Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
1686-)
Bize, Hâmid b. Ömer El-Bekrâvî rivâyet etti. ki: Bize Bişr b. Mufaddâl rivâyet etti. ki): Bize Umâretü'bnü Gaziyye, Rabîatü'bnü Ebî Abdurrahman'dan, o da Abdülmelik b. Saîd b. Süveyd-i Ensârî’den, o da Ebû Humeyd (yahut Ebû Üseyd)'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den tu hadîsin mislini rivâyet etti. şerif, câmi'e giren kimsenin, bu duayı okumasının müstehab olduğuna delildir. Bu bâbda gerek Ebû Dâvûd'un «Sünen» inde gerekse sair hadîs kitaplarında birçok zikirler rivâyet olunmuşdur. Nevevî, bunları «Kitâbü'l - Ezkâr» adlı eserinin başında mufassal bir şekilde sıralamışdır. Bunların kısaltılmış şekli şöyledir: şeytandan Ulu Allah'a, Onun kerîm olan vechine ve Kadîm sultanına sığınırım. Allah'ın adı ile (buraya giriyorum) hamd Allah'a mahsûsdur. Yâ Rabbî! Muhammed'e Âl-i Muhammed'e Salât-ü selâm eyle! Yâ Rabbî! Günahlarımı, bana bağışla, ve bana rahmet kapılarını aç!» çıkarken de bunları okur; yalnız «Beni affet!» yerine Rabbî Ben, senden fadlını dilerim.» der. Bu suretle giriş ve çıkış duaları, sebeplerine münâsip olurlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Mescide Girenin Okuyacağı Dua Bâbı
1687-)
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb ile Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Mâlik rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Âmir b. Abdillâh b. Zübeyr'den dinlediğim, onun da Amr b. Süleym Ez-Zürakî'den, onun da Ebû Katâde'den naklen rivâyet ettiği, şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): mescide girdiği vakit, oturmadan önce iki rek'ât namaz kılıversin!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: İki Rekaat Tahiyyetüll-mescid Namazının Müstehab, Onları Kılmadan Oturmanın Mekruh, Ve Tahiyyetüll- Mescidin Her Zaman İçin Meşru Oluşu Bâbı
1688-)
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Hüseyin b. Alîy, Zâide'den rivâyet etti. ki: Bana, Amr b. Yahye'l -Ensârî rivâyet etti. ki): Bana Muhammed b. Yahya b. Habbân, Amr b. Süleym b. Haldete'l-Ensârî'den, o da Resûlülalı (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sahâbîsi Ebû Katâde'den naklen rivâyet etti. Ebû Katâde, Şöyle dedi: Mescide girdim, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cemâatin arasında oturuyordu. Ben de oturdum. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Önce iki rek'ât namaz kılmakdan sen'i ne men etti?» buyurdular. Ben: Ya Resûlallah ! Seni otururken gördüm. Cemâat da oturuyorlar da (onun için kılmadım.) » dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ise biriniz, mescide girdiği vakit iki rek'âf namaz kılmadan oturmasın!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: İki Rekaat Tahiyyetüll-mescid Namazının Müstehab, Onları Kılmadan Oturmanın Mekruh, Ve Tahiyyetüll- Mescidin Her Zaman İçin Meşru Oluşu Bâbı
1689-)
Bize Ahmed b. Cevvâs El-Hanefî Ebû Âsim rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah El-Eşcaî, Süfyân'dan, o da Muhârib b. Disâr'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: Benim, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'de alacağım vardı. O, bunu bana, fazlasıyla ödedi. Mescide onun yanına girdim de bana: rek'âf namaz kıl!» buyurdular. Katâde hadîsini Buhârî (194-256); Ebû Dâvûd (202-275); Tirmizî (209-279); Nesâî (215-303) ve İbn Mâce (209-273) «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Tirmizî onun hakkında: «Hasen sahihtir.» denıişdir. hadîsler, «Tahiyye-i Mescid» denilen iki rek'ât nafile namazın meşru' olduğuna delildirler. Selâm vermek demektir. Kur'ân-ı Kerim'de mescidlere Allah'ın evleri denilmiştir. Bir eve giren kimsenin ev sahibine selâm vermesi meşru' olmuştur. O halde Allah'ın evine girenin de Onu selâmlaması gerekir. Selâmlamanın en mükemmel ve en güzel şekli namazla olur. Hulâsa tahiyye-i mescid ev sahibini selâmlamak kabîlindendir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: İki Rekaat Tahiyyetüll-mescid Namazının Müstehab, Onları Kılmadan Oturmanın Mekruh, Ve Tahiyyetüll- Mescidin Her Zaman İçin Meşru Oluşu Bâbı
1690-)
Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Muhârib'den rivâyet etti. O da Câbir b. Abdillâh'ı şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benden bir deve satın aldı. Medine'ye gelince bana, mescide giderek, iki rek'ât namaz kılmamı emir buyurdu.» Garibdir ki bu Bâbın hadîslerini tercüme Ve şerh etmekle meşgul olurken radyo Amerikalılar tarafından Ay'a gönderilen üç astronotun sağ sâlîm yer yüzüne indikleri haberini verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Seferden Gelen Kimseye, Gelir Gelmez Mescidde İki Rekat Namaz Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
1691-)
Bana, Muhammed b. El-Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Abdülvehhâb (yani Es-Sekafî) rivâyet etti. ki): Bize, Ubeydullah; Vehb b. Keysân'dan o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivâyet etti. Câbir Şöyle dedi: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bir gazaya çıktım. Derken devem beni, geri bıraktı ve kötürümleşti. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benden önce (Medine'ye) geldi. Ben de ertesi gün geldim. Mescide vardığımda, o'nu mescidin kapısında buldum. Bana: mi geldin?» diye sordu. — Evet!., cevâbını verdim. ise deveni bırak da mescide girerek iki rek'ât namaz kıl!» buyurdu. Ben de girerek iki rek'ât namaz kıldım. Sonra (evime) döndüm.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Seferden Gelen Kimseye, Gelir Gelmez Mescidde İki Rekat Namaz Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
1692-)
Bize Muhammed b. E!-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Dahhâk (yani Ebû Âsim) rivâyet etti. H. Mahmûd b. Gaylân da rivâyet etti. ki): Bize Abdürrazzâk rivâyet etti. İkisi birden demişler ki: Bize, İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana İbn Şihâb haber verdi. Ona da Abdurrahman b. Abdillâh b. Kâ'b, babasından naklen haber vermiş. Babası da Abdullah b. Kâ'b ile amcası Ubeydullah b. Kâ'b'dan, onlar da Kâ'b b. Mâlik'den naklen rivâyet etmişler ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seferden ancak gündüzün kuşluk vakti gelirmiş. Geldiği zaman da (işe) mescidden başlar; orada iki rek'ât namaz kılar; sonra orada otururmuş. hadîsi Buhârî «Kitâbü’l-Buyû'» da ve ondan başka kitabının yirmiye yakın muhtelif yerinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî de muhtelif râvîlerden, muhtelif lâfızlarla kimi muhtasar kimi mufassal olarak tahric etmişlerdir. muhtelif rivâyetlerinden anlaşıldığına göre; «Hazret-i Câbir b. Abdillâh bir gazada Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) beraber bulunmuş. Bir ara devesi topallayarak yürümez olmuş. Hattâ Hazret-i Câbir, onu bırakmayı bile düşünmüş. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yetişmiş. Hazret-i Câbir'i o hâlde görünce: oldu sana yâ Câbir Neden böyle ordudan geri kaldın?» diye sormuş. Câbir (radıyallahü anh) «Devem kötürüm oldu Ya Resûlallah !» demiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (radıyallahü anh)'dan yanında sopa gibi bir şey olup olmadığım sormuş, o da elinde bulunan bir kamaş veya sopayı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e takdim etmiş. Efendimiz, bu sopayla deveye vurmuş ve duâ etmiş. Müteakiben deve öyle bir yürümüş ki, ömründe böyle yürüdüğü görülmemiş. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Câbir'e evlenip evlenmediğim; evlendiyse kız mı yoksa dul mu aldığını sormuş. Câbir (radıyallahü anh) dul bir kadınla evlendiğini söylemiş. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): kızla evlenmedin? Kızla evlenseydin biribirinizle şaka eder; gülüşürdünüz!» buyurmuşlar.- Câbir (radıyallahü anh) «Benim kız kardeşlerim var», bir rivâyette «Babam Abdullah vefat etti.» Yahut «Şehîd edildi de bana dokuz tane kız bıraktı. Ben, bunlara kendileri gibi bir kız getirmeyi doğru bulmadım. İstedim ki bir kadın getireyim de onlara baksın; üstlerini başlarını düzeltsin; terbiyelerini versin!» demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Câbir'e Medîne'ye vardığında akıllı davranmasını tavsiye etmiş.» (631-676): «Akıl'dan murâd, onu çocuk istemeye teşvîkdir.» diyor. Çünkü Hazret-i Câbir'in, o zamana kadar çocuğu yokmuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Câbir'e o topal deveyi satıp satmayacağını sormuş. Satacağını anlayınca, kıymetini vererek onu Câbir (radıyallahü anh)'dan satın almış. Yalnız teslimin Medine'de yapılacağına ittifak etmişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye Câbir (radıyallahü anh) dan önce gelmiş, ertesi gün Câbir de gelince mescidde buluşmuşlar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): mi geldin. Yâ Câbir?» diye sormuş. Evet! cevâbını alınca: ise deveni b«rak da mescide gir; ve iki rek'ât namaz kıl!» buyurmuşlar. (radıyallahü anh) namazı kılmış. Müteakiben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Bilâl'e bir okiyye (yani kırk dirhem) altın tartmasını emir buyurmuş; Bilâl (radıyallahü anh) altını fazlasıyla tartmış. Câbir (radıyallahü anh)'da paralan alarak evine doğru yollanmış. Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arkasından adam göndererek, onu çağırtmış Câbir (radıyallahü anh) kendi kendine: — Şimdi oldu. Deveyi bana iade edecek!» demiş. Bu deveden son derece hoşlanmazmış. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Al deveni! Parası da senin olsun!...» buyurmuşlar.» Deveye bedel olarak altın mı yoksa gümüş mü verdiği ihtilaflı bir mes'ele olduğu gibi mikdârı hususunda dahi bir çok ihtilâflar vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Seferden Gelen Kimseye, Gelir Gelmez Mescidde İki Rekat Namaz Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
1693-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Zürey', Saîd-i Cüreyrî'den, o da Abdullah İbn Şakîk'den naklen haber verdi. Abdullah Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Duhâ namazını kılarmıydı? diye sordum. Âişe: Hayır! Meğer ki seferinden gelmiş ola! cevâbını verdi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1694-)
Bize Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Kehmes b. Hasen El-Kaysî, Abdullah İbn Şakîk'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) , Duhâ namazını kılar-mıydı? diye sordum. Âişe: Hayır! Meğer ki seferinden gelmiş ola! cevâbını verdi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1695-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e İbn Şihâb'dan duyduğum, onun da Urve'den, onun da Âişe'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Âişe, Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in duhâ nâfilerini, kıldığını hiç görmedim. Onu ben kılyorum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) halk amel eder de üzerine farz olur, endişesi ile yapmak istediği bir işi (Bazen) terk ederdi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1696-)
Bize, Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Ab-dülvâris rivâyet etti. ki): Bize Yezîd (yani Risk) rivâyet etti. ki): Bana Muâze rivâyet etti. Kendisi Âişe (radıyallahü anhâ) ya: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , Dua namazını kaç rek'ât kılardı? diye sormuş. Âişe: Dört rek'ât kılar; dilediği kadar da ziyâde ederdi, cevâbını vermiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1697-)
Bize Muhammedü'bnü'l - Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Yezîd'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etti. «Allah'ın dilediği kadar da ziyâde ederdi.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1698-)
Bana, Yahya b. Habib El-Harisi de rivâyet etti. ; ki): Bize, Hâlid b. El - Haris, Saîd'de rivâyet etti. ki): Bize, Katâde rivâyet etti. Onlara da Âişe'den naklen Muâzetü'l-Adeviyye rivâyet etti. Onlara da Âişe'den naklen Muâzetü'l-Adeviyye rivâyet etmiş. Âişe, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) duhâ namazmı dört rek'ât kılar, Allah'ın dilediği kadar da ziyâde ederdi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1699-)
Bize, İshâk b. İbrahim ile İbn Beşşâr, hep birden Muâz b. Hişâm'dan rivâyet ettiler. Muâz: «Bana, babam, Katâde'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etti.» demiş. nafilesi; kuşluk namazı demekdir. Görülüyo rki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kuşluk namazını kılıp kılmadığı hususunda Hazret-i Âişe'den biribirine muarız hadîsler rivâyet olunmuşdur. Bunların bâzılarında, bu namaz nefiy, bâzılarında da isbât edilmektedir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, Hiç Kuşluk namazı kılmadığını bildiren Âişe hadîsini Buhârî «Kitâbü't-Teheccüd» de; Ebû Dâvûd ile Nesâî de «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Bu husûsda İmâm Nevevî şunları söylemektedir: «Hazret-i Âişe'nin, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kuşluk namazını hem kıldığını hem kılmadığını bildiren iki hadîsinin arası şöyle bulunur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu namazı faziletinden dolayı bazen kılar; bazen de Hazret-i Âişe'nin dediği gibi ümmetine farz olur endîşesi ile terk ederdi. Âişe (radıyallahü anhâ)'nm: (sallallahü aleyhi ve sellem), kuşluk namazını kılmazdı. Meğer ki bir seferinden gelmiş ola!... sözü de: Ben, onu görmedim... mânâsına te'vîl olunur. Nitekim ikinci rivâyette aynen bu sözü söylemiş ve: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kuşluk namazı kılarken hiç görmedim, demişdir. Bunun sebebi şudur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kuşluk zamanında Hazret-i Âişe'nin yanında nadiren bulunurdu. Çünkü ekseriyetle o vakitde ya yola gider yahut mescîdde veya başka bir yerde bulunurdu. Kadınlarının yanında bulunduğu zaman dahi Âişe (radıyallahü anha)'ın yanında ancak dokuz günde bir kalabiliyordu. Bu sebeple Hazret-i Âişe'nin: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, kuşluk namazı kılarken görmedim, demesi sahîh olur, Hakîkatta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, bu namazı kıldığını yâ kendisinden yahut başkasından duymuş olabilir. şöyle denilir: Hazret-i Âişe'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kuşluk namazını kılmazdı.) sözünün mânâsı, ona devam etmezdi; demekdir. Bu takdirde Âişe (radıyallahü anha) namazın aslını değil, ona devamı nefyetmiş olur. İbn Ömer'den rivâyet edilen sahîh bir habere göre, kendisi kuşluk namazı hakkında: O, bid'atdır, demişse de, bu söz: O namazı, mescidde alenen kılmak, bid'atdır, mânâsına hamledilmişdir. Nitekim böyle yapanlar, da bulunurdu. Yoksa mezkûr namazın evlerde kılınması mezmûm değildir. Yahut: Bu namazı devam üzere kılmak bid'atdır, denilir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetine farz olur endîşesi ile ona devam etmemişdi. Ama bu hüküm Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkındadır. Bizim için kuşluk namazına devam etmenin müstehab olduğu Ebû'd-Derdâ' ve Ebû Zerr (radıyallahü anh) hadîsleri ile sâbitdir. şöyle denilir: Hazret-i İbn Ömer, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kuşluk namazı kıldığını ve kılınmasını emrettiğini duymamışdır. ne hâl ise Cumhûr-u ulemâya göre kuşluk namazı kılmak, muste-habdır. Bu husûsda yalnız Abdullah b. Mes'ûd ile Abdullah b. Ömer'in tevakkuf ettikleri rivâyet olunur...» Neveyî'nin izahatı burada sona eriyor. «Muhakkak surette sabit olmuştur ki Peygamber. (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'nin fethedildiği gün, kuşluk namazını kılmış, bunu Ebû Zerr ile Ebû Hüreyre'ye tavsiye daH buyurmuşdui.» diyor. husûsda. İbn Abdilberr, şunları söylemişdir; «Sünnet ilmi hakkında husûsi bir ma'lûmâta sahip olan kimseden ulemânın bâzısı bilgi alır. bâzısı alamaz. Hiç bir sahâbî yoktur ki başkalarının bildiği bâzı hadîsleri gözden kaçırmış olmasın! Bütün hadîsleri ihatalı bir şekilde bilmek, imkânsızdır. Sonra yetişen ulemâ ancak ilim, kitaplarda tedvin edildikten sonra bütün hadisleri ihata edebilmişlerdir... Binâenaleyh Hazret-i Âişe'nin. bu meseleyi bildiği hâlde: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kuşluk namazını kıldığını, görmedim, demiş şahindir.» demektedir. Cevzî (508-597), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in farz olur diye endişe buyurmasını iki veçhe ihtimâlli olarak îzâh eder. Birinci veçhe göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kuşluk namazını Allah'ın farz kılacağından endîşe etmişdir. veçhe göre, Ashabın, bu namazı farz î'tikaadı ile amel edeceklerinden çekinmişdir. Battal'a göre de Hazret-i Âişe hadîsinin iki şeye ihtimâli vardır: Caiz ki bu hadîs Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gece namazı farz kılındığı zaman vârid olmuşdur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in endîşesi, ümmeti hakkındadır. Bu namazı devam üzere mescidde kılarsa, ümmetine de farz olur; diye endîşe etmişdir. Kendisine bu namaz zâten farzdı. Şu hâlde Âişe (radıyallahü anha)'nın: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bazen yapmak istediği bir işi terk ederdi...» sözü, ümmetini o işi yapmaya davet etmezdi; mânasına gelir. Yoksa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gece namazını, kendüsne farz olduğu hâlde bırakırdı; demek değildir. İhtimâl ümmetinin gece namazına devam ede ede zayıf düşerek; kılamamalarından ve bu suretle Allah'a âsî olacaklarından korkmuşdur. Buradaki İsyan doğrudan doğruya değil; bil vâsıtadır. Ümmetin, o namazı kılamamaları, Resûlüllah'e tâbi olmamak demektir. Hâlbuki ona tâbi' olmak farzdır. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ita'at etmek, Allah'a itaat demekdir. Bunun aksi de Allah'a isyan mânâsına gelir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1700-)
Bize Muhamedü'bnü'l-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Amr b. Mürra'dan, o da Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan naklen rivâyet etti. Abdurrahmân Şöyle dedi: Bana, hiç bir kimse Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kuşluk namazı kılarken gördüğünü, haber vermedi. Yalnız Ümmü Hânı, müstesna!. Zîra o Mekke'nin fethedildiği gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in onun evine girerek sekiz rek'ât namaz kıldığını rivâyet etti. Ve: «Onun bu namazdan daha hafif bir namaz kıldığını görmedim. Ama rükû' ve sücûdu tamam yapıyordu.» dedi. Beşşâr, kendi rivâyetinde: «Hiç» kelimesini zikretmedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1701-)
Bana, Harmeletü'bnü Yahya ile Muhammed b. Selemete’l-Murâdî dahi rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. ki): Bana, Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. ki: Bana İbn Abdillâh b. El-Hâris rivâyet etti ki, babası Abdullah b. Haris b. Nevfel Şöyle dedi: İnsanlardan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kuşluk nafilesini kıldığını Vana haber verecek bir tek kimse bulmaya çok çalıştım ve soruşturdum. Ama bunu daha rivâyet edecek hiç kimse bulamadım. Yalnız Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânı bana şöyle haber verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem) , Mekke'nin fethedildiği gön, güneş epeyi yükseldikden sonra (benim evime) geldi. Müteakiben bir elbise getirerek üzerine örttüler de yıkandı. Sonra kalkarak sekiz rek'ât namaz kıldı. Bu namazda kıyamı mı daha uzundu yoksa rükû' veya sücûdu mu bilmiyorum. Bunların hepsini biribirine yakın yaptı. Bu namazı, bundan önce ve sonra bir daha kıldığını görmedim.» «Yûnus'dan» dedi: «Bana haber verdi.» demedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1702-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Ebû'n-Nadır'dan dinlediğim, ona da Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânî'nin âzâdlısı Ebû Mürra’nın haber verdiği şu hadîsi okudum: Ebû Mürra, Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânî'yi şöyle derken işitmiş: fethedildiği sene Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gittim. O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıme de kendisini bir elbise ile örtüyordu. Ben selâm verdim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kadın kimdir?» diye sordu. Ben: Ebû Tâlib'in kızı, Ümmü Hânı!, dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): geldin Ummü Hânil!...» dedi. Guslünü bitirdikden sonra ayağa kalktı ve bir elbiseye bürünerek sekiz rek'ât namaz kıldı. Namazdan çıkınca Ben: Yâ Resûlallah! Annem oğlu Aliyyü'bnü Ebî Tâlib, benim kendisine ahd-ü emân verdiğim bir kimseyi, Hübeyre'nin oğlu Fülân-ı öldüreceğini söyledi, dedim. Bunun Üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ahd-u emân verdiğin kimseye, biz de em ân verdik yâ Umme Hâni!» buyurdular. Bu (hâdise) kuşluk vakti oldu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1703-)
Bana Haccâc b. Şâir de rivâyet etti. ki): Bize Muallâ b. Esed rivâyet etti. ki): Bize Vüheyb b. Hâlid, Cafer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Akîl'in âzâdlısı Ebû Mürra'dan, o da Ümmü Hânî'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) fetih senesi Ümmü Hânî'nin evinde bir tek elbise içinde, iki ucunu çaprazlama koltuk altından geçirerek sekiz rek'ât namaz kılmış. hadîsi Buhârî «Kitâbü Takrîri's-Salât» ve «Megâzî» bahislerimde; Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce de «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Hâni, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin amcası Ebû Tâlib'in kızı ve Hazret-i Alî'nin kız- kardeşidir. İsmi Fâhite yahut Hind'dir. Mürre, Hazret-i Ümmü Hâni'nin âzâdlısıdır. Bâzı rivâyetlerde mecazen kardeşi Akîl, b. Ebî Tâlib'e izafe edilmiş; ve Akîl'in âzâdlısı Ebû Mürre, denilmişdir. Ümmü Hânî'nin, emân verdiği kimsenin ismi, hiç bir yerde zikredilmemişdir. Bazıları: «Ümmü Hânî, kocası Hübeyre'ye emân vermişdir.» derler. Hübeyre, Mekke'nin fethinde kaçmış ve Necran'da müşrik olarak ölmüştür. Fülân İbn Hübeyre'den murâd, Haris b. Hişâm El-Mahzûmî'dir; demiş; diğer Bazıları bunu Abdullah b. Ebî Rabîa olduğunu söylemişlerdir. Ezrakî'nin «Târîh-i Mekke» adlı eserinde Ümmü Hânî (radıyallahü anh)’nın, Haris b. Hişâm ile Abdullah b. Ebî Rabia'nın ikisine birden emân verdiği kaydedilmektedir. Bunların ikisi de Benî Manzum'dandırlar. hadîslerinin Bazıları, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kuşluk namazı kıldığını, yalnız Hazret-i Ümmü Hânî rivâyet etmiş i gösterirse de bu husûsda Ümmü Hânî hadîsinden başka bir çok rivâyetler vardır. Bu rivâyetleri Buhârî şârihi Aynî şöyle sıralamışdır:
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1704-)
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma' Ed - Dubai rivâyet etti. ki): Bize, Mehdî (yani İbn Meymûn) rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Uyeyne'nin âzâdlısı Vâsıl, Yahya b. Ukayl'den, o da Yahya b. Ya'mer'den, o da Ebû'î-Esved-i Düelî'den, o da Ebû Zerr'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, şöyle buyurmuşlar: birinizin, her bir mafsalına karşı, bir sadaka vardır. Her tesbîh, bir sadakadır. Her tahmid bir sadakadır. Her tehlîl bir sadakadır. Her tekbîr bir sadakadır. İyiliği emretmek, kötülükden nehî'de bulunmak da birer sadakadır. Bütün bunlar nâmına kişinin kılacağı iki rek'ât kuşluk namazı, kâfidir.» Aslen parmakların ve ellerin kemikleri demekdir. Sonradan bu Relime bedenin bütün kemikleri ve mafsalları mânâsında kullanılmişdır. İleride görüleceği vecihle Müslimin rivâyet ettiği bir hadisde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): üçyüzaltmış mafsal üzerine halk edilmişdir; her mafsal için bir sadaka vermek lâzımdır.» buyurmuşdur. hadîs, kuşluk namazının faziletine, mevkiinin büyüklüğüne ve iki rek'ât kılınmasının sahîh olduğuna delildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1705-)
Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Abdülvâris rivâyet etti, ki): Bize Ebû't Teyyâh rivâyet etti. ki) ; Bana Ebû Osman En-Nehdî, Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: «Dostum (sallallahü aleyhi ve sellem): üç şey'i (yani) her aydan üç gün oruç tutmayı, iki rek'ât kuşluk namazını ve uyumadan vitr namazını kamamı vasiyyet etti.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1706-)
Bize Muhammed b. El - Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Abbâs-ı Cüreyrî ile Ebû Şimr-i Dubai'den rivâyet etti. Demişler ki: Biz Ebû Osmân-i Nehdî'yi, Ebû Hüreyre'den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet ederken dinledik.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1707-)
Bana Süleyman b. Ma'bed (lıil) rivâyet etti. ki): Bize Mu-alfâ b. Esed rivâyet etti. ki): Bize Abdülâzîz b. Muhtar, Abdullah Ed-Dânâc'dan rivâyet etti. ki: Bana Ebû Râfi' Es-Sâiğ rivâyet etti. ki: Ben, Ebû Hüreyre'den dinledim. ki: Ebû'l-Kâsım (sallallahü aleyhi ve sellem), bana üç şeyi vasiyet etti...» Râvî, Ebû Osman'ın, Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği hadîs gibi rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1708-)
Bana, Hârûn b. Abdîllâh ile Muhammed b. Râfî'de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, İbn Ebi Füdeyk, Dahhâk b. Osman'dan, o da İbrahim b. Abdillâh b. Huneyn'den, o da Ümmü Hânî'nin âzâdlısı Ebû Mürra'dan, o da Ebû'd-Derdâ'dan nalken rivâyet etti. Ebû'd-Derdâ' söyle demiş: (sallallahü aleyhi ve sellem), bana üç şey vasiyyet etti. Ben, bunları yaşadığım müddetçe asla terk edemem! Her aydan üç gün oruç tutmayı, kuşluk namazını ve bir de vitr namazını kılmadan uyumamamı. (vasiyet buyuidular.) » Hüreyre hadîsini Buhârî «Kitâbü't-Teheccüd» ile «Kitâbü's-Savm» da; Nesâî dahi «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahric etmişlerdir. Halil: Yakın dost; demekdir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: halîl edinecek olsam, Ebû Bekir'i kendime halîl yapardım.» buyurmuşdur. Fakat Hazret-i Ebû Hüreyre'nin sözü, bu hadise muhalif değildir. Çünkü mümteni'olan şey, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, ashabından birini hail; ittihâz etmesidir. Ashâbm, onu halil ittihâz etmesi, mümteni' değildir. hadîsinde, halîl yerine habîb kelimesi kullanılmışdır. Bazıları, bu iki kelime arasında fark bulmuş; diğer Bazıları aralarında fark olmadığını söylemişlerdir. Ebû'd-Derdâ' hadîsinin tamâmiyle benzeri bir hadîsi Ebû Zerr (radıyallahü anh) da rivâyet etmişdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu hadîslerde zikredilen üç şeyi vasiyyet etmesindeki hikmet şudur: Her ay üç gün oruç tutmak, nefsi oruca alıştırır. Kuşluk namazını kılmak da namaza alıştırır. Uyumadan vitir namazını kılmak ise vitr namazına bu şekilde devam etmek lâzım geldiğine işarettir. hadîsde vitir namazının vâcib olduğuna, vaktinin uyku ve gaflet zamanı olduğuna dahi işaret vardır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’m, bu vasiyyeti Ebû Hüreyre, Ebû'd-Derdâ, ve Ebû Zerr (radıyallahü anhûma) hazerâtına tahsis buyurarak başkalarına yapmaması, bunlar fakîr oldukları içindir. Oruç ile namaz, bedenî ibâdetlerin en şereflilerindendir. Anlaşılıyor ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara hâllerine en lâyık olan şeyi vasiyet etmişdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Duha Namazının Müstehab, En Azının İki En Mükenmelinin Sekiz; Ortasının Dört Yahut Altı Rekat Oluşu Ve Bu Namaza Devama Teşvik Bâbı
1709-)
Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklettiği, ona da Ümmü’l-Mü'minin Hafsa'nın haber verdiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; sabah namazı için okuduğu ezandan (Fârig olup) sustuğu ve sabah (iyice) sezildiği vakit (farz) namaz kılınmadan evvel hafif ikî rek'ât (nafile) kılarmıs.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1710-)
Bize, Yahya b. Yahya ile Kuteybe ve İbn Rumh da Leys b. Sa'd'dan naklen rivâyet ettiler. H. Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b. Saîd de rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Yahya, Ubeydullah'dan naklen rivâyet etti. H. Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. ki): Bize İsmail, Eyyûb'dan rivâyet etti. Bunların hepsi Nâfi'den, bu isnâdla Malik'in dediği gibi rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1711-)
Bana Ahmed b. Abdillâh b. el - Hakem rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Zeyd b. Muhammed’den naklen rivâyet etti. ki: Nâfi'i, İbn Ömer'den naklen rivâyet ederken dinledim. İbn Ömer de Hafsa'dan, rivâyet etmiş. Hafsa, Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): doğduğu vakit hafîf iki rek'ât-dan başka namaz kılmazdı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1712-)
Bize, Bu hadîsi İshâk b. İbrahim de rivâyet etti. ki): Bize, Nadr haber verdi. ki): Bize, Şu'be bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivâyet etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1713-)
Bize, Muhammed b. Abbâd rivâyet etti. ki): Bize. Amr'dan, o da Zührî'den. o da Salim'den o da babasından naklen rivâyet etti. ki): Bana, Hafsa, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: -fecir aydınlandığı zaman iki rek'ât namaz kıldığını haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1714-)
Bize Amrü'n - Nâkıd rivâyet etti. (Dadı ki): Bize Abdetü'bnü Süleyman rivâyet etti. ki): Bize, Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: «Resulullâh (sallallahü aleyhi ve sellem): işittiği vâkıf sabah namazının iki rek'ât sünnetini kılar ve bunları hafîf tutardı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1715-)
Bu hadîsi bana Alîyyü'bnü Hucr da rivâyet etti. ki): Bize Ali (yani İbn Müshîr) rivâyet etti. H. hadîsi bize, Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize, Üsâme rivâyet etti. H. hadîsi bize, Ebû Bekir ile Ebû Küreyb ve İbn Nümeyr, Abdullah b. Nümeyr'den rivâyet ettiler. H. hadîsi, bize, Amrü'n - Nâkıd da rivâyet etti. ki): Bize, Ve-ki' rivâyet etti. Bu râvîlerin hepsi Hişâm'dan bu isnâdla rivâyet etmişlerdir. Üsâme hadîsinde: «Fecir doğduğu vakit.» İfâdesi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1716-)
Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü'l - Müsennâ da rivâyet etti. ki): İbn Ebî Adiyy, Hişâm'dan, oda Yahya'dan oda Ebû Se-leme'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazında ezanla ikaamet arasında iki rek'ât namaz kılarmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1717-)
Bize yine Muhammedü'bnü'l - Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize, Abdülvehhâb rivâyet etti. ki: Ben, Yahya b. Saîd'den dinledim; dedi ki: Bana, Muhammed b. Abdirrahmân haber verdi. Kendisi, Amra'yı, Âişe'den nalken rivâyet ederken dinlemiş ki, Âişe, şöyle diyormuş: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazının iki rek'ât sünnetini kılar ve o kadar hafîf tutardı ki, ben (kendi kendime) acaba bu iki rek'âtda Ümmü'l-Kur'ân'ı okudumu derdim.!»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1718-)
Bize, Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize, babam rivâyet etti. ki): Bize, Şu'he, Muhammed b. Abdirrahmân El - Ensârî'den naklen rivâyet etti. O da Amra binti Abdirrahmân'i, Âişe'den nalken rivâyet ederken, dinlemiş. Âişe, Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) doğduğu vakit iki rek'ât (nafile) namaz kılardı. Ben (içimden) acaba bu iki rek'âtda Fâtiha-i Kitâb'ı okuyorum? derdim.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1719-)
Bana, Züheyr b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize, Yahya b. Saîd, İbnİ Cüreyc'den rivâyet etti. ki: Bana, Atâ', Ubeyd (sallallahüh. Umeyr'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): namazlardan hiç bîri hakkında, sabah namazının farzından önceki iki rek'ât sünneti kadar şiddetle muhafazakâr değilmiş.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1720-)
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr, hep birden Hafs b. Gıyâs'dan rivâyet ettiler. İbn Nümeyr dedi ki: Bize, Hafs, İbn Cüreyc'den, o da Atâ'dan, o da Ubeyd b. Umeyr'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe, Şöyle dedi: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: Nafilelerden hiç bir namaz hakkında sabah namazından evvelki iki rek'âtda olduğu kadar sür'at gösterdiğini görmedim!»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1721-)
Bize, Muhammed b. Ubeyd El - Guterî rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Avâne, Katâde'den, o da Zürâratü'hnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hişâm dan, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuşlar: namazının iki rek'ât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şey’den daha hayırlıdır.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1722-)
Bize, Yahya b. Habîb rivâyet etti. ki): Bize, Mu'te-mîr rivâyet etti. ki: Babam şunu söyledi: Bize, Katâde, Zürâra'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki, fecir doğduğu vakit kılınan iki rek'ât, sünnet hakkında: bu iki rek'ât namaz, benim için bütün dünyâdan daha makbuldür!» buyurmuşlar. Hafsa hadîsini Buhârî «Ezan» ve «Namaz» bahislerinde; Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce dahi «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. hadîsde cümlesi beş vecihle rivâyet olunmuşdur:
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1723-)
Bana Muhammed b. Abbâd ile İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Mervân b. Muâviye, Yezîd'den -ki İbn Keysân'dır-o da Ebû Hâzîm'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazının iki rek'ât sünnetinde (Kâfirûn) ile (ihtâs) sûrelerini okumuş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1724-)
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize, El - Fezârî (yani Mervân b. Muâviye) Osman b. Hakim El - Ensârî'den rivâyet etti. ki: Bana, Saîd b. Yesâr haber verdi. Ona da İbn Abbâs haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): namazının iki rek'âtlık sünnetinin ilk rek'âtında sûre-i Bakara’daki "Allah'a ve bize indirilen şey'e îmân ettik; deyin" Sûre-i Bakara âyet 136. âyet-i kerimesini ikinci rek'âtta da "Biz, Allah'a îmân ettik. Şâhid ol ki, biz Müslümanlarız" Âl-i Imrân âyet 52 âyet-i kerimesini o kurmuş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1725-)
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Hâlid-i Ahmer, Osman b. Hakîm'den, o da Saîd b. Yesâr'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbni Abbâs şöyle dedi: «Resûlüllah namazının iki rek'ât sünnetinde "Biz, Allah'a ve bize indirilene imân ettik; deyin!..." âyet-i kerimesi ile Âl-i Imrân süresindeki "Sizinle aramızdaki müsâvî bir kelimeye gelin!..." Âl-i İmrân âyet 64. âyetini okurdu, âyetini okurdu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1726-)
Bana, Aliyyü'bnü Haşrem rivâyet etti. ki): Bize, İsâ b. Yûnus, Osman b. Hakîm'den bu isnâdda, Mervân-ı Fezârî hadîsi gibi rivâyette bulundu. hadîsler, sabah namazının sünnetinde okunacak âyet ve sûreleri bildirmektedir. Bu husûsda daha birçok hadîsler vardır. Ezcümle Tirmizî'nin tahrîc ettiği İbn Ömer (radıyallahü anh) hadisi ile İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) hadîslerinde ve Bezzâr’ın tahrîc ettiği Enes hadîsinde Müslim'in ve keza Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce'nin tahrîc ettikleri Ebû Hüreyre hadîsinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, bu namazda (Kâfirûn) ile, (İhlâs) sûrelerini okuduğu bildirilmektedir. iki sûreyi okuduğunu bildiren başka hadîsler de vardır. bunlar gösteriyor ki, sabah namazının sünnetinde fâtiha'dan sonra, sûre veya âyet okumak bâ husus (Kâfirûn) ile (İhlâs) sûrelerini okumaya çalışmak müstehabdır. Cumhûr-u ulemânın mezhebi de budur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünnetini Kılmanın Müstehab Oluşu; Bunlara Teşvik Ve Mezkür İki Rekatın Hafif Fakat Devam Üzere Kılınması Ve Bu İki Rekatda Okunması Müstehab Olan Sürelerin Beyanı Bâbı
1727-)
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Hâlid (yani Süleyman b. Hayyân) Dâvûd b. Ebî Hind'den, o da Nu'mân b. Sâlim'den, o da Amr b. Evs'den naklen rivâyet etti. ki: Bana Anbesetü'bnü Ebî Süfyân vefatına müncer olan hastalığında sevinilecek bir hadîs rivâyet etti. ki: Ben, Ümmü Habîbe'yi şunları söylerken, işittim: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim, diyordu ki: kim günle, gecede oniki rek'ât Hamaz kılarsa, o namazlar sebebi ile kendisine cennette bir ev binâ edilir.» Habîbe: «Ben, bunları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işideli beri bir daha terk etmedim.» demiş. «Ben, bunları Ümmü Habîbe'den işideli beri bir daha terk etmedim.» demiş, b. Evs de-: «Ben, bunları Anbese'den işideli bir daha terk etmedim.» demiş. b. Salim dahi: «Ben, bunları Amr b. Evs'den işidel bir daha terk etmedim.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Farz Namazlardan Önce Ve Sonra Kılınan Sünnet-i Müekkedelerin Fazileti Ve Sayılarını Beyan Bâbı
1728-)
Bana, Ebû Gassân El - Mis'maî rivâyet etti. ki): Bize, Bişr b. Mufaddal rivâyet etti. ki): Bize, Dâvûd, Nu'mân b. Sâlim'den, bu isnâdla: kim günde on iki rek'ât nâfite namaz kılarsa, o kimseye cen-netde bir ev yapılır!» hadîsini rivâyet etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Farz Namazlardan Önce Ve Sonra Kılınan Sünnet-i Müekkedelerin Fazileti Ve Sayılarını Beyan Bâbı
1729-)
Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti. ki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Nü'mân b. Sâ-lim'den, o da Amr b. Evs'den, o da Anbesetü'bnü Ebi Süfyân'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Ümmü Habîbe'den naklen rivâyet etti ki, Şöyle dedi: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: bir müslüman kul yoktur ki, Allah için her gün farz'dan maada, nafile olarak oniki rek'ât namaz kılsın da, Allah, ona cennette bir ev yapmasın! Yahut cennette, ona bir ev yapılmasın!» Habîbe: «Ondan sonra ben, bu namazları kılmaya devam ettim.» demiş. da: «Ondan sonra ben, bu namazları kılmaya devam ettim.» demiş: Nu'man da bunun gibi bir söz söylemiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Farz Namazlardan Önce Ve Sonra Kılınan Sünnet-i Müekkedelerin Fazileti Ve Sayılarını Beyan Bâbı
1730-)
Bana, Abdurrahman b. Bişr ile Abdullah b. Hâşim El-Abdî dahi rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Behz rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be rivâyet etti. ki: Bana, Nu'mân b. Salim haber verdi. ki: Ben, Amr b. Evs'den dikledim. Anbese'den, o-da Ümmü Habîbe'den naklen ediyordu. Ümmü Habîbe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: bir müslüman kul yoktur ki, tertemiz abdest alarak sonra Allah için her gün namaz kılarsa...» ve ravi yukarki hadîsin mislini rivâyet etmişdir. ile Nesâî, hadîsin sonunda: «Öğleden Önce dört, sonra iki; akşam namazından sonra iki; yatsı namazından sonra iki; sabah namazından evvel de iki rek'ât.,.» ifâdesini ziyâde etmişlerdir. bir rivâyetinde: «İkindiden evvel de İki rek'ât» denilmiş «Yatsıdan sonra iki rek'ât...» zikredilmemişdir. Ayni hadîsi İbn Hibbân dahi «Sahîh» inde; Hâkim «Müstedrek» inde rivâyet etmişlerdir. Hâkim: «Bu hadîs, Müslim'in şartı üzre sahîhdir. Fakat Buhârî ile Müslim, onu tahrîc etmemişlerdir.» demişdir. (321-405) bir yerde, iki rivâyetin arasını cem' ederek: «İkindiden evvel iki rek'ât, yatsıdan sonra da iki rek'ât» demişdir, Bu rivâyet Taberânî'nin «Mu'cem» inde dahi mevcûddur. rivâyetlerinde ikindiden önce iki rek'ât sünnet kılınacağı zikredilmemişdir. İkindi, Ebû Dâvûd'un sahîh bir isnâdla Hazret-i Alî (radıyallahü anh)'ûan tahrîc ettiği bir hadîsde zikredilmiş; Resul-i Zîşân (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin, ikindiden evvel iki rek'ât sünnet kılardığı bildirilmişdir. İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunan bir hadîsde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): evvel, dört rek'ât nafile namaz kılan kimseye Allah, rahmet eylesin!» buyurmuşdur. Bu hadîsi, Ebû Dâvûd ile Tirmizî rivâyet etmişlerdir. Tirmizî, onun hakkında: «Hasen bir hadîsdir.» demişdir, Habîbe (radıyallahü anha)'dan rivâyet olunan sahîh bir hadîsde Ümmü Habîbe: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim öğleden evvel dört, Öğleden sonra da dört rek'ât nafile kılmağa devam ederse, Allah, o kimseyi cehhenneme haram kılar; buyurdu.» Hadîsi Ebû Dâvûd ile Tirmizî rivâyet etmişlerdir. Tirmizî, onun hakkında: «Hasen sahîh bir hadîsdir.» ifâdesini kullanmışdır. Buhârî'de Abdullah İbn Mugaffel (radıyallahü anh)'dan rivâyet edilen bir hadîsde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki defa: namazından önce sünnet kihn!» buyurmuş; üçüncüde; söylüyorum!» demişdir. yine Abdullah İbn Mugaffel'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): iki ezanın arasında, bir nafile namaz vardır.» buyurmuşdur. İki ezandan murâd; ezanla ikaametdir. diyor ki: «Bunlar farzlarla birlikde kılınan sünnet-i mü-ekkedeler hakkında vârid olan sahîh hadîslerin bir kısmıdır. Ulemâmız ile cumhûr, bu hadîslerin hepsi ile amel etmiş; olnarın beyân ettiği nafilelerin, hepsini müstehab kabul etmişlerdir. Bu husûsda ulemâmızdan yalnız akşam namazından önceki iki rek'ât hakkında hilaf zikredilmişedir. Mezkûr iki rek'ât hakkında ulemâmızdan İki kavil rivâyet edilmişdir. Bunların meşhur olanına göre, akşam namazından önce iki rek'ât nafile kılmak, müstehab değildir. Muhakkikîn'e göre, sahîh olan kavil ise, müstehab olmasıdır. ile diğer mezhepler ulemâsı diyor ki: Sünnetlerin sayısı hususunda hadîslerin ihtilâfı bu mes'elede işin geniş tutulacağına hamle-dilmişdir. Sünnetlerin biri en az, diğer en mükemmel olmak üzere iki derecesi vardır. En. az derecesi ile asıl sünnet yerini bulursa da en mükemmel şeklini yapmak yani çok mikdârmı kılmak ihtiyar olunmuşdur...»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Farz Namazlardan Önce Ve Sonra Kılınan Sünnet-i Müekkedelerin Fazileti Ve Sayılarını Beyan Bâbı
1731-)
Bana, Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b. Saîd rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize, Yahya (yani İbn Saîd) Ubeydullah'dan naklen rivâyet etti. ki: Bana, Nâfi', İbn Ömer'den naklen haber verdi. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Farz Namazlardan Önce Ve Sonra Kılınan Sünnet-i Müekkedelerin Fazileti Ve Sayılarını Beyan Bâbı
1732-)
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize, Ebû Üsâme rivâyet etti. ki): Bize, Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti. İbn Ömer Şöyle dedi: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde öğleden evvel iki secde, öğleden sonra da iki secde, akşam namazından sonra iki secde, yatsıdan sonra iki secde, cum'a namazından sonra iki secde namaz kıldım. Akşam, yatsı ve cum'a namazlarını (in sünnetlerini) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile, onun evinde kıldım.» hadîsi Buhârî «Ebvâbü't - Tetavvu» un bir kaç yerinde ve «Cum'a» bahsinde tahrîc ettiği gibi; diğer sahîh sahipleri de rivâyet etmişlerdir. Ömer (radıyallahü anh)’in burada bahsettiği beraberlik, mücerred rek'ât sayısına âiddir. Yoksa nafile namazları da cemaatla kıldık demek istememişdir. Onları herkes yalnız kılmışdır. İbn Ömer (radıyallahü anh)’in bahsettiği ikişer secdeden murâd, ikişer rek'âtdır. Hadîsin sonunda İbn Ömer (radıyallahü anh) akşam, yatsı ve cum'a namazlarının sünnetlerini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikde, onun evinde kıldıklarını bildiriyor. Geri kalan sünnetleri ise mescidde kılmışlardır. Ömer'in bir rivâyetinde: Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem): cum'a namazından sonra mescidde nafile kılmaz, oradan ayrılarak iki rek'ât nafileyi başka yerde kılardı.» denilmiş; burada ise cum'a'dan sonra mescidde iki rek'ât sünnet kıldığı bildirilmişdir. Bu suretle iki rivâyet arasında zahiren tezâd görülürse de, Aynî'nin beyânına göre «İnsirâfc» dan murâd, eve gitmeye de şâmil olan umûmî bir mânâdır. Hadîsler arasında tezâd bulunduğunu, teslim etsek bile buradaki muhtelif ,rek'âtlı sünnetler her iki şıkkın caiz olduğunu göstermek için böyle kılınmışlardır. rivâyetinde, bu hadîsin sonunda: «Bana, kız kardeşim Hafsa (radıyallahü anha)'nin anlattığına göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): doğdukdan sonra hafif iki rek'ât namaz kılarmış. (Hafsa şöyle dedi): «Bu, öyle bir saat idi ki, o saatte ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girmezdim.» ibaresi vardır. Mü'minîn'den, Hafsa (radıyallahü anha) Hazret-i Ömer'in kızı olduğuna göre, İbn Ömer (radıyallahü anh)'ın hakîki kız kardeşidir . öyle bir saatti ki, o saatde ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girmezdim.» ifâdesi, İbn Ömer (radıyallahü anhüm)’ün. O saatte Fahr-i Kâinat (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin, yanına girmemesi, onu meşgul etmemek içindir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o saatte başkaları ile meşgul olur, kimi kendisine müracaat edenlerin dâvalarını hall-ü fasl eder; kimi de teblîğ ve ir-şâd için îcâb eden yerlere giderdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Farz Namazlardan Önce Ve Sonra Kılınan Sünnet-i Müekkedelerin Fazileti Ve Sayılarını Beyan Bâbı
1733-)
Bize, Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize, Hüşeym, Hâlid'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen haber verdi. ki: Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'m, nafile namazını sordum. Şöyle cevap verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem), benim evimde öğle'den evvel dört rek'ât (nafile namaz) kılar, sonra (mescide) çıkarak cemaata namaz kıldırır; sonra (tekrar benim evime) girerek iki rek'ât- (nafile daha) kılardı. Cemaata akşam namazını kıldırır; sonra (benim evime) gelerek, iki rek'ât nafile kılardı. Cemaata, yatsıyı kıldırır ve (yine benim evime) girerek, iki rek'ât (nafile) kılardı. Geceleyin içlerinde vitir de dâhil olmak üzere dokuz rek'ât namaz kılardı. Bâzı geceler, namazı ayakta, uzun kılar; bâzı geceler de oturarak uzun kılardı. Ayakta kılarken okursa, ayakta iken rükû' ve sücûd eder; otururken okursa, oturduğu yerden rükû' ve secde ederdi. Fecir doğunca, iki rek'ât (nafile namaz) kılardı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1734-)
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti, ki): Bize, Hammâd, Büdeyl ile Eyyûb'dan, onlar da Abdullah b. Şakîk'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe, Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), geceleyin uzun uzadıya namaz kılar; namazı ayakta kılarsa, ayakta rükû' eder; oturarak kılarsa rükû'u da oturarak yapardı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı
1735-)
Bize, Muhamedü'bnü’l-Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize, Şu'be, Büdeyl’den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: İran'da hasta olmuşdum. Bu seteple namazı, oturarak kılıyordum. Müteakiben bunu Âişe'ye sordum. Âişe: (sallallahü aleyhi ve sellem), geceleyin ayakta uzun uzun namaz kılardı...» cevâbını verdi...» Ve râvî hadîsi rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Yolcuların Namazı Ve ...
Konu: Nafile Namazı Ayakta Ve Oturarak Kılmanın, Bir Rekatın Bir Kısmını Ayakta Bir Kısmını Da Oturarak Kılmanın Cevazı Bâbı