Sahîh-i Müslim Hadis Kitabı
3153-)
Bize, bu hadisi Hasan-ı Hülvâni de rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Âdem rivâyet etti. ki): Bize Süfyân, Husayn’dan bu isnâdla rivâyette bulundu.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Telbiyeyi Bayram Günü Cemre-i Akabede Taş Atmağa Başlayıncaya Kadar Devam Ettirmenin Müstehab Oluşu Bâbı
3154-)
Bana bu hadisi Yûsuf b. Hammâd El-Ma'niy dahi rivâyet etti. ki): Bize Ziyâd yani El-Bekkâî, Husayn'dan, o da Kesir b. Müdrik-i Eşcaî'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd ile Esved b. Yezîd'den naklen rivâyet etti. Şöyle dediler: Abdullah b. Mes'ûd'u Müzdelife'de şunu söylerken işittik: — Ben, kendisine Bakara sûresi indirilen zâtı burada: icabet sana yâ Rabbi! Tekrar İcabet sana!» derken işittim. Sonra telbiyc getirdi. Onunla birlikte biz de telbiye getirdik. İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)’in Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kastederek: Bakara sûresi indirilen zâtı söyle buyururken işittim.» Bakara sûresi, ekseriyetle Hacc ahkâmını ihtiva ettiği içindir. sözle o: «Arafât'ta vakfe yapan, telbiyeyi keser.» diyenlerin kavlini reddetmek istemiştir. Abdullah’ın sözü «Burası hacc ibâdetlerine dâir âyetlerin indiği makaamdır.» mânâsın dadır. Mes'ûd (radıyallahü anh) kendisi hakkında: «Bu bedevi midir?» diyenlerin sözünü redd için «Bu insanlar unuttular mı yoksa saptılar mı... ilâh...» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Telbiyeyi Bayram Günü Cemre-i Akabede Taş Atmağa Başlayıncaya Kadar Devam Ettirmenin Müstehab Oluşu Bâbı
3155-)
Bize Ahmed b. Hambel ile Muhammedu'bnu’l-Müsennâ rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdullah b. Nümeyir rivâyet etti. H. Saîd b. Yahya El-Emevî de rivâyet etti, ki): Buna babam rivâyet etti. iki râvî: «Bize Yahya b. Saîd, Abdullah b. Ebî Seleme'den, o da Abdullah b. Ab di İlâh b. Ömer'den, o da babasından naklen rivâyet etti.» demişlerdir. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile sabah Uy in Mina'dan Arafat'a hareket ettik. Kimimiz telbiye getiriyor, kimimiz tekbîr alıyordu.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafe Günü Arafattan Minaya Giderken Telbiye Ve Tekbir Getirilmesi Bâbı
3156-)
Bana Muhammed b. Hatim ile Hârûn b. Abdillâh ve Yâ-kûb-u Devrâkî rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yezîd b. Hârûn haber verdi. ki): Bize Abdülazîz b. Ebî Seleme, Ömer b. Hüseyin'den, o da babasından naklen haber verdi. Şöyle dedi: sabahı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdik. Kimimiz tekbir alıyor, kimimiz telbiye getiriyordu. Biz tekbîr alıyorduk.» b. Ebî Seleme Dedi ki): «Ben: Vallahi siz şaşılacak adamlarsınız! Ona niçin: sallallahü aleyhi ve sellem)’ı nasıl yaparken gördün?) diye sormadınız? dedim.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafe Günü Arafattan Minaya Giderken Telbiye Ve Tekbir Getirilmesi Bâbı
3157-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e, Muhammed b. Ebî Bekr-i Sekafî'den dinlediğim şu hadisi okudum: Muhammed, Enfes b. Mâlik ile beraber Mina'dan Arafat'a giderken ona: Bu günde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile (beraber bulunduğunuz zamanlar) ne yapardınız? diye sormuş. Enes (radıyallahü anh) Telbiye getirenlerimiz telbiye getirir, kendisine bir şey denilmez; tekbîr alanlarımız da tekbîr getirir, ona da bir şey denilmezdi! cevabını vermiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafe Günü Arafattan Minaya Giderken Telbiye Ve Tekbir Getirilmesi Bâbı
3158-)
Bana Süreye b. Yûnus rivâyet etti, ki): Bize Abdullah b. Recâ', Mûsâ b. Ukbe'den rivâyet etti. ki):Bana Muhammed b. Ebî Bekr rivâyet etti. ki): sabahı Enes b. Mâlik'e; Bugün telbiye hakkında ne dersin? diye sordum; Enes (radıyallahü anh) Ben, bu yolu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı ile birlikte yürümüşümdür. Kimimiz tekbîr alır, kimimiz telbiye getirirdi ama kimse kimseyi ayıplamazdı; cevâbını verdi. hadîsini Buhârî «Kitâbü'l-îdeyn» ile «Kitâbü'l-Hacoda; Nesâî ile İbn Mâce «Kitâbü'l-Hacoda muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. rivâyetlerde zikredilen tekbîrden murâd: Telbiye ile beraber getirilen tekbîrdir. Yoksa tekbîr getirenler telbiyeyi terketmiş değillerdir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in cemre-i Akabe'de taş atıncaya kadar telbiyeyi kesmediği rivâyet olunmuştur. A'zam ile İmâm Şâfiî'nin mezhepleri de budur. Mâlik'den bu bâbda muhtelif kaviller rivâyet olunmuştur. Bir kavline göre güneşin zevalinden sonra telbiye kesilir. kavline göre vakfeye durulurken, başka bir kavline göre de Arafat mescidine varıldıkta kesilir! diyor ki: «Bu bâbda meşhur olan sünnet: Bayram günü cemre-i Akabe'de ilk taşı atmadan telbiyeyi kesmemektir. Ulemâ bununla amel etmişlerdir. Enes'in bu kavline gelince: Tekbir alanların telbiyeyi terk-etmeksizin ona bir nev'î zikir katmış olmaları ihtimâli vardır.» Tehlîl getiren yani «Lâ ilahe İllallah» diyendir. Burada ondan murâd: İhlâl ve telbiyedir. rivâyetler, Mina'dan Arafât'a giderken telbiye ve tekbîr getirmenin müstehab olduğuna delâlet ederler. , telbiyenin, tekbîrden efdal olduğunu söylemiştir. bu rivâyetler, Arafe günü sabah namazından sonra telbiyenin kesileceğini söyleyenler aleyhine delildirler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafe Günü Arafattan Minaya Giderken Telbiye Ve Tekbir Getirilmesi Bâbı
3159-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Mâlik'e Mûsâ b. Ukbe'den dinlediğim, onun da İbnİ Abbâs'ın azatlısı Küreyb'deu, onun da Üsâmetü'bnü Zeyd'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Küreyb, Üsâme'yi şunları söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Arafattan sökün etti. Şi'be geldiği vakit, hayvanından inerek küçük abdest bozdu. Sonra abdest aldı, fakat abdesti mükemmel şekilde almadı. Ben, kendisine: Namaza buyurun! dedim; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Namaz ilerdedir! diyerek hayvanına bindi. Müzdelife'ye gelince hayvanından inerek abdest aldı, bu sefer mükemmel bir abdest aldı, sonra namaz için kaamet getirildi ve akşam namazını kıldı. Sonra herkes hayvanını menziline yatırdı, ondan sonra yatsı için kaamet getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu da kıldı. Bunların arasında başka namaz kılmadı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3160-)
Bize Muhammed b. Rumh rivâyet etti. ki): Bize Leys, Yahya b. Said'den, o da Zübeyr'in azatlısı Mûsâ b. Ukbe'den, o da İbn Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den, o da Üsâmetü'bnü Zeyd'den naklen haber verdi. Üsâme şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), Arafat'tan sökün ettikten sonra haceti için su dağ yollarından birine çekildi. Müteakiben ben kendisine su döktüm ve: Namaz kılacak mısın? diye sordum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Namaz kılacak yer ilerdedir! buyurdular.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3161-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Abdullah b. Mübarek rivâyet etti. H. Ebû Küreyb de rivâyet etti. Bu \ât\t onundur. Dedi ki;: Bize İbn Mübarek, İbrahim b. Ukbe'den o d» İbn Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den naklen rivâyet: etti. Küreyb Şöyle dedi: Ben, Üsâmetü'bnü Zeyd'i şunu söylerken işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem), Arafat'tan çekildi, Şi'be varınca (hayvanından) inerek küçük abdest bozdu. — Üsâme: Su döktü, dememi;.— Müteakiben su isteyerek pek mübalağalı olmayan bir abdest aldı. Ben: Ya Resûlallah! Namaza buyurun! dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Namaz ilerdedir! buyurdu. Sonra yola revân olarak Müzdelife'ye vardı. Ve orada akşamla yatsıyı (birlikde) kıldı.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3162-)
Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. ki): Bize b. Âdem haber verdi. ki): Bize Ebû Hayseme Züheyir rivâyet etti. ki): Bize İbrâhîm b. Ukbe rivâyet etti. ki): Bana Küreyb haber verdi ki kendisi Üsâmetü'bnu Zeyd'e: Arafat gecesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in terkisine bindiğin vakit ne süratle hareket ettiniz? diye sormuş. Usâme: Halkın akşam namazı için develerini çöktürdükleri Şi'be geldik. (Orada) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de devesini çöktürdü ve bevletti. Üsâme su döktü, dememiş.— Sonra abdest suyu isteyerek pek mübalâğalı olmayan bir abdest aldı. Ben: Ya Resûlallah! Namaza buyurun! dedim; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Namaz ilerdedir! buyurdu ve hayvanına binerek Mtizdelife'ye geldik. (Orada) akşam namazını edâ etti. Sonra halk konak yerlerinde develerini çöktürdüler. Ama yüklerini çözmemişlerdi ki yatsı namazı için ikaamet getirildi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onu da kıldı. Sonra halk yüklerini çözdüler. (Üsâme'ye): Sabahladığınız zaman ne yaptınız? diye sordum; Üsâme: (Bu sefer) onun terkisine Fadl b. Abbâs bindi. Ben yaya olarak Kureyş'in önden gidenleriyle birlikte yola revân oldum; dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3163-)
Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. ki): Bize Vekî’ haber verdi. ki): Bize Süfyân, Muhammed b. Ukbe'den o da Küreyb'den, o da Üsametü'bnu Zeyd'den naklen rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ümerânın konakladığı boğaza geldiği vakit (hayvanvarları) inerek bevletmiş. —Üsâme burada da: Su döktü, dememiş.— Sonra abdest suyu isteyerek hafif bir abdest almış. Dedi ki): «Ben: Ya Resûlallah! Namaza buyurun! dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Namaz ilerdedir! buyurdular.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3164-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. ki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o' da Sibâ’ın azatlısı Atâ'dan, o da Üsâmetü'bnü Zeyd'den naklen haber verdi ki Ara-fâl'tan çekildiği vakit kendisi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in terkisin dey mi ş. Si'be gelince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) devesini çöktürmüş, sira helaya gitmiş. (Üsâme Dedi ki): «Heladan döndüğü vakit ben, kendisine bir kaptan su döktüm de abdest aldı. Sonra hayvanına binerek Müzdelife'ye geldi ve orada akşamla yatsıyı birlikte kıldı. hadîsi Buhârî «Abdest» ve «Hacc» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî de «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir. şerîf bundan bir bâb önce Müslim'de de geçmiş ve bâzı ahkâmı orada görülmüştü. Burada da bâzı yerlerinin îzâhı ile geri kalan hükümlerini görelim: muhtelif rivâyetlerinde râvinin «Üsâme su döktü, demedi.» şeklinde îzâha lüzum görmesi, hadîsi işittiği gibi rivâyet ettiğini anlatmak içindir. Yani hadîs, lâfzı ile değil de manâsıyla nakletmiş olsa, bu gibi yerlerde bevlden kinaye olmak üzere «Su döktü» diyecekti. yüklerini çözmemişlerdi...» cümlesi «tamamen yerlerine yerleşmemişlerdi.» mânâsına da gelebilir. murâd: Benî Ümeyye hükümdarlarıdır. zevat, o yere geldiklerinde hayvanlarından iner, akşam namazını yatsının vakti gelmeden kılarlarmış. Rivâyete göre İkrime onların bu yaptığını beğenmemiş ve «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu yeri hela ittihâz etmişti, sizlerse namazgah yaptınız.» demiştir. birinde zikri geçen «Sibâ'in azatlısı Ata'» bâzı nüshalarda «Ümmü Sibâ'in azatlısı.» diye kaydedilmişse de bunların ikisi de mâruf değildir. zâtın meşhur olan ismi: Benî Sibâ'ın azatlısı olmasıdır. târihinde İbn Ebî Hatim de «Kitâbü’l-Cerh ye't-Ta'dîl»inde onu bu isimle zikretmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3165-)
Bana Züheyir b. Harb rivâyet etti. ki): Bize Yezîd b. Harun rivâyet etti. ki): Bize Abdülmelik b. Ebi Süleyman, Atâ'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , Arafat'tan, Üsâme terkisinde olduğu hâlde dönmüş. Üsâme: (sallallahü aleyhi ve sellem), Müzdelife'ye gelinceye kadar (Arafat'taki) hâli üzere yürümeye devam etti.» demiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3166-)
Bize Ebûr-Rabi' Ez-Z«hrânî ile Kuteybetü'bnü Saîd, hep birden Hammâd b. Zeyd'den rivâyet ettiler. Ebû'r-Rabî' ki): Bize Hammad rivâyet etti. ki): Bize Hişâm, babasından rivâyet etti. Babası (Urve) Şöyle dedi: yanında bulunduğum hâlde Üsâme'ye sordular —Yahut Üsâmetü'bnü Zeyd'e ben sordum.— Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Arafat'tan (dönerken kendisini terkisine almıştı. (Üsâme'ye): Arafat'tan döndüğü vakit Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nasıl yürüyordu? dedim. (Üsâme): giderdi. Meydan buldu mu koştururdu; cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3167-)
Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ki): Bize Abdetü'bnu Süleyman ile Abdullah b. Nümeyir ve Hümeyd b. Abdirrahmân, Hişâm b. Urve'den bu isnâdla rivâyette bulundular. hadîsinde: «Hişâm dedi ki: Nass, anakın fevkindedir.» ziyâdesi vardır. hadîsi Buhârî «Hacc», «Cihâd» ve «Megazî» bahislerinde; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce «Hacc» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. rivâyetinden anlaşıldığına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mevzubahis Arafat dönüşü, veda haccına aittir. Hayvanın kendi hâline bırakılarak yürümesidir. Hayvanın var kuvvetiyle koşması, mânâsına gelir. Battal diyor ki: «Arafat'tan acele dönmek Allahü A'lem vaktin darlığındandır. Çünkü Arafat'tan Müzdelife'ye güneş indikten sonra hareket edilir. Arafat'la Müzdelife arasında üç mil kadar mesafe vardır. Hacıların akşamla yatsı namazlarını Müzdelife'de kılmaları îcâb eder. acele namaza yetişmek için yolda da acele davranırlar.» şerif, Selef-i Sâlihînin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)9 bütün harekât ve sekenâtında uymak için onun hâllerini soruşturmaya büyük ehemmiyet verirdiklerine delildir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3168-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki): Bize Süleyman b. Bilâl, Yahya b. Saîd'den naklen haber verdi. ki): Bana Adîyyü'bnü Sabit haber verdi. Ona, da Abdullah b. Yezîd El-Hat-mî rivâyet etmiş, ona da Ebû Eyyûb haber vermiş ki, kendisi veda hac cin da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte akşam ve yatsı namazlarını Müzdelife'de beraberce kılmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3169-)
Bize, bu hadîsi Kuteybe ile İbn Bumlı, Leys b. Sa'd'dan, o-da Yahya b. Saîd'den bu isnâdla rivâyet ettiler. İbn Rumh, kendi rivâyetinde şöyle dedi: b. Yezîd El-Hatmî'den (rivâyet etti.) Bu zât, İbn Zübeyir zamanında Kûfe'de emirdi.» hadîsi Buhârî «Hacc» ve «Megazî» bahislerinde; Müslim, Ebû Dâvûd. ve Nesâî, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in haccına ait uzun bir hadîsde; Nesâî «Namaz» bahsinde; İbn Mâce «Hacoda tahrîc etmişlerdir. şerif, cem'-i te'hîrin delîllerindendir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3170-)
Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. ki: MâhVe, İbn Şihâb'dan dinlediğim, onun da Salim b. Abdillâh'dan, onun da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Müzdelife'de akşam ile yatsı namazlarını birlikte kılmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3171-)
Bana HarmeletÜ'bnu Yahya rivâyet etti. ki): İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, o da Ubeydullah b. Abdillâh b. Ömer'den naklen haber verdi. Ubeydullah, babasının şöyle dediğini haber vermiş: (sallallahü aleyhi ve sellem) Müzdelife'de akşam ile yatsıyı birlikte kıldı. Aralarında nafile namaz yoktu. Akşam namazını üç, yatsıyı İki rek'ât olarak kıldı.» sonra Abdullah, Allahü teâlâ'ya kavuşuncaya kadar Müzde-life'de bu namazları böyle kılmış.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3172-)
Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivâyet etti. ki): Bize Şu'be, Hakem ile Selemetü'bnü Küheyl'den, onlar da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivâyet etti ki Saîd, Müzdelife'de akşam ve yatsı namazlarını bir ikaametle kılmış. Sonra İbn Ömer'in bu şekilde kıldığını söylemiş. İbn Ömer de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in böyle yaptığını rivâyet etmiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3173-)
Bana, bu hadîsi Züheyir b. Harb da rivâyet ete. ki): Bize Vekî rivâyet etti. ki): Bize Şu'be bu isnâdîa- rivâyette bulundu ve: iki namazı bir ikaametle kıldı.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3174-)
Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. ki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. ki): Bize Sevrî, Selemetü'bnu Küheyl'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi. İbn Ömer Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) Müzdelife'de aksamla yatsıyı toptan kıldı. Akşamı üç, yatsıyı da iki rek'ât olarak bir ikaametle edâ etti.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3175-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bûe Abdullah b. Nümeyir rivâyet etti. ki): Bize İsmail b. Ebî Halid, Ebû İshâk'dan naklen rivâyet etti. ki): Saîd b. Cübeyr şunu söyledi: Ömer'le birlikte Arafat'tan döndük, Müzdelife'ye gelince bize Akşamla Yatsı'yı bir ikaametle kıldırdı, sonra namazdan çıktı ve: Bu yerde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize bu şekilde namaz kıldırdı; dedi.» hadîsi Buhârî «Kitâbu Taksîri's-SalâUda; Nesâî «Kitâbu's-Salât»da tahrîc etmişlerdir. şerîf, kitabımızın «Namaz» bahsinde dahi geçmiş, ihtiva ettiği hükümler orada görülmüştü. Buhârî'nin rivâyetinde: (sallallahü aleyhi ve sellem) acele yolculuk etmek istediği vaVrt akşamla yaHiyı YmYıVte Vu\avdı.» şe\&m&edir. kirâm'dan birçokları bu bâbda hadîsler rivâyet etmişlerdir. Alîyyubnü Ebî Tâlib, Enes b. Mâlik , Abdullah b. Amr , Âişe, İbn Abbâs, Üsâme-tü'bnü Zeyd, Câbir b. Abdillâh, Huzeymetü'bnü Sabit, Abdullah b. Mes'ûd, Ebû Eyyûb El-Ensârî, Ebû Saîd-i Hudrî ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anhûm) hazerâtı bunlar meyânındadır. hadîslerin birçoklarında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seferde iki namazı cemederek beraberce kıldığı beyân edilmektedir. bir takınılan mezkûr hadîslerin zahirine bakarak, seferde öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı beraber kılmayı tecvîz etmişlerdir. İmâm Şafiî, İmâm Ahmed ve İshâk'ın mezhepleri budur. Battal: «Cumhûra göre sefer eden bir kimsenin öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı mutlak surette cem ederek kılması caizdir.» demiştir. mes'elede altı kavil vardır. İbn Battal’ın dediği gibi iki namazı bir vakitte kılmak caizdir, kavil, Ashâb-ı kirâm'da Alîyyü'bnü Ebî Talib, Sa'dü'bnü Ebî Vakkaas, Saîd b. Zeyd, Üsâmetü'bnü Zeyd, Muâzü'bnü Cebel, Ebû Mûsâ, İbn Ömer ve İbn Abbâs (radıyallahü anh) hazerâti ile Tâbiîn'den Ata' b. Ebî Rabâh, Tâvûs , Mücâhid, İkrime, Câbir b. Zeyd, Rabîa, Ebû'z-Zinâd, Muhammed b. Münkedir ve Safvân b. Süleym'den rivâyet olunmuştur. Sevrî, İmâm Şafiî, İmâm Ahmed, İshâk , Ebû Sevr, İbn -Münzir ve Mâlikîler'den İbn Eşheb'in kavilleri de budur. Kudâme mezkûr kavli İmâm Mâlik'den dahi rivâyet etmiştir. Fakat Hazret-i Mâlik'in meşhur kavline göre iki namazı bir vakitte kılmak, acele sefer îcâb ettiğine mahsûstur. İki namazı bir vakitte kılmak acele sefer icâb ettiği zamana mahsûstur. kavil Üsâmetii'bnü Zeyd. ile İbn Ömer'dan rivâyet olunmuştur. Mâlik'in meşhur kavli cîe budur. İki namazı bir vakitte kılmak, yol almak istenildiği zaman caizdir. Mâlikîler'den İbn Habîb'in kavli budur. «İmâm Şafiî' nin kavli de budur. Çünkü sefer, zâten yol almak içindir.» demiştir. İki namazı bir vakitte kılmak mekruhtur. İbn'l-Arabî: «Mısırlıların İmâm Mâlik'den'rivâyeti budur.» demiştir. Cem-i te'hîr caiz, cem-i takdim caiz değildir. İbn Hazm bunu ihtiyar etmiştir. Sefer sebebiyle iki namazı bir vakitte kılmak, mutlak surette caiz değildir. Bu, yalnız haccda Arafat'la Müzdelife'ye mahsûstur. Basrî, İbn Şîrîn, İbrahim Ne-haî, Esved ve Hanefiîyye İmâmlarının mezhepleri budur. Kâsım bu kavli İmâm Mâlik'den de rivâyet etmiş, kendisi de bunu ihtiyar eylemiştir. kirâm'dan İbn Mes'ûd, Sa'dü'bnü Ebî Vakkaas, İbn Ömer (radıyallahü anh) hazerâtı ile İbn Şîrîn, Câbir b. Zeyd, Mekhûl, Amr b. Dînâr, Sevrî, Esved, Ömeru'b nü Abdilazîz, ve Leys b. Sa'd’ın dahi buna kaail oldukları rivâyet edilmiştir. Ebî Şeybe «Mûsannef»inde Hazret-i Ebû Mûsâ-nın: «Özürsüz iki namazı birlikte kılmak büyük günahlardandır.» dediğini rivâyet etmiştir. onlara muvafakat edenlerin delili Buhârî ile Müslim'in rivâyet ettikleri Abdullah b. Mes'ûd hadîsidir. hadîsde İbn Mes'ûd (radıyallahü anh): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hiç bir namazı vaktinden başka zamanda kılarken görmedim. Yalnız Müzdelife'deki müstesna. Orada hakîkaten akşamla yatsıyı toptan kıldı, ertesi gün sabah namazını da vaktinden önce kıldı.» demiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in iki namazı bir vakitte kıldığını bildiren hadîsleri Hanefiî Urte'vîl etmiş, «bunlardan murâd birinci namazı vaktinin sonunda, ikinciyi de vaktinin evvelinde kılmış olmasıdır.» demişlerdir. bu şekilde kılman namazlar sûret-ı zahirede toptan kılınmış gibi görünürse de hakikatte her namaz kendi vaktinde kılınmıştır. hadîslerin arasını bu suretle bulmuşlardır. Bu mânâyı te'yîd eden hadîsler de vardır. bâbda Hanefiîler'e îtirâz. edenler olmuş, Hanefiîler tarafından bunlara cevaplar verilmiş ve söz bir hayli uzamıştır. şerif akşam namazının hiç bir yerde iki rek'ât kıhnamıya-cağına, seferde dört rek'âtlı namazların da ikişer rek'ât kılınacağına de-lüdir hadîsin Ebû Bekir b. Ebî Şeybe tarîkine Darakutnî îtirâz etmiş: burada İsmail vehmetmiştir. Kendisine Şu'be , Sevrî, İsrâîl ve daha başkalarının da dâhil olduğu bir cemâat muhalefette bulunmuş, hadîsi Ebû İshâk'dan, o da Abdullah b. Mâlik'den, oda İbn Ömer'den naklen rivâyet etmişlerdir. İsmâîl her ne kadar mevsuk bir râvî olsa da bu zevat ondan daha kuvvetlidirler.» demişse de, Nevevî kendisine cevap vermiş ve: İshak'in bu hadîsi her iki tarîkten işiterek, iki vecihle rivâyet etmiş olması caizdir. Ne olursa olsun, hadîsin metni sahîhdir, dokunulacak bir yeri yoktur.» demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Arafattan Müzdelifeye Dönüş Ve O Gece Akşamla Yatsı Namazlarını Müzdelifede Beraberce Kılmanın Müstehab Oluşu Bâbı
3176-)
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Küreyb toptan Ebû Muâviye'den rivâyet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Umara'dan, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den, o da Abdullah'dan naklen haber verdi. Abdullah Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vaktinden başka zamanda namaz kıldığını görmedim. Yalnız iki namaz müstesna; Müzdelife'-deki akşamla yatsı! O gün sabah namazını dahi vaktinden önce kıldı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Müzdelifede Bayram Günü Sabah Namazını Fazla Erken Kılmanın Ve Fecrin Doğduğu Tehakkuk Ettikten Sonra Bunda Mübalağa Göstermenin Müstehab Oluşu Bâbı
3177-)
Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim hep birden Ce-ıir'den, o da A'meş'den bu isnâdla rivâyet ettiler. Abdullah: namazını vaktinden önce alaca karanlıkta kıldı.» demiş. hadîsi Buhârî ile Ebû Dâvûd «Hacc» bahsinde; Nesâî «Hacc» ve «Namaz» bahislerinde tahrîc etmişlerdir. râvisi Abdullah b. Mes'û'd'dur. Sabah namazının vaktinden Öhbe kılınmasından murâd: Mûtâd olan vaktinden evvel kılınmasıdır. Yoksa vakti girmeden kıldı demek değildir. Çünkü -vakti girmeden hiç bir namaz kılınamaz. . Sabah namazının çok erken yani alaca karanlıkta kılındığım anlatmaktır. göre sâir zamanlarda sabah namazını, ortalık iyice aydınlayıncaya kadar geciktirmek müstehab ise de bayram sabahı Müzdelife'de alaca karanlıkta kılmak, onlara göre de efdaldır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in o gün sabah namazını şâir hacc fiillerine vakit bulabilmek için erken kıldığını söylemişlerdir. göre sabah namazını erken kılmak her zaman için müstehab işe de o gün her zamankinden daha fazla müstehabdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Müzdelifede Bayram Günü Sabah Namazını Fazla Erken Kılmanın Ve Fecrin Doğduğu Tehakkuk Ettikten Sonra Bunda Mübalağa Göstermenin Müstehab Oluşu Bâbı
3178-)
Bize Abdullah b. Meslemete'bnİ Ka'neb rivâyet etti. ki): Bize Eflâh yani timi Humeyd, Kaasım'dan, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki, Şöyle dedi: gecesi Sevde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den önce izdiham olmadan (Mina'ya dönmek için) ondan izin istedi. Sevde, sebita bir kadındı. — Kâsım, sebita'nın: Ağır mânâsına geldiğini söylemiş.— Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona izin verdi. Bu suretle Sevde ondan önce yola çıktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi sabahlayıncaya kadar alıkoydu, biz de onunla beraber döndük. (sallallahü aleyhi ve sellem)'den, Sevde'nin yaptığı gibi izin isteyerek, onun izniyle dönmüş olsam benim için bu her sevinilecek şeyde daha iyi idi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3179-)
Bize İshâk b. İbrahim ile Muhammedü'bnü'l-Müsennâ hep birden Sekafî'den rivâyet ettiler. İbn'l-Müsennâ dedi ki: Bize Abdülvahhâb rivâyet etti. ki): Bize Eyyûb, Abdurrahmân b. Kâsım'den, o da Kâsım'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe (radıyallahü anha) Şöyle dedi: şişman ve ağır bir kadındı. Bu sebeple Müzdelife'den geceleyin dönmek için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin istedi. O da kendisine izin verdi. Müteakiben Âişe (radıyallahü anha): «Keşke Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Sevde'nin istediği gibi izin isteseydim.» demiş. Âişe (radıyallahü anha) ancak İmâmla birlikte (Mina'ya) dönermiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3180-)
Bize İbn Nümeyr rivâyet etti. ki) ; Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Abdurrahmân b. Kâsım'den, o da Kâsım'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti, Âişe şöyle dedi: istediği gibi ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den izin isteyerek sabah namazını Mİna'da kılmış olmamı, sonra halk gelmeden taşları atmamı dilerdim.» «Sevde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin istemiş miydi?» diye sordular. Âişe: «Evet, çünkü Sevde ağır, şişman bir kadındı. Bu sebeple Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den izin istedi. O da kendisine izin verdi.» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3181-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Züheyir b. Harb da rivâyet etti. ki): Bize Abdurrahmân rivâyet etti. Bu râvilerden ikisi de Süfyân'dan, o da Abdurrahmân b. Kâsım'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. hadîsi Buhârî ile İbn Mâce «Hacc» bahsinde tah-fîc etmişlerdir. şerif Müzdelife'den fecr doğmadan hareket edileceğine delildir, diyor ki: «Şâfiîler'e göre Müzdelife'den gece yansından önce dönmek ve cemre-i Akabe'de gece yarısından sonra taş atmak caizdir. Delilleri bu hadîstir. hacıların bayram gecesi Müzdelife'de gecelemesi mese'lesinde ihtilâf etmişlerdir. İmâm Şafiî'nin sahîh olan mezhebine göre bu vâcibdir. Terkedene kurban kesmek lâzım gelir. Ve haccı şahindir. fukahâsı ile hadîs ulemâsının kavilleri de budur. bir taife Müzdelife'de gecelemenin sünnet olduğunu söylemişlerdir. göre bunu terkeden faziletten mahrum olur. Günâha girmiş sayılmaz. Kurban ve şâire de lâzım değildir. Şafiî'nin bir kavli de budur. bir taifeye göre Müzdelife'de gecelemîyen hacının haccı sahîh değildir. Bu kavil îbrâhîm Nehaî ile başkalarından rivâyet olunmuştur. Ebû Abdirrahmân İbn Binti'ş-Şafiî ve Ebû Bekir b. Huzeyme nâmlarında iki büyük İmâm dahi buna kaail olmuşlardır. Atâ' ile Evzâî'den rivâyet olunduğuna göre bayram gecesi Müzdelife'de kalmak, haccın rükünlerinden; vâciblerinden, sünnetlerinden değildir. hiç bir fazilet yoktur. Müzdelife sair konak yerleri gibi bir yerdir. İsteyen orada kalır, isteyen kalmaz. bu kavil bâtıldır. ne kadar kalmanın vâcib olduğu ihtilaflıdır, İmâm Şafiî'n in sahih olan kavline göre gece yarısından sonra bir saattir. rivâyete göre: Gece yansından sonra güneş doğuncaya kadar; Üçüncü bir rivâyete göre: Gecenin ekserîsidir. Mâlik'den dahi üç rivâyet vardır. Bir rivâyete göre: Bütün gece Müzdelife'de kalınır. İkinci rivâyete göre: Gecenin ekserisinde, rivâyete göre; Az bir zaman orada kalmak îcâb eder.» Hanefiîler'e göre bayram gecesinin bir cüz'ünde olsun Müzdelife'de kalmak haccın vâciblerindendir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3182-)
Bize Muhammed b. Ebî Bekir El-Mukaddemî rivâyet etti. ki): Bize Yahya yani El-Kattan, İbn Cüreye'den rivâyet etti. ki): Bana Esmâ'nin azatlısı Abdullah rivâyet etti. ki): Baha Esma, Müzdelife sâhasındayken ay kavuştu mu? diye sordu. Ben: Hayır! cevâbını verdim. Bunun üzerine bir müddet namaz kıldı. Sonra; Yavrucuğum, ay kavuştu mu? diye (tekrar) sordu. Ben; Evet, cevâbını verdim. Esma: Beni götür! dedi. Beraberce yola çıktık. Nihayet cemre taşlarını attı, sonra konakladığı yerde namaz kıldı. Ben, kendisine: Ayol biz alacakaranlıkta geldik! dedim. Esma (radıyallahü anh): Hayır'yavrucuğum, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınlara (bu hususta) izin verdi: dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3183-)
Bana, bu hadîsi Alîyyü'bnü Haşrem de rivâyet etti. ki): Ssâ b. Yûnus, İbn Cüreyc'den bu isnâdla haber verdi, Onun rivâyetinde: Hayır yavrucuğum. Şüphesiz ki Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem), kadınlarına izin vermiştir! dedi.» ifadesi vardır. hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd, İmâm Ahmed ve Taberânî dahi rivâyet etmişlerdir. Abdullah'in alaca karanlıktan muradı: Mina'ya vardıkları zamanı bildirmektir. Çünkü Müzdelife'den ay kavuştuktan sonra yola çıkmışlardı. O gece ay, gecenin son üçte birinin evvelinde doğmuştu, Zaîne'nin cem'îdir. Aslında zaîne: Deve üzerine yükletilen ve içinde kadın bulunan hevdeçtir. içinde kadın bulunsun bulunmasın, deve hevdecine zaîne denildiğini söylemişlerdir. Sonraları mecazen kadına da zaîne denilmiş ve kelime bu mânâda şöhret bulmuştur. kadınlarla erkeklerden müteşekkil cemaata zuun denildiğini söyleyenler bile vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3184-)
Baha Muhammed b. Hatim rivâyet etti. ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. H. Aliyyü'bnü Haşrem de rivâyet etti. ki): Bize Îsâ haber verdi. Bu râviler hep birden İbn Cüreyc'den rivâyet etmişlerdir. (İbn Cüreyc Dedi ki): Bana Ata' haber verdi. Ona da İbn Şevval haber, vermiş ki kendisi Ümmü Habîbe'nin yanına girmiş, Ümmü Habibe ona Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kendisini Müzdelife'den geceleyin gönderdiğini haber vermiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3185-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki)-: Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. ki): Bize Amr b. Dinar rivâyet etti. H. Amru'n-Nâkıd da rivâyet etti. ki): Bize Süfyan, Amr b. Dinar'dan, o da Salim b. ŞevvâVden, o da Ümmü Habîbe'den naklen rivâyet etti. Ümmü Habîbe (radıyallahü anh) bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yapardık. (Yani) Müzdelife'den Mina'ya alaca karanlıkta gelirdik.» demiş. Nâkıd'ın rivâyetinde: «Biz, Müzdelife'den alaca karanlıkta çıkardık.» ibaresi vardır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3186-)
Bize Yahya b. Yahya ile Kuteybetü'bnü Saîd hep birden Hammâd'dan rivâyet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Hammâd b. Zeyd, Ubeydullah b. Ebî Yezîd'den naklen haber verdi. ki: İbn Abbâs'ı şunu söylerken İşittim: (sallallahü aleyhi ve sellem) beni eşya ile birlikte —yahut zayıflar arasında— geceleyin Müzdelife'den gönderdi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3187-)
Bize Ebü Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. ki): Bize Ubeydullah b. Ebî Yezîd rivâyet etti ki, kendisi İbn Abbâs’ı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ailesinin zayıfları arasında ileri gönderdiklerindenim.» derken işitmiş.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3188-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. ki): Bize Amr, Ata'dan, o da İbn Abbâsdan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs (radıyallahü anh) Şöyle dedi: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ileri gönderdiği zayıf ailesi efradı meyânındaydim.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3189-)
Bize Abd b. Hunıeyd rivâyet etti. ki): Bize Mu hammed b. Bekr haber verdi. ki): Bİzc İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Atâ' haber verdi ki İbn Abbâs şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) beni seher vakti kendine ait ağırlıklarla birlikte Müzdelife'den gönderdi.» (İbn Cüreyc Dedi ki): «Ben (Atâ'ya): İbn Abbâs’ın (Beni uzun bir gecede gönderdi.) dediğini duydun mu? diye sordum. Hayır, yalnız bu şekilde seher vakti (dediğini biliyorum.) cevâbını verdi. Ben: Ama İbn Abbâs: Biz cemre taşlarını fecirden önce attık! demiş. Sabah namazını nerede kıldı? dedim. Ata': Hayır, hadîs ancak söylediğim gibidir! cevâbını verdi.» İbn Abbâs hadîsini Buhârî «Hacc» bahsinde iki tarîk'den tahrîc etmiştir. hadîsi Tirmizî dahi rivâyet etmiş; ve bu hadîsin başkaları tarafından da rivâyet olunduğunu söylemiş, râvilerini bildirmemiştir. İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet edenler, Ubeydullah b. Ebî Yezîd, Atâ’ b. Ebî Rabâh, Hasan.ı Uranı, Miksem ve Küreyi'dir. b. Ebî Yezîd rivâyetini Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd ve Nesâî tahrîc. ettikleri gibi Atâ' rivâyetini Müslim ile Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce; Hasan-ı Uranî rivâyetini Ebû Dâvud, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Hibbân; rivâyetini Tirmizî; rivâyetini Beyhakî tahrîc etmişlerdir. murâd: Eşya ve şâiredir. rivâyetler dahi hüküm itibârı ile yukarkiler gibidirler.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3190-)
Bana Ebû't-Tâhîr ile Harmeletü'bnu Yahya rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi. ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Salim b. Abdillâh haber vermiş ki: Abdullah b. Ömer ailesinin zayıf olanlarını Önden gönderir de geceleyin Müzdelifedeki Meş'ar-i Harâm'da vakfe yaparlar, hatırladıkları dualarla Allah'ı zikrederlermiş. Sonra İmâm (gelip) vakfe yapmadan ve oradan ayrılmadan yola çıkarlar; kimisi Mina'ya sabah namazında gelir, kimisi de ondan sonra ulaşırmış. Geldikleri vakit cemreyi atarlarmış. İbn Ömer: Bunlar hakkında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ruhsat verdi; dermiş. hadîsi Buhârî «Hacc» bahsinde tahrîc etmiştir. Haram'dan murâd: Müzdelife'dir. Oraya bu ismin verilmesi ibâdeti bildirdiği içindir. bu hususta ihtilâf edildiğini söylemiş ve: mâruf olan kavle göre bu yer Kuzah'dır.» demiştir. Kuzah: Müzdelif e.'de mâruf bir dağdır. Müzdelife'nin iki ismi daha olduğunu söylemişlerdir. Bu isimlerin biri «Cem», diğeri «Meş'ar-i Haramadır. Amr'dan bir rivâyete göre Müzdelife'nin her yeri Meş'ar-i Haram'dir. Müzdelife'nin sonu Muhassir , Mina'nın başladığı yer de Muhassir vadisi olduğu kaydedilmiştir. fe'nin hudutlarını tâyîn hususunda muhtelif sözler söylenmiştir. «Vâdt'n-Nâr» dahi derler. Hacılar, buradan sür'atlice geçerler. Bunun sebebi: Vaktiyle hıristiyanlann vakfe yeri olmasıdır. murâd: Cemre-i Akabe denilen yerdir. Buna Cemre-i Kübrâ da derler ki, bayram günü taş atılan yerdir. ulemâsı Müzdelife'de gecelemenin hükmünde ihtilâf etmişlerdir. Sevrî, İmâm Ahmed, İshâk ve Ebû Sevr'e göre Müzdelife'de gecelemek vâcibdir. İmâm Şafiî'nin bir kavli de budur. Yani Müzdelife'de yatmak haccın rükünlerinden değildir. Bunu terkedenin kurban kesmesi lâzım gelir. Atâ' ile Zührî'nin mezhepleri de budur. şafiî'den bir rivâyete göre geceyi Müzdelife'de geçirmek sünettir. İmâm Mâlik'in kavli de budur. İbn Huzeyme ile İbn Binti Şafiî'ye göre Müzdelife'de gecelemek haccın rükünlerindendir. ile îbrâhîm Nehaî ve Şa'bî'nin kavilleri de budur. Onlar: . . gecelemiyenin haccı kazaya kalmıştır.» demişlerdir. Mâlikîler'den Bazıları dahi bu kavli tercih etmişlerdir. ne miktar vakfe yapılacağı' hususundaki kavilleri az yukarda görmüştük,
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Son Gecelerde Müzdelifeden Minaya Dönerken Kadınlarla Sair Zayıf Kimselerin Halk Üşüşmeden Önce Yola Çıkmaları Ve Diğer Hacıların Sabah Namazını Kılıncaya Kadar Müzdelifede Kalmalarının Müstehab Oluşu Bâbı
3191-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezid'den naklen rivâyet etti. Abdurrahmân Şöyle dedi: b. Mes'ûd, Akabe cemresinde vadinin içinden yedi ufak taş attı. Her taşı atarken tekbîr alıyordu. Kendisine: Bâzı kimseler taşları vadinin üstünden atıyorlar! dediler. Abdullah b. Mes'ûd: Kendinden başka İlâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı burasıdır; dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre-i Akabede Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekkeyi Soluna Almak Ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı
3192-)
Bize Mincâb b. Haris Et-Temîmî rivâyet etti. ki): Bize İbn Müshir, A'meş'den naklen haber verdi. ki): Ben Haccâc b. Yûsuf'u minber üzerinde hutbe okuyarak şöyle derken işittim; Cibrîl'in sıraladığı gibi sıraya koyun! (Evvelâ) içinde Bakara zikredilen sûre. (sonra) içinde Nisa zikredilen sûre ve içinde (daha sonra) Âl-i Imrân zikredilen sûre (okunmalı) dir. ben, İbrahim'e rastlayarak Haccâc'ın sözünü kendisine haber' verdim, İbrâhîm ona şetmetti ve şunu söyledi: Bana Abdürrahmân b. Yezîd anlattı ki kendisi Abdullah b. Mes'-ûd ile berâbermiş. Cemre-i Akabe'ye gelerek vadiye girmiş. Vadiye yandan girmiş ve orada vadinin içinden yedi taş atmış. Her taşı atarken tekbîr alıyormuş. (sözüne devamla) dedi ki: Ben: Yâ Ebâ Abdirrahmân! Başkaları bu taşları vadinin üstünden atıyorlar! dedim; İbn Mes'ûd (radıyallahü anh): Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı budur; dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre-i Akabede Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekkeyi Soluna Almak Ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı
3193-)
Bana Yâkûb-u Devrakî rivâyet etti. ki): Bize İbn Ebî Zâîde rivâyet etti. H. İbn EH Ömer de rivâyet etti. ki): Bize Süfyân rivâyet etti. ikisi birden A'meş'den rivâyet etmişlerdir. ki): Haccâc'ı: Bakara sûresi demeyin!..» derken işittim. İbn Ebî Zaide İle Süfyân, hadîsi İbn Müshir hadîsi tarzında rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre-i Akabede Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekkeyi Soluna Almak Ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı
3194-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Gunder, Şu'be'den rivâyet etti. H. Muhammedü'bnu'l-Müsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. ki): Bize Şube, Hakem'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen rivâyet etti. Abdurrahmân, Abdullah ile birlikte haccetmiş. ki); Cemrede yedi ufak taş attı; Beyt-i şerifi soluna, Mina'yı da sağına aldı. Ve: Kendisine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı budur! dedi.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre-i Akabede Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekkeyi Soluna Almak Ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı
3195-)
Bize Ubeydullah b. Muâz rivâyet etti. ki): Bize babam rivâyet etti. ki): Bize Şu'be bu isnâdla rivâyette bulundu. Yalnız o: «Cemre-i Akabeye gelince...» dedi.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre-i Akabede Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekkeyi Soluna Almak Ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı
3196-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Ebû'l-Muhayyât rivâyet etti. H. Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Lâfız onundur. ki): Bize Yahya b. Yala, Ebû’l-Muhayyât'dan, o da Selemetü'bnü Süheyl'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen hat er verdi. Abdurrahmân Şöyle dedi: bâzı kimselerin cemreye, Akabenin Üzerinden taş attıklarını söylediler. Abdullah ise taşları vadinin içinden attı. Sonra şunu söyledi: Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zât, onları buradan atmıştır.» hadîsi Buhârî «Haco bahsinin bir-iki yerinde, Ebû Dâvûd , Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce dahi «Hacc» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. -A'b dir rahman: Hazret-i Abdullah b. Mes'ûd'ün künyesidir. Abdullah'ın hiç bir sebep yokken yemîn etmesi, sözünü, te'kîd içindir. Abdurrahmân b. Yezîd'in söylediklerini işitince halkın vadinin üstünden taş atmaları gücüne gitmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in fiiline muhalif olan bu işi şiddetle reddetmiştir. Kur'ân sûreleri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e indirildiği hâlde İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)’in yemininde yalnız Bakara sûresini anması: Hacc ibâdetlerinin ekserisi bu sûrede olduğu içindir. Mes'ûd (radıyallahü anh) bu sözüyle: «Kendisine Hacc menâsikî indirilen ve şeriatın me'hazi olan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) taşlan işte buradan attı. Ona tabî olmak daha lâyıktır.» demiş gibidir. ikinci rivâyetinde A'meş'in «Haccâc'dan işittim.» diyerek'yaptığı rivâyet, onun hatâsını göstermek içindir. Yoksa ondan hadîs -rivâyet etmek istememiştir. Çünkü Haccâc buna ehil değildi. hatâsı «Sûre-i Bakara, Sûre-i Nisa ve Sûre-i Âl-i İm-rân.» demeyip; «içinde Bakara zikredilen sûre, içinde Nisa zikredilen sûre ilâh...» şeklinde konuşmasıdır. A'meş bunu İbrahim Nehaî'ye haber vermiş; İbrahim , Haccâc'a söverek hatâsını göstermiş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in güzîde ashabından Abdullah b. Mes'ûd hazretlerinin dahi: Bakara.» dediğini isbât etmiştir. İyâz diyor ki: «Eğer Haccâc (Kur'ân'ı Cibrîl'in sıraladığı gibi sıraya koyun!) sözünden muradı: Âyetleri her sûreye bugün Mushaf'ta olduğu şekilde dizin, demek ise zâten icnıâ-ı müs-limîn ile sabittir ki âyetleri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz te'lîf ve tertîb buyurmuşlardır. Şayet sûrelerin tertibini kastediyorsa fukahâ ile kurrâdan bâzılarının kavilleri bu merkezdeyse de muhakkılardan bir cemâat bunu kabul etmemiş: tertibi, tevkîfî değil; ümmetin içtihadı ile olmuştur.» demişlerdir. Fadl'a göre Haccâc'in Sûre-i Nisâ'yı ÂH İmran sûresinden önce zikretmesi: Sözünden, âyetlerin sırasını kasdettiğine delildir. Çünkü Haccâc , Hazret-i Osman'in Mushafına tabî olur, ona muhalefette bulunmazdı. Ufak taşların toplandığı yerdir. Akabe den murâd: Büyük cemredir. Bu yer: Mina'nın Mekke tarafındaki hududunda olup Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hicret için Ensârla bey'at akdettiği yerdir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre-i Akabede Taşları Vadinin İçinden Atmak, Mekkeyi Soluna Almak Ve Her Taşı Atarken Tekbir Almak Bâbı
3197-)
Bize Ishâk b. ibrahim ile Alîyyü'bnü Haşrem hep birden Îsâ b. Yûnus'dan rivâyet ettiler. İbn Haşrem dedi ki: Bize Isa, İbn Cüreyc'den naklen haber verdi. ki): Bana Ebû'z-Zübeyir haber verdi ki, Câbir'i şunu söylerken işitmiş: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bayram günü hayvanının üzerinde taş atarken ve: Hac ibâdetlerini almalısınız! Çünkü bilmiyorum; belki bu bacamdan sonra bir daha haccedemem! buyururken işittim.» hadîs-i şerif «Menâsik-i hacc» denilen hacc ibâdetleri hakkında büyük bir temeldir. Ve namaz hakkında vârid olan: nasıl namaz kıldığımı gordünüzse sizde öyle kilini» hadîsi gibidir. ibâdetlerini almalısınız!» cümlesinden murâd: «Ben, bu ibâdetleri kavlen ve fi'len nasıl yaptımsa, sizin için de bunlar aynı şekilde meşru olmuştur; bunları böylece belleyin, kendiniz bu suretle amel ettiğiniz gibi başkalarına da öğretin!» demektir. (sallallahü aleyhi ve sellem) «Bilmiyorum, belki bu haccımdan sonra haccedemem!» buyurmakla vefatının yakınlığına işaret etmiştir. şerif, Mina'ya hayvan üzerinde vâsıl olan kimsenin bayram günü cemre-i Akabe'de hayvan üzerinde taş atmasının müste-hab olduğuna delildir. taşlan yerde atmak da caizdir. taş atarken hayvan üzerinde mi, yoksa yerde mi bulunmanın efdal olduğu ihtilaflıdır.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Bayram Günü Cemre-i Akabede Hayvan Üzerinde Taş Atmanın Müstehab Olduğunu Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in «hacc İbadetlerini Almalısınız.» Hadisini Beyan Bâbı
3198-)
Bana Selemetü'bnü Şebîb rivâyet etti. ki): Bize Hasen b. A'yen rivâyet etti. ki): Bize Ma'kil, Zeyd b. Ebi Üneyse'den, o da Yahya b. Husayn'dan, o da ceddesi Ümmü'l-Husayn’dan naklen rivâyet etti. Yahya dedi ki: Ceddemi şunu söylerken işittim: Veda haccında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte haccettim, onu Cemre-i Akabe'de taş atarken ve oradan ayrılırken hep devesinin üzerinde gördüm. Beraberinde Bilâl ile Üsâme de vardı. Biri devesini yediyor, diğeri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i güneşten korumak için elbisesini onun başına kaldırıyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (orada) birçok sözler söyledi. Sonra şb'yle buyururken İşittim: Eğer size âzası kesilmiş bir kö'le emir tâyîn edilir de sizi Allah'ın kitabı ile İdare ederse hemen kendisini dinleyip itaat edin!» Ninemin «kara bir köle.» dediğini zannediyorum, demiş.)
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Bayram Günü Cemre-i Akabede Hayvan Üzerinde Taş Atmanın Müstehab Olduğunu Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in «hacc İbadetlerini Almalısınız.» Hadisini Beyan Bâbı
3199-)
Bana Ahmed b. Hanbel rivâyet etti. ki): Bize Muhammedü'bnü Seleme, Ebû Abdirrahim'den, o da Zeyd b. Ebi Üneyse'den, o da Yahya b. Husayn'dan, o da ninesi Ümmü'l-Husayn'dan naklen rivâyet etti. Ümmül-Husayn Şöyle dedi: haccında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte haccettim de Üsâme ile Bilâl'ı gördüm. Biri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in devesinin yularını tutuyor; diğeri elbisesini kaldırarak onu sı caktan örtüyordu. Böylece Cemre-i Akabede taşları attı.» der ki: «Ebû Abdirrahîm'in adı: Hâlid b. Ebî Yezîd'dir. Bu zât, Muhammed b. Seleme'nin da yısıdır. Ondan V«ki ile Haccâc-ı A'ver hadis rivâyet etmişlerdir.» Uzuvları kesilmiş, manasınadır. Burnu, kulağı ve dudağı kesik olan kimseye «Ecda'», müennesine de «Ced'â» denir. muhtelif azasının kesilmiş olması, onun kıymetsizliğine delildir. da ayrı bir noksanlık sayılır. Böyle hem köle, hem muhtelif uzuvları kesik, hem de siyah olan bir insan âdette son derece ehemmiyetsiz ve kıymetsizdir. (sallallahü aleyhi ve sellem), Allah'ın kitabıyla hükmetmek şartıyle böyle bir insan bile Ülü’l-Emîr olsa kendisine itaati emir buyurmuştur. şöyle bir suâl hatıra gelebilir: «Bazı rivâyetlere göre halîfenin Kurası olması bile şart kılınmışken, köleden nasıl Ülü’l-Emîr olabilir?» suâle iki türlü cevap verilmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Bayram Günü Cemre-i Akabede Hayvan Üzerinde Taş Atmanın Müstehab Olduğunu Ve Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in «hacc İbadetlerini Almalısınız.» Hadisini Beyan Bâbı
3200-)
Bana Muhammed b. Hatim ile Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. İbn Hatim dedi ki: Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bize Ebû'z-Zübeyir haber verdi, kendisi Câbir b. Abdillah'ı şöyle derken işitmiş: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, Cemrede fiske taşı gibi taşlar atarken gördüm.» taşı: Nohuttan büyük, bakladan küçük; bâzılarına göre bakla kadar olan taştır. şerîf, atılacak taşların bu miktar olmasının müstehab görüldüğüne delildir. bundan büyük veya küçük taşların dahi atılabileceğini fakat mekruh görüldüğünü kaydetmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Cemre Taşlarının Fiske Taşı Kadar Olmasının Müstehab Görülmesi Bâbı
3201-)
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. ki): Bize Ebû Hâlid-i Ahmar ile İdrîs, İbn Cüreyc'den, o da Ebû'z-Zübeyir'den, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. Câbir (radıyallahü anh) Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) bayram günü kuşluk zamanında taş attı. Bir daha bunu güneşin zevalinden sonra yaptı.»
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Taş Atmanın Müstehab Vaktini Beyan Bâbı
3202-)
Bize, bu hadîsi Alîyyü'bnü Haşrem de rivâyet etti. ki): Bize Îsâ haber verdi. ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi. ki): Bana Ebû'z-Zübeyir haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillah'ı yu-karki hadîsde olduğu gibi: (sallallahü aleyhi ve sellem)... taş atardı.» derken işitmiş. günü yalnız Cemre-i Akabe'de taş atılır. Bu hususta ulemâ müttefiktir. Sair teşrik günlerinde ise zevalden sonra atılır. diyor ki: «Bize göre bayram günü gece yarısından îti-bâren Cemre-i Akabede taş atmak caizdir. günlerine gelince: Bizim mezhebimizle İmâm Mâlik, İmâm Ahmed ye cumhûr-u ulemâ'nın mezheplerine göre üç teşrik gününde ancak zevalden sonra taş atılır. Delilimiz: Sahîh olan bu hadîşdir. Tâvûs ile Âtâ'ya göre teşrik günlerinde zevalden önce taş atmak kâfidir. Hanîfe ile İshâk b., Râhuye: (Üçüncü gün zevalden önce taş atmak caizdir.) demişlerdir.» Nevevî'nin beyânına göre teşrik günlerinde taş atarken tertibe riâyet şarttır. Evvelâ Mescid-i Hayf yakınındaki Cemre-i Ülâ'dan başlanır, sonra orta cemreye, daha sonra Cemre-i Akabe'ye geçilir. İlk cemrede taşları attıktan sonra uzun zaman kıbleye karşı dönerek Allah'a duâ etmek, zikirde bulunmak müs-tehabdır. cemrenin hükmü de budur. durulmaz. Bu suretle hareket, teşrik günlerinin üçünde de müstehabdır. ulemâ'ya göre duâ ederken elleri kaldırmak da müstehabdır. Yalnız bu bâbda İmâm Mâlik'in kavli muhteliftir. duâ için durmayana bilittifâk bir şey lâzım gelmez. Sevrî'den bir rivâyete göre duâ için durmayan kimsenin fakirlere bir şey it'âm etmesi yahut kurban kesmesi gerekir.
Kaynak: Sahîh-i Müslim, Hacc
Konu: Taş Atmanın Müstehab Vaktini Beyan Bâbı