Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı

5069-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Abdulaziz (Yani İbn Muhammed) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Verimli yerde sefer ettiğiniz zaman develere o yerden nasiblerinİ verin! yerde sefer ederseniz onları ilikleri çıkmadan acele yürütünüz. Mola verdiğiniz zamanda yoldan kaçınınız. Çünkü o hayvanların yollan ve geceleyin böceklerin sığınağıdır.» buyurmuşlar. hadis hayvanlara karşı müşfik davranmak gerektiğini bildirmektedir. Mer'ası bol yerlerde sefer edilirse zaman zaman hayvanlar otlatılarak doyurulacak, icabında sulanacak; mer'asiz yerlerden geçilirse menzil-i maksuda biran evvel varmak için hızlı gidilecektir. Çünkü bu gibi yerlerde de mûtad yürüyüşle gidilirse yiyeceksîzlikten hayvanlar zayıflar; çok defa hastalanarak yolda kalır. Telef olur. Bir yerde konaklamak icabederse yol üstüne değil tenha bir yere çekilerek mola verilecektir. Yolculuğun âdabı budur. Çünkü geceleyin dolaşan sinek ve böcek gibi haşerat ile zehirli yılanlar ve yırtıcılar yollarda yürürler. Bu onlara hem bir kolaylıkdır. Hem de geçen yolculardan düşen yiyecek kırıntılarıyla karınlarını doyururlar. Bu sebeple hem o hayvanlara mâni olmamak hem de onlardan gelecek zarara maruz kalmamak için yoldan uzak bir yere inmek emir buyurulmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yürürken Hayvanların Menfaatına Riayet Ve Yol Üzerinde Mola Vermekten Nehiy Bâbı
5070-) Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb ile İsmâîl b. Ebi Üveys, Ebû Mus’ab Ez-Zührî, Mansur b. Ebû Müzahim ve Kuteybe b. Saîd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Mâlik rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya Et-Temîmî dahi rivâyet etti lafız onundur. ki): Mâlik'e, Sana Sümeyy, Ebû Salih'ken, o da Ebû Hüreyre'den naklen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' in: azabdan bir parçadır. Sizden birinize uykusunu ve yemesini içmesinî men eder. Biriniz hacetini olduğu gibi gordümü hemen evine acele dönsün» buyurduğunu rivâyet etti mi? Dedim. Evet. Cevabını verdi. hadîsi Buhârî «Hac» ve «Cihad» bahislerinde; Nes'a’î «Siyers'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. azabdan bir parça olması meşakkatin verdiği elem dolayısiy-ledir. Seferin yolcuya uykusunu ve yiyeceğini ve içeceğini men etmesinden murad bunları vaktinde ve yeteri kadar alamamasıdır. Yoksa bunların hakikatlerim men etmesi mevzu bahis değildir. Şerif; seferde bulunan bir kimsenin işini bitirdikten sonra lüzumsuz yere gecîkmeyip acele evine'dönmesinin müstehab olduğuna delildir. .

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Seferin Azabdan Bir Parça Oluşu Ve Yolcunun İşini Bitirdikten Sonra Acele Evine Dönmesinin Müstehab Olması Bâbı
5071-) Bana Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Yezid b. Hârun, Hemmâm'dan, o da İshâk b. Abdillah b. Ebî Talha’dan, o da Enes b. Malik'den naklen rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ailesi nezdine geceleyin gelmezdi. Onlara ya sabah ya-hud akşamleyin gelirdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5072-) Bana bu hadisi Züheyr b. Harb de rivâyet etti. ki); Bize Abdüssemed b. Abdîlvâris rivâyet etti. ki): Bize Hemmam rivâyet etti. ki): Bize İshak b. Abdillah b. Ebî Talha Enes b. Malik'den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadisin mislini rivâyet etti. Şu kadar var ki o «geceleyin girmezdi» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5073-) Bana îsmâîl b. Salim rivâyet etti. ki): Bize Hü-şeynı rivâyet etti. ki): Bize Seyyar haber verdi. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti lafz onundur. ki): Bize Hüseyni, Seyyâr'dan o da Şa'bî'den o da Câbir b. Abdillah'dan naklen rivâyet etti. Cabir Şöyle dedi: Bir gazada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte bulunuyorduk. Medine'ye geldiğimizde girmeye kalkıştık. Bunun üzerine: olun da (oraya) geceleyin (yani yatsı zamanı) girelim. Tâki dağınık saçlı kadın taransın, kocası gurbette olan da usturasını kullansın!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5074-) Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki): Bana Abdissamed rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Seyyâr'dan o da, Âmir'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): geceleyin (seferden) geldiği vakit hemen ailesi yanına dalıvermesin, Tâki kocası gurbette olan usturasını kullansın, dağınık saçlı da taransın» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5075-) Bu hadîsi Yahya b. Habib de rivâyet etti. (Dedi-ki): Bize Bavh b. Ubade rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Bize Seyyar bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5076-) Bize Muhammed b. Beşşâr da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed (Yani İbn Ca'fer) rivâyet etti. ki); Bize Şu'be Âsım'dan, o da Şa'bî'den, o da Cabir b. Abdülah'dan naklen rivâyet etti. Cabir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) erkeğin gur-beti uzadığı zaman ailesinin yanına geceleyin gelmesini yasak etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5077-) Bu hadîsi bana Yahya b. Habib dahi rivâyet etti. ki): Bize Ravh rivâyet etti. ki): Bize Şu'be bu isnadla rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5078-) Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Vekî', Süfyan'dan, o da Muharîb'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. Cabir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Erkeğin seferden geceleyin gelerek ailesinin yanına dalmasını onların hıyanetini anlamak istemesini yahut kusurlarını araştırmasını yasak etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5079-) Bu hadîsi bana Muhammed b. Müsenna da rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahman rivâyet etti. ki): Bize Süfyan bu isnadla rivâyette bulundu. Abdurrahman Şöyle dedi: (onların hıyanetlerini anlamak istemesini yahut kusurlarını arattırmasını) cümlesini kasdederek burası hadisde var mıdır yok mudu; bilmiyorum dedi.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5080-) Bize yine Muhammed b. Müşenna rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. H. Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. (Her İki râvi demişler ki) bize Şu'be, Muharib'den, o da Cabir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen yoldan geceleyin gelmenin mekruh olduğunu rivâyet etti. Ama «Onların hıyanetlerini anlamak yahut kusurlarını araştırmak» kaydını zikretmedi. hadîsin Enes rivâyetini Buhârî Ömre bahsinde; Nesâî «Işretû'n-Nisa»'da, Cabir rivâyetini Buhârî «Nikah, Büyü', İstikraz, Cihad» ve «Şurut» bahislerinde kimi uzun kimi muhtasar olmak üzere tahric etmiştir. Hazret-i Cabir'in beraber bulunduğu sefer Tebük gazasıdır. Geceleyin gelmek manasınadır. ustura kullanmasından murad kasık ve koltuklardaki kılları yok etmesidir. Bütün bu rivâyetlerden anlaşılıyor ki; uzun zaman ailesinden uzak yaşayan kimsenin dönüşte geceleyin ansızın evine gelmesi mekruhtur. Fakat yakın bir yere gitmişde karısı gelmesini bekliyorsa evine gece dönmesinde beis yoktur. Keza askerde veya benzeri kalabalık bir cemaat içinde seferde bulunurda dönmeke oldukları ve şimdi şehre girecekleri haber verilirse, istediği zaman evine girmesinde beis yoktur. Çünkü ansızın geceleyin girmek evdekiler hazır olsun, telâşa düşmesinler diye yasak edilmiştir. Burada böyle bir telâş yoktur.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Emirlik
Konu: Yoldan Gelen Kimsenin Turükunun —ki Bu Kelime Geceleyin Girmek Demektir— Mekruh Oluşu Bâbı
5081-) Bize İshak b. İbrahim El-Hanzalî rivâyet etti. ki): Bize Cerir, Mansur'dan, o da İbrahim'den ,o da Hemmam b. Haris'den, o da Adiyy b. Hâtim'den naklen haber verdi Adiyy Şöyle dedi: Ya Resûlüllah ben öğretilmiş köpekleri şahyorunida bana (av) tutuyorlar. Üzerine besmelede çekiyorum dedim. Bunun üzerine «Öğretilmiş köpeğini saldığın üzerine besmelede çektiğin vakit ye!» boyarda. Ya avı öldürürlerse? dedim. öldürsünler (ama) onlarla beraber olmayan köpek onlara iştir rak etmemek şartiyle» buyurdu. Kendilerine: Bir de ben ava ok atıyor ve vuruyorum, dedim. atar da hayvanı delerse onu yel Genişliğine isabet ederse onu yeme!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5082-) Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivâyet etti. ki): Bize İbn Fudayl, Beyan'dan, o da Şa'bi'den ,o da Adiyy b. Hâtim'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordum: Biz bu köpeklerle av avlayan bir kavimiz, dedim. Bunun üzerine: «Öğretilmiş köpeklerini saldığın üzerlerine besmelede çektiğin vakit senin için tuttukları avdan ye! Velevkî Öldürmüş olsunlar. Ancak köpek (avdan) yerse o başka! O yerse sen yeme. Çünkü avı sadece kendisi için tutmuş olmasından korkarım. Onlara başka köpekler karışırsa (o avdan) yeme!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5083-) «Köpeğini saldığında besmele de çektinse ye. Eğer köpek avdan yemisse sen yeme çünkü o sadece kendisi için tutmuş demektir.» buyurdu. Ya köpeğimle beraber başka bir köpek bulurda avı hangisi tuttu bilemezsem? dedim. yeme. Sen ancak kendi köpeğin üzerine besmele çektin başkasına besmele çekmedin» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5084-) Bize Yahya b. Eyyûb da rivâyet etti. ki): Bize İbn Uley-ye rivâyet etti ki): Bana şu'be de Abdullah b. Ebî's-Sefer'den naklen haber verdi. ki): Şa'bi'yi şöyle derken işittim. Ben Adiyy b. Hatim'i şunu söylerken dinledim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e okun hükmünü sordum... Ve yukarki hadîsin mislini nakletmiş tir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5085-) Bana Ebû Bekr b. Nafi'el-Abdî de rivâyet etti. ki): Bize Gunder rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Ebî's-Sefer rivâyet etti. Şu'be'nin bir takım insanlardan da rivâyet ettiğine göre Şa'bî'den rivâyet olunmuş. ki): Ben Adîyy b. Hâtimi dinledim: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e okun hükmünü sordum dedi...» Râvî yukarki gibi rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5086-) Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti; ki): Bize Zekeriyya, Âmir'den, o da Adîyy b. Hatim'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ok avının hükmünü sordum da: isabet ederse onu ye! enîşliğine İsabet ederse o hayvan ezilerek Ölmüştür.» buyurdu. Kendisine köpeğin avını sordum: için tutarda avdan yemezse onu ye! çünkü o hayvanın kesilmesi tutulmasından ibarettir. Avın yanında başka bir köpek bulur da kendi köpeğinle beraber tutmuş olmasından kor karsan avı da öldürmüşse yeme! Çünkü, sen yalnız kendi köpeğin üzerine besmele çektin başkasının üzerine onu anmadın.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5087-) Bize İshak b. İbrahim dahi rivâyet etti. ki): Bize İsa b. Yunus haber verdi. ki): Bize Zekeriyya b. Ebî Zaide bu isnadla rivâyette bulundu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5088-) Bize Muhammed b. Velid b. Abdilhamîd de rivâyet etti. ki): Muhammed b. Ca'fen rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Saîd b. Mesruk'dan rivâyet etti. ki): Bize Şa'bî rivâyet etti. ki): Adiyy b. Hatimi dinledim (bu zat Nehraynde bizim gidip geldiğimiz ve düşüp kalktığımız bir komşumuzdu) Adiyy Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sormuş: Ben köpeğimi salıyorum. Sonra köpeğimle beraber avı tutmuş bir köpek buluyorum. Hangisinin tuttuğunu bilmiyorum demiş. Efendimiz: halde yeme. Çünkü sen ancak kendi köpeğin üzerine besmele çektin, başkası üzerine çekmedin» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5089-) Bize Muhammed b. Velid dahi rivâyet etti. ki): Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Şa'bi'den, o da Âdiyy b. Hâtim'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bunun mislini rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5090-) Bana Velid b. Şûca'es-Sekûnî rivâyet etti. ki): Bize Ali b. Müshir, Asım'dan, o da Şa'bî'den, o da Adîyy b. Hâtim'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' saldığın vakit hemen üzerine besmele çek. Şayet senin İçin tutarda ava diri İken yetişirsen, onu kesiver. Öldürmüş de ondan yememiş olduğu halde yetişirsen onu ye! Köpeğinle beraber başka bir köpek bulursan avı da Öldürmüşse yeme. Çünkü onu hangisinin öldürdüğünü bilmezsin. Okunu atarsan besmeleyi çekiver. Eğer av senden bir gün kaybolur da onda senin okunun eserinden başka bir şey bulamazsan dilersen ye! Avı suda boğulmuş bulursan yeme!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5091-) Bize Yahya b. Eyyûb rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Mübarek rivâyet etti ki): Bize Âsim, Şa'bi'den, o da Adiyy b. Hatim'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e avın hükmünü sordum: attığın zaman üzerine besmele çekiver. Avı öldürmüş bulursan ye! Ancak onu suya düşmüş bulursan o başka! Çünkü onu şunu öldürdü yoksa senin okunmu bilemezsin.» rivâyetleri Buhârî «Kitabu'z-Zebâihi ve's-Sayd»'da bazısını «Taharet» ve «Büyü» bahislerinde; Tirmizî, Nesâî ve İbn-i Mâce «Saydı» bahsinde tahric etmişlerdir. Bu ve emsali hadisler Avlanmanın mubah olduğuna delildirler. Avcılık kitap, sünnet ve icma-i ümmetle meşru'dur. Kitaptan delili ... (İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz) âyet-i kerîmesidir. Kadı Iyâz: «Avcılık istifâde ve ihtiyaç için yapılırsa mubahtır, demiş kayf için avlanmanın mubah olup olmadığında ulemanın ihtilaf ettiklerini söylemiştir. İmâm Mâlik eğlence için fakat yine de istifâde niyetiyle avlanmayı kerih görmüş. Leys ile Ibnû Abdi-l Hakem ise caiz olduğunu söylemişlerdir. Fakat avı kesmek niyetiyle vurmamişsa yenilmesi haram olur. Çünkü bu fiil yer yüzünde fesad çıkarmak ve boş yere nefis telef etmek hükmüne girer. Halbuki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanın ancak yemek için öldürülmesine müsaade buyurmuş, fazla av avlamayı yasak etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5092-) Bize Hennad b. Seriyy rivâyet etti. ki): Bize İbn Mübarek, Hayve b. Şureyh'dan rivâyet etti. ki): Ben Rabîa b. Yeriz ed-Dimeşkî'yi şunu söylerken işittim: Bana Ebû İdris Âizullah haber verdi. ki): Ebû Sa'lebete'l-Huşeni'yî şöyle derken işittim: — Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Ya Resûlellah! Biz ehli kitap bir kavmin toprağındayiz. Onların kaplarından yiyoruz. Bir de av yerindeyiz, yayımla avlanıyorum, öğretilmemiş köpeğimle de avlanıyorum. Binaenaleyh bundan bize neyin helal olduğunu bana haber ver. dedim. ehli kitap bir kavmin toprağında bulunuşunuz, kaplarından yemeniz meselesi (nin cevabı) şudur. Başkasını bulursanız onların kaplarından yemeyin! bulamazsanız o kapları yıkayın sonra onlardan yeyîn. Zikrettiğin av yerinde bulunman meselesine gelince: Yayınla elde ettiğin avın üzerine besmele çek sonra ye! Öğretilmiş köpeğinle elde ettiğin ava dahi besmele çek sonra ye. öğretilmemiş köpeğinle elde ettiğin ve kesmeye yetiştiğin avı da ye!» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5093-) Bana Ebû't-Tâhir de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. H. Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. ki): Bize El-Mukri rivâyet etti. Her iki ravi Hayve'den bu isnadla İbn Mübarek'in hadisi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Şu kadar varki İbn Vehb hadîsinde yay avını zikretmemiştir. hadîsi Buhârî «Zebayih» bahsinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî ve İbn Mâce «Kitâbu's-Sayd»'da; Tirmizî «Siyer» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Hazret-i Ebû Sa'lebe «Bize ehli kitap bir kavmin toprağındayız» sözüyle Şam'ı kastetmiştir. Arab kabilelerinden bazıları Şam'a yerleşmiş ve Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi, Gassân ve Huzâa kabileleri bunlardandır. Ebû Sa'lebe (radıyallahü anh) iki mes'ele sormuştur. Bunlardan birincisi ehli kitabın kaplarından yeyip içmenin helâl olup olmadığıdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buna: bulursanız onların kaplarından yemeyin! bulamazsanız onları yikayın da öyle yiyin» diye cevab vermiştir. Bu tafsilât başka kab buldukları zaman ehli kitabın kaplarını kullanmanın mekruh olmasını iktiza eder. Halbuki fukaha ehli kitabın kaplarından başkası bulunsun bulunmasın yıkamak şartıyle bu kaplardan yeyip içmenin kerahetsiz caiz olduğunu söylemişlerdir. Bu mes'elenin cevabı -şudur: Yasaklanmadan murad içerisinde domuz et pişirilen kaplarla şarap kaplarıdır. Bunlar yıkandığı halde kullanılmasının yasak edilmesi iğrençliğinden ve pislik konmak için hazırlanmış olduklarındandır. Fukahanm muradı ise, küffâ-nn ekseriyetle necasette kullanmadıkları kaplarıdır. meseleyi Allâme Aynî şöyle tahkik etmiştir: «Ebû Sa'lebe hadîsinde zahir asla tercih edilmiştir. Çünkü esas ehli kitap ile mecûsilerin kaplarının temiz olmasıdır. Bununla beraber başkası bulunmazsa bu kapları yıkarak kullanmak emir buyurulmuştur. Doğrusu şudur ki; pis olduğu tahakkuk edinceye kadar hüküm asla göre verilir. Hadise cevap vermeye ondan sonra ihtiyaç messeder. Hadîse iki cevap verilmiştir: emri ihtiyat içindir. Yani yıkamak müstehabdır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Öğretilmiş Köpeklerle Avlanma Bâbı
5094-) Bize Muhammed b. Mihran Er-Kâzi rivâyet etti. ki) Bize Ebû Abdullah Hammâd b. Hâlid el Hayyad, Muâviye b. Salih'den o da Abdurrahman b. Cübeyr'den, o da babasından, o da Ebû Sa'lebe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet- etti. (Şöyle buyurmuşlar): attığın zaman av senden gâıb olur da arkasından yetişirsen kokmadıkça onu ye!

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Av Kendisinden Kaybolduktan Sonra Onu Bulan Kimse Bâbı
5095-) Bana Muhainnıed b. Ahmed b. Ebî Halef de rivâyet etti. ki): Bize Ma'n b. İsa rivâyet etti. ki): Bana Muâviye, Abdurrahman. b. Cübeyr b. Nüfeyr'den o da babasından, o da Ebû Sa'iebe’den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den üç günden sonra avına yetişen hakkında: ise kokmadikça onu ye!» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Av Kendisinden Kaybolduktan Sonra Onu Bulan Kimse Bâbı
5096-) Bana Muhammed b. Hatim dahi rivâyet etfi. ki): Bize Abdurrahman b. Mehdî, Muâviye b. Salih'den, o da Alâ'dan, o da Mekhûl'den, o da Ebû Salebet'el Huşenî'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen av hakkındaki hadisini rivâyet etti. Sonra İlmi Hatim şunu söyledi: Bize İbn Mehdi Muâviye'den o da Abdurrahman b. Cübeyr ile Ebû'z-Zahiriyye'den o da Cübeyr b. Nüfeyr'den o da Ebû Sa’lebete-l'Huşeni’den Âlânın hadîsi gibi rivâyette bulundu. Yalnız o kokusunu zikretmedi de köpek hakkında şöyle dedi: üç günden sonra ye meğer ki kokmuş ola; o taktirde onu bırakî» Bu hadisdeki yasaklama kerahat-i tenzihiye manasına hamledilmiş-tir. Çünkü kokmanın bir şeyin haram kılınmasında tesiri yoktur; İbn-ü Melek: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin kokusu değişmiş bir yemek yediği rivâyet olunmuştur.» diyor. Nevevî de şunları söylemiştir: «Kokmuş yemeği yemekten nehiy tahrim değil tenzih manasına hamledümiştir. Sair kokmuş etlerle yiyecekleri yemek de mekruh olup haram değildir. Meğer ki zararından korkmuş ola. Bazı ulemâmız kokmuş etin haram olduğunu söylemişi erse de bu kavil zayıftır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Av Kendisinden Kaybolduktan Sonra Onu Bulan Kimse Bâbı
5097-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İshak b. İbrahim ve İbn Ebi Ömer rivâyet ettiler. (İshâk) «Ahberenâ» dedi. ötekiler: «Bize rivâyet etti» tabirini kullandılar. (Dediler ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî’den, o da Ebû İdrîs'den, o da Ebû Sa’lebe'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yırtıcı hayvanların azı dişlilerini yemekten nehiy buyurdu. ile İbn Ebi Ömer kendi hadislerinde şu cümleyi ziyade ettiler. Zühri dedi ki: Ama biz bunu Şam'a gelinceye kadar işitmedik»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5098-) Bana Harmele b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan o da Ebû İdris el-Havlâni'den naklen haber verdi ki Ebû İdris, Ebû Sa'lebetel Huşenî'yi şunu söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yırtıcı hayvanlardan azı dişlileri yemekten nehiy buyurdu. Şinâb ki: «Ben bunu Hicazdaki ulemamızdan işitmedim. Nihayet bana Ebû İdris rivâyet etti. Kendisi Şamlıların fukahasindan idi»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5099-) Bana Harun b. Saîd El-Eyli de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bize Amr (yanı İbnül-Haris) haber verdi. Ona da İbn Şihab, Ebû İdris El-Havlânî'den, o da Ebû Sa’lebetel Huşenî'den naklen rivâyet etmiş ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yırtıcı hayvanlardan her azı dişliyi yemeyi yasak etmiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5100-) Bana bu hadisi Ebû't-Tahir de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Malik b. Enes ile İbn Ebî Zi'b, Amr b. Haris, Yûnus b. Yezid ve başkaları haber verdi. H. Bana Muhammed b. Râfi’ ile Abd b. Humeyd, Abdurrezzak'dan o da Ma'mer'den naklen rivâyet ettiler. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Yûsuf b. Mâcişûn haber verdi. H. Hulvanî ile Abd b. Humeyd, YaTtub b. İbrahim b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. ki): Bize babam, Sâlih'den rviâyet etti. Bu râvîlerin hepsi bu isnadla Zührî'den Yûnus ve Amr’ın hadisleri gibi rivâyette bulunmuş. Hepsi yemeyi zikretmiştir yalnız Salih ile Yûsuf müstesna. Zîra onların hadisi: «Yırtıcıların her azı dişlisinden nehiy buyurdu» şeklindedir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5101-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahman (Yani İbn Mehdi) Malik'den, o da İsmail b. Ebî Hakîm'den, o da Abide b. Süfyan'dan, o da Ebû Hüreyre’den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti: «Yırtıcılardan her azı dîşlinin yenmesi haramdır» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5102-) Bana bu hadisi Ebut-Tahir de rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Malik b. Enes bu isnadîa bu hadisin mislini lıaber verdi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5103-) Bize übeydullah b. Muâz El-Anbarî rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yırtıcıların her azı dişlisinden ve kuşların her pençelisinden nehiy buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5104-) Bana Haccâc b. Şâir de rivâyet etti. ki): Bize Sehl b. Hammad rivâyet etti. ki): Bize Şırbe bu isnadla bu hadisin mislim rivâyet eyledi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5105-) Bize Ahmed b. Hanbel de rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Dâvûd rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne rivâyet etti. ki): Bize Hakem île Ebû Bişr, Meymûn b. Mihrân'dan, o da İbnû Abbâs'dan naklen rivâyet ettiler ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yırtıcılarınn her azı dişlisinden ve kuşların her pençelisinden nehîy buyurmuş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5106-) Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Hüseyni, Ebû Bişr'den naklen haber verdi. H. Ahmed b. Hanbel de rivâyet etti. ki): Bize Hüşeym rivâyet etti. Ebû Bişr ki: Bize Meymûn b. Mihrân, İbnû Abbâs'dan naklen haber verdi. İbnû Abbâs ise Nehiy buyurdu» demiş. H.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5107-) Bana Ebû Kâmil el-Cahderî dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den. o da Meymûn b. Mihran'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs Şu'be'nin Hakem'den rivâyet ettiği hadis gibi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nehiy buyurdu.» demiş. hadîsin Ebû Sa'lebe rivâyetini Buhârî «Zebayih» ve bahislerinde; Ebû Dâvud, Tirmizî ve İbn Mâce «Sayd» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. te'vilinde ulema ihtilaf etmişlerdir. Küfe uleması ile İmâm Şafiî bundaki nehyin tahrim ifade ettiğine kail olmuşlardır. Binaenaleyh onlara göre yırtıcı hayvanların azı dişleriyle avlananları ve kuşların pençeleriyle avlananları yenmez. İmâm Şafiî bu umûmdan yalnız Sırtlanla Tilkiyi istisna etmiştir. Çünkü bu hayvanların azı dişleri zayıfdır. Fakat Bedreddin-i Aynî, Şafiî'nin bu ta'lilini nasb mukabilinde olduğu için fâsid görmüştür. Kassar: «Bu hadisdeki nehiy İmâm Malik’e göre kerahate hamledilmiştir. Buna delil yırtıcı hayvanlar domuz gibi haram kılınmamışlardır. Zira onlar hakkında ashab ihtilaf etmişlerdir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sırtlanın yenmesine cevaz verdiği rivâyet olunmuştur. Bu hadîsi Hâkim, Hazret-i Câbir'den rivâyet etmiş ve isnadının sahih olduğunu söylemişdir. Sırtlan azı dişli bir hayvandır. Bu gösterir ki Peygamber yırtıcı hayvanların her azı dişlisini haram kılmakla keraheti kasdetmiştir» diyor. Atâ b. Ebî Bebah, İmâm Malik, İmâm Şafiî, İmâm Ahmed ve İshâk sırtlan yemeyi mubah görmüşlerdir. Zahirilerin mezhebi de budur. Basrî, Saîd b. Müseyyeb, Evzâî Sevri, Abdullah b. Mübarek, İmâm-ı A'zam, İmâm Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed sırtlanın yenilmeyeceğine kaildirler. Delilleri bu hadistir. Hadîsi şerif umumiyle bütün azı dişlilere şamildir ki, sırtlanda onlardan biridir. Cabir hadisi meşhur değildir. Bir de o hadis sırtlanın yenilmesi helâl olduğunu, Bâbımızın hadîsi ise haram olduğunu gösteriyor. Kaide icâbı haram bildiren hadîs ihtiyaten tercih olunur. Câbir hadisinin mensuh olduğunu söyleyenler de vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Yırtıcı Hayvanlardan Her Azı Dişlinin Ve Kuşlardan Her Pençelisini Yenmesinin Haram Kılınması Bâbı
5108-) Bize Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû'z-Zübeyr Câbir'den (rivâyet etti.) H.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5109-) Bize bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den o da Câbir'den naklen ha'aer verdi. Câbir Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi gönderdi üzerimize de Ebû Ubeyde'yi kumandan tayin etti. Kureyşin bir kervanı ile karşılaşacaktık. Bize azık olarak bir dağarcık kuru hurma verdi başkasını bulamadı. Ebû Ubeyde bize birer hurma yeriyordu. (Ebû'z Zübeyr) diyor ki: Ben bununla ne yapıyordunuz diye sordum. Onu çocuğun emdiği gibi emiyor; sonra üzerine su içiyorduk. Bu bize o gün geceye kadar yetiyordu. Bir de sopalarımızla selem ağacını yaprağını silkiyor sonra onu su ile ıslatarak yiyorduk -dedi- (ve devamla) şunları söyledi: Deniz boyuna gittik derken denizin boyunda bize yüksek kum tepesi şeklinde bir şey yükseldi. Ona vardık. Bir de ne görelim. Balina denilen hayvan!.. Ebû Ubeyde: Bu iaşedir, dedi. Sonra: Hayır. Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in elçileriyiz ve Allah yolundayız, siz muztar da kaldınız. Bimaenaleyh yeyin! dedi. Artık onun yanında bir ay "kaldık. Üç yüz kişi idik. Hattâ semizledik. Vallahi kendimizi onun gözünün içinden testilerle iç yağı aldığımızı görmü-şümdür. Ondan öküz gibi (yahut öküz kadar) parçalar kesiyorduk. Gerçekten Ebû Ubeyde bizden on üç kişi alarak bu hayvanın gözünün içine oturttu. Onun kaburgalarından bir kaburga alarak dikti. Sonra berabe-rimizdeki en büyük deveyi semerledi ve deve onun altından geçti. Onun etinden et haşlamaları yaptık. Medine'ye geldiğimiz vakit. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e giderek onu kendisine anlattık da: Allah'ın sîzin için çıkardığı bir rızıktır. Yanınızda onun etinden bir şey yar mı? bize de tatdırın.» buyurdular. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ondan bir parça gönderdik; o da yedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5110-) Bize Abdûl-Cebbâr b. Alâ' rivâyet etti. ki): Bize Süfyân rivâyet etti. ki): Amr, Cabir b. Abdillah'i şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi üç yüz süvari olarak gönderdi. Kumandanımızda Ebû Ubeyde b. Cerrah idi. Kureyşin bir kervanını gözetiyorduk. Bu sebeple sahilde yarım ay kaldık. Şiddetli bir açlığa maruz kaldık. Hattâ siikilmiş yaprak yedik. Bundan dolayı (ordumuza) yaprak ordusu denildi. Derken deniz bize balina denilen bir hayvan attı. Ondan yarını ay yedik. Yağı ile de yağlandık Hattâ vücutlarımız kendine geldi. Ebû Ubeyde onun kaburgalarından bir kaburga alarak dikti. Sonra ordudan en uzun bir adam ve en uzun bir deve baktı da adamı o deveye bindirdi. Ve altından geçti. Balinanın gözünün içine bir kaç kişi oturdu. Gözünün içinden şu kadar testi yağ çıkardık. Yanımızda bir dağarcık kuru hurma vardı. Ebû Ubeyde (bundan) herbirimize birer fiske veriyordu. Sonra birer tane vermeye başladı. Hurma bitince onun kaybettiğini bulduk.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5111-) Bize Abdulcebbar b. Aiâ, rivâyet etti. ki): Bize Süfyân rivâyet etti. ki): Amr Câbir'i yaprak ordusunda şöyle derken dinlemiş: Gerçekten bir adam üç tane deve boğazladı, sonra üç daha, sonra Üç daha... Sonra onu Ebû Ubeyde nehyetti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5112-) Bize Osman b. Ebi Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Abde (yani ibnü Süleyman) Hişâm b. Urve'den ,o da Vehb b. Keysân’dan, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen rivâyet etti (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi üç yüz kişi olduğumuz halde gönderdi. Yiyeceklerimizi boy unlarımızda taşıyorduk.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5113-) Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahman b. Mehdi, Mâlik b. Enes’den, o da Ebû Nuaym Vehb b. Keysân'dan naklen rivâyet etti ona da Câbir b. Abdillah haber vermiş. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç yüz kişilik bir müfreze Sonelerdi. Üzerlerine de Ebû Ubeyde b. Cerrâh'ı kumandan tayin etti derken yiyecekleri bitti ve Ebû Ubeyde yiyeceklerini bir kaba topladı. Bize yiyeceğimizi veriyordu. Hattâ her birimize günde bir hurma düşüyordu.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5114-) Bize Ebû Küreyb dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. ki): Bize Velid (yani İbn-i Kesir) rivâyet etti. ki): Vehb b. Keysân'ı şunu söylerken işittim: Câbir b. Abdillah'ı dinledim. Şunları söylüyordu: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) deniz sahiline içlerinde benimde bulunduğum bir müfreze gönderdi. geri kalan kısmını bütün raviler Amr b. Dînâr ile Ebû'z-Zübeyr hadîsi gibi rivâyet etmişlerdir. Yalnız Vehb b. Keysan’ın hadîsinde: «ve ordu ondan onsekiz gece yedi» cümlesi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5115-) Bana Haccâc b. Sair de rivâyet etti. ki): Bize Osman b. Ömer rivâyet etti. H. Muhammed b. Rafı' dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû’l-Münzir El-Kazzâz rivâyet etti. Her iki râvî Dâvud b. Kays'dan o da Ubeydullah b. Miksem'den, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen rivâyet etmişlerdir. Câbir Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Cüheyne toprağına bir müfreze gönderdi. Üzerlerine de bir zâtı kumandan tayin etti... Râvî hadîsi yukarkilerin hadisi gibi rivâyet etmiştir. hadîsi Buhârî «Meğazî» bahsinde tahric etmiştir. yanlarına aldıkları yiyecekler hususundaki rivâyetler muhtelifdir. Bunların bâzısında: «Yiyeceklerimizi boynumuzda taşıyorduk» Diğer bazılarında: «Ebû Ubeyde yiyeceklerini bir kaba topladı». Bir rivâyette «Bize birer fiske verirdi, sonra birer hurma vermeye başladı.» deniliyor. Kaâdâ Iyâz bunların arasını şöyle bulmuştur. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu zevatın yanlarında olan yiyeceklerden maada kendilerine bir kap kuru hurma vermiştir. İhtimal ki onların yiyecekleri arasında bu bir dağarcıkdan başka hurma yoktu. Hazret-i Ebû Ubeyde'nin onlara birer hurma vermesi yanlarındaki yiyecekler bittikten sonradır. Şu halde hadisin birinci rivâyeti hadisenin sonunu haber veriyor demektir. Çünkü zahire göre evvelâ hurmaları birer fiske olarak taksim etmiş; sonra azalınca her kese birer hurma vermeye başlamıştır. Nihayet hurma bitmiş, ashab açlıktan, son derece muzdarip olunca ağaç yaprağı yemiş; bundan sonra Allahü teâla kendilerine balina balığını ihsan etmiştir. Ebû Ubeyde'nin yiyecekleri bir araya toplaması ashabın rızasıyle olmuştur. O bu hususda Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize uymuştur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir çok yerlerde bunu yapmıştır. Eş'arîlerde yiyeceklerini bir araya toplarlardı. Bundan dolayı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çaları medhü sena etmişti. balina balığının bir nevidir. Buna mavi balina denildiği söylenir. Ki balina nevilerinin en büyüğü, olup yüz elli bin kilo ağırlığında gelebiliyormuş. Bugün bu hayvanın nesli tükenmek üzere bulunduğu söyleniyor. Ebû Ubeyde balinayı görünce İaşe olduğuna kanaat getirmiş ve kendi içtihadı ile onun yenmesi haram olduğunu söylemiştir. Sonra içtihadı değişmiş ve.: «Bu hayvan ölü de olsa size helaldir, çünkü siz Allah yolunda çalışmaktasınız. Muztar da kaldınız. Muztar kalanlara haddi tecavüz etmemek şartiyîe Ölü hayvan eti yemeyi Allahü teâla mubah kılmıştır.» demiş, ashab da yemişlerdir. hâdise Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber verilince: Allah'ın size çıkardığı bir rızıktır.» buyurarak yediklerinin helal olduğunu bildirmiş. Kendisi de getirilen balina etinden yemiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu istemesi helal olduğunu bizzat yemek suretiyle göstererek ashabının kalblerini yatıştırmak içindir. Yahut balina Allah tarafından gönderilme bir yiyecek ve harikulade bir ikram olduğu için onunla teberrük etmek için yemiştir. bir rivâyetinde üçer üçer deve boğazladığı bildirilen zât Kays b. Sa'd b. Ubâde (radıyallahü anh.)'dır. deniz boyunda ne kadar kaldıkları muhtelif şekillerde rivâyet olunmuştur. Bir rivâyette bir ay, diğer rivâyette on beş gün, başka bir rivâyette onsekiz gün kaldıkları bildiriliyor. Bunların arası şöyle bulunmuştur. Esas itibariyle bulundukları yerde bir ay kalmışlardır. Bunu rivâyet eden râvi hâdiseyi iyi biliyor demektir. Bir aydan az kalındığını rivâyet edenler de fazlasını nefiy etmemişlerdir. Usûlü fıkhın meşhur kaidesine göre mefhumu adedin hükmü yoktur. Yani bir şeyde aded bildirmek o adedden fazla olmamasını iktiza etmez. Meselâ «sana bunu on kere söyledim» sözünden noksan ve fazlasız on kere söylemiş olmak lâzım gelmez. Onbeş kere söylemiş de olabilir. Bu kaide muarız delil bulunmadığı zaman böyledir. Halbuki burada fazlayı isbat eden delil vardır. Binaenaleyh onu kabul etmek gerekir. Iyâz rivâyetlerin arasını bulmak için: «Yarım ay kaldık diyen bu müddet zarfında balinadan taze et yediklerini kasdetmiş; bir ay kaldıklarını söyleyen ondan pastırma yaparak ayın yarısından sonra pastırmasını yediklerini anlatmak istemiştir.» diyor.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Denizin Ölülerinin Mübah Kılınması Bâbı
5116-) Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki)- Mâlik b. Enes'e, İbn Şihab'dan dinlediğim onunda Muhammed b. Ali'nin iki oğlu Abdullah ile Hason'den, onlarında babalarından, onun da Ali 1). Ebî Tâlib’den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber (vak'ası) günü kadınlara müi'a yapmaktan ve ehli eşeklerin elinden nehiy buyurdu.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Ehli Eşek Etlerinin Haram Kılınması Bâbı
5117-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr ve Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân rivâyet etti. Bize İbn-ü Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah rivâyet etti. H. Ebû't-Tâhir ile Harmele dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi ki): Bana Yûnus haber verdi. H. İshak ile Abd b. Hıuneyd de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdûrrezzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer haber verdi. Râvilerin hepsi Zührî'den bu isnâdla rivâyette bulunmuşlardır. Yunus'un hadisinde: «Ehli eşek etlerini yemekten de» cümlesi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Ehli Eşek Etlerinin Haram Kılınması Bâbı
5118-) Bize Hasen b. Aliyy El-Hulvâni ile Abd b. Humeyd ikisi birden Ya'kıib b. İbrahim b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. ki): Bize babam, Salih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. Ona da Ebû İdris haber vermiş ki Ebû Sa'lebe: (sallallahü aleyhi ve sellem) ehli eşeklerin etlerini haram kıldı.» demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Ehli Eşek Etlerinin Haram Kılınması Bâbı