Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
5320-)
Ebû'z-Zübeyr ki): Ben Câbir b. Abdullah'ı da «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küp, müzeffet ve nekîr'i yasak etti» derken işittim.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5321-)
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine içinde nebiz yapılacak bir şey bulamazsa, kendisine taştan bir çanak içinde nebiz yapılırdı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5322-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Ebû Avâne, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e taştan bir çanak içinde nebiz yapılır mış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5323-)
Bize Ahmed b. Yûnus da rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû'z-Zübeyr rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi. Câbir Şöyle dedi: bulamazlarsa kendisine taştan bir çanak içinde nebiz yapılırdı. Cemâat-Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için tulumda nebiz yapılırdı. Tulum tan biri Ebû'z-Zübeyr'e —Ben de işittiğim halde—: Taştan mı? dedi. Ebû'z-Zübeyr: Taştan! cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5324-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Müsennâ rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Fudayl rivâyet etti. (Ebû Bekr, Ebû Sinan'dan dedi: İbn-i Müsennâ ise: Dırara b. Mürre'den, dedi.) O da Muharib'den, o dü İbn-i Büreyde'den, o da bahasından naklen rivâyet etmiştir. H.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5325-)
Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr de rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Fudayl rivâyet etti. ki): Bize Dırar b. Mürre Ebû Sinan, Muharip b. Disar'dan, o da Abdullah b. Büreyde'den, o da babasından naklen rivâyet etti. Babası Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı sizi tulumdan başka kablardan neb'ız içmekten nehy ettim. Artık bütün tulumlardan için ama sarhoşluk veren şey içmeyin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5326-)
Bize Haccâc b. Zâlim de rivâyet etti. ki): Bize Dah-hâk b. Mahled, Süfyân'dan, o da Alkame b. Mersed'den, o da İbn-i Büreyde'den, o da babasından naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): sizi kaplardan nehy ettim. Gerçekten kaplar —yahut kab— bir şeyi ne helâl kılar, ne harami Her sarhoşluk veren şey haramdır.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5327-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Veki', Muarrif b. Vâsıl'dan, o da Muharib b. Disar'dan, o da İbn-i Büreyde'den, o da babasından naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): sizi deri kaplardan meşrubat içmekten nehy etmiştim. Artık her kabdan için! Elverir ki, sarhoşluk veren bir şey içmeyin!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5328-)
Bize Ebû Bekr b. Em Şeybe ile İbn-i Ebi Ömer de rivâyet ettiler. Lâfız İbn-i Ebî Ömer'indir. (Dediler ki): Bize Süfyân, Süleyman Ahvel'den, o da Mücahid'den, o da Ebû ivazdan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kaplardan nebizi yasak edince ashab: (Deriden tulumu) herkes bulamaz ki!., dediler. Bunun üzerine müzeffetten gayri küpler hakkında kendilerine ruhsat verdi. Bâbın Enes, Alî, Âişe ve Abdullah b. Amr (radıyallahü anh) rivâyetlerini Buhârî «Kitâbu'l-Eşribe»'de İbn Abbâs rivâyetini «zekât» bahsinde tahrîc ettiği gibi, Abdullah b. Amr rivâyetini Ebû Dâvûd ile Nesâî, Hazret-i Ali rivâyetini Nesâî «Kitabu'l-Eşribe»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bâbın şerhi ve zikredilen muhtelif kaplarda nebiz yapmanın hükmü iman bahsinde görülmüştü. Tekrar edelim ki, burada zikri geçen kaplardan nebiz içmek İslâmiyetm ilk zamanlarında yasak edilmişti. Çünkü herhangi bir meyve şırasının bu kaplardan birinde şarab olmayacağından kimse emin değildi. Çok defa bir insan bunlardaki şıranın içki olmadığını zannederek bilmeden sarhoş olabilirdi. İçki de yeni haram kılınmıştı. Bundan dolayı yalnız tulumlara konulan nebizîn içilmesine müsaade edilmişti. Çünkü bunlardaki nebiz kolay kolay içki olmaz, içki olduğu zaman da tulum patlar bu suretle içindekinin hâli belli olurdu. Aradan uzun zaman geçip içkinin haram kılındığı her tarafa yayıldıktan ve bu bütün müslümanların kalblerine yerleştikten sonra bu hüküm kaldırılarak deriden olsun, toprak veya ağaçtan yapılsın bütün kaplara nebiz konulmasına müsaade buyurulmuştur. Ömer hazretlerine küplere nebiz konmanın yasak edildiği sorulduğu vakit «Öyle diyorlar...» diye cevap vermesi, zahire göre bu nehyi inkârdır. Fakat diğer rivâyette aynı suale: «Evet, yasak edildi...» diye cevap vermiştir. Bu iki rivâyetin arası şöyle bulunur: İbn-i Ömer (radıyallahü anh) evvelâ Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu işi yasak ettiğini unutmuş; onun için inkâr etmiştir. Sonra hatırlayınca «Evet» demiştir. Hazret-i Câbir rivâyetinde «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e taştan bir çanak içinde nebiz yapılırdı» denilmesi, yasak hükmünün kaldırıldığına, bundan böyle testi ve kabağa, ziftli ve katranlı kablara hatta onlardan daha kesif olan taştan yapılma çanaklara bile meyve şıralarının envai konulabileceğine açık delildir. Haccâc b. Şâir'den rivâyet ettiği altmış dört numaralı hadîs hakkında Kâdî Iyâz şunları söylemiştir: «Bu rivâyetle râvilerin biri tarafından değişiklik yapılmıştır. Doğrusu şöyledir: Ben size deri kaplardan maada bütün kaplara meşrubat koymanızı yasak etmiştim. Demek oluyor ki, ibareden istisna edatı olan «illâ» atılmıştır. Fakat bu edat mutlaka lâzımdır.» Iyâz bundan önceki rivâyette de değişiklik yapıldığını söylemiştir. Ona göre ibarenin sahih şekli «Arlık bütün tulumlardan için!» değil; «Artık bütün kablardan içini» dir. Çünkü deri kablardan içmek zâten mubahdı. O anda mubah kılınan tulumlar değil; taş, toprak vesâireden yapılan diğer kaplardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in eski hükmü nesh eden buradaki beyanatından anlaşılıyor ki, kablar sarhoş eder endişesi ile yasak edumiştir. Onlara çeşitli meyve nebizlerinin bir neviden yahut karışık nevilerden konmasının hükümde tesiri yoktur. Binâenaleyh karışık cinslerden yapılan nebizin içilmesine cevaz veren İmâm A'zam'a ve başkalarına bu kabda yapılan itiraz haksızdır. Mezheb taassubundan ileri gelmektedir. son hadîsinde «MÜzeffetten gayri küpler hakkında kendilerine ruhsat verdi...» cümlesi kendilerine evvelâ müzeffet denilen ziftli küpten başka küpler hakkında ruhsat verdiğine, sonradan bu ruhsatı bütün kaplara teşmil ettiğine hamledilmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Müzeffet Dübba, Hantem Ve Nekir Denilen Kaplarda Nebiz Yapmaktan Nehy Edilmesi Bunun Nesh Edildiğini Ve Sarhoşluk Vermedikçe Bugün Helal Olduğunu Beyan Bâbı
5329-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, İbn-i Şihab'dan dinlediğim, onun da Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan, onun da Âişe'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudu: Âişe ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bal şerbetinin hükmü soruldu da: veren her İçki haramdır.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5330-)
Bana Harmele b. Yahya Et-Tücîbî de rivâyet etti. ki): Bize İbn-i Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn-i Şihâb’dan, o da Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan naklen haber verdi ki: Ebû Seleme Âişe'yi şunu söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bal şerbetinin hükmü soruldu da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): veren her içki haramdır.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5331-)
Bize Yahya b. Yahya ile Saîd b. Mansûr, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Amr'un-Nâkıd ve Züheyr b. Harb hep birden İbn-i Uyeyne'den rivâyet ettiler. H. Hasan El-Hulvânî ile Abd b. Humeyd de Yakub b. İbrahim b. Sa'd'dan rivâyet ettiler. ki): Bize babam Sâlih'den rivâyet etti. H. İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdürezzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer haber verdi. Bu râvilerin hepsi Zührî'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır. Süfyân'la Salih'in hadîslerinde «bal şerbeti soruldu» cümlesi yoktur. Bu cümle Ma'mer'in hadîsinde vardır. Salih'in hadîsinde Âişe'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: sarhoşluk veren içki haramdır.» buyururken işitmesi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5332-)
Bize Kuteybe b. Saîd ile İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. Lâfız Kuteybe'nindir. (Dediler ki): Bize Veki', Şube'den, o da Saîd b. Ebî Bürde'den, o da babasından, o da Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Muâz b. Cebel'le beni Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Yemen'e gönderdi. Ben: Yâ Resûlüllah! Bizim memlekette bir içki vardır, ona bira derler. Arpadan yapılır. Bir içki de vardır ki, ona bit' derler. Baldan olur, dedim. Bunun üzerine: eden her şey haramdır.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5333-)
Bize Muhammed b. Abbad rivâyet etti. ki): Bize Süfyân b. Amr'dan rivâyet etti. O da Saîd b. EH Bürde'den, o da babasından, o da dedesinden dinlemiş ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dedesi ile Muâz'i Yemen'e göndermiş ve kendilerine: edin ve kolaylaştırın; öğretin, nefret ettirmeyin!» buyurmuşlar. Zannederim «Uyuşun» da buyurmuş. Râvi diyor ki: O gittiği zaman Ebû Mûsa dönerek: Yâ Resûlüllah! Onların baldan yapma bir içkisi var ki, tutununcaya kadar pişirilir. Bir de bira vardır ki, arpadan yapılır, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ı sarhoş eden her şey haramdır.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5334-)
Bize İshâk b. İbrahim İle Muhammed b. Ahmed b. Ebî Hanef de rivâyet ettiler. Lâfız İbn-î Ebî Hanefindir. (Dediler ki): Bize Zekeriyya b. Adiyy rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah —Bu zât İbn-i Amr'ındır.— Zeyd b. Ebî Üleyse'den, o da Saîd b. Ebî Bürde'den naklen rivâyet etti. ki): Bize Ebû Bürde babasından rivâyet etti. Babası Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Muâz'la birlikte Yemen'e gönderdi de: davet edin ama tebşir edin, nefret ettirmeyin! Kolaylaştırın, güçleştirmeyin!» buyurdular. Ben: Ya Resûlallah! Bize iki İçki hakkında fetva ver. Biz bunları Yemen’de yapıyorduk. Biri bit'dir. Bu baldandır. Şiddetlenînceye kadar ne-biz yapılır. Diğeri biradır. Bu darıdan ve arpadandır. Şiddetleninceye kadar nebîz yapılır, dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Cevâmiu'l-Kelim mühürleriyle verilmişti. namazdan sarhoş eden her müskiri yasak ediyorum:: buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5335-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyei etti. ki): Bize Abdülaziz (yani Deraverdi) Umara b. Gaziyye'den, o da Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti ki, bir adam Ceyşan'dan gelmiş. (Ceyşan Yemen'dedir) ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, memleketlerinde içtikleri darıdan yapılan bira denilen bir içkinin hükmünü sormuş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: verir mi o?» diye sormuş. Adam: Evet! cevâbını vermiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her sarhoşluk veren şey haramdır. Müskirat içene Tıyneîu'l-Habâl sunacağına Allah (azze ve celle)'nin ahdi vardır.» buyurmuşlar. Ashâb: Ya Resûlüllah! Bu Tiynetü’l-Habâ! nedir? diye sormuşlar. «Cehennemliklerin teridir. Yahut Cehennemliklerin usaresidir.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5336-)
Bize Ebû'r-Rabî' El-Atekî İle Ebü’l-Kâmil rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammad b. Zeyd rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): sarhoşluk veren şey şarabdır. Ve her sarhoşluk veren şey haramdır. Bir kimse şarabı dünyada İçer de ona devam ederek tevbe etmeden ölürse; âhirette onu içmez.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5337-)
Bize İsbâk b. İbrahim ile Ebû Bekr b. İshâk ikisi birden Ravh b. Ubade'den rivâyet ettiler. (Demiş ki): Bize İbn-i Cüreye rivâyet etti. ki): Bana Mûsa b. Ukbe Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen haber verdi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): sarhoşluk veren şey şarabdır ve her sarhoşluk veren şey haramdır.» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5338-)
Bize Salih b. Mismar Es-Sülemî de rivâyet etti. ki): Bize Ma'n rivâyet etti. ki): Bize Abdü’l-Aziz b. Rluttalib, Mûsa b. Ukbe'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5339-)
Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Hatim dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya —Bu zât Kattan'dir— Tebeydul-lah'dan rivâyet etti. ki): Bize Nâfi', Ibn-i Ömer'den naklen haber verdi. İbn-i Ömer bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başka hiç bir kimseden işittiğimi bilmiyorum. sarhoşluk veren şey şarabdır ve her şarab haramdır.» buyurdular, demiş. Hazret-i Âişe rivâyetini Buhârî «Abdest» bahsinde Ebû Dâvud,'Tirmizî, Nesâî ve İbn-i Mâcc “Kitâbu'l-Eşribe»'de; Ebû Mûsa hadîsini Buhârî «Kitâbu'l-Meğazî»'de; Abdullah b. Ömer hadîsini Buhârî ile Nesâî «Kitâbu'l-Eşribe»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. şöyle diyor: «Bu hadîsler açık açık gösteriyor ki, her sarhoşluk veren içki haramdır. Ve şarabdır. Ulemâmız bütün bu şıralardan yapılan içkilere şarab ismi verileceğine ittifak etmişlerdir. Lâkin ekserisi bunun yalnız üzüm suyu hakkında hakikat, diğerlerinde mecaz olduğunu söylemiş. Bir cemâat da hadîslerin zahirine bakarak hakikat olduğunu bildirmişlerdir.» (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: veren her içki haramdır.» hadîsi hakkında Hattâbî şöyle bir mütalâa dermeyan etmiştir; «Bu hadîste sarhoşluk veren şeyin azı da, çoğu da haram olduğuna delil vardır. Hangi neviden olursa olsun! Çünkü umum sîgasıyle. sarhoşluğu doğuran içkinin cinsine işaret edilmiştir. Bu söz «karın doyuran her yemek helâldir.» demeye benzer. Çünkü mânâsı fiilen doyurmasa bile doyurmak şanından olan her yemek helâldır, demektir.» Hattâbî'nin bu mütalâasına karşı allâme Aynî şunları söylüyor: nev'iden olursa olsun sarhoşluk veren içkinin azı da, çoğu da haramdır. Sözü her içki hakkında geçerli değildir. Bu söz yalnız şaraba mahsustur. Çünkü İbn-î Abbâs (radıyallahü anh)'dan mevkuf ve merfû' olarak rivâyet edilen bir hadîste: «Muayyen olarak haram kılınan şarabdır. Her içkinin sarhoş edeni de haram kılınmıştır.» denilmektedir ki, bu hadis şarabın sarhoş etsin, etmesin; azı da, çoğu da haram olduğunu, başka içkilerin ise ancak sarhoş ettiği zaman haram kılındığını gösterir. Bu meydandadır. Ama Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Her sarhoşluk veren içki şarabtır. Ve her sarhoş eden içki haramdır...» buyurduğu rivâyet edilmiştir dersen, ben de derim ki: Bu hadîse Yahya b. Maîn tan etmiştir. Sahîh olduğunu teslim etsek bile esah kavle göre İbn-i Ömer'e mevkuftur. Bundan dolayıdır ki, Müslim onu zanla rivâyet etmiş: (Ben onu ancak merfû' olarak biliyorum) demiştir. Merfû' olduğunu da teslim etsek hadîsin mânâsı şudur: Çok içildiği zaman sarhoş eden içkinin hükmü, şarabın hükmü gibidir. Bal şerbetinden yapılan içkidir. Cevheri bu kelimenin bet' şeklinde de okunduğunu söylemiştir. Yemenliler bunu içer-lermiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bal şarabının hükmü sorulduğu zaman: veren her içki haramdır.» diye cevap vermesi; O'nun ce-vâmi-ul-kelîm (yani, sözü az, Özü çok) sözlerinden sayılır. rivâyetlerinden birinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e cemâmi-ul-kelîm mühürleriyîe verilmişti» deniliyor. Bundan murad bu az sözlere ifade ettirdiği çok mânâların üzerine sanki mühür vuruyordu da bu mânâlar soranların gözünden kaçmıyordu, demektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: namazdan sarhoş eden her müskiri yasak ediyorum.» sözünden murad: Sarhoş ettiği İçin namazdan alıkoyan her içkiyi haram ediyorum, demektir. (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Mûsa ile Muâz'a: edin ve kolaylaştırın; öğretin, nefret ettirmeyin.» buyurmuştur. Buradaki tebşirden murad hayırlı haber vermektir. Tebşirin zıddı inzardır. Ki, o da kötü haber vermek mânâsına gelir. Hadîsten murad: «Halka Allah Taâlânın sevâbını rahmet ve ihsanının genişliğini müjdeleyin. Tehdit ve azab nevilerini sayıp dökerek onları korkutmayın ki, yeni müslüman olanlarla bulûğ çağına yaklaşan çocuklar İslama yatışsınlar,» Gerçi bir şeyi emir, zıddının nehyini icabeder. O halde «Kolaylaştırın» emrinden sonra «Güçleştirmeyin» diye nehiyde bulunmanın ne faydası vardır? gibi bir sual hatıra gelebilrise de. bunun cevâbı şudur: Evvelâ biz bu kaideyi teslim etmiyoruz. Etsek bile burada maksat zınınan anlaşılan bir şeyi te'kid için sarahaten beyândır. Şayet «Kolaylaştırın» diyerek bununla iktifa etseydi; kelime nekre olduğu için bir defa kolaylaştırıp bir daha güçlük çıkaran kimseye uyardı. Fakat «Güçleştir-meyin» deyince bütün hallerde güçlük çıkarmak nefyedilmiş olur. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: kimse şarabı dünyada İçer de ona devam ederek tevbe etmeden ölürse; âhirerfe onu içmez.» hadîs-i şerifi o kimsenin Cennete giremiyeceğinden kinayedir. Çünkü cennete giren, cennet şarabından içecektir. Şu halde hadîs-i şerîf müstehil ile tevil edilir. Yani Ömrü sarhoşlukla geçip de tevbe etmeden ölen kimsenin cennete girmesi imkânsızdır. Yahut günahları affedilip cennete girse bile, cennetin şarabını canı çekmez mânâsına gelir. «El-Mebârik» nâm eserde: «Denildi ki: Böylesi cennet şarabını arzu etmeyi unutmak; yahut unutmasa bile arzu etmemek suretiyle hakikatte mahrum bırakılacaktır. Bu ise cennet nimetlerinin en şereflisinden mahrum kalmak demek olacağından büyük bir eksikliktir.» deniliyor.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Her Sarhoşluk Veren Şeyin Şarab Ve Her Şarabın Haram Olduğunu Beyan Bâbı
5340-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Nâfi’den dinlediğim, onun da İbn-i Ömer'den rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim şarabı dünyada içerse, âhirette ondan mahrum bırakılır.» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şarab İçip De Tevbe Etmeyen Kimsenin Âhirette Ondan Men Edilmek Suretiyle Cezalandırılması Bâbı
5341-)
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivâyet etti. ki): Bize Mâlik, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): kim şarabı dünyada içer de ondan tevbe etmezse, âhirette ondan mahrum bırakılır. Ve kendisine sunulmaz.» Bunu ref etti mi? diye sordular. Evet! cevâbını verdiler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şarab İçip De Tevbe Etmeyen Kimsenin Âhirette Ondan Men Edilmek Suretiyle Cezalandırılması Bâbı
5342-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Nümeyr rivâyet etti. H. İbn-i NÜmeyr de rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); kim şarabı dünyada içerse, âhireile onu içmez. Meğer ki, tevbe ede!» buyurmuşlar.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şarab İçip De Tevbe Etmeyen Kimsenin Âhirette Ondan Men Edilmek Suretiyle Cezalandırılması Bâbı
5343-)
Bize İbn-i Ebî Ömer dahi rivâyet etti. ki): Bize Hişâm İbn-i Süleyman El-Mahzumî) İbn-i Cüveyc'den rivâyet etti. (Demiş ki): Bana Mûsa b. Ukbe, Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Ubeydullah hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur. hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Esribe»'de; Nesâî «Eşribe» ve «Velîme» bahislerinde tahrîc etmişlerdir. Hadîs-i şerif şarab içip de tevbe etmeden ölenin cennet şarabından içemiyeceğine delildir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Günah işlemek cennete girememeyi icâb etmez. Bu sualin cevabı şudur: Evet icab etmez fakat, cennete girer de onun şarabından içemeyebilir. Çünkü cennet şarabı, cennetin en kıymetli ikram vâsıtalarından biridir. Gerçi cennette nefslerin arzu edeceği her şey mevcut ise de. az evvel beyân ettiğimiz gibi, âsiye bunu istemek unutturulacak yahut unutmasa bile arzu etmeyecektir. Bu da dünyada içki içenlerle içmeyenler bir olmadığını göstermek için onun hakkında bir eksiklik olacaktır. diyor ki: Hadîsin zahiri bu şarabın onun hakkında ebe-diyyen haram olmasını göstermektedir. Cennete girerse onun bütün meşrubatından içecek yalnız şarabından mahrum kalacak, bununla beraber bir üzüntü duymayacak, içenlere hased etmeyecektir. Bunun hâli alçaklık ve yükseklik hususunda derece sahiplerinin hâli gibi olacaktır. Bir derecede bulunan bir kimse ondan daha yükseğinde bulunmayı arzu etmeyecekse o da cennet şarabını arzu etmeyecektir. Bu onun için bir ceza değildir...» şerîf tevbenin büyük günahları örttüğüne de delildir. Bu hususta bütün ulema müttefiktir. Yalnız ehl-i sünnetten kelâm uleması bunun kat'î mi, zanni mi olduğunda ihtilâf etmişlerdir. göre zannidir. Hanefîler'e göre ise Allahü teâla Hazretlerinin va'di muktezası tevbenin günahları mahvetmesi kafidir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şarab İçip De Tevbe Etmeyen Kimsenin Âhirette Ondan Men Edilmek Suretiyle Cezalandırılması Bâbı
5344-)
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Yahya b. Ubeyd Ebi Ömer El-Behranî'den rivâyet etti. ki): Ben İbn Abbâs'ı şunu söylerken işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem) için akşamın evvelinde nehiz (hoşaf) yapılır. Sabahladığı zaman o günü ve gelecek akşam, ertesi günü ve ertesi gece tâ daha ertesi gün ikindiye kadar onu içerdi. Bir şey kalırsa onu hizmetçiye içirir yahut emir buyurur da dökülürdü.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5345-)
Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti. ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şıı'be Yahya El-Bebrâ'den rivâyet etti. ki): İbn Abbâs'ın yanında nebizin lâfını ettiler de şunu söyledi:' Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için bir tuluma nebiz yapılırdı. Şu'be şöyle dedi: Pazartesi gecesinde yapılır, artık onu pazartesi ile salı günü ikindiye kadar içerdi. Şayet ondan bir şey artarsa onu hizmetçiye içirir yahut dökerdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5346-)
Bize Ebü Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb ve İshâk b. İbrahim de rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Bekir'le Ebû Küreyb'indir. (İshâk «Aherenâ» tâbirini kullandı. Ötekiler «haddesenâ» dediler.) (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye A'meş'den, o da Ebû Ömer'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için kuru üzüm ıslatılır. Onu o gün, ertesi gün, daha ertesi gün (yani) üçüncü günün akşamına kadar içerdi. Sonra emir buyurur da başkasına içirilir yâbut dökülürdü.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5347-)
Bize İshâk b. İbrahim dahi rivâyet etti. ki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Yahya b. Ebî Ömer'den, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi. (Şöyle dedi) ? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için tulumda kuru üzüm ıslatılır. Artık onu o gün, ertesi gün ve daha ertesi gün içerdi. Üçüncü günün akşamı oldu mu onu içer ve içirirdi. Şayet bir şey kalırsa onu dökerdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5348-)
Bana Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef de rivâyet etti. ki): Bize Zekeriyya b. Adiyy rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah, Zeyd'den, o da Yabyâ Ebû Ömer Nehâi'den naklen rivâyet etti. Yahya şöyle dedi: Bir cemâat İbn Abbâs'a şarab alıp satmanın ve o hususta ticaret yapmanın hükmünü sordular. İbn Abbâs: Müslüman mısınız siz? diye sordu. Evet! dediler. Öyle ise o ahp satmaya ve ticaret yapmaya yaramaz, dedi. Bu sefer kendisine nebizi sordular. O da şunu söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sefere çıktı. Sonra döndü. Ashabından bâzı kimseler küplere, hurma oymalarına ve kabaklara nebiz kurmuşlardı. O emir vererek bunları döktürdü. Sonra bir tulum hazırlanarak içine kuru üzüm ve su konmasını emir buyurdu. Ve geceden konularak sabahladı. Artık ondan o günü ve gelecek akşam, ertesi günü de ta akşama kadar içti. (Kalanı da) içti ve içirdi. Sabahlayınca emir verdi ve kalanı döküldü.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5349-)
Bize Şeycan b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Kâ-sim (yani İbn-i Fadl El-Huddânî) rivâyet etti. ki): Bize Sümâme (yani İbn-i Hazn El-Kuşeyrî) rivâyet etti. ki): Âişe'ye rastladım da kendisine nehizin hükmünü sordum. Âişe hemen Habeşli bir câriye çağırarak: Buna sor! Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e nebizi o yapıyordu, dedi. Bunun üzerine Habeşli câriye: Ben ona geceden bir tulum içinde nel;iz yapar ve ağzını bağlar onu asardım. Sabahladığı vakit ondan içerdi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5350-)
Bize Muhammed b. Müsennâ El-Anesî rivâyet etti. ki): Bize Abdulvehhab Es-Sekati, Yûnus'dan, o da Hasan'dan, o da annesinden, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir tulum içinde nebiz yapardık. Yukarısı bağlanırdı. Tulumun alt deliği vardı. Biz sabahleyin nebiz yapar, onu akşamleyin içerdi; akşamleyin nebiz yapar, onu sabahleyin içerdi. hadîsler nebiz yapmanın ve tadı değişip kükremedikçe o nebizi içmenin caiz olduğuna delildir. Nevevî ümmetin bütün ulemâsının bu hususta İcma ettiğini söylüyor. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kendilerine yapılan nebizi üç gün içtikten sonra ya hizmetçiye İçirmesi yahut dökmesi değişip değişmediğinden emin olmadığı içindir. Üç günden sonra nezâheti icabı kendisi içmez, şayet nebizin halinde bir değişiklik yoksa onu hizmetçisine içirir; dökmezdi. Çünkü nebiz israfı haram olan maldı. Eğer bir değişme ve içki alâmeti görürse onu dökerdi. Zira nebiz içki olduktan sonra haram ve necis olurdu. Bu hadîsin İbn-i Abbâs rivâyetinde üç güne kadar içerdi; Hazret-i Âişe rivâyetinde ise, sabahleyin hazırlananı akşam içer; akşamleyin hazırlananı sabahleyin içerdi, denilmesi birbirine muhalif sayılmaz. Çünkü bir günde içmek ondan daha fazla da içmeye mani değildir. Bazıları bu iki rivâyetin arasını şöyle bulmuşlardır: İhtimal Hazret-i Âişe yazın sıcağında yapılan nebizi haber vermiştir. Şiddetli sıcaklarda yapılan nebizin bir gün sonra bozulma ihtimâli vardır. İbn Abbâs hadîsi ise kış zamanına mahsustur. Bazıları da Âişe hadîsi ne-bizin azlığına hamlolımur. Az olunca bir günde bitiverir. İbn Abbâs hadîsi ise birkaç gün yetecek kadar çok olan nebize hamlolunur, demişlerdir. Tulumun dibindeki su akıtacak deliği yani musluğudur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5351-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Abdûlaziz (yani İbn-i Ebî Hâzim) Ebû Hazım'dan, o da Sehl b. Sa'd'dan naklen rivâyet etti. Sehl Şöyle dedi: Ebû Üseyd Es-Sâid-i zifafında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i davet etti. Karısı o gün hizmetçileri idi. Gelin de girdi. Sehl Şöyle dedi: Biliyor musunuz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ne sundu? Onun için geceden bir çanağın içine birkaç hurma ıslattı. Yemeği ye-yince kendisine bunu sundu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5352-)
Bize Kuteybe b. Saîd de rivâyet etti. ki): Bize Ya'kub (yani İbn-i Abdurrahman) Ebû Hazim'den rivâyet etti. ki): Sehl'i dinledim. (Şöyle diyordu): Ebû Üseyd-i Sâid-i Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek onu davet etti... yukarki hadîs gibi rivâyette bulunmuş. Ama «Yemek yedikten onra onu kendisine sundu» dememiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5353-)
Bana Muhammed b. Sehl Et-Temîmî dahi rivâyet etti. ki): Bize İbn-i Ebî Meryem rivâyet etti. ki): Bize Muhammed (yani Ebû Gassan) haber verdi. ki): Bana Ebû Hazim, Sehl b. Sa'd'dan îm hadîsi rivâyet etti. (Ve şöyle dedi): «Taştan bir çanak içinde (nebiz yaptı) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yemekten kalkınca onu çalkaladı ve kendisine sundu. Bu ona has idi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5354-)
Bana yine Muhammed b. Sehl El-Temimî ve Ebü Bekr b. İshâk rivâyet ettiler. (Ebû Bekr: Bize haber verdi tâbirini kullandı. İbn-i Sehl ise: Bize İbn-i Ebî Meryem rivâyet etti, dedi.) ki): Bize Muhammed —Bu zat Ebû Gassân İbn-i Mutarrifdir.— haber verdi. ki): Bana Ebû Hazım, Sehl b. Sa'd'dan naklen haber verdi. Sehl (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e Arablardan bir kadının lâfını ettiler. O da Ebû Üseyd'e kadına haber göndermesini emir buyurdu. Ebû Üseyd kadına haber gönderdi. Ve kadın gelerek Benî Sâide'nin kal'asına müsafir indi. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıktı ve kadının yanına gelerek içeri girdi. Bir de ne görsün, kadın boynunu eğmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisi ile konuşunca kadın: Ben senden Allah'a sığınırım, dedi. O da: «Ben seni kendimden sığındırdım.» dedi. üzerine ashafa kadına: Bu kim, biliyor musun? dediler. Kadın: Hayır! cevâbını verdi. Bu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir. Seni istemeye geldi, dediler. Kadın: Ben bu işe yaramaz çıktım, cevâbını verdi. ki: O gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Hattâ kendisi ve ashabı Benî Sâide'nin çatısı altında oturdular. Sonra Sehl'e: sula!» buyurdular. Sehi: Ben de kendilerine su tası çıkararak ondan sundum. Haşim Şöyle dedi: «Onun üzerine Sehl o tası bize çıkardı ve ondan su içtik. Bundan sonra Ömer b. Abdîlaziz onu hediyye olarak istedi. O da kendisine onu hediyye etti.» Ebû Bekr b. İshak’ın rivâyetinde: su ver yâ Sehi!» cümlesi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5355-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Affân rivâyet etti. ki): Bize Hammad b. Seleme, Sabit'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şu tasımla bütün meşrubatı, balı, nebizi, suyu ve sütü sundum. hadîsini Buhârî «Nikâh» ve «Eşribe» bahislerinde tahrîc etmiştir. Düğün yemeği demektir. Hem geline, hem güveğiye ıtlak edilen bir kelimedir. Yalnız cem'inde ayrılırlar. Gelin kasdedilirse cem'i «arâis», güveği kasdedilirse «urus» gelir. Ebû Üseyd'in ismi Mâlik b. Rabîa'dır. Bedir gazilerinden en son vefat eden odur, denilmiştir. Altmış veya alt-mışbeş tarihinde vefat etmiştir. Gelinin ismi Selâme binti Vehb'dir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şerbet sunması tesettür farz kılınmazdan öncedir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den Allah'a sığman kadına gelince bunun ismi Ümeyme binti Cevn'dir. Amra binti Cevn diyenler olduğu gibi, Esma olduğunu söyleyenler de vardır. Bu kadının kıssasını evvelce görmüştük. Hulâsası şudur. Ümeyme gayet güzelmiş. Kendisini bazı zevat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize münasip görerek onunla evlendirmek istemişler. Ve bu hususta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den izin alarak kadını Medîne'ye getirmişler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) nikâh teklifinde bulununca, kadın; «Ben senden Allah'a sığınırım» demiş, o da kendisini geldiği yere iade etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Şiddetlenmeyen Ve Müskir Olmayan Nebizin Mubah Kılınması Bâbı
5356-)
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan, o da Berâ'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi ki): Ebû Bekri Siddik şunu söyledi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Mekke'den Medine'ye müteveccihen çıktığımız vakit bir çobanın yanına uğradık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) susamıştı. Ben kendisine biraz süt sağarak getirdim. Onu içti, ben de razı oldum.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Süt İçmenin Cevazı Bâbı
5357-)
Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn-i Beşşâr rivâyet ettiler. Lâfız İbn-i Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti. ki): Bize Şu'be rivâyet etti. ki): Ebû İshâk El-Hemdâni'yi şöyle derken işittim. Berâ'ı dinledim. Şunları söylüyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'den Medine'ye yöneldiği ve kendisini Suraka b. Mâlik b. Cu'ş'un takib ettiği vakit Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona beddua etti. Bu sebeple atının ayakları yere battı. Bunun üzerine Sürâka: Allah'a benim için dua et! Sana zarar vermiyeceğim, dedi. O da Allah'a dua etti. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) susadi. Ve bir koyun çobanının yanına uğradılar. Bekr Sıddîk diyor ki: Ben bir tas alarak ona Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için biraz süt sağdım da kendisine getirdim. O içti, ten de rahat oldum.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Süt İçmenin Cevazı Bâbı
5358-)
Bize Muhammed b. Abbâd ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Lâfız İbn Abtâd'ındır. (Dediler ki): Bize Ebû Saffan rivâyet etti. ki): Bize Yûnus, Zührî'den naklen haber verdi. ki): İbn-i Müseyyeb şuna söyledi. Ebû Hüreyre ki): İsrâ' gecesi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ilyada şarabla sütten iki kadeh getirildi. O bunlara bakarak sütü aldı. Bunun üzerine Cibrîl (aleyhisselâm) kendisine şunu söyledi. Seni fıtrata hidayet buyuran Allah'a hamd olsun. Şarabı almış olsaydın ümmetin sapardı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Süt İçmenin Cevazı Bâbı
5359-)
Bana Seleme b. Şebib de rivâyet etti. ki): Bize Hasen b. A'yen rivâyet etti. ki): Bize Ma'kıl, Zührî'den, o da Saîd b. Müseyyeb'den naklen rivâyet etti ki, Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e... getirildi. yukarki hadîsin mislini rivâyet etmiş. Yalnız İlya'y anmamıştır. hadîsin Ebû Bekr rivâyetini Buhârî «Menâkib-i Ensâr» ve «Lukata» bahislerinde Ebû Hüreyre rivâyetini «Kitâ-bu't-Tefsir»le «Kitâbu'l-Eşribe»'de; aynı rivâyeti Nesâî «Kitâbu'l-Eşribe»'de tahrîc etmişlerdir. İlya'dan murad: Kudüs'teki Beyt-i Makdis'tir. Fıtrattan murad ise: İslâmiyettir. Ebû Bekr'in: «Onu içti, ben de razı oldum...» sözünden maksadı: İhtiyacına kadar içtiğini gördüm; benim de gönlüm rahat oldu, demektir. muhtelif rivâyetlerinden anlaşıldığına göre: Ebû Bekr'in sağdığı koyunlar Medîneli bir çobana ait olup, sahipleri yanlarında yokmuş. Medine sözünden Mekke şehri kastedilmiştir. Bir rivâyette koyunların Kureyş'den bir adama ait oldukları bildirilmiştir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Acaba Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sahibinden izin alınmadan sağılan sütü nasıl içmiştir? Bu suale dört vecihle cevap verilmiştir. Şöyle ki:
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Süt İçmenin Cevazı Bâbı
5360-)
Bize Züheyr b. Harb ile Mulıamraed b. Müsennâ ve Ahd b. Humeyd hep birden Ebû Âsım'dan rivâyet ettiler. İbn-i Müsennâ dedi ki: Bize Dalıhâk rivâyet etti. ki): Bize İbn-i Cüreyc haber verdi. ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, kendisi Câbir b. Abdillah'i şunu söylerken işitmiş. Bana Ebû Humeyd'i Sâid'i haber verdi. ki): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e Nakî'den örtülmemiş olduğu halde bir bardak süt getirdim. Bunun üzerine: velev üzerine aykırı bir çırpı koymak suretiyle olsun örtseydîn ya!» buyurdular. Humeyd: «Tulumların bağlanması ancak geceye mahsus emredilmiş; kapıların kapanması da geceye mahsus emir duyurulmuştu,» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Nebiz İçmek Ve Kapları Örtmek Hususunda Bir Bab
5361-)
Bana İbrahim b. Dinar da rivâyet etti. ki): Bize Ravh b. Ubade rivâyet etti. ki): Bize İbn-i Cüreyc ile Zekeriyya b. İs-hâk rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş: Bana Ebû Humeydi Sâid'i haber verdi ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir tas süt getirmiş... yukarki hadîsin mislini zikretmiştir. Yalnız Zekeriyya Ebû Humeyd'in «Geceleyin» dediğini anmamıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Nebiz İçmek Ve Kapları Örtmek Hususunda Bir Bab
5362-)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. Lâfız Ebû Küreyb'indir. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, Âmeş’den, o da Ebû Salih'den, o da Cabir b. Abdillah'dan naklen rivâyet etti. dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e birlikte idik. Su istedi ve bir adam: Ya Resûlallah! Sana nebiz sunmayalım mı? dedi. Bunun üzerine: «Hay hay!» buyurdular. Adam hemen koşarak çıktı ve içinde nebiz bulunan bir tas getirdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): velev üzerine aykırı bir çırpı koymak suretiyle olsun örtseydin ya!» buyurdu ve içti.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Nebiz İçmek Ve Kapları Örtmek Hususunda Bir Bab
5363-)
Bize Osman b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Cerir Âmeş'den, o da Ebû Süfyân ile Ebû Salih'den, onlar da Câbir'den naklen rivâyet etîi. Câbir (Şöyle dedi): Ebû Humeyd denilen bir adam Naki'den bir tas süt getirdi de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: velev üzerine aykırı bir çırpı koymak suretiyle olsun Örtseydin ya!» buyurdular. hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Eşribe»'de tahrîc etmiştir, Va'dil Akik'de bir yerin ismidir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in koyun otlatmak için koruduğu yerin burası olduğu söylenir. Ki Medine'den yirmi fersah uzaktadır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kabın üzerine hiç olmazsa aykırı bir çubuk konulmasını emir buyurması, Örtecek başka bir şey bulunmadığına göredir. Ulemâ, kapları Örtme emrinin birçok faideleri olduğunu söylemişlerdir. Bunlardan iki tanesi buradaki hadîslerde varid olmuştur. Biri şeytandan korumaktır. Çünkü şeytan kapak açamaz, bağ çözemez. İkincisi senenin bir gecesinde inen taundan korumaktır. Bunlardan maada pisliklerden korumak, muhtelif sinek ve böceklerden muhafaza gibi faydaları vardır. Zira açık bırakılan kabın içine geceleyin akreb gibi zehirli bir hayvan düşebilir. Bunu bilmeyen kimse kabın içindekini yer veya içerse zehirlenir. Ebû Humeyd'in kapları örtmek geceye mahsustu sözü hadîsin metninden değildir. diyor ki: «Ekseri usul ulemasının kavline göre —ki İmâm Şafiî ile diğer ulemanın mezhebleri de budur. Sahabinin tefsiri lâfzın zahir olan mânasına muhalif ise hüccet değildir. Bu tefsir konusunda başka müçtehidlerin ona uyması lâzım gelmez. Ama hadîsin zahiri mânâsında sahabinin sözüne muhalif bir şey yok, fakat mücmel olursa bu takdirde sahabinin te'viline müracaat olunur ve hadîs onun söylediğine hamledilir... örtme emri umumîdir. Binâenaleyh râvinin mezhebi ile amel ederek tahsisi kabul etmez. Umum üzere bırakılır.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Nebiz İçmek Ve Kapları Örtmek Hususunda Bir Bab
5364-)
Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Muhammed b. Rumh da rivâyet etti. ki): Bize Leys Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbirden, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber yerdi ki, şöyle buyurmuşlar. örtün! Tulumları bağlayın! Kaplan kapayın! Ve kandilleri söndürün! Çünkü şeytan bağ çözemez kapı açamaz kap da aralayamaz. Eğer biriniz kabının üzerine aykırı bir çırpı koymaktan ve Allah'ın adını anmaktan başka bir çare bulamazsa bunları yapsın. Çünkü küçük fâsık ev sâkinlerinin üzerine evlerini yakar.» kendi hadîsinde «Kapıları kapayın!» cümlesini anmamıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Kapları Örtmeyi, Tulumları Bağlamayı Ve Kapıları Kapamayı Üzerlerine De Besmele Çekmeyi— Uykuya Yatılacağı Zaman Kandil Ve Ateşi Söndürmeyi, Akşamdan Sonra Çocuklarla Hayvanların Salinmamasını Emir Bâbı
5365-)
Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Ebû'z-Zübeyr'den dinlediğim. Onun da Câbir'den, onun da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet ettiği bu hadîsi okudum. Yalnız o: devirin! Yahut kapları örtün!»demiş; Kapların Üzerine aykırı çırpı koymayı anmamıştır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Kapları Örtmeyi, Tulumları Bağlamayı Ve Kapıları Kapamayı Üzerlerine De Besmele Çekmeyi— Uykuya Yatılacağı Zaman Kandil Ve Ateşi Söndürmeyi, Akşamdan Sonra Çocuklarla Hayvanların Salinmamasını Emir Bâbı
5366-)
Bize Ahmed b. Yûnus dâhi rivâyet etti. ki): Bize Züheyr rivâyet etti. ki): Bize Ebû'z-Züheyr, Câbir'den rivâyet etti. ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kapayın!..» buyurdular. Râvi, Leys'in hadîsi gibi nakletmiş tir. Yalnız o: örtün!» demiş. Bir de: halkının üzerine elbiselerini yakar!» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Kapları Örtmeyi, Tulumları Bağlamayı Ve Kapıları Kapamayı Üzerlerine De Besmele Çekmeyi— Uykuya Yatılacağı Zaman Kandil Ve Ateşi Söndürmeyi, Akşamdan Sonra Çocuklarla Hayvanların Salinmamasını Emir Bâbı
5367-)
Bana Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahman rivâyet etti. ki): Bize Süfyân Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen yukarkilerin hadîsi gibi rivâyette bulundu ve: fâsık evi sahiplerinin üzerine yakar.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Kapları Örtmeyi, Tulumları Bağlamayı Ve Kapıları Kapamayı Üzerlerine De Besmele Çekmeyi— Uykuya Yatılacağı Zaman Kandil Ve Ateşi Söndürmeyi, Akşamdan Sonra Çocuklarla Hayvanların Salinmamasını Emir Bâbı
5368-)
Bana İshâk b. Mansûr da rivâyet etti, ki): Bize Bavh b. Ubâde haber verdi. ki): Bize İbn-i Cüreyc rivâyet etti. ki): Bana Atâ' haber verdi ki: Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'. karanlığı bastığı —yahut gecelediğiniz— vakit çocuklarınızı (çıkmaktan) men edin. Çünkü Şeytanlar o zaman dağılır. Gecenin bir kısmı gitti mi onları salın. Kapıları kapayın ve Besmele çekin. Çünkü Şeytan kapalı kapı açamaz. Tulumlarınızı bağlayın ve Besmele çekin! Kaplarınızı örtün ve Besmele çekin! Kaplarınızın üzerine aykırı bir şey olsun koyun. Kandillerinizi de söndürün!» buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Kapları Örtmeyi, Tulumları Bağlamayı Ve Kapıları Kapamayı Üzerlerine De Besmele Çekmeyi— Uykuya Yatılacağı Zaman Kandil Ve Ateşi Söndürmeyi, Akşamdan Sonra Çocuklarla Hayvanların Salinmamasını Emir Bâbı
5369-)
Bana yine İslâk b. Mansûr rivâyet etti. ki): Bize Ravh b. Ubade haber verdi. ki): Bize İbn-i Cüreyc rivâyet etti. ki): Bana Amr b. Dinar haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillâh'ı Atâ'nın haber verdiği gibi söylerken işitmiş. Yalnız o: (azze ve celle)'n'ın ismini anın.» dememiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, İçkiler
Konu: Kapları Örtmeyi, Tulumları Bağlamayı Ve Kapıları Kapamayı Üzerlerine De Besmele Çekmeyi— Uykuya Yatılacağı Zaman Kandil Ve Ateşi Söndürmeyi, Akşamdan Sonra Çocuklarla Hayvanların Salinmamasını Emir Bâbı