Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
1604-)
Bana Alîyyü'bnü Haşrem dahi rivâyet etti. ki) ; Bize İbn Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen haber verdi ki, namaz İlk farz kılındığı zaman iki rek'ât olarak farz olmuş. Sonra sefer namazı olduğu gibi bırakılmış. Hazar namazı ise tamamlanmış. ki: « Urve'ye sordum: Âişe'ye ne oluyor ki seferde iken kendisi namazı tam kılıyor? dedim. Urve: Âişe, Osmân’ın te'vîl ettiği gibi te'vîlde bulünmuşdur; cevâbını verdi.» hadîsi Buhârî «namaz» ve «Hicret» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî dahi «namaz» bahsinde tahrîc etmişlerdir. . kelimesi, lûgatda takdir mânâsına gelir. Buradaki namazdan murâd da dört rek'âtlı farzlardır. Çünkü üç rek'âtlı olan akşam namazı; gündüzün vitri'dir. Binaenaleyh olduğu gibi bırakılmışdır. Şu hâlde hadîsden murâd: Allahü teâlâ dört rek'âtlı farz namazları ilk defa ikişer rek'ât üzerinden takdir buyurmuş, sonra hazar'da kılınanlara ikişer rek'ât daha ilâve ederek, onları dörder rek'âta çıkarmış. Bundan yalnız akşam namazını istisna etmiş; demekdir. beyânına göre, akşam namazına da bir rek'ât ziyâde edilmişdir. Yani ona göre evvel emirde akşam namazı da iki rek'ât olarak farz kılınmış; sonra bir rek'ât daha ilâve edilerek üç'e çıkarılmışdır. bir rivâyetinden anlaşıldığına göre namazlara ikişer rek'ât ilâve, hicret'den bir sene sonra yapılmışdır. Âişe'nin bu hadisi, mürseldir. Çünkü o, bu vak'aya yetişme-mişdir. Fakat böyle mikdâr bildiren yerlerde rey ve içtihada mecal olmadığı için hadîs yine merfû ve muttasıl hükmündedir. Âişe (radıyallahü anha) onu yâ bizzat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den yahut bir sahâbîden işitmişdir. Hadîs herhalde huccetdir. ziyâde mes'elesi ihtilaflıdır. Ebû İshâk-ı Harbî ile Yâhyâ b. Selâm'a göre hazarda; yani evinde yerinde oturanlara namazın tamamlanmasından murâd, namazın sayısıdır. Zîrâ Isrâ hâdisesinden önce, namaz, biri güneş kavuşmazdan önce, diğeri doğmazdan önce olmak üzere iki vakitden ibaretti. Hazret-i Âişe'nin, bu hadîsi mezkûr iki vakte üç vakit daha ilâve edilerek; namazların beş vakte çıkarıldığını gösterir. bâzılarına göre Âişe (radıyallahü anha) hadîsinden murâd; İsrâ gecesi beş vakit namaz farz kılınırken, evvelâ ikişer rekât takdir bu-yurulduğunu, sonra hazarda (yani evinde yerinde) olanlar için ikişer rek'ât ilâve edildiğini anlatmakdır. Bu takdirde yapılan ziyâde namaz vakitlerine değil, namazın rek'âtlarına âiddir. takımları: «Namaz, iki rek'ât olarak farz kılınmışdır. Yani yolcu dilerse namazını iki rek'ât kılabilir; isterse dört kılmaya da hakkı vardır» şeklinde tefsirde bulunmuşlardır. tefsiri de şu'dur: İki rek'ât kılmak isteyenler için, namaz ikişer rek'ât farz olmuşdur. Sonra evinde yerinde olanlara mahsus olmak üzere iki rek'ât daha ilâve edilmişdir. Sefer namazı ise iki rek'ât kılmak dahi caiz olmak üzere bırakılmışdır. Hazret-i Âişe'nin bu hadîsi ile istidlal ederek: «Seferde dört rek'âtlı namazları ikişer kılmak ruhsat değil; azimettir. Binaenaleyh yolcunun dört rek'âtlı namazlarını tam kılması isâet olur.» demişlerdir. ulemâsı bundan mâda Taberânî'nin «Mu'-cem» inde rivâyet ettiği bir hadîsle ve Nesâî ile İbn Mâce'nin rivâyet ettikleri Ömer (radıyallahü anh) hadîsi ile de istidlal ederler. Hazret-i Ömer hadîsinde şöyle denilmektedir: namazı ilci rek'ât; kuşluk namazı iki rek'âf; bayram namazı iki rek'ât; cum'a namazı dahi iki rek'âfdır. Bunlar Peygamberiniz Muhammed Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilinden hiç noksansız; tamam olarak böyledir.» Şafiî, İmâm Mâlik ve İmâm Ahmed b. Hanbel'e göre, yolcunun dört rek'âtlı namazları, ikişer rek'ât kılması, bir ruhsattır. Binaenaleyh onları isterse dört isterse iki rek'ât kılar. Yalnız iki rek'ât olarak kılması efdaldır. Şâfiîlerden, bir rivâyete göre, dört re'ât kılmak efdal; diğer bir rivâyete göre her ikisi müsavidir. Sahîh ve meşhur olan kavil iki rek'ât kılmanın efdal olmasıdır. delilleri az sonra göreceğimiz Hazret-i Ömer hadîsi ile Dârakutnî'nin tahrîc ettiği Hazret-i Âişe hadîsidir. Ömer hadîsinde şöyle deniliyor: «Ömer b. Hattâ b'a dedim ki: Halk'ın bu gün namazı kısaltmalarına şaşarım. Allah' Teâlâ (Kâfirlerin, sizi fitneye düçâr edeceğinden korkarsanız...) buyurarak, namazın ancak fitne zamanında lasaltılabileceğini; beyân etmişdir. Şimdi böyle bir korkulu gün yokdur? Senin şaştığın şey'e, ben de şaştım da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e söyledim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın, size tesadduk eylediği bir sadakadır. Binaenaleyh siz, onun sadakasını kab'ûl edin!» buyurdu; dedi. hadîsinde dahi: Resûlüllah' (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bazen kısa kılar; bazen tamamlar; kimi gün oruç tutar; kimi gün de tutmazdı.» denilmektedir. Bu hadîsin isnadı için Dârakutnî: «Sahîhdir.» demişdir. Ayni hadîsi Beyhakî: Tâlhatü'bnü Amr İbn Salih ve Mu ğîratü'bnü Ziyâd tarîki ile Hazret-i Âişe'den rivâyet etmişdir ki, bu zevatın üçü de zayıfdırlar. ulemâsı, Şâfiîlerin bu delillerine şöyle cevap vermişlerdir:,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1604-)
Bana Alîyyü'bnü Haşrem dahi rivâyet etti. ki) ; Bize İbn Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen haber verdi ki, namaz İlk farz kılındığı zaman iki rek'ât olarak farz olmuş. Sonra sefer namazı olduğu gibi bırakılmış. Hazar namazı ise tamamlanmış. ki: « Urve'ye sordum: Âişe'ye ne oluyor ki seferde iken kendisi namazı tam kılıyor? dedim. Urve: Âişe, Osmân’ın te'vîl ettiği gibi te'vîlde bulünmuşdur; cevâbını verdi.» hadîsi Buhârî «namaz» ve «Hicret» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî dahi «namaz» bahsinde tahrîc etmişlerdir. . kelimesi, lûgatda takdir mânâsına gelir. Buradaki namazdan murâd da dört rek'âtlı farzlardır. Çünkü üç rek'âtlı olan akşam namazı; gündüzün vitri'dir. Binaenaleyh olduğu gibi bırakılmışdır. Şu hâlde hadîsden murâd: Allahü teâlâ dört rek'âtlı farz namazları ilk defa ikişer rek'ât üzerinden takdir buyurmuş, sonra hazar'da kılınanlara ikişer rek'ât daha ilâve ederek, onları dörder rek'âta çıkarmış. Bundan yalnız akşam namazını istisna etmiş; demekdir. beyânına göre, akşam namazına da bir rek'ât ziyâde edilmişdir. Yani ona göre evvel emirde akşam namazı da iki rek'ât olarak farz kılınmış; sonra bir rek'ât daha ilâve edilerek üç'e çıkarılmışdır. bir rivâyetinden anlaşıldığına göre namazlara ikişer rek'ât ilâve, hicret'den bir sene sonra yapılmışdır. Âişe'nin bu hadisi, mürseldir. Çünkü o, bu vak'aya yetişme-mişdir. Fakat böyle mikdâr bildiren yerlerde rey ve içtihada mecal olmadığı için hadîs yine merfû ve muttasıl hükmündedir. Âişe (radıyallahü anha) onu yâ bizzat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den yahut bir sahâbîden işitmişdir. Hadîs herhalde huccetdir. ziyâde mes'elesi ihtilaflıdır. Ebû İshâk-ı Harbî ile Yâhyâ b. Selâm'a göre hazarda; yani evinde yerinde oturanlara namazın tamamlanmasından murâd, namazın sayısıdır. Zîrâ Isrâ hâdisesinden önce, namaz, biri güneş kavuşmazdan önce, diğeri doğmazdan önce olmak üzere iki vakitden ibaretti. Hazret-i Âişe'nin, bu hadîsi mezkûr iki vakte üç vakit daha ilâve edilerek; namazların beş vakte çıkarıldığını gösterir. bâzılarına göre Âişe (radıyallahü anha) hadîsinden murâd; İsrâ gecesi beş vakit namaz farz kılınırken, evvelâ ikişer rekât takdir bu-yurulduğunu, sonra hazarda (yani evinde yerinde) olanlar için ikişer rek'ât ilâve edildiğini anlatmakdır. Bu takdirde yapılan ziyâde namaz vakitlerine değil, namazın rek'âtlarına âiddir. takımları: «Namaz, iki rek'ât olarak farz kılınmışdır. Yani yolcu dilerse namazını iki rek'ât kılabilir; isterse dört kılmaya da hakkı vardır» şeklinde tefsirde bulunmuşlardır. tefsiri de şu'dur: İki rek'ât kılmak isteyenler için, namaz ikişer rek'ât farz olmuşdur. Sonra evinde yerinde olanlara mahsus olmak üzere iki rek'ât daha ilâve edilmişdir. Sefer namazı ise iki rek'ât kılmak dahi caiz olmak üzere bırakılmışdır. Hazret-i Âişe'nin bu hadîsi ile istidlal ederek: «Seferde dört rek'âtlı namazları ikişer kılmak ruhsat değil; azimettir. Binaenaleyh yolcunun dört rek'âtlı namazlarını tam kılması isâet olur.» demişlerdir. ulemâsı bundan mâda Taberânî'nin «Mu'-cem» inde rivâyet ettiği bir hadîsle ve Nesâî ile İbn Mâce'nin rivâyet ettikleri Ömer (radıyallahü anh) hadîsi ile de istidlal ederler. Hazret-i Ömer hadîsinde şöyle denilmektedir: namazı ilci rek'ât; kuşluk namazı iki rek'âf; bayram namazı iki rek'ât; cum'a namazı dahi iki rek'âfdır. Bunlar Peygamberiniz Muhammed Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilinden hiç noksansız; tamam olarak böyledir.» Şafiî, İmâm Mâlik ve İmâm Ahmed b. Hanbel'e göre, yolcunun dört rek'âtlı namazları, ikişer rek'ât kılması, bir ruhsattır. Binaenaleyh onları isterse dört isterse iki rek'ât kılar. Yalnız iki rek'ât olarak kılması efdaldır. Şâfiîlerden, bir rivâyete göre, dört re'ât kılmak efdal; diğer bir rivâyete göre her ikisi müsavidir. Sahîh ve meşhur olan kavil iki rek'ât kılmanın efdal olmasıdır. delilleri az sonra göreceğimiz Hazret-i Ömer hadîsi ile Dârakutnî'nin tahrîc ettiği Hazret-i Âişe hadîsidir. Ömer hadîsinde şöyle deniliyor: «Ömer b. Hattâ b'a dedim ki: Halk'ın bu gün namazı kısaltmalarına şaşarım. Allah' Teâlâ (Kâfirlerin, sizi fitneye düçâr edeceğinden korkarsanız...) buyurarak, namazın ancak fitne zamanında lasaltılabileceğini; beyân etmişdir. Şimdi böyle bir korkulu gün yokdur? Senin şaştığın şey'e, ben de şaştım da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e söyledim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın, size tesadduk eylediği bir sadakadır. Binaenaleyh siz, onun sadakasını kab'ûl edin!» buyurdu; dedi. hadîsinde dahi: Resûlüllah' (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bazen kısa kılar; bazen tamamlar; kimi gün oruç tutar; kimi gün de tutmazdı.» denilmektedir. Bu hadîsin isnadı için Dârakutnî: «Sahîhdir.» demişdir. Ayni hadîsi Beyhakî: Tâlhatü'bnü Amr İbn Salih ve Mu ğîratü'bnü Ziyâd tarîki ile Hazret-i Âişe'den rivâyet etmişdir ki, bu zevatın üçü de zayıfdırlar. ulemâsı, Şâfiîlerin bu delillerine şöyle cevap vermişlerdir:,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1605-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb, Züheyr b. Harb ve İshâk b. İbrâbim rivâyet ettiler. İshâk (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı, diğerleri: Bize Abdullah b. İdris, İbn Cüreyc'den, o da İbn Ebî Ammâr'dan, o da Abdullah b. Bâbeyh'den, o da Ya'lâ b. Ümeyye'den naklen rivâyet etti; dediler. Ya'lâ Şöyle dedi: Ömeru-bnü'l - Hattâb'a, dedim ki: (Allahü teâlâ): "Eğer (sefer esnasında) kâfirlerin, size fenalık yapacağından endîşe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir vebal yokdur" Sûre-i Nisa' âyet 101.. (buyuruyor.) Şimdi insanlar emniyettedir. (O hâlde niçin seferde namazı kısa kılıyoruz?) Ömer, şu cevâbı verdi: Bu senin şaştığın şey'e ben de şaştım de, onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordum: Allah'ın, size tesadduk eylediği bir sadakadır. Binaenaleyh siz, onun sadakasını kabul edin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1605-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb, Züheyr b. Harb ve İshâk b. İbrâbim rivâyet ettiler. İshâk (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı, diğerleri: Bize Abdullah b. İdris, İbn Cüreyc'den, o da İbn Ebî Ammâr'dan, o da Abdullah b. Bâbeyh'den, o da Ya'lâ b. Ümeyye'den naklen rivâyet etti; dediler. Ya'lâ Şöyle dedi: Ömeru-bnü'l - Hattâb'a, dedim ki: (Allahü teâlâ): "Eğer (sefer esnasında) kâfirlerin, size fenalık yapacağından endîşe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir vebal yokdur" Sûre-i Nisa' âyet 101.. (buyuruyor.) Şimdi insanlar emniyettedir. (O hâlde niçin seferde namazı kısa kılıyoruz?) Ömer, şu cevâbı verdi: Bu senin şaştığın şey'e ben de şaştım de, onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordum: Allah'ın, size tesadduk eylediği bir sadakadır. Binaenaleyh siz, onun sadakasını kabul edin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1606-)
Bize Muhammed b. Ebî Bekr El - Mukaddemi rivâyet etti. ki): Bize Yahya, İbn Cüreyc'den naklen rivâyet etti. ki: Bana Abdurrahmân b. Abdillâh b. Ebî Anımâr, Abdullah b. Bâbeyh'den, o da Ya'-lâ b. Ümeyye'den naklen rivâyet etti. Ya'lâ: «Ömeru'bnu'l - Hattâb'a dedim ki...» diyerek İbn İdrîs hadîsi gibi rivâyette bulunmuş. hadîsi Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Hibbân da tahrîc etmişlerdir. Rivâyetlerin bâzısında denilmiş İse de meşhur ve ma'rûf olan rivâyeti kitabımızda olduğu gibi şeklindedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1606-)
Bize Muhammed b. Ebî Bekr El - Mukaddemi rivâyet etti. ki): Bize Yahya, İbn Cüreyc'den naklen rivâyet etti. ki: Bana Abdurrahmân b. Abdillâh b. Ebî Anımâr, Abdullah b. Bâbeyh'den, o da Ya'-lâ b. Ümeyye'den naklen rivâyet etti. Ya'lâ: «Ömeru'bnu'l - Hattâb'a dedim ki...» diyerek İbn İdrîs hadîsi gibi rivâyette bulunmuş. hadîsi Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Hibbân da tahrîc etmişlerdir. Rivâyetlerin bâzısında denilmiş İse de meşhur ve ma'rûf olan rivâyeti kitabımızda olduğu gibi şeklindedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1607-)
Bize Yahya b. Yahya ile Saîd b. Mansûr, Ebû'r-Rabî' ve Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet ettiler. Yahya: (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Ebû Avâne, Bükeyr b. Ahnes'den, o da Mü-câhid'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti; dediler. İbn Abbâs: namazı Peygamberimiz Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilinden hazarda dört, seferde ilci, korku zamanında da bir rek'ât olarak farz kıldı.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1607-)
Bize Yahya b. Yahya ile Saîd b. Mansûr, Ebû'r-Rabî' ve Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet ettiler. Yahya: (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Ebû Avâne, Bükeyr b. Ahnes'den, o da Mü-câhid'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti; dediler. İbn Abbâs: namazı Peygamberimiz Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilinden hazarda dört, seferde ilci, korku zamanında da bir rek'ât olarak farz kıldı.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1608-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amrûn-Nâkıd hep birden Kâsım b. Mâlik'den rivâyet ettiler. Amr dedi ki: Bize Kâsım b. Mâlik El - Müzeni rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb b. Âiz Et - Tâî, Bükeyr b. Ahnes'den o da Mücâhid'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: ki Allah, namazı Peygamberimiz (Muhammed) (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilinden; yolcuya iki rek'ât, mukîm'e dört, korku hâlinde ise bir rek'ât olarak farz kıldı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1608-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amrûn-Nâkıd hep birden Kâsım b. Mâlik'den rivâyet ettiler. Amr dedi ki: Bize Kâsım b. Mâlik El - Müzeni rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb b. Âiz Et - Tâî, Bükeyr b. Ahnes'den o da Mücâhid'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: ki Allah, namazı Peygamberimiz (Muhammed) (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dilinden; yolcuya iki rek'ât, mukîm'e dört, korku hâlinde ise bir rek'ât olarak farz kıldı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1609-)
Bize Muhammed b. El - Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki: Katâde'yi, Mûsâ b. Selemete'l-Hüzelî'den naklen rivâyet ederken dinledim. Mûsâ Şöyle dedi: İbn Abbâs'a Mekke'de bulunduğum zaman İmâmla kılmazsam namazımı nasıl kılacağım? diye sordum. Ebû’l-Kâsım (Muhammed) (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünneti olmak üzere iki rek'ât (kıl!) cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1609-)
Bize Muhammed b. El - Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki: Katâde'yi, Mûsâ b. Selemete'l-Hüzelî'den naklen rivâyet ederken dinledim. Mûsâ Şöyle dedi: İbn Abbâs'a Mekke'de bulunduğum zaman İmâmla kılmazsam namazımı nasıl kılacağım? diye sordum. Ebû’l-Kâsım (Muhammed) (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünneti olmak üzere iki rek'ât (kıl!) cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1610-)
Bize, bu hadîsi Muhammed b. Minhâl Ed - Darîr de rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Zürey' rivâyet etti. ki): Bize Saîd b. Ebî Arûhe rivâyet etti. H. Muhammed b. El - Müsennâ dâhi rivâyet etti. ki): Bize Muâz b. Hişâm rivâyet etti. ki): Bize batam rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi Katâde'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. sâlihînden bir cemâat bu hadîsin zahiri ile amel etmişlerdir. Hasan-ı Basrî, Dahhâk ve İsbâk b. Râhuye bunlar meyânındadir. Hanîfe, Şafiî, Mâlik ve Cumhûr-u ulemâya göre korku namazı emniyet hâlinde kılınan nama? gibidir. Hazarda kılmıyorsa dört, seferde kılmıyorsa iki rek'at üzerinden kılınır. Fakat hiç bir hâlde, bir rek'at üzerinden kılınması caiz değildir. Bu zevat sadedinde bulunduğumuz İbn Abbâs hadîsini te'vîl ederek: «Bundan murâd: Bir rek'at İmâmla, bir rek'at da yalnız olarak kılmakdır.» derler. Netekim sahih hadîslerin ifâdesine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı korku zamanında namazlarını, bu şekilde kılmışlardır. «Delillerin arasını bulmak için bu te'vîl mutlaka lâzımdır.» diyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1610-)
Bize, bu hadîsi Muhammed b. Minhâl Ed - Darîr de rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Zürey' rivâyet etti. ki): Bize Saîd b. Ebî Arûhe rivâyet etti. H. Muhammed b. El - Müsennâ dâhi rivâyet etti. ki): Bize Muâz b. Hişâm rivâyet etti. ki): Bize batam rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi Katâde'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. sâlihînden bir cemâat bu hadîsin zahiri ile amel etmişlerdir. Hasan-ı Basrî, Dahhâk ve İsbâk b. Râhuye bunlar meyânındadir. Hanîfe, Şafiî, Mâlik ve Cumhûr-u ulemâya göre korku namazı emniyet hâlinde kılınan nama? gibidir. Hazarda kılmıyorsa dört, seferde kılmıyorsa iki rek'at üzerinden kılınır. Fakat hiç bir hâlde, bir rek'at üzerinden kılınması caiz değildir. Bu zevat sadedinde bulunduğumuz İbn Abbâs hadîsini te'vîl ederek: «Bundan murâd: Bir rek'at İmâmla, bir rek'at da yalnız olarak kılmakdır.» derler. Netekim sahih hadîslerin ifâdesine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı korku zamanında namazlarını, bu şekilde kılmışlardır. «Delillerin arasını bulmak için bu te'vîl mutlaka lâzımdır.» diyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1611-)
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivâyet etti. ki): Bize Îsâ b. Hafs b. Âsim b. Ömer b. El-Hattâb, bahasından naklen rivâyet etti. ki: Mekke yolunda İbn Ömer'le beraber bulundum. Öğle namazını bize iki rek'ât kıldırdı. Sonra döndü geldi. Biz de onunla beraber döndük. Menziline gelip oturdu. Onunla beraber biz de oturduk. Bir aralık namaz kıldığı yere bir göz atarak birtakım kimselerin ayakta olduklarını gördü ve: Bunlar ne yapıyor? diye sordu. Tesbîhde bulunuyorlar... dedim. İbn Ömer: Ben tesbih yapacak olsam mutlaka namazımı tamamlardım. Kardeşim oğlu! Gerçekten ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikde seferde bulundum. Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla namaz kılmadı. Ebû Bekir'le birlikde bulundum, o da Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Ömer'le dahi beraber bulundum, o da Allah rûh'unu kabz edinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Sonra Osman'la beraber bulundum; o da Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Allahü teâlâ dahi Sûre-i Ahzâb âyet 21. "gerçekten Resûlüllah'da sizin için güzel bir Örnek vardır!" buyurmuşdur... dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1611-)
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivâyet etti. ki): Bize Îsâ b. Hafs b. Âsim b. Ömer b. El-Hattâb, bahasından naklen rivâyet etti. ki: Mekke yolunda İbn Ömer'le beraber bulundum. Öğle namazını bize iki rek'ât kıldırdı. Sonra döndü geldi. Biz de onunla beraber döndük. Menziline gelip oturdu. Onunla beraber biz de oturduk. Bir aralık namaz kıldığı yere bir göz atarak birtakım kimselerin ayakta olduklarını gördü ve: Bunlar ne yapıyor? diye sordu. Tesbîhde bulunuyorlar... dedim. İbn Ömer: Ben tesbih yapacak olsam mutlaka namazımı tamamlardım. Kardeşim oğlu! Gerçekten ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikde seferde bulundum. Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla namaz kılmadı. Ebû Bekir'le birlikde bulundum, o da Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Ömer'le dahi beraber bulundum, o da Allah rûh'unu kabz edinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Sonra Osman'la beraber bulundum; o da Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Allahü teâlâ dahi Sûre-i Ahzâb âyet 21. "gerçekten Resûlüllah'da sizin için güzel bir Örnek vardır!" buyurmuşdur... dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1612-)
Bize Kuteybetü'bhü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Yezîd (yani İbn Zürey') Ömer b. Muhammed'den, o da Hafs b. Âsım'dan naklen rivâyet etti. Hafs şöyle dedi: Bir hastalığa tutulmuşdum. İbn Ömer, beni dolaşmaya geldi. Kendisine seferde nafile kılınıp kılınmıyacağını sordum. İbn Ömer: Ben, seferde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in maiyyetinde bulundum ama onu sünnet kılarken görmedim. Eğer ben, sünnet kılacak olsaydım farz namazımı tamam kılardım. Allahü teâlâ da (Gerçekten Resûlüllah da, sizin için güzel bir Örnek vardır.) buyurmuşdur... dedi. hadîsi Buhârî «Taksîr-i salât» bahsinde; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce «namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. bulunuyorlar.» tâbirinden murâd, revâtip denilen nâfilelef yani vakit namazlarının sünnetleridir. Bu hadîslerde geçen tesbîh'den murâd, hep bu namazlardır. Abdullah b. Ömer'in: «Ben tesbîh yapacak olsam mutlaka namazımı tamamlardım!» sözünün mânâsı: «Ben nafile kılacak olsam farz namazı dört rek'ât olarak tamamlardım. Bu benim için daha makbul olurdu. Lâkin ben bunların ikisine de kaail değilim. Seferde sünnet vech üzere namaz, dört rek'âtlı farzları iki kılmak; nafileleri de terk etmekle olur.» demekdir. İbn Ömer (radıyallahü anh) buradaki nafileden de beş vaktin sünnetlerini kasdetmişdir. Yoksa onlardan mâda nafileleri seferde kendisi de kılardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dahi bu gûnâ nafileleri kıldığı rivâyet olunmuşdur. beş vaktin sünnetlerinden mâda nafile namazların seferde kılınabileceğine ittifak etmişlerdir. İhtilâf beş vakit namazın sünnetleri hakkındadır. Hazret-i Abdullah b. Ömer ile diğer bâzı ulemâya göre seferde vakit sünnetlerini kılmak mekruhdur. kirâmdan Bazıları seferde sünnet namazların kılınacağına kaail olmuşlardır. Ebû Hanîfe, İmâm Ahmed, Şafiî ve ekseri ulemânın mezhepleri de budur. Serahsî'nin «El-Mebsût» nârnındaki eseri ile «El-Hidâye» de: «Sünnetlerde kısaltma yokdur. Ulemâ efdal olan hakkında söz etmiş; Bazıları ruhsatla amel ederek, sünnetleri terk etmenin efdal olduğunu; bir takımları da Allah'a tekarrub için onları kılmanın efdal olacağını söylemişlerdir.» denilmektedir. Hanefîler'den Hindîvâhi'nin beyânına göre, bir yerde mola verildiği zaman sünnetleri kılmak efdal; yürüyüş hâlinde ise terk etmek efdaldır. Hişâm: «İmâm Muhammed'i seferde namaz kılarken çok gördüm. Öğle'den evvel ve sonra sünnet kılmıyor; Fakat sabah ile akşam namazının ikişer rek'ât sünnetini hiç bırakmıyordu. İkindi ile yatsı'dan önce nafile kıldığını görmedim. Yatsıyı kılar; sonra vitr'e geçerdi.» demişdir. diyor ki: «İhtimâl Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetleri konakladığı yerde kılar da İbn Ömer görmezdi. Zîra nafileyi evde kılmak efdaldır. Yahut sünnetlerin bazen terk edilebileceğine ten-bîh için onları bâzı vakitlerde kılmamışdır.» terk edileceğine kaail olanların istidlal makamında: «Sünnetler meşru olmuş olsa farzı dört olarak tamamlamak daha yerinde bir iş olurdu.» sözlerine karşı, Nevevî şu cevâbı vermektedir: «Farz kesin olarak meşrudur. Şayet tam olarak dört rek'ât üzerinden kılınması meşru olsa seferde bütün farz namazların tam olarak kılınması icâb ederdi. Nafile ise mükellefin re'yine bırakılmışdir. Bu bâb'da rifk-u mülâyemet. onun meşru olmasını gerektirir. Mükellef isterse kılar ve sevap ka zanır; isterse kılmaz ve kılmadığından dolayı ona hiç bir şey lâzım gelmez.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1612-)
Bize Kuteybetü'bhü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Yezîd (yani İbn Zürey') Ömer b. Muhammed'den, o da Hafs b. Âsım'dan naklen rivâyet etti. Hafs şöyle dedi: Bir hastalığa tutulmuşdum. İbn Ömer, beni dolaşmaya geldi. Kendisine seferde nafile kılınıp kılınmıyacağını sordum. İbn Ömer: Ben, seferde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in maiyyetinde bulundum ama onu sünnet kılarken görmedim. Eğer ben, sünnet kılacak olsaydım farz namazımı tamam kılardım. Allahü teâlâ da (Gerçekten Resûlüllah da, sizin için güzel bir Örnek vardır.) buyurmuşdur... dedi. hadîsi Buhârî «Taksîr-i salât» bahsinde; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce «namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. bulunuyorlar.» tâbirinden murâd, revâtip denilen nâfilelef yani vakit namazlarının sünnetleridir. Bu hadîslerde geçen tesbîh'den murâd, hep bu namazlardır. Abdullah b. Ömer'in: «Ben tesbîh yapacak olsam mutlaka namazımı tamamlardım!» sözünün mânâsı: «Ben nafile kılacak olsam farz namazı dört rek'ât olarak tamamlardım. Bu benim için daha makbul olurdu. Lâkin ben bunların ikisine de kaail değilim. Seferde sünnet vech üzere namaz, dört rek'âtlı farzları iki kılmak; nafileleri de terk etmekle olur.» demekdir. İbn Ömer (radıyallahü anh) buradaki nafileden de beş vaktin sünnetlerini kasdetmişdir. Yoksa onlardan mâda nafileleri seferde kendisi de kılardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dahi bu gûnâ nafileleri kıldığı rivâyet olunmuşdur. beş vaktin sünnetlerinden mâda nafile namazların seferde kılınabileceğine ittifak etmişlerdir. İhtilâf beş vakit namazın sünnetleri hakkındadır. Hazret-i Abdullah b. Ömer ile diğer bâzı ulemâya göre seferde vakit sünnetlerini kılmak mekruhdur. kirâmdan Bazıları seferde sünnet namazların kılınacağına kaail olmuşlardır. Ebû Hanîfe, İmâm Ahmed, Şafiî ve ekseri ulemânın mezhepleri de budur. Serahsî'nin «El-Mebsût» nârnındaki eseri ile «El-Hidâye» de: «Sünnetlerde kısaltma yokdur. Ulemâ efdal olan hakkında söz etmiş; Bazıları ruhsatla amel ederek, sünnetleri terk etmenin efdal olduğunu; bir takımları da Allah'a tekarrub için onları kılmanın efdal olacağını söylemişlerdir.» denilmektedir. Hanefîler'den Hindîvâhi'nin beyânına göre, bir yerde mola verildiği zaman sünnetleri kılmak efdal; yürüyüş hâlinde ise terk etmek efdaldır. Hişâm: «İmâm Muhammed'i seferde namaz kılarken çok gördüm. Öğle'den evvel ve sonra sünnet kılmıyor; Fakat sabah ile akşam namazının ikişer rek'ât sünnetini hiç bırakmıyordu. İkindi ile yatsı'dan önce nafile kıldığını görmedim. Yatsıyı kılar; sonra vitr'e geçerdi.» demişdir. diyor ki: «İhtimâl Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetleri konakladığı yerde kılar da İbn Ömer görmezdi. Zîra nafileyi evde kılmak efdaldır. Yahut sünnetlerin bazen terk edilebileceğine ten-bîh için onları bâzı vakitlerde kılmamışdır.» terk edileceğine kaail olanların istidlal makamında: «Sünnetler meşru olmuş olsa farzı dört olarak tamamlamak daha yerinde bir iş olurdu.» sözlerine karşı, Nevevî şu cevâbı vermektedir: «Farz kesin olarak meşrudur. Şayet tam olarak dört rek'ât üzerinden kılınması meşru olsa seferde bütün farz namazların tam olarak kılınması icâb ederdi. Nafile ise mükellefin re'yine bırakılmışdir. Bu bâb'da rifk-u mülâyemet. onun meşru olmasını gerektirir. Mükellef isterse kılar ve sevap ka zanır; isterse kılmaz ve kılmadığından dolayı ona hiç bir şey lâzım gelmez.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1613-)
Bize Halef b. Hişâm ile Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî ve Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Hammâd (Yani İbn Zeyd) rivâyet etti, H. Züheyr b. Harb ile Ya'kûb b. İbrâbîm de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize İsmail rivâyet etti. Bu râvîlerin ikisi de Eyyûb'dan, o da Ebû Ki-lâhe'den, o da Enes'den naklen rivâyet etmişlerdir ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazını Medine'de dört rek'ât kılmış; ikindiyi ise Zii'l-Huleyfe'de İki rek'ât üzerinden kılmişdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1613-)
Bize Halef b. Hişâm ile Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî ve Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Hammâd (Yani İbn Zeyd) rivâyet etti, H. Züheyr b. Harb ile Ya'kûb b. İbrâbîm de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize İsmail rivâyet etti. Bu râvîlerin ikisi de Eyyûb'dan, o da Ebû Ki-lâhe'den, o da Enes'den naklen rivâyet etmişlerdir ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazını Medine'de dört rek'ât kılmış; ikindiyi ise Zii'l-Huleyfe'de İki rek'ât üzerinden kılmişdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1614-)
Bize Saîd b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Süfyân rivâyet etti. ki) ; Bize Muhammed b. Münkedir ile İbrahim b. Meysera rivâyet ettiler. Onlar da Enes b. Mâlik'i şöyle derken işitmişler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber öğle namazını Medine'de dört rek'ât kıldım. Yine onunla ikindiyi Zü'l-Huleyfe'de iki rek'ât kıldım.» hadîsi Buhârî «Ebvâbü't-Taksîr» ile «Hacc» bahislerinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. şerif Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yola çıkmazdan evvel namazlarını tam kıldığını, yola çıktıkdan sonra dört rek'âtlı namazları ikişer kıldığını göstermektedir. Zü'l - Huleyfe Medîne’ye altı veya yedi mil mesafede bir yer olup Medîne'lilerin mîkaatıdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1614-)
Bize Saîd b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Süfyân rivâyet etti. ki) ; Bize Muhammed b. Münkedir ile İbrahim b. Meysera rivâyet ettiler. Onlar da Enes b. Mâlik'i şöyle derken işitmişler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber öğle namazını Medine'de dört rek'ât kıldım. Yine onunla ikindiyi Zü'l-Huleyfe'de iki rek'ât kıldım.» hadîsi Buhârî «Ebvâbü't-Taksîr» ile «Hacc» bahislerinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. şerif Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yola çıkmazdan evvel namazlarını tam kıldığını, yola çıktıkdan sonra dört rek'âtlı namazları ikişer kıldığını göstermektedir. Zü'l - Huleyfe Medîne’ye altı veya yedi mil mesafede bir yer olup Medîne'lilerin mîkaatıdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1615-)
Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Beşşâr; ikisi birden Gunder'den rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer Gunder, Şu'be'den, o da Yahya b. Yezîd El-Hünâi'den naklen rivâyet etti. ki: En es b. Mâlik'e namazı kasr mes'elesini sordum. Şu cevâbı verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç mil yahut üç fersah (şüphe eden, Şu'be'dir.) mesafeye gitmek üzere yola çıktığı zaman namazı İki rek'ât kılardı.» hadîsde bildirilen üç mil veya üç fersah Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seferinin sonu değildir, Hadîsden maksad şu'dur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz vakti gelmeden yola çıkar; üç mil veya üç fersah mikdârı yürüdükden sonra namazın vakti girer, onu; o zaman kılardı. diyor ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kasr ederek kıldığı namazın vaktine bir hayli müddet varken yola çıkar, namaz vakti ona üç mil veya daha fazla yol aldıkdan sonra gelirdi. O da namazı, o zaman kılardı. Mutlak surette vârid olan hadîsler kasr'ın beldeden çıkarken caiz olduğu hususunda biribirini te'yîd ederler. Zîra o anda, o kimseye yolcu denir.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1615-)
Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Beşşâr; ikisi birden Gunder'den rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer Gunder, Şu'be'den, o da Yahya b. Yezîd El-Hünâi'den naklen rivâyet etti. ki: En es b. Mâlik'e namazı kasr mes'elesini sordum. Şu cevâbı verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç mil yahut üç fersah (şüphe eden, Şu'be'dir.) mesafeye gitmek üzere yola çıktığı zaman namazı İki rek'ât kılardı.» hadîsde bildirilen üç mil veya üç fersah Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seferinin sonu değildir, Hadîsden maksad şu'dur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz vakti gelmeden yola çıkar; üç mil veya üç fersah mikdârı yürüdükden sonra namazın vakti girer, onu; o zaman kılardı. diyor ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kasr ederek kıldığı namazın vaktine bir hayli müddet varken yola çıkar, namaz vakti ona üç mil veya daha fazla yol aldıkdan sonra gelirdi. O da namazı, o zaman kılardı. Mutlak surette vârid olan hadîsler kasr'ın beldeden çıkarken caiz olduğu hususunda biribirini te'yîd ederler. Zîra o anda, o kimseye yolcu denir.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1616-)
Bize Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Beşşâr, hep birden İbn Mehdî'den rivâyet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Yezîd b. Humeyr'den, o da Habib b. Ubeyd'den, o da Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Şurahbî! b. Simt ile beraber onyedi veya onsekiz mü mesafede bulunan bir köye gitmek üzere yola çıktım. Şurahbîl, namazı iki rek'ât kıldı. Bunun (Niçin yaptığını) kendisine sordum: ki: Ömer'i, Zü’l-Hule'yfe'de iki rek'ât kılarken gördüm de ben de ona sordum. Ömer: Ben ancak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den gördüğüm gibi yapıyorum, dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1616-)
Bize Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Beşşâr, hep birden İbn Mehdî'den rivâyet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Yezîd b. Humeyr'den, o da Habib b. Ubeyd'den, o da Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Şurahbî! b. Simt ile beraber onyedi veya onsekiz mü mesafede bulunan bir köye gitmek üzere yola çıktım. Şurahbîl, namazı iki rek'ât kıldı. Bunun (Niçin yaptığını) kendisine sordum: ki: Ömer'i, Zü’l-Hule'yfe'de iki rek'ât kılarken gördüm de ben de ona sordum. Ömer: Ben ancak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den gördüğüm gibi yapıyorum, dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1617-)
Bu hadîsi bana Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, bu isnâdla rivâyet etti. (Yalnız o) İbn's Şimt'dan dedi; Şurahbîl adını söylemedi. Bir de: Kendisinin Hınıs'dan onsekiz mil uzakta bulunan ve Devmîn (veya Dûmîn) denilen bir yere vardığını söyledi. Bazıları bu hadîsle istidlal ederek sefere çıkan bir kimsenin tam bir günlük bir yere gitmese de namazlarını kasr edebileceğini soylemişlerse de hadîs-i şerifde bu hususa delâlet yokdur. Çünkü gösterilen her iki aded şüphelidir. Binaenaleyh bunların hiç birine îtimâd olunamaz. Birinin sabit olduğu farz edilse bile bu mikdâr, namazı kasr ederek kılmağa başladığının iptidâsıdır. Ömer'in Zû’l-Huleyfe'de namazı kasr ederek kılması, o yer'in seferin sonu olduğuna delâlet etmez. Şurahbîl'in kasr ederek kıldığı mesafe şek'siz olarak bilinse bile onun fiili hüccet olamaz; çünkü kendisi bir kavle göre tâbiîndendir. Cumhûr-u ulemâya muhalefet etmişdir. Yahut onyedi veya onsekiz mil mesafede namazı kasr etmesi, yolculuğu esnasında olmuşdur. Bu mesafe onun gideceği yerin sonu değildir; diye te'vîl olunur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1617-)
Bu hadîsi bana Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, bu isnâdla rivâyet etti. (Yalnız o) İbn's Şimt'dan dedi; Şurahbîl adını söylemedi. Bir de: Kendisinin Hınıs'dan onsekiz mil uzakta bulunan ve Devmîn (veya Dûmîn) denilen bir yere vardığını söyledi. Bazıları bu hadîsle istidlal ederek sefere çıkan bir kimsenin tam bir günlük bir yere gitmese de namazlarını kasr edebileceğini soylemişlerse de hadîs-i şerifde bu hususa delâlet yokdur. Çünkü gösterilen her iki aded şüphelidir. Binaenaleyh bunların hiç birine îtimâd olunamaz. Birinin sabit olduğu farz edilse bile bu mikdâr, namazı kasr ederek kılmağa başladığının iptidâsıdır. Ömer'in Zû’l-Huleyfe'de namazı kasr ederek kılması, o yer'in seferin sonu olduğuna delâlet etmez. Şurahbîl'in kasr ederek kıldığı mesafe şek'siz olarak bilinse bile onun fiili hüccet olamaz; çünkü kendisi bir kavle göre tâbiîndendir. Cumhûr-u ulemâya muhalefet etmişdir. Yahut onyedi veya onsekiz mil mesafede namazı kasr etmesi, yolculuğu esnasında olmuşdur. Bu mesafe onun gideceği yerin sonu değildir; diye te'vîl olunur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1618-)
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivâyet etti. ki): Bize Hüseyni, Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdî. Enes şöyle dedi: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde Medine'den Mekke'ye (doğru yola) çıkdık da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tâ dönünceye kadar namazları ikişer rek'ât kıldı. (Yahya Dedi ki): Enes'e: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de ne kadar kaldı?» diye sordum; On gün! cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1618-)
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivâyet etti. ki): Bize Hüseyni, Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdî. Enes şöyle dedi: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde Medine'den Mekke'ye (doğru yola) çıkdık da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tâ dönünceye kadar namazları ikişer rek'ât kıldı. (Yahya Dedi ki): Enes'e: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de ne kadar kaldı?» diye sordum; On gün! cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1619-)
Bize, bu hadîsi Kuteybe dahi rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Avâne rivâyet etti. H. hadîsi, bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize İbn Uley-ye rivâyet etti. Bunlar hep birden Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Hüşeym'in hadîsi gibi rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1619-)
Bize, bu hadîsi Kuteybe dahi rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Avâne rivâyet etti. H. hadîsi, bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize İbn Uley-ye rivâyet etti. Bunlar hep birden Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Hüşeym'in hadîsi gibi rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1620-)
Bize, Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be rivâyet etti. ki): Bana Yahya b. Efe! İshâk rivâyet etti: ki: Ben, Enes b. Mâlik'i: «Biz, Medine'den Hacc için yola çıktık...» derken işittim; sonra yukarki hadîsin mislini söyledi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1620-)
Bize, Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be rivâyet etti. ki): Bana Yahya b. Efe! İshâk rivâyet etti: ki: Ben, Enes b. Mâlik'i: «Biz, Medine'den Hacc için yola çıktık...» derken işittim; sonra yukarki hadîsin mislini söyledi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1621-)
Bize, İbnü Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. H. Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Üsâme rivâyet etti. Bunlar hep birden, Sevrî'den, o da Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. (Yalnız burada râvî) Hacc'i zikretme-mişdir. hadîsi Buhârî «Ebvâbü't-Taksîr» ve «Megâzî» bahislerinde; Ebû Dâvûd., Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. bir rivâyetinde tasrîh edildiği vecihle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu seferi, Hacc içindi. Mezkûr seferde Mekke'ye Zil-hicce'nin dördüne rastlayan pazar günü sabahı vâsıl olmuşdu. Bu sefer'-de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz öğle, ikindi, yatsı ve sabah namazlarını ikişer rek'ât; akşam namazını üç rek'ât olarak hâli üzere kümışdır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Mekke'de ne kadar kaldığını bildiren hadîsler muhtelifdir. Buradaki Enes (radıyallahü anh) rivâyetine göre on gün; Buhârî'nin rivâyet ettiği İbn Abbâs rivâyetine göre ondokuz gün; -Ebû Dâvûd'un rivâyet ettiği İbn Abbâs hadîsine göre onyedi gün; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce'nin tahrîc ettikleri diğer bir rivâyete göre onbeş gün; bâzı rivâyetlerde onsekiz gece kalmışdır. rivâyetlerin arası şöyle cem' edilmişdir: Hazret-i Enes hadîsi Veda Hacc'ına âiddir. Ö seferde Mekke'de on gün kaldı denilmesinden murâd: nefs-i Mekke'de değil Mekke ile birlikde Mina'da kalmasıdır. Çünkü bu husûsda olan Câbir hadîsinden de anlaşıldığına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye Zilhicce'nin dördünde girmiş; giriş ve çıkış günleri hâriç olmak üzere orada üç gün kalmış; ayın sekizinci günü Mina'ya varmış; orada da üç gün yânî şeytan taşiama günlerinde kalmış ki, bu günlerin sonu Zilhicce'nin onüçüne tesadüf eder. Abbâs hadîsi ise Mekke'nin fethine âiddir. Bu bâb'da Imrân b. Husayn (radıyallahü anh) dan da rivâyet vardır. Mezkûr rivâyete göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de onsekiz gece, kalmışdır. İbn Abbâs rivâyetleri ile Hazret-i Imrân rivâyetinin arasını bulmuş ve: «Ondokuz gün diye rivâyet eden, Mekke'ye giriş ve çıkış günlerini hesaba katmış; onyedi gün diyen bunları terk etmişdir. Onsekiz gece kaldığını rivâyet eden, girişle çıkış günlerinden birini saymış; diğerini saymamışdır.» demişdir. gün rivâyetine gelince: Nevevî (631-676) «El-Hulâsa» nâm eserinde bu rivâyetin zayıf ve mürsel olduğunu söylemişdir. Fakat Aynî'nin beyânına göre zayıf değil isnadı güzel, râvîleri mu'temeddir. namazların niçin ikişer rek'ât meşru olduğunu Dahhâk tefsirinde şöyle îzâh eder: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) islâmiyet'in ilk zamanlarında öğle, ikindi, yatsı ve sabah namazlarını ikişer rek'ât; akşam namazını ise üç rek'ât üzerinden kılardı. O bu namazları henüz kıble, Kâ'be'ye çevrilmezden önce kılmışdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün öğle namazını iki rek'ât olarak Beyt-i Makdis'e doğru kildıkdan sonra Cebrail (Aleyhîsselâm) gelmiş; kendisini Kâbeye düğru çevirerek iki rek'ât daha kılmasını işaret etmiş; ondan sonra ikindi ve yatsı'yı da dörder rek'ât, sabah namazını iki rek'ât kılmasını emretmiş ve: «Yâ Muhammed! İlk kıldığın farz ümmetinin yolcuları ile gazilerine mahsûsdur.» demişdir. Hazret-i Alî (radıyallahü anh)'dan tahrîc ettiği bir hadîse göre tüccardan bir cemâat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e müracaat ederek: «Yâ Resûlallah! Biz, sefere çıkıyoruz. Namazımızı . nasıl kılacağız?» diye sormuşlar. Bunun üzerine Teâlâ Hazretleri çıktığınız vakit namazı kasr etmenizde bir beis yokdur.» kerimesini indirmiş; sonra bir müddet vahy kesilmiş; bundan bir sene sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gazaya çıkmış ve Harb esnasında öğleyi kılmış. Müşrikler bunu görünce biribirlerine: Muhammed ve ashabı arkalarından hücuma imkân veriyorlar! Şunların üzerine baskıyı arttırsanız!...» demişler; müteakiben Teâlâ Hazretleri iki namaz arasında âyetin sonunu yani kâfirlerin size fenalık edeceğinden korkarsanız...» kısmını indirmişdir. b. Abdillâh (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunan bir hadîse göre kasr âyeti Nahl denilen yerde nâzil olmuşdur. İbn Esîr'in beyânına göre bu vak'a hicretin dördüncü senesinde olmuşdur. tefsirinde Hazret-i İbn Abbâs'in: «Kasr ederek kılınan ilk namaz ikindidir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu Usfân'da Zû Enmâr gazasında kıldı.» dediği rivâyet olunmuşdur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1621-)
Bize, İbnü Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. H. Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Üsâme rivâyet etti. Bunlar hep birden, Sevrî'den, o da Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. (Yalnız burada râvî) Hacc'i zikretme-mişdir. hadîsi Buhârî «Ebvâbü't-Taksîr» ve «Megâzî» bahislerinde; Ebû Dâvûd., Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. bir rivâyetinde tasrîh edildiği vecihle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu seferi, Hacc içindi. Mezkûr seferde Mekke'ye Zil-hicce'nin dördüne rastlayan pazar günü sabahı vâsıl olmuşdu. Bu sefer'-de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz öğle, ikindi, yatsı ve sabah namazlarını ikişer rek'ât; akşam namazını üç rek'ât olarak hâli üzere kümışdır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Mekke'de ne kadar kaldığını bildiren hadîsler muhtelifdir. Buradaki Enes (radıyallahü anh) rivâyetine göre on gün; Buhârî'nin rivâyet ettiği İbn Abbâs rivâyetine göre ondokuz gün; -Ebû Dâvûd'un rivâyet ettiği İbn Abbâs hadîsine göre onyedi gün; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce'nin tahrîc ettikleri diğer bir rivâyete göre onbeş gün; bâzı rivâyetlerde onsekiz gece kalmışdır. rivâyetlerin arası şöyle cem' edilmişdir: Hazret-i Enes hadîsi Veda Hacc'ına âiddir. Ö seferde Mekke'de on gün kaldı denilmesinden murâd: nefs-i Mekke'de değil Mekke ile birlikde Mina'da kalmasıdır. Çünkü bu husûsda olan Câbir hadîsinden de anlaşıldığına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye Zilhicce'nin dördünde girmiş; giriş ve çıkış günleri hâriç olmak üzere orada üç gün kalmış; ayın sekizinci günü Mina'ya varmış; orada da üç gün yânî şeytan taşiama günlerinde kalmış ki, bu günlerin sonu Zilhicce'nin onüçüne tesadüf eder. Abbâs hadîsi ise Mekke'nin fethine âiddir. Bu bâb'da Imrân b. Husayn (radıyallahü anh) dan da rivâyet vardır. Mezkûr rivâyete göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de onsekiz gece, kalmışdır. İbn Abbâs rivâyetleri ile Hazret-i Imrân rivâyetinin arasını bulmuş ve: «Ondokuz gün diye rivâyet eden, Mekke'ye giriş ve çıkış günlerini hesaba katmış; onyedi gün diyen bunları terk etmişdir. Onsekiz gece kaldığını rivâyet eden, girişle çıkış günlerinden birini saymış; diğerini saymamışdır.» demişdir. gün rivâyetine gelince: Nevevî (631-676) «El-Hulâsa» nâm eserinde bu rivâyetin zayıf ve mürsel olduğunu söylemişdir. Fakat Aynî'nin beyânına göre zayıf değil isnadı güzel, râvîleri mu'temeddir. namazların niçin ikişer rek'ât meşru olduğunu Dahhâk tefsirinde şöyle îzâh eder: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) islâmiyet'in ilk zamanlarında öğle, ikindi, yatsı ve sabah namazlarını ikişer rek'ât; akşam namazını ise üç rek'ât üzerinden kılardı. O bu namazları henüz kıble, Kâ'be'ye çevrilmezden önce kılmışdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün öğle namazını iki rek'ât olarak Beyt-i Makdis'e doğru kildıkdan sonra Cebrail (Aleyhîsselâm) gelmiş; kendisini Kâbeye düğru çevirerek iki rek'ât daha kılmasını işaret etmiş; ondan sonra ikindi ve yatsı'yı da dörder rek'ât, sabah namazını iki rek'ât kılmasını emretmiş ve: «Yâ Muhammed! İlk kıldığın farz ümmetinin yolcuları ile gazilerine mahsûsdur.» demişdir. Hazret-i Alî (radıyallahü anh)'dan tahrîc ettiği bir hadîse göre tüccardan bir cemâat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e müracaat ederek: «Yâ Resûlallah! Biz, sefere çıkıyoruz. Namazımızı . nasıl kılacağız?» diye sormuşlar. Bunun üzerine Teâlâ Hazretleri çıktığınız vakit namazı kasr etmenizde bir beis yokdur.» kerimesini indirmiş; sonra bir müddet vahy kesilmiş; bundan bir sene sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gazaya çıkmış ve Harb esnasında öğleyi kılmış. Müşrikler bunu görünce biribirlerine: Muhammed ve ashabı arkalarından hücuma imkân veriyorlar! Şunların üzerine baskıyı arttırsanız!...» demişler; müteakiben Teâlâ Hazretleri iki namaz arasında âyetin sonunu yani kâfirlerin size fenalık edeceğinden korkarsanız...» kısmını indirmişdir. b. Abdillâh (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunan bir hadîse göre kasr âyeti Nahl denilen yerde nâzil olmuşdur. İbn Esîr'in beyânına göre bu vak'a hicretin dördüncü senesinde olmuşdur. tefsirinde Hazret-i İbn Abbâs'in: «Kasr ederek kılınan ilk namaz ikindidir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu Usfân'da Zû Enmâr gazasında kıldı.» dediği rivâyet olunmuşdur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yolcuların Namazı Ve Bu Namazın Kısaltılması Bâbı
1622-)
Bana Harmeletü’bnü Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bana Amr- -ki İbm'l-Hâris'dir- İbn Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi, ki kendileri Mina'da ve daha başka yerlerde yolcu namazını ikişer rek'ât kılmış. Ebû Bekr, Ömer ve hilâfetinin ilk zamanlarında Osman'da hep böyle ikişer rek'ât kılmışlar. Sonraları Osman (Mina'da) dört olarak tamam kılmıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1623-)
Bize bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize Velîd b. Müslim, Evzâîden rivâyet etti. H. bu hadîsi İshâk ile Ahd b. Humeyd de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Abdürrezzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer haber verdi. Bunlar hep birden Zührî'den bu isnâdla rivâyet etmişlerdir. Zührî: «Mina'-da» demiş: «başka yerlerde» dememiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1624-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. İbn Ömer Şöyle dedi: Resûlüllah «Mina'da namazı iki rek'ât kıldı. Ondan sonra Ebû Bekr, Ebû Bekr'den sonra Ömer; ve hilâfetinin ilk zamanlarında Osman da hep ikişer rek'ât kıldılar. Bir müddet sonra Osman dört rek'ât kılmağa başladı.» Ömer İmâmla kıldığı vakit dört, yalnız kıldığında iki rek'ât kılarmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1625-)
Bize bu hadîsi İbn'l-Müsennâ ile Ubeydullah b. Saîd de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Yahya -ki el-Kattân'dir- rivâyet etti. H. bu hadisi Ebû Küreyb dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Zaide haber verdi. H. bu hadisi İbn Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize Ukbetü'-bnü Hâlid rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi Ubeydullah'dan bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1626-)
Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize Babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hubeyb b. Abdirrahmân'dan, naklen rivâyet etti. O da Hafs b. Âsım'ı İbn Ömer'den naklen rivâyet ederken dinlemiş. İbn Ömer Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): yolcu namazı kıldı; Ebû Bekir ile Ömer ve sekiz yahut altı sene Osman da orada, yolcu namazı kıldılar. ki: «İbn Ömer, Mina'da iki rek'ât namaz kılar; sonra yatağına gelirdi. Ben: Ey Amıca! Bunlardan sonra iki rek'ât daha kusana! dedim; İbn Ömer: Öyle yapsaydım namazı tamam kılmış olurdum! dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1627-)
Bize, bu hadîsi Yahya b. Habîb de rivâyet etti. ki): Bize Hâlid (yânı İbn'l - Haris) rivâyet etti. H. İbn'l-Müsennâ dahi rivâyet etti. ki: Bana Abdii's-Samed rivâyet etti. Bu râvîlerin ikisi de: Bize Şu'be, bu isnâdla rivâyet etti... demişler «Mina'da» kıldırdığını söylememişler. Yalnız: «Seferde kıldı.» demişlerdir hadisi Buhârî «Yolcular namazı» bahsinde; Nesâî dahi «namaz» bahsinde tahrîc etmişlerdir. rivâyetinde, namazın Mina'da ve daha başka yerlerde ikişer rek'ât üzerinden kılındığı bildirilmektedir. ki Mina'da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahü anhûm) namazları hep ikişer rek'ât kılmışlar; Hazret-i Osman dahi hilâfetinin ilk senelerinde ikişer rek'ât üzerinden kılmış; sonra kasr'ı bırakarak tam kılmaya başlamışdır. Çünkü orada kasr da; tamam kılmakda caizdir. Tamam kılmakda daha ziyâde meşakkat olduğu için Hazret-i Osman onu tercih etmişdir. Çünkü ibâdetin zahmetlisi daha makbuldür.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1628-)
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Abdülvâhid, A'meş'den rivâyet etti. ki): Bize İbrahim rivâyet etti. ki: Ben Abdurrahmân b. Yezîd'i şöyle derken işittim: Bize, Osman, Mina'da namazı dört rek'ât kıldırdı. Bunu Abdullah b. Mes'ûd'a söylediler. İbn Mes'ûd istirca' yaptı, sonra: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Mina'da namazı iki rek'ât kıldım; Ebû Bekr-i Sıddîk ile Mina'da, namazı iki rek'ât kıldım; Ömerü'bnü-l-Hattâb ile dahi Mina'da, namazı iki rek'ât kıldım. Keski dört rek'âtlı namazdan nasibını kabul edilen iki rek'ât olsa!» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1629-)
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Ktireyb rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Ebû Muâviye rivâyet etti. H. Osman b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki: Bize Cerîr rivâyet etti. H. İshâk ile İbn Haşrem dahi rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Isâ haber verdi. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu İsnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. hadîsi Buhârî «Yolcular namazı» ve «Hacc» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî de «Hacc» bahsinde muhtelif râvî'erden tahvîc etmişlerdir. Osman'ın, Mina'da cemaata dört rek'âtlı namazı kasr etmeyip; tam kıldırması Hacc'dan döndükten sonra şeytan taşlamak için Miria'da kaldığı günlerdedir. Bunu Abdullah b. Mes'ûd'a söylemişler. Abdullah (radıyallahü anh) Hazret-i Osman’ın efdali terk ettiğini görerek istirca' yapmışdır. İstirca' «Bİz ancak Allah'ın kullarıyız ve ancak ona döneceğiz.» demekdir. Bu cümle ekseriyetle musibet zamanlarında söylenir. Demek oluyor ki, İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) Hazret-i Osman'in ef dalı terk etmesini bir nevî musibet addetmiş; kendisinin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebî Bekir ve Ömer (radıyallahü anhûma) nın arkasında Mina'da bunca namaz kıldığını fakat bunların hiç birinin dört rek'ât kılmadıklarını söylemiş hattâ bir rivâyetde: «Sonra siz ayrı ayrı yollara dağıldınız.» demişdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1630-)
Bize Yahya b. Yahya ile Kuteybe rivâyet ettiler. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Kuteybe ise Bize Ebû'l-Ahvas Ebi İshak'dan, o da Harisetü'bnü Vehb'den naklen rivâyet etti; dedi. Harise şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde Mina'da insanlar son derece emîn ve son derece kalabalık olduğu hâlde namazı, iki rek'ât kıldım.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1631-)
Bize, Ahmed b. Abdillâh b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize, Ebû İshâk rivâyet etti. ki): Bana, Hârisetü'bnü Vehb El-Huzâî rivâyet etti. ki): Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in arkasında: Mina'da namaz kıldım. İnsanlar alabildiğine kalabalıktılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu Veda' Haccuıda, namazı iki rek'ât kıldırdı. der ki: «Hârisetü'bnü Vehb El-Huzâî, Ubeydullah b. Ömer b. Hattâb’ın anne bir kardeşidir. hadisi Buhârî «Yolcular namazı» ile «Hacc» bahislerinde; Ebû Dâvûd (202-275), Tirmizî (209-279) ve Nesâî (215-303) «Hacc» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Minada Namazı Kasretme Bâbı
1632-)
Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim şu hadîsi okudum: İbn Ömer soğuk ve rüzgârlı bir gecede namaz için ezan okumuş ve: «Dikkat edin namazlarınızı, bulunduğunuz yerde kılın!» demiş. Sonra şunu ilâve etmiş: (sallallahü aleyhi ve sellem) (seferde) gece soğuk ve yağmurlu olursa müezzine emreder; o da: Dikkat edin! namazı menzillerinizde kılın derdi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yağmurlu Zamanlarda Namazın Evlerde Kılınması Bâbı
1633-)
Bize, Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Ubeydullah rivâyet etti. ki): Bana, Nâfi', İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, İbn Ömer soğuk, rüzgârlı ve yağmurlu bir gecede namaz için ezan okumuş, ezanının sonunda: «Dikkat!., namazı menzillerinizde kılın! Dikkat... namazı menzilerinizde kılın!» demiş. Sonra şunu ilâve etmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) seferde gece soğuk veya yağmurlu olduğu vakit: «Dikkat!... Namazı, menzillerinizde kılın!» demesini müezzine emir buyururdu.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yağmurlu Zamanlarda Namazın Evlerde Kılınması Bâbı
1634-)
Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize, Ehv Üsâme rivâyet etti. ki): Bize, Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, kendisi Dacnân denilen yerde namaz için ezan okumuş... Sonra râvî hadîsin mislini rivâyet etmiş (Yalnız burada): «Dikkat!.. Namazı, menzillerinizde kılın!» demiş fakat ikinci defa İbn Ömerin: «Dikkat!.. Namazı menzillerinizde kılın!» sözünü tekrarlamamış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yağmurlu Zamanlarda Namazın Evlerde Kılınması Bâbı
1635-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen-haber verdi. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Yağmurlu Zamanlarda Namazın Evlerde Kılınması Bâbı