Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
5169-)
Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ça'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Hişâm b. Zeyd b. Enes b. Mâlik'i dinledim. Şunları söyledi: Dedem Enes b. Mâlik ile birlikte hakem b. Eyyûb'un evine girdim. Bir de ne göreyim, bir takım adamlar bir tavuğu (hedef) dikmiş, ona ok atıyorlar. Bunun üzerine Enes: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanların hapsedilerek Öldürülmesini yasak etti.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5170-)
Bu hadîsi bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd ile Abdurrahman b. Mehdî rivâyet ettiler. H. Yahya b. Habîb dahi rivâyet etti. ki): Bize Hâlid b. Haris rivâyet etti. H. Ebû Küreyb de rivâyet etti. ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5171-)
Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Adiyy'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): canı bulunan bir şeyi hedef ittihaz etmeyin!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5172-)
Bize bu hadîsi Muhammed b. Beşşâr da rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer ile Abdurrahman b. Mehdî Şu'be'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet ettiler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5173-)
Bize Şeyban b. Ferrûh ile Ebû Kâmil rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Kâmil'indir. (Dediler ki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivâyet etti. Saîd Şöyle dedi: İbnü Ömer bir tavuğu (hedef) dikerek ona ok atan birkaç kişinin yanına uğradı. Bunlar İbn-ü Ömer'i görünce tavuğun semtinden dağıldılar. İbn Ömer: Bunu kim yaptı? Şüphesiz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu yapana lanet buyurmuştur, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5174-)
Bana Ziiheyr b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize Huşeym rivâyet etti. ki): Bize Ebû Bişr, Saîd b. Cübeyr'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): İhnü Ömer Kureyş’den birkaç gencin yanına uğradı. Bunlar bir kuşu hedef dikmiş ona ok atıyorlardı. Oklarından her isabet etmeyeni kuşun sahibine veriyorlardı. İbn Ömer'i görünce dağıldılar. Bunun üzerine İbn Ömer: Bunu kim yaptı? Bunu yapana Allah lanet eylesin. Şüphesiz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): canı olan bir şeyi hedef İffihaz eden kimseyi lanet buyurmuştur.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5175-)
Bana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd, İbn Cüreyc'den rivâyet etti. H. Abd b. Humeyd de rivâyet etti. ki): Bize Muhammedi b. Jîekr haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. H. Harun b. Abdillah dahi rivâyet etti. ki): Bize Haccâc rr. Muhammed rivâyet etti. ki): İbn Cüreyc şunu söyledi: Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki; kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanlardan birinin kapalı olarak öldürülmesini yasak etti. rivâyetleri Buhârî «Zebâyıh» bahsinde; Ebû Dâvûd «Kitabu’l-Edâhi»'de tahrîc etmişlerdir. Hakem b. Eyyûb, Haccâc-ı Zâlim'in amcası oğludur. Basra'da onun naibi imiş, Zalimliği hususunda amcası oğluna benzediği rivâyet olunur. şerifteki Sabr kelimesinden murad: Hayvanı nişan alıp öldürmek için hapsetmek veya bağlamaktır. Bir canlıyı hedef yaparak, onunla nişancılık talimleri yapmak dinen yasak edilmiştir. Buradaki ne-hiy bunun haram olduğunu bildirir. İbn Ömer rivâyetinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in laneti de bunu gösterir. Canlı hayvanı hedef tutarak atıcılık Öğrenmekte hiç bir maslahat yoktur. Bunu askerlerin yaptığı gibi tahta veya kartondan yapılmış hedeflerle öğrenmek pekâla mümkündür. Çünkü hayvanı hedef almak ona eziyet olduğu gibi, maliyetini zayi etmek ve murdar öldürmek gibi zararları da vardır. Hazret-i Semra'dan rivâyet ettiği bir hadîs-i şerifte nişan almak için hedef yapılan hayvanın yenmesini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yasak ettiği bildirilmiştir. Ukeylî şöyle demektedir: «Hayvanı bağlayarak hedef yapmak suretiyle öldürmeyi yasak eden birçok sahîh hadîsler rivâyet edilmiştir. Fakat bu hadisten başka o hayvanın yenilmesini yasak eden hadîs yoktur.» dr eddîn -i Aynî: «Diri iken yetişilerek kesilirse sapan taşıyle vurulan hayvanı yemekte bir beis yoktur.» diyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Av, Kesilen Ve Etî Yenen...
Konu: Hayvanları Hapsederek Öldürmenin Yasaklanması Bâbı
5176-)
Bize Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Esved b. Kays rivâyet etti. H. bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivâyet etti, ki): Bize Ebû Hayseme, Esved b. Kays'dan naklen haber verdi. ki): Bana Cün-deb b. Süfyan rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte kurbanda bulundum. Namazı kılmaktan ve namazını bitirip selâm vermekten öteye geçmedi. Bir de ne görsün, o namazından çıkmadan kesilmiş kurban etleri!.. Bunun üzerine: kurbanını namazı kılmazdan —yahut biz namazı kılmazdan— önce kesti ise onun yerine bir başkasını kessin) Kim kesmediyse besmele ile kessin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5177-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Ebû’l-Ahvas Sellâm b. Süleym, Esved b. Kays'dan, o da Cündeb b. Süfyan'dan naklen rivâyet etti. Cündeb Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte kurcanda bulundum. Cemaata namazı kıldırdığı vakit kesilmiş bir takım koyunlar gördüm de: namazdan Önce kesti ise onun yerine bir koyun kessin. Kim kesmediyse besmeleyle kessin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5178-)
Bize bu hadîsi Kuteybe b. Saîd de rivâyet etti, ki): Bize Ebû Avâne rivâyet etti. H. İshak b. İsmail ile İbn Ebi Ömer, İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Her iki râvi Esved b. Kays'dan bu isnadla rivâyette bulunmuş ve Ebul Ahvas hadîsinde olduğu gibi «Besmele ile» demişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5179-)
Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Esved'den rivâyet etti. O da Cündeb El-Becelî'yi şöyle derken işitmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kurban günü namaz kılarken gördüm. Sonra hutbe okudu ve: namazını) kılmadan kesti ise onun yerine başkasını iade etsin. Kim kesmediyse besmeleyle kessin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5180-)
Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): -Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti. hadîsi Buhârî «Kitabu’l-îdeyn» ile «Edâhî, Nuzûr, Tevhîd» ve «Zebâyıh» bahislerinde; Nesâî ile İbn Mâce de «Kitâbu’l-Edâhî»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: kılmazdan önce»mi yoksa «Biz namazımızı kılmazdan önce» mi. buyurduğunda râvi şekketmiştir. zengine kurban kesmenin vâcib olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Cumhûra göre zenginin kurban kesmesi sünnettir. Özrü olmadığı halde kesmese günahkâr olmaz, kazası da lâzım gelmez. Bu kavil Ebû Bekr-i Sıddîk, Ömer b. Hattâb, Bilâl-i Habeşî, Ebû Mes'ûd-ı Bedrî (radıyallahü anh) ile Saîd b. Müseyyeb, Alkame, Esved , Atâ, İmâm Malik, İmâm Ahmed, İshâk, Ebû Sevr, Müzeni, İbn Münzir, Dâvud-u Zahirî ve Hanefîler'den İmâm Ebû Yûsuf ile İmâm Muhammed'in mezhebleridir. A'zam, Rabîa ve Evzâî zengine kurban kesmenin vâcib olduğuna kaildirler. Mâlikîler'den bazılarının mezhebi de budur. İbrahim Nehâî: «Kurban kesmek zengine vaciptir. Bundan yalnız Minâ'daki hacılar müstesnadır» demiştir. Hanefîler'in meşhur olan mezhebine göre de kurban hür, mukim ve zengin olan müslümana vaciptir. vakti: İmâmla beraber bayram namazı kılındıktan sonradır. Bu hususta ittifak vardır. İbn Münzir, bayram günü fecirden önce kurban kesilemiyeceğine ulemânın ittifak ettiğini söylemiştir. Fecr doğduktan sonra kesilip kesilememesi ihtilaflıdır. Şafiî ile Dâvud-ı Zahirî, İbn Münzir ve diğer bazı ulemâya göre kurbanın vakti güneş doğarak bayram namazı kılacak ve iki hutbe okuyacak kadar zaman geçtikten sonra girer. Bundan sonra mutlak surette kurbanı kesmek caizdir. A'zam'la Atâ': «Kurbanın vakti köylerle sahrada yaşayanlar hakkında fecir doğduktan sonra girer. Şehirliler hakkında İmâm bayram namazını kıldırıp hutbeyi okumazdan girmez. Bir şehirli bundan önce kurbanını kesse, kurban namına kâfi değildir.» demişlerdir, İmâm Mâlik'e göre, İmâm bayram namazım kılıp hutbesini okumadan ve kurbanını kesmeden başkaları kurbanını kesemez. İmâm Ahmed İmâmın bayram namazını kıldırmasından Önce kurban kesmenin caiz olmadığını namazdan sonra ise İmâmın kesmesini beklemeden kurban kesmenin caiz olduğunu söylemiştir. Kurban kesenin şehirli veya köylü olması hükümde birdir. Hasanlı Basrî ile Evzâî'den ve İshak'dan da böyle bir kavil rivâyet olunmuştur; Rarbîa ; «İmâm bulunmayan yerde güneş doğmadan kurban kesilmez. Fakat doğduktan sonra kesilebilir» demiştir. Kurban kesmenin son vakti: İmâm A'zam'la İmâm Mâlik ve İmâm Ahmed'e göre bayram günüyle ondan sonraki iki gündür. Bu kavil ashâb-ı kirâmdan Ömer b. Hattâb , Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b. Ömer Ve Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) hazeratından rivâyet olunmuştur. Şafiî: «Kurbanı bayram günü ile onu takib eden üç teşrik gününde kesmek caizdir» demiştir. Cübeyr b. Mut'ım ve İbn Abbâs (radıyallahü anh) ile Atâ', Hasan-ı Basrî, Ömer b. Abdilaziz, Süleyman b. Mûsa, Mekhûl ve Dâvud-ı Zahirî'nin mezhebleri de budur, Saîd b. Cübeyr şehirler halkının yalnız Kurban Bayramı günü, köylülerin ise bayram gününden maada teşrik günlerinde de kurban kesebileceğine kail olmuş. Muhammed b. Şîrîn ise bayram gününden başka bir günde hiç bir kimsenin kurban kesemeyeceğini söylemiştir. gecelerinde kurban kesmek İmâm-i A'zam'la İmâm-ı Şafiî, İmâm Ahmed, İshâk, Ebû Sevr ve cumhûra göre mekruhtur. İmâm Mâlik'in meşhur kavliyle bi-lumûm Mâlikîyye ulemâsına ve İmâm Ahmed'den bir rivâyete göre geceleyin kurban kesmek caiz değildir. Kesilirse iadesi lâdesi lâzım gelir. şerif bayram hutbesinin namazdan sonra okunacağına da delildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5181-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Halid b. Abdillah, Mutarrif'den, o da Âmir'den, o da Bera'dan naklen haber verdi. Bera' Şöyle dedi: Dayım Ebû Bürde namazdan önce kurban kesti de (sallallahü aleyhi ve sellem): et koyunu (ndan ibaret) dir.» buyurdu. Dayım: — Ya Resûlallah! Bende bir keçi oğlağı var! dedi. «Onu kurban et ama senden başkasına yaramaz,» buyurdu. Sonra şunları söyledi: kim namazdan önce kurban keserse, ancak kendi için kesmiş olur. Kim namazdan sonra keserse onun kurbanı tamam olmuş ve Müslümanların sünnetine isabet etmiştir.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5182-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Hüşeym, Dâvûd'dan, o da Şa'bi'den, o da Bera b. Âzib'den naklen haber verdi ki, dayısı Ebû Bürde b. Nıyar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kesmezden önce kurban kesmiş de: Ya Resûlallah! Bu Öyle bir gündür ki, onda e mekruhtur. Ben kurbanımı, ehlimi, komşularımı ve âilem efradını doyurayım diye acele kestim, demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: bir kurban kes!» buyurmuş. Bunun üzerine: Ya Resûlallah! Bende bir süt oğlağı var, bu oğlak iki koyun etinden daha hayırlıdır, demiş. Efendimiz: senin iki kurbanının en hayırlisıdır. Ama senden sonra kîmse için bir çepiçle kifayet etmez.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5183-)
Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki) ; Bize İbn-i Adiyy, Dâvûd'dan, o da Şa'bî'den, o da Bera' b. Âzib'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize kurban günü hutbe okudu da: kılmadıkça hiç bir kimse kafîyyen kurban kesmesin!» buyurdu. Bunun üzerine dayını: Ya Resûlallah! Bu öyle bir gündür ki; bunda et mekruhtur... dedi. Bundan sonra râvi, Hüşeym'in hadîsi mânasında rivâyette bulunmuş! ur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5184-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Kümeyi rivâyet etti. H. İbnü Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Zekeriyya, Firâs'dan, o da Amir'den, o da Berâ’dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim bizim namazımızı kılar, kıblemize döner ve kurbanımız! keserse, namaz: kılmadıkça kurban kesmesin!» buyurdu. Onun üzerine dayım: Ya Resûlallah! Ben bir oğlum namına kurban kestim, dedi. O da: «Bu senin aîlen için acele yaptığın bir iştir» buyurdu. Dayım: Bende bir koyun var ki, iki koyundan daha hayırlıdır, dedi. «Onu İter,I Çünkü o en hayırlı kurbandır.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5185-)
Bize Muhammed b. Musennâ ile İbn-i Beşşâr da rivâyet ettiler. Lâfız İbn-i Müsenna'ıundır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Züheyd El-iyâmî'den, o da şa'-bî'den, o da Berâ' b. Azib'den naklen rivâyet etti, Berâ' (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ki şu günümüzde kendisinden ilk başlayacağımız iş (şudur ki) evvela namaz kılar, sonra döner de kurban boğazlarız. Bunu kim yaparsa bizim sünnetimize isabet etmiştir. Kim evvelâ kurban keserse, o da ancak ailesine takdim ettiği bir ettir. Kurbandan bir şey değildir,» buyurdu. Ebû Bürde b. Niyâr kurban kesmişti. Binâenaleyh bende yıllanmıştan daha hayırlı bir oğlak var, dedi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) kes ama senden sonra o hiç bir kimseye kâfi gelmeyecektir.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5186-)
Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etıti, ki): Bize Şu'be, Züheyr'den naklen rivâyet etti. O da Şa'bî'yi Berâ' b. Azib'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadîsin mislini rivâyet ederken dinlemiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5187-)
Bize Kuteybe b. Said ile Hemmad b. Seny de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû'l-Ahvâs rivâyet etti. H. Osman b. Ebi Şeybe ile İshak b. İbrahim de toptan Cerir'den rivâyet ettiler. Her iki râvil, Mansûr'dan, o da Şa'bi'den, o da Berâ' b. Azib'den naklen rivâyet ekmişlerdir. Berâ' Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban günü namazdan sonra hize hutbe okudu... Sonra râvi yukarkilerin hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5188-)
Bana Ahmed b. Saîd b. Sahr Ed-Dârimî de rivâyet etti. ki): Bize Ebû'n-Nu'man, Ârim b. Fadl rivâyet etti. ki): Bize Abdulvâhid (yani İbn Ziyad) rivâyet etti. ki): Bize Âsim El-Ahvel, Şa'bî'den rivâyet etti. ki): Bana Berâ' b. Âzib rivâyet etti, ki): Bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kurban günü hutbe okudu da: bir kimse namazı kılmadıkça kat'iyyen kurban kesmesin.» buyurdu. Bir adam: Bende bir süt oğlağı var ki, iki et koyunundan daha hayırlıdır, dedi. Efendimiz: halde onu kurban et. Ama senden sonra hiç bir kimse namına çe-pîç kâfi gelmez.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5189-)
Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti. ki): Bize Muhammed (yani İbn Ca'fer) rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Seleme’den, o da Ebû Cuheyfe'den, o da Berâ' b. Âzib'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ebû Bürde namazdan önce kurban kesti de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); değiştir!» buyurdu. Bunun üzerine Ebû Bürde: Ya Resûlallah! Bende bir tokludan başka bir şey yoktur, dedi. ki: Zannederim şunu da söyledi.) Ama o yıllanmıştan daha hayırlıdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: onun yerine koy! Fakat senden sonra hiçbir kimse namına kîfâyet edecek değildir» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5190-)
Bize bu hadîsi İbn Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bana Vehb b. Cerîr rivâyet etti. H. İshak b. İbrahim dahi rivâyet etti. ki): Bize Ebû Amir El-Akadî haber verdi., ki) ; Bize Şu'be bu isnad ile rivâyet etti ama: yıllanmıştan daha hayırlıdır» cümlesindeki şekki anmadı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5191-)
Bana Yahya b. Evyûh ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb toptan İbn Uleyye'den rivâyet ettiler. Lâfız Amr'mdır. ki): Bize İsmail b. İbrahim, Eyyûb'dan, o da Muhammed'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban günü: kim namazdan önce kurban kesti ise hemen iade etsin.» buyurdu. Bunun üzerine bir adam kalkarak: Ya Resûlallah! Bu öyle bir gündür ki, onda et arzu edilir, dedi. Ve komşularının bir hacetini andı. Galiba Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu tasdik etti. Adam: Bende bir oğlak var ki, bence iki et koyunundan daha muteberdir. Onu keseyim mî? dedi. O da kendisine ruhsat verdi. ki: Bunun ruhsatı başkasına ulaştı mı ulaşmadı mı bilmiyorum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de iki koça davranarak onları kesti. Halk hemen koyuncağiza koşarak onu paylaştılar. (Yahut: Onu parçaladılar, demiştir.)
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5192-)
Bize Muhammed b. Ubeyd El-Guberi rivâyet etti. ki): Bize Hammad b. Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb ile Hi-şam, Muhammed1 den, o da Enes b- Mâlik'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı kılmış. Sonra hutbe okumuş ve namazdan önce kim kurban kesti ise, tekrar bir hayvan kesmesini emir buyurmuş... sonra râvi İbn Üleyye hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5193-)
Bana Ziyâd b. Yahya El-Hassânî de rivâyet etti. ki): Bize Hatim (yani İbn Ver'dân) rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb, Muhammed b. Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti, Enes şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban günü bize hutbe okudu. Arkacığından et kokusu duydu. Ve ashabı hayvan kesmekten men etti. kim kurban kesti ise hemen iade etsin.» buyurdular. Sonra râvi yukarkilerin hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur. hadisini Bubârî «Kîtâbu’l-Edâhi»de; Enes hadîsini «Kitâbu'l-îdeyn» ile «Kitabu’l-Edâm’de; aynı hadîsi Nesâî «Salât» ve «Edâhi» bahislerinde; İbn Mâce «Kitâbu'l-Edâhi»'de, Ukbe hadîsini Buhârî «Dehâya», «Şerika» ve «Vekâlet» bahislerinde; Nesâî ve İbn Mâce «Kitâbu-dahâyâ»'da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hazret-i Ebû Bürde'ye: «O et koyundur!» buyurması; kurban yerine geçmez, sevabı da yoktur. Yiyeceğin etten ibarettir, manasınadır. Bir yılını bitirmiş de ikiye basınış oğlaktır. Esmâiyye göre Cezea, bir senelik oğlak ve sekiz-dokuz aylık kuzu mânâlarına gelir. Bazıları bir senelik kuzu mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Burada herhalde bir senelikten biraz küçük oğlan manasınadır. Zira senesini doldurmuş koyun ve keçiden herkes için kurban olur. Öyle bir gündür ki, onda et mekruhtur...» cümlesi hakkında söz edilmiştir. Bazıları «mekruh» kelimesini «makrûn» şeklinde rivâyet etmiştir. Makrûn, et arzu edilir manasınadır. Nitekim hadîsin bir rivâyetinde: «Bu Öyle bir gündür ki, onda et arzu edilir» denilmiştir. rivâyeti hakkında Kaâdî Iyâz şunları söylemiştir: bazısı doğrusu bu cümlenin şeklinde hâ'nın fethiyle okunacağını söylemişdir. Eti arzu etmek, demektir. o günde kurban kesmeyi terk ederek çoluğunu çocuğunu etsiz bırakmak ve onlara et hasreti çektirmek mekruhtur. Bana üstad Ebû Abdullah b. Süleyman şunu söyledi: «Bu cümlenin mânâsı kurban edilmesi caiz olmayan hayvanı kesmektir. Sünnete muhalif olduğu için bu hayvanın eti mekruh olur.» Ebû Mûsa'ya göre mezkûr cümleden murad: «Bugün et aramak mekruhtur, güçtür» manasınadır —ki; Nevevî bu mânâyı beğenmektedir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanın Vakti Bâbı
5194-)
Bize Ahmed b. Yûnus rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû z-Zübeyr, Câbir'den rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hayvandan başkasını kesmeyin. Ancak size (böylesin) bulmak) güç gelirse o başka! Bu takdirde koyundan bir kuzu kesiverin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığın Yaşı Bâbı
5195-)
Bana Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, kendisi Câbir b. Ab-dillah'ı şunu söylerken işitmiş: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bize Medine'de kurban günü bayram namazını kıldırdı. Müteakiben bir takım adamlar giderek kurban kestiler. Ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kurban kestiğini zannettiler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisinden önce kurban kesenin kurbanını başka bir hayvanla iade etmesini ve kimsenin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kesmedikçe kurban kesmemesini emir buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığın Yaşı Bâbı
5196-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Muhammed b. Rumh da riyâyet etti. ki): Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habib'den, o da Ebû'l-Hayr'dan, o da Ukbe b. Âmir'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arkadaşlarına kurbanlık olarak dağıtmak üzere ona koyun vermiş. (O da dağıtmış da) Bir oğlak kalmış. Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e söyleyince: sen kurban et!» buyurmuşlar. hadîsteki ashab yerine sahabesi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığın Yaşı Bâbı
5197-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Yezid b. Harun, Hİşam Destevâî'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da Ba'cete'l-Cühenî'den, o da Ukhe b. Âmir El-Cüheni'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim aramızda kurbanları taksim etti de bana bir kuzu düştü. Ben: Ya Resûlallah! Bana bir kuzu düştü, dedim. «Onu kurban et!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığın Yaşı Bâbı
5198-)
Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî de rivâyet etti. ki) ; Bize Yahya (yani İbn Hassan) rivâyet etti. ki): Bize Muâviye —ki bu zat İbn Sellâm'dır— haber verdi. ki): Bana Yahya b. Ebî Kesîr rivâyet etti. ki): Bana Ba'ce b. Abdillah haber verdi. Ona da Ukbe b. Âmîr El-Cühenî haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashab arasında kurbanlar dağıtmış. Râvi yukarki hadis mânâsında rivâyet etmiştir. Yıllanmış mânâsına gelir ki, bundan koyun ve keçinin bir yaşını, sığırın iki yaşım, devenin beş yaşını bitirmiş olanları kastedilir. Hadîs-i şerifte sarahaten müsinne zikrediîdiğine göre koyundan maada hiç bir hayvanın yaşını doldurmamış yavrusundan kurban olmaz. Koyunun sürüden ayrılmayacak derecede irileşmiş yavrusundan ise yaşını doldurmadan da kurban olabilir. Bu hususta yaşlısının bulunup bulunmaması hükmen müsavidir. İbn Ömer (radıyallahü anh) ile Zührî'den rivâyet edildiğine göre daha yaşlısı varken yaşını doldurmayan kuzudan kurban olmaz. Hadîs-i şerîf onların lehine delil ise de cumhûr ulema onu îstihbab mânâsına almışlardır. Yani yıllanmış hayvan kesmek müs-tehabdır. Böylesi bulunmazsa o zaman kuzu da kesilebilir. Yoksa hadîste kuzunun hiç bir surette kurban edilemiyeceğine dair bir sarahat yoktur. Ulemâ kurbanın yalnız koyun, keçi, sığır, manda ve deveden caiz olacağma ittifak etmişlerdir. İbn Münzir;in rivâyetine göre Hasen b. Salih vahşî sığırın yedi kişi için, geyiğin bir kişi için kurban edilebileceğine kail olmuştur. Vahşî sığır hakkında Dâvûd-ı Zahirî’nin mezhebi de budur. kurban olabilmek için en az altı ayını doldurmuş olması icabeder. göre kurban için en mu'teber hayvan devedir. Ondan sonra sığır, daha sonra koyun ve keçi gelir. İmâm Malik’e göre koyun hepsinden efdaldır. Çünkü eti bütün etlerden makbuldür. Cumhûrun hücceti deve ile sığırın yedi kişi için kurban edilebilmesi, koyununsa yalnız bir kişiye yetmesidir. Bu deve ile sığırın üstünlüğüne delildir. kurbanlığın semizletiimesi müstehab olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Cumhûra göre beslenip semizletilmesi müstehabdır. Bu babda «Sahîh-i Buhârî»'de Hazret-i Ebû Ümame'den bir hadîs rivâyet edilmiştir. Mezkûr hadîste: kurbanlıkları semizletîrdik.» denilmektedir. Kâdi Iyâz bazı Mâlikîler'in bunu kerih gördüklerini söylemiştir. Mâlikîler bunu Yahûdilere benzememek için kerih görmüşlerse de «Bu kavil batıldır» demektedir. Hassaten keçi yavrusu olup, otlayacak derecede büyümüş olanıdır. Oğlaktan kurban kesmek Ebû Bürde, Ukbe b. Âmir ve Zeyd b. Hâlid gibi birkaç sahâbiye mahsus olmak üzere tecviz edilmiş, onlardan başkasına cevaz verilmemiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığın Yaşı Bâbı
5199-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avane, Katâde'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki beyaz ve boynuzlu koç kurban etti, onları kendi eliyle kesti, besmele çekti ve tekbir getirdi. Ayağını da boyunlarının üzerine koydu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığn Ve Onu Vekilsiz Bizzat Kesmenin Keserken Besmele İle Tekbirin Müstehab Oluşu Bâbı
5200-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Veki' Şu'be'den, o da Katâde'den, o da Enes'den naklen haber verdi. Eries (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki beyaz ve boynuzlu koç kurban etti. Ben kendisini onları eliyle keserken gördüm. Onu. ayağını herbirinin boynunun üzerine koyarken de gördüm. Besmele de çekti, tekbir de getirdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığn Ve Onu Vekilsiz Bizzat Kesmenin Keserken Besmele İle Tekbirin Müstehab Oluşu Bâbı
5201-)
Bize Yahya b. Habîb de rivâyet etti. ki): Bize Hâlid (yani İbn Haris) rivâyet etti. ki): Bize Şu'he rivâyet etti. ki): Bana Katâde haber verdi. ki): Enes'i şunu söylerken işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban eti... hadîs gibi rivâyet etmiştir. ki: Ben (Katâde'ye) bunu Enes'den sen mi işittin? dedim. Evet! cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığn Ve Onu Vekilsiz Bizzat Kesmenin Keserken Besmele İle Tekbirin Müstehab Oluşu Bâbı
5202-)
Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Adiyy Said'den, o da Katâde'den, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den yukarki hadîsin mislini rivâyet etti. Yalnız o: «Bismillah! vallâhu ekber»diyordu, demiştir. hadîsi Buhârî «Edâhi» bahsinde tahrîc etmiştir. Hâlis beyaz demektir. Esmâiye göre ise içine bir parça siyahlık karışan beyazdır. Ebû Hatim: «Emlâh beyazı kızıllığına karışandır.» demiş. Bir takımları kırmızıya çalan siyah mânâsına geldiğini söylemiş. Kisâî: karışık siyah fakat beyazı daha çok. mânâsına gelir demiştir. Emlah': daha başka türlü tarif edenler de olmuştur. Güzel boynuzlu demektir. Ulemâ kurbanlığın güzel boynuzlu hayvandan seçilmesinin müstehab olduğunu söylemişlerdir, Maamafih yaradılıştan hiç boynuzu olmayan hayvandan da kurban kesilebileceğine ittifak etmişlerdir. Kırık boynuzlu hayvan hakkında ihtilâf edilmiştir îmanı A'zam'la İmâm Şafiî ve cumhûr tecviz etmiş İmâm-i Mâlik kanadığı takdirde kırık boynuzlu hayvanı kurban etmeyi mekruh görmüştür. Hayvanın bütün kusurlardan salim olmasını bütün ulemâ müstehab görmüşlerdir. Hastalık ilikleri kuruyacak derecede zayıflık, körlük veya bir gözünün görmemesi yürüyemiyecek derecede topallık bilittifak kurbanlığa mâni olan kusurlardır. Bu kusurlar Hazret-i Berâ'ın rivâyet ettiği bir hadîste beyan buyurulmuştur. Mezkûr hadîsi Buhârî ile Müslim tahrîc etmemiş olsalar da diğer Sünen sahipleri sahih senetlerle rivâyet etmişlerdir. beyaz renkte olması bütün ulemâya göre müstehabdır. herkesin kendi kesmesi Özrü yokken başkasını tevkil etmemesi ve keza şâir kesilen hayvanlarda olduğu gibi. burada da besmele çekmek meşru' olmuştur. Yalnız besmelenin şart mı yoksa müstehab mı olduğunda ihtilâf edilmiştir. Besmeleyle beraber tekbir getirmek ve ayağını hayvanın boğazına koymak da müstehabdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığn Ve Onu Vekilsiz Bizzat Kesmenin Keserken Besmele İle Tekbirin Müstehab Oluşu Bâbı
5203-)
Bize Harun b. Ma'ruf rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti. ki): Hay ve şunu söyledi. Bana Ebû Sahr, Yezid b. Kusayf'dan, o da Urve b. Zübeyr'den, o da Âişe’den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) siyah içinde yere basan, siyah içinde yatan ve siyah içinde bakan boynuzlu bir koç (getirilmesini) emir buyurmuş. Ve kurban etmesi için kendisine (böyle bir) koç getirilmiş. Müteakiben Âişc'ye: Âişe! Bıçağı getir i» demiş. Sonra: bir taşla keskinle!» buyurmuşlar. O da dediğim yapmış. Sonra bıçağı almış ve koçu tutarak yatırmış, sonra kesmiş. Ve: Ey ANahım! Muhammed'den, ümmeî-i Muhammed'den kabul eyle!» demiş ve onu kurban etmiş. hadîste takdim ve te'hir vardır. Takdiri şöyledir: «Koçu yatırdı; Bismillah! Ey Allahim! Muhammed'den, Âl-i Muhammed'den ve ümmet-i Muhammed'den kabul eyle! diyerek onu kesmeye girişti.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Kurbanlığn Ve Onu Vekilsiz Bizzat Kesmenin Keserken Besmele İle Tekbirin Müstehab Oluşu Bâbı
5204-)
Bize Muhammed b. Müsennâ El-Anezî rivâyet etti, ki): Bize Yahya b. Saîd, Süfyan'dan rivâyet etti. ki): Bana babam, Abâye b. Rifâa b. Rafi', b. Hadîc'den, o da Ra'fi' b. Hadîc'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Dedim ki: Ya Resûlallah! Biz yarın düşmanla karşılaşacağız. Halbuki yanımızda bıçak yok. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): et, yahut öldük. Eğer bir şey kanı akıtır. Ve (hayvanın) üzerine besmele çekilirse ye! Yalnız dişle tırnak müstesna. Sana anlatayım. Diş kemîktir. Tırnağa gelince (o da) Habeşlilerin bıçağıdır.» buyurdular. ve koyun yağması ele geçirdik de onlardan bir deve kaçtı. Derken bir adam ona ok atarak durdurdu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bu develerin vahşî hayvanların kaçışı gibi bir kaçışı var. Onlardan bir şey size galebe çaldı mı, ona işte böyle yapın!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Diş, Tırnak Vesair Kemiklerden Maada Kanı Akıtan Her Şeyle Hayvan Kesmenin Cevazı Bâbı
5205-)
Bize İshak b. İbrahim de rivâyet etti. ki): Bize Veki haber verdi. ki): Bize Süfyan b. Saîd b. Mesrûk, babasından, o da Abâye b. Rifâa b. Râfi b. Hadîc'den. o da Râfi' b. Hadîc'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte Tihâme'den (Madrid) Zülhuleyfe’de idik. Ve birkaç koyunla deve ele geçirdik. Derken cemâat acele ederek onlarla çömlekleri kaynattılar. (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz de emir vererek çömlekler döküldü, sonra on koyun yerine bir deve yavrusu verdi. hadîsin geri kalanını Yahya b. Saîd'in hadîsi gibi anlatmıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Diş, Tırnak Vesair Kemiklerden Maada Kanı Akıtan Her Şeyle Hayvan Kesmenin Cevazı Bâbı
5206-)
Bize İbn Ebi Ömer de rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, İsmail b. Müslim'den, o da Saîd b. Mesrûk'dan, o da Abâye'den, o da dedesi Rafi'den naklen rivâyet etti. Sonra bu hadîsi bana Ömer b. Saîd b. Mesrûk bahasından, o da Abâye b. Rifâa b. Râfî b. Hadîc'den, o da dedesinden naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Ya Resûlallah! Biz yarın düşmanla karşılanacağız. Halbuki yanımızda bıçak yok. Kamış kabuklarıyle keselim mi? dedik. hadisi kissasiyle hikâye etmiştir: «O hayvanlardan biri elimizden kaçtı da. ona ok attık ve yere serdik» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Diş, Tırnak Vesair Kemiklerden Maada Kanı Akıtan Her Şeyle Hayvan Kesmenin Cevazı Bâbı
5207-)
Bana bu hadisi Kasım b. Zekeriyya da rivâyet etti. ki): Bize Hüseyin b. Ali, Zâide’den, o da Saîd b. Mesrûk'dan bu isnadla bu hadîsi sonuna kadar tamarniyle rivâyet etti. Ve bu hadîste: bıçak yok; kamışla keselim mi?» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Diş, Tırnak Vesair Kemiklerden Maada Kanı Akıtan Her Şeyle Hayvan Kesmenin Cevazı Bâbı
5208-)
Bize Muhammed b. Velid b. Abdülhamîd dahi rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Ya Resûlallah: Biz yarın düşmanla karşılaşacağız. Halbukî yanımızda bıçak yoktur... demiş. hadisi hikâye etmiş, yalnız: «Cemâa. acele ederek onlarla çömlekleri kaynattılar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz de emir vererek çömlekler döküldü» cümlesini anmamış; kıssanın diğer yerlerini söylemiştir. hadîsi Buhârî «Şeriket. Cihad» ve «Zebâyıh» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Zebâyıh» de; Tirmizî «Sayd» ve «Siyer» Nesâî «Hacc, Edâhî. Sayd» ve «Zebâyıh» bahislerinde; Mâce «Edâhî» ve «Zehâyıh»'da muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Tîn'in beyanına göre hâdise hicretin sekizinci yılında Kuneyn gazasında geçmiştir. Zülhuleyfe Mîkaat:dan Zülhuleyfe değildir. ki Hazret-i Râfi' düşmanla karşılaştıkları vakit hayvan kesmek icabederse ne ile keseceklerini sormuştur. Kihçlarıyle düşmanın karşısına çıkmaya hazır bir ordunun hayvan kesmek için başka bir alet, araması kılıçlarını ancak düşmana karşı kullanmak azminde bulunduklarındandır. Çünkü kılıcı hayvan kesmek gibi şeylerle kullanmak onu bozar, körletir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hazret-i Râfi'a cevap verirken «A'cil» mi, yoksa «Erni» mi dediğinde râvi şek etmiştir. Acele et, demektir. «Erni» de aşağı yukarı aynı mânâya gelir. Fakat bu kelime «Erin» ve «Erııî» şekillerinde de rivâyet edilmiştir. Onu keserek helâk et. mânâsına gelir. Ernî bu iki veçhe de uyar. Yalnız kelimenin sonunda «N» kesre ile işba' edilmiş; bundan da doğmuştur. diyor ki: «Bu kelimeyi tespit için râviler uzun zaman uğraşmışlardır. Ben bunu lügat ulemasına sordum. Fakat hiç birinin kafi olarak bir şey söylediğini görmedim. Kendime bu işin içinden bir çıkış yolu aradım. Gördüm ki, bu kelime birkaç veçhe gelebilir...» Hattâbi ihtimalli gördüğü vecihleri sıralamış, daha başkaları bu kelime üzerinde uzun uzadıya söz etmişler. Fakat Bedreddîn Aynî bu sözlerin çoğunu sarf kaidelerine muhalif bulmuştur. En kuvvetli vecih «Erin»'dir. muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor ki, ashâb-ı kirâm aç kalmışlar ve birkaç deve ile koyun ele geçirerek acele kesmişler ve pişirmeye başlamışlar. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ordunun gerisinde bulunuyormuş. Nihayet o da gelerek bu hâli görünce kaynayan çömlekleri döktürmüş. Sonra kesilen her on koyunun yerine bir deve vermiş. Ulema kaynayan kapların niçin döktürüîdüğünde ihtilâf etmişlerdir. Bazıları hayvanlar ganimet değil, yağma suretiyle ve hiç bir ihtiyaç yokken alındığı için döktürül düğünü; "bir takımları Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i geride bırakarak acele ilerledikleri ve düşmanın hilesinden korunmadıkları için bir ceza olarak yemekleri döküldüğünü söylemişlerdir. Fakat birinci kavile yani ihtiyaç yokken yağma iddiasına itiraz olunur. Çünkü Buhârî'nin rivâyetinde: açlık isabet etti.» denilmektedir. Bu hususta Nevevî şunları söylemiştir: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kaynayan çömlekleri döktürmesi İslâm memleketine ve müşterek ganimet malından yemenin caiz olmadığı yere vardıkları içindir. Çünkü taksim edilmezden önce ganimet malından yemek ancak düşman memleketinde mubah olur.» devrilmesiyle itlafı istenilen yalnız etlerin suyudur. Bu onlara bir cezadır. Etler atılmamıştır. Eilâkis bir yere toplanarak ganimet malına katılmıştır. Gerçi etlerin atılmayarak ganimet mallarına katıldığı naklolunmamış tır. Fakat bunların yakılarak telef edildiği de rivâyet edilmemiştir. Binâenaleyh ganimete katıldıklarına hamledilir. Çünkü şeriat mal israfını haram kılmıştır. Hayber vak'asindaki çömleklerin devrilmesi buna benzemez. Çünkü onlar şer'an pis sayılan etlerle kaynıyordu. Bundan dolayı kaynayan çömleklerin etiyle suyuyla devrilmesi hattâ kırılması emir buyurulmuştu. Buradaki etlerse hiç şüphesiz temiz ve yenilir cinstendir. Binâenaleyh bunların telef edilmesi düşünülemez. (sallallahü aleyhi ve sellem) kesilen koyunların yerine ganimet mallarına on koyun mukabilinde bir deve verilmiştir. Bundan o develerin nefis olduğu ve bir devenin on koyun kıymetini taşıdığı anlaşılır. Bu mesele kurban babındaki kaideye yani bir devenin yedi koyun yerini tutarak, yedi kişi namına kurban edilebilmesine muhalif değildir. Çünkü orta bir devenin kıymeti ekseriyetle yedi koyundur. Buradaki de-velerse orta değil, nefisdirler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: Diş, Tırnak Vesair Kemiklerden Maada Kanı Akıtan Her Şeyle Hayvan Kesmenin Cevazı Bâbı
5209-)
Bana Abdii’l-Cebbâr b. Alâ: rivâyet etti. ki): Bİzc Süfyân rivâyet etti. ki): Bize Zührî. Ebû Ubeyd'den rivâyet etti. Şöyle dedi: Bayramda Ali b. Ebî Tâlib ile birlikte bulundum. Hutbeden önce namazdan (işe) başladı ve: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç geceden sonra kurbanlarımızın etlerinden yemeyi bize yasak etti.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5210-)
Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan rivâyet etti. ki): Bana İbn Ezher'in azatlısı Ebû Ubeyd rivâyet etti ki, kendisi bayramda Ömer b. Hattâb ile bulunmuş. ki): Sonra Ali b. Ebî Tâlib'le birlikte bayram namazı kıldım. Bize namazı hutbeden Önce kıldırdı. Sonra cemaata hutbe okuyarak: Şüphesiz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç gecenin üstünde (kafan) kurban etlerinizi yemeyi size yasak etmiştir. O halde yemeyin! dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5211-)
Bana Züheyr b. Harb de rivâyet etti. ki): Bize Yâkub b. İbrahim rivâyet etti. ki): Bize İbn Şihab'ın kardeşi oğlu rivâyet etti. H. Hasen El-Hulvânî de rivâyet etti. ki): Bize Yâkub b. İbrahim rivâyet etti. ki): Bize babam, Sâlih'den rivâyet etti. H. Abd b. Humeyd dâhi rivâyet etti. ki): Bize Abdürrezzak haber verdi. ki): Bize Ma'mer haber verdi. râvilerin hepsi Zühri’den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5212-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Muhammed b. Rumh da rivâyet etti. ki): Bize Leys, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi ki: bir kimse üç günden yukarı kurbanının etinden yemesin!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5213-)
Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Said, İbn-i Cüreyc'den rivâyet etti. H. Muhammed b. Râfi' dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn-i Ebî Füdeyk rivâyet etti. ki): Bize Dahhak (yani İbn-i Osman) haber verdi. iki râvi Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen Leys'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5214-)
Bize İbn-i Ebî Ömer ile Abd b. Humeyd de rivâyet ettiler. Ebî Ömer bize rivâyet etti tâbirini kullandı. Abdi bize Abdürrez-zak haber verdi, dedi.) ki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sâlim’den, o da İbn-i Ömer'den naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç geceden sonra kurban etlerinin yemesini yasak etmiş. Şöyle dedi: «Bundan dolayı İbn-i Ömer üç günün üzerinde kalan kurban etlerini yemezdi.» İbn-i Ebî Ömer: «Üç geceden sonra» dedi. hadîsin senedi hakkında Kâdî Iyâz şunları söylemiştir: «Bu hadîsin Süfyan'dan rivâyetinde hadîs ulemasınca ref edip etmediği hususunda illet vardır. Çünkü Süfyan'in ashabı hafızlar onu merfu' olarak rivâyet etmemişlerdir. Onun için de Buhârî onu Süfyan’ın rivâyetinden değil de, başkasının tarikinden rivâyet etmiştir.» Dare Kutni de: «Bu hadîs Abdu'l-Cebbâr b. A1a’nin vehmettiği hadîslerdendir. Çünkü Alî b. Metînî ile Ahmed b. Hanbel, Ka'nebî, Ebû Hayseme, Ishâk ve başkaları onu İbn-i Uyeyne'den mevkut olarak rivâyet etmişlerdir. Ama hadîsin merfu şekli Zührî'den Süfyan'in tarikinden başka bir tarikle sahihtir. Bu hadîsi Salih, Yûnus, Ma'mer, Zebîdî ve Mâlik Cüveyriye'nin rivâyetinden ref etmişler. Onu hepsi Zührî'den merfu' olarak rivâyette bulunmuşlardır.» diyor. Bunun üzerine Nevevî de: «Her halü kârda hadîsin metni sahihtir.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5215-)
Bize İshâk b. İbrahim El-Hanzalî rivâyet etti. ki): Bize Ravh haber verdi. ki): Bize Mâlik, Abdullah b. Ebî Bekr'den, o da Abdullah b. Vâkıd'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç geceden sonra kurban etlerini yemekten nehiy buyurdu. Abdullah b. Ebî Bekir ki): Ben bunu Amra'ya andım da: Doğru söylemiş! Ben Âişe'yî şunu söylerken işittim, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bayram günü çöl halkından haynıeııisinler seğirtip gittiler de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): gece (et) biriktirin, sonra kalanı tasadduk edin!» buyurdu. Bundan bir müddet sonra ashab: Ya Resûlallah! İnsanlar su tulumlarını kurbanlarından yapıyor. Onların yağını eritiyorlar, dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ne o?» diye sordu. Sen kurban etlerinin üç geceden sonra yenmesini yasak ettin, dediler. Bunun üzerine: size ancak su seyîrtip giden zayıf bedevilerden dolayı men ettim. Artık yeyîn, biriktirin ve tasadduk edin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5216-)
Bize Yahya b. Yahyâ rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Ebû'z-Zubeyr'den dinlediğim, onun da Câbir'den, onun da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. (sallallahü aleyhi ve sellem) üç geceden sonra kurban etlerinin yenmesini yasak etmiş, biraz sonra: azıklarım ve biriktirin!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5217-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Alî b. Mushir rivâyet etti. H. Yahya b. Eyyûb da rivâyet etti. ki): Bize İbn-i Uyeyne rivâyet etti. iki râvi İbn-i Cüreyc'den, o da Ata'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etmişlerdir. H. Muhammed b. Hatim dâhi rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Yahya b. Saîd, İbn Cüreyc'den rivâyet etti. ki): Ata'a şunu söyledi. Ben Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken dinledim: Biz Minâ’nın üç gecesinden fazla develerimizin etlerinden yemezdik. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize ruhsat vererek: ve azıklarım!» buyurdular. Atâ'a: Nihayet Medine'ye geldik mi?» diye sordu, dedim. Evet, cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı
5218-)
Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. ki): Bize Zeke-riyya b. Adiyy, Ubeydullah b. Amir'den, o da Zeyd b. Ebî Üleyse'den, o da Atâ b. Ebî Keban'dan, o da Cabir b. Abdillah'dan naklen baber verdi. Câbir Şöyle dedi: Biz kurban etlerini üç geceden fazla tutmazdık. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize onlardan azıklanmamızı ve yememizi emir buyurdu. (Üç geceden fazla duran etleri demek istiyor.)
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Kurbanlar
Konu: İslamın İlk Zamanlarında Kurban Etlerini Üç Geceden Sonra Yemekten Nehiy Buyrulduğunu Ve Bunun Neshi Île Dilediği Zamana Kadar Mubah Kılındığını Beyan Bâbı