Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı

7337-) Bize Saîd b. Mansur, Ebû Kudâme'den, (bu zat Haris b. Ubeyd'dir.) O da Ebû İmran El-Cevnî'den, o da Ebû Bekr b. Abdillah b. Kays'dan, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuşlar: mü'min İçin cennette içi kof bir tek inciden altmış mil uzunluğunda bir çadır vardır. Mü'min için orada aileler vardır. Mü'min onları dolaşır. Fakat onlar birbirlerini görmezler.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cennet Çadırlarının Sıfatı Ve Müminlerin Oradaki Aileleri Hakkında Bir Bab
7338-) Bana Ebû Gassan El-Mismaî de rivâyet etti. ki) ; Bize Ebû Abdis'samed rivâyet etti. ki): Bize Ebû Imran El-Cevnî, Ebû Bekr b. Abdillah b. Kays'dan, o da babasından naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): içi kof inciden (ma'mul) bir çadır vardır. Genişliği altmış mildir. Onun her köşesinde bir aile vardır. Bunlar başkalarını görmezler. Mü'min onları dolaşır.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cennet Çadırlarının Sıfatı Ve Müminlerin Oradaki Aileleri Hakkında Bir Bab
7339-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Harun rivâyet etti. ki): Bize Heromam, Ebû Imran El-Cevnî'den, o da Ebû Bekr b. Ebî Mûsa b. Kays'dan, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi. Şöyle buyurmuşlar: bir incidir. Uzunluğu semâya doğru altmış mildir. Onun her köşesinde mü'minler için bir aile vardır. Onları başkaları görmezler.» hadîsi Buhârî «Bed'ül-Halk» ve «Tefsir» bahislerinde; Tirmizî ile Nesâî de «Tefsir» bahsinde tahric etmişlerdir. çadır demektir. Bazılarına göre ağaçtan yapılan dört köşeli evdir. bir rivâyetinde çadırın genişliği altmış mü, diğer rivâyetinde yüksekliği altmış mil denilmiştir. Fakat rivâyetler arasında çelişme yoktur. Çünkü genişliği ile yüksekliği müsavidir. bir kösesinde oturanların öteki köşedekileri görememesi mesafenin uzaklığındandır. Ebû Derdâ'dan rivâyet edilen bir hadîsde: bir tek incidendir. Onun yetmiş kapısı vardır.» buyurulmuştur. Kurtubî: «Bu hadîsden anlaşılıyor ki, cennetteki hurilerle insanlara şâmil kadın nev'ileri benî âdem'in erkek nevilerinden daha çoktur.» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cennet Çadırlarının Sıfatı Ve Müminlerin Oradaki Aileleri Hakkında Bir Bab
7340-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme İle Abdullah b. Nûmeyr ve Alî b. Müshir, Ubeydullah b. Ömer'den rivâyet ettiler. H. Muhammed b. Abdillah b. Nûmeyr de rivâyet etti, ki): Bize Muhammed b. Bİşr rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Hubeyb b. Abdirrahman'dan, o da Hafs b. Asım'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ceyhan, Fırat ve Nil'den her biri cennet nehirlerindendir.» buyurdular. ile Ceyhan orta Anadolu'dan çıkarak Akdeniz'e dökülen iki nehirdir. Bazıları bunları Seyhun ve Ceyhun nehriyle karıştırarak bir saymıştır. Ceyhun nehri Horasan'dadır. Seyhun orta Asya'nın büyük nehirlerinden biridir. Fırat dahi Orta Anadolu'dan kaynayan bir nehirdir. Basra körfezine dökülür. Nil , Mısır'dadır. Bu nehirlerin cennetten çıkması iki suretle te'vil edilmiştir. Birinci te'vile göre iman, nehirlerin bulunduğu yerleri yahut bunların sularıyle beslenen cisimleri kaplamış olduğundan, bu sularla beslenen insanlar cennete girecektir, manasınadır. İkinci mânâya göre te'vile hacet yoktur, bu sular doğrudan doğruya cennetten çıkarlar. Ehl-i Sünnet'e göre Cennet hâlen mevcuttur. Isra bahsinde Fırat'la Nil'in cennetten çıktıklarını bildiren hadîsi görmüştük. Buhârî'nin rivâyetine göre bunlar Sidretü'l-Müntehâ denilen ağacın dibinden kaynarlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyadaki Cennet Nehirleri Bâbı
7341-) Bize Haccac b. Şâir rivâyet etti. ki): Bize Ebû'n-Nadr Hâşim b. Kaâsım El-Leysî rivâyet etti. ki): Bize İbrahim (yani; İbn Sa'd) rivâyet etti. ki): Bize babam, Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar): kalbleri kuş kalbi gîbi olan bir takım kavimler girecektir.» Buradaki insan kalblerinin ne cihetle kuş kalbine benzetildiğinde ihtilâf edilmiştir. Bazılarına göre incelik, zayıflık ve zarafet hususunda kuş kalbine benzetilmişlerdir. Nitekim bir hadîsde Yemenlilerin ince kalbli yani; nâzik insanlar olduğundan bahsedilmiştir. Bazıları bu teşbihin korku ve ürkeklik itibariyle yapıldığını söylemişlerdir. Zira kuş, hayvanların en ürkeğidir. Bu takdirde hadîsten murad; kalblerini Allah korkusu kaplayan ve kuş gibi ürkek olan bir takım mü'minlerin cennete girmesidir. Hadîs-i şerif den Allah'a tevekkül edenler kastedildiğini söyleyenler de. vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: «cennete, Kalbleri Kuş Kalbi Gibi Olan Bir Takım Kavimler Girecektir...» Hadisi Bâbı
7342-) Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. ki): Bize Abdürrazzak rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den naklen haber verdi. Hemmam: Bize Ebû Hüreyre'nin, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet ettikleri şunlardır... diyerek bir takım hadîsler nakletmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (azze ve celle) Âdem'i kendi suretinde yarattı. Onun uzunluğu altmış arşındır. Âdem'i yaratınca (ona): Git de şu cemaata selâm ver, buyurdu. Bunlar meleklerden bir cemaat olup, oturuyorlardı. Sana ne cevap vereceklerini dinle, çünkü bu senin ve zürriyetin için selâm olacaktır, dedi. Âdem de giderek: Selâm size, dedi. Melekler: Selâm sana, Allah'ın rahmeti de sana, dediler. Ve ona Allah'ın rahmeti sözünü ziyade ettiler, imdi cennete her giren kimse Âdem'in suretinde ve uzunluğu altmış arşın olacaktır. Ama Âdem'den sonra halk tâ şimdiye kadar eksilmekte devam etmiştir.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Enbiya» ile «Kitâbu’l-İstîzan»da tahric etmiştir. şerhini evvelce görmüştük. Bu rivâyet hadîsdeki zamirin Hazret-i Âdem'e ait olduğu hususunda zahirdir. Hadîsden murad: Allahü teâlâ, Âdem (aleyhisselâm)'ı yaşayıp vefat ettiği sureti üzerine yaratmıştır. O zürriyeti gibi şekil değiştirmemiştir. Yeryüzündeki sureti ne ise cennetteki sureti de odur, demektir. arşından murad; bizim arşımmızdır. Hazret-i Âdem'in uzunluğu altmış arşın olduğu gibi, genişliğinin de yedi arşın olduğu rivâyet olunmuştur. diyor ki: «Allahü teâlâ cennetlikleri asılları olan Âdem (aleyhisselâm)’in hilkatine iade edecek, cennette onun sıfatında ve onun uzunluğunda olacaklardır.» Yani; cennete giren bahtiyarlar boy pos güzelliği itibariyle Hazret-i Âdem kılığında olacaklar dünyadaki sakatlık ve kusurlarından eser kalmayacaktır. şerîf oturan bir kimsenin yanına varanın «Esselâmü-aleyküm» diye selâm vermesinin efdal olduğuna delildir. Maamafih «Se-lamünaleyküm» demek de kâfidir. Selâmı alırken, verenin sözüne ziyâde etmek müstehabdır. hadîs selâm alırken de Esselâmu aleyküm demenin caiz olduğuna işaret etmektedir. Ve aleykümüsselam demek efdal ise de şart değildir. ki: Âdem (aleyhisselâm)’ın zürriyeti asırlar boyunca kısala kısala bugünkü hâle gelmişlerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: «cennete, Kalbleri Kuş Kalbi Gibi Olan Bir Takım Kavimler Girecektir...» Hadisi Bâbı
7343-) Bize Ömer b. Hafs b. Giyâs rivâyet etti. ki): Bize babam, Ala' b. Hâlid El-Kâhilî'den, o da Şakîk'dan, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): getirilecek. O gün onun yetmiş bin yedeği olacak. Her yedekle beraber onu çeken yetmiş bin melek bulunacaktır.» buyurdular. hadîs hakkında Darekutnî, İmâm Müslim'e itiraz etmiş: «Bunu merfu' rivâyet etmek vehmdir. Sevrî ile Mervân ve başkaları onu Ala' b. Hâlid'e mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir.» demişse de, Nevevî buna cevab vermiş: «Hafs mu'temed bir hafız ve İmâmdır. Onun merfu' olarak yaptığı ziyade makbuldür. Nitekim ekseri ulemâ ile muhakkikin onu bu şekilde rivâyet etmişlerdir.» demiştir. yetmiş bin yedeği olmasını İmâm Mâzirî zahiri üzere kabul etmiş: «Bu sözü hakikata hamletmeye hiçbir mâni yoktur.» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7344-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Muğîra (yani; İbn Abdirrahman El-Hızâmî) Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): yaktığı şu ateşiniz, cehennem sıcağının yetmiş cüzünden bir cüzdür.» buyurmuş. Ashab: Vallahi gerçekten bu yetecekmiş ya Resûlallah! demişler. (sallallahü aleyhi ve sellem): cehennem ateşi her bîri dünya ateşi kadar olmak üzere ondan altmış dokuz cüz daha fazla yaratılmıştır.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7345-) Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Ebû'z-Zinad'ın hadîsi gibi rivâyet etti. Yalnız o «küllühû» yerine «küllühüne» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7346-) Bize Yahya b. Eyyûb rivâyet etti. ki): Bize Halef b. Halife rivâyet etti. ki): Bize Yezid b. Keysan, Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikte idik. Ansızın düşen bir şey sesi işitti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) nedir bilir misiniz?» dedi. Biz; Allah ve Resûlü bilir, cevâbını verdik. bir taştır. Yetmiş sene önce cehenneme atılmış, henüz şimdi düşüyor. Nihayet dibine erdi.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7347-) Bize bu hadîsi Muhammed b. Abbâd ile İbn Ebî Ömer de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Mervan, Yezîd b. Keysan'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen bu isnadla rivâyet etti: «Bu cehennemin dibine düştü de, siz onun sesini işittiniz.» dedi.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7348-) Bize Elû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti. ki): Bize Şeybân b. Abdirrahman rivâyet etti. ki): Katâde şunu söyledi. Ben Ebû Nadra'yı Samura'dan rivâyet ederken dinledim. O da Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işitmiş: ki, cehennemliklerden bazılarını ateş topuklarına kadar, bazılarını oturağına kadar, bazılarını da boğazına kadar alacaktır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7349-) Bana Amr b. Zürâra rivâyet etti. ki): Bize Abdü’l-Vehhab (yani; İbn Ata') Saîd'den, o da Katâde'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Ben Ebû Nadra'yı, Semura b. Cûndeb'den rivâyet ederken dinledim ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurmuşlar: bazılarını ateş topuklarına kadar, bazılarını dizlerine kadar, bazılarını oturağına kadar, bazılarını da köprücük kemiğine kadar alacakdır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7350-) Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Kavli rivâyet etti. ki): Bize Saîd bu isnadla rivâyet etti. Ama «huczctihî» yerine «hakveyhî» kelimesini koydu. hadîsin Ebû Hüreyre rivâyetini Buhârî «Bed'ü’l-Halk» bahsinde tahric etmiştir. mânâda İbn Mace, Hazret-i Enes'den, İbn Uyeyne , Hazret-i İbn Abbâs'dan hadîsler rivâyet etmişlerdir. Abbâs Hazretlerine dünya ateşinin neden yaratıldığı sorulmuş; cehennem ateşinden yaratıldığını, yalnız yetmiş defa su ile söndürüldüğünü söylemiş. «Böyle olmasaydı ona yaklaşılmazdı. Çünkü o cehennem ateşindendir.» demiştir. cehennem ateşinin her bir cüz'ünün bütün dünyanın odunu yakılsa, onun ateşinden daha şiddetli olacağını beyan etmişlerdir. b. Mihran ki: «Allah cehennemi halket-tiği vakit bir soluk almasını emir buyurdu. O da aldı. Bundan göklerde yüzüstü kapanmadık hiç bir melek kalmadı. Teâlâ onlara: kaldırın. Bilmez misiniz ki; Ben sizi taat için yarattım, bunu da günahkârlar için yarattım, buyurdu. Melekler: Ey Rabbimiz, buna girecekleri görmedikçe biz ondan emin olamayız, dediler." İşte Teâlâ Hazretlerinin (Onlar Rablerinden korkularına çekinirler...) âyet-i kerîmesinin mânâsı budur."» ve hakv aynı mânâya gelirler ve ikisi de gömleğin boğaza iliklendiği yer, demektir. Gazâlî şöyle diyor: «Dünya ateşi cehennem ateşine uymaz. Lâkin dünyada en şiddetli azab bu ateşin azabı olduğu için cehennem ateşi onunla tarif olunmuştur. Heyhat! Cehennemlikler bu ateşi bulsalar, içinde bulundukları ateşten kaçarak kendilerini ona atarlardı.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehennem Ateşinin Sıcaklığının Şiddeti, Dibinin Derinliği Ve Cehennemin Azab Görenlerden Neler Alacağı Hakkında Bir Bab
7351-) Bize İbn Ebî Ömer rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular; cehennem münâkaşa ettiler de, biri: Bana zâlimlerle kibirliler girecek, dedi. Öteki de: Bana zayıflarla yoksullar girecek, dedi. Bunun özerine Allah (azze ve celle) berikine: Sen benim azabınısın. Seninle dilediğimi azab ederim ve galiba dilediğime isabet ederim) buyurdu. Ötekine de: Sen benim rahmetimsin, seninle dilediğime rahmet ederim. Sizîn har biriniz için dolusu doluya (kullar) var, buyurdu.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7352-) Bana Muhammed b. Râfİ'de rivâyet etti. ki): Bize Şebabe rivâyet etti. ki): Bana Verkââ Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuşlar: cennet münakaşa ettiler. Cehennem: Ben kibirliler ve zâlimlerle tercih olundum, dedi. Cennet de: Aceb bana neden İnsanların zayıflarıyle sakatları ve âcizlerinden başkası girmiyor, dedi. Bunun üzerine Allah cennete: Sen benim rahmetimsin. Seninle ben" kullarımdan dilediğime rahmet eylerim, buyurdu. Cehennem de: Sen benim azabınısın. Seninle ben kullarımdan dilediğimi azab ederim. Sizden her biriniz için dolusu doluya kul var, bıryurdu. Fakat cehennem dolmaz. Allah da ayağını onun üzerine koyar (bu sefer) yeter, yeteri der. Orada artık dolar ve içindekiler birbirine girer.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7353-) Bize Abdullah b. Avn El-Hilâlî rivâyet etti. ki): Bize Ebû Süfyan (yani; Muhammed b. Humeyd) Ma'mer'den, o da Eyyûb'dan, o da İbn Sîrîn'den, o da Ebû Hüreyreden naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): cehennem münakaşa etti...» buyurmuşlar. hadîsi Ebû'z-Zinad’ın hadîsi mânâsında hikâye etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7354-) Bize Muhammed b. Râfi' rivâyet etti. ki) ; Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. ki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih’den rivâyet etti. Hemmam; Ebû Hüreyre'nin, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bize rivâyet ettikleri şunlardır... diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki; cehennem münâkaşa ettiler. Cehennem: Ben kibirliler ve zâlimlerle tercih olundum, dedi. Cennet de: Aceb bana neden insanların zayiflarıyle sakatlarından ve gafillerinden başkası girmiyor, dedi. Allah cennete: Sen ancak benim rahmetimsin; ben seninle kullarımdan dilediğime rahmet ederim, cehenneme de: Sen ancak ve ancak benim azabınısınj seninle ben kullarımdan dilediğimi azab eylerim. Sizden her bîrinize dolusu doluya (kullar) var, buyurdu. Fakat cehennem Allah Tebâreke ve Teâlâ ayağını koymadıkça dol-maz. (O zaman) Yeter, yeter, yeter! der ve artık dolar. Cüzleri birbirine girer. Ama Allah mahlûkatından hiç bir kimseye zulmetmez. CenneîG gelince: Şüphesiz Allah onun İçin de halk yaratır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7355-) Bize Osman b. Ebi Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): cehennem münâkaşa ettüer...» buyurdu. «Her ikinize de dolusu doluya vereceğim...» cümlesine kadar hû Hüreyre hadîsi gibi nakletmiş, ondan sonraki ziyâdeyi anmamıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7356-) Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti. ki): Bize Şeyban, Katâde'den rivâyet etti. ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti ki: Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar: Daha var mı? demekte devam edecek. Nİhâyet Rabbu'l-Izze Tebâreke ve Teâlâ ayağını onun üzerine koyacak. O da: izzetin hakkı için yeter, yeter! diyecek ve cüzleri birbirine kavuşacaktır.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7357-) Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize Abdûssa-med b. Abdil-Vâris rivâyet etti. ki): Bize Ebân b. Yezid El-Attâr rivâyet etti. ki): Bize Katâde, Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen Seyhan'ın hadîsi mânâsında rivâyet etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7358-) Bize Muhammed b. Abdilluh Er-Ruzzî rivâyet etti. ki): Bize Abdü'l-Vehbab b. Atâ', Allah (azze ve celle)'nin: gün cehenneme: Doldun mu? diyeceğiz. O da daha var mı? diyecektir." Sûre-i Kâf, âyet: 30. âyet-i kerîmesi hakkında rivâyet etti de, dedi ki: Bize Saîd'den, o da Katâde’den, o da Enes b. Mâlik'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen haber verdi ki, şöyle buyurmuşlar: atılmak da, o da daha var mı? diye sormakla devam edecek. Nihayet Rabbu'l-İzze onun üzerine ayağını koyacak ve cüzleri birbirine kavuşacak. Cehennem, İzzetin ve keremin hakkı için yeter yeter diyecek. Cennette de fazlalık devam edecek. Hatta Allah onun için yeni halk yaratacak ve onları cennetin fazlasına iskân edecektir.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7359-) Bize Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Affân rivâyet etti. ki): Bize Hammad (yani; İbn Seleme) rivâyet etti. ki): Bize Sâid haber verdi. ki): Enes'i, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen şöyle derken işittim: Allah'ın dilediği kadarı kalacak, sonra Allahü teâlâ dilediklerinden onun İçin yeni halk yaratacaktır.» buyurdu. rivâyetleri Buhârî «Kitâbu't-Tefsir» ile «Kitâbu'l-Eyman ve Nüzûr»'da; Enes rivâyetini Tirmizî «Kitâbu't-Teisir»'de; Nesâî «Kitâbu'n-Nuût»'da muhtelif râvîlerden tahric etmişlerdir. Cehennemin münâkaşa ve muhasemesi hakkında Nevevî şunları söylemiştir: «Bu hadîs zahir mânâsı üzeredir. Allahü teâlâ cennetle cehenneme temyiz halketmiş, bu sayede idrak sahibi olmuşlar ve birbirleriyle muhasamede bulunmuşlardır. Ama bundan onların daimî surette akü ve temyiz sahibi olmaları lâzım gelmez.» Maamafih bu münakaşanın lisânı hal ile yapılmış olması da muhtemeldir. hadîsin otuz altı nolu rivâyetindeki «gırratuhum» tâbiri «garesü-hum» ve «acezejtühüm» şekillerinde de rivâyet olunmuştur. ; Açlık, demektir, Accde de: Âcizin cemidir. Fakat en meşhur rivâyeti «gırra»fdır. Bundan murad; gafil takımı yani; sünneti iyi anlamayan avâmdır. Bunlar saf oldukları için aralarına fitne ve bid'at girmez. İmanları sabit, inançları sağlamdır. Mü'minlerin ekserisi bunlardandır. Cennetliklerin ekserisi de bunlardan olacaktır. Arif ve Salih ulemânın adedi azdır Onların dereceleri yüksek olacaktır. yahut katı bana yeter mânâsına ism-i fiildir. hadîsler sıfat hadîslerinin meşhurlarındandır. Evvelce de îzah ettiğimiz vecihle ulemâ bu hususta mûfevvi'da ve müevvile olmak üzere iki mezhebe ayrılmışlardır. Müfevvida tefvîzciler yani; bu gibi hadîslerin mânâlarını Allah'a havale eyleyenlerdir. Selefin cumhûru bu mezhebde idi. Onlar kelimenin hak olduğuna iman eder, mânâsını Allah'a bırakırlardı. Çünkü kelimenin zahirî mânâsı Allahü teâlâ hakkında müstehıl yani; imkânsızdır. Müevvile te'vilcilerdir. Cumhûru Mütekelliminin mezhebi budur. Bunlar Allahü teâlâ hakkında vârid olan el ve ayak gibi aza isimleri hakkında ihtilâf etmişlerdir. Bazıları bu hadîslerde geçen ayak tâbirinden mütekaddim mânâsı kastedildiğini söylemişlerdir. Arabcada bu mânâ geçerlidir. Hadîsden murad; Allah cehennemin üzerine cehennemliklerden bazılarını koyar, demektir. Bir takımları buradaki ayaktan bazı kulalrın ayağı kastedildiğini ileri sürmüşlerdir. Buna göre mânâ: Allah cehennemin üzerine bazı kullarının ayağım koyar, demek olur. Kademin bir mahlûk ismi olduğunu söyleyenler olduğu gibi, yer ismi olduğunu söyleyenler de vardır. Hatta bazıları kadem kelimesini kudumdan alarak ona takdim mânâsını vermişlerdir. Bu takdirde hadîsin mânâsı: Allah cehennemin üzerine kulun azab için takdim ettiği şeyleri koyar, demek olur. koymaktan murad; yeter artık mânâsına geldiğini söyleyenler de olmuştur. Iyâz diyor ki: «Bu te'villerin en güzeli kadem kelimesinden cehennemi haketmiş bir kavm murad edilmiş olmasıdır. Kelimeyi zahirî mânâsına almamak mutlaka lâzımdır. Çünkü Allahü teâlâ hakkında aza imkânsızdır, bu husasta kati delil vardır. teâlâ’nın cennet için yeniden kullar yaratması Ehl-i Sünnet'in delillerindendir. Onlara göre sevab vermek, amele bağlı değildir. O, Allah'ın biri lûtfu ihsanıdır. Bu hadîsde de cennette yaratılan kullara hiç bir amelleri olmadığı halde sevab verileceği bildirilmektedir. Nitekim küçükken ölenlerle delilerin hâli de böyledir. Bunların hiç bir ameli olmadığı halde, cennete girecek Allahü teâlâ’nın fadlu rahmetine nail olacaklardır. Bu hadîsler cennetin pek büyük olduğuna da delildirler. Filhakika sahîh bir hadîsde cennette bir kişiye dünya kadar yer verileceği, dünyanın on misli kadar da ziyâdesi ihsan edileceği ve yine de yeni yaratılacaklar için boş yer kalacağı bildirilmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7360-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş’den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: gününde ölüm sanki bakla bir koçmuş gibi getirilecek. (Ebû Kûreyb şunu ziyade etti): Ve cennetle cehennemin arasında durdurulacak (Hadîsin kalan kısmı hususunda ittifak ettiler.) Ve Ey cennetlikler, bunu bi liyor musunuz? denilecek. Onlar başlarını kaldırarak bakacaklar: Evet, bı ölümdür! diyecekler ve: Ey cehennemlikler bunu biliyor musunuz? denilecek. Onlar da baş larıni kaldırarak bakacaklar ve: Evet, bu ölümdür! diyecekler. Müteakiben emir verilerek koç kes lecek. Sonra: Ey cennetlikler, size ebediyet... Artık ölüm yok ve: — Ey ceher nemlikler, size de ebediyet!.. Artık ölüm yok, denilecektir.» hesabın görüleceği hasret günüyle korkut! Halbuki onlar galette idiler. İman etmezlerdi." Sûre-i Meryem, âyet: 39. âyetini okudu ve eliyle dünyaya işaret etti.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7361-) Bize Osman b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: cennete, cehennemlikler de cehenneme konulduğu vakit: Ey cennetlikler! denilecek...» râvî Ebû Muâviye hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuştur. Yalnız o: «İşte Allah (azze ve celle)'nin kavli budur.» demiş. «Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) okudu.» dememiştir. «Eliyle de dünyaya İşaret etti.» cümlesini dahi anmamıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7362-) Bize Züheyr b. Harb ile Hasen b. Alî El-Hulvâni ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Abd: Ahberanî; ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Ya'kub (bu zat İbn İbrahim b. Sa'd'dır.) rivâyet etti. ki): Bize babam Sâlih'den rivâyet etti. ki): Bize Nâfi' rivâyet etti ki: Abdullah Şöyle dedi: Gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:. cennetlikleri cennete, cehennemlikleri de cehenneme koyacak., sonra aralarından bir dellâl kalkarak: Ey cennetlikler (artık) ölüm yok ve ey cehennemlikler (artık) ölüm yok. Herkes bulunduğu yerde ebedîdir, diyecektir.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7363-) Bana Harun b. Saîd El-Eylî ile Harmele b. Yahya rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. ki): Bana Ömer b. Muhammed Zeyd b. Abdillah b. Ömer b. Hattab rivâyet etti. Ona da babası, Abdullah b. Ömer'den rivâyet etmiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar: cennete, cehennemlikler de cehenneme vardıkları zaman ölüm getirilecek ve cennetle cehennem arasına konulacak, sonra kesilecektir. Sonra bir dellâl: Ey cennetlikler (artık) ölüm yok! Ve ey cehennemlikler (artık) ölüm yok! diye nida edecek. Böylece cennetliklerin sevinci bir kat daha artacak, cehennemliklerin üzüntüsü de bir kat daha artacaktır.» hadîsin Ebû Saîd rivâyetini Buhârî, Tirmizî ve Nesâî «Kitabu't-Tefsir»'de; İbn Ömer rivâyetini Buhârî «Kitâbu'r-Rİkak»'da tahric etmişlerdir. Sünnet'e göre ölüm, hayata zıt olan bir arazdır. Mutezile'den bazıları onun araz olduğunu kabul etmemiş, ölüm hayatın yokluğudur, demişse de bu söz hatadır. Çünkü Teâlâ Hazretleri: «Ölümü ve hayâtı yarattı...» buyurarak, ölümün mahlûk olduğunu isbat etmiştir. Her iki mezhebe göre de, ölüm cisim değildir. Onun koç suretinde getirilip kesilmesi te'vil olunur ve: «Allahü teâlâ onu cisim olarak yaratır sonra kesilir.» denilir. Yahut bu sözden maksad temsildir. Ölümü kimir keseceği ihtilaflıdır. Bâzılarına göre onu Yahya b. Zekeriya (aleyhisselâm) , Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzurunda kesecektir. Bir takımları Cebrail (aleyhisselâm)’ın cennet kapısında keseceğini söylemiştir. Bazılarına göre hâlis beyaz demektir. Kisâî: Beyazl; siyah karışık olup, beyazı daha çok mânâsına geldiğini söylemiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7364-) Bana Süreye b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Humeyd b. Abdirrahman, Hasen b. Sâlih'den, o da Harun b. Sa'd'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): avurt dîşî yahut kâfirin azı dişi Uhud dağı kadar, cildinin kalınlığı da üç gecelik yol mesabesinde olacaktır.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7365-) Bize Ebû Kûreyb ile Ahmed b. Ömer El-Vekîî rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn FudayI babasından, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den merfûan rivâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kâfirin iki omuzunun arası hızlı giden binek kimsenin uç günlük yolu kadardır.» buyurmuşlar. «Cehennemde...» kaydını anmamıştır. hadîsi Buhârî «Kitâbu'r-Rikâk»'da tahric etmiştir. gününde kâfirin dişinin Uhud dağı kadar büyük, cildinin üç günlük yol kadar geniş olması hakkında Nevevî şunları söylemiştir ; «Bütün bunlar ona daha fazla elem verdiği içindir. Bunların hepsi Allahü teâlâ'nın kudreti dahilindedir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verdiği için bunlara inanmak vâcibdir.»

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7366-) Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Bana Ma'bed b. Hâlid rivâyet etti. O da Harise b. Vehb'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den dinlemiş. Şöyle buyurmuşlar: «Size cennetlikleri haber vereyim mi?» Ashab: — Hayhay! demişler. (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: «Her zaif görülen, zayıf kimsedir. Allah'a yemin etse, onu yemininde sadık çıkarır.» demiş. Sonra: cehennemlikleri haber vereyim mi?» buyurmuş. Ashab: Hay hay! demişler. katı düşman cimri, kibirlidir.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7367-) Bize Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti. Yalnız o: «Size göstereyim mi?» demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7368-) Bize Muhammed b. Abdillah b. Nûmeyr de rivâyet etti. ki): Bize Veki' rivâyet etti. ki): Bize Süfyan, Ma'bed b. Hâlid'den rivâyet, etti. ki): Ben Harise b. Vehb El-Huzâî'yi şunu söylerken işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): cennetlikleri haber vereyim mi? Her zayıf görülen, zayıftır. Allah'a yemin etse, onu yemininde sadık çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Her cimri, neseb İddiacısı kibirlidir.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâbu't-Tefsir», «Kitâbü'l-Edeb ve «Kitabu'n-Nüzûr»'da; Tirmizî «Kitâbu Sıfeti Cehennem»de; Nesâî «Kİtâbu't-Tefsir»'de; İbnû Mâce «Kitabu'z-Zühd»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. İnsanların zayıf görerek tahkir ettikleri kimsedir. Bu kelime müteda'ıf şeklinde de rivâyet olunmuştur. Bu takdirde mânâsı mütevazı', kendini hiçe sayan demek olur. Kâdî Iyâz: «Buradaki za'fdan murad; kalblerin nezaket ve-inceliği ve imana yatkınlığı da olabilir.» diyor. Hadîsden murad: Ekseriyetle cennetliklerin bu gibi insanlardan olacağını beyandır. yemin etse, onu yemininde sâdık çıkarır...» cümlesinden mu-mad; bazılarına göre: Dua etse, duasını kabul buyurur, manasınadır. Katı, bâtıl hususundaki düşmanlığı şiddetli kimse demektir. Cevvaz, elinden ;bir şey çıkmayan pinti mânâsına gelir. Bazıları bu kelimenin çok etli ve yürürken böbürlenen mânâsına geldiğini, bir takımları kısa, şişman demek olduğunu söylemişlerdir. Kendinin yalandan bir kavme mensub olduğunu iddia eden kimsedir. de ekseriyetle bu gibi kimselerden müteşekkil olacaklardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7369-) Bana Süveyd b. Saîd rivâyet etti. ki): Bana Hafs b. Meysera, Alâ' b. Abdirrahman'dan, o da tabasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kapılardan kovulan saçı keçeleşmiş kimse vardır ki, Allah'a yemin etse, Allah onu yemininde sâdık çıkarır.» buyurmuşlar.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7370-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Nümeyr, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Abdullah b. Zem'a'dan naklen rivâyet etti, (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe okudu da, deveyi ve onu boğazlayanı anarak şöyle buyurdu: kavminin en yaramazı (yerinden) fırladığı zaman: Bu deve için muktedir müfsit, kavminin İçinde Ebû Zem'a gibi kuvvetli bir adam yerinden fırladı.» buyurdu. Sonra kadınları anarak onlar hakkında va'x etti. Sonra: biriniz ne zamana kadar karısını dövmeye devam edecek?» Ebû Bekr'in rivâyetinde: «Cariyeyi dövmeye...» Ebû Küreyb'in rivâyetinde ise: «Köleyi dövmeye (ne zamana kadar devam edecek)... Olur ki, o kadınla son gününde cima' eder.» denilmiştir. Sonra ashabına yellenmeye güldükleri için va'z ederek: biriniz yaptığına gülmeye ne zamana kadar devam edecek?» buyurdular. hadîsi Buhârî ile Tirmizî «Tefsir» bahsinde; Nesâî «Tefsir» ve «Işrâtû'n-Nisâ'» bahislerinde; İbn Mâce «Nikâh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. murad; Salih (aleyhisselâm)'ın devesidir. Bu deveyi Semûd kavminin en şakisi Kudâr b. Sâlif boğazlamıştır. Bu adam uğursuzlukta Uhaymiri Semûd diye darb-ı mesel olmuştur. Kısa boylu, kırmızı benizli sarışın veled-i zina bir herifmiş. (sallallahü aleyhi ve sellem), Şems sûresinin: «Semûd kavminin en yaramazı (yerinden) fırladığı zaman...» âyetini okumuş, sonra deveyi kesmek için yerinden fırlayan adamın tarifini yapmıştır. Şer, müfsit, pis mânâlarına gelir. Cahil, serseri mânâsına geldiğini söyleyenler de vardır. (sallallahü aleyhi ve sellem) bu adamı Ebû Zem'a'ya benzetmiştir. Ebû Zem'a, Abdullah b. Ebî Zem'a'nın dedesi Esved'dir. Esved, müslümanlarla alay edenlerden biriydi. Mekke'de kâfir olarak ölmüş. Oğlu Zem'a dahi Bedir gazasında kâfir olarak tepelenmiştir. b. Zem'a rivâyeti, zaruret yokken kadın ve hizmetçiyi dövmekten, sesle yellenene gülmekten men etmektedir. Câhiliyet devrinde Arablar bir meclisde sesle yellenen kimseye gülerlermiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan men etmiş, işitmezlikten gelinerek başka şeyle meşgul olunması gerektiğine işaret buyurmuştur. Çünkü meclislerde sesle yellenmek ve sonra buna gülüşmek Lût kavminin âdet-lerindendir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7371-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Cerir Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ka'b oğullarının babası Amr b. Luhay b. Gamca b. Hindifî cehennemde bağırsaklarını sürüklerken gördüm.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7372-) Bana Amru'n-Nâkıd ile Hasen El-Hulvânî ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Abd: Ahberanî, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Yakub (bu zat İbn İbrahim b. Sa'd'dır) rivâyet etti. ki): Bize babam Sâlih'den, o da İbn Şihab'dan naklen rivâyet etti. ki): Ben Saîd b. Müseyyeb'i şunu söylerken işittim: Bahira, şeytanlar için sağılmaktan menedilen devedir. Onu insanlardan kimse sağamaz. Sâibe ise, Arabların ilâhları için bıraktıkları devedir. Onun üzerinde hiç bir şey taşınmaz. İbn Müseyyeb ki: Ebû Hüreyre şunu söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Amr b. Âmir El-Huzâî'y'ı cehennemde bağırsaklarını sürürken gördüm, Bu adam ilk sâibe bırakan adamdır.» buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Menâkıb»'de tahric etmiştir. devrinde Arablar deve beşinci yavruyu doğurduktan sonra, o hayvanın kulağını yarar, artık ona binmeyi ve o hayvanın sütünü haram sayarlardı. Putlarına tazim için hayvanın suya ve mer'aya gitmesine mani olunmazdı. Bu deveye bahîra denilirdi. adam seferinden dönersem yahut hastalığımdan iyileşirsem, devem sâibe olsun, diye nezrederdi. Artık bu hayvandan istifâde dahi haram sayılırdı. Buhârî şaibeyi Arabların putları için tahsis ettikleri deve mânâsına almıştır. Arablar sığır ve koyundan da bahîra ve sâibe yaparlardı. Ancak hüküm bu hayvanların yalnız dişilerine mahsustu. Hayvanın binmesi, yavrusu, yün ve yapağısı putun olur, sütü ile menfaati erkeklere mahsus kalırdı. Kadınlar bundan istifâde edemezlerdi. Abbâs Hazretlerinin beyânına göre, dişi deve beşinci yavruyu erkek doğurursa, o yavruyu keserler ve erkek kadın hep beraber yerlermiş. Dişi doğurursa, devenin kulağını yararlar, ona bâhira derlermiş. Arablarda deveyi sâibe yapmak âdeti Amr b. Âmir'den kalmıştır. arasında İsmail (aleyhisselâm)’in dinini ile değiştiren, put diken, sâibe ve bahîra âdetini ilk çıkaran kimse, bu adamdır. Hübel denilen putu Mekke'ye getirerek dikmiş, halkı ona ibâdet ve ta'zime teşvik etmiştir. Kendisi cömert bir adam olup, fakir fukarayı doyurduğu ve giydirdiği için Arablar üzerinde büyük nüfuzu varmış. Çok defa hac mevsiminde on bin deve keser, fukaraya on bin hülle giydirirmiş. hadîs-i şerif den anlaşılıyor ki, hiç bir kâfire âhirette dünyevî iyilikleri fayda vermeyeceği gibi, buna da bütün bu yaptıklarının zerre kadar faydası olmamış. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisini cehennemde bağırsaklarını sürüklerken görmüştür.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7373-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Cerir Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû lîüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): iki sınıf vardır ki, ben onları görmedim. (Biri) Beraberlerinde sığır kuyrukları gibi kamçılar olup, onlarla İnsanları döğen bir kavm, (diğeri) giyinmiş, çıplak, eğrilmiş ve eğrilten bir takım kadınlardır! Başları eğri deve hörgüçleri gibidir. Bunlar cennete giremeyecek, onun kokuşunu da duyamayacaklardır. Halbuki cennetin kokusu şu kadar ve şu kadar mesafeden duyulacaktır.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7374-) Bize İbn Nümeyr rivâyet etti. ki): Bize Zeyd (yani; İbn Hubab) rivâyet etti. ki): Gize Eflah b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Ümmü Seleme'nin azatlısı Abdullah b. Râfi' rivâyet etti. ki): Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): yaşarsan ellerinde sığır kuyrukları gibi kamçılar bulunan bir kavmi görmen yakındır. Bunlar Allah'ın gadabı içinde sabahlar, Allah'ın hısımı içinde akşamlarlar.» buyurdular.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7375-) Bize Ubeydullab b. Saîd İle Ebû Bekr b. Nâfi' ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Âmir El-Akadî rivâyet etti. ki): Bize Eflah b. Saîd rivâyet etti. ki): Bana Ümmü Seleme'nin azatlısı Abdullah b. Râfi' rivâyet etti. ki): Ebû Hüreyre'yi şunu söylerken işittim: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: yaşarsan Allah'ın hışımı içinde sabahlayan ve lâneti içinde akşamlayan, ellerinde sığır kuyrukları gibi kamçılar olan bir kavimi görmen yakındır.» buyururken dinledim. hadîsin kadınlardan bahseden rivâyeti, çıplak kadınlar Bâbında geçmişti. şerif, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mucizelerinden olup, haber verdiği gibi zuhur etmiştir. Yine hülâsa edelim; sığır kuyrukları gibi kamçıları olan kavm zabıta memurlarıdır. çıplaklardan murad; bir kavle göre Allah'ın nimetlerinden giyinip de şükretmeyen kadınlardır. İkinci kavle göre ise, bunlar elbise giyen, fakat hayr işleyip âhireti için çalışmayan kadınlardır. Üçüncü kavle göre güzelliklerini göstermek için bedenlerinin bir kısmını açanlardır. Dördüncü kavle göre ise, altındakini gösterecek derecede ince elbise giyenlerdir. kadınlar Allah'ın taatından çıkanlardır. Eğriltenler de, kendi yaptıkları marifeti başkasına Öğretenlerdir. Bâzılarına göre eğrilenlerden murad; kırıtarak yürüyenler, eğriltenler de, omuzlarını kırarak yürüyenlerdir. deve horgüçlerine benzetilmesi, saçlarına çeşitli şeyler sararak tepeye doğru yükselttikleri ve kurdukları hotos yana doğru eğril-diği içindir. şerif böylelerin cennete girmek şöyle dursun, onun kokusunu bile alamıyacaklarına açık delildir. olduğu kadar kadınların hiç bir devirde bu hadîs-i şerife tam mânâsıyle misâl teşkil ettikleri görülmemiştir sanırım. Allah müslümanlara intibahlar nasib etsin.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Cehenneme Zalimlerin Cennete De Zayıfların Gireceği Bâbı
7376-) Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. İdris rivâyet etti. H. İbnû Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize "babamla Muhammed b. Bişr rivâyet ettiler. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Mûsa b. A'ym haber verdi. H. Muhammed b. Râfİ' dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. râvilerin hepsi İsmail b. E'oî Hâlid'den rivâyet etmişlerdir. H. Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize İsmail rivâyet etti. ki): Bize Kays rivâyet etti. ki): Ben Benî Fihrin kardeşi Müs-tevrid'den dinledim. (Şöyle diyordu): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): âhiretin yanında dünya ancak birinizin şu parmağını denize koyduğu kadarcıktır. Parmağın ne ile döneceğine bir baksın!» buyurdular. Yahya şehadet parmağı ile ibarette bulunmuştur. başka bütün râvilerin hadîsinde: «Ben bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) söylerken işittim...» ibaresi vardır. Üsâme'nin hadîsinde: «Benî Fihrin kardeşi Müstevrid b. Şed-dâd'dan...» ibaresi vardır. Yine onun hadîsinde: «İsmail baş parmağıyle işaret etti, dedi.» İfadesi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
7377-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, Hatim b. Ebî Sağîra'dan rivâyet etti. ki): Bana İbn Ebî Müleyke, Kaâsım b. Muhammed'd en, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: kıyâmet gününde yalınayak, çıplak, sünnetsiz olarak hasredilecek.» buyururken işittim. Ya Resûlallah! Kadın ve erkekler beraber olup, birbirlerine bakacaklar'mı? dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Âişe! Mesele birbirlerine bakmaktan da kötü!» buyurdular,

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
7378-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr' de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Hâlid El-Ahmer, Kâtım b. Ebî Sağîra'dan bu is-nadla rivâyet etti. Ama hadisinde «sünnetli olarak...» tâbirini anmadı.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
7379-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. (İshak: Ahberana, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hutbe okurken dinlemiş. Şöyle diyormuş: ki, sîz Allah'a yürüyerek yalınayak, çıplak, sunnetsiz olarak kavuşacaksınız.» kendi hadîsinde: «Hutbe okurken...» kaydını anmamıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
7380-) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. Her iki râvi Şu'be'den rivâyet etmişlerdir. H.. Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar dahi rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Muğîra b. Nu'man'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir va'z dolayısıyle hutbe okumak için aramızda ayağa kalktı ve: insanlar! Hiç şüphe yok ki, siz Allah'a yalınayak, çıplak, sünnetsiz olarak hasredileceksiniz. (İlk yaratmaya nasıl başladıksa, üzerimize va'd olarak onu öylece iade edeceğiz. Biz va'dimizİ yaparız.) Süre-i Enbiya, âyet: 104 Dikkat edin ki, kıyâmet gününde mahlûkatın ilk giydirileni İbrahim (aleyhisselâm) olacaktır. Dikkat edin ki, benim ümmetimden bir takım adamlar getirilecek, fakat onlar sol tarafa alınacaktır. Bunun üzerine ben: Yarabbi! Bunlar benim ashabınıdır, diyeceğim. (Bana) ; Bunların senden sonra ne modalar çıkardıklarını sen bilmezsin? denilecek? Ben de sâlih kulun dediği gibi (Ben onlara aralarında bulunduğum müddetçe şâhid oldum. Benim ruhumu kabzedince (artık) onların üzerine rakib sen oldun. Sen her şeye şâhidsin. Onları azab edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Affedersen şüphe yok ki, Aziz Hakim olan ancak sensin) Sure-i Mâide, âyet: 117-118 diyeceğim. Bunun üzerine bana: Sen onlardan ayrılalı onlar geriye dönmekte devam ettiler, denilecektir.» ile Muâvın hadîsinde: «Bunun üzerine sen onların, senden sonra ne modalar çıkardıklarını bilmezsin, denilecek...» cümlesi vardır. rivâyetleri Buhârî «Kitâbu'r-Rikâk»'da; Hazret-i Âişe rivâyetini Nesâî «Kitâbu’l-Cenâiz» ile «Kitabu't-Tefsir»'de; İbnû Mâce Kitabu'z-Zühd»'de tahric etmişlerdir. ilk rivâyetindeki «Bınıeterciu» kelimesi «Bimeyerciu» şeklinde de rivâyet edilmiştir. Bu takdirde zamir parmağa değil, şahsa râci olur. Fakat zamirin parmağa râci olması daha münâsibdir. Maksad parmağa çok su dokunmaz, demektir. Hadîsden murad şudur: Âhiretin devamlı lezzet ve nimetlerine nisbetle dünyanın fâni nimetleri denizden alınan bir katre gibidir. Ağrelin cem'idir. Ağrel sünnet edilmemiş kimse demektir. Çocuğu sünnet ederken kesilen deri parçasına arablar gürle derler. Ü\x na-disaen maksad; kıyâmet gününde insanların cisimlerinden hiç bir şey kaybetmemek şartıyle dünyaya geldikleri andaki şekilleriyle haşrolunacaklarını beyândır. gününde İbrahim (aleyhisselâm)’in Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’den önce giydirilmesi bâzılarına göre sünnet olmak ilk defa onun şeriatında meşru olduğu içindir. Sünnet olurken avret mahalli açıldığı için tesettür mukâfatı evvelâ ona verilecektir. Bazıları bundaki hikmetin Hazret-i İbrahim ateşe atılırken elbisesinden soyulmuş olmasını söylemişlerdir. Bu rivâyetteki sâlin kuldan murad Isâ (aleyhisselâm)'dır. Âyet-i kerîme onun sözlerini beyan etmektedir. Mürtedlerden murâd; ne olduğu ihtilaflıdır. Bazılarına göre bunlar Hazret-i Ebû Bekr devrinde dinden dönenlerdir. Hallâbi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) murted sözüyle dinden dönenleri değil, vazifelerini yapmayanları kastetmiştir. Allah'a hamdolsun ki, sahabeden hiç bir kimse dinden dönmemiş sadece bedevilerden bir takım beyinsizler dönmüşlerdir.» diyor. Kâdî Iyâz da: «Bunlar biri asîler, diğeri küfre dönenler olmak üzere iki sınıfdır.» demiştir. Bu hadîsin şerhi «Kitâbu't-Tahara»'da geçmişti. sarihlerinden Übbî , Peygamberlerin yüksek makamlarına bakarak onların çıplak haşredilmeyeceklerine kail olmuştur. Ona göre İbrahim (aleyhisselâm)’in giydirilmesi haşrden önce kabirden kalkarken olacaktır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
7381-) Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Ahmed b. İshak rivâyet etti. H. Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. ki): Bize Beliz rîvâyet etti. Her iki râvî demişler ki: Bize Vüheyb rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Tavus babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar): üç fırka olarak haşredileceklerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyanın Bitmesi Ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı
7382-) Bize Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Mûsennâ ve Ubeydullah b. Saîd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya (yani; İbn Saîd) Ubeydullah'dan rivâyet etti. ki): Bana Nafi', İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen: gün insanlar alemlerin Rabbine ayağa kalkacaklardır." Sûre-i Mutaffifin, âyet: 6. âyeti hakkında haber verdi. Şöyle buyurmuşlar: her biri kulaklarının yansına kadar tere batmış olarak kalkacaktır.» İbn Müsennâ’nın rivâyetinde: «İnsanlar kalkacak...» demiş, günü anmamıştır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Kıyâmet Gününün Sıfatı Hakkında Bir Bab. Onun Dehşetlerine Karşı Allah Yardımcımız Olsun
7383-) Bize Muhammed b. Ishak El-Müseyyebî rivâyet etti. ki): Bize Enes (yani; İbn Iyâz) rivâyet etti. H. Süveyd b. Saîd de rivâyet etti. ki): Bize Hafs b. Meyse-ra rivâyet etti. Her iki râvî Mûsa b. Ukhe'den rivâyet etmişlerdir. Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti, ki): Bize Ebû Hâlid El-Ahmer ile İsa b. Yûnus, İbn Avn'den rivâyet ettiler. H. Abdullah b. Ca'fer b. Yahya dahi rivâyet etti. ki): Bize Ma'n rivâyet etti. ki): Bize Mâlik rivâyet etti. H. Ebû Nasr Et-Temmûr da rivâyet etti. ki): Bize Hammad b. Seleme, Eyyûb’dan rivâyet etti. H. Hulvânî ile Abd b. Humeyd dahi Ya'kub b. İbrahim b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. ki): Bize baham, Salih'den rivâyet etti. râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’âcn naklen Ubeydullah'in Nâfi'den rivâyet ettiğî hadîs mânâsında rivâyette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki: Mûsa b. Ukbe ile Salih'in hadîsinde: onlardan biri kulaklarının yarısına kadar terine batacaktır.» ibaresi vardır.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Kıyâmet Gününün Sıfatı Hakkında Bir Bab. Onun Dehşetlerine Karşı Allah Yardımcımız Olsun
7384-) Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Abdû’l-Aziz (yani; İbnû Muhammed) Sevr'den, o da Ebû'l-Gays'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar: ki, kıyâmet gününde ter, yerin içîne yetmiş kulaç inecektir. Ve şüphesiz ki, o insanlann ağızlarına yahut kulaklarına ulaşacaktır.» bunların hangisini söylediğinde şekketmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Kıyâmet Gününün Sıfatı Hakkında Bir Bab. Onun Dehşetlerine Karşı Allah Yardımcımız Olsun
7385-) Bize Hakem b. Mûsa Ebû Salih rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Hamza, Abdurrahman b. Câbir'den rivâyet etti. ki): Bana Süleym b. Âmir rivâyet etti. ki): Bana Mikdâd b. Esved rivâyet etti. ki): Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: gününde güneş mahlûkata yaklaşacak hattâ onlara bir mil mikdârı yakın olacaktır.» buyururken işittim. b. Âmir: Vallahi millen neyi kastediyor, yerin mesâfesini mi yoksa kendisiyle göze sürme çekilen mili mi bilmiyorum, demiş. (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuşlar ki: amelleri mikdarı tere batacak; kimisi topuklarına kadar, kimisi dizlerine kadar, bazıları köprücük kemiklerine kadar batacak bazılarına da ter adamakıllı gem vuracaktır.» ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) eliyle ağzına işaret etti, b. Ömer rivâyetini -Buhârî «Kitâbu't-Tefsir de; Ebû Hüreyre rivâyetini Tirmizî ile Nesâî «Kitâbu't-Tefsir»'de; İbn Mâce «Kitabu'z-Zühd»'de tahric etmişlerdir. babda muhtelif hadîsler rivâyet olunmı bân'in rivâyet ettiği bir hadîsde: gününün uzunluğundan kâfire terinden gem vurulacak hattâ: Yâ Rabbi! Beni Cehenneme götürmek suretiyle olsun biraz rahata kavuştur, diyecektir.» buyrulmuştur. «Şüphesiz ki, iman-ı kâmil bir mü'mine yahut arş-ı alâ gölgesinde bulunana bu hal zarar vermeyecektir.» diyor. gününde insanların fazla ter dökmesinin sebebi, o günün şiddet ve dehşetlerinin bir bir üzerine yığılması ve güneşin tepelerine yaklaşmasıdır. Bazıları da birbirlerine acıdıkları için ter dökeceklerdir.

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Kıyâmet Gününün Sıfatı Hakkında Bir Bab. Onun Dehşetlerine Karşı Allah Yardımcımız Olsun
7386-) Bana Ebû Gassan El-Mismaî ile Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşar b. Osman rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Gassan ile İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muâz b. Hişam rivâyet etti. ki): Bana babam, Katade'den, o da Mutarrif b. Abdillah b. Şihhîr’den, o da Iyaz b. Hımar El-Mışâvî'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün hutbesinde şöyle buyurmuşlar: edin ki, Rabbim bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size Öğretmemi emretti. Buyurdu ki: Bir kula verdiyim her mal helâldir. Ben kullarımın hepsini müslüman olarak yarattım. Ama onlara şeytanlar gelerek kendilerini dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helâl kıldıklarımı, onlara haram ettiler. Benim hakkında zelil indirmediğim bir şeyi, bana şerik koşmalarını emrettiler. ki, Allah yer halkına bakarak onların Arabına, Acemine şiddetle buğzetmiştir. Yalnız ehl-i kitabdan bir takım bakıyyeler müstesna! Teâla Hazretleri: Ben seni ancak İmtihan edeyim ve seninle baskalannı imtihan edeyim diye gönderdim. Sana su götürmez bir kitab indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun, buyurdu. Gerçekten Allah bana Kureyş'i cayır cayr yakmamı emretti. Ben: Yâ Rabbi! O hn'de benim başımı yararlar, onu bir ekmek parçasına çevirirler, dedim. Teâlâ Hazretleri: Onlar seni nasıl çıkardılarsa, sen de onları çıkar. Onlarla gaza et ki, sana yardım edelim. Infakda bulun, bîz de sana infak edelim! Sen bir ordu gönder. Biz onun beş mislini gönderelim! Sana İtaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı harbet, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır:

Kaynak: Sahîh-i Müslim, Cennet Ve Onun Nimetleri...
Konu: Dünyada Cennetliklerle Cehennemliklerin Bilinecekleri Sıfatlar Bâbı