fitne fesat çıkaracaklardır. Kerîm'de bunlardan bahsedilmiş, onlardan zulüm gören insanların ricası üzerine Hazret-i Zülkarneyn'in aralarına bir set inşa ettiği bildirilmiştir. Hadîs-i şenf'de bu şeddin az bir kısmının açıldığı haber verilmektedir. Kıyâmete yakın sed yıkılacak ve Ye'cüc Me'cüc etrafa dağılacaklardır. Ye'cüc Me'cüc'ün kimin neslinden geldiği, şekil ve kıyafetleri, yiyip içmeleri, yapacakları tahribat vesaire hususunda pek mübalâğalı sözler söylenmiştir. Bu sözler sağlam delillere dayanmadıkları için burada onlara yer vermedik, habes kelimesini cumhûru ulemâ fısku fücur diye tefsir etmişlerdir. Bazıları bundan hassaten zina, bir takımları da zinadan doğan çocuklar kastedildiğini söylemişlerdir. Hadîsin zahiri mutlaktır. Binâenaleyh bütün günahlara âm ve şâmildir. Maksat günah ve kötülükler çoğaldığı vakit umumî bir helâk meydana geleceğini asîlerle beraber su-lehanm da helâk olacağını bildirmektir. halka yaparak şedden az bir yerin açıldığını Peygamber mi yoksa râvî mi işaret ettiği ihtilaflıdır. Zeyneb'in rivâyetinde eliyle işaret edenin Süfyân, Ebû Hüreyre rivâyetinde ise Vüheyb olduğu bildirildiğine göre, işaretin râvîler tarafından yapıldığı anlaşılıyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yaklaşması Ve Yecüc, Mecüc Seddinin Açılması Bâbı
7421-)
Bize Kuteybe b. Saîd ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve İshak b. İbrahim rivâyet ettiler. Lâfız Kuteybe'nindir. (İshak: Ahberana; ötekiler: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Cerir, Abdû'l-Aziz b. Ruiey'den, o da Ubeydullah b. Kiptıyyeden naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben de beraberlerinde olduğum halde Haris b. Ebî Rabîa ile Abdullah b. Satvan Ümmü’l-Mü'minin, Ümmü Seleme'nin yanına girdiler de ona batırılacak olan orduyu sordular. Bu mesele İbnû Zübeyr'in hilâfeti günlerindeydi. Ümmü Seleme şunu söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): biri sığınacak ve kendisine bir ordu gönderilecek. Bunlar yerin bir çölünde iken yere batırılacaklardır.» buyurdu. Ben; Ya Resûlallah! O halde zorla götürülenin hâli ne olacak? dedim. beraber o da baîsrılacak. Lâkin o kıyâmet gününde niyetine göre diriltileceklerdir.» buyurdular. Ca'fer: «Bu çöl Medine'nin çölüdür.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Kabeye Kasdeden Ordunun Yere Batırılacağı Bâbı
7422-)
Bize bu hadîsi Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Abdû’l-Aziz b. Rufey' bu isnadla rivâyet etti. Onun hadîsinde şu da vardır: «Dedi ki, bunun üzerine ben Ebû Ca'feı'e raslayarak Ümmü Seleme ancak yerden bir çb'l olduğunu söyledi, dedim. Ebû Ca'fer: Asla! Vallahi o Medine'nin çölüdür, dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Kabeye Kasdeden Ordunun Yere Batırılacağı Bâbı
7423-)
Bize Amru'n-Nâkıd ile İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Lafız Amr'undur. (Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Umeyye b. Safvan'dan rivâyet etti. O da dedesi Abdullah b. Safvan'ı şöyle derken işitmiş. Bana Hafsa haber verdi. ki: Kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i: beyte bir ordu gaza etmek için mutlaka kastedecektir. Fakat yerin bir çölüne vardıkları zaman ortada bulunanları batırılacak, Öndekileri sondakilerine haykıracaklar, sonra onlarla batırılacaklar. Ve onlardan haber veren serseriden başka kimse kalmayacaktır.» buyururken işitmiş: Bunun üzerine "bir adam: Sana şâhid olurum ki: Hafsa'nın Üzerinden yalan söylemedin, Hafsa'ya da şâhid olurum ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üzerinden yalan söylememiştir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Kabeye Kasdeden Ordunun Yere Batırılacağı Bâbı
7424-)
Bana Muhammed b. Hâtim b. Meymûn da rivâyet etti. ki) ; Bize Velid b. Salih rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Amr rivâyet etti. ki): Bize Zeyd b. Ebî Üneyse, Abdü'l-Melîk El-Amirî’den, o da Yûsuf b. Mâhek'den naklen rivâyet etti, ki): Bana Abdullah b. Safvân, Ümmü'l-Mü'mininden naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den kâbe'yi kastederek: beyte kuvveti, sayısı ve hazırlığı olmayan bir kavim sığınacakdir. Kendilerine bir ordu gönderilecek, fakat bunlar yerin bir çölüne vardıklarında batırılacaklardır.» buyurmuşlar. ki: Şamlılar o gün Mekke'ye yürüyorlardı. Bunun üzerine Abdullah b. Safvan: Beri bak! Vallahi o bu ordu değildi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Kabeye Kasdeden Ordunun Yere Batırılacağı Bâbı
7425-)
Zeyd Şöyle dedi: Bana Abdûl-Melik El-Âmirî de Abdurrahman b. Sâbit'den, o da Haris b. Ebî Rabîa'dan, o da Ümmü'l-Mü'mininden naklen Yûsuf b. Mâhek'in hadîsi gibi rivâyette bulundu. Yalnız o bu hadisde Abdullah b. Şafvan’ın söylediği orduyu anmadı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Kabeye Kasdeden Ordunun Yere Batırılacağı Bâbı
7426-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti. ki): Bize Kaâsım b. Fadl El-Huddâuî, Muhammed b. Ziyad'dan, o da Abdullah b. ZüDeyr'den, naklen rivâyet etti ki: Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uykusu esnasında kıpırdadı. Biz: Ya Resûlallah! Uykun arasında bir şey yaptın ki, evvelce bunu yapmazdın, dedik. Bunun üzerine: şey! Hakikaten ümmetimden bazı kimseler beyte sığınmış, Kureys'den bir adam için beyte kastediyorlar. Fakat çöle vardıklarında yere batırılacaklar!» buyurdu. Biz: Ya Resûlallah! Şüphesiz ki, yol bazan (muhtelif) insanları birara-ya toplar, dedik. Onların içinde kasıtlısı, mecburu ve yolcusu vardır. Bunlar bir helâkla helâk olurlar. Muhtelif yerlerden çıkarlar. Allah onları niyetlerine göre diriltir.» buyurdular. hadîsi Buhârî "Kitâbu'l-Buyû"'da tahric etmiştir. Beydâ, çöl mânâsına gelirse de, burada Mekke ile Medine arasında bir yerin ismidir. Mü'minin Hazret-i Ümmü Seleme rivâyeti hakkında Ebû'l-Velid El-Kettânî: «Bu doğru değildir. Çünkü Ümmü Seleme, Muâviye'nin hilâfeti zamanında onun vefatından iki sene Önce elli dokuz tarihinde vefat etmiş; İbnû Zübeyr'in hilâfetine erişmiştir.» demişse de Kâdî Iyâz onun Yezîd b. Muâviye zamanında vefat ettiğini söyleyenler bulunduğunu bildirmiştir. Ebû Bekir b. Ebî Hayseme de bunlardan biridir. şerif, zâlimlerden uzak kalmanın lüzumuna işaret etmektedir. Tâ ki, onlara verilen ceza, masumlara da isabet etmesin.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Kabeye Kasdeden Ordunun Yere Batırılacağı Bâbı
7427-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amr'un-Nâkid, Ishâk b. İbrahim ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Lâfız İbn Ebî Şeybe'nindir. (İshak: Ahberana, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Üsâme'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'nin kal'alarından biri üzerine çıkmış. Sonra şöyle buyurmuş: gördüğümü görüyor musunuz? Ben sizin evlerinizin arasında fitnelerin yerlerini yağmur yerleri gibi görüyorum.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7428-)
Bize Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzâk haber verdi, ki): Bize Ma'mer, Zührî'den naklen bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7429-)
Bana Amru'n-Nâkıd ile Hasen El-Hulvanî ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Abd: Ahberanî, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Ya'kub (bu zât İbn İbrahim b. Sa'd'dır.) rivâyet etti. ki): Bize babam Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. ki): Bana İbn Müseyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrabman rivâyet ettiler ki: Ebû Hureyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): takım fitneler olacaktır. O fitnelerde oturan, ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden; yürüyen, koşandan daha hayırlıdır. Kim o fitnelerin başında dikilirse, fitneler onu yıkar. Her kim o fitneler zamanında sığınacak bir yer bulursa, hemen oraya çekilsin.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7430-)
Bize Amru'n-Nâkıd ile Hasen el-Hulvânî ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Abd: Ahberanî; ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Ya'kub rivâyet etti. ki): Bize babam Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. ki): Bana Ebû Bekr b. Abdirrahman, Abdurrahman b. Muti' b. Esved'den, o da Nevfel b. Muâviye'den naklen Ebû Hüreyre'nin şu hadîsi gibi rivâyette tulündü. Şu kadar var ki, Ebû Bekr: «Namazlardan bir namaz vardır. Bu namazın kim vaktini geçirirse, sanki ailesi ve malı tek bırakılmış gibi olur.» ifâdesini ziyâde etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7431-)
Bana İshak b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Ebû Dâvud Et-Tayâlîsî haber verdi. ki): Bize İbrahim b. Sa'd, babasından, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): fitne olacaktır. O fitnede uyuyan uyanıktan daha hayırlı, uyanık ayakta durandan, ayakta duran da koşandan daha hayırlıdır. Her kim bir sığmak yahut korunacak yer bulursa, hemen sığınsın.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7432-)
Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivâyet etti. ki): Bize Hammad b. Yezîd rivâyet etti. ki): Bize Osman, Eş-Şahhânı rivâyet etti, ki): Ben ve Ferkad Es-Sebahî, Müslim b. Ebî Bekra'ye gittik. Kendisi evinde idi. Yanına girdik ve: Babanı fitneler hakkında bir hadîs rivâyet ederken işittin mi? diye sorduk. Şu cevâbı verdi: Evet! Ebû Bekre'yi hadîs rivâyet ederken dinledim. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: şu ki, bir takım fitneler olacaktır. Dikkat edin! Sonra bir fitne çıkacak. O fitnede oturan yürüyenden daha hayırlı, yürüyen fitneye koşandan daha hayırlıdır. Dikkat edin ki, fitne indiği veya olduğu vakit kimin develeri varsa hemen develerinin başına gitsin. Kimin koyunu varsa koyunlarının başına gitsin. Ve kimin yeri varsa yerinin başına gitsin!» Bunun Üzerine bir adam: Ya Resûlallah! Devesi, koyunu ve yeri olmayan hakkında ne buyurursun? dedi. alır, onun keskin tarafına taşla vurur. Sonra kurtulmaya gücü yeterse kurtulsunl Allah'ım! Tebliğ ettim mi? Allah'ım! Tebliğ ettim mi? Allah'ım! Tebliğ ettim mi?» dedi. Yine bir adam: Ya Resûlallah! Mecbur edilir de iki saftan birine yahut iki fırkadan birine götürülürsem ve beni bir adam kılıcı ile vurur, yahut bir ok gelerek beni öldürürse ne buyurursun? dedi. kendi günahım hem senin günahını yüklenir ve cehennemliklerden olur.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7433-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Muhammed b. Müsennâ dahi rivâyet etti. ki): Bana İtnû Ebî Adiy rivâyet etti. Her iki râvî Osman Eş-Şahham'dan bu isnadla rivâyet etmişlerdir. İbn Ebî Adiyy'in hadîsi sonuna kadar Hammad'ın hadîsi gibidir. Veki'în hadîsi ise: «Kurtulmaya gücü yeterse...» cümlesinde biter. Sonunu anmamıştır. rivâyetleri Buhârî «Kİtâbu'l-Menâkıb»'de tahric etmiştir. yağmura benzetilmesi çokluğu ve umûmî oluşu itibarı iledir. Yani; fitneler çıktığı zaman yalnız bir taifeye mahsus kalmayacak, bütün insanlara sirayet edecektir. Hadîs-i şerif müslümanlar arasında zuhur edecek Cemel, Sıffin Hazret-i Osman'la Hazret-i Hüseyn'in şahadetleri ve saire gibi vak'alara işaret etmektedir. Nitekim bir mucize olan bu ihbar haber verildiği gibi zuhur etmiştir. fitnelerde oturan, ayakta olandan daha hayırlıdır, ilâh...» cümleleri ile bunların tehlikesinden kaçmaya teşvik buyurulmuştur. taşla körletmek emri bazılarına göre hakikattir. Bir takımları bunun harbi bırakmak mânâsında mecaz olduğunu söylemişlerdir. Ulema fitne zamanında harbetmenin caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Bazıları müslümanlar arasında çıkan fitnelere karışarak harbetmenin caiz olmadığını söylemişlerdir. Onlara göre fitneciler bir kimsenin evine girerek Öldürmek isteseler, kendini müdafaa etmesi caiz değildir. Ashâb-ı kirâmdan Ebû Bekra ile diğer bazılarının mezhebi budur, Hazret-i İbn Ömer'le Imran b. Husayn ve diğer bazılarına göre fitneye karışmak caiz değildir. Ancak icâbında nefsini müdafaa meşrudur. Bu iki mez-heb İslâm'da çıkan fitnelere karışmamak lâzım geldiğinde, müttefikdirler. Ashâb-ı kirâmın ekserisi ile tabiîne ve bilûmum ulemâya göre fitne zuhurunda haklı tarafa yardım etmek ve onlarla beraber olup, asîlere karşı harbetmek vâcibdir. «Sahih olan da budur...» diyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Fitnelerin Yağmur Yerleri Gibi İnmesi Bâbı
7434-)
Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn El-Cahderi rivâyet etti. ki): Bize Hammad b. Zeyd, Eyyûb ile Yûnus'dan, onlar da Hasan'dan, o da Ahnef b. Kays'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Şu adamı kastederek yola çıktım. Bana Ebû Bekre tesadüf etti. Ve: Nereye gitmek istiyorsun yâ Ahnefî dedi. Ali'yi kasdederek: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in amcası oğlu Nasra gitmek istiyorum, dedim. Bana: Yâ Ahnef. Dön! Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İki müslüman kılıçlarıyla yüz yüze gelirlerse, katil de, maktul de cehennemdedir.» buyururken işittim, dedi. Ben: Yahut ya Resûlallah! Haydi katil köyle, ya maktule ne oluyor? denildi, dedim. gerçekten arkadaşını öldürmek istedi.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: İki Müslümanın Kılıçlarıyle Karşı Karşıya Gelmeleri Bâbı
7435-)
Bize bu hadîsi Ahmed b. Abdete'd-Dabbî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad, Eyyûb ile Yûnus'dan ve Mualla b. Ziyad'dan, onlar da Hasan'dan, o da Ahnef b. Kays'dan, o da Ebû Bekre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): müslüman kılıçlarıyla karşılaşırlarsa, katil de, maktul de Cehennemdedir.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: İki Müslümanın Kılıçlarıyle Karşı Karşıya Gelmeleri Bâbı
7436-)
Bann Haccâc b. Şâir de rivâyet etti. ki): Bize Abdûrrez-zâk kitabından rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Eyyûb’dan naklen bu isnadta Ebû Kâmil'in, Hammad'dan rivâyet ettiği hadîsin mislini sonuna kadar haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: İki Müslümanın Kılıçlarıyle Karşı Karşıya Gelmeleri Bâbı