Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
1-)
- Decealın çıkması,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İmanın Kabul Edilmeyeceği Zamanın Beyanı Bâbı
1-)
- Güneş kendisine tahsis edilen bir istikrar sebebiyle yani sabit bir karar, muntazam bir kanun ile gökyüzünde akıp gider. Onun hareketi bir tesadüf eseri değildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İmanın Kabul Edilmeyeceği Zamanın Beyanı Bâbı
1-)
Taberî'nin Katade'den rivâyetine göre bunlardan murad Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Müminlerin Birbirlerile Yardımlaşması Ve Başkalarile Alakayı Keserek Onlardan Uzak Kalmaları Bâbı
1-)
- Konuştu mu yalan söyler:
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Münafık Hasletlerini Beyan Bâbı
1-)
Kelâm ulemâsının usulünce deliller tertîb ederek dinsizlere red cevabı vermek ve emsali vazifeler vâcib;
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cuma
Konu: Namazı Ve Hutbeyi Hafif Tutma Bâbı
1-)
Kendisine ibâdet etmenize;
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Da'vâlar
Konu: Hacet Yokken Çok Mesele Sormaktan, Vermeyip İstemekten —ki Bundan Murad Ödemesi Gereken Bir Hakkı Edadan Kaçınmak Yahut Hakkı Olmayan Şeyi İstemektir— Nehiy Bâbı
1-)
Meşhur olan kavle göre sihir ancak fâsık bir kimsenin elinde zuhur eder. Keramet fâsık elinde değil, veliyyullâhın elinde zuhur eder.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Selâm
Konu: Sihir Bâbı
1-)
- Müslümanların birbirlerini öldürmelerini helâl i'tikad etmek küfürdür. Meğer ki te'vil ile ola.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemün: «benden Sonra Dönüp Birbirinizin Boyunlarını Vuran Kafirler Olmayın» Hadislerin Manasını Beyan Bâbı
1-)
Seretan, 2- Butayn, 3- Süreyya, 4- Deberân, 5- Hek'a, 6- Hen'a, 7- Zirâu’l-Esed, 8- Nesre, 9- Tarf, 10- Cephe, 11- Zebra, 12- Sarfe, 13 - Avvâ', 14- Simaku, 15- A'zel, 16- Gafer, 17- Zubana, 18- İklîl, 19- Kalbu'l-akreb, 20- Şevle, 21- Nâim, 22- Belde, 23- Sa'd-u za-bih, 24- Sa'd-u bûlâ', 25- Sa'dü-s' Suûd, 26- Sa'du'l-Ahbiye, 27- Fer'u evvel, 28- Fer-u' sâni, 29- Batnu’l-Hût. isimleri alan. yıldızların daima ondördü geceleyin ufkun üstünde, diğer ondördü ufkun altındadır. Hangisi garp tarafından batarsa, rakib ismi verilen yıldız şark tarafından doğar. İlk ondört menzil şimal menzilleri, sonrakiler cenup menzilleridir. bu yıldızlardan birinin fecir zamanında batmasile birlikde, rakîb olan yıldızın o saatte doğmasına nev'derler. Onun için lügat ulemâsının kimi yıldızın batmasına, kimi doğmasına, kimi de her ikisine birden nev' denildiğini söylerler. Bu nev'ler bir biri arkasından onüçer gün fasıla ile battığında ve rakipleri doğduğunda o müddet zarfında yağmur, rüzgâr, soğuk, sıcak, bereket her ne olursa batan yıldıza izafe edilir; ve: filân şey filân yıldızın nev'inde vâki' oldu, derlerdi. cephenin batması ondört günde olur ki; bu hesaba göre yirmi sekiz nev'in batması 365 gün eder ve güneş senesi bununla sona erer. Envü' hesabına göre hangi yıldızdan başlanmışsa yeni güneş senesi de o yıldızdan başlamış olur; ta'bir-i aharla sene yirmisekiz kısma bölünüp . takriben her onüç gün zarfında vukua gelen cevvî hâdiseler, o günlerde hâkim addedilen yıldıza isnad edilirdi!» Bekir İbn'l-Arabi diyor ki: «Bu hadîsi İmâm Mâlik «istiska» Bâbına iki sebeble almıştır. sebeb: Arapların yağmuru yıldızlardan beklemesidir. İşte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kalplerle yıldızlar arasındaki bu alâkayı kesmiştir. sebeb: Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) zamanında kıtlık olmuştu. Ömer (radıyallahü anh) Hazret-i Abbâs'a; «Ülker yıldızlarından kaçı kalmış?» diye sormuş. Abbâs (radıyallahü anh): «Söylendiğine göre yâ Emîre'l-mü'minîn! onlar ufuk ila yedi dane olarak gorünüyorlarmış.» demişti. Mezkûr yıldızlar kaybolur olmaz yağmur indi. Ömerle Ab-basa bakın ki, onlar bile Ülker yıldızlarını ve zamanı gelince onların batmasını beklemişlerdir.» İbnİ'l-Arâbî sözüne şöyle devam ediyor: «Şüphesiz ki yağmuru Allah'dan değilde — yıldız yaratmış olmak üzere — yıldızlardan bekleyen kimse kâfirdir. Allah'ın yıldızlara verdiği bir hâssad-dan dolayı yıldızlar yağmuru yaratır diye i'tikad eden de kâfirdir. Çünkü yaratmak ve emir vermek Allahdan başkasına caiz değildir. Nitekim Allahü teâlâ hazretleri: edin yaratmak ve emir ancak ona mahsustur. buyurmuştur. Ama yıldızların doğup batmasını bekleyerek, Allah'ın âdeti budur diye onlardan yağmur bekleyene bir şey yoktur. Zira Allahü teâlâ bulutlara, rüzgâr ve yağmurlara bir takım menfaatlar tevdi etmiştir..."
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Yıldızın Doğup Batmasile Yağmura Kavuştuk Diyenin Küfrünü Beyan Bâbı
1-)
Dünya ve ahiret şehitleri: Bunlar harbde öldürülenlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Şehitleri Beyan Bâbı
1-)
Aşûra «On» manasına gelen «aşır» dan alınmıştır. Kurtubî onun (aşire)’den mübalağa ve ta'zim için ma'dulen alma bir kelime olduğunu, aslında (aşire) kelimesinin «El-Leyletü’l-Aşîratü» şeklinde gecenin sıfatı olduğunu, sonra udul suretiyle sıfatdan isme tahvil edildiğini, bu suretle mevsufa ihtiyacı kalmadığı için sadece «Aşûra» şeklinde kullanıldığını söyler. Mezkûr kelimenin daha başka bir asıldan alındığını söy-liyeoler de vardır. Amr-ı Şeybâni'den rivâyet olunduğuna göre kelime "Aşura» şeklinde kısa okunur. Sibeveyhi'nin kısa. ve uzun okunabileceğini söylediği rivâyet olunur. İmâmları onu kısa okumuşlardır.» demiştir. Halil b. Ahmed'e göre bu kelimenin aslı «İbrani» dir. de ise İslâmi bir isim olduğu, câhiliyet devrinde bilinmediği zikredilmişse de bu mütâlâa kabul edilmemiş: «Onu bizzaât Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı zikretmiş, câhiliyet devrinde de bu isimle maruf olduğunu bildirmişlerdir.» denilmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Aşure Günü Orucu Bâbı
1-)
Hazret-i Âişe hadîsini İbn Zenceveyh merfu' olar rak tahrîc etmiştir. Bu hadîste: kim bir memlükün bir uzvunu âzâd ederse Allah onun her uzvuna mukabil bir uzuv âzâd eder.» buyurulmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Âzâd
Konu: Âzadın Fazileti Bâbı
1-)
Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm) bu suali Peygamber olmazdan evvel sormuştu. Taberî âyeti zahiri mânasına hamletmiş; ve suale şeytanın vesvesesi sebep olduğunu, ancak çabuk gelip geçtiği için imânına dokunmadığını söylemiştir. Tâberî, İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet edilen bir eserle istidlal etmiştir. Abd b. Humeyd, İbn Ebî Hatim ve Hâkim'in tahriç ettikleri bu eserde İbn Abbâs (radıyallahü anh): «Kur'ân-ı Kerîm'de en ümidbahs, âyet Hazret-i İbrahim'in: Râbbî, Ölüleri nasıl dirilteceğin! bana göster... âyetidir. Bu suâl şeytanın kalplere verdiği vesveseden neşet etmiştir. Allah da İbrahim'in suâline evet diyerek râzî olmuştur.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Delillerin Bir Birini Takviyesiyle İtminan-ı Kalbin Artması Bâbı
1-)
Bu sözün ma'nası: Komşuya eziyet eden kimsenin cezası doğrudan doğruya cennete girememektir. Yani cennetin kapılan açılarak ehl-i necat olanlar girmeğe başladıkları zaman o geriye bırakılır. Artık onun işi Allah’a kalmıştır. Ya cezasına kadar cehennemde azâb ettikden sonra yahud affederek ceza vermeden cennetine koyar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Komşuya Eziyyetin Haram Kılındığını Beyan Bâbı
1-)
Akl' olmayan, zayıf kWI Böylelerî sizin aranızda tâbi olarak bulunurlar. Hiç bir aile ve mala tâbi olmazlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyada Cennetliklerle Cehennemliklerin Bilinecekleri Sıfatlar Bâbı
1-)
- Delirmekten ve gördüğü şey'in kehanet-olmasından, korkmuştur. Ebû Bekr İbn- Arabî bu kavilin bâtıl olduğunu söylemiş Aynî dahi onu bâtıl olmaya lâyık görmüştür.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Resûlüllah Sallalahu Aleyhi Ve Selleme Vahyin Başlaması Bâbı
1-)
Evlâdı ve babası olmayan,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Tefsir
Konu: Şarabın Haram Kılınmasının Nüzulu Hakkında Bir Bab
1-)
Ebû Dâvûd, Hazret-i İbn Abbâs (radıyallahü anh) dan şu hadîsi tahric etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir veya iki gün oruçla bu ayın onun* geçmeyin. Ancak biriniz daha önceden oruç tutmaya başlarsa o başka. Ay'ı görmedikçe oruç tutmayın sonra müteâkib ay'ı görünceye kadar oruç tutun. Şayet hilâl'in uğruna bulut gelirse gün sayısını otuz olarak yapın. Ay yirmidokuz gündür» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Ay Görülmekle Ramazan Orucunun Farz Olması, Yine Ay Görülmekle Bayram Yapılması, Ayın Başında Veya Sonunda Hava Bulutlu Olursa Ramazan’ın Otuz Gün Üzerinden Tamamlanması Bâbı
1-)
Hutbede duâ ederken el kaldırmamak sünnettir. İmâm Mâlik ile Şafiîler'in ve diğer bâzı ulemanın mezhebleri budur. Kâdî Iyâz selefin Bazıları ile bâzı Mâlikîler'in el kaldırmayı mubah gördüklerini nakletmiştir. Bunlar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yağmur duası okuduğu cuma hutbesinde ellerini kaldırdığını gösteren hadîsle istidlal ederler. kaldırmaya kaail olmayanlar: «Resûlüllah. (sallallahü aleyhi ve sellem) o hutbede yağmur taleb ettiği için ellerini kaldırmıştır; bu arızı bir sebebtir.» derler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cuma
Konu: Namazı Ve Hutbeyi Hafif Tutma Bâbı
1-)
Bir insanın evine geldiği vakit karısına ve ailesi efradına selâm vermesi müstehabdır. Ama kendini büyük gören birçok câhiller kibirlerinden dolayı buna riâyet etmezler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Sucûdi'l-kur'ân
Konu: Bir Kimsenin Cariyesini Âzad Ederek Sonra Onunla Evlenmesinin Fazileti Bâbı
1-)
Bİr yerde saç boyamak âdetse. saçları boyamamak, o âdete karşı çıkmak ve böylece şöhret bulmaktır ki, mekruhtur. Aksi de böyledir. Yani bir yerde ağaran saçları boyamamak âdetse, orada saç boyamak mekruh olur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Elbise Ve Zinet
Konu: Beyaz Saçı, Sarı Ve Kırmızıya Boyamanın Müstehab, Karaya Boyamanın İse Haram Kılınması Bâbı
1-)
Kabirleri ziyaret ederek, orada yatanlara duâ etmek müs-tehabdır. Medîne-i Münevver e' de ayrıca «Baki’» denilen kabristanı ziyaret etmek bir fazilettir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Ebvâbu Salâti'l-havf
Konu: Kabristana Giderken Okunacak Şeyler Ve Orada Yatanlara Dua Bâbı
1-)
Yahûdiler «essâmüaleyküm» sözleriyle «Ölüm sizin üzerinize olsun» derler. Buna karşılık müslümanın «ve aleyküm» diye cevap vermesi «Sizin üzerinize de» demek olur ki; verilenle alınan selâmın mecmuu şöyle olmuş olur: Ölüm hususunda siz ve biz müsaviyiz, siz bize Ölüm istiyorsanız, siz de öleceksiniz, biz de, bu hususta hepimiz müsaviyiz.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Selâm
Konu: Kitap Ehli Olanlara Evvela Müslümanın Selam Vermesinin Yasaklanması Ve Onların Selamının Nasıl Alınacağı Bâbı
1-)
Nesâî ile İbn Mâce, Hazret-i Abdurrahmân b. Avf'dan şu hadîsi tahrîc etmişlerdir: Nadr b. Şeybân Şöyle dedi: «Ebû Selemet'bni Abdirrahmân'a dedim ki: (Bana babamdan dinlediğin, onun da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den —araya başka râvî girmemek şartıyla; bizzat— dinlediği bir hadîs şöyle.» Seleme: «Hay hay söyliyeyim: Bana, habam rivâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Şüphesiz ki Allah Tebâreke ve Teâlâ Ramazan orucunu farz kılmıştır. Ben do size onun kıyamını sünnet kıldım. Binâenaleyh her kim îmân ederek ve sevabını hesaba katarak Ramazanın orucunu tutar, namazını da kılarsa günahlarından annesinin doğurduğu gün gibi (mâsûm olarak) ç'ttar» buyurmuştur, Nesâî senedin yanlış olduğunu söylemiş: «Doğrusu Ebû Seleme, Ebû Hüreyre Men rivâyet etmiştir.» demiştir. Kıyamdan murâd: Terâvîh namazıdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Ramazan Ayının Fazileti Bâbı
1-)
Bazen bir âyetin başka bir âyetle hem tilâveti hem hükmü neshedilir, Yani artık o âyetin hükmü ile amel edilemediği gibi namazda okunması da caiz değildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hayz
Konu: «su Ancak Sudan Dolayı İcab Eder» Hadisi Bâbı
1-)
Te'vîle göre: Bu cümlenin mânâsı: «Kalpleri Kur’ân-ı Kerîm'i anlamaz; okuduklarından istifâdeleri olmaz. Kur'ân-ı sırf okuduklarıyla kalırlar.» demektir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zekât
Konu: Hariciler Ve Sıfatlarını Beyan Bâbı
1-)
Bu sözden murâd: Hayır günah yoktur; demektir. «Ancak ma'ruf vecihle!» cümlesi söz başıdır ve: «Ma'rûftan başka yolla nafaka verme!» takdirindedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Da'vâlar
Konu: Hind Davası Bâbı
1-)
İslâmın şartlarını bildiren bu hadîslerin bazılarında: başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet etmek-denildiği halde neden diğer bazılarında bunun yerine: «Allah'ın tevhid olunması» veya: «Allah'a ibâdet edilmek» denilmiştir. suâle cevaben bazıları, birinci hadîsin lâfzan, diğerlerinin ise manan nakledildiğini ve farkın bundan ileri geldiğini söylemişlerdir. Alim bir zâtın hadîsi ma'nen nakli meselesi ulema arasında ihtilaflıdır. İmâm Mâlik'e göre caiz değildir. Ekser-i ulema bunu caiz görürler. Fakat hadîsdeki lâfızların yerlerini ve terkiplerini bilmeyenlerin, ma'nâ itibariyle hadîs rivâyet etmeleri bilittifak haramdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İslamın Erkanı İle Yüce Temellerini Beyan Bâbı
1-)
Müslümanlara o şeyin haram kılınmasına sebep olabilir. Bu suretle onlara meşakkat celbetmiş olur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Faziletler
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’e Tazim Gerektiği; Zaruret Olmayan Yahut Kendisine Teklif Tealluk Etmeyen, Vuku Bulmayan Ve Buna Benzer Şeyleri Çok Sormayı Terk Etme Bâbı
1-)
Kadına ricattan maksat boşama olmasın diye talâk ikinci temizlik devresine te'hîr edilmiştir. Bu sebeple kadını, içerisinde talâk helâl olacak bir müddet nikâhında tutması vâcib olmuştur. Nikâhında tutması ric'atın faydası görülmek içindir. Ulemâmızın cevâbı budur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Boşama
Konu: Hayızlı Kadını Rızası Olmadan Boşamanın Haram Kılınması, Kocası Buna Muhalefet Ederse Talak Vaki Olup Karısına Ricat Etmesi Kendisine Emrolunacağı Bâbı
1-)
Ellerin bağlanıp bağlanmıyacağı ihtilaflıdır. Hanefîlerle, Şâfiîlere göre eller bağlanır. İmâm Ahmed b. Hanbel ile ishâk’ın ve ekseriyetle ulemânın kavilleri de budur. Ashâb-ı kirâmdan Ali b. Ebü Tâlib ile Ebû Hüreyre (radıyallahü anhüma)'nın tabiînden İbrahim, Nesâî ve Süfyan-ı Sevrî'nin mezhebleri de budur. İbnül Münzir bu kavli İmâm Mâlik'ten de rivâyet etmiştir. «el-Tevhid» nâm eserde Saîd b. Cübeyr, Ebû Miclez, Ebû Sevr, Ebû Ubeyd, İbn Cerîr ve Davûd-u Zahirî ile Ashâb-ı kirâmdan Ebû Bekr ve Âişe (radıyallahü anhûma) nm ve keza Cumhûr-u ulemânın buna kail oldukları zikrediliyor. Tirmizî: «Sahabe ile Tabiîn hazerâtı ve onlardan sonraki ulemâ bununla amel etmişlerdir» demiştir. Yine İbnû'l-Münzir î'nin rivâyetine göre Abdullah b. Zübeyr, Hasan-ı Basrî ve İbn Sîrin (radıyallahü anhûm) namazda ellerini yanlara salarlarmış. İmâm Mâlik'den meşhur olan rivâyet de budur. Ona göre namaz uzun sürerse istirahat için sağ eli sol el üzerine koymak caizdir. Leys İbn Sa'd'ın mezhebi de budur. Evzâî'ye göre namaz kılan kimse ellerini bağlamakla yana salmak arasında muhayyerdir. buradaki Müslim hadîsinden maada Buhârî rivâyeti ile Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce'nin tahrîc ettikleri Abdullah İbn Mes'ud hadîsi ile Dâre Kutnî'nin tahrîc ettiği İbn Abbâs ve Ebû Hüreyre rivâyetleri ile de istidlal ederler. Mezkûr rivâyetlerin her birinde namazda el bağlanacağı beyân edilmektedir. Hattâ İbn Mes'ud hadisinde; Hazret-i İbn Mes'ud'un namazda sol elini sağ elinin ü-zerine bağladığı, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu görünce onun sağ elini sol elinin üzerine koyduğu tasrih edildiği gibi, İbn Abbâs hadîsinde de; «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Peygamberler cemaatı namazda sağ ellerimizi sol ellerimiz üzerine bağlamakla me'muruz, buyurdular» denilmektedir. Yalnız bu hadîs zayıftır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Namaz Kılanın İhram Tekbirinden Sonra Sağ Elini Sol Elinin Üzerine Bağlıyarak Göbeğinin Üstüne Ve Göğsünün Altına Koyması, Secdede İse Ellerini Omuzları Hizasında Yere Döşemesi Bâbı
1-)
Veçhe göre: Şevval'in hilali bazen Ramazan'ın son günü zevalden sonra göründüğü için Ramazan'a bayram ayı denilmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Oruç
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin «bayram Ayları Noksan Olmazlar» Hadisinin Manasını Beyan Bâbı:
1-)
Hazret-i Ömer hadîsi size değil; bize delildir. Çünkü mezkûr hadîsde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Allah'ın sadakasını kabul etmelerini emir buyurmuşdur. Emr-i mutlak, vücûd ifâde eder. Binaenaleyh şer'an o hediyeyi reddetmek serbestisi kalmaz. Burada: «Hiç bir insan sadaka kabul etmek için zorlanır mı?» şeklinde bir suâl hatıra gelebilir. Cevâbı şu'dur: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: onu size tesadduk eyledi.) sökünün mânâsı: Allah, size hüküm buyurdu, demekdir. Çünkü milk olmaya yaramayan bir şey'i, Allah'ın tesadduk etmesi, o şey'i hükümden düşürmekle olur. Netekim Allah'ın afvı da böyledir.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1-)
- Hükümdarılğı adaletle icra etmek.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İman Şubelerinin Sayısını, Bunların En Üstün Ve En Aşağı Derecede Olanını; Utanmanın Faziletini Ve İmandan Olduğunu Beyam Bâbı
1-)
Müellefe-i kulûba bir şey vermese belki irtidâd ederler ve ebedî kalmak üzere yüzleri aşağı cehenneme atılırlardı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: İmanı Zaif Olduğu İçin İmanından Korkulan Kimsenin Kalbini Yatıştırma Ve Kati Delil Olmadıkça Kati Surette Îman Hükmü Vermekten Nehi Bâbı
1-)
Hutbe Hâli ile buradaki hâl arasında fark vardır. Hutbe'den maksad sözü izahtır. Burada ise bilâkis bellemesi kolay olsun diye sözü kısadan kesmek matluptur. Onun için hutbe halinde zamiri Allah ile Resûlü arasında müşterek kullanan hatibe darılmış; burada ise ayni zamiri kendisi, kullanmıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Kendileriyle Vasıflanan Kimsenin İmanın Tadını Bulduğu Hasletlerin Beyanı Bâbı
1-)
Bunu ancak ve ancak âhirette nasibi olmayanlar giyer.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Elbise Ve Zinet
Konu: Erkek Ve Kadınlara Altın, Gümüş Kablar Kullanmanın Haram, Erkeğe Altın Yüzük İle İpekli Kullanmanın Haram; Kadınlara Mubah Kılınması; Dört Parmaktan Fazla Olmamak Şartıyle Yollu Ve Benzeri İpeklini Erkeğe Mubah Kılınması Bâbı
1-)
- Her peygambere, kendinden önceki peygambere verilen mucizenin misli verilmiş; ve insanlar ona imân etmişlerdir. Benim en büyük ve zahir mucizem ise, misli kimseye verilmeyen Kur'ân'dır. Onun içindir ki, peygamberler içinde tabiî en çok olan benim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Peygamberimiz Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Bütün İnsanlara Gönderildiğine Ve Bütün Dinlerin Onun Dinile Neshedildiğine İmanın Vücubu Bâbı
1-)
- Araplardan bazıları cümle ortasımda vakıf hükümde telâkki ederler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Cennette Makamı En Aşağı Olanların Beyanı Bâbı
1-)
İmâm Nevevî'ye göre hadisde işkâl yoktur. Çünkü ma'nası şudur: Bu hasletler nifaktır. Bunların sahibi münafığa benzer ve münafık ahlâkım almış demektir. Zira nifak; içinde gizlediğinin zıddını meydana çıkarmaktır. Şu hâl mezkûr hasletlerin sahibinde mevcuddur, ama onun nifakı yalnız konuştuğu, va'dettiği ve ona emniyet eden kimseye mahsustur. Binaenaleyh! İslâmiyet hakkında münafık değildir. Yani içinde küfrü gizlemiş sayılmaz.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Münafık Hasletlerini Beyan Bâbı
1-)
Cemâat mahsur olmalı. Bundan maksat fazla kalabalık bulunmamaktır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Namaz
Konu: Sabah Namazında Kıraat Bâbı
1-)
Buhârî'nin, Hazret-i Ebû Hüreyre'den tahrîc ettiği bir hadîsde Ebû Hüreyre (radıyallahü anh): (sallallahü aleyhi ve sellem), bana üç şey vasiyet etti. Ben, bunları ölünceye kadar terk etmem. Bunlar her aydan üç gün oruç tutmak, kuşluk namazını kılmak, vitir namazını kılarak uyumakdır.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1-)
Kelâm-ı Nefsî sâbitdir. Yânı insan âdeta konuşur gibi içinden bir şeyler geçirebilir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Mescidler Ve Namaz Kılınan...
Konu: Namazda Konuşmanın Haram Kılınması Ve Evvelce Mübah Olan Konuşmanın Neshi Babi
1-)
Bu yetmişbin kişi ufukta gösterilenlerden başkadır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Müslümanlardan Bir Çok Taifelerin Hesapsız Ve Azapsız Olarak Cennete Gireceklerine Delil Bâbı
1-)
- Sadedinde bulunduğumuz hadiste beyan edildiği gibi uyku halinde rüyada bildirilir.- Hatta. İbn İshak'ın rivâyetine göre vahyin başlaması evvelâ geceleyin rüyada olmuş ertesi günde uyanıkken vahiy gelmiştir. Ulemâdan bazıları uyanıkken nâzil olan her vahyin evvelce rü-yadada bir kere nâzil olduğunu iddia ederler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Resûlüllah Sallalahu Aleyhi Ve Selleme Vahyin Başlaması Bâbı
1-)
- Mekke' den, Mescidi Aksa'ya kadar Burak'a,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Geceleyin Semalara Yürütülmesi Ve Namazların Farz Kılınması Bâbı
1-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözü kendisinin bütün Âdemoğullarından üstün ve onların efendisi olduğunu bilmezden önce söylemiş; Öğrenince kendisinin herkesten üstün olduğunu haber vermiştir. sözü terbiye, nezâket ve tevâzû yoluyla söylemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Faziletler
Konu: Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Bütün Mahluklardan Üstün Yaratılışı Bâbı
1-)
- Yâ Rabbî! Bize takat getirmeyeceğimiz meşakkatli şeyleri emretme!
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Allahü Teâlânın Takat Getirilemeyecek Şeyleri Teklif Etmediğini; Beyan Bâbı
1-)
Yiyip bitirdiği,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Zühd Ve Rakâik
Konu: Bab
1-)
- «Herkim Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in rabbini gördüğünü söylerse Allah'ın Resûlüne büyük iftira atmış olur» dedi. Ben dayanmış vizayette idim. Hemen oturarak; Ya Ümmel mü'minin! Bana müsade buyur acele etme Allah azze ve celle: olsun ki, peygamber onu apaçık ufukta gördü.» «Yemin olsun ki, onu başka bir İnişte de gördü.» buyurmadı mı? dedim. Âişe (radıyallahu anhâ): Bu ümmetten bu meseleyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ilk soran benim. Resûlü Ekrem «O ancak Cibrîl'dir. Ben onu şu iki defadan başka halk edildiği şekilde görmedim. Onu semadan inerken vücudunun büyüklüğü yer ile gök arasını kaplamış olarak gördüm.» Âişe (radıyallahü anha) (sözüne devamla): Hem sen Allah'ın (kendisi hakkında): gözler idrak edemez ama o gözleri idrak eder. O lâtiftir, ha-birdir.» buyurduğunu işitmedinmi (yine) Teâlâ Hazretlerinin: bir insan için imkân yoktur ki, Allah onunla ya vahiy ile ye perde arkasından, yahut kendisine bir Resul göndererek onun izniyle, onun dilediğini vahiy buyurması şekillerinden başka bir suretle konuşmuş olsun. Çünkü Allah en yüksek ve en hakimdir.» buyurduğunu duymadın mı?
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Îmân
Konu: Allah Azze Ve Cellenin: «yemin Olsun Ki, Onu Bir Başka İnişte De Gördü» Âyet-i Kerimesinin Manası Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in İsra Gecesi Rabbini Görüp Görmediği Bâbı